İNSANOĞLU SADECE KAS VE KEMİKDEN OLUŞMAMAKTADIR...
Spor ağırlıklı olarak motor becerilerin kullanılması sonucu uygulanan bir faaliyet olsa da sportif başarının altında kişinin motor yeteneklerinden daha fazlası yatmaktadır. Çünkü insanoğlu sadece kas ve kemikten oluşmamaktadır.
Bedensel performans; ancak zihinsel ve psikolojik performans ile birleştirilirse başarılı sonuçlar verir.
Spor sadece fiziksel, taktik ve teknik unsurlardan oluşmaz.Yapılan araştırmalar sporcu psikolojisinin diğer unsurlar üzerinde tamamlayıcı önemli bir etken olduğunu ortaya koymuştur. Sporcu olmak her zaman dayanıklı olmayı, kazanmaya da kaybetmeye de her an hazır olmayı gerekli kıldığından bir sporcunun fiziksel ve psikolojik olarak her an hazır olma durumunda olma zorunluluğu sporcu üzerinde yoğun bir stres oluşturabilir. Sporcunun mükemmeli yapma isteği ve kazanmaya koşullanması tek başına bile stres kaynağı iken bu stresi arttıran başka etmenler de vardır. Örneğin;
Rakibin gücü hakkında duyulan kaygı
Daha önce favori olma
Seyircilerin etkisi
Basın ve yayın kuruluşlarının etkisi
Müsabakanın önemi
Kendine güven azlığı
Müsabakaya yakın veya kronik seyreden kişisel problemler
Motivasyonel problemler
Yaşamın her alanında olan ve insanlara sıkıntı duygularının yanında enerji de veren stres ve kaygı duygusu sporcuların sürekli maruz kaldıkları bir durumdur. Bir çok sporcu psikolojik gerilimin yüksek olduğu durumlarda meydana gelen gerilimi azaltmak ve rahatlamak için kendilerine göre stresle baş etme yöntemleri geliştirmiştir.
Stres, sporcuların fiziksel enerjilerine, elde edecekleri kazanç ve zaferlere,zevk ve eğlencelerine zarar vermektedir. Stres, sporculara becerikli olmadıklarınıdüşündürerek öz güvenlerine zarar verebilir. Psikolojik stres sporcuların yıllarca çalışarak ulaştıkları becerilerini sergilemelerine zarar verebilir ve sporcuların akış deneyimi yaşamalarına engel olabilir. Stres sporcuların sakatlanmalarına yol açabilir ve onların erken emekliliğe ayrılmalarına neden olabilir. Stres gizli ve sinsi bir hastalıktır. Bu kendisini sürantrenmanda (zihinsel, duygusal, sosyal ve bedensel olarak yaşanılan tükenmişlik) yansıtabilir. Stresin zararları sadece sporcular için değil, antrenörler, teknik direktörler ve diğer yardımcı çalışanlar için de söz konusudur. Bu yüzden kendimize yardımcı olabilmek için stres yönetimi uygulamalarının bilinmesi gerekir (Altungül, 2006: 29). Stres altındaki sporcuda fizyolojik olarak kan basıncının, kas gerginliğin, ter bezi faaliyetlerinin ve kalp vurum sayısının arttığı görülür. Solunum sıklaşır ve göz bebeklerinde büyüme görülür. Beyine ve kaslara daha fazla oksijen gerektiği için kanda alyuvarların sayısı artar, iç organlardaki kan miktarının azalması nedeniyle sindirim yavaşlar, zihinsel olarak dikkat azalır, algılamada yanılgılar ve unutkanlık görülebilir. Psikolojik olarak güvensizlik hisseder, huzursuz ve karamsardır, yetersizlik duygusuna bağlı olarak korku başlamıştır. Bütün bunlar antrenman veya yarışma sırasında sahip olduğu performansı sergileyememesine neden olur. Konsantre olamaz, koordinasyon bozulur, teknik ve taktik hareketlerde hatalar sergiler.
Yoğun stres yaşayan sporcular eğer bu stresle baş edemezlerse çeşitli duygusal zorluklar yaşayabilirler. Yaşadıkları stres nedeniyle performansta ve motivasyonda düşüş yaşayabilir, öfkelenebilir ya da saldırgan tutumlar sergileyebilirler. Öfke, sporcuların zaman zaman yaşadığı, uygun ifade edildiğinde olumlu sonuçlar doğuran normal ve sağlıklı bir duygudur. Engellenme, istenmeyen sonuçlar ve karşılanmayan beklentiler öfkeyi ortaya çıkaran ve arttıran nedenlerin başında gelmektedir. Bu durum sporcunun hedeflerinden uzaklaşmasına, olayların gidişatını yönlendirememesine neden olmaktadır. Normal bir duygu olan öfkenin bu olumsuz sonuçlara sebep olmaması için, öfke duygusunun tanınması, kabul edilmesi ve işlevsel bir biçimde ifade edilebilmesi gerekmektedir.
İnsanların derinliğini oluşturan duygular bir sporcu için çok önemlidir. Duygular bir sporcunun motiv nesnesi olabileceği gibi gizli bir rakibi haline de dönüşübilir. Duygular sözle anlatılması güç olan ve coşku, sevinç, neşe, kızgınlık, öfke, hiddet, endişe, korku gibi isimlerle anılan yaşantıları kapsar. Duyguların bilinçli olarak yönetilebilmesi için antreman planlaması sırasında ele alınması gerekir. Duyguların kontrol altına alınmasından kasıt onların bastırılması değildir. Çünkü duygular deneyim ve öğrenme süreçlerinin kontrolü altındadır. Duygularını tanımayan ve yönetemeyen sporcu sahip olduğu gerçek performans düzeyini sergileyemez.
Stresle başa çıkarken uygulanan bireysel, zihinsel, davranışlar yöntemler mevcuttur. Başa çıkma stratejisi, bireyin kalıtımla getirdiği güçleri, biyolojik yapısı, psikolojik enerjisi, eğitimi, kişilik yapısı, becerileri, çevresel kaynakları ve karşılaşılan stresin türüne bağlı olarak değişir.
Stresin olumlu yönleri de olmasına rağmen genellikle, olumsuz yönleri ele alınmaktadır. Stres hayatın özünde vardır ve hayata dinamizm getirir. Bir sporcunun yaşamındaki stres eğer olumlu yönlendirilebilirse motivasyonu arttırabilir. Önemli olan bireyin stressiz bir hayat yaşaması değil, stres kaynaklarını kendisine zarar vermeyecek ve motivasyonunu, başarısını arttıracak biçimde yönlendirebilmesi;yani stresi yönetebilmesidir.
Sporcularda kendinle konuşma (self talk) zihinsel olarak olumlu ve gerçekçi olmayı, sakin kalmayı sağlayan aynı zamanda odaklanmayı taze tutan bir tekniktir. Aynı zamanda bu teknik öfkenin kontrol edilmesinde de yardımcı olmaktadır.
Karşılaşma esnasında öfke problemi yaşayan iki sporcunun (ikisi de atlet) daha sonrasında bununla nasıl baş edebileceklerini öğrendikleri bir çalışma yapılmıştır. Her iki sporcu ile öfke problemi üzerine kendinle konuşma tekniği kullanılarak üç seans çalışıldıktan sonra, karşılaşma öncesi, esnası ve sonrasında öfke duygularını iyi bir şekilde kontrol etmeyi öğrendikleri gözlenmiştir.
Kısa mesafe koşucusu olan, öfkesini kontrol etmeyi öğrenebildiği gibi başarılı bir şekilde güçlü yanlarına da odaklanmayı öğrenmiştir. Atlet güçlü yanlarını yansıtan doğru ifadeleri kendisine söyleyerek tekrarlamıştır. Buna ek olarak seanslar sonrası her gün birçok kez bunları kendisine söylemesi istenmiştir. Çünkü bir beceri ancak pratik yapılarak kazanılabilir. Karşılaşmada kullanması için bir kelime belirlenmiştir (Örn., “hırslı”, “gayretli” ya da “odaklanma” gibi) ve böylece bu kelimeyi kendisine hatırlatarak diğer ifadeleri de hatırlaması sağlanmıştır. Sporcunun kendisine söylemesi için belirlenen ifadeler:
Yetenekli bir koşucuyum.
Takımın en iyi kısa mesafe koşucusuyum.
Gerçekten hırslı ve atılgan bir sporcuyum.
Takımın önemli bir parçasıyım.
Olumlu yaklaşımlarım (tavırlarım) var.
Çabuk ve hızlıyım.
Hatalarımın zihnimi rahatsız etmesine izin vermem.
Her yarışmada daha hırslı koşarım.
Antrenmanlarımda olduğu kadar karşılaşmalarda da rahatımdır.
Yaptığım hataları kolaylıkla geride bırakabilirim.
İyi konsantre olurum ve dikkatimi yarış boyunca koruyabilirim.
İnsanların ne düşündükleri ile ilgili endişelerimin üstesinden gelebilirim.
İnsanların benim hakkımda ne düşündükleriyle ilgilenmem.
Koşmaktan ve yarışmaktan keyif alırım.
Eğer bir koşucu kaybetmek için ya da geçilmek için yarışa başlarsa, muhtemelen kendisini öfkeli hisseder. Bu durumda kendisi ile yapacağı negatif konuşma oldukça olumsuz olacaktır: “Hadi budala, senin sorunun ne! Eğer bu şekilde sinirlenmeye devam ederse sonunda patlayacaktır. Diğer orta mesafe koşucusu olan atletin yaşadığı öfke problemi bununla ilgiliydi. Onunla yapılan çalışmada kendisine yardımcı olacak ifadelerin şunlar olduğu belirlendi:
Geçilmiş olduğum için kendimi affediyorum.
Konuşmalarımla kendimi cesaretlendirebilir ve destekleyebilirim.
Öfkemi ya da korkumla yüzleşip onları serbest bırakabilirim.
Her turda geçtiğim diğer turu unuturum, tempomu ve formumu düşünürüm.
Özellikle gerideysem daha hırslı ve gayretli koşarım.
Yarış esnasında pozitif düşünürüm.
Her yarışta zihinsel olarak güçlü dururum.
Eğer yarışa önde başlamışsam daha hırslı ve gayretli koşarım.
İyi koşmayı seviyorum ve yarışmaktan keyif alıyorum.
Sakinim, rahatım ve karşılaşma esnasında bunu koruyabilirim.
Kişisel Öfke Farkındalığı
Aşağıdaki soru listesi sporcuların kendi öfkelerini değerlendirmede onlara yardımcı olabilmektedir. Bu sorular yalnız başına ya da karşılaşma esnasındaki öfke ile baş etme ile ilgili grup/takım tartışmasının bir parçası olarak kullanılabilir.
1. …………………………………………………………………………………….. olduğu zaman öfkelenirim.
2. Karşılaşma esnasında öfkemle …………………………………… yaparak baş ediyorum.
3. Karşılaşma sırasında öfkemi yapıcı bir biçimde……… şeklinde ifade etmek istiyorum.
4. ……………………………..… öfkemle baş etmede bana yardımcı olan 5 olumlu cümledir.
Psikolog & Yaşam Koçu
Yasemin KURÇENLİ
Yeditepe Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun olduktan sonra Süleyman Demirel Üniversitesi Aile Danışmanlığı eğitimini tamamladı. Bilişsel Davranışsal Terapi (CBT), Stres ve Travma Terapisi, Psikofarmokoloji alanında eğitimlerini Psikolojik Eğitim ve Terapi Akademisinde tamamladı. Kurçenlİ Psikoloji'nin kurucu psikoloğu olan Yasemin Hanım aynı zamanda Aktunç Gym' de sporcu psikologluğu ve yaşam koçluğu hizmetleri vermektedir.