Showing posts with label yerli otomobil. Show all posts
Showing posts with label yerli otomobil. Show all posts

Wednesday, 8 July 2015

'Yerli otomobilde 4 prototip olacak'

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık yaptığı açıklamada, yerli otomobilde Ağustos sonuna kadar dört tane prototip olacak elimizde.
08 Temmuz 2015 Çarşamba 23:03/http://www.trthaber.com/
Yerli otomobilde 4 prototip olacak
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, tekrar seçime gidilmeden yeni hükümetin kurulmasını temenni ettiğini belirterek, "Milli irade tecelli etmiş. 'Ben beğenmiyorum, oynamıyorum, yerimi beğenmedim' deme şansımız yok. Mesajı her partinin kendisi açısından çok iyi alması ve ona göre hükümet oluşumunu bir an önce gerçekleştirmesi gerekiyor" dedi.

Işık, NTV'de katıldığı programda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Bugün açıklanan sanayi üretim endeksi verilerini değerlendiren Işık, ortaya çıkan tablonun geleceğe dair olumlu izlenimler verdiğini söyledi.

Söz konusu verinin genelde yıllık bazda değerlendirildiğini, çünkü yıllık mukayesenin daha doğru olduğunu dile getiren Işık, takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretiminin, Mayıs'ta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2,4 artığını ifade etti. Bölgedeki konjonktür dikkate alındığında, bunun iyi bir rakam olduğunu vurgulayan Işık, şunları kaydetti:

"Beklentilerin üzerinde bir rakam, ben olumlu buluyorum. Türkiye'nin büyümeye devam ettiğini, sanayisinde çarkların tıkır tıkır işlediğini gösteriyor. Şu anda dünya avronun dolara karşı değer kaybetmesinden dolayı ciddi bir zorluk yaşıyor. Bu, bölgemizdeki çatışmaların da getirdiği zorluklarla birleşince ihracatta değer bazında azalma var ama bu durum, çok şükür sanayide miktar bazında azalmayı işaret etmiyor. İhracatı değer bazında değerlendiriyoruz, işte şu kadar dolar ya da avro gibi ama üretimi miktar bazında değerlendiriyoruz. Sanayi üretiminin miktar bazında artıyor olması aslında Türkiye'de hem iç tüketimin hem de ihracatın artmaya devam ettiğini gösteriyor. Yani üretimin devam ettiğini, çarkların döndüğünü gösteriyor. Otomotiv grevleri rakamlara bir miktar yansıdı. Olmasa daha yüksek bir oranı görebilirdik."

"Yunanistan'ın sıkıntılarını gidermesini isteriz"

Yunanistan'daki gelişmelerin sorulması üzerine de Işık, Türkiye'nin arzusunun, Yunanistan'ın iyileşmesi olduğunu söyledi.

Bakan Işık, Yunanistan'ın kötü durumda olmasının Türkiye için de iyi olmayacağını belirterek, "Yunanistan iyi olursa Türkiye rahat eder. Komşu halkın, içinde bulunduğu kötü durumdan çıkması arzumuzdur. Türkiye imkanları ölçüsünde gereken her türlü desteği verir. Bu sadece para olarak değil, ticari olabilir" dedi.

"Temennim tekrar seçime gitmeden yeni hükümetin kurulması"

Siyasi gündemi de değerlendiren Işık, hükümet kurma çalışmalarına ilişkin gecikme iddialarına katılmadığını dile getirdi.

Anayasada her şeyin yazılı olduğunun altını çizen Işık, şöyle konuştu:

"Süreç, Meclis başkanlık divanından sonra başlıyor. Kaldı ki partilerin kendi aralarında görüşmeye başlaması için Sayın Cumhurbaşkanı'nın görev vermesi de beklenmez. 4 parti kendi aralarında görüşebilir, konuşabilir. İlla resmi görevlendirme yapılmasını beklemek gerekli değil. Başkanlık divanının oluşması, yeni hükümet için resmi süreci başlatıyor. Temennim tekrar seçime gitmeden yeni hükümetin kurulması. Dünyanın içinden geçtiği ekonomik konjonktür ve bölgemizdeki siyasi olaylar yeni bir seçim için riskler barındırıyor ama bu şu demek değil, 'seçime girersek Türkiye yanar, biter' gibi bir anlayışımız da yok. Birinci önceliğimiz, oluşan tabloya göre bir hükümetin çıkması, bunu denemek, zorlamak zorundayız.

Burada bir hükümetin çıkması için her parti kendi üzerine düşeni yapmak durumunda. Milli irade tecelli etmiş. 'Ben beğenmiyorum, oynamıyorum, yerimi beğenmedim' deme şansımız yok. Mesajı her partinin kendisi açısından çok iyi alması ve ona göre hükümet oluşumunu bir an önce gerçekleştirmesi gerekiyor. Demokrasiye, milli iradeye olan inanç bunu gerektiriyor. Türkiye'nin şu anda seçimi konuşması bence doğru değil. AK Parti'siz bir koalisyon mümkün değil, AK Parti'nin kuracağı koalisyonda kimin ağırlık kazanacağı da son dakikaya kadar netleşmez. Sebebi de partilerin önceliklerini, kırmızı çizgilerini masaya koyması; ama 7 Haziran kırmızı çizgileri ortadan kaldırdı, uzlaşı mesajı verdi."

 "(Yerli otomobil) Ağustos sonunda elimizde dört tane prototip olacak"

Bakan Fikri Işık, yerli otomobil çalışmalarının sorulması üzerine de Mayıs ayında birinci faz çalışmalarının bittiğini açıkladıklarını hatırlattı. En kritik fazın da bu olduğunu belirten Işık, söz konusu ayda Türkiye'de bir otomobilin üretilmesiyle ilgili atılması gereken en önemli adımı attıklarını bildirdi.

Konuya ilişkin TÜBİTAK'ın öncülüğündeki çalışmaların belirli bir aşamaya geldiğini ve şu anda ikinci fazda olunduğunu anlatan Işık, şöyle devam etti:

"İkinci faz, Ağustos sonuna kadar dört tane prototip otomobilin üretilmiş olması. Burada esas olan menzili uzatılmış elektrikli araç olmak üzere, sadece elektrikli aracın da alternatif olarak içten yanmalı motora sahip aracın da test edileceği her türlü iklim ve mevsim koşulunda test edileceği bir noktaya doğru geliyoruz. Ağustos sonunda, inşallah bir aksilik olmazsa şu anda normal takvim işliyor, bir problem yok, dört tane prototip olacak elimizde. 2016 yılında da 30-40 arası bir filo üretmeyi hedefliyoruz. O filoyla da her türlü arazi koşulunda, her türlü mevsim ve iklim koşulunda çok zorlu testleri yapmayı hedefliyoruz ama daha önce ilk başta ortaya koyduğumuz hedef doğrultusunda, yani 2020'den önce bir yerli Türk markasının Türkiye ve dünya yollarına çıkmasıyla ilgili çalışmalarımız sürüyor. Şu ana kadar bizim oluşturduğumuz takvimde bir aksama, bir gecikme yok. İnşallah Türkiye bu noktada ben de varım diyecek."

"Kodlama dersi için Milli Eğitim Bakanlığı'na resmen başvurduk"

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık'a, daha önce açıkladığı, milli eğitim müfredatına kodlama dersi konulması önerisi de soruldu. Yazılımın ilk aşamasının kodlama olduğuna işaret eden Işık, öğrencinin kod yazması, basit programlardan başlamasının önemine işaret etti.

Bunun küçük yaşlarda başlaması gerektiğini belirten Işık, "Yurt dışı seyahatlerde dünya örneklerine baktık. Milli Eğitim Bakanlığı'na, bunun müfredata girmesi talebimizi resmen ilettik. Bakanlık olumlu bakıyor. İlk ve orta okullarda seçmeli olması, yeteneği olanların bu dersi alması, kişisel altyapının hazırlanması ve liselerde zorunlu olmasını istiyoruz" dedi.

Wednesday, 3 September 2014

Ethem Sancak, 'Aranan 'babayiğit' ben olacağım'

Ethem Sancak, 'Aranan 'babayiğit' ben olacağım'



Ethem Sancak, 'Yerli otomobil konusunda da Erdoğan'ın aradığı babayiğit olmayı hedefliyoruz' dedi.


Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜMSİAD) İstanbul Şubesi'nin düzenlediği 'Ayın Konuğu' programına katılan işadamı Ethem Sancak, Medya ve Savunma sanayine neden girdiğini anlattı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın milli otomobil üretimi için aradığı babayiğit" olmak için var güçleriyle çalışacaklarını söyleyen Sancak, “Yerli otomobil konusunda da Erdoğan'ın aradığı babayiğit olmayı hedefliyoruz. İnşallah gücümüz yeter" dedi.
Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜMSİAD) İstanbul Şubesi'nin düzenlediği 'Ayın Konuğu' programına katılan işadamı Ethem Sancak, önemli açıklamalarda bulundu. TÜMSİAD İstanbul Şube Başkanı Eyüp Topal, Sancak'ın sıra dışı girişimciliği, fikir dünyası ve dik duruşundan etkilendiklerini belirtti. 'Yeni Türkiye'de Ekonomi' konulu konferansta Sancak, katılımcılara hayat tecrübelerini ve fikir yolculuğunu anlattı. Çok erken yaşta başladığı fikir arayışında çeşitli yollardan geçtiğini ifade eden Sancak Farklı çevrelerde geçirdiği gençlik yıllarında en çok önemsediği şeyin kitap okumak ve geleceği görebilen, zihni açık çevre olduğunu söyledi. Fikirsel gelişiminin yanında geleceğini temin etmek için de profesyonel düşünmesi gerektiği bilinci ile hareket ettiğini belirtti.
"GİRİŞİMCİLİK GELECEĞE BAKABİLME FAALİYETİDİR"
Ethem Sancak girişimciliğin geleceğe bakalabilme faaliyeti olduğunu belirterek, "İçinde bulunduğumuz süreçte bir girişimci öngörüsünü geliştirmeli, tarihini öğrenmeli ve tefekkür yapmalıdır. Tabii ki öngörü üretebilmek için de bilgi üretebilmek gerekiyor. Osmanlı bir girişim ve ticaret imparatorluğuydu. Eğer yeterince girişimciniz yoksa büyük devlet olamazsınız ve büyük bir geleceğe hazırlanamazsınız. Dünyanın medeniyet merkezi ve İslam'ın ikinci ayağa kalkış şehri İstanbul olacak. Bunun için okuyup yazmayı öğrenmek gerekir. Ortaklık kurmak gerekir, çünkü ortaklık yönetebilme yeteneğini güçlendirir, maliyeti düşürür ve büyümeyi hızlandırır. Hyundai markası 13 bin küçük araba tamircisinin bir araya gelerek oluşturduğu devasa bir şirkettir. Ve bu bir ekip işidir. Bugün hala 13 bin araba tamircisi şirkete ortaktır. Ortaklıktan korkmayın ama her şey yazılı olsun" dedi.
"RECEP TAYYİP ERDOĞAN AŞIĞI BİR İNSANIM"
Konuşmasını ben Recep Tayyip Erdoğan aşığı bir insanım diyerek sürdüren Ethem Sancak, “Ben Sayın Erdoğan'ı o meşhur Siirt seçimlerinden önce tanıdım. Ailem onun taraftarıydı ona oy veriyordu. Ama ben öyle değildim. Siirt seçimleri için beraber çalıştık, sonra ben onu bırakıp gidecektim. O seçimlerden yüzde 84 gibi tarihi bir sonuçla çıkıldı. Seçimlerden sonra yapılan mitinge bile katılmadım. Arkadaşlarımla meydanı gören bir çatıdan Sayın Başbakan'ı izliyorduk. Mitingden sonra ben işime, gücüme dönecektim. Siirt'liler, taleplerini dile getirdikleri pankartları asmışlar meydana. Sayın Başbakan meydanda asılı olan pankartlara şöyle bir baktı ve dedi ki “Bunları indirin, ben bunların hiçbirisini yapamam. Size yalanda söyleyemem. Biz ne aldatan ne aldanan olacağız. Bir yangın devralıyoruz, söndürülmesi 3 yıl sürer. Sonra ben herkesin Başbakanı olacağım. Siirt'liler de adil olmamı isterler, enişteleri adil olsun isterler. Bunları indirin.” Ben hayretler içinde kaldım, arkadaşlarıma dedim ki, “Vallahi ben aradığımı buldum. İlk defa yalan söylemeyen bir politikacı gördüm, ben onu takip edeceğim”. Sonra indim miting alanına milletin içinde onu izledim, sonra peşine düştüm. Düşüş o düşüş hala peşindeyim" dedi.
MEDYA VE SAVUNMA SANAYİ ÇOK ÖNEMLİ
Millet Başbakan'a dik dur eğilme diyordu. Düşündüm nereye kadar dik durabilecek. Dik durma lafla olmaz. Lafla dik durulmaz. Dik durmanın alt yapısını inşa etmemiz lazım. Kendimce bir tahlil yaptım.
Türkiye'nin önümüzdeki yüzyılda dik durabilmesi için iki şey yapması lazım. Birincisi ve önceliği BBC ve CNN gibi Asyalı ve Müslüman bir medya merkezi oluşturmamız lazım. Sadece gazete ve televizyon anlaşılmasın Kitabından, filmine, dijital dünyasından arama motoruna, büyük bir medya merkezi. Bugün Amerika'nın egemenlini sağlayan en önemli güçlerden birisi Amerikan ordusu değil Hollywood'dur. Yani medyasıdır. Medya çok stratejik bir sektördür.
Dik duruş için ikinci önemli şey önümüzdeki yüzyılda olacak hercümerçte askeriyemizin her türlü melanete mukabelede bulunabilmesi için elindeki silahların bizim tarafımızdan üretilmesi lazımdır. Maalesef piyade tüfeğimiz bile hala dışarıdan geliyor. Dolayısıyla savunma sanayii çok önemlidir. Sanayileşmek içinde savunma sanayi çok önemlidir. Dünyadaki bütün sanayi devletlerinin sanayisinin temelinde savunma sanayi vardır. En sivil sektör bilinen internet bile Amerikan ordusunun geliştirdiği bir teknolojidir.
Bu gerçekleri gördüğüm için ve birazda ahir ömrümün sonlarına geldiğim için ve bu ülkeye kendimi hep fedai gördüğüm için her şeyimi satıp otomotiv ve savunma sanayiye ve medya sektörüne girdim. BMC'ye öncelikle savunma sanayine odaklanmak için talip olduk ve inşallah bir Asya modeli çıkarmaya çalışacağız. Şirket kendi kodlarını aldı ve teknolojik olarak hiçbir yere bağlı değil" dedi.
"ARANAN BABAYİĞİT BEN OLACAĞIM"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın milli otomobil üretimi için aradığı 'babayiğit' olmak için var güçleriyle çalışacaklarını ifade eden Sancak “Yerli otomobil konusunda da Erdoğan'ın aradığı babayiğit olmayı hedefliyoruz. İnşallah gücümüz yeter. Türkiye'de çok vatansever girişimcimiz var, onlarla bir araya gelip işbirliği yapacağız ve ortaklıklar kurup o işi de yapacağız" dedi.
"PARALEL YAPININ HEDEFİ OLDUM"
Başbakan Erdoğan'ın yanında yer aldığı için paralel yapının hedefi olduğunu açıklayan Ethem Sancak "12 yıldır Recep Tayyip Erdoğan'ı takip ederim. Paralel yapının isnat ettikleri şeylerin hiçbirisini onda görmedim. Kendisi halis bir Müslüman. Bu yüzden beni kâfir ilan ettiler" şeklinde konuştu.

kaynak:  http://www.tgrthaber.com.tr

Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts