ATATÜRK
Karataş - Dört Direkli Fenerden görüntü.
Magarsos Antik Kenti - Dört Direkli
Dört Direkli - Magarsos Antik Kentinin yeri, Adana iline bağlı İlçe Merkezi Karataş’ın 5 km . kadar güneybatısında, fenerin bulunduğu yamaç üzerinde idi. Burada limana bakan görkemli bir kale, denize dönük büyük bir tiyatro ve bir Athena tapınağı bulunmaktaydı.
Büyük İskender, İ.Ö.333'de Magarsos kentine uğramış ve bu tapınakta kurban töreni düzenlemiştir. Türkler, bu kente, kara taşlardan yapılma Bizans dönemi kilisesinden dolayı Karakilise demişlerdir. Ancak Türk-Bizans savaşları sırasında kilise yanınca, bu ad Yanık Kilise olarak değiştirilmiştir. Günümüzde buradaki ören yeri, Dört Direkli diye biliniyor ve alanda, yüzeyde, kiremit parçaları dışında hemen hemen hibir kalıntı görülmemektedir.
Kentin adı, Luvi dilindedir ve ilkçağlarda o yakınlarda denize akan Ceyhan Nehrine işaret etmektedir. Magarsa adı ırmağa işaret ettiğinden, Hellenleşme döneminde bu ad, sonuna "os" eklenerek Magarsos'a çevrilmiştir.
Türkiye ilçe nüfus/Adana/Karataş
Yıl | Toplam | Şehir | Kır |
---|---|---|---|
1965[1] | 32.705 | 3.686 | 29.019 |
1970[2] | 39.746 | 4.126 | 35.620 |
1975[3] | 37.164 | 5.598 | 31.566 |
1980[4] | 66.640 | 5.695 | 60.945 |
1985[5] | 48.846 | 7.065 | 41.781 |
1990[6] | 26.450 | 9.025 | 17.425 |
2000[7] | 32.375 | 9.189 | 23.186 |
2007[8] | 21.485 | 8.358 | 13.127 |
2008[9] | 22.472 | 8.601 | 13.871 |
2009[10] | 21.671 | 8.504 | 13.167 |
2010[11] | 21.260 | 8.483 | 12.777 |
2011[12] | 21.203 | 8.590 | 12.613 |
- ^ "1965 genel nüfus sayımı verileri" (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde özgün kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- ^ "1970 genel nüfus sayımı verileri" (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde özgün kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- ^ "1975 genel nüfus sayımı verileri" (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde özgün kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- ^ "1980 genel nüfus sayımı verileri" (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde özgün kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- ^ "1985 genel nüfus sayımı verileri" (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde özgün kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- ^ "1990 genel nüfus sayımı verileri" (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde özgün kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- ^ "2000 genel nüfus sayımı verileri" (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde özgün kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- ^ "2007 genel nüfus sayımı verileri" (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde özgün kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- ^ "2008 genel nüfus sayımı verileri" (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde özgün kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- ^ "2009 genel nüfus sayımı verileri" (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde özgün kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- ^ "2010 genel nüfus sayımı verileri" (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde özgün kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- ^ "2011 genel nüfus sayımı verileri" (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde özgün kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Alıntı link; http://www.tatilgezituru.com/yedi-kardes-efsanesi.html
Sonra halk Allah’ın bir olduğuna inanınca, bu yedi kişinin kıymetini bilmiş ve şimdiki türbelerini yaptırmışlar. Bundan dolayı buraya yedi kardeş ziyareti deniliyor.
Alıntı link; http://www.tatilgezituru.com/yedi-kardes-efsanesi.html
Yedi Kardeş Efsanesi Karataş Yedi Kardeş Efsanesi Adana Karataş Yedi Kardeş Efsanesi
Yöre halkının çok tanrılı bir dine inandığı bir dönemde altı kardeş, halkı tek tanrılı bir dine davet etmişler. Bu kardeşlere sadece bir çoban inanmış. Yöre halkı, altı kardeş ile onlara inanan çobanı öldürüp, palamut ormanlarının İçine altısınıda gömmüşler.
Tarihte Kilikya Krallığı; Adana merkez yöresi olmak üzere Mersin, Maraş, Gaziantep ve Hatay illerinde kurulan Roma’ya bağlı birçok bölge krallıklarından biridir.
Birçok medeniyet buralardan geçtiği halde,’ kilikya varlığının uzun sürelerini vergi ödeyerek geçirmiştir.
Bu krallığın en önemli kentleri Sis (Kozan), Mallos (Kızıltahta köyü), Magarsus (Karataş), Misis, Tarsus ve Ayas (Yumurtalık)’tır. En önemli liman kentleri ise başta Magarsus olmak üzere Ayas ve Payas’tır. Magarsus, önemli bir ticaret ve sanat kentiydi. Kültürlü bir topluma sahip olduğu anlaşılmaktadır. Antik kent, tarihsel sanatsal ve kültürel öğelerin ağır bastığı siyasi ve Jeopolitik sorumluluklar taşıyan bir kentti,
Bir balıkçı tarafından, 1980 yılında balık avı İçin suyun dibine daldığı ve suyun dibinde görüp sonradan İhbar ederek çıkarılıp Adana Bölge Müzesinde sergilenen Bronz Heykel Magarsus sanatının hangi düzeyde olduğu hakkında yeterli ip uçlan vermektedir. Heykelin m.ö 1 ve m.s. 2 yy’lara ait olacağı düşünüldüğünden m.ö.1. yy’da Eyalet valiliği yapan Çiçeron’a ait olma ihtimalini de düşünülmektedir.
1980 Yılında ilk kez amfi tiyatrosunun yeri tespit edilmiş. Tiyatronun merkezi, kalepınar adı verilen yerin altında kalmış ve bir kısmı deniz içine kadar uzanan sarayla iç içe bir mimariye sahip olduğu tahmin edilmektedir.
Amfi tiyatroda 1987 yılında yapılan yüzeysel kazı denemelerinde kazı başkanı MArif Bilici 07.01 1988 tarihli Karataş Tiyatro Kazısı adlı raporda:
Antik Magarsus Tiyatrosu’nun temellerinin kalker taşlardan yapılmış olduğu çok az miktarda mermer kaplama kullanıldığı orkestra kısmında kazılan yerde yer yer mozaik kaplama olduğu tespil edildiği belirtilmiştir. .
Burada Helentsit çağa ait tabak ve kaseler ve Roma dönemine ait çeşitli cam şişe parçaları, m.ö.4. yy’dan başlayarak m s.9. yy’da Bizans dönemine ait olan bronz sikkeler bulunmuştur, deniliyor.
1885 tarihli Alishan’ın eserinde antik Magarsus kentinin denize nazır tiyatrosu yanı sıra tanrıça Athena adına İnşa olunan bir tapınağın varlığından söz edilmektedir.
Büyük İskender İsos savaşına giderken buraya uğramış ve tapınağı ziyaret ettikten sonra koruyucu tanrıca Athena adına kurbanlar kestirmiştir.
Abbasiler’in yıkılışından sonra yeniden Krallık dönemlerinin yaşandığı ve bu dönemlerde Kuzey Suriye’de Hamedani devletinin kurulduğu, bu bölgenin de Hamedaniler’e bağlandığı rivayetlenir.
Arap ve Alevi olan bu devletin 9 ve 10 yy’larda, yaşadığı söylenir. 944 yılında ebu Taglib’in amcası Seyfüd Devle (Ebu’l Hüseyin Ali bin Ebu’l Heyca)’nın buralar için Bizanslılara büyük mücadeleler verdiği anlatılır. Haçlı seferlerinden sonra buralar önce Selçuklular’a sonra da Memlüklüler’e bağlanmıştır Ermeni Kilikya Krallığı’nın hükmü altında kalan bölge, bu dönemlerde iyice gerilemiş ve Haçlı yıkımlarıyla adeta tükenmiştir.
Bu gün Magarsus kalesi ve kentinin yerinde yeller esmektedir. Bunun iki nedeni vardır. 1. si bölgenin haçlılar tarafından yakılıp yıkılması 2. si de bölgenin yaşadığı büyük depremlerdir.
Karataş’ta Osmanlı döneminin ilk yıllardan 18. yy sonlarına kadar birkaç hanelik Rum ve Ermeni halkından oluşan küçük bir köy vardır. Köy halkı geçimini deniz yoluyla gelen tacirlerle yaplıkları ticaretle sağlarlardı. Burada, Diyarbakır Çermik’ten gönderilen Kadıkıran, Çin Yusuf ve Çapar kardeşlerin ilk Müslüman yerleşimini bugünkü Karataş’ta sağladıkları görülür. Bunlar Güney Azerbaycan’ın Sencar kentine adına veren Alevi ileri gelenlerinden Emir Hasan Mekzun el Sencari’nin aşireti Haddadin’lere mensup Şıh Mahmut Şahadi 18. yy’ın ikinci yarısında Karataş’a ilk gelen aileleri oluşturdular.
Karataş’a gelen ilk Müslümanlar derenin doğusunda Ermeni ve Rum halkı ile onların şimdiki bir ilkokulda temelleri bulunan kiliselerini görünce derenin batısında konuşlandılar 1860-1870’li yıllarda İngiliz ve Fransızların Osmanlı’ya tarımsal gelişimde yardımcı olmak amacıyla aşırı ilgilerinin amacı yeni yeni anlaşılmaya başlanmıştır.
Ortaçağlar’da yoğun saldırılar nedeniyle ayakta yapı kalmamıştır. Olup ta taşınabilenleri, 1850 ile 1878 yılları arasında Karataş feneri açıklarına geceleri yanaşıp, gündüzleri araştırdıklarını götüren Fransızlar, buraların tarihini talan etmişlerdir. Bütün açılan mağaralar, ortaya çıkan tarihsel yapıların hemen hepsinin boş olduğu görüldü.
Yakınçağ’dan kalan en önemli yapılar arasında. 1782 yılında Mir Ali Tarafından Menzil Han, Hasan Paşazade Hacı Ali Bey’e aittir.
Bu handan geriye sadece giriş kapısı ve üç girişi kemerli oda kalmıştır. Hanın güneyinde bir İskele denize uzanırdı. Yaklaşık üç yüz metre uzunluğundaki bu iskeleye küçük yük gemileri yanaşır bu Handan yapılan ticaretle yüklerini indirip; yeni yük, genellikle tahıl, bindirirlerdi.
Bazı kaynaklardan anlaşıldı üzere bugünkü Karataş’ın eski adıyla 1957′lere kadar İskele köyünün yakın Müslüman tarihinin sosyolojik anlamda 18. yy da başladığı söylenebilir.
İstanbul-Bağdat demiryolu yapıldığı dönemlerde Rum halkından Serendi Efendi Adana’dan Karataş’a demiryolunu getirmeyi planlayarak büyük düşünmüşse de bölge halkından gerekli desteği göremediği ve önceden getirdiği demiryolu raylarının çalınıp yapılarda kullanılması üzerine Karataş’a düşündüğü demiryolunu Mersin’e yaptırmıştır. O dönemde Mersin, çoğu huhtan evlerin oluşturduğu 2800 nüfuslu ve yerleşim merkeziydi. Bu Karataş’ın tarihsel gelişimini karşılaştırmak için önemli bir vakıadır.
Yakın tarihimizde Karataş 1. Dünya savaşından hemen sonra Mondoros Mütarekesine, dayanılarak işgal edilir. Hatta Fransızların burada bir yıl kaldıkları anlatılır.
Fransızlar Ermeni Militanları Müslümanlara eziyet etmişlerdir. İmam Süleyman Efendi, halkın önünde gözdağı verilmek için kırbaçlanarak öldürülmüştür. Fransız zulmünü yaşayan atalarımız Mustafa Kemal önderliğindeki ulusal kurtuluş hareketinin başlamasıyla Ankara andlaşmasıyla çekilen Fransızlar’dan sonra aynı dönemlerde halkın korkudan dışarı çıkamadığı bir gece Karataş tepelerinde bine yakın çadır kurulur (Aralık 1921), bir gece sonra, yine bir gece yarısı bu çadırlar, sahipleri Ermenilerce sökülerek kendilerini açıkta bekleyen gemilere (Fransız) binmek üzere filikalara yüklenirler. Halk bu dramı sabaha kadar izler. Gemilerin ilk limanı muhtemelen Beyrut olmalıdır
Böylelikle M.Kemal’in Ankara’da yaktığı ışık Karataş’ı aydınlatır. Karataş’a Kurtuluş savaşı sonrası Mücadele yıllarında “Selanik göçmenleri getirilerek, ilçeyi terk eden gayrimüslimlerin evlerine yerleştirilir, bunlara toprak verilir. . “… Karataş 1928 Yılında Bucak, (Belde) 1957 Yılında İlçe olmuştur.” 1986 Yılında Yüreğir İlçesinin kurulmasıyla birlikte köylerin bir kısmı Yüreğir ilçesine bağlanmıştır
No comments:
Post a Comment