Showing posts with label Ak Parti Giderse Türkiye Kaybeder. Show all posts
Showing posts with label Ak Parti Giderse Türkiye Kaybeder. Show all posts

Monday, 14 September 2015

Ak Parti Giderse Türkiye Kaybeder




Yerli üretim uçak TRJ 328 ve 628 için üretim merkezi olarak Ankara seçildi. Yerli uçak fabrikasının temelinin Ekim ayında düzenlenecek bir törenle atılması planlanıyor. Esenboğa Havalimanı içinde DHMİ’nin tahsis ettiği 30 bin metrekarelik alanda kurulacak fabrikanın temelini Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu birlikte atacak.
Türkiye'nin ilk yerli uçağı için başlatılan projede kapsamında üretim yerinin neresi olacağına karar verildi. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun geçtiğimiz Mayıs'ta İstanbul'da tanıttığı TürkJet'in üretim üssü olarak Ankara seçildi. Esenboğa Havalimanı Türkiye'nin ilk yerli sivil uçağının üretileceği yer olacak.
TEMELİ EKİM AYINDA
Yerli uçak fabrikasının temeli Ekim ayında atılması planlanıyor. Temele Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun katılması bekleniyor. TAİ tarafından yerli uçağın gövde ve kuyruk kısmı yapılacak. Parçalar tırlarla Esenboğa'daki, üretim tesislerine getirilip orada birleştirilecek. İlk etapta uçağın motoru ve kokpitinde yeralan Aviyonik(elektronik) sistemleri yurtdışından getirilecek. Yerli uçak için ilk dönemde üçte bir oranında yerli üretim olması hedefleniyor. Yerli uçak için Esenboğa Havalimanı içinde 30 bin metrekarelik alan ayrıldı. Apronu ile birlikte alanda uçağın montaj işlemleri yapılarak pistte uçmaya hazır hale getirilecek.
HERKES KATKI VERİYOR
Yerli uçak için yerli dinamikler kullanılacak. Bu alanda uluslararası üretim yapan firmalar Türkiye'nin ilk yerli uçak üretiminde büyük bir katkıyı sağlayacak. THY Teknik bu alanda Türkiye'nin önünü açan lokomotif kurum oldu adeta. Kendi ihtiyaçları için uçak parçaları üretimine başlayan THY Teknik, sanayicilerle yaptığı toplantılarda yerli uçuk için parça üretimi konusunda teşvik edici ve yönlendirici bir rol üstlendi. Savunma Sanayi Müsteşarı İsmail Demir, THY Teknik Genel Müdürü Ahmet Karaman, THY Teknik Genel Müdür Danışmanı Halil Tokel; milli uçak konusunda önemli sorumluluklar üstlendi. Tokel, "Saha İstanbul, Ankara OSSA, Eskişehir ve İzmir'deki savunma ve havacılık sanayi kümeleri üyesi firmalar yerli uçağa şimdiden katkı sağlanmaya başlamıştır" dedi.
ADIM ADIM MİLLİ UÇAK TAKVİMİ
- SNC şirketine ait, Dornier-D328 modeli uçak modernize edilecek ve T 328 ve TRJ 328 kodlu 32 kişilik yolcu uçağı üretilecek.
- T 328 (turboprop motorlupervaneli) ve TRJ 328 (jet motorlu) uçaklarının testleri 2017'de başlayacak ve 2019'da ticari uçuşlara çıkacak.
- 328 uçaklarını temel alan 70 kişilik yeni bir TRJ 628 uçağı geliştirilecek.
- SNC, D328'in bütün mülkiyet haklarını SSM'ye devredecek. Yeni uçakların bütün hakları da SSM'nin mülkiyetinde olacak.
- Türkiye'ye sivil yolcu uçağı üretimi tesisi sertifikalı fabrika kurulacak.
- TRJ 628 (jet motorlu) 2023'te ticari uçuşlara başlayacak. Hedef, uçağın motorunun da yerli üretim olması.
ARAZİ TAHSİS İŞLEMLERİ TAMAM
Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü Serdar Hüseyin Yıldırım, Esenboğa Havalimanı içinde en uygun alanın bulunduğunu ifade etti. Arazi tahsis işlemlerinin tamamlandığını ifade eden Yıldırım, apronu ile birlikte 30 bin metrekarelik bir alanın tahsis edileceğini söyledi. Türkiye'nin bölgesel uçak yapımı işinde Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile yakın bir çalışma içinde bulunduklarını söyleyen Yıldırım, "Güzel bir yer tahsis edildi" dedi. Temel atma töreni için sabırsızlandıklarını söyleyen Yıldırım muhtemelen Ekim ayının ortalarında gerçekleşebileceğini söyledi.

Thursday, 6 August 2015

Ak Parti Giderse Türkiye Kaybeder




Ergün Diler
Takvim
Oyun bitti Amerika ile olan anlaşma hem bizde hem de dünya basınında en ilgi çekici haber...
Herkes işin rengini öğrenmeye, "Ne olacak?" sorusuna cevap bulmaya çalışıyor...
Ama genelde herkes günlük ve anlık düşünüyor. Son 'kare'den bakarak fotoğrafı anlamaya gayret ediyor. Ama 100 yıllık planların yapıldığı masayı bir saniyede çözmek kolay değil! Defalarca haritanın değişeceğini, değişmek zorunda kalacağını yazdım. Sınırların değişmesi hemen olacak işler değildi. Ama gideceği son durak belliydi. İşaretler fazlasıyla vardı. Sadece görmek isteyenler görüyordu. Neyse... Adım adım gidelim...
Başkan Kennedy (Bill Clinton'ın genelkurmay başkanının çok önce bize fısıldadığı gibi) "Ben bir Alman'ım!" diyerek sonunu hazırladı. ABD derin devleti dünyayı RUSYA ile parsellemek istiyordu. Kennedy bunu değiştirmek istedi. Uyarılara aldırmadı. GİTTİ! Devlet operasyonu olduğu için de kimse konuşmadı, konuşamadı.
Amerika dengeyi RUSYA ile kurduğu için son oyunda Putin'e büyük destek verdi. Rusya talan edilmişken petrol fiyatlarını uçurdu, Kremlin paraya doydu. Putin de operasyonlarla ROTHSCHILD ve SOROS gibi FAİZ BARONLARINI kovdu.
Sonra ABD, tarihinde ilk kez SİYAHİ bir BAŞKAN seçti. Kimse ihtimal vermiyordu. Ama ismi hem HÜSEYİN'di hem de "gizli MÜSLÜMAN" iddiaları hiç eksik olmuyordu. Kennedy'yi ortadan kaldıran ABD derin devleti belli ki AFRİKA'YI ALMAK istiyordu...
Obama bu nedenle gelmişti. Çin'in SOMALİ'den sızmaya çalıştığı Afrika'da durdurulması gerekiyordu.
Ama bunu HIRİSTİYAN kimliğiyle yapamazlardı. Çok önemli bir yardımcıya ihtiyaçları vardı.
Bu da Türkiye ve Erdoğan'dı...
Erdoğan BAŞBAKAN olur olmaz KÜRTLER'i kucakladı. Laiklikten vazgeçmeden rejimi dinle barıştırdı. Ve böylece büyüme için gerekli alan meydana geldi.
Zıplama için gerekli olan her şey tamamdı. Kürtler'e kucak açılırken öncesinde Amerika, ÖCALAN'ı KENYA'da tutup yani Afrika'nın göbeğinden alıp bize verdi. Eğer Washington, PKK ile ilgili hesabı olsaydı liderini verir miydi?
Vermezdi! Bize "Alın bölgeyi siz yönetin.
Bizim başka işlerimiz var" diyordu.
Ama biz her şeye "HAÇLILAR" ve "KÖTÜLER" diye bakıyorduk.
Türkiye ister istemez büyüyecek ve ÇİN ile ittifak halindeki Avrupa'nın MÜSLÜMAN TOPRAKLARINA girmesini engelleyecekti. Bunu da siyasi ve ekonomik olarak yapacaktı.
Yıllar önce Öcalan'ı veren ABD geçtiğimiz hafta da KANDİL'i verdi.
Anlamasalar da öncesinde malum yapıyı teslim etti. (Söyledim ama nedense duymak istemediler! Yazık!) Bize bırakılan yerlere bizzat Erdoğan ve devlet gidiyordu. Aracıya gerek yoktu.
Afrika'dan Güney Amerika'ya kadar her yerde TÜRK BAYRAĞI vardı.
Bu bir paylaşım mücadelesiydi ve bunu ısrarla anlamak istemiyorlardı.
Sonra DAVOS oldu. Olması gereken hayata geçti. Türkiye, İSRAİL'i dışladı ve haşladı. İsrail güçlü falan değildi. İngiltere ve ABD'nin aracı olarak kullandığı bir tetikçiydi. Bunu onlar da bilmiyordu. ARAPLAR'a DÜŞMAN lazımdı, onları getirip koydular. Onlar da rolünü abarttı ve ileri gitti. Erdoğan "DUR" dedi. Aslında bu hem bizim hem İsrail'in işine geliyordu. İsrail kendisine gerçekten DÜŞMAN İRAN ile didişeceğine İslam'ın liderliğini Ankara'nın yapmasını tercih ederdi.
Bölgede BÜYÜYECEK olan Türkiye'nin ARAPLAR'ı da alması için İsrail'e vurması şarttı! Hatırlayın, ABD bize hiç tepki vermediği gibi John Kerry de Tel Aviv'i yıkan sözler etti! Sonra "mikrofon açıktı!" bahanesiyle geçiştirildi.
Filistin de büyük oyunda maalesef ezilmesi gerekenlerdi! Masum Filistinliler İsrail'in gazabıyla inliyor ama dünya izliyordu. Oyun böyleydi!
İsrail'in KÖTÜ ADAM olabilmesi için birilerine zarar vermesi gerekiyordu.
Öyle oldu. Ama Filistin davasının içinden çıkan ve lideri olduğu söylenen ARAFAT ise 1 milyar dolar bırakarak vefat etti. Böyle masum ve çaresiz bir hareketten nasıl 1 milyar dolar servet çıkıyordu! Demek ki herkesin bir rolü vardı! Ama bizler anlamazdık!
ABD ve Rusya, aralarındaki gizli anlaşma gereği, Türkiye'yi yanlarında görmeye mecburdu! Ama içeride hem LAİKÇİLER, hem HOCACILAR hem de ekonomik tetikçiler buna izin vermiyordu! Hepsi BARONLAR tarafından yönetiliyor, bizler de "ÜLKEYİ KURTARIYORLAR" sanıyorduk! Ama tam tersiydi!
Ülkeyi Londra'ya bağlı tutmak için çırpınıyorlardı! Bakın, ABD çok ses etti ama Rusya Ukrayna'dan istediği parçayı aldı. Karşılığında da bir süre sonra Türkiye'ye geçecek olan TARTUS ve LAZKİYE'yi verdi! Hiç konuşan olmadı bunları!
Devletin, sermayenin, muhafazakar yapıların ve HDP'nin içinde BARON çoktu! Kimi yerel, kimi küresel! Aynı şeydi! Şimdilerde Hürriyet, cemaat ve HDP'nin nasıl bir araya geldiğini görenler şaşırıyordu! Ben de onlara şaşırıyorum! Zaten aynı amaca hizmet ediyorlar! Güneydoğu'da yerel BARONLAR, PKK'nın doğmasına yol açtı! Paranın oraya gidemeyişi ve adaletli paylaşılamamasından dolayı sorun büyüdü! İnsanlar evini barkını bırakıp niçin başka bölgelere gitsin yoksa! AĞALAR izin vermedi!
Demirtaş ve yanındaki AĞALAR hepsi ÖCALAN'ın en büyük rakibidir! ABD de bunlara hedef gözüyle bakar! Ama aynı ABD'nin içindeki Kemal Dervişler ve BENENSONLAR ise gelir Demirtaş'ı burada bulur, Aydın Bey de SAZINDAN TÜRKÜLER dinler!
Hiç biri oyunu anlamadı! Hepsi, yani BARONLAR VE ADAMLARI, Türkiye'yi elde tutarak ABD-RUSYA arasındaki oyunu bozacaklarını sandı.
Yenildiler. ABD hazır olunca bir anda hepsini çöpe atıverdi. Plan baştan beri bölgeyi Türkiye'nin yönetmesi üzerineydi. İlk adımın resmi, katı ve sevimsiz ideolojiden çıkmamız için atılması gerekiyordu.
Erdoğan bunu başardı.
Laiktik ama din düşmanı değildik!
Önce ekonomik kaynak bulduk.
Sonra kapsayıcı olması için ideolojiyi esnettik. Mesela askerlere bakın!
Bölgede herkesi kucaklıyordu! Peki önceden böyle miydi? Devlet aklı!
Devam!
Şimdi Esad, daha doğrusu Şİİ olan yönetim, azınlık olarak kenara çekilecek ve kısa bir süre sonra SÜNNİ Türkiye herkesin önünde olacak. Şu an medya bilmiyor ama değişimi gören onlarca kral, şeyh ve prens paralarını Avrupa'ya kaçırıyor! Geleceğin ne olduğunu görüyorlar! Kürtler'i de içine alan Türkiye büyüyecek! Bölgeyi yönetecek. Huzur, kardeşlik ve güven içinde her renkten insan mutlu olarak hayatlarını sürecek!
Bunu bozmak için de AVRUPA'nın özellikle İngilizler'in adamları sahne almak isteyecek!
Kavga bize anlatılmadığı kadar büyük! PKK aslında PKK değil, Erdoğan'a olan düşmanlık aslında Erdoğan'la ilgili değil! Herkesin oyunu bozuldu! HASTA ADAM genç delikanlı olarak geliyor!
Ben sadece biraz önceden söylüyorum...
Askere ve MİT'e neden saldırdılar?
Çünkü 60 yıl onların istediği hedeflere yöneldi! İçeride komünist, İslamcı aradı durdu! Şimdi ise YABANCI arıyor!
Tabii rahatsız olurlar!
Rahatsızlıkları aralıksız devam edecek!
KESİN ve NET!
Gerisi teferruat!
Sadece aynı gemide olduğumuz bazı dostlarımız bunu anlamakta zorlanıyor!
Aynı gemideyiz ama arka kısma doğru koşmakta ısrar ediyorlar!
Faydası yok ki! BÜYÜK BİR ÜLKENİN VATANDAŞI OLMANIN KEYFİNİ ÇIKARIN!
ROTA belli!
Kaptan ne yaptığını biliyor!
MİÇOLARLA takılmayın

Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts