CUMHURBAŞKANLIĞI SENFONİ ORKESTRASI’NDAN İLK KONSER |
AKINCI: “İLKLER HEYECAN VERİCİDİR. ONDAN DAHA DA HEYECAN VERİCİ OLAN, ÇOCUK SAHİBİ OLANLARIN BİLDİĞİ BİR DUYGUDUR; BEBEKLE İLK BULUŞMA... İLK KOKLAŞMA…BÜYÜDÜĞÜNÜ GÖRME” “SİYASAL YAŞAMIMDA İKİNCİ KEZ BU DUYGUYU YAŞIYORUM…İLKİNİ 35 YIL ÖNCE LTB TİYATROSU KURULURKEN YAŞADIM” KOFALI: “MÜZİĞİN VE SANATIN, BİRLEŞTİRİCİ GÜCÜ KENDİNİ GÖSTERECEK… BÜYÜK EMEKLER VE ÇOK UZUN BEKLEYİŞLE BURALARA GELDİK, MUTLUYUZ” Lefkoşa, 29 Kasım 15 (T.A.K): Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ilk konserini dün akşam verdi. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve eşi Meral Akıncı’nın da izlediği konserde Johann Sebastian Bach, Wolfgang Amadeus Mozart, Antonin Dvorak, Peter Ilyitch Tchaikovskyi, Kara Karayev, Gustav Holst ve Ali Hoca’nın eserleri çalındı. Cumhurbaşkanlığı’ndan verilen bilgiye göre, Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi’nde (AKKM) saat 20.00’de gerçekleşen konserde Cumhurbaşkanı Akıncı ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Koordinatörü Mustafa Kofalı birer konuşma yaptı. İlklerin her zaman heyecan verici olduğunu kaydeden Akıncı, “Ondan daha da heyecan verici olan çocuk sahibi olanların bildiği bir duygudur; bebekle ilk buluşma, ilk koklaşma. Onun büyüdüğünü görme. Siyasal yaşamımda ikinci kez bu duyguyu yaşıyorum. İlkini 35 yıl önce LTB tiyatrosu kurulurken yaşadım” ifadesine yer verdi. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Koordinatörü Mustafa Kofalı ise konuşmasında müziğin ve sanatın birleştirici gücüne dikkat çekti. KOFALI: “EROĞLU ORKESTRANIN KURULUŞU İÇİN BENİ ÜLKEYE ÇAĞIRDI” Konserde ilk konuşmayı Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Koordinatörü Mustafa Kofalı yaptı. Uzun yıllar mesleğini yurt dışında icra ettiğini anımsatan Kofalı, 3’üncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu tarafından Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın kuruluşu için ülkeye davet edildiğini anımsattı. “AKINCI SÜRECE DÖRT ELLE SARILDI.. BÜYÜK EMEKLERLE VE UZUN BİR BEKLEYİŞLE BURALARA GELDİK” Kofalı, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın da göreve gelir gelmez sürece dört elle sarıldığına dikkat çekerek, orkestranın tüzüğün hazırlanmasında ve sınavlarda kendisinin de bulunduğunu söyledi. “Bu gece bizim için çok duygusal” diyen Kofalı şunları kaydetti: “Büyük emekler ve çok uzun bekleyişle buralara geldik. Bunda emeği olan herkese teşekkür ediyoruz. Müziğin ve sanatın, hele ki bugünlerde barış için çok yoğun görüşmelerin yapıldığı bir süreçte, birleştirici gücü kendini gösterecektir. Biz de elimizden geldiği kadar, orkestramızı bölge bölge dolaştırıp konserler yapacağız. İkinci dünya savaşı sonucu yerle bir olan Almanya, savaştan sonra ilk inşa ettiği yerler, tiyatro ve konser salonlarıydı. Bununla birlikte, Atatürk’ün sanatsız kalan bir milletin hayat damarları kopmuştur sözleri bizim ne kadar önemli bir iş yaptığımızın, bunun ne denli bir ihtiyaç olduğunun göstergesidir” Mustafa Kofalı konuşmasında ayrıca, orkestra için gerçekleştirilen istihdam sınavlarının Avrupa’daki şekliyle gerçekleştirildiğini belirterek, “Sınavlar, perde gerisinden kamera kaydıyla yapıldı” dedi. AKINCI: “EN BÜYÜK ALKIŞ DİNLEYİCİLERİN” Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ise sözlerine “Sevgili Mustafa Kofalı çok heyecanlı olduğunu söyledi. Ben yılların politikacısıyım, ben de en az onun kadar heyecanlıyım” diyerek başladı. Akıncı, en büyük alkışın ilk konsere büyük ilgi gösteren dinleyicilerin olduğunu da vurguladı. Konsere gösterilen ilgiden oldukça memnun olduğunu vurgulayan Akıncı, ilklerin her zaman heyecan verici olduğunu ifade etti. “SİYASAL YAŞAMIMDA İKİNCİ KEZ BU DUYGUYU YAŞIYORUM…” Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, konuşmasına şöyle devam etti: “İlkler heyecan vericidir. Ondan daha da heyecan verici olan, çocuk sahibi olanların bildiği bir duygudur; bebekle ilk buluşma... ilk koklaşma. Kucağınıza alıp onun büyümesini gözleme... İnsan yaşamında bundan daha güzel bir duygu yoktur. Ben siyasal yaşamımda ikinci kez bu duyguyu yaşıyorum. Birincisi belediye başkanıyken tam 35 yıl önce Lefkoşa Türk Belediyesi Tiyatrosu kurulurken oldu. O biraz kavgalı olmuştu. Çünkü ‘Vatandaş’ adlı oyunu sergiledikleri için tiyatrocular Devlet Tiyatrosu’ndan dışlanmışlardı. Oyun, günlük yaşamı hicveden mizahi bir oyundu. O günün koşullarında öyle olmuştu. 35 yıl sonra başka bir ilk buluşmayı heyecanla yaşıyoruz. Bu defaki kavgalı değil.” “VEFA, BİZDE EKSİK OLAN BİR DUYGU” “Vefa, bizde çok eksik olan bir duygudur” diye kaydeden Akıncı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bizden önce atılmış bir adım var. Sevgili Mustafa Kofalı bunun gereğini yerine getirdi. Ben onun devamını getiriyorum. Ben göreve geldiğim zaman Sayın Derviş Eroğlu’ndan bana miras 3 değerli müzisyen buldum. Tabii, 3 kişiyle orkestra olmazdı. Ama yasası vardı. Tüzüğünü de biz yaptık ve ardından çok şeffaf ve adil bir sınav gerçekleştirerek kadro oluşturuldu.” “KADRODAKİ YETERLİ SAYIYI HIZLA TAMAMLAMAK…” Bu kadronun yeterli olmadığına dikkat çeken Akıncı, orkestranın sayısını artırmanın herkesin görevi olduğunun altını çizdi. “Bu sadece benim görevim değildir” diyen Cumhurbaşkanı, meclisin kadro açmasının önemli olduğunu fakat bunu talep etmenin ise daha da önemli olduğunu belirtti. "HALKIN TALEBİ ÖNEMLİ…” Önümüzdeki yıllarda gerekli sayıyı hızla tamamlamak gerektiğini kaydeden Akıncı, “Normal bir orkestranın sayısının yaklaşık 40 olduğunu öğrendim. Hiç olmazsa bu sayıya ulaşmak için halkın talebi önemli olacak. Sanıyorum bu akşam da bahsettiğim bu talep kendini gösterecektir” diye konuştu. “HİÇBİR KALKINMA, KÜLTÜRÜN BOYUTU OLMADAN KALKINMA SAYILAMAZ” “Ekonomik kalkınma elbette çok önemlidir” şeklinde konuşan Akıncı sözlerini şöyle tamamladı: “Tüm toplumlar rakamlarla ilgilenir. Üretim, milli gelir önemlidir. Ama toplumsal kalkınma hiçbir zaman sadece rakamlarla ifade edilemez. Hiçbir kalkınma, kültürün boyutu olmadan kalkınma sayılamaz. Bu inançla bu güzel geceye katıldığınız için teşekkür ediyorum.” (RÇ/FEZ) |
|
ESKİ MÜZAKERECİLER OLGUN VE ERTUĞ’DAN CUMHURBAŞKANI AKINCI’NIN ALMANYA VE RUSYA DIŞİŞLERİ BAKANLARIYLA İLGİLİ TAVRINA DESTEK ESKİ MÜZAKERECİLER: “ÖZGÜRLÜK, EŞİTLİK VE GÜVENLİĞİN ALTI DOLDURULMALI. 1977 VE 1979 DORUK ANLAŞMALARI İLE 11 ŞUBAT 2014 TARİHLİ ORTAK AÇIKLAMANIN YARATTIĞI ZEMİN KÜÇÜMSENMEMELİDİR” Lefkoşa, 29 Kasım 15 (T.A.K): Eski müzakereciler Ergün Olgun ile Osman Ertuğ, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, Almanya ve Rusya Dışişleri Bakanlarına karşı “takındığı tavrı” doğru bulduğunu belirterek, sergilenen ilkeli tutumun devamını diledi. Eski müzakereciler Olgun ile Ertuğ, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, “Kıbrıs Türk halkının özgürlük, eşitlik ve güvenliğini koruyacak bir çözümü hedeflediğini” vurguladığını belirterek, “Vazgeçilmez gördüğümüz bu temel ilkelerin altının nasıl doldurulacağı büyük önem taşımaktadır. Sayın Akıncı’nın aynı duyarlılığı bu prensiplerin bir anlaşma metnine somut olarak nasıl derç edileceği ve pratikte nasıl uygulanacağı konusunda da göstereceğini ümit ediyoruz” dedi. Olgun ve Ertuğ, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın “47 yıllık müzakere sürecinin son 5 ayında yıllardır sağlanamayan ilerlemeler sağlandı” şeklindeki açıklamasını da eleştirerek, “Mevcut sürecin varlığına olanak sağlayan, ona zemin teşkil eden 1977 ve 1979 Doruk Anlaşmaları ile 11 Şubat 2014 tarihli Ortak Açıklama olduğu unutulmamalı, bunların yarattığı zemin küçümsenmemelidir” değerlendirmesini yaptı. Eski Müzakereciler Ergün Olgun ile Osman Ertuğ, ortak bir yazılı açıklama yaparak, müzakere süreci ve Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın açıklamaları ile icraatlarını değerlendirdi. Açıklamada, Akıncı’nın; halen devam etmekte bulunan ve kritik bir aşamaya ulaştığı ifade olunan görüşmeler süreciyle ilgili olarak yaptığı çeşitli açıklamalarda; “Kıbrıs Türk halkının özgürlük, eşitlik ve güvenliğini koruyacak bir çözümü hedeflediğini vurguladığı” belirtilerek, bu konuda şunlar kaydedildi: “Vazgeçilmez gördüğümüz bu temel ilkelerin altının nasıl doldurulacağı, yani hayata nasıl geçirileceği tabiatıyla büyük önem taşımaktadır. Dolayısıyla, Sayın Akıncı'nın bu prensipleri ortaya koymakla gösterdiği duyarlılığın aynısını, söz konusu prensiplerin bir anlaşma metnine somut olarak nasıl derç edileceği ve pratikte nasıl uygulanacağı konusunda da göstereceğini ümit ediyoruz.” Açıklamada, son günlerde çeşitli ülke ve kuruluşlardan üst düzey yetkililerin adaya yaptığı ziyaretlerde iki taraf arasındaki “eşitlik” ilkesine riayet etmeleri konusunda Cumhurbaşkanı'nın takındığı tavrın da doğru bulunduğu belirtilerek, bu konuda sergilenen ilkeli tutumun devamı temenni edildi. “EŞİTLİK İLKESİNE RİAYET EDİLMESİ ELZEMDİR” Açıklamada, Federal Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier ve Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un “görüşmeler sürecine destek vermek ve tarafları uzlaşı konusunda teşvik etmek” maksadıyla yapıldığı söylenen bu ziyaretlerde, bir Birleşmiş Milletler parametresi olan ve BM Genel Sekreteri'nin iyi niyet misyonunun da zeminini teşkil eden “eşitlik” ilkesine riayet edilmesinin elzem olduğu vurgulandı. Açıklamada bu konuyla ilgili; “Silah zoruyla gasp etmiş bulundukları siyasi tanınma kalkanı arkasına saklanarak Kıbrıs Rum tarafının bu konuda gösterdiği tepki ve kopardığı gürültüye itibar edilmemeli, taraflara adil ve eşit muamelenin gerekleri yerine getirilmelidir. Aksi takdirde taraflar teşvik edilmiş değil, ancak bir tarafın uzlaşmazlığına prim verilmiş olur” denildi. “ORTAK AÇIKLAMA KÜÇÜMSENMEMELİ” Ortak açıklamada, masada halen görüşülmekte olan ve halkın üzerinde büyük bir hassasiyetle durduğu “mülkiyet” konusundaki kriterler görüşülürken; “40 yılı aşkın bir süre içerisinde özellikle Kuzey'de oluşmuş bulunan sosyo-ekonomik ve insani dokunun korunmasına, bunun sonucunda ortaya çıkan hakların gözetilmesine, iki kesimlilik ilkesinin gereklerinin yerine getirilmesine, halkın yeniden göçmen durumuna düşürülmemesine, yeniden mağdur edilmemesine ve bütün bunlara hukuki kesinlik kazandırılmasına öncelikli kriterler olarak yer verilmesinin önemi” vurgulandı. Eski müzakereciler Olgun ile Ertuğ açıklamaya şöyle devam etti: “İzlenimimiz; sayın Cumhurbaşkanımızın da bu konularda hassasiyet gösterdiği doğrultusundadır. Kıbrıs'ın bu günlere Kıbrıs Türk halkının yaptıkları sonucu değil, Rum tarafının sürdürdüğü hegemonyacı girişimler ve silahlı saldırılar sonucu geldiği unutulmamalıdır. Bu girişimler ve saldırılar sonucudur ki iki taraf birbirinden ayrılmış, nüfus mübadelesi yapılmış ve iki kesimlilik bir BM parametresi olarak ortaya çıkmıştır. Bu zaman zarfında, 47 yılı aşkın bir süredir devam eden görüşmeler sürecinde süregelen çözümsüzlüğün sorumlusu da Kıbrıs Türk tarafı değildir ve bunu konuyu dürüstlükle ortaya koyma cesaretini gösteren eski Rum yetkililer ve kanaat önderleri de açıklıkla yazıp söylemektedir. Hal böyle iken ‘47 yıllık müzakere sürecinin son 5 ayında yıllardır sağlanamayan ilerlemeler sağlandı’ şeklinde, Kıbrıs Türk tarafına da çözümsüzlükte sorumluluk atfeden, son derece iddialı açıklamalar kafalarda soru işaretleri yaratmaktadır. Mevcut sürecin varlığına olanak sağlayan, ona zemin teşkil eden 1977 ve 1979 Doruk Anlaşmaları ile 11 Şubat 2014 tarihli Ortak Açıklama olduğu unutulmamalı, bunların yarattığı zemin küçümsenmemelidir. Eğer gerçekten bir açılım teşkil eden ilerlemeler varsa bunların ne olduğunun da halkla paylaşılmasının zamanı gelmiştir. Liderler düzeyinde yapılan 6 görüşme sonrasında taraflar adına BM tarafından yapılan açıklama özle ilgili herhangi somut bir unsur içermemekte olup yeterli değildir.” ÇAVUŞOĞLU’NUN SÖZLERİ MEMNUNİYETLE KARŞILANDI Açıklamada, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu’nun adaya yaptığı son ziyarette, görüşmeler sürecindeki mevcut aşamayı bir “son şans” olarak değerlendirmesini ve “belli bir takvime bağlanarak Kıbrıs sorununun her iki tarafın kabul edeceği, kalıcı, adil bir çözüme kavuşmasını ve bir an evvel referanduma gidilmesini istedikleri” şeklindeki sözlerinin de memnuniyetle karşılandı ve bunların Rum-Yunan tarafında da karşılık bulması temenni edildi. “KOTSİAS’IN SÖZLERİ ÇÖZÜM KONUSUNDA İYİMSERLİK BIRAKMAYACAK NİTELİKTE” Ancak adayı ziyaret eden Yunanistan Dışişleri Bakanı Kotsias’ın, müzakerelerin en son aşamasında Garantör Ülkelerin de katılımı ile ele alınacağı kararlaştırılan “garantiler” konusundaki kışkırtıcı ifadeleri ile Rum tarafının hidrokarbon yatakları konusunda tek yanlı girişim ve uygulamalara devam etmesinin, “maalesef erken çözüm konusunda iyimserliğe mahal bırakmayacak nitelikte” olduğu ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Sayın Kotsias’ın beyanları karşısında mevcut garanti sisteminin devamının ve bunun yarattığı caydırıcılığın Kıbrıs'ta kalıcı barış ve istikrarın temelini oluşturduğunun altını çizmek isteriz. Garanti sisteminin amacının yaratılacak yeni anlaşma şartlarını korumak, gözetmek olduğu ve bu anlamda garantilerin varılacak anlaşmanın gözetilmesini isteyen gerek Kıbrıslı Türk gerekse Kıbrıslı Rumlara hizmet edeceği ortadadır. Kaldı ki son 52 yıldır Kıbrıs’ta yaşananlar en temel insan hakkı olan can güvenliğinin Kıbrıs Türk halkı açısından ancak Türkiye'nin etkin ve fiili garantisinin devamıyla sağlanabileceğini ortaya koymuştur. Gerek bölgemizdeki kanlı çatışmalar ve bunların yarattığı insanlık trajedisi, gerekse Güney'de son günlerde Kıbrıslı Türklere karşı yapılan saldırılar, Kıbrıs Türkünün can ve mal güvenliği açısından garantilerin ne derece vazgeçilmez olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir.” “KKTC’DE ETKİN İYİ YÖNETİM GEREKLİ” Açıklamada, son olarak Cumhurbaşkanı Akıncı’nın “ne kadar sağlam ayaklarımız üstünde durursak, Kıbrıs’ta kalıcı barışın temelleri o denli sağlam olacak” açıklaması değerlendirilerek, KKTC’de etkin, iyi yönetimin gerekliliğini ve ülkenin mevcut ekonomik kazanımları ile rekabet edebilirliğini ileri götürebilmenin önemine işaret edildi. Buna yönelik olarak 10 yıldan fazla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni kendine vatan edinen, düzgün insanlar olarak yaşamın ve çalışma hayatının ayrılmaz bir parçası haline gelen insanların da ayrımcılık yapılmadan KKTC vatandaşı yapılmalarının bir gereklilik olduğu savunulan açıklamada, bunun insan hakları ve uluslararası uygulamalar bakımından da elzem olduğunun ortada olduğu kaydedildi. (EMR/HÖ) |
ABD’NİN GÜNEY’E SİLAH AMBARGOSUNU KALDIRMASI... |
ÇOLAK: “ABD’DEN BİLGİ TALEP ETTİK” Lefkoşa, 29 Kasım 15 (T.A.K.): Amerika Birleşik Devletleri’nin Güney Kıbrıs’a silah ambargosunu kaldırma kararına ilişkin basında çıkan haberlerin ardından Dışişleri Bakanlığı açıklama yaptı. Dışişleri Bakanı Emine Çolak BRT’ye yaptığı açıklamada, konuya ilişkin daha detaylı bilgi almak amacıyla ABD yetkililerinden bilgi talebinde bulunduklarını söyledi. Bakan Çolak, “Konunun netleştirilmesi açısından bilgi talep ettik. Gerekli istişarelerin ardından konuyla ilgili kamuoyunu daha detaylı bilgilendireceğiz” dedi.BRTK/HÖ) |
CUMHURBAŞKANI AKINCI İLE ÇAVUŞOĞLU’NUN BASIN TOPLANTISI (SON) |
ÇAVUŞOĞLU SORULARI YANITLADI…“SON BİR ŞANS YAKALANDI… ARTIK BUNU (KIBRIS SORUNU) SONUÇLANDIRMAK GEREKİYOR” “ANGAJMAN KURALLARIMIZ AÇIK… BUNLARI DAHA ÖNCE DE BİLDİRMİŞTİK…RUSYA’YLA GERGİNLİĞİ TIRMANDIRMAK İSTEMİYORUZ” Lefkoşa, 26 Kasım 15 (T.A.K): Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Kıbrıs sorununda son bir şans yakalandığını ve bu son şansın iyi değerlendirilerek artık soruna bir çözüm bulunması gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yla görüşmesinin ardından ortak basın toplantısında soruları yanıtlayan Çavuşoğlu, Rusya ile yaşanan kriz içinse hiçbir ülkenin hava sahasının defalarca ihlal edilmesine sessiz kalamayacağını belirterek, Türkiye’nin düşürülen uçağın milliyetini bilmeden düşürdüğünü kaydetti ve aynı uçaklardan Suriye’deki rejimin elinde de bulunduğunu söyledi. “GARANTÖRÜZ DİYE KIBRIS’TA SAVAŞ KAN VE GÖZYAŞI YOK” Yunanistan’ın Kıbrıs’ta garantörlüğe karşı çıkması hakkında sorulan soruya karşılık Çavuşoğlu, bölgedeki ülkelere bakıldığında savaş, kan ve gözyaşı görüldüğünü, Kıbrıs’ta bunun yaşanmamasının nedenininse Türkiye’nin garantörlüğü olduğunu söyledi. Çavuşoğlu şimdiden bu konuları gündeme getirmenin gereksiz ve süreci sulandırmaya yönelik olduğunu söyleyerek, Yunanistan’a Kıbrıs’taki sürece “en azından Türkiye’nin yarısı kadar faydalı ve aktif katkıda bulunması” çağrısında bulundu. “RUSYA’YLA GERİLİMİ TIRMANDIRMAK İSTEMİYORUZ” Düşürülen Rus uçağıyla ilgili soru sorulması üzerine Çavuşoğlu, Rusya’yla gerginliği tırmandırmak istemediklerini, Rusya’yla özel siyasi ve ekonomik ilişki içerisinde olunduğunu, Kırım’daki hassasiyete rağmen Avrupa Birliği (AB) ve Batının uyguladığı ambargolara katılmadıklarını ve Rusya’yla birçok alanda işbirliği de yaptıklarını söyledi. Rus uçaklarının 3-4 Ekim’de yine Türk hava sahasını ihlal ettiklerini hatırlatan Çavuşoğlu şunları kaydetti:“Bizim sınır güvenliği konusunda angajman kurallarımız net. Bunu tüm dünyaya duyurduğumuz gibi 3-4 Ekim’de Rus dostlarımızla, mevkidaşlarımızla paylaştık… G-20 zirvesinde Cumhurbaşkanımız bunu Sayın Putin’e de iletti. 24 Kasım’daki hepimizi üzen olayda da radarımız iki uçağın bizim hava sahamıza doğru ilerlediklerini tespit ettikten sonra 5 dakika içerisinde 10 kez uyardık. Aidiyeti belli olmayan uçak bunlar, çünkü aynı uçaktan rejimin elinde de var. Dolayısıyla bizim jetlerimiz yaklaşan ve hava kurallarımızı ihlal eden uçakları bir tehdit olarak gördü… Maalesef, hava sahamızı ihlal eden ve uyarılara rağmen hava sahamızı terk etmeyen bir uçağı bizim savaş uçaklarımız vurdu.” Bu olayın Rusya’yla ilişkileri bozmasını istemediklerini belirten Çavuşoğlu, Rus mevkidaşı Lavrov’la dün görüştüğünü, Türkiye’nin elindeki bilgileri paylaşmaya hazır olduğunu bildirdiğini ve Rus askeri ataşesinin davet edilerek bu bilgilerin kendisine verildiğini söyledi. Bugün Rusya’dan yapılan açıklamaların daha yapıcı açıklamalar olduğunu ve bu tutumun devam etmesini arzuladıklarını belirten Çavuşoğlu, Rusya-Türkiye ilişkilerinin bugüne dek birçok sınav atlattığını, 3-4 Ekim’den sonra Türkiye’nin diplomasi yolunu seçtiği gibi bundan sonra bunun olmasını istediklerini söyledi. Kendisinin Belgrad’da 3-4 Aralık’ta düzenlenecek AGİT toplantısında Rus Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov’la yüzyüze görüşme fırsatı olacağını dile getiren Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da Rusya Devlet Başkanı Vlademir Putin’le görüşme fırsatı olacağını kaydetti ve sağduyu ve yapıcı yaklaşımla ilişkilerin yeniden rayına oturması gerektiğini ifade etti. “KIBRIS’TA ARTIK SON ŞANS…” Kıbrıs’taki görüşmeler için neden bir “son şanstan” bahsettiğinin sorulması üzerine Çavuşoğlu daha önce Annan Planı’yla bir fırsat yakalandığını fakat Rum kesiminden buna olumsuz oy verildiğini hatırlattı. 1960’tan beri süregelen sorun için artık Adada adil, kalıcı ve iki tarafın haklarını koruyan bir çözüm istediklerini belirten Çavuşoğlu, bunun bir son fırsat olduğunu ve fırsatın kaçırılmaması gerektiğini sadece Türkiye’nin değil Birleşmiş Milletler’in (BM) de söylediğinin altını çizdi. “HAKLI OLDUĞUMUZ BİR KONUDA ÖZÜR DİLEMEMİZ GEREKMEZ” Rus yetkililerin Türkiye’den özür beklediğinin hatırlatılması üzerine Çavuşoğlu, “Haklı olduğumuz bir konuda özür dilememiz gerekmez. Dün bunu telefonda da söyledik, üzüntülerimizi belirttik. Lavrıov’a da söyledik, hiçbir ülke böylesi bir durumda hava sahasının defalarca ihlal edilmesini tolere etmez.” şeklinde konuştu. Uçağın vurulduğu esnada milliyetinin belli olmadığını yineleyen Çavuşoğlu, bu konuda gerekli açıklamaları yaptıklarını, diplomasi kanallarını açık tutarak da ellerindeki bilgileri Rusya’yla paylaşacaklarını ifade etti. “RUM TARAFINDAN DAHA ÖNCE GÖRMEDİĞİMİZ ŞEKİLDE YAPICI YAKLAŞIM VAR” “Rum tarafının Kıbrıs barış sürecine yeterli katkıyı yapıp yapmadığı” üzerine yöneltilen soruya Çavuşoğlu şu şekilde yanıt verdi: “Biraz önce Sayın Akıncı ve müzakere heyetinin samimiyetine vurgu yapmıştık, Rum tarafından da daha önce görmediğimiz şekilde yapıcı bir yaklaşın görüyor ve bundan memnuniyet duyuyoruz. Özellikle Rum tarafının lideri benim kişisel dostum Anastasiadis ve AKEL lideri dostum Kiprianu’nun da desteğini görüyoruz, kendisini Türkiye’ye de davet edeceğim… Ama artık bunu sonuçlandırmak gerekiyor, bugüne kadarki adımlar, yaklaşımlar umutlu ama artık neticeyi almamız gerekiyor.” (RU/ŞEB) |
TC DIŞİŞLERİ BAKANI ÇAVUŞOĞLU, KIBRIS SORUNUNUN, BİR ÇÖZÜME KAVUŞMASINI VE BİR AN EVVEL REFERANDUMA GİDİLMESİNİ İSTEDİKLERİNİ BELİRTTİ |
ÇAVUŞOĞLU: “ÇÜNKÜ BU YAKALANAN SON BİR FIRSAT...BU FIRSATI KAÇIRMAK İSTEMİYORUZ” Lefkoşa, 26 Kasım 15 (T.A.K.): Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, belli bir takvime bağlanarak, Kıbrıs sorununun, her iki tarafın kabul edeceği, kalıcı, adil bir çözüme kavuşmasını ve bir an evvel referanduma gidilmesini istediklerini belirtti. Çavuşoğlu, “Çünkü bu yakalanan son bir fırsat. Bu fırsatı kaçırmak istemiyoruz” dedi. Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Cumhurbaşkanlığı’nda ortak basın toplantısı düzenledi. Çavuşoğlu, 64’üncü hükümette Dışişleri Bakanı olarak görev aldıktan sonra ilk ziyaretini KKTC’ye gerçekleştirmekten mutluluk duyduğunu belirtti. KKTC’de bugün gerçekleştirdiği temaslarda; ikili ilişkilerin değerlendirildiğini, devam eden müzakere süreci konusunda görüş alışverişinde bulunduklarını söyleyen Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın da müzakerelerde gelinen nokta konusunda bilgi verdiğini kaydetti. Türkiye Cumhuriyeti ve AK Parti iktidarının Kıbrıs’ta kalıcı çözüme destek verdiğini ve bundan sonra da en büyük destekçi olmaya devam edeceğini dile getiren Çavuşoğlu, müzakerelerde gelinen noktadan mutlu olduklarını vurguladı. Müzakerelerin devam etmesi, iki liderin ve müzakerecilerin bir araya gelmesi ve kat edilen aşamanın kendilerini umutlandırdığını söyleyen Çavuşoğlu, son bir ay içinde lider düzeyinde 6 görüşme yapıldığını anımsattı. Müzakerelerin belli bir takvime bağlanarak, Kıbrıs sorununun, her iki tarafın kabul edeceği, kalıcı, adil bir çözüme kavuşmasını ve bir an evvel referanduma gidilmesini istediklerini söyleyen Çavuşoğlu, “Çünkü bu yakalanan son bir fırsat. Bu fırsatı kaçırmak istemiyoruz” dedi. Güven artırıcı önlemlerin uygulanması konusunda da Türkiye’nin her türlü desteği verdiğini dile getiren Çavuşoğlu, bu anlamda her türlü samimiyeti gösteren Akıncı ve ekibine teşekkür etti. Güven artırıcı önlemler konusunda KKTC’nin adımları attığını, Türkiye’nin de gereken desteği verdiğini belirten Çavuşoğlu, iki toplumun yakınlaşması için güven artıcı önlemlerle ilgili desteklerinin devam edeceğini kaydetti. Çavuşoğlu, Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun 1 Aralık Salı günü ilk yurtdışı seyahatini KKTC’ye yapacağını söyledi. GÖZ/ÖK) EK VERİLECEK |
|
|