Thursday, 9 January 2014

Güncel Haberler

Uyuşturucu mafyası marka oldu

Uyuşturucu mafyası marka oldu

Dünyanın en büyük uyuşturucu mafyalarından biri olarak bilinen Kolombiyalı Pablo Escobar’ın oğlu Juan Pablo Escobar Henao, babasının imajını tekstil sektöründe markalaştırma kararı aldı.Uyuşturucu mafyası Pablo Escobar’ın bir dünya markası olduğuna inanan Junior Escobar, babasının geçmişe ait yaşantısını ve fotoğraflarını ürettiği tişört ve hediyelik eşyalara basarak ticaret hayatına atılma kararı aldı.Escobar markalı ürünler Kolombiya’da büyük polemik yarattı. Dünyanın bir numaralı uyuşturucu karteli olarak bilinen Pablo Escobar’ın Kolombiya ve Güney Amerika’da binlerce kişinin ölümünden sorumlu olduğunu savunan halk bu ismin ’marka’ adı altında yaşatılmasına karşı çıktılar.Eleştiriler üzerine bir açıklama yapan küçük Escobar, babasının yaptıklarından sorumlu olmadığını amacının bu ismi canlı tutarak uyuşturucu ile mücadele etmeyi amaçladığını söyledi.Özellikle tişört ve kot pantolonlu piyasaya çıkan ve 60 ile 90 dolara satılan Escobar ürünlerinin gençler tarafından büyük ilgi görüldüğü belirtiliyor.

Uyuşturucu mafyası marka oldu

1949 yılında Kolombiya’da doğan Pablo Escobar’ın uyuşturucudan elde ettiği servetin 25 milyar dolara yaklaştığı belirtiliyor.Güvenlik güçlerinin düzenlediği bir operasyonda 43 yaşında hayatını kaybeden Escobar hakkında 10 bin kişinin ölümüne sebep olmaktan dava açılmıştı.

Uyuşturucu mafyası marka oldu

Pablo Escobar oğlu Juan Pablo Escobar Henao ile görülüyor.

Tıp literatüründe bir ilk yaşandı!!!

Tıp literatüründe bir ilk yaşandı

Tıp literatüründe bir ilk yaşandı


Samsun’da çift rahimli bir kadın, aşılama yöntemiyle iki rahminde oluşan gebelik sonucu iki bebek dünyaya getirdi.
() Hastanesi’nde Türkiye’de bir ilk gerçekleşti. Aşılama ile iki ayrı rahminde gebelik oluşan ve dünyada ilk kez sezeryan sonrası uygulanan yöntem (iki rahmin birleştirilip tek haline getirilmesi ) ile 21 yaşındaki kadın, her iki rahminde bulunan bebeklerin sezaryen yöntemiyle alınmasıyla iki bebek sahibi oldu.

 
Ordu’nun Ünye ilçesine bağlı Pelitliyatak köyünde oturan inşaat işçisi 28 yaşındaki Ferda Gümüş ve 21 yaşındaki Hatice Gümüş çifti çocuk sahibi olamadıkları gerekçesiyle Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Kadın Doğum Hastalıkları Anabilim Dalı’nda sağlık kontrolünden geçti. Çift, aldığı haberle şoke oldu.
Yapılan tetkiklerde kadının çift rahimli olduğu ortaya çıktı. Çift rahimli Hatice Gümüş’ün, hormonların yetersiz salgılanması nedeniyle çocuk sahibi olamadığı teşhisi anlaşıldı. Sonrasında OMÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi bünyesinde kurulan Tüp Bebek Merkezi’nde tedavi altına alındı.

Çocuk sahibi olamayan Hatice Gümüş’ün tedavisinde IUI (aşılama) yöntemi uygulandı. Daha sonra gebeliği oluşan 21 yaşındaki Hatice Gümüş, OMÜ Tıp Fakültesi Kadın Doğum Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Davut Güven tarafından 34 hafta düzenli olarak kontrolleri gerçekleştirildi. Bugün sezaryen yöntemi ile iki rahimden alınan bebekler kuvözlere alındı.

Hastaya normalde gese olmayan kadınlara uygulanabilen rahim birleştirme ameliyatı ilk kez sezeryan sırasında uygulandı. Ferda ve Hatice çiftinin doğum sonrası heyecanları yüzlerinden okunurken, kuvöze alınan bebeklerin sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.
Dünyada sayılı ve Türkiye’de ilk olan operasyonla ilgili bilgi veren OMÜ Tıp Fakültesi Kadın Doğum Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Davut Güven, hastanın iki rahmi bulunduğunu, rahim ağzının ise tek olduğunu söyledi. Hastanın gebe kalmasına engel olan ‘hipogonadotropik hipogonadizm’ denilen bir durumun söz konusu olduğunu belirten Güven, "Beyinde ‘hipofiz’ denen hormon salgılayan bir merkez var. Oradan yumurtalıkları uyaran bazı hormonlar salgılanıyor. Bizim hastamızda bu hormonların yetersiz salgılanması hali de mevcuttu. Bu nedenle hastamız evliliği süresince gebelik elde edememişti. Bize geldiğinde bu durumunu tespit ettik. Hastaya en az zarar verecek, en az uğraştıracak yöntem olarak IUI dediğimiz halk arasında ‘aşılama’ olarak bilinen yöntemi tercih ettik. Salgılanması gereken hormonları biz kendimiz tüp bebek merkezimizde verdik. Daha sonra arkasından ‘aşılama’ yöntemini uyguladık. Fakat bu yöntemi uyguladıktan sonra çok ilginç bir durum ortaya çıktı. Hastamızın iki ayrı rahminde iki ayrı gebelik oluştu. İkisi de belli bir gelişme sürecini tamamladılar" dedi.
Tedavi ile annenin gebelikte 34 haftaya girdiğini vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Davut Güven, "Bu gebelikte normalde bir gebelik 38, 39 hafta olmadan sonlandırmıyoruz. Fakat rahimler biraz küçük olduğu için bebeklerden bir tanesinin gelişimi oldukça geri kaldı. Bu şekilde takip edememeğimiz için 34 haftalık gebelik haftasında gebeliğimizi sezaryenle sonlandırdık. Dünya literatüründe böyle bir vaka yok. Çift rahimli ve ikiz gebelik çok nadir bir durum. Hastamızda ‘hipogonadotropik hipogonadizm’ olması durumuyla makale taradığımızda böyle bir durumla ilk kez karşılaşmış oluyor. Ben kendi adıma ve hastamız adına çok sevinçliyim” diye konuştu.
Ameliyat sonrası açıklama yapan Yrd. Doç. Dr. Davut Güven, OMÜ Kadın Doğum Tüp Bebek Merkezi Sorumlusu ve Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Sertaç Batıoğlu yönetiminde yapılan ameliyatın başarılı geçtiğini söyledi. 1 saat süren ameliyat ile ilgili bilgi veren Güven, “Hastamızın iki erkek bebeğini de sağlıklı bir şekilde çıkarttık. Yeni doğan bölümündeki arkadaşlarımıza teslim ettik. Bugün yaptığımız ameliyat dünyada yapılmış değil. Sezaryen sonrası iki ayrı uterusu birleştirme operasyonu yok. Ameliyatımız başarılı geçti, hasta bundan sonra sağlığına kavuşacak” şeklinde konuştu.(İHA)

Hurda araçlar servet kazandırdı

Hurda araçlar servet kazandırdı

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre, 2013 yılında 10 bin 560 hurda araçtan ekonomiye yaklaşık 58 milyon TL katma değer sağlandı.

Güncelleme:09 Ocak 2014 10:26

Hurda araçlar servet kazandırdı
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ortak veri sistemi olan “Ömrünü Tamamlamış Veri Sistemi” ile hurdaya alınan araçlar kayıt altına alınıyor. Hurdaya ayrılan araçlar, bakanlıktan Çevre Lisansı veya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden teslim yeri izni almış tesislere veriliyor. Türkiye’de Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri’nden izin almış 700 teslim noktası ve Bakanlıktan lisanslı 96 geçici depolama tesisi bulunuyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre, 2013 yılında 10 bin 560 araç hurdaya ayrıldı. Hurdaya ayrılan araçlardan 3 bin 200 tonluk malzeme tekrar kullanıldı, bin 850 ton metal ve plastik geri kazanıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, hurda araçlardan ekonomiye 2013 yılında yaklaşık 58 milyon TL katma değer sağlandığını belirtti.
Ömrünü tamamlamış araçlar lisanslı tesislere teslim edilerek “ÖTA Veri Sistemi”ne kaydediliyor. Kayıt altına alınan araçların sahiplerine “Araç Kayıttan Düşme ve Bertaraf Formu” veriliyor. Aracını sisteme kaydettirmeyenler, araç kayıttan düşme ve bertaraf formunu almayanlar, aracının vergisini ödemeye devam ediyor.


Politika Haberleri

Politika Haberleri

Moody's'ten Türkiye kritik not açıklaması: NOT AYNI AMA DURAĞAN

Moody's'ten Türkiye kritik not açıklaması

Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, Türkiye'nin Baa3 olan kredi notu ve durağan seviyesindeki not görünümünün siyasi riskleri yansıttığını açıkladı.

Güncelleme:08 Ocak 2014 15:12

Moody's'ten Türkiye kritik not açıklaması
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’ten Türkiye’deki siyasi gelişmelerle ilgili açıklama geldi.

Moody's, Reuters'ın soruları üzerine yaptığı açıklamada, 2 Aralık'ta yayınladıkları değerlendirmeyi koruduklarını, iç siyasetin Türkiye için belirgin risk oluşturduğu belirtilerek, "Ancak Türkiye'nin Baa3 olan kredi notu ve durağan not görünümü bu riskleri yansıtıyor" dedi.

Moody's açıklamasında, "Dış dengesizlikler belirgin düzeyde kaldığı sürece Türkiye'nin kredi notundaki yukarı yönlü hareketi ödemeler dengesi faktörleri sınırlayacak" ifadesini kullandı.


Kamu maliyesinde sağlanan iyileşmenin tersine dönmesi veya dış sermaye akışlarının ani ve kalıcı şekilde durması halinde kredi notunda aşağı yönlü risk oluşacağı belirten Moody's, "Türkiye'deki siyasi riskin azalması, kredi notuna dair başka iyileşmeler olmadığı sürece kredi notunda yukarı yönlü hareketi tetiklemek için yeterli değil" dedi.

FITCH DE AÇIKLAMA YAPMIŞTI
Bir diğer kredi derecelendirme kuruluşu Fitch dün yaptığı açıklamada, Türkiye'deki siyasi krizin kalıcı güçlüklere işaret ettiğini, gelişmelerin 'BBB-' olan notu etkilemediğini belirtmişti.

Moody's ve Fitch, Türkiye'nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyede tutuyor. Standard & Poor's'ta ise not bu seviyenin altında bulunuyor.

Alaska'dan ithal saadet

Alaska'dan ithal saadet

Geçen hafta ‘web’ sitesi satarak zincir oluşturan ‘Mega Holding’den sonra bu kez Alaska’dan getirilen ‘gıda takviyesi’ ürünü ‘Kyani’yi 1 yıldır satan yeni bir şirket ortaya çıktı.

Güncelleme:09 Ocak 2014 08:53

Alaska'dan ithal saadet
Şirket ürünlerini bir satış ağıyla pazarlıyor. Bu ağa katılmanın bedeli 1215 lira olurken her getirilen üye yüzde 60’lık payı distribütörüne ödüyor. Kyani’nin sahibinin ise Mega Holding’in satış eğitim danışmanı olması dikkat çekiyor.

2007 yılında kurduğu Shop and Earn adlı siteyle üyelerine, yapılan satış ve yeni üye getirerek para kazandırdığını iddia eden Hakan Dalkılıç, ‘Kyani’ adında kurduğu yeni bir firma ile yeni bir sistem oluşturdu. ‘Shop and Earn’de birlikte çalıştığı birçok isimle yeniden bir araya gelen Dalkılıç’ın yeni firmasında ‘Shop and Earn’de de bulunan eşi Gülay Rençber Dalkılıç da yer alıyor. Bağdat Caddesi’nde yer alan alan ofislerinde faaliyet gösteren Kyani’de, gıda takviyesi ürünleri satarak zincir bir sistem oluşturuluyor. İşe almak için yüz yüze bir sunum gerçekleştiriliyor. Amerika merkezli bir firma olan Kyani ürünlerinin, Alaska’da yetişen bazı balık ve bitkilerden üretildiğini ifade eden şirketin distribütörlerinden Zafer Düztepe, yüzyüze yaptığımız görüşmede sistemi şu şekilde anlatıyor:

SİSTEM NASIL İŞLİYOR


“Distribütör olmak istiyorsanız tanesine 1215 lira ödeyerek 16 adet gıda takviye paketi almanız gerekiyor. Bu ürünleri sizin getireceğiniz yeni üyelere sisteme girmeleri için satıyorsunuz. Sistem bu şekilde devam ediyor. Gelen üyeler de kendi getirecekleri üyelere bu sistemi uyguluyor. Bu şekilde yapacağınız üye kaydı ve ürün satışından pay alabiliyorsunuz. Getireceğiniz 16 distribütörün yaptığı satışlardan alacağınız pay yüzde 60. Bu üyelerin her biri de 16 kişi getiriyor. Sistemde bir ekip oluşturmalısınız. Sizin getirdiğiniz distribütörleri de bu kişilerin altına yerleştirin. Ama grubunuza dahil olanları alt kademelere yerleştirebilirsiniz. Üst kademeye üye yerleştiremezsiniz.”

PİRAMİT SİSTEM OLUŞTURMADIK


SİSTEM hakkında ‘saadet zinciri’ yakıştırmasının doğru olmayacağını ifade eden Hakan Dalkılıç şunları söyledi: “Herbalife ve Amway gibi bir firmayız. Tüm satışlarımızın faturaları var. Piramit sistemde en tepedeki en çok parayı kazanır. Ancak bizim sistemimizde benim altımdakiler arasında bulunanlar benden fazla para kazanabiliyor. BDDK da bizi denetliyor. Shop and Earn adlı firmamız da kayıtlıydı. Kesinlikle piramit bir sistem kurmadık ve tamamen yasal bir firmayız. Mega Holding ile de ‘satış eğitmenliği’ dışında hiçbir bağım yok. Sisteme göre alt kadrolardan kazanılan parayı alabilmek için ise tek şart aylık ortalama 250 liralık satış yapmak ya da ürün satın alma zorunluluğu var.”

6.5 MİLYON PRİM DAĞITTIK

DÜNYANIN her yerinden sisteme distribütörler katılabileceğini ifade eden Zafer Düztepe, sistemin başında Hakan Dalkılıç’ın yer aldığını belirtti. Düztepe, “22 yıldır bu sektörde. Sistemde Dalkılıç’a bağlıyız. 1 yılda toplamda 6.5 milyon lira para dağıtıldı. Kyani ayda 6 kez ödeme yapıyor. Dünyada bu kadar ödeme yapan bir şirket yok” dedi.

17 BİN DOLARLIK ‘PASİF’ KAZANÇ


HAKAN Dalkılıç kendilerinin oluşturduğu internet sistemi üzerinden hesaplarını kontrol ederken, yeni distribütörlere hesabına yatırılan parayı gösteriyor. Pasif çalışma ile (Sadece üye getirerek, hiç ürün satmadan getirilen distribütörlerin yaptığı satıştan kazanılan para) son 1 ayda hesabına 17 bin 300 dolar yattığını, ve yıllık kazancının 100 bin doları geçtiğini ifade ediyor.(HÜRRİYET)


Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts