Monday, 24 March 2014

34 yıldır sınava giriyor

34 yıldır sınava giriyor


Samsun'un Bafra İlçesi'nde, ilkokulda sözleşmeli öğretmenlik yapan 52 yaşındaki Adem Topçuoğlu, bu yıl 34'üncü kez üniversite sınavı girdi.


(), (DHA)- Topçuoğlu, a girmenin kendisi için hobi olduğunu söyledi.
Bafra’da İlçesi'nde öğretmenlik yapan Adem Topçuoğlu, 34 yıldır aralıksız olarak her yıl üniversite sınavına girdiğini söyledi. 1980 yılında Bafra Lisesi'nden mezun olan Topçuoğlu, bu yıl 34'üncü kez sınava girdi. Sınav heyecanını yaşamaktan zevk aldığını dile getiren Topçuoğlu, "Mezun olduktan sonra her yıl sınava girdim. 3 üniversite bitirdim. Ama sınava girmekten
vazgeçmedim. Herkesin bir hobisi var. Benim hobimde üniversite sınavlarına girmek. Yeni mezun öğrenciler gibi o heyecanı yaşamak için sınava giriyorum" dedi.
Bekar olan ve okumayı çok sevdiğini dile getiren Topçuoğlu, Anadolu Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksek Okulu'nu, Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi'ni ve Dumlupınar Üniversitesi Kütahya Meslek Yüksekokulu Otobüs Şoförlüğü Bölümü'nü bitirdiğini söyledi.

Bir deli'nin iddiaları

 Bir deli'nin iddiaları: Nisan'ın ilk haftasında dağılmaya tanıklık edeceğiz



''Mesele bitmiştir!
Öyle rivayet olunur: İnsan öldüğünü uzun süre anlayamazmış. Siyasî sonların idraki daha zor olmalı. Erdoğan “çıkmamış candan umut kesilmez” havasında hâlâ akla zarar işlerin peşinde olduğuna göre, demek ki durumun farkında değil. O kadar güç, o kadar insan hâlâ emrinde.

12 yıl her günü bir ülkeyi yönetmenin yorgunluğu ile bitirip, her sabah uyandığında yeni güne ‘başbakan’ olarak başlayan biri için yolun bittiğinin idrak edilmesi gerçekten zor olmalı. Aristo insanı ‘zoon politikon’ olarak tanımlar; içgüdüsel olarak siyasî bir yaratık olduğumuzu vurgulamak için. Erdoğan’ın siyasî içgüdüleri kuvvetli. Söylediklerinde bir akıl bulmak zor; sadece ‘panik atak’ hali, iyi tarafından bakılırsa içgüdüleri ile durumu hiç olmazsa hissettiğini gösteriyor.


Ya yakın çevresindekiler?

Bugünlerde en zor durumda olanlar, Başbakan’ın yakın çevresinde bulunanlar; özellikle bu “ex” durumunu hâlâ kavrayamayanlar. Başbakan kim bilir her Allah’ın günü kaçını fırçadan geçiriyordur. 17 Aralık’tan bu yana hukuk askıya alınmış durumda. Sistematik ve sürekli olarak suç işleniyor. Güneşin mecburen doğması gibi eninde sonunda hukuk yeniden ortalığı aydınlattığında, yukardan gelen talimatlarla suç işleyenler tek tek yargı önünde hesap verecek. Kimse için sürpriz olmamalı: Koca orduyu yöneten genelkurmay başkanının, iki yılını cezaevinde geçirmesi gibi bugünün muktedirlerinin benzer haberlerini yakın gelecekte takip edeceğiz. Hukuk mutlaka avdet edecek ve işlenen suçların hiçbiri takipsiz kalmayacak.

Ne zaman?

Benim cevabım: Bir hafta sonra hukuk, yerkürenin Türkiye bölümünü yeniden ısıtmaya başlayacak.

İlk işareti Cumhurbaşkanı verdi. Erdoğan’ın bütün siyasî sermayesini yüklediği ‘dış komplo’ argümanını bir cümle ile balon gibi söndürdü. Soğuk Savaş döneminde Sovyetler’in Batı’ya açtığı ideolojik savaş gibi, Cemaat’e karşı yürüttüğü ‘halı bombardımanı’nı, yurtdışındaki Türk okullarına sahip çıkarak etkisiz hale getirdi. Bir yargı organı olan Yüksek Seçim Kurulu’nun koyduğu yasağı Başbakan’ın ‘yasaklaması’ külhanî bir racondan ibaret değil. Başbakan, sağı solu oynayan, cepheden tüymek için fırsat kollayan ‘yakın çalışma arkadaşları’nı, kanuna karşı racon keserek mevzilerinde tutmaya çalışıyor. Bugüne kadar bu baştan kaybedilmiş savaş için tek mermi atmayan bakanlarını, milletvekillerini alt alta yazmaya kalkınca durum daha da netlik kazanıyor. Asıl muharebe sandıkta verilecek. Kimse yaklaşan seçim mağlubiyetinin faturasını ödemek istemiyor, bu yüzden zamanın dolması bekleniyor. Nisan ayının ilk haftasında ipin kopmasına ve dağılmaya tanıklık edeceğiz. Güç kullananlar her zaman korkak olur; çünkü kendilerini ezecek gücü kullanarak yakından tanımışlardır. Kendini emniyete almaya çalışanların arasında hızla yalnızlaşan bir liderin acıklı haline hepimiz tanık olmaktayız. Neyse ki Hocaefendi; “Musibetler gelir geçer, kimseye gönül koymayın” diyerek, bu acıklı hali peşinen yumuşatıyor.

Nedir beklediğiniz? Sosyal medyanın, arkasından emrine girmeyen gazetelerin ve televizyonların kökünü kazıyıp, sadece talimatlarına uyanların konuştuğu ve yazabildiği bir Türkiye mümkün mü? Bence hiç canınızı sıkmayın. Yağıp gürlemesine, öfkesine, hiddetine aldırmayın. Başbakan’ı artık ciddiye almaktan vazgeçin. Operasyon, yani geniş bir tutuklama furyası için seçim sonrasını mı bekliyormuş? Sadece “niye?” diye sorun. Madem elinde kanıtlar var, tezlerini ispatlayıp sandığa daha inandırıcı gitmek dururken neden seçimden sonra? Tersine niyeti, bu tehditlerle sandık üzerinde baskı kurmak olmasın? Politikacılar yalandan ölmüyor; ama sandık bir sandukaya dönüşebiliyor.

Başbakan’ın hal-i pür melâli artık siyasî analiz konusu yapılamaz. Panik atak durumu, psikologların uzmanlık alanı. Başbakan’ın stratejisi yok; sadece içgüdülerini takip ediyor. AB’nin dijital stratejiler başkan yardımcısı Kroes’in, Twitter’ın yasaklanması üzerine Başbakanımız için söylediği ‘ödlek’ lafını, bu psikolojik ortamda bir millî onur meselesi yapacak birinin çıkmamasına da üzülmeyin. Hüküm verilmiş, mesele bitmiş; zamanın tükenmesini bekleyin.''
  Bu iddianın doğru olama ihtimali  TÜRKİYE'NİN RUSYA' YA İLHAKINDAN DAHİ DAHA DÜŞÜK BİR İHTİMAL SAYGIN OLMAYAN BİR ''AYDIN'IN  DELİ İDDİASINDAN İBARET .

Friday, 21 March 2014

İspanyol Bakan: Türkiye’deki Yahudilerin can güvenliği yok

İspanyol Bakan: Türkiye’deki Yahudilerin can güvenliği yok

İspanya Adalet Bakanı Alberto Ruiz-Gallardon’dan Türkiye’ye ağır bir suçlama geldi. “Türkiye ve Venezuela gibi ülkelerde Yahudiler takip ediliyor, can güvenlikleri yok” diyen Bakan, Türkiye’de yaşayan Sefarad Yahudilerinin can güvenliklerinden endişe duyduklarını ileri sürerek bu yüzden bu kişilerin parlamentoya sevk ettikleri çifte vatandaşlık hakkından yararlanmak istediklerini söyledi.


 
İspanyol Bakan: Türkiye’deki Yahudilerin can güvenliği yok
DHA
Gallardon, İspanyol hükümetinin 1492 yılında Engizisyon mahkemelerinin kararıyla sınırdışı edilen Sefarad Yahudilerine yönelik çıkarttığı çifte vatandaşlık yasası ile ilgili açıklamalarda bulundu. Bakan Gallardon, bu yasanın tarihi bir hatayı onarmaya yönelik önemli bir adım olduğunu vurguladı.

Türkiye ve Venezuela gibi ülkelerde Yahudilerin takip edildiğini can güvenliğinin olmadığını söyleyen Bakan, bu kişilerin de çifte vatandaşlık yasasından yararlanmak istediğini iddia etti. Gallardon, Türkiye’yi ziyaretinde Kapalı Çarşı’ya gittiğinde burada zamanında Toledo’dan kovulan Yahudilerin kökenleri ile karşılaştığını hatırlatarak bu kişilerin istedikleri taktirde kendi vatandaşlıklarını kaybetmeden İspanyol vatandaşı olabileceklerini ifade etti.
İspanya Adalet Bakanı’nın girişimiyle hazırlanan, Sefarad’lara çifte vatandaşlık verilmesini kolaylaştıran yasa tasarısı 14 Şubat’ta Bakanlar Kurulu’nda kabul edilmişti.   
 
 
 
'' Kendi vicdan azabını başkalarına suç yükleyerek ederek geçiştiremezsin''( muhittin çiftçi)

İspanyol Bakan: Türkiye’deki Yahudilerin can güvenliği yok

İspanya Adalet Bakanı Alberto Ruiz-Gallardon’dan Türkiye’ye ağır bir suçlama geldi. “Türkiye ve Venezuela gibi ülkelerde Yahudiler takip ediliyor, can güvenlikleri yok” diyen Bakan, Türkiye’de yaşayan Sefarad Yahudilerinin can güvenliklerinden endişe duyduklarını ileri sürerek bu yüzden bu kişilerin parlamentoya sevk ettikleri çifte vatandaşlık hakkından yararlanmak istediklerini söyledi.


1
İspanyol Bakan: Türkiye’deki Yahudilerin can güvenliği yok
DHA
Gallardon, İspanyol hükümetinin 1492 yılında Engizisyon mahkemelerinin kararıyla sınırdışı edilen Sefarad Yahudilerine yönelik çıkarttığı çifte vatandaşlık yasası ile ilgili açıklamalarda bulundu. Bakan Gallardon, bu yasanın tarihi bir hatayı onarmaya yönelik önemli bir adım olduğunu vurguladı.

Türkiye ve Venezuela gibi ülkelerde Yahudilerin takip edildiğini can güvenliğinin olmadığını söyleyen Bakan, bu kişilerin de çifte vatandaşlık yasasından yararlanmak istediğini iddia etti. Gallardon, Türkiye’yi ziyaretinde Kapalı Çarşı’ya gittiğinde burada zamanında Toledo’dan kovulan Yahudilerin kökenleri ile karşılaştığını hatırlatarak bu kişilerin istedikleri taktirde kendi vatandaşlıklarını kaybetmeden İspanyol vatandaşı olabileceklerini ifade etti.
İspanya Adalet Bakanı’nın girişimiyle hazırlanan, Sefarad’lara çifte vatandaşlık verilmesini kolaylaştıran yasa tasarısı 14 Şubat’ta Bakanlar Kurulu’nda kabul edilmişti.   

'@' işareti son günlerini yaşıyor

'@' işareti son günlerini yaşıyor

Dünyanın en popüler sosyal medya platformlarından Twitter radikal bir kararla '@' kullanımını sonlandırmaya hazırlanıyor

Dünyanın en popüler sosyal medya platformlarından Twitter radikal bir kararla '@' kullanımını sonlandırmaya hazırlanıyor.

Twitter '@' işaretini kaldırıyor!

Kullanıcıların birbirleriyle temasa geçmesini sağlayan ve @xx yazmak suretiyle kullanıcıları birbirine bağlayan @ sembolü kaldırılıyor. Android platformu üzerinde denemeler yapan Twitter'ın '@'siz formatının görüntüleri de internete düştü.

YENİ ÜYE OLANLAR KULLANMAKTA SIKINTI ÇEKİYOR
Twitter'ın üst düzey isimlerinden Vivian Schiller, konuyla ilgili yaptığı açıklamada Twitter'ın hashtag ve mention(@) kullanımları üzerinde çalışma yaptıklarını doğrularken, siteye yeni üye olanların bu sembolleri kullanmakta sıkıntı çektiğine dikkat çekti ve yeni bir düzenlemenin şart olduğunu kaydetti.

Ukrayna parlamentosundan Tatarlara self determinasyon !!!

Ukrayna parlamentosundan  Tatarlara self determinasyon!!!

Kırım’ı referandumla topraklarına katan Rusya’ya karşı Ukrayna Tatar kartını oynadı. Kiev’de Ukrayna meclisi Kırım’ın yüzde 12’sini oluşturan Tatarların self determinasyon hakkını tanıdı.

Ukrayna parlamentosu Tatar kartını oynuyor
06CEDMUHO.BLOGSPOT.COM.TR/DIŞ HABERLER SERVİSİ
Kırım’ı fiilen sınırları içerisine alan Rusya’ya karşı Ukrayna da Tatarların elini güçlendirme yolunu seçti. Kırım’da nüfusun yaklaşık yüzde 12’sini oluşturan Tatarlar, Kiev’deki ulusal Ukrayna meclisi tarafından Karadeniz kıyısındaki yarımadanın ‘yerli halkı’ olarak tanındı. Ukrayna meclisinde dün yapılan oturumda, Kırım Tatar Milli  Meclisi Başkanı Rifat Çubarov’un parlamentoya daha önce gönderdiği bildiri üzerine, Kırım Tatarlarının Kırım’ın yerli halkı olarak tanınması gündeme alındı.
‘Kırım Tatarlarının Ukrayna bünyesinde haklarının garantisine ilişkin’ bildiri kabul edilirken, Kırım Tatarlarının yerli halk olarak kabul edilmesini öngören  karar için 283 milletvekili “Evet” oyu kullandı. Kararda “Ukrayna’nın, Kırım Tatarlarını yerli halk olarak  kabul ettiği ve ülkedeki tüm ulusal azınlıkların etnik, kültürel, dil ve dini  kimliklerinin korunması ve gelişmesini garanti altına aldığı” kaydedildi. Parlamento, Bakanlar Kurulu’nu, Ukrayna’nın BM Yerli Halklar Deklarasyonu’na katılmasına ilişkin sürecin başlatılması konusunda  görevlendirdi. Ukrayna basını, meclisin kararının Tatarlar için referanduma zemin hazırladığına dikkat çekti.

Rus bankasına yaptırım
Rus meclisinin alt kanadı Duma Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Kırımlı liderlerle imzaladığı ilhak anlaşmasını onaylarken Batı’nın yaptırımları artıyor. ABD, 20 Rus vatandaşı ve bir Rus bankasını yaptırım listesine aldı. Rusya da misilleme olarak ABD’li dokuz yetkiliye seyahat yasağı getirdi. Öte yandan Rus yanlısı güçler üç Ukrayna savaş gemisini ele geçirdi. Ukrayna’nın geçici Devlet Başkanı Oleksandr Turçinov ise AB’yle ortaklık anlaşmasının imzalanması için Başbakan Arseniy Yatsenyuk’a talimat verdi.
dipnot
Sovyetler Birliği döneminde zorunlu göçe tabi tutulan Tatarların Kırım nüfusu içerisindeki oranı yüzde 12 civarında. Tatar halkı Rusya’ya katılma referandumunu boykot etmişti.

Thursday, 20 March 2014

Kırım'ın adı değişti

Kırım'ın adı değişti


Kırım Özerk Cumhuriyeti Parlamentosu'nun adı Rus alfabesine ait harflerle "Kırım Cumhuriyeti Devlet Konseyi" olarak değiştirildi.


Kırım Parlamentosu, 16 Aralık'ta yapılan referandumdan sonra adını değiştirme kararı almış, önceki gün parlamentonun isim levhaları sökülmüştü. Hafta başında Rusya Devlet Başkanı Vladamir Putin ve Kırımlı yöneticiler, Kremlin Sarayı'nda Kırım ve Sivastopol'ün Rusya'ya bağlanması ve federal bölge oluşturulmasına yönelik anlaşmayı imzalamıştı. Bugün de parlamento binasına Rusça "Kırım Cumhuriyeti Devlet Konseyi" yazılı levha asıldı. Parlamento binasının yeni isminin Rusça'nın yanısıra Ukraynaca ve Kırım Tatarcasının da yazılacağı ifade edildi.
(İHA)

Bir sonraki hedef Moldova mı?

Bir sonraki hedef Moldova mı?


Rusya'ya bağlanan Kırım'ın ardından gözler Moldova'ya çevrildi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna'dan sonraki hedefinin Moldova Cumhuriyeti olduğu öne sürülüyor. Moldova Cumhuriyeti bugüne dek AB ile ortaklık anlaşması imzalamasına kesin gözüyle bakılan ülkelerden biriydi. Ülkeden ayrılmak isteyen Transdinyester Bölgesi nedeniyle çıkan kriz, ülkenin Rusya Federasyonu'na bağlanması ihtimalini güçlendiriyor.
Coğrafi açıdan Romanya ve Ukrayna arasındaki Moldova'nın yaz aylarında AB ile imzalamayı planladığı anlaşma
şimdilik askıda. Çünkü Putin bir zamanlar Sovyetler Birliği'nin kardeş ülkesi olan Moldova'nın bağımsızlık yolunda ilerlediğini düşünüyor.
Rusya'nın tavrı
Rusya 2013 yılı eylül ayında Moldova'dan şarap ithalatını sınırlandırma kararı aldı. Bundan kısa bir süre sonra yarım milyon Moldovalı misafir işçinin 20 bininin vize almasını engelledi. Şimdi ise AB ile ortaklık anlaşmasının imzalanmasını önlemek için bir sonraki baskı girişimi bekleniyor.
Şubat ayından bu yana ülkedeki azınlık grubu Gagavuzlar bu anlaşmaya karşı çıkıyor, çünkü başkent Kişinev'in 100 kilometre güneyindeki Rusya ekonomik ilişkiler söz konusu olduğunda AB'den daha büyük önem taşıyor.
AB ile ortaklık anlaşmasına başkaldırının kalbi, Gagavuz Özerk Bölgesi'nin başkenti Komrat. Liderleri ise Türk kökenli Mihail Formuzal. Gagavuz Özerk Bölgesi adalet, dışişleri ve güvenlik politikalarında bağımsız değil, Moldova'ya bağlı.
Sovyetler Birliği döneminde topçu birliğinde binbaşı olan Formuzal, AB ortaklık anlaşmasının imzalanmasını engellemek için bir referandum düzenlenmesi çağrısında bulundu. Anlaşmanın ekonominin dengesini bozacağını belirten Formuzal, Gagavuzların özerk yapısını da ortadan kaldıracağı görüşünde.
Referanduma katılan 70 bin Gagavuz'un yüzde 98,5'inin anlaşmaya 'hayır' demesi, bunun yerine Putin'in serbest ticaret bölgesini tercih etmesi sürpriz olmadı. Hukuki olarak Formuzal'ın yaptığı referandumun hiçbir etkisi yok. Çünkü Gagavuzlar Moldova Cumhuriyeti'nin izlediği çizgiyi belirleme hakkına sahip değil.
Halihazırda Kazakistan ve Belarus Putin'in gümrük birliğine üye. Önümüzdeki yıldan itibaren bu birliğin devletler hukuku açısından AB benzeri bir yapıya kavuşması bekleniyor.
Gagavuzlar Rusya ile ilişkilerin güçlendirilmesinden yana
Gagavuz Özerk Bölgesi'nin uzun süredir Rusya ile iyi ticari ilişkileri var. Tarımın ağırlıklı olduğu bölgede Rus pazarı hayati önem taşıyor. Gagavuzların lideri Formuzel'e göre şarap ve meyvenin Avrupa pazarında şansı yok. Formuzal, Deutsche Welle'ye verdiği demeçte, "Gagavuz ekonomisinin AB'de rekabet gücüne sahip olması için 10 yıla ihtiyacı var. Sadece Rus pazarı bizi önümüzdeki 10 yıl kurtarır” diyor.
Gagavuz sokaklarındaki hava da farklı değil. Vatandaşların çoğu Formuzal'la aynı görüşte. 64 yaşındaki Türk kökenli emekli Dimitri Dimcioğlu da onlardan biri. Dimcioğlu Gagavuz'da yapılan referanduma katıldığını söylüyor ve "Ben referandumda Rusya'dan yana oy kullanmadım, Gümrük Birliği'ne onay verdim. Biz Gagavuzların AB ile hiçbir sorunu yok. Bizim endişemiz Rusya ile ilişkilerin kesilmesi” diyor.
Dimcioğlu'na göre Rusya ile ilişkilerin sekteye uğraması Gagavuz bölgesini istikrarsızlığa sürükleyebilir. Böylece Mihail Formuzal'ın "başkan” sıfatı da tarihe karışır. Aslında en büyük sorunlardan biri, yaklaşık 25 bin Gagavuz'un halihazırda Rusya'da çalışıyor olması. AB ile ortaklık anlaşmasının imzalanması halinde bu işçilerin Rusya'dan kovulmasından endişe ediliyor.
Ancak Gagavuzların yaptıkları referandum her ne kadar AB ile ortaklık anlaşmasının oylanması olarak görünse de çok tehlikeli bir gelişmeyi de içinde barındırıyor. Gagavuzlar bu referandumda aynı zamanda Moldova Cumhuriyeti'nden bağımsız olmayı da oyladı. Kişinev'deki parlamento AB ile ortaklık anlaşması imzalanmasını onaylarsa, Gagavuzlar da bağımsızlıklarını ilan edebilecek.
Sonbaharda Moldova'da yeni parlamento seçilecek. Yapılan kamuoyu anketlerine göre Komünistler önde görünüyor. Moldova Parlamentosu Komünist Parti Grubu milletvekillerinden Ina Schapuk'a göre Moldovalılar hiç de akılsız değil. Schapuk'a göre AB bayrağı altında anti demokratik politikalar da izleniyor. Dolayısıyla Rusya ile Gümrük Birliği Moldova'ya daha fazla avantaj sağlayabilir.
©Deutsche Welle Türkçe
Simion Chiochina/Maximilian Grosser / Hülya Topçu
Editör: Banu Wöltje

Ukrayna donanmasına baskın

Ukrayna donanmasına baskın


Rusya yanlısı milislerin, Kırım'daki Ukrayna donanmasını bastığı, Ukrayna Deniz Kuvvetleri Komutanı'nın da gözaltına alındığı bildirildi. Ukrayna donanmasının Kırım'ın Sivastopol kentindeki ana karargahını basarak kontrolü altına alan Rusya yanlısı milislerin Ukrayna Deniz Kuvvetleri Komutanı Sergey Gayduk'u da gözaltına aldığı bildirildi.
Yaklaşık 200 kişilik bir grup tarafından düzenlenen baskının ardından Ukraynalı askerlerin karargahı terk ettiği belirtildi.
Baskında ölen ya da yaralanan olmazken, Fransız haber ajansı
AFP, Kırım'da Ukrayna'ya ait başka bir askeri üsse de Rusya yanlısı milislerin baskın düzenlediğini duyurdu.
Özel statülü Sivastopol kentindeki savcılık Gayduk'u, Kiev'den gelen meşru müdafaa için silah kullanılması talimatını altlarına iletmekle suçlanıyor. Rusya'nın Karadeniz Filosu komutanı Aleksander Vitko, Kırım'daki Ukrayna birliklerine bu emre itaat etmemeleri çağrısında bulunmuştu.
"Girişlerine izin verilmeyecek"
Ukrayna Savunma Bakanı İgor Tenyuk ise Ukrayna birliklerinin Kırım'dan çekilmeyeceğini belirterek Başbakan Yardımcısı Vitali Yarema ile birlikte bölgeyi ziyaret etmeyi planladıklarını açıkladı.
Ukraynalı yetkililerin seyahat planına tepki gösteren Kırım Başbakanı Sergey Aksenov, "Kırım'da hoş karşılanmayacaklar, seyahat etmelerine hiçbir şekilde izin verilmeyecek, geri gönderilecekler” diye konuştu.
Kırım'ın başkenti Simferopol kentinde salı günü yaşanan bir silahlı çatışmada bir Ukraynalı asker, bir de Rusya yanlısı aktivist hayatını kaybetti. Rusya olayı ‘provokasyon' olarak nitelendirdi.
Ban, Rusya ve Ukrayna'ya gidiyor
Bölgedeki gerginlik devam ederken BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon da Rusya ve Ukrayna'yı ziyaret etmeye hazırlanıyor.
Ban perşembe günü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve diğer üst düzey yetkililerle bir araya gelecek. Daha sonra Kiev'e geçecek olan Ban, cuma günü de Ukraynalı yetkililerle görüşecek.
© Deutsche Welle Türkçe
AFP/dpa/DW/HS/BK

Kırım'daki gerginlik!!!

Kırım'daki gerginlik!!!


Türkiye, Kırım Tatar Türkü Reşat Ametov cinayetinin açıklığa kavuşturulması ve faillerinin bir an önce yakalanması çağrısında bulundu.


Ankara - Dışişleri Bakanlığı'den yapılan yazılı açıklamada, daha önce ortadan kaybolan Tatar Türkü Reşat Ametov'un öldürüldüğü haberinin öğrenilmesinden büyük üzüntü duyulduğu belirtilirken, "Ametov'a Allah'tan rahmet, başta yakınları olmak üzere tüm Kırım Tatar Türklerine başsağlığı diliyoruz" denildi.
Açıklamada, "Ülkemiz kamuoyunda ve özellikle Kırım Tatarı kökenli vatandaşlarımız arasında infiale yol açan bu cinayetin iç yüzünün bir an önce açıklığa kavuşturulmasını ve faillerin yakalanarak
adalet önüne çıkarılmasını bekliyoruz" ifadesine yer verildi.
Tarihte büyük acılara maruz kaldıktan sonra vatanlarına dönebilen Kırım Tatar Türklerinin görüş ve taleplerini barışçıl zeminlerde dile getirdikleri belirtilen açıklamada, "Soydaşlarımızın bu sorumlu tutumlarına rağmen 'referandum' sürecinde ve sonrasında baskı ve tehditlere maruz kalmalarını, hatta can güvenliğinden yoksun bırakılmalarını kabul edilemez buluyoruz" ifadesi kullanıldı.
Kırım Tatar Türklerinin başka kışkırtmalara maruz kaldığı yönünde de bilgiler alındığı vurgulayan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Soydaşlarımızın halen ikamet etmekte oldukları bölgelerden çıkartılacakları yönünde 'resmi makamlar'a atfen yayımlanan haberleri de bu meyanda kaygıyla karşılıyoruz.
Kırım'da mevcut sıkıntılı durumu daha da zorlaştıracak provokasyonlara mahal verilmemesi beklentimizi yineliyoruz. Kırım Tatar Türklerinin huzur, refah ve güvenliklerinin yakın takipçisi olmaya devam edeceğiz."

Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts