Nigel Cassidy
BBC Ekonomi muhabiri, Lefkoşa
Avrupa Birliği ile IMF'nin G. Kıbrıs'a 10 milyar euroluk kurtarma paketi
vermesinin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, Lefkoşa'nın merkezinde
terkedilmiş haldeki tüm banka şubelerinden tamamen silindi ama kimse, "Halk
(Laiki) Bankası"nın adını unutmuş değil.
Halk (Laiki) Bankası, G. Kıbrıs'ın girdiği ekonomik krizin tam göbeğindeydi.
Bankanın gözü kara bir şekilde kredi dağıtması, Kıbrıs devletini tehlikeli
bir şekilde iflasın eşiğine getiren tek unsur değilse de, başlıca unsurlardan
biri oldu.
Lefkoşa'da geçen yıl dünya medyasının dev taşıtları ve çanak antenleriyle
doluştuğu Eleftheria Meydanı'na giderken, şık bir cafe çıkıyor karşımıza.
Birkaç yaşlı adam ahşap banklara sıralanmış, sohbet ediyor.
Geçen bir yılda, Kıbrıs'ın bankacılık sektöründe ve siyasi çevrelerinde köklü
değişimler kaydedildi.
İlk olarak Halk (Laiki) Bankası, çok daha büyük çaplı Bank of Cyprus'a
devredildi.
Bank of Cyprus, bir yıldan bu yana, vermiş olduğu kredilerin neredeyse
yarısını geri alamayacağı söylenen Halk (Laiki) Bankası'nın ağır mali mirasına
çözüm arıyor.
Offshore ve bölgesel finans faaliyetleri yeniden canlanmaya başladı.
Artan sayıda yeni işyeri kayda geçiriliyor.
Farklı ve daha acı bir reçete
Bununla birlikte bankacılık sektörünün kendisi, yarı yarıya küçüldü.
Birçokları bunun iyi birşey olduğunu düşünüyor. Ama buna rağmen Kıbrıs'ın iş
ve ticaret modeli fazla değişmedi.
Son zamanlarda keşfedilen doğal gaz yatakları gündemdeki konu ancak K. Kıbrıslı
Türklerle bir anlaşmaya varılmadan, bu tür keşiflerden mali yarar sağlamak
zor.
Kıbrıs'ın güneyindeki halk açısından, krizin yıl dönümünün en iyi yanı geçen
bir yılı geride bırakabilmiş olmaları.
Önlerinde de daha verimli geçmesi beklenen bir yaz mevsimi uzanıyor.
Hiç kimse yiyecek satın alabilmek veya işyerlerine malzeme stoklayabilmek
için sokaklarda yılan gibi kıvrıla kıvrıla uzanan kuyruklarda saatlerce
beklediği günleri hatırlamak istemiyor.
Kıbrıslı politikacılar iyi dönemlerde ucuz Euro kredileri edinme furyasının
önüne geçmek gerektiği uyarılarını dinlemiş olsalardı, en azından yurttaşlarını
daha az mali kayba uğratırdı.
Ancak AB'nin beşinci kurtarma paketi, öncekilerden farklıydı.
Kıbrıs'ta mevduatlardan vergi alınmasını öngören yeni bir kurtarma paketi
uygulandı.
Bıçak kemiğe dayandığında, Kıbrıs yönetiminin, yalnızca bankalardaki tahvil
sahiplerini, hissedarları değil, binlerce mevduat sahibini de etkileyen kurtarma
koşullarını kabul etmekten başka çaresi yoktu.
Halkın elindeki nakit para veya birikimler toplandı ve bir bankanın
kapatılması ile diğer bankaların desteklenmesi için kullanıldı.
Bir yıl önce uygulanan ve "traşlama" diye adlandırılan paket, offshore
hesaplarında büyük miktarlar bulunduran kişilerin mali gücünden yararlanmak
amacıyla alel acele hazırlanmıştı.
Bu önlemler söz konusu kesimleri vurdu vurmasına ama, Kıbrıs'ta hala binlerce
Rus ticaret yapıyor, ev sahibi olmaya devam ediyor. Her gün yenilerinin adaya
geldiği söyleniyor.
Ancak krizden etkilenen bankalarda 100 bin Euro'dan fazla birikimi olanların
paralarının yaklaşık yarısına el koyma girişiminin, bazen hedefini şaşırdığı da
oldu.
Kıbrıs'ta kimse kayıpları hakkında konuşmak istemiyor. Ama bir yıl sonra
bile, öfke yatışmış değil.
"Bu kirli Rus parası değildi"
Bir örnek ele alalım. 60 yaşındaki İngiliz vatandaşı Kıbrıslı Panikos
Demetriu için son 12 ay tam bir işkence olmuş.
Hayatı boyunca bir fabrikada çalıştıktan sonra tasarruflarının yarısından
fazlasını kaybetmiş.
80 bin euroluk kaybın nedeni, Halk (Laiki) Bankası'nın, aileye ait nakit
parayı Demetriu'nun talep ettiği şekilde bir başka aile üyesinin hesabına
aktarmayı unutması ya da ihmal etmesi.
Panikos Demetriu kıyı kenti Larnaka'da emekliliğini olabildiğince iyi geçirme
çabasında.
Ama ortağının mali desteğine ihtiyaç duyuyor.
"Tüm yaşamınız boyunca çalışıp 60'ınıza geliyorsunuz, sonra bir bakıyorsunuz
emeğinizin karşılığı olan paranın yarısı gitmiş. Emeklilikte rahat edeceğimi
düşünüyordum ben, paramın önemli kısmı da oğluma kalacaktı. Bu kirli Rus parası
değildi. Evimi satmıştım, onun parasıydı." diyor Demetriu.
Genel anlamda Kıbrıs'ta iş ve ticaret hayatı, ekonomistlerce öngörüldüğü
ölçüde gerilemedi.
Ancak finans, inşaat ve perakende sektöründe işsiz kalanların sayısı
büyük.
Kimi yaşlı Kıbrıslılar hala çektikleri zorluklardan Almanya'yı ya da AB'yi
sorumlu tutmakla birlikte, birçok kişi zor kararları almayı başaramayan popülist
politikacılara fazla kanmış olduklarını artık kabul ediyor.
Maliye Bakanı Harris Georgiades BBC'ye verdiği mülakatta, "Kıbrıs'tan
alınacak en önemli ders şu: Bankaları ve ülkelerin ekonomilerini destekleme
yönündeki önlemler önce ertelenir, sonra da alel acele uygulanırsa, bu halka çok
daha zor gelir. AB'nin öfke duyması makul görülebilir ama kurtarma paketi
tutarlı bir çerçeve olmaksızın uygulanırsa, çok sorunlu olur. Adil olmayan pek
çok şey yapıldı, hala bunların sonuçlarından kurtulmaya çalışıyoruz." diyor.
Üç yıllık süre
Genişleyen Bank of Cyprus'ı yeniden sağlıklı hale getirme işiyle
görevlendirilen Yönetim Kurulu Başkanı John Hourican, daha önce Bank of
Scotland'da çalışmış olan üst düzey bir banker.
Hourican, en kötü durumdaki batık kredilerin temizlenmesi ve iş çevreleriyle
yurttaşlar arasında yeniden güven duygusu oluşturulması için kendisine üç yıl
süre tanımış.
"Banka çok fazla sayıda alanda, çok fazla iş görüyordu. Hala bilançomuzu
küçültmemiz gerekiyor ki böylece tasarruflarla kredi verme yolunu açabilelim ve
ekonomimiz daha az tehlike altında olsun. Bank of Cyprus'ı, 800 bin Kıbrıs
vatandaşının en önemli bankası yapmamız gerekiyor." diyor John Hourican.