Friday, 6 June 2014

Daily Telegraph: Türkiye İmparatorluğu geliyor

Daily Telegraph: Türkiye İmparatorluğu geliyor

Daily Telegraph: Türkiye İmparatorluğu geliyor
04 Haziran 2014 06:21 109,172 Okunma Güncelleme: 04 Haziran 2014 06:28 21 
The Daily Telegraph yazarı James Hurley Türkiye'nin ekonomisine ilişkin çarpıcı bir makale kaleme aldı.
The Daily Telegraph: Yeni bir Türkiye imparatorluğu doğmak üzere. Türkiye bunu başkaları gibi sağını solunu istila ederek değil, ticaret dünyasını sollayarak yapacak.
İşte o makaleden öne çıkanlar:
İngiltere’nin en hızlı büyüyen 33 orta ölçekli işletmesinden biri olan South Yorkshire’dan Naylor Endüstrinin Yöneticisi Edward Naylor, network kurmak ve yurt dışındaki satışlarına katkı sağlamaları için yerel işletme ve ticaret uzmanlarıyla görüşmek üzere Türkiye’nin en büyük şehri İstanbul’a gitti.

TÜRKİYE'NİN SUNACAĞI FIRSATLAR GÖRÜLÜYOR

Naylor Endüstrinin ürünleri arasında yolları kazmadan yerin altından boru hattı döşeyebilen bir makine de var. İstanbul’un ne kadar büyük olduğunu gören bir aile firması için Türkiye’nin sunacağı fırsatları görmek hiç de zor değil.

Naylor’un belli bir itibar kazanmasına yardımcı olan ticari misyonu, HSBC’nin şirketlerin başarılı yerel firma yöneticileri ve danışmanlarıyla tanışmaları sağlayan bir organizasyonuna dayanıyor. Bu organizasyon sayesinde Türkiye’nin ekonomisini, kültürel yapısını öğreniyor ve yerel firmaları ziyaret edip ihracat konusunda pratik tavsiyeler alıyorsunuz.

HSBC’nin Türkiye Genel Müdürü Martin Spurling, göreve ilk geldiğinde defalarca “ne hata yaptım da” Türkiye geldim diye kendi kendine soru sorduğunu onaylıyor.

Spurling bile Türkiye’nin sıkça yanlış anlaşılan piyasasının büyüme hızı ve ekonomik gelişimi konusunda şaşkınlık yaşamış.

TÜRKİYE RUSYA VE ÇİN'İ YAKALAYABİLİR

Türkiye bir süredir, Meksika, Endonezya ve Nijerya’nın yer aldığı MİNT ülkeleri arasında anılıyor. Bu ülkeler, son on yılda Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in keyfini çıkardığı büyüme performansını yakalayabilir.

Dahası, Spurling, orta sınıf sayısının seksenli yıllarda arttığı Türkiye’nin hâlâ gelişmekte olan ülke olarak anılmasını haksızlık olarak görüyor. Türkiye hâlihazırda Avrupa’nın altıncı ve Dünya’nın 16. en büyük ekonomisi. 77 milyon nüfusunun 27,9 milyonu iş gücüne katılıyor.

IMF ve Goldman Sachs verilerine göre 2000 yılında kişi başına düşen gelir 2 bin 400 sterlinken 2012’de bu rakam 6 bin 300’e yükseldi. Bu rakamın 2050 yılında 28 bin 700 sterline yükselmesi bekleniyor. OECD, Türkiye’nin 2020 yılına kadar dünya’nın en hızlı büyüyen ikinci en büyük ekonomisi olacağına inanıyor.

TÜRKİYE İLGİ ÇEKİYOR

Bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğu’nun merkezi olan Türkiye, Avrupa’yı Asya’ya bağlayan İpek Yolu’nun nimetlerinden faydalanmış. Şimdi ise Orta Doğu ile Afrika ve Avrupa ile Asya arasında yapılan ticaret için aktarma merkezi konumunda ki özellikle İngiliz ihracat firmalarının ilgisini çekiyor.

YENİ BİR TÜRKİYE İMPARATORLUĞU

Türkiye’nin ticaret güzergâhı açısından bir aktarma merkezinden daha büyük anlam taşıdığını söyleyen Spurling, “Türkiye bir şeyin zirvesinde. Yeni bir Türkiye imparatorluğu doğmak üzere olabilir. Sağını solunu istila ederek değil ticaret dünyasını sollayarak bunu yapabilir. Türkiye 10 yıl önce Avrupa’nın hasta adamı konumundan, istikrarlı ve tutarlı bir ülkeye dönüştü. Artık uluslararası sahnede yer alıyor.” dedi.

HSBC İstanbul’dan Türkiye ekonomisti Melis Metiner, ülkenin güçlü olduğu alanlarla ilgili olarak genç ve büyüyen nüfusuna, tüketim yapan büyük ekonomisine, bireyleri de kapsayan düşük borç yüküne, güçlü bankacılık sektörü ve mali disiplinle dikkati çekiyor. Bir de bulunduğu coğrafi konuma.

Türk Hava Yollarının dünyadaki diğer hava yolu şirketlerinden daha fazla noktaya uçuş yapıyor olması belki de ülkenin ticaret noktası olduğunun en iyi göstergesi.

Türkiye ile İngiltere arasındaki ticaret hızla artıyor ve 2009 yılından bu yana yüzde 40 oranında arttı. Şu an yıllık ticaret kapasitesi 11 milyar dolar seviyesinde.

İngiltere Ticaret ve Yatırım Kurumu (UKTI ), alt yapı, petrol, gaz ve perakende sektörlerinin bilhassa Türkiye’ye gelmek isteyen İngiliz firmaları için fırsat teşkil ettiğini söylüyor. UKTI’den Sayed Zubair Alam Shah, “Türk firmaları İngiliz işletmeleriyle daha fazla çalışmak istiyor ancak onları burada yeterince göremiyorlar.” diyor.

Shah, Türkiye’nin modern bir iş dünyası piyasasına sahip olduğunu söylüyor. Şirketlerin dikkat etmesi gereken birçok sorun da yok değil. Örneğin Türkiye’de siyaset ile iş dünyası iç içe ve bu durum bir mayın tarlasına dönüşebiliyor.

Türkiye İngiliz Ticaret Odası Başkanı Chris Gaunt, ülkede yasal sistemin eksikleri ve siyasi sorunlar bulunduğunu ancak Türkiye’nin birçok gelişen piyasadan daha ileri düzeyde olduğunu söylüyor.

Thursday, 5 June 2014

Bulgaristan krizin eşiğinde

Bulgaristan krizin eşiğinde

Bulgaristan'da 27 Kasım veya 4 Aralık'ta erken seçim yapılabilir.
Bulgaristan krizin eşiğinde
Bulgaristan'da 25 Mayıs'ta yapılan Avrupa Parlamento (AP) seçimlerinden sonra erken seçim konusu yeniden gündeme geldi. İktidardaki koalisyonun ortağı olan, üyelerinin çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) lideri Lütvi Mestan, ülkenin yıl sonuna dek erken parlamento seçimlerine gitmesini talep etti.
Lütvi Mestan, erken seçim talebine ilişkin duyurusunu yapmadan önce koalisyon ortağı olan Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) lideri Sergey Stanişev ve Başbakan Plamen Oreşarski ile görüştü.
AP’ye 4 milletvekili yollayarak büyük başarı kaydeden HÖH lideri Lütvi Mestan, bu başarısını gerekçe göstererek, "Umarım mesajımız yeteri kadar net anlaşılır" dedi.
Mestan, son bir yıldır iktidarda bulunan Plamen Oreşarski hükümetinin normal çalışma dönemini tamamlayabilecek kapasitede olmadığını savunarak, "Oreşarski’nin görevini tamamlaması olanaksız görünüyor. Bu durum istikrarsızlığa yol açar" diye konuştu.
Lütvi Mestan, hükümetin eylülde istifa ederek görevini bir teknokratlar hükümetine devretmesinin ardından 27 Kasım veya 4 Aralık'ta erken seçime gidilebileceğini söyledi.
Ülkede ikinci büyük siyasi güç olarak gösterilen BSP ise AP seçiminde uğradığı oy kaybının ardından HÖH'nin erken seçim çağrısını panikle karşıladı. AP’ye beklentiden daha az olarak 4 milletvekili yollayabilen BSP, erken seçimden çekiniyor. Parti içi muhalefeti BSP lideri Sergey Stanişev’in istifasını talep ediyor. Stanişev, istifayı kabul etmiyor.
Başbakan Plamen Oreşarski ise BSP ve HÖH’nin desteğine dayalı hükümetinin istifasını cebinde taşıdığını, destek kaybı hissettiğinde derhal istifa edeceğini bildirmişti.

Müslüman azınlık eşitsizlikle karşı karşıya

Müslüman azınlık eşitsizlikle karşı karşıya

Hindistan'da Müslüman azınlığın eşitsizliklerle karşı karşıya olduğu bildirildi.
 
Müslüman azınlık eşitsizlikle karşı karşıya
Ülkede kısa bir süre önce yapılan genel seçimler sırasında başlıca tartışma konularından biri olan “azınlık hakları” meselesinde, büyük ölçüde Müslümanlara odaklanılırken, “Batı Bengal’de Müslümanların Statüsü” başlıklı araştırma raporu, eyalette Müslüman azınlığın durumunun pek de iç açıcı olmadığını gösterdi.
Düşünce kuruluşları Association SNAP ve Guidance Guild’in, Batı Bengal eyaletinde 100 bin haneyle yaptığı, Müslüman topluluk içindeki farklılıkların da incelendiği araştırmanın raporunda, “bu hanelerin yaklaşık yüzde 65’inde düşük gelirli ailelerin yaşadığı, istikrarlı bir yaşam biçiminin var olmadığının” gözlendiği belirtildi.
Düşük gelirli hanelerin neredeyse yarısında, geçici işçi olarak çalışanların yaşadığı, Müslümanların eğitim seviyesinin de “iç karartıcı” olduğu görüldü. Hanelerin yüzde 17’sinden fazlasında okur yazar yetişkin bulunmadığı, yarısından fazlasında ilkokuldan sonra öğrenim görmeye devam eden olmadığı gözlendi.
Öte yandan Müslümanlarla ilgili yaygın inanışları yalanlayan rapora göre, eyalette Müslümanların çocukları sadece dini okullara gitmiyor, kızlar ortaokula ve liseye kaydediliyor ve Müslümanlar modern sağlık hizmetlerini kullanıyor.
Rapor ayrıca, kırsal kesimde yaşayan Müslümanların yüzde 90’ından fazlasının Bengalce konuştuğunu, sadece çok küçük bir bölümünün ana dilinin Urduca olduğunu ortaya koydu.
Batı Bengal’de Hindularla Müslümanların birçok bölgede bir arada eşit oranlarda yaşadığı, azınlık mahalleleri kurulmadığına da dikkat çekildi.
2001 yılı verilerine göre, Batı Bengal’de nüfusun dörtte birini Müslümanlar oluşturuyor.

Doç. Dr. Celalettin Özdemir öldürüldü

Doç. Dr. Celalettin Özdemir öldürüldü

Özdemir'in odasında bıçaklanarak öldürüldüğü öğrenildi.
 
 
Doç. Dr. Celalettin Özdemir öldürüldü
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Celalettin Özdemir'in ölü bulunmasının ardından yapılan incelemede boğazında ve vücudunda bıçak darbelerine rastlandığı öğrenildi.
Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Celalettin Özdemir'in cesedinin bulunmasının ardından polis ve Cumhuriyet savcısının olay yerindeki incelemeleri sona erdi.
Özdemir'in bıçaklanarak öldürüldüğü bildirildi. Boğazında ve vücudunda bıçak darbelerine rastlanılan Özdemir'in cenazesi otopsi için Dr. Faruk Sükan Doğum ve Çocuk Hastanesi morguna kaldırıldı. Bu sırada bazı öğrenciler gözyaşlarına hakim olamadı. Olayın, Özdemir'in dekanlık binasındaki odasından koku gelmesi üzerine ortaya çıktığı öğrenildi.
SÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Celalettin Özdemir'in Mühendislik Fakültesi dekanlık binasındaki odasında cesedi bulunmuştu.

bengü- aşkımdan

 bengü- aşkımdan

https://www.facebook.com/#!/photo.php?v=648702428531295&set=vb.116778795056997&type=2&theater

https://www.facebook.com/#!/photo.php?v=648702428531295&set=vb.116778795056997&type=2&theater

110 milyon nüfuslu megakent kuruluyor

110 milyon nüfuslu megakent kuruluyor

Çin'de hazırlanan taslak projenin önümüzdeki günlerde açıklanması bekleniyor.
110 milyon nüfuslu megakent kuruluyor
Çin'in, Pekin ve Tiencin şehirleri ile Hıbey eyaletini birleştirerek kurmayı planladığı 110 milyonluk mega kentin taslağının şekillendiği ve araştırma raporunun tamamlandığı bildirildi.
Şinhua ajansının haberine göre, Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu Genelsekreter Yardımcısı Fan Hıngşan, Pekin, Tiencin, Hıbey Eşgüdümlü (Koordineli) Kalkınma Programı'nın taslağının ilerlediğini ve diğer bakanlıklarla birlikte yapılan araştırma raporunun tamamlandığını söyledi.
Çin, özellikle büyük kentlerin hızlı kalkınmasıyla başlayan sosyo-ekonomik sorunlarına çare bulmak için 21 milyon nüfusa sahip Pekin ve 13 milyon nüfuslu Tiencin şehirleri ile 73 milyonluk Hıbey eyaletini birleştirerek yaklaşık 110 milyonluk nüfuslu dev bir megakent kurmayı hedefliyor. Bu üç bölgenin birleşmesiyle oluşacak alanın yüzölçümünün yaklaşık 217 bin kilometrekare olması bekleniyor.
Yetkililer, projenin üç bölgedeki altyapı, endüstriyel gelişim ve koordinasyon ile çevre koruma, kamu hizmetleri ve piyasa mekanizmasının iyileştirilmesi fonksiyonlarının yeniden değerlendirileceğini belirtiyor. Ayrıca megakent projesinin taslak raporunun bu ay içinde açıklanacağı ifade ediliyor.
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, 3 ay önce Pekin'in çevresindeki bölgenin işlevsellik, endüstriyel dağıtım, kentsel tasarım, ulaşım ve yatırım açısından entegre ve koordineli kalkınması için çağrı yapmıştı. Şi, yerel yönetimlerin "dar görüşlü" bakış açısını terk etmeleri, daha paylaşımcı ve işbirlikçi bir yaklaşım içinde olmaları konusunda uyarıda bulunmuştu.
MEGAKENT'TEN BEKLENTİLER
Kentsel Kalkınma Araştırmacısı Yi Pıng da bu entegrasyon hamlesinin Hıbey eyaletindeki altyapının iyileştirilmesine, Tiencin'in endüstriyel modelinin değerinin artırılmasına ve Pekin'in kentsel sorunlarının giderilmesine odaklanacağını söyledi.
Entegrasyonla Tiencin şehri ve Hıbey eyaletinin Pekin'in özerk uydu bölgeleri olması öngörülüyor. Bu bölgeler, Pekin'den taşınan hastane, işletme ve devlet dairelerine de ev sahipliği yapmak suretiyle hafifleterek başkentin yükünü azaltacak, diğer yandan geri dönüş olarak bu bölgelerin ekonomisinde ivmeye sebep olacak.
Ülkenin pek çok yerinden insanlar, daha iyi eğitim, tıbbi bakım ve iş imkanı açısından imkanların yoğun olduğu başkente akın ettiğinden, bu entegrasyonla durumun hafiflemesi bekleniyor.
Entegrasyonun, işbirliği ve yük paylaşımı sayesinde bölgeyi hava kirliliğiyle mücadelede daha iyi bir konuma getirmesi bekleniyor.
Uzmanlar, Pekin ve Tiencin arasında konumlanmış Hıbey eyaletindeki Langfang şehrinin entegrasyon için köprü kurarak, "temsilci merkez şehir" olarak kullanılabileceğini savunuyor.
Diğer yandan Hıbey eyaletine bağlı Baoding şehrinin de Pekin'in bazı hastane, eğitim kurumu ve idari makamlarına ev sahipliği yaparak kalabalık başkent'in yükünü rahatlatabilecek bir uydu şehir olması düşünülüyor.
Nüfus baskısını hafifletmek ve karşılıklı büyümeyi artırmak için kurulması planlanan Pekin-Tiencin-Hıbey megakent oluşturma projesi Çin'in 2011 yılındaki ulusal kalkınma planı içine dahil edilmişti.

Doğu Akdeniz gazında en kârlı yol Türkiye

Doğu Akdeniz gazında en kârlı yol Türkiye

IEA Başekonomisti: "Akdeniz'deki enerjinin ihracının en mantıklı yolu Türkiye."
 
Doğu Akdeniz gazında en kârlı yol Türkiye
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başekonomisti Fatih Birol, ekonomik açıdan bakıldığında İsrail ve Kıbrıs açıklarındaki enerji kaynaklarının ihraç edilmesinin en mantıklı yolunun Türkiye olduğunu belirtti.
"İsrail için baktığımız zaman Türkiye hattı ile diğer hatları kıyasladığımız zaman Türkiye hattından enerjinin taşınması diğerlerine göre yedi misli daha ucuz” dedi.
Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarının daha düşük maliyetle uluslararası enerji pazarlarına iletilmesinin satıcıların karını da artıracağını dile getiren Birol, bölgede politik içerikli sorunların çözüme kavuşturulması halinde Türkiye’nin bölgenin enerji transferini sağlama konusunda büyük rol oynayabileceğini vurguladı.
Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilimin bir kez daha enerji arz güvenliğinin ne kadar önemli olduğunu gündeme getirdiğini vurgulayan Birol, “Enerji arz güvenliği Avrupa için ne kadar önemli olursa Türkiye’nin önemi de o kadar artacak. Türkiye’nin var olan önemi Avrupalılar tarafından daha iyi anlaşılacak. Türkiye’nin Hazar'dan olsun, Irak’tan olsun belki ilerde İran’dan olsun enerjiyi Avrupa’ya getirebilecek en güvenilir kaynaklardan ve hatlardan biri olduğunun altı bir kez daha çizildi” diye konuştu.
Irak’ın zengin enerji kaynaklarının uluslararası piyasalara ulaştırılması konusunda merkezi hükümetle bölgesel yönetim arasındaki anlaşmazlığın ciddi bir sorun olduğunu belirten Birol, sorunların çözülmesinin en çok Türkiye’ye fayda sağlayacağını ifade etti.
Birol, şöyle devam etti:
“Irak’ta petrol üretiminin ciddi olarak hem kuzeyde hem güneyde, hem merkezde artması son derece kolay. Çünkü Irak’ta petrolün üretim maliyeti 5 doların altındayken, ABD’de bu maliyet 80 dolar civarında. Rusya’da 75 dolar civarında... Bu bakımdan Irak’ın son derece ekonomik ve zengin rezervleri var. Şu anda Irak’taki en büyük sorun Bağdat’la Erbil arasındaki sorunların çözülememiş olması. Bu sorunlar çözüldüğü zaman Irak bir bütün olarak dünyaya ciddi anlamda petrol ve doğalgaz sevk edebilir. Burada da Türkiye son derece önemli rol oynayabilir.”
Türkiye’nin Irak’taki sorunların çözülmesinden en çok faydalanacak ülkelerin başında geldiğini kaydeden Birol, "Irak’ta yeni hükümet kurulduktan sonra umuyorum, bu hükümetin yapacağı ilk işlerden biri Bağdat-Erbil arasındaki sorunlara çözüm bulmaktır. Çünkü bu ortamda Irak’ta kazan-kazandan ziyade bir kaybet-kaybet durumu var. Bu kimsenin işine gelmeyen bir durum” dedi.

Güneydoğu enerji üssü oluyor

Güneydoğu enerji üssü oluyor

Adıyaman'da rüzgar enerji santralinde elektrik üretimine başlandı.
Güneydoğu enerji üssü oluyor
Adıyaman'ın Sincik ilçesinde bir firma tarafından kurulan rüzgar enerji santralinde elektrik üretimine başlandı.
İlçe merkezinin kuzeyindeki yüksek tepelerde yaklaşık 2 yıl önce kurulum çalışmalarına başlanan santralde deneme üretimleri tamamlandı. Bölgede kurulan 11 rüzgar türbininde üretilen enerji, elektrik şebekesine veriliyor.
Santralin müdürü Zeynel Palta, projenin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'ndan (EPDK) alınan ilk lisanslı rüzgar enerjisi yatırımı olduğunu söyledi.
Devletin, yenilenebilir enerji yatırımlarına verdiği desteğin arttığını ifade eden Palta, "Bu bölge rüzgar enerjisi üretimi için çok uygun bir alan. Yaklaşık 3 yıl süren rüzgar ölçümlerinin ardından 11 rüzgar türbininden oluşan yatırımımızı hayata geçirdik" dedi.
Palta, dünyada kabul gören rüzgar enerjisi santrallerinin Türkiye'de de yaygınlaşmaya başladığını, artık çevreye duyarlı projelerin ön plana çıkmaya başladığını kaydetti.
Santralin, bölgeye örnek olacağına inandığını anlatan Palta, şöyle konuştu:
"Doğu ve Güneydoğu'nun ilk rüzgar enerji yatırımını devreye aldığımız için mutluyuz. Santralimizde yılda 83 milyon kilovat saat elektrik üretimi hedefliyoruz. Bu tesis hem ilçeye hem de bölge halkına katkı sunacak. Şu an rüzgar potansiyeli iyi görünüyor. Bu bölgede başka firmalar da santral kurmak için ölçümler yapıyor. Diğer firmaların da buraya santral kurması durumunda bölgenin bir enerji üretim merkezi olacağını düşünüyorum."

T.C. CEVRE ve SEHIRCILIK BAKANLIGI - HABERLER


T.C. CEVRE ve SEHIRCILIK BAKANLIGI - HABERLER

Erzincan İli, Merkez İlçesi, Demirkent Beldesindeki Hak Sahiplerine Önemle Duyurulur

‎04 ‎Haziran ‎2014 ‎Dün, ‏‎11:28:18Makalenin orijinaline git
Erzincan İli, Merkez İlçesi, Demirkent Beldesindeki Hak Sahiplerine Önemle Duyurulur...

Plan İşlem Numarası Verilmesine İlişkin 2013/41 Sayılı Genelgemiz Yayınlanmıştır

‎04 ‎Haziran ‎2014 ‎Dün, ‏‎11:28:18Makalenin orijinaline git
Plan İşlem Numarası verilmesine 2013/41 sayılı genelgemiz gereği 1 Haziran 2014 tarihinde başlanmıştır....

Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts