Tuesday, 10 June 2014
Monday, 9 June 2014
Ankara'da bu ilçelerde elektrik kesintisi var
| |||||||||||||||||
|
SENLİ BİR GÜNÜM
SENLİ BİR GÜNÜM
SANA SEN KALA KALKTIM BUGÜN
YEMEKTE YİYEMEDİM SANA GEÇ KALIRIM DİYE
EN ÇOK KORKTUĞUM SEN OLMADAN GEÇECEK BİR GECE
( MUHİTTİN ÇİFTÇİ)
SANA SEN KALA KALKTIM BUGÜN
YEMEKTE YİYEMEDİM SANA GEÇ KALIRIM DİYE
EN ÇOK KORKTUĞUM SEN OLMADAN GEÇECEK BİR GECE
( MUHİTTİN ÇİFTÇİ)
SABAHIN SEHERİ
Friday, 6 June 2014
'O konuşmalar cinsel içerikli'
'O konuşmalar cinsel içerikli'
Ünlülerin de aralarında olduğu 53 sanık hakkında "uyuşturucu madde ticareti yapmak" ve "uyuşturucu madde kullanmak ve bulundurmak" iddiasıyla açılan davanın ikinci duruşması görülüyor.
Oyuncular Kenan İmirzalıoğlu, Engin Günaydın, Sarp Apak, Hakan Yılmaz, Ersin Korkut ile şarkıcılar Mehmet Erdem ve Koray Candemir’in de aralarında bulunduğu 53 sanık hakkında "uyuşturucu madde ticareti yapmak" ve "uyuşturucu madde kullanmak ve bulundurmak" iddiasıyla açılan davanın ikinci duruşması görülüyor.
İMİRZALIOĞLU RAPOR GÖNDERDİ DURUŞMAYA KATILMADI
İstanbul Adalet Sarayı’nda bulunan 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu 13 sanık ile tutuksuz sanıklardan oyuncular Hakan
Yılmaz, Gökçe Özyol, Sarp Apak, Şahin Irmak,Duygu Yetiş ve şarkıcılar Mehmet Erdem ile Koray Candemir’in de bulunduğu tutuksuz 25 sanık katıldı. Davanın sanıklarından Kenan İmirzalıoğlu ve Ersin Korkut mahkemeye sağlık raporu sunarak duruşmaya katılmadı.
"DEPREMDEN SONRA UYUŞTURUCUYA BAŞLADIM"
Duruşmada savunmasını yapan oyuncu Gökçe Özyol, sadece uyuşturucu kullandığını, uyuşturucu ticaretiyle ilgili en ufak bir fikri olmadığını ifade etti. Özyol, "Dolapdere tarafında sokakta satan insanlardan 80-100 TL’ye uyuşturucu alıyordum. Esrar kullanıyordum" dedi. 1999 yılında meydana gelen Gölcük depreminde kurtarma çalışmalarına katıldığını anlatan Özyol, "O çalışmalardan sonra psikolojim bozuldu ve uyuşturucuya başladım. Gözaltına alındıktan sonra uyuşturucu kullanmayı bıraktım. Tedavi olmayı isterim ancak kendi kendime de başarırım. Çok göz önünde bir iş yaptığımız için benim çok yakın çevrem dışında kimse uyuşturucu kullandığımı bilmez. Polisler geldiğinde uyuşturucu sehpanın üzerindeydi. Polislere de ben gösterdim. Hakan Yılmaz ile 3-4 sene birlikte çalıştık ve bir kere bile uyuşturucu muhabbeti yapmadım. Oyuncu arkadaşlarım uyuşturucu kullandığımı bilmez" diye konuştu.
"CİNSEL İÇERİKLİ KONUŞMA, UYUŞTURUCU DEĞİL"
Oyuncu Duygu Yetiş ise, yurtdışında bir kere uyuşturucuyu denediğini belirterek, "Türkiye’de de bir kere aldım ama yakalandım" dedi. İddianamede erkek arkadaşı Koray Candemir ile yaptığı ve uyuşturucuya dair olduğu iddia edilen konuşmalar sorulan Yetiş, o konuşmaların cinsel içerikli olduğunu öne sürdü. Oyuncu Erdem Baş da, uyuşturucu kullanmadığını ve kimseye temin etmediğini söyledi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü tarafından 6 Ağustos 2013 tarihinde operasyon düzenlenmiş, gözaltına alınan aralarında oyuncular Engin Günaydın, Kenan İmirzalıoğlu, Sarp Apak, Hakan Yılmaz, Ersin Korkut ile şarkıcılar Mehmet Erdem ve Koray Candemir’in de bulunduğu 53 kişi hakkında "uyuşturucu madde ticareti yapmak" ve "uyuşturucu madde kullanmak ve bulundurmak" suçlarından hazırlanan 203 sayfalık iddianame hazırlanmıştı. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Uysal tarafından hazırlanan iddianamede, şüpheli Fırat Dağtaş’ın, "çıkar amaçlı suç örgütü kurmak", "örgüt faaliyeti içinde uyuşturucu madde ticareti yapmak" suçlarından
9,5 yıl ile 28,5 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması isteniyor. Şüpheli Ahmet Çardak’ın da, "çıkar amaçlı suç örgütü kurmak", "örgüt faaliyeti içinde kokain ve eroin ticareti yapmak" ve "uyuşturucu madde kullanmak veya bulundurmak" suçlarından 13 yıl ile 38 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması isteniyor.
ÜNLÜLERİN 6 YILDAN 17’YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR
Şarkıcılar Mehmet Erdem, Koray Candemir, Barış Güney ve Cihan Güçlü, yönetmenler Uluç Bayraktar ve Mehmet Can Karcı ile oyuncular Kenan İmirzalıoğlu, Engin Günaydın, Sarp Apak, Ersin Korkut, Gökçe Özyol, Murat Yıldırım, Eray Özbal, Cemil Büyükdöğerli,Duygu Yetiş, Kağan Razgırat, Onur Buldu, Şahin Irmak, Murat Eken, Erdem Baş’ın da aralarında bulunduğu 32 şüphelinin, "uyuşturucu madde ticareti yapmak" ve "uyuşturucu madde kullanmak veya bulundurmak" suçlarından 6 ile 17 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
OYUNCU YILMAZ’IN 20 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR
Oyuncu Hakan Yılmaz’ın da, "çıkar amaçlı suç örgütüne yardım etmek" suçundan 1 ile 3 yıl, "uyuşturucu madde ticareti yapmak" suçundan 5 ile 15 ve "uyuşturucu madde kullanmak veya bulundurmak" suçlarından da 1 ile 2 yıl olmak üzere toplam 7 ile 20 yıl arasında değişen oranlarda hapisle cezalandırılması isteniyor. Diğer şüphelilerin de "suç örgütü üyesi olmak", "uyuşturucu madde ticareti yapmak", "uyuşturucu madde kullanmak veya bulundurmak", "örgüt faaliyeti içinde uyuşturucu madde ticareti yapmak", "örgüt faaliyeti içinde kokain ticareti yapmak" 8 yıl ile 35 yıl arasında değişen oranlarda hapisle cezalandırılmaları isteniyor. (DHA)
İMİRZALIOĞLU RAPOR GÖNDERDİ DURUŞMAYA KATILMADI
İstanbul Adalet Sarayı’nda bulunan 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu 13 sanık ile tutuksuz sanıklardan oyuncular Hakan
"DEPREMDEN SONRA UYUŞTURUCUYA BAŞLADIM"
Duruşmada savunmasını yapan oyuncu Gökçe Özyol, sadece uyuşturucu kullandığını, uyuşturucu ticaretiyle ilgili en ufak bir fikri olmadığını ifade etti. Özyol, "Dolapdere tarafında sokakta satan insanlardan 80-100 TL’ye uyuşturucu alıyordum. Esrar kullanıyordum" dedi. 1999 yılında meydana gelen Gölcük depreminde kurtarma çalışmalarına katıldığını anlatan Özyol, "O çalışmalardan sonra psikolojim bozuldu ve uyuşturucuya başladım. Gözaltına alındıktan sonra uyuşturucu kullanmayı bıraktım. Tedavi olmayı isterim ancak kendi kendime de başarırım. Çok göz önünde bir iş yaptığımız için benim çok yakın çevrem dışında kimse uyuşturucu kullandığımı bilmez. Polisler geldiğinde uyuşturucu sehpanın üzerindeydi. Polislere de ben gösterdim. Hakan Yılmaz ile 3-4 sene birlikte çalıştık ve bir kere bile uyuşturucu muhabbeti yapmadım. Oyuncu arkadaşlarım uyuşturucu kullandığımı bilmez" diye konuştu.
"CİNSEL İÇERİKLİ KONUŞMA, UYUŞTURUCU DEĞİL"
Oyuncu Duygu Yetiş ise, yurtdışında bir kere uyuşturucuyu denediğini belirterek, "Türkiye’de de bir kere aldım ama yakalandım" dedi. İddianamede erkek arkadaşı Koray Candemir ile yaptığı ve uyuşturucuya dair olduğu iddia edilen konuşmalar sorulan Yetiş, o konuşmaların cinsel içerikli olduğunu öne sürdü. Oyuncu Erdem Baş da, uyuşturucu kullanmadığını ve kimseye temin etmediğini söyledi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü tarafından 6 Ağustos 2013 tarihinde operasyon düzenlenmiş, gözaltına alınan aralarında oyuncular Engin Günaydın, Kenan İmirzalıoğlu, Sarp Apak, Hakan Yılmaz, Ersin Korkut ile şarkıcılar Mehmet Erdem ve Koray Candemir’in de bulunduğu 53 kişi hakkında "uyuşturucu madde ticareti yapmak" ve "uyuşturucu madde kullanmak ve bulundurmak" suçlarından hazırlanan 203 sayfalık iddianame hazırlanmıştı. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Uysal tarafından hazırlanan iddianamede, şüpheli Fırat Dağtaş’ın, "çıkar amaçlı suç örgütü kurmak", "örgüt faaliyeti içinde uyuşturucu madde ticareti yapmak" suçlarından
9,5 yıl ile 28,5 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması isteniyor. Şüpheli Ahmet Çardak’ın da, "çıkar amaçlı suç örgütü kurmak", "örgüt faaliyeti içinde kokain ve eroin ticareti yapmak" ve "uyuşturucu madde kullanmak veya bulundurmak" suçlarından 13 yıl ile 38 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması isteniyor.
ÜNLÜLERİN 6 YILDAN 17’YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR
Şarkıcılar Mehmet Erdem, Koray Candemir, Barış Güney ve Cihan Güçlü, yönetmenler Uluç Bayraktar ve Mehmet Can Karcı ile oyuncular Kenan İmirzalıoğlu, Engin Günaydın, Sarp Apak, Ersin Korkut, Gökçe Özyol, Murat Yıldırım, Eray Özbal, Cemil Büyükdöğerli,Duygu Yetiş, Kağan Razgırat, Onur Buldu, Şahin Irmak, Murat Eken, Erdem Baş’ın da aralarında bulunduğu 32 şüphelinin, "uyuşturucu madde ticareti yapmak" ve "uyuşturucu madde kullanmak veya bulundurmak" suçlarından 6 ile 17 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
OYUNCU YILMAZ’IN 20 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR
Oyuncu Hakan Yılmaz’ın da, "çıkar amaçlı suç örgütüne yardım etmek" suçundan 1 ile 3 yıl, "uyuşturucu madde ticareti yapmak" suçundan 5 ile 15 ve "uyuşturucu madde kullanmak veya bulundurmak" suçlarından da 1 ile 2 yıl olmak üzere toplam 7 ile 20 yıl arasında değişen oranlarda hapisle cezalandırılması isteniyor. Diğer şüphelilerin de "suç örgütü üyesi olmak", "uyuşturucu madde ticareti yapmak", "uyuşturucu madde kullanmak veya bulundurmak", "örgüt faaliyeti içinde uyuşturucu madde ticareti yapmak", "örgüt faaliyeti içinde kokain ticareti yapmak" 8 yıl ile 35 yıl arasında değişen oranlarda hapisle cezalandırılmaları isteniyor. (DHA)
Zonguldak ve Ankara'da yol çöktü
Zonguldak ve Ankara'da yol çöktü
Sağanak yağmur kentte yaşamı olumsuz etkilerken, Zonguldak-Ankara karayolu sabah saatlerinden itibaren ulaşıma kapatıldı. Yol kenarında yağmur yüzünden büyük çökme meydana geldi.
Zonguldak genelinde geceden beri etkili olan sağanak yağışın ardından sel oluşurken Zonguldak-Ankara karayolunun bir kısmı çöktü.
Sağanak yağmur kentte yaşamı olumsuz etkilerken, Zonguldak-Ankara karayolu sabah saatlerinden itibaren ulaşıma kapatıldı. Yol kenarında yağmur yüzünden büyük çökme meydana geldi.
Zonguldak genelinde geceden beri etkili olan sağanak yağışın ardından sel oluşurken Zonguldak-Ankara karayolunda çökme oldu. Ekipler, Zonguldak-Ankara karayolunu trafiğe kapattı. Uzun araç kuyrukları oluştu.

ANKARA BATIKENT'TE DE
Ankara'yı dün etkisi altına alan sağanak yağışın ardından Batıkent metro istasyonunu su bastı. Bugün de yine Batıkent'te İlkyerleşim Mahallesi'ndeki 1237 Sokak'ta çökme meydana geldi.

Batıkent Metro İstasyonu'nun tavanının su alması nedeniyle platform üzerindeki yolcular zor anlar yaşadı. Metro istasyonunda beklerken şemsiye açan vatandaşların fotoğrafları Twitter'da da paylaşıldı.

İHA
Sağanak yağmur kentte yaşamı olumsuz etkilerken, Zonguldak-Ankara karayolu sabah saatlerinden itibaren ulaşıma kapatıldı. Yol kenarında yağmur yüzünden büyük çökme meydana geldi.
Zonguldak genelinde geceden beri etkili olan sağanak yağışın ardından sel oluşurken Zonguldak-Ankara karayolunda çökme oldu. Ekipler, Zonguldak-Ankara karayolunu trafiğe kapattı. Uzun araç kuyrukları oluştu.
ANKARA BATIKENT'TE DE
YOL ÇÖKTÜ
Ankara'yı dün etkisi altına alan sağanak yağışın ardından Batıkent metro istasyonunu su bastı. Bugün de yine Batıkent'te İlkyerleşim Mahallesi'ndeki 1237 Sokak'ta çökme meydana geldi.Batıkent Metro İstasyonu'nun tavanının su alması nedeniyle platform üzerindeki yolcular zor anlar yaşadı. Metro istasyonunda beklerken şemsiye açan vatandaşların fotoğrafları Twitter'da da paylaşıldı.
İHA
Kurucu Müdürlükler kaldırıldı mı?
Kurucu Müdürlükler kaldırıldı mı?
Bilindiği üzere, yeni kurulan okullara “Kurucu Müdür” görevlendirilmekte ve bu müdürler hiçbir şeyi olmayan (maddi-manevi, para, personel vs.) bu okulları, birkaç ayda, gecelerini gündüzlerine katarak, bin bir fedakarlıkla eğitime hazırlamaktadırlar.
Şahsen ben Kurucu Müdür olarak görevlendirildiğim ve çok şükür eğitime açtığım (eski) okul binasında 15 bin lira kadar boya-badana ve küçük tamiratlar yaptırdım. Bu giderin bir kısmını hayırseverlerden karşılarken, 5 bin lirasını kredi kartıma taksit yaptırarak, kendim karşılamak zorunda kaldım. Halen devletten hiç demirbaş gelmeyen okulumuza, çevrede bulunan okullardaki fazla demirbaşları (sıra, masa, bilgisayar vs.) toplayarak, okulumuzu hizmete açmayı başardık.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu güne kadarki hemen her yönetici atama yönetmeliklerinde, bu kadar fedakarlıkta bulunulan “Kurucu Müdürlük”, Müdürlük müktesebi sayılmış; Kurucu Müdürlük yapanlara, sınav şartı aranmaksızın, isteğe bağlı müdür atamalarında, okullara müdür olarak atanma hakkı verilmişti. Zaten böyle bir hak verilmemiş olsaydı, hemen hemen hiç kimse Kurucu müdürlüğü kabul etmezdi.
Ancak, son çıkan 28.02 .2013 tarihli yönetici atama yönetmeliği, verilen bu hakları tamamen almıştır. Yönetmelikte her ne kadar “kurucu müdürlükte geçen süreler okul müdürlüğünde geçmiş sayılır” dense de, isteğe bağlı atama hakkı verilmediği için, bunun pratikte hiçbir anlamı ve getirisi bulunmamaktadır. Önceki yönetmeliklere güvenerek, bir yıldır Kurucu Müdürlük yapan ülke çapındaki binlerce Kurucu Müdür kandırılmış, mağdur edilmiştir.
ÖNERİ: Yönetmeliğe geçici bir madde eklenerek, halen Kurucu Müdürlük yapanlar, taslak yönetmelikte bulunan “norm kadro fazlası müdürler gibi işlem görmeli”, norm fazlası ve isteğe bağlı atama hakkı verilmeli, bunca fedakarlık yapan Kurucu Müdürler mağdur edilmemelidir.
Ali İhsan (Kurucu Müdür)
Köylere Hizmet Götürme Birlikleri’nde çalışan personel kadroya alınsın
Köylere Hizmet Götürme Birlikleri’nde çalışan personel kadroya alınsın
Köylere Hizmet Götürme Birlikleri (KHGB), tek başına ihtiyaçlarını göremeyen köylerin birleşerek kendi ihtiyaçlarını karşılamaları için; Anayasa’nın 127’nci maddesi ile 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanununun 18. maddesi gereğince, İçişleri Bakanlığı’nın teklifi ve Bakanlar Kurulu izni ile kurulan, kamu tüzel kişiliğine haiz kuruluşlardır.
Köylere Hizmet Götürme Birlikleri’nin yönetimi, İllerde Valiler, ilçelerde ise Kaymakamlara bırakılmıştır. Yönetimi devlet tarafından yürütülen ve son yıllarda hükümetimizin öncü projelerinden olan KÖYDES projeleri ile de etkili hale getirilen bu birliklerin çalışanları ise, işçi statüsünde hizmet akdi ile sürekli çalışan, geçici olarak adlandırılan personellerdir.
Kamu kurum ve kuruluşlarında işçi statüsünde istihdam ediliyoruz, ön lisans ve lisans mezunuyuz. Memurluk sıfatını gerektiren hizmetleri yürüttüğümüzden, memur kadrolarına geçirilmemiz gerekir.
Yarınımızı göremeden her an işten çıkarılma korkusu içerisinde yaşayarak, karın tokluğuna zor şartlarda, alt yapıda, içme suyu projelerinde ve en önemlisi de idari hizmetlerde görev yapıyoruz. Yıllık binlerce TL’ye ihale edilen işlerde teknik eleman ve idari hizmetler personeli görevini yapıyoruz. İşlerimizi tam ve eksiksiz olarak yapıyor, mesai gözetmeksizin hem bürokratik işlemlerde hem de arazi şartlarında hizmet vermekteyiz.
Diğer kurumların aksine, ülke kalkınmasına önemli desteği olan, köylü ile içli dışlı, onların problemleri ile karşı karşıya olan ve samimi olarak ilgilenen Köylere Hizmet Götürme Birlikleri’nde çalışan biz personellerin de kadroya kavuşturulmasında yarar görmekteyiz. Öyle ki KHGB’leri Türkiye genelinde Mahalli İdare Birlikleri içerisinde en fazla (1038) üye ile ilk sırada yer almasına ve bir ilçeye ait bütün köylere hizmet vermesine rağmen, ne hikmetse sadece ilçe merkezine hizmet eden belediyelere (2007 yılında) yada diğer kurumlarda çalışan (Tarım, Diyanet, Sağlık Bakanlıkları) sözleşmeli 4B’li personellere ya da 2 Kasım 2011 tarihli mükerrer Resmi Gazetede yayımlanan 663 sayılı KHK ile Sağlık Bakanlığında 1 yıldır çalışan vekil ebe ve hemşireler 4/B’li statüye alınmışlardır.
Bu uygulamalar referans alınarak;
Mahalli idareler içerisinde yer alan Köylere Hizmet Götürme Birlikleri’nde çalışan sözleşmeli personeller her ne kadar, 657 sayılı Kanunun 4/B maddesine göre istihdam edilmemiş olsa da, işe alınma usulleri ve ücret belirleme metodları hariç, diğer bütün hususlarda 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B maddesine göre istihdam edilen sözleşmeli personellere uygulanan hükümler uygulanmaktadır.
Mahalli idareler içerisinde yer alan Köylere Hizmet Götürme Birliklerinde çalışan sözleşmeli personeller ile diğer kurumlardaki sözleşmeli personele uygulanan hükümler hemen hemen aynıdır. Olaya bu açıdan bakıldığında, Köylere Hizmet Götürme Birliklerindeki sözleşmeli personeller olarak, bizlere de kadro verilmesini istiyoruz.
Bülent Tunç
Kamuda işçi statüsünde çalışan üniversite mezunları memur yapılsın!!!
Kamuda işçi statüsünde çalışan üniversite mezunları memur yapılsın!!!
“Tekniker, İşletmeci, İktisatçı, Kamu Yönetimi Uzmanı, Maliyeci, Biyolog, Mühendis, Mimar, Şehir Plancısı” gibi çeşitli meslek dallarından olmamıza rağmen, kamuda işçi statüsünde çalışıyoruz. Kurum bünyesindeki memur veya sözleşmeli memur olarak çalışan arkadaşlarımızla aynı işi yapmamıza, aynı belgelere imza atmamıza, aynı sorumlulukları taşımamıza rağmen; kadromuzun “İşçi” olması sebebiyle, işçi haklarına tabi tutulmaktayız.
2 Kasım 2011 tarih ve 28103 Mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan Kararname ile, Kamu Kurum ve Kuruluşlarındaki personel ayırımı sonlandırılması hedeflenmiş ve eşit işe eşit ücret ödemesine geçilmiştir. Ancak, “işçi” kadrosunda olmamız sebebiyle, söz konusu kanunun uygulaması bizleri kapsamamıştır.
Kurumlarımızla yaptığımız görüşmeler neticesinde, birkaç kurum hariç, bir sonuç alınmamıştır.
Sonuç olarak; “Kamu Kurum ve Kuruluşlarında çalışan sözleşmeli memurların memur olması” maddesini Memur-Sen’in toplu sözleşme metnine koyduğu ve işveren olarak hükümetin bu konuyla alakalı bir kanun hazırlayacağı net bir şekilde ifade edilmiştir. Bizler de çıkacak olan bu kanuna eklenecek ilave bir maddeyle, üniversite mezunu kamu işçileri olarak, memur kadrosuna geçirilmemizi talep etmekteyiz.
İstanbul Milletvekilimiz Sayın Feyzullah Kıyıklık ile yaptığımız görüşmelerde, taleplerimizi ihtiva eden bir kanun taslağı hazırlamamızı söylemişti. Biz de bu tavsiye üzerine, bizlerle aynı durumda olan hukukçu arkadaşlarımızla aşağıdaki taslağı hazırladık. Bu taslağın bir an önce kanun haline getirilmesini ve mağduriyetimize son verilmesini ilgililerden bekliyoruz.
Madde 1. 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
Kamu kurum ve kuruluşlarının merkez ve taşra teşkilatları ve bunlara bağlı döner sermaye işletmelerinde, Kamu İktisadi Teşebbüsleri ile bağlı ortaklıklarında, Belediye ve Büyükşehir Belediye teşkilatlarında, bu yasanın yürürlüğe girdiği tarihte görevlerine devam ediyor olmaları kaydıyla, 4857 sayılı Kanun kapsamında işçi statüsünde çalışanlardan, 4 yıllık fakülte veya yüksekokul mezunu olup, kamu görevlisi sıfatıyla da yürütülen işlerde görev yapanlar, bu yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 60 gün içerisinde, talepleri olmak kaydıyla, başkaca bir işleme gerek kalmaksızın, işçi statüsünde yürüttükleri görevlere karşılık gelen memur kadrolarına atanırlar.
İşçi statüsünden, memur statüsüne geçirilmek suretiyle, statüleri değişenlerin, daimi işçi statüsünde geçirdikleri hizmet süreleri, yeni geçirildikleri statüde geçmiş sayılır. Bu süreler, kazanılmış hak aylığına esas derece ve kademelerin tespiti ile ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu uyarınca ödenecek emekli ikramiyesine esas toplam hizmet sürelerinin hesabında da değerlendirilir.
Bu madde kapsamında atanacak olanların memur kadroları, 190 sayılı KHK’ye ekli cetvellerde yer alan sınıf, unvan ve derecelerine uygun olmak şartıyla, başka bir işleme gerek kalmaksızın atama işleminin yapıldığı tarih itibarıyla ihdas edilerek, kurumların 190 sayılı KHK’ye ekli cetvellerinin ilgili bölümlerine eklenmiş ve memur kadrolarına atananların pozisyonları başka bir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır. İhdas edilen kadrolar ile iptal edilen pozisyonlar; unvanı, sınıfı, adedi, derecesi, teşkilatı ve birimi belirtilmek suretiyle birinci fıkrada belirtilen altmış günlük sürenin bitiminden itibaren iki ay içinde Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.
Bu maddenin uygulamasında ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığı yetkilidir.
Madde 2. Bu karar, yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Madde 3. Bu kararı Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığı yürütür.
Bu teklifi şu şekilde vermek gerkirdi bana göre ;
Birincisi; "4 yıllık fakülte veya yüksekokul mezunu olup" ibaresi, 4 yıllık fakülte ve yüksekokul mezunu olup" şeklinde değiştirlmelidir.
İkincisi; "60gün" ibaresi ; "10gün" olarak değiştirilmelidir.
Üçüncüsü; "talepleri olmak kaydıyla" ibaresi olmamalıdır.
Dördüncüsü; "işçi statüsünde yürüttükleri görevlere karşılık gelen memur kadrolarına atanırlar." ibaresinden sonra , " eger uygun kadro yok ise ve ya uygun pozisyon yok ise eğitimlerine uygun yeni kadro ihdas edilerek memur kadrolarına atanırlar." şeklinde olmalıdır.
Beşincisi; " Bu madde kapsamında atanacak olanlar; hiçbir sınav ve mülakata gerek kalmaksızın doğrudan atanmış sayılarak, eğitim ve iş tecrübelerine göre ( kıdem yılı miktarına göre) "" Görevde yükselme unvan değişikliği sınavını kazanmış sayılırlar. Bununla beraber bu madde hükmü yukarıdaki eğitim şartlarını yerine getirmiş mevcut işçi kadrolarına da herhangi bir taleplerinin olmasını beklemeksizın ivedilikle uygulanır. Ve il millieğitim müdürlüklerince açılan sınav sonucu alınan belgeler mesleki belgelerden sayılarak derece ve kademe ilerlemesi otomatik yapılarak, görevde yükselme ve ünvan sınavlarına doğrudan katılabilirler" ibaresi eklenmelidir.
Subscribe to:
Posts (Atom)
Featured post
Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads
ISTANBUL, JULY 2025 — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...
Popular Posts
-
Ege Denizi'nde son dönemde artan sismik aktiviteler, bölgedeki deprem riskini ve olası arama kurtarma operasyonlarının önemini yeniden ...
-
1️⃣ YOU ARE BEING DECEIVED! Dear Istanbulites! 2️⃣ We would like to share with you a visual showing how our citizens in need benefited from ...
-
Zehirli Yalova'da amatör balıkçılık yapan Burak Ulusoy, oltasına takılan zehirli trakonya balığına temas ettiği için hastanede tedavi e...