Tuesday, 9 September 2014

İn.gr(Yunanistan): Atina ve Ankara, Yeni Bir Denge Arayışında


İn.gr(Yunanistan): Atina ve Ankara, Yeni Bir Denge Arayışında
http://bit.ly/1lP8b09
Atina ve Ankara, artan şüphelerin arasında, yeni bir denge arayışı içinde hareket ediyor. Erdoğan’ın, Antonis Samaras ile Galler’de NATO zirve toplantısı çerçevesinde yaptığı ve tüm fikir ayrılıklarının kaydedildiği görüşmede, iki lider, Yunanistan-Türkiye Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyinin üçüncü toplantısının önümüzdeki kasım ayında Atina’da yapılması hususunda fikir birliğine vardı. Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun, başkanlık ettiği kalabalık heyetle Yunan başkentine gelmesi bekleniyor.
Erdoğan’ın, Antonis Samaras ile Galler’de NATO zirve toplantısı çerçevesinde yaptığı ve tüm fikir ayrılıklarının kaydedildiği görüşmede, Yunan Başbakanı’nın gerekli olarak ortaya koyduğu “kırmızı çizgi”, iki ülke arasında çıkacak zorluklara ilişkin net bir örnek teşkil etti.
Negatif atmosfere rağmen iki lider, Yunanistan-Türkiye Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyinin üçüncü toplantısının önümüzdeki kasım ayında Atina’da yapılması hususunda fikir birliğine vardı. Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun, başkanlık ettiği kalabalık heyetle Yunan başkentine gelmesi bekleniyor.
Dışişleri Bakanı Evangelos Venizelos, Hükûmet Sözcüsü Sofia Vultepsi ve Türk Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin de hazır bulunduğu Samaras ile Erdoğan arasındaki 50 dakikalık görüşmede, Kıbrıs sorunu merkezli, iki ülke arasındaki fikir ayrılığı vurgulandı.
(Yazının devamı için yukarıdaki linke tıklayınız.)

KAYNAK: 

Keban'dan Avrupa ülkelerine alabalık ihracatı

Keban'dan Avrupa ülkelerine alabalık ihracatı
Elazığ'ın Keban ilçesinde faaliyet gösteren bir firma, Almanya, Hollanda, Polonya, Macaristan, Romanya ve Bulgaristan'a alabalık ihraç ediyor. 2012 yılında işlenmiş balık imalatına başlayan firma aynı yıl 700 ton olarak gerçekleşen ihracatlarını bu yol 3 bin tona çıkarmayı hedefliyor.

KAYNAK: 
Anadolu Ajansı

Akgül göğsümüzü kabarttı, TAHA AKGÜL DÜNYA ŞİMPİYONU!!!

Akgül göğsümüzü kabarttı.
Dünya Güreş Şampiyonası'nda Taha Akgül altın madalya kazandı.
Özbekistan'ın başkenti Taşkent'te düzenlenen Dünya Güreş Şampiyonası'nda, serbest stil 125 kiloda Taha Akgül altın madalya kazandı.
Gymnastics Palace Spor Salonu'nda düzenlenen şampiyonada milli güreşçi, finalde İranlı Komil Ghasemi'yi 4-3 yenerek altın madalyanın sahibi oldu.
Akgül, sabah seansında ilk turda Macar Richard Csercsics'i 10-4, ikinci turda Azeri Aslan Dzebisov'u 4-0 yenerek adını çeyrek finale yazdırmıştı. Milli güreşçi, çeyrek final mücadelesinde ABD'li Tervel Ivaylov Dlagnev'i 4-2, yarı finalde ise Belaruslu Alexei Shemarov'u 8-1 yenmişti.
-Büyüklerde ilk dünya şampiyonluğu-
3 Avrupa şampiyonluğu bulunan milli güreşçi Taha Akgül, kariyerinde eksik olan dünya şampiyonluğunu kazanmayı başardı.
Büyüklerde ilk kez geçen sene katıldığı Dünya Şampiyonası'nda bronz madalyanın sahibi olan Akgül, kazandığı altın madalyayla başarılarına bir yenisini eklemiş oldu.
Taha Akgül, altın madalyasını Dünya Güreş Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Ayık'ın elinden aldı.
-Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan tebrik telefonu-
Taha Akgül'ün dünya şampiyonluğunu ilk kutlayan isim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oldu.
Erdoğan, Güreş Federasyonu Başkanı Hamza Yerlikaya'yı arayarak tebrik etti. Sonrasında dünya şampiyonu Taha Akgül ile konuşan Erdoğan, milli sporcuya tebriklerini iletti.
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç da telefonla Yerlikaya ve Akgül'ü arayarak başarılarından dolayı tebrik etti.
KAYNAK: 

DOĞAN İZCİ; VENEDİK'TEN EN İY ERKEK OYUNCU OLARAK DÖNDÜ!!!

İpekyolu Haber Gazetesi (Van): Venedik’te 'Altın Aslan' için yarışan 'Sivas' filminin küçük oyuncusu Doğan İzci, festivalin en iyi erkek oyuncu ödülünü aldı. Filme aynı zamanda jüri özel ödülü verildi.
http://bit.ly/1s0wkkV
NTVMSNBC’nin haberine göre, 71. Venedik Film Festivali'nin ana yarışma bölümünde yarışan ‘Sivas’ filminin çocuk başrol oyuncusu Doğan izci En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'ne layık görüldü. Film ise jüri özel ödülüne layık görüldü. 'Altın Aslan' için yarışan ‘Sivas’ filminin çocuk başrol oyuncusu Doğan İzci, filmdeki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'nü kazandı.
İlk uzun metrajlı filmi 'Sivas' ile ödül kazanan yönetmen Kaan Müjdeci, ödülü aldıktan sonra yaptığı konuşmada, "Bizim oyuncularımızdan Şahin'in babası vefat etti. Ozan Çelik'in babasına armağan ediyorum. Ayrıca değerli jüriye çok teşekkür ediyorum. Beni destekleyen Angela ve Alberto'ya ve film ekibime teşekkür ediyorum" dedi.             
KAYNAK: 

TÜRKİYE MUAY THAİ FEDERASYONU ANKARA İL TEMSİLCİLİĞİ TARAFINDAN 2014 YILI VİZELİ HAKEMLERE,ADAY HAKEMLERE HAKEM VE ANTRENÖR SEMİNERİ İLE 2014 YILI MUAY THAİ ADAY HAKEMLERE DİPLOMA TÖRENİ 14 AĞUSTOS 2014 TE DÜZENLENECEK


MUAY THAİ
ANKARA İL TEMSİLCİLİĞİ
2014 YILI VİZELİ HAKEMLERİMİZ VE ADAY HAKEMLERİMİZE ,
HAKEM VE ANTRENÖR SEMİNERİ ;
2014 YILI MUAY THAİ
ADAY HAKEMLERİMİZ DİPLOMA TÖRENİ..
MUAY THAİ ANKARA İL TEMSİLCİLİĞİ
FAALİYETLERİ HIZ KESMEDEN VE SÜREKLİ YENİLENEREK , YENİ PROJE VE ŞAMPİYONALARLA DEVAM EDİYOR.GÖREVE GELDİĞİMİZ İLK GÜNDEN BU YANA ANKARA'DA HER DAİM DESTEKLERİNİ VE VARLIĞINI ESİRGEMEYEN TÜRKİYE MUAY THAİ FEDERASYONUMUZ GENEL KOORDİNARTÖRÜ SAYINKorkmaz Atalay HOCAMIZA, M.H.Ü.K BAŞKANIMIZ SAYIN Hamit DurmazHOCAMIZA, A.M.H.K BŞK.YRD.VE İÇ ANADOLU BÖLGESİ HAKEM KURULU BAŞKANI SAYIN Hacer Göl HOCAMIZA, ANKARA MUAY THAİ İL TEMSİLCİSİ SAYIN Hakan Yıldız HOCAMIZA VE İL TEMSİLCİSİ YRD.SAYIN Kemal KaraHOCAMIZA,İL HAKEM KURULU BŞK.YRD.SAYIN Münir Nurettin Arslan HOCAMIZA VE SAYIN Yakup Degirmenci HOCAMIZA İL HAKEM KURULU VE ANKARA MUAY THAİ HAKEMLERİMİZ ADINA TEŞEKKÜR EDERİM.
SAYGILARIMIZLA.
Fazlı KONDUOĞLU
Muay Thai Uluslararası Hakem
Muay Thai Ankara
İl Hakem Kurulu Başkanı

1.GELENEKSEL BÜYÜK ,GENÇ, YILDIZ,MİNİK BAYANLAR MUAYTHAİ DOSTLUK TURNUVASI



1.GELENEKSEL BÜYÜK ,GENÇ, YILDIZ,MİNİK BAYANLAR
MUAYTHAİ DOSTLUK TURNUVASI
MÜSABAKA TALİMATI
… /… /2014
Muaythai İl Temsilciliğinin 2014 yılı faaliyet programında yer alan 1.Geleneksel Büyük,Genç,Yıldız,Minik Bayanlar Dostluk Turnuvası 26-28 Eylül 2014 tarihlerinde 19 Mayıs Spor Kompleksi Şefik Tetik Boks Spor Salonunda aşağıda belirtilen talimat doğrultusunda yapılacaktır.
.

Hakan Yıldız
Muaythai İl Spor Temsilcisi
MÜSABAKANIN ADI : 1.Geleneksel Büyük,Genç,Yıldız,Minik Bayanlar Muaythai Dostluk Turnuvası
MÜSABAKA YERİ : 19 Mayıs Spor Kompleksi Şefik Tetik Boks Spor Salonu
MÜSABAKA TARİHİ : 26-28 Eylül 2014
1. Gün: 26 Eylül 2014 Saat: 09:00 – 13:00 arası Genel Tartı
TARTI GÜNLERİ : 2. Gün: 27 Eylül 2014 Saat: 09:00 – 10:00 arası Günlük Tartı
TARTI SAATLERİ 3. Gün: 28 Eylül 2014 Saat: 09:00 – 10:00 arası Günlük Tartı
1. Gün: 26 Eylül 2014 Saat: 17:00 – 21:00 arası
MÜSABAKA GÜNLERİ : 2. Gün: 27 Eylül 2014 Saat: 10:30 – 21:00 arası
MÜSABAKA SAATLERİ 3. Gün: 28 Eylül 2014 Saat: 10:30 – 21:00 arası
TEKNİK TOPLANTI : 26 Eylül 2014 Saat: 13:00 – 14:00 arası
KURA ve EŞLEŞMELER : 26 Eylül 2014 Saat: 14:00 – 16:00 arası
1. Gün: 26 Eylül 2014 Saat: 16:00 – 18:00 arası Müsabaka Hakem Semineri
HAKEM SEMİNERİ : 2. Gün: 27 Eylül 2014 Saat: 10:00 – 10:30 arası Toplantı
HAKEM TOPLANTISI 3. Gün: 28 Eylül 2014 Saat: 10:00 – 10:30 arası Toplantı

SIKLET YAŞ VE KATEGORİLER:
• BÜYÜK BAYANLAR: 17-35 Yaş 1997 - 1979 doğumlular ay gün yok (9. Khan)
-45-48-51-54-57-60-63,5-67 Kg.
• GENÇ BAYANLAR: 15-17 Yaş 1999 -11 Mayıs 1996 tarihinden sonra doğanlar (6. Khan)
-45-48-51-54-57-60-63,5 Kg.
• YILDIZ BAYANLAR: Ay gün aranmaz 12-14 Yaş Kızlar 2002-2000 doğumlular (2.Khan)
-33-36-39-45- 51 -57 +57 Kg.
• •MİNİK BAYANLAR: Ay gün aranmaz 10-11 Yaş Kızlar 2004-2003 doğumlular (2.Khan)
30-33-36-39-44 +44 Kg.
A – Gençler Bayan Kategorisi: (2) dakikadan ( 3 ) Raunt , ( 1 ) dakika dinlenme İFMA uluslararası kural geçerlidir. Doğru tüm teknikler uygulanır.
B- Büyükler Bayan Kategorisi: Elemeler ve Finaller 3 dakika’ dan 3 Raunt, 1 dakika dinlenme arası verilir. İFMA uluslararası kural geçerlidir. Doğru tüm teknikler uygulanır.
C –Yıldız Kadetler Bayan Kategorisi : (1.30) bir dakika otuz saniye (3) Raund , (1) dakika dinlenme, Yıldız Kadetler kategorisinde kafaya yumruk ve tekme vurulabilir, kafaya diz,dirsek vurulması yasaktır. Diz dirsek sadece vücuda vurulabilir.
D- Minikler Çocuklar Bayan Kategorisi : (1) dakikadan (3) Raunt, (1) dakika dinlenme , Minik çocuklar kategorisinde kafaya tüm vuruşlar yasaktır.
E- Günlük sporcu tartılarında kilo toleransı olmayacaktır. 26 Eylül 2014 tarihinde tüm sporcuların tartıları ve doktor kontrolleri olacaktır. Diğer günler ise müsabakaya çıkacak sporcuların tartı ve doktor kontrolleri yapılacaktır.
ŞAMPİYONAYA KATILACAK HAKEM, ANTRENÖR VE SPORCULARIN KILIK KIYAFETLERİ:
• Müsabakada görev alan antrenörler, yardımcı antrenörler vizeli olmalıdır. Ring köşelerinde antrenöre yardım edecek kişilerin en az 11. khan yardımcı antrenör derecesine sahip olmalıdır, antrenörler ve yardımcıların ring köşelerine sadece eşofman ile çıkacaklardır maç esnasında kendilerine tahsis edilen sandalye oturacaklardır. Antrenör ve yardımcılarının sporcuların köşelerine çıkabilmek için kartları ibraz etmeli ve yakalarında takılı olarak görev yapacaklardır. Vizeli olamayanlara görev verilmeyecek ve ringin yanına yaklaştırılmayacaktır.
• Antrenörler ve yardımcıları; sporcuları ringde müsabaka yaparken ayağa kalkmaları, sporcuya bağırmaları, hakem veya yöneticilerle konuşmaları, müsabaka esnasında itiraz etmeleri yasaktır. Talimata uymayan kişiler Disiplin ve Ceza kuruluna mutlaka sevk edilecektir.
• Sporcular; müsabakalarda şort ve tişört ile belirlenen koruyucu eldivenler ile müsabakaya çıkacaklardır, Müsabakalara katılan tüm idareci, antrenör ve sporcular, belirlenen kılık-kıyafet talimatları esaslarına uyacaklardır. Aksi davranışta bulunanlar hakkında gereken yasal işlem yapılacaktır.
• Hakemler; Federasyonumuzun talimatları gereğince siyah pantolon, beyaz gömlekle görev yapacaklardır. Amatör Muaythai Hakem Kurulu üyeleri haricindeki hakemler papyon takılı görev yapacaklardır. Federasyonun bilgisi dışında kıyafetlerin üzerinde logo gibi reklamlar içeren semboller olmayacaktır.
İTİRAZLAR:
İtiraz, maçın bitiminden en fazla 30 dakika içinde sadece 2014 ulusal vizeli belgeli antrenör tarafından imzalı dilekçesi ile yapılabilir. Sözlü yapılan itirazlar ile hakemleri, yöneticilere zan altında bırakacak davranışlarla müsabakaların ahengini bozacak gereksiz itirazlar görüldüğünde derhal Disiplin ve Ceza kuruluna sevk edilebilecektir.
Müsabakalara yapılacak her türlü itirazları İl Hakem Kurulu tarafından değerlendirilecektir. Müsabakaları gençler, büyükler bay ve bayan kategorilerinde üç (3) raunt üzerinden yapılacaktır. İtiraz müsabakası o günün sonunda yapılacaktır.
ŞAMPİYONAYA KATILIM, İZİN İŞLEMLERİ:
Müsabakalara katılan idareci, hakem, antrenör ve sporcuların izin işlemleri Ankara Gençlik Hizmetleri ve Spor İl müdürlüğünce yapılacaktır.
KATILIM ŞARTLARI:
Müsabakalara 2014 yılı vizeli lisanslı ve müsabakaya katılacak olan sporcular, koki, dişlik, Muaythai şortu ve atleti, dirseklik ve ayak baldırlık malzemelerini kendileri temin edeceklerdir.
Kask, Eldiven ve Sevikardları İl Temsilciliği tarafından temin edilecektir. Dereceye giren sporculara (1, 2, 3, 3) madalya ve dereceye girecek olan ilk üç takıma (1, 2, 3, 3) kupa verilecektir.
Talimatta yer almayan her türlü konularda İl Temsilciliği yetkilidir.
DAĞITIM: Ankara içi Muaythai Hakemleri, Muaythai Kulüpleri.

30 Ağustos Zafer Kupası Pazar günü 4. Gün müsabakaları ve ödül-kupa töreni ile sona erdi

30 Ağustos Zafer Kupası Pazar günü 4. Gün müsabakaları ve ödül-kupa töreni ile sona erdi


MuAythai Federasyonu Ankara Il Temsilciliği tarafından düzenlenen 30 Ağustos Zafer Kupası bugün 4. Gün müsabakaları ve ödül-kupa töreni
 ile sona erdi. Seranomi ve ödül-kupa töreninde bir konuşma yapan Ankara Muay Thai 
İl Hakem Kurulu Başkanı.ve Muay Thai Uluslararası Hakemlerinden Fazlı KONDUOĞLU
 organizayon ile ilgili şu açıklamalarda bulundu: " 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI
MÜSABAKALARIMIZI ÇEKİŞMELİ FINALLER VE COSKULU BİR KATILIM ILE TAMAMLADIK,ÇOK ŞÜKÜR.MÜSABAKALARIMIZDA
YANIMIZDA OLAN FEDERASYON YETKİLİLERİMİZE, İDARECİLERİMİZE, HAKEMLERİMİZE, ANTRENÖRLERİMİZE,SPORCULARIMIZA VE SALON GÖREVLİLERİNE HER KADEMEDE GÖREV YAPAN YARDIMCI OLAN HERKESE İL HAKEM KURULU ADINA TEŞEKKÜR EDİYORUM.
HERKESİN EMEĞINE SAĞLIK.
NİCE ŞAMPİYONALARDA BİRLİKTE OLMAK DİLEĞİYLE SAYGILAR.ALLAH'A EMANET OLUN."










Saturday, 6 September 2014

ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI’NDAN NASIL KAÇINILIR?


ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI’NDAN NASIL KAÇINILIR?
4-5 Eylül 2014 tarihlerinde Galler’de gerçekleştirilen NATO zirvesi, belki de NATO tarihindeki en kapsamlı toplantılardan biri olarak değerlendirilmelidir. İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan Kuzey Atlantik Savunma Örgütü ya da yaygın bilinen kısa ismiyle NATO, Sovyetler Birliği’nin çevre ülkelerine, özellikle de Batı ittifakı içinde yer alan devletlere yönelik ihraç etmeye çalıştığı komünizm ideolojisine karşı oluşturulan, askeri ve siyasi temelli bir Batı ittifakı örgütüdür. NATO’ya üye ülkeler, dışarıdan gelebilecek bu tip askeri ve ideolojik tehditlere karşı kolektif güvenlik içinde yer alır ve dayanışma içerisinde hareket ederler. Sovyetler Birliği dağılıncaya kadar kuruluş amacına hizmet eden bu örgüt, Soğuk Savaş’ın sona ermesi ile birlikte temel kuruluş politikasından çıkarak, daha çok uluslararası terör, uyuşturucu ve insan kaçakçılığı ile mücadeleyi kendisine yeni misyon edinmiştir.
Türkiye, NATO nazarında önemini koruyor.
Türkiye’nin de Soğuk Savaş döneminde içerisinde yer aldığı savunma ittifakındaki yeri, neredeyse direk sınır çizgisine sahip olduğu Sovyet tehdidine karşı Türkiye’nin ve Batı Avrupa’nın mutlak güvenliğinin sağlanmasıydı. Her ne kadar Soğuk Savaş sonrası Türkiye’nin NATO nezdinde öneminin azaldığı görüşü hâkim olsa da, Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Orta Asya’daki güncel gelişmeler perspektifinde Türkiye’nin NATO’nun savunma politikası bağlamındaki önemi halen büyük ve aşikârdır.
Galler’deki toplantı NATO’nun yeniden yapılandırılmasında önemli adım olmalı.
4-5 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilen NATO zirvesinin bu manada önemi büyüktür. Bu nedenle NATO’nun yeniden yapılandırılması noktasında Galler’deki toplantıda somut adımlar atılmalıdır. Çünkü, tıpkı Birleşmiş Milletler gibi NATO’nun da uluslararası bir örgüt olarak küresel barışa hizmet etmek konusunda ciddi eksiklikleri olduğu fark ediliyor. Kuşkusuz bundaki en büyük neden; NATO’nun bölgesel sorunlardaki yaptırım eksikliği ve çözüm sunmadaki yetersizliğidir. 2001 Afganistan ve 2003 Irak savaşlarının demokrasi ve insan hakları adına başlatılıp, bugün bu bölgeleri en büyük etnik ve mezhepsel savaşların yaşandığı kanlı bir coğrafyaya dönüştürmesi ve 2011 yılında başlayan Arap Baharı döneminde yıkılan rejimlerin yerine yasa dışı terör gruplarının ve örgütlerinin kol gezmeye başlamasında, ne yazık ki NATO’nun pasif tutumunun ve yanlış politikalarının rol oynadığı görülmekte ve bu da örgütün yeniden yapılandırılması gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Rusya dış politika hamleleri ile üzerindeki dikkati başka yönlere çekiyor.
NATO’nun geleneksel rakibi olan Rusya Federasyonu’nun, Batı’nın NATO ittifakına karşı kendi savunma ağını Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) ve Avrasya Ekonomik Birliği projesi ile sağlama çalışmaları aslına bakılırsa NATO’nun ve BM’nin kendini yeniden yapılandırma sürecinden çok daha hızlı ilerlemektedir. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye’de Esad rejimine karşı başlatılan ayaklanmalarda en başından beri Esad yönetimini desteklemiş ve sonuçta bu rejimi ayakta tutmuştur. Peki neden? Bunun en bilinen sebeplerinden biri; Suriye’nin, Rusya’nın Akdeniz’de yer alan tek müttefiki olması ve Tartus limanında yer alan Rus donanmasıdır. Bir başka önemli neden ise; Rusya’nın, Esad’ın bir başka önemli destekçisi olan İran’a olan bağımlılığının sürmesini sağlayarak, ABD’nin üzerinde yoğunlaşan dikkatini bir nebze olsun İran üzerine çekerek dış politika hamlelerinde rahatlamaktır. Aslında Rusya bu stratejisinde başarılı sayılabilir. Çünkü Ukrayna meselesinde elini Batı bloğuna karşı güçlü tutması ve eski Sovyet coğrafyasındaki ülkeler ile ve bilhassa Çin ile yüksek düzeyli işbirliği içinde bulunması, hedef şaşırtma yolunun başarılı bir ürünü sayılabilir.
ABD fiziksel olarak hiçbir devletten tehdit almamasına karşın, neden bu kadar silaha ihtiyaç duyuyor?
Bugün uluslararası örgütlerin en büyük finansörünün ABD olduğu herkes tarafından biliniyor. Dolayısıyla “en çok parayı veren en çok konuşur” zihniyetiyle yönetilen kurum ve örgütlerin güvenilirliği ve iş yapabilirliği aynı ölçüde azalıyor. Bir kıta devleti olan ABD’nin, fiziksel olarak hiçbir devletten tehdit almamasına karşın neden bu kadar silaha ihtiyaç duyduğu sorusunu yanıtlamak oldukça zor. Bir bölgede savaş çıktığında, bilindiği gibi silah tüccarları para kazanacak, insanlar yaralanacak veya ölecek ve sağlık tüccarları para kazanacaktır. Sonuçta para hep aynı keseye akacaktır. Bu paralarla da uluslararası örgütler finanse edilecek ve onlardan barışın tesisi ve korunması beklenecektir. Bunun gerçekleşmesi elbette imkânsızdır.
Yeni “Büyük Oyun”da oyuncu olabilmek
Sonuç olarak, Soğuk Savaş kurumları ile yeni uluslararası sistemin idaresi mümkün değil. Bu dönemin en büyük özelliği; bölgesel örgütlerin daha etkili ve söz sahibi olduğu bir düzenin tesis edilmesidir. Çünkü, bölge ülkelerinin içinde yer alacağı bu tip bir oluşumun mekanizmasının işleyişi daha hızlı ve sonuç alınabilir olacak. Elbette uluslararası ve uluslarüstü kuruluşların varlığı devam etmeli, fakat işlevlerinden biri de bu bölgesel örgütlenmelerin birbirleri ile olan iletişimi ve istişarelerini sağlamak olmalıdır. Bu oluşum içinde olacak olan devletlerin istikrarını koruyacak şey ise, herhangi bir büyük devletin kontrol altına alamayacağı geniş bloklar tesis ederek, yeni “Büyük Oyun”da oyuncular olabilmektir. Aksi takdirde, NATO ve BM deneyimlerinde olduğu gibi, hantal mekanizmanın getirisi sadece İsrail örneğinde olduğu gibi yazılı ve sözlü kınamadan ibaret olacaktır.
Haftanın Sözü: “Büyük sistemleri inşa etmeden önce, gelin tuğlaların neden imal edildiğinden emin olalım.”

“YENİ BÜYÜK TÜRKİYE” için en büyük tehlike ne?


“YENİ BÜYÜK TÜRKİYE” için en büyük tehlike ne?
İÇİNE kapanık-üstüne çullanılmış 2003 öncesi Türkiye’sinde bu soru şöyle soruluyordu; Türkiye için en büyük tehdit “irtica mı” yoksa “bölücü terör mü”?
Sevgili dostlarım, bugün için ise soru farklı: Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilen, içerisi ile barışan ve genleşme stratejisini hayata geçiren bir Türkiye için bundan sonra en büyük tehdit ne olabilir ?
Yerleşen Milli İrade’nin yeniden yok sayılması hatta yok edilmesi denemesi olabilir mi? Tekrar ediyorum; Milli İrade’nin yok saylılması hatta yok edilmesi denemeleri olabilir mi? En güçlü olduğumuz şu günlerde dahi bu soruyu tedbiren sorgulamalı ve stratejimizi “en iyi günümüzde” dahi oluşturmalıyız... Çok denediler, çok acılar çektik ve bugünlere böyle geldik...
Sevgili dostlar, bu ülke, kendi değerlerini tehdit olarak “algıladığı-algılatıldığı” ve suçluluk içinde kendini sorguladığı günler, aylar, yıllar yaşadı! Bakışımız da hatalıydı, ortaya koyduklarımız da! 2003 yılına kadar bu “kör kuyuda” yaşadık ve “yanlış girdiler” ile sürekli “yanlış çıktılar” ürettik!
Sevgili dostlar, bugün durum çok farklı ve yapılan-yapılacak olan açık: Türkiye “yeni dünya düzenini” anlayarak buna uygun yeni bir tehdit algılaması kurguluyor ve bunun gereği olarak “milli savunma-askeri teknoloji-üretim” stratejisini oluşturuyor! Detaylandırmak da zor değil; Türkiye, “minimum insan” kaynağı kullanımı ile maksimum ateş gücüne ulaşabilen, her alanda operasyon yapabilen, en önemlisi kendi “savunma ihtiyacını” kendi ürettiği teknolojiler ile karşılayan hatta “konsept” üretebilen bir ülke olma yolunda ilerliyor...
Sevgili dostlar, iç ve dış yerleşik odaklar, yıllarca bize dayattılar ve “yerleşik medya” düzeni vasıtasıyla “sorgulamamıza” izin vermediler! Bizler de çaresiz bir şekilde şuna bile inandırıldık-inandık; kendi Müslüman vatandaşımız bizim için en büyük tehlike olabilir, yine kendi Kürt kökenli insanımız bizi bölmek isteyebilir... Doğru değildi, asla değildi ama biz “bu çuvalı kafamızdan çıkarıp” gerçek bir “tehdit tanımı” oluşturamadık! Hatta bırakın “tehdit tanımlamasını, savunmayı”, bu algılamanın iç siyasetimizi şekillendirmesine razı olmak zorunda kaldık...Bugün yırttığımız çuval ve geleceği kucakladığımız yol artık aşikar!
Sonuç 1: Türkiye BÜYÜDÜKÇE görecek ki; düşman sadece dışarıda-içeride değil, genleşme yolunda “yoluna çıkacak dönemeçlerde de” gizli ve odaklanmış!
Sonuç 2: Kafamız çok net ve tezimiz çok açık olmalı: Son 12 yılda başına geçirilmek istenen “çuvalları” yırtmış, asker-sivil ilişkilerini bu “hastalıklı yapıdan” kurtarmış, yeni dünya düzeni içinde “cihan devleti olma” yolunda ilerleyen bir Türkiye...
Sonuç 3: Türkiye, SEÇİLMİŞ CUMHURBAŞKANI-BAŞKOMUTAN liderliğinde, “Cihan devletine yakışır yeni bir milli savunma” konsepti tanımlamak için yola çıktı ve teknik olarak da detaylandırıyor ! Açıkçası; Türkiye her alanda artık “meydana çıktı” ve bu çıkış, “kabuğunu kıranı” yeniden içeri doldurmak” isteyenleri rahatsız edeceği için, çıkışa uygun yeni bir “MİLLİ STRATEJİ” çok dikatli ve daha hızlı geliştirilmeli ve geliştiriliyor...
Sonuç 4: YENİ TÜRKİYE’nin “askeri gücü diplomaside kullanması kaçınılmaz ! Kısır iç tehdit algılamaları yerine küresel oyuncu olmak yolunda giden bir ülkenin, küresel tehditlere karşı yeniden tanımlanan bir ordusu olmalı...
Sonuç 5: YENİ BİR MİLLİ SAVUNMA KONSEPTİ ve büyük-güçlü-diplomaside yarar sağlayacak bir Silahlı Kuvvet, ancak ve ancak yeni bir teknik-ekonomik-siyasi vizyon ile ortaya çıkarılabilir...
Sonuç 6 : İçeride ülkeyi “irticaya sürükleyecek” sanal düşmanlar aramak yerine veya Türkiye’yi ayrıştıracak şüphesiyle kendi vatandaşlarını izlemek yerine dünya arenasında güce dayanan diplomasi yürütmemizi sağlayacak bir TSK konsepti oluşmalı ve bu yapı yerli üretimin de desteğiyle hızla ortaya çıkıyor. Yerli savunma endüstrisi gelişiyor, modernizasyon katsayısı artıyor, kendi topraklarından binlerce km ileride operasyon yapacak tanker uçaklar ve uçak gemileri projeleri hayata geçiyor. Kısacası TSK bir dünya gücü haline geliyor...
Sonuç 7: Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ‘ileriyi gören’ her mensubu, yeni Türkiye kavramına uygun yeni bir TSK ortaya çıktığının farkında. Aslına bakarsanız bu alanda da ‘direnenler’ ve ‘yolu açmak isteyenler’ arasında büyük bir çatışma var ve bu kavga YERLEŞİK BASIN tarafından kamuoyunda uzun zamandır SEÇİLMİŞLER-SİYASİ OTORİTE-TSK arasındaymış gibi algılatılmaya ve pazarlanmaya çalışılıyor...
Sonuç 8: Geride bıraktığımız 2 yılda şunu çok net olarak gördük ki; Küresel Saldırı tam olarak “milli irade’ye” yönelmiş durumda ve Türkiye “seçenlerin ve seçilenlerin” elinden alınarak küresel yönetime teslim edilmek isteniyor...YAPACAĞIMIZ ÇOK AÇIK; bu engelleri yırtarak yolumuza devam edeceğiz...
Son söz: Son 2 yıldır Türkiye, halkıyla, hükümetiyle, devletiyle kısacası HER ZERRESİNE kadar BÜYÜK BİR SALDIRI altında savaşarak bugüne SEÇTİĞİ CUMHURBAŞKANI denklemine geldi...Ve en önemlisi KARŞI DURUŞ ve BİR BÜTÜN OLARAK varolma savaşı başlamış toplumun BİLİNÇ ve BİLİNÇALTI’na yerleşmiş durumda...Bu noktada sizden ricam; bütün Türk vatandaşları, BÜYÜK TÜRKİYE’nin ilerlediği yolda karşısına çıkacak engelleri sorgulamalı ve yeni dünya düzenine uygun saldırıların karşısında tek vücut durmalı!
UNUTMAYIN; “...Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen Al Sancak...”

TÜRKİYE MUATHAİ FEDERASYONU ANKARA İL TEMSİLCİLİĞİNİN DÜZENLEDİĞİ 30 AĞUSTOS ZAFER KUPASI'DA 3. GÜN MÜSABAKALARINDAN GÖRÜNTÜLER

 
TÜRKİYE MUATHAİ FEDERASYONU ANKARA İL TEMSİLCİLİĞİNİN DÜZENLEDİĞİ 30 AĞUSTOS ZAFER KUPASI'DA 3. GÜN MÜSABAKALARINDAN GÖRÜNTÜLER

 4-7 EYLÜL TARİHLERİ ARASINDA ANKARA ŞEFİK TETİK BOKS SALONUN DA TÜRKİYE MUATHAİ FEDERASYONU ANKARA İL TEMSİLCİLİĞİNİN DÜZENLEDİĞİ 30 AĞUSTOS ZAFER KUPASI'DA 3. GÜN SONA ERDİ. BUGÜN KÜ MÜSABAKALARDA YILDIZ BAYANLAR  VE ERKEKLER KATEGORİLERİNDE FİNAL MÜSABAKALARI YAPILIRKEN  MÜSABAKALAR OLDUKÇA ÇEKİŞMELİ GEÇTİ.
( MUHİTTİN ÇİFTÇİ)


Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts