Sunday, 5 October 2014

Türkiye dönüşüyor riskler azalıyor

Türkiye dönüşüyor riskler azalıyor

Türkiye ekonomide yakaladığı başarıyı kentsel dönüşüm ile taçlandırmak istiyor. Ülkemizde 400 bin bina elden geçirildi.Bu yıl 26 bin adet bina riskli olduğu tespit edirken 3 bin 201'e yakın yapı ise yıkıldı. Türkiye'de ilk kez 34 yıl önce gündeme gelen kentsel dönüşüm için 20 yıla daha ihtiyaç olduğu ifade ediliyor. Yeni Şafak konunun uzmanlarına merak edilenleri sordu.

KÜBRA SÖNMEZIŞIK - KENTSEL DÖNÜŞÜM NERDEN NEREYE (1) | 28 AĞUSTOS 2014, 23:39


Ülkemizde son 13 yıldır büyük bir dönüşüm yaşanıyor. Ekonomideki başağrımız enflasyon canavarı beyaz bayrağı çekerken IMF'ye borçlar tamamem silindi. Yılların getirdiği kamburları tek tek atan Türkiye, Kentsel Dönüşüm'de de büyük mesafeler katetti. Şehirlerde ilçelerde hatta köylerde riskli binalar tespit edildi ve yenilendi. Şehirlerin silüetini bozan gecekondular yıkıldı yerlerine Türkiye'nin ihtiyacı olan modern konutlar inşa edildi. Başbakanlığa bağlı TOKİ ülkemizin heryerinde kentsel dönüşüm çalışmaları başlattı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kentsel dönüşüm için bir yol haritası çıkardı ve Türkiye'nin ihtiyacı olan dönüşüm çalışmaları başlatıldı.
400 BİN BİNAYA KENTSEL DÖNÜŞÜM
Riskli görülen konut, işyeri ve ve kamu kurumları binaları tek tek tespit edildi. Yaşanabilecek her türlü afete karşı tedbirler alındı. Risk teşkil eden binalar yıkıldı gerekli görülenler ise yenilendi. Kentsel dönüşümde 17 Ağostos Marmara Depremi büyük bir değişimin adeta mihenk taşı oldu.
Türkiye genelinde yaklaşık 400 bin bağımsız birimin dönüşümü yapıldı ve yapılamaya devam ediyor.Bu yılın Ağustos ayına kadar 26 bin 137 binada risk tespit edilirken bu yapılardan 3 bin 201 adedinin ise yıkımı gerçekleştirildi. Yeni Şafak Kentsel Dönüşüm için sahasında önemli uzmanları buldu ve tüm merak edilenleri sordu. Kamoyunu yakından ilgilendiren sorulara çarpıcı yanıtlar verildi.
İstanbul dönüşümün de merkezi
Kentsel dönüşümün seyri hakkında bilgi veren Yüksek Mimar Cemil Coşkun Budak, Kentsel dönüşüm yasasıyla birlikte bu alanda önemli bir yol kat edildiğini söyledi. İstanbul'un kentsel dönüşümünde aktif rol oynayan Budak, 'Her yerde kentsel dönüşüm ofisleri kuruluyor. İstanbul'da 10 yıl önceki arazi değerleri ile şimdikiler arasında uçurum var. Dönüşüm gittikçe kolaylaşıyor. Önümüzdeki yıllarda kısa zamanda çok fazla yol kat edilecek' diye konuştu.
Ekonomiye canlılık getirdi
Kentsel dönüşüm danışmanı Zeyyat Gümüş dünden bugüne Kentsel Dönüşüm uygulamaların değişimine değindi. Gümüş şunları söyledi:'Geçmişte kentsel dönüşüm adı altında boş arsalarda konut yapılıyordu. Depreme dayanıklı olmayan yapılar için çözüm üretilemiyordu. 2012 yılında yürürlüğe giren 6306 Afet Kanunu'ndan sonra depreme dayanıklı olmayan bölgelerde mevcut binaların yenilenmesi üzerine adımlar atıldı. Bu özel sektörü harekete geçirdi. Kadıköy Fikir Tepe'de müttehitler vatandaşlarla anlaştı. Kentsel dönüşüme özel sektörün de dahil olmasıyla iş daha da hız kazandı.'
17 Ağustos milat oldu
Kentsel dönüşüm projelerinde yer alan Yüksek Mimar Zeynep Meriç de, 17 Ağustos depreminden sonra binaların bölge bölge yenilendiğinin altını çizdi. Yüksek mimar Meriç şunları söyledi: 'Kentsel dönüşüm de bir bölgenin dönüştürülmesi söz konusu. Kentsel yenileme de ise bina ölçekli yenileme yapılıyor. Bunun içine güçlendirme konusu da giriyor. Her binaya güçlendirme gerekmiyor. Bina araştırılıyor. Binaya çürük raporu düzenleniyor. Güçlendirme gerekiyorsa o zaman yenilemeye ve iyileştirmeye geçilebiliyor. Ancak bina çürük ise yıkılıyor yeniden yapılıyor'

Dönüşüm şart endişe yersiz

Dönüşüm şart endişe yersiz

Kentsel Dönüşüm'de en büyük eşik müteahhit ile vatandaşın anlaşması olarak gösteriliyor. Bazı vatandaşların istekleri müteahhitleri adeta çıldırtıyor. Bodrum katı sahibi olmasına rağmen deniz manzaralı daire talep edenlerden 'hem oturayım hem dönüşsün' diyenlere kadar birçok istek müteahhitleri zor durumda bırakıyor.

KÜBRA SÖNMEZIŞIK - KENTSEL DÖNÜŞÜM NERDEN NEREYE (2) | 30 AĞUSTOS 2014, 0:12-http://www.yenisafak.com.tr




Kentsel dönüşümde en önemli eşik depreme dayanıksız binaların yıkılarak yerine modern binaların inşa edilmesi olarak gösteriliyor. Devlet, TOKİ, Emlak Konut eliyle yeni yaşam merkezleri üreterek eskimiş ve dayanıksız binaları dönüştürüyor. Hükümet dönüşümün daha hızlı gerçekleşmesi için birçok teşviği yasalaştırdı. Kira yardımı bu konuda atılmış en büyük adımlardan biri oldu. Belediyeler ise vatandaşı teşvik edecek bir çok çalışmayı yürütüyor. Yerel yönetimler tek tek bina bazında dönüşümü teşvik etmek için adeta vatandaşın önüne kırmız halı seriyor. Tüm bu adımların yanında yerinden dönüşümde bazı sorunlar yaşanıyor. Vatandaşın kafasındaki bazı sorular kentsel dönüşümün önünde hala bir engel oluşturuyor.
'EVİMDEN OLUR MUYUM?' ENDİŞESİ
Konut sahiplerinin müteahhit korkusu, 'acaba evimden olur muyum!' düşünceleri en temel sorunlar. Bunun yanında birçok değişik istekler ise müteahitleri adeta çileden çıkartıyor.
'Hem evimde kalayım hem de yenilensin olur mu?' diyenler, 45 metrekarelik evinin yerine 8 daire isteyenler, bodrum katı için boğaz manzaralı kat isteyenler dönüşümü bazı bölgelerde adeta yerinde saydırmasına neden oluyor. Bazı müteahitler konut sahipleri için ikna toplantıları düzenliyor hatta bu konuda bazı promosyanlara bile gidiyor. Kentsel Dönüşüm Derneği Başkanı Hakan Çatalkaya'ya göre kentsel dönüşümün önünde sorunlar var. Çatalkaya dönüşümde vatandaşların ekstradan para ödemek istememesinin en önemli faktör olduğunu ifade ediyor.
İSTANBUL DÖNÜŞÜMÜN LOKOMOTİF ŞEHRİ
İstanbul Kentsel dönüşümde Türkiye'nin lokomatif kenti. Başakşehir Arnavutköy Avcılar üçgeni içinde şehre uzak 2 milyonluk şehir projesi hayata geçiriliyor. Proje ile İstanbul'un konut iskeleti değişecek. 3. Havalimanı ve Kanal İstanbul projeleri çevresinde yeni ve modern kentler oluşacak. Yüksek Mimar Cemil Coşkun Budak dönüşüm sürecinde İstanbul'da üç merkezli bir şehir planının olacakğını söylüyor. Budak 'Merkezlerdeki nüfus yükünü azaltan şehir merkezleri kurulacak' diye konuştu.
İstanbul'un iskeleti değişiyor
İstanbul için '2 milyonluk şehir kurulacak' açıklamasının ardından gözler kentin dışına inşa edilecek merkezlere çevrildi. Başakşehir ve Arnavutköy'den Avcılar'a kadar uzayacak bölgede Türkiye'nin en büyük kentsel dönüşüm projelerinden biri başlatıldı. Kayaşehirde onbinlerce konut inşa edildi. Şehir adeta Avrupa yakasında ikinci bir yerleşim merkezi haline geldi. 3. Havalima ve 3. Köprü'nün güzergahında yeralan bölgeye Kanal İstanbul'unda yakın olarak inşa edilmesi planlanıyor.
Kırmızı halı bile serdik!
İstanbul'un ilçe belediyeli risk alanı ilan edilen bölgelerde kentsel döşüme başladı.Yerel yönetimler dönüşüme büyük destek veriyor. Vatandaşa adeta kırmız halı seren yerel yönetimler kentsel dönüşüm için teşvik çalışmaları da yürütüyor. Riskli alanlar içerisinde yürütülen çalışmalar kapsamında yaklaşık olarak 1400 adet bina yıkıldığı belirtiliyor. Bu alanların bir kısmında inşaat faaliyetlerine başlatıldı.
Evimi verdim 8 daire aldım
Esenler'de arsası ve daireleri bulunan Halil İbrahim Gülener kentsel dönüşüm çalışmaları için tapusunu belediyeye teslim etti. Evinin kentsel dönüşüme alınmasından memnun olan Gülener şunları söyledi '450 metrekare arsam ve içinde dairelerim vardı. Belediye de bize teklif sundu. 170 bin TL borçla kabul ettim. Bize 10 sene ödeme kolaylığı sağladılar'
Geri dönmek istemiyorum
9 yıl Tarlabaşı'nda kiracı olarak oturan Nedim Demirel Kayaşehir'e taşınan 154 aileden biri. Kayaşehir'den memnun olduğunu söyleyen Demirel, '76 bin tl sözleşme yaptık. Üç senedir ödüyorum, 6 bin lira peşin vermiştim. Ödemede zorluklar yaşadım ancak memnunum.' dedi

Çaydan 5 çuval Kur'an çıktı Siirt'in Botan çayına balık avlamaya giden bir grup genç, suya atılmış 5 çuval dolusu Kur'an-ı Kerim buldu.

Çaydan 5 çuval Kur'an çıktı!!!!

Siirt'in Botan çayına balık avlamaya giden bir grup genç, suya atılmış 5 çuval dolusu Kur'an-ı Kerim buldu.




Siirt-Eruh karayolu 10. kilometresinde Botan Çayı'na atılmış Kur'an-ı Kerim gören gençler durumu Siirt Çevre ve Kültür Derneğine bildirdi. Dernek üyesi Murat Gül beraberinde dernek üyeleriyle, ihbar üzerine Botan Çayı'nda yaklaşık 3 saatlik uğraş sonucu suda 5 çuval dolusu çoğu Kur'an-ı Kerim ve dini kitap topladı.
Konuyla ilgili bilgi veren Gül, gördükleri manzara karşısında şaşırdıklarını belirterek, 'Kimler tarafından ve hangi amaçla öğrenemediğimiz suya atılmış Kur'an-ı Kerim bulduk. Çoğu yıpranmamış ve yeni durumda olan bu mukaddes kitapları yaklaşık 3 saat uğraş sonucu topladık. Burada yaptığımız incelemede ve görgü tanıklarının ifadelerine göre, barajın alt kısmında bir kısım insanlar tarafından çuvallarla Kur'an-ı Kerimler suya atılmış. Üyeler ile birlikte su kenarına atılan ve ıslanan kitapları toplayarak muhafaza altına aldık. Bir kısmı da atılan suda dağılmış ve su kenarına saçılmıştır. Bu mübarek Kurban Bayramında bu manzara bizi derinden üzdü' dedi.
Birilerinin Kur'an-ı Kerimleri imha etmek için böyle bir yönteme başvurduğunu belirten Gül, ancak bunun mantıklı bir imha yöntemi olmadığını ifade ederek, 'Biz insani görevimizi yaptık ve su kenarına dağılan Kuran-ı Kerimleri topladık. Bunları güzel bir şekilde çuvallara yerleştirerek muhafaza ettik. Bu konuda İl Müftülüğüne çağrıda bulunarak, gelip onlara topladığımız Kuran-ı Kerimleri teslim edebiliriz' diye konuştu.
Çuvallara konulan Kur'an-ı Kerimler dernek binasına götürüldü.


Testing free link analysis tool with link disinfection feature. Get your free SEO stats here.

Testing free link analysis tool with link disinfection feature. Get your free SEO stats here.

Testing free link analysis tool with link disinfection feature. Get your free SEO stats here.

Testing free link analysis tool with link disinfection feature. Get your free SEO stats here.

Suruç'a havan mermisi düştü: 4 yaralı

Suruç'a havan mermisi düştü: 4 yaralı

Suriye tarafından atılan havan topu mermisi bir evin bahçesine düştü.


Hibrit otomobiller de vergi indirimi ile desteklenmeli


05 Ekim 2014 11:46 (Son güncelleme 05 Ekim 2014 11:48)
Toyota Türkiye Üst Yöneticisi Bozkurt, "Hükümet elektrikli otomobillere çok ciddi ÖTV indirimi sağladı. Hibrit otomobillerin de benzer şekilde vergi indirimi ile desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz" dedi.
 
İSTANBUL - Hasan Arslan
Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış AŞ Üst Yöneticisi (CEO) Ali Haydar Bozkurt, hükümetin elektrikli otomobillere çok ciddi ÖTVindirimi sağladığını anımsatarak, "Hibrit otomobillerinde benzer şekilde vergi indirimi ile desteklenmesi gerektiğin düşünüyoruz. Bu konuda hükümet tarafında da bazı pozitif ışıklar ve mesajlar var" dedi.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Bozkurt, Türkiye otomotiv pazarı, Toyota Türkiye'nin satış rakamları, ülke ekonomisi ve otomobil teknolojileriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Bozkurt, otomotiv sektöründe son 2-3 aylık dönemde yakalanan pozitif bir ivme olduğunu dile getirerek, yılın ilk yarısında yaşanan sert daralmanın bir miktar etkisini kaybettiğini ifade etti.
Bu pozitif rüzgar ile sektörün yılı 720 binler seviyesinde bir satış adeti ile kapatacağını öngören Bozkurt,  "Son bir kaç ayda sektörde yakalanan biraz daha pozitif ivme var. Sektör son bir kaç ayda biraz kendini toparladı. Şu anda ki seyrimizde gidersek otomotiv pazarında 720 bini göreceğimizi zannediyoruz" dedi.
Bozkurt, gelecek yıl otomotiv pazarının ise bu yıl ki seviyelerin altında kalmayacağını dile getirerek, 2015 yılında otomotiv pazarının yüzde 3-5 civarında büyüyebileceğini kaydetti.
2015 yılında otomotiv pazarının bu yılla paralel gerçekleşeceğini vurgulayan Bozkurt, "Otomotiv pazarı gelecek yıl, bu yılın altında kalmaz, yüzde 3-5 gibi biraz daha yukarı gidebilir, 700-720 binini üzerine çıkabilir. Ama pazarda 1 milyonluk rakamlara mevcut politikalarla önümüzdeki 3 yıllık süreçte ancak ulaşabileceğimizi düşünüyoruz. Normalde bugün rahatlıkla pazar potansiyeli 1 milyonun üzerine çıkar. Ama ekonomiyi soğutmakla ilgili alınan tedbirler var. Ondan kaynaklı yavaş ve kontrollü gidelim stratejisinin sonucunu yaşıyoruz. Yoksa bugün ÖTV'yi 5-10 puan düşürün, pazar hemen 1 milyona çıkar. Ama önümüzdeki 2-3 yıl 1 milyonluk pazarlar beklemiyorum" diye konuştu.
Ali Haydar Bozkurt, hükümetin ekonomiyi soğutma tedbirleri aldığını anımsatarak, alınan önlemlerin kısa vadeli sonuçlar doğurduğunu, Türkiye'nin sadece ithalatı dizginleyen stratejilerden ziyade, ihracatı artıran stratejiler geliştirmesi gerektiğini anlattı.
Gelecek yıl haziran ayında seçimler olduğunu anımsatan Bozkurt, "Eskiden bizim ekonomimiz en ufak siyasi dalgalanmalarda çok kolay çalkantılara uğrardı, bir anda döviz yükselir, faiz değişirdi. Son 8-10 yıl da en büyük başarımız daha sakin olmayı öğrendik. Bir stabilize edilmiş disipline ulaştık. Birisi bir şey söylediğinde borsa yüzde 20 düşmüyor, döviz yüzde 10 fırlamıyor. Bunlar başarı bizim için daha olgunlaşmış bir ekonomiye gidiyoruz" ifadelerini kullandı.
Bozkurt, son dönemdeki döviz kurtlarındaki artışa da değinerek, "Döviz kurları bu aralar biraz yükseliyor. Ama çok panik yapılacak seviyelerde değil, ümit edelim ki bu seviyeleri koruyabilsin. Tabi daha aşağı gitmesini isteriz, daha aşağı gittikçe bizim bir çok anlamda ekonomimize katkısı olacaktır" dedi.
"Hibrit araçlara vergi teşviki bekliyoruz"
Ali Haydar Bozkurt, dünyada bütün ülkelerde hibrit teknolojisinin teşvik edildiğini bildirerek, hibritin yeni bir teknoloji olmasından dolayı geliştirme maliyetlerinin çok yüksek olduğunu söyledi.
Hibritin otomobil kullanıcıları tarafından benimsenmesi için dünyada ülkelerin hibrit teknolojileri sübvanse edecek çözümler geliştirdiğine işaret eden Bozkurt, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Vergi teşvikleri bunun en önemli yollarından biri. Dünyada ülkeler hibrit otomobilleri cazip hale getirecek güzel teşvikler veriyor. Türkiye olarak henüz bu konuda bir adım atmadık. Biz yıllardır söylemimizi paylaşıyoruz. İlgili bakanlıklar nezdinde de paylaşıyoruz. Konu o tarafta da çok doğru anlaşıldı, buna inanıyoruz. Bu konuda bazı pozitif ışıklar ve mesajlar var hükümet tarafında. 
Biz bununla ilgili artık yakın gelecekte hibrit ve benzeri teknolojilerin destekleneceğine inanıyoruz. Elektrikli otomobiller için destek yapıldı çok ciddi avantaj sağlandı. Bugün elektrikli otomobillerin ÖTV'si yüzde 3. Bu oranın yüzde 45'lerden yüzde 3'e çekilmesi ÖTV'nin ciddi bir destektir. Biz hibritin de benzer şekilde vergi indirimi ile desteklenmesi gerektiğin düşünüyoruz. Bunun sadece hibrit kullanıcısına ve çevreye katkısı olmayacak toplamda ekonomimize katkısı olacak."
Bozkurt, hibrit teknolojisinin gelecek 15-20 yıl daha gündemde olacağını belirterek, "Elektrikli otomobiller, altyapı, batarya menzillerinin kısıtlı olması gibi nedenlerle şu an için pratikte sorunu çözmüyor.  Hibritte içinde iki tane motor var, hem elektrikli motor hem benzinli motor aynı anda çalışıyor. Kendi kendini şarj ediyor, şarj ihtiyacı yok. Onun için bu teknoloji gelecek 15-20 yıla damgasını vuracak. Türkiye'nin de bu teknolojiyi desteklemekten geri kalmaması gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu.
Gelecek dönemde hibritte vergi ile ilgili teşvikler gündeme gelmesi durumunda hibrit araçların toplam satıştaki oranının yükseleceğini dile getiren Bozkurt, "Önümüzdeki 10 yılda Türkiye'de hibrit otomobil satışlarının payının toplam pazarın içinde yüzde 25'lerin altına düşmeyeceğini düşünüyorum. Yeter ki markalar müşterilerinin talep ettiği modelin hibrit versiyonu sunulabilsin" dedi.
Bozkurt, hibrit araçlara teşvik verildiği zaman satışlarının patlayacağı yönünde bir algı oluşmaması gerektiğine işaret ederek, "Bugün hibriti neredeyse yarı fiyatına satıyoruz desek bile, satacağımız araç tedarik edeceğimiz sayı kısıtlı olduğu için yılda bin taneyi geçmeyecektir. Hibrite teşvik verirsek korkunç bir hibrit patlaması olmaz. Çünkü tedarikle ilgili sıkıntı olacaktır. Hibritte elektrikli otomobiller gibi yüzde 3'lük bir ÖTV beklemiyorum. Hibrit otomobillerde yüzde 15-20'lerde bir ÖTV oranı sağlanırsa, o zaman mantıklı ve makul bir seviyede olur" ifadelerini kullandı.
Toyota'nın artık hibrit yolunda ilerlediğini belirten Bozkurt, Toyota'nın 2020 yılına kadar tüm modellerinin bir hibrit versiyonunu ürün gamına ekleme hedefi olduğunu belirtti. 
Bozkurt, Toyota'nın dünyada hibrit otomobil satışının 7 milyonu geçtiğini ifade ederek, dünyada her yıl bir milyondan fazla hibrit aracın satıldığını, bir kaç yıl içinde diğer markalarında hibrit çalışmaları gündeme geldiğinde bu rakamın daha da artacağını kaydetti.
Artan şehir içi kullanımda hibrit otomobillerin kullanıcılar için dizelden daha ekonomik konuma geleceğini belirten Bozkurt, "Hibritte şehir içi trafiğinde ağırlıklı olarak elektrikli motoru devrede olduğu için, yakıt tüketimi aşağıya iniyor ve dizele göre de avantajlı duruma geçiyor. Bugün insanlar otomobillerini ağırlıklı olarak şehir merkezlerinde kullanıyor. Bakıldığında otomobilleri daha çok şehir içinde kullanmaya başladık. Şehir içinde kullanım arttıkça hibrit gibi çözümler daha ön plana geliyor ve gelecektir" diye konuştu.
"Bazı modellerde müşterilerimize 1-1,5 ay bekleyin diyeceğiz"
Toyota Türkiye olarak bu yılı 34-35 binlik satışla kapatacaklarını belirten Bozkurt, "Aslında daha yukarıda kapatma şansımız var ama biraz tedarik sıkıntımız var. Özellikle bazı modellerde istediğimiz kadar tedarik sağlayamıyoruz. Bundan kaynaklı sebeplerle maksimum 35 bin adetleri falan görürüz diye düşünüyorum. Herhalde yılın son ayında bazı modellerde müşterilerimize 1-1,5 ay bekleyin diyeceğiz gibi görünüyor" ifadelerini kullandı.
Bozkurt, Bu yıl Corolla'nın başarını yaşadıklarını belirterek, Corolla'nın perakende satışlarda büyük bir başarı elde ettiğini, Türkiye'de filo satışları hariç en fazla satılan model olduğunu söyledi.
Corolla ile filo pazarında da satışlarını artırmayı hedeflediklerini bildiren bozkurt, "Bizim satışlarımızın içinde filonun payı yüzde 8'ler civarında idi. Corolla'nın devreye girmesi ile yüzde 24'lere çıktı. Şu anda önemli bir sıçrama yaptık. Tahmin ediyorum önümüzdeki yıl bu oran biraz daha yukarıya çıkar. Önümüzdeki yıl Corolla'nın filoda da perakende de satışlarımızı artırmada önemli rol oynayacağını düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.
-AA

İslami Cephe IŞİD ile çatışmama kararı aldı!!!


05 Ekim 2014 11:36 (Son güncelleme 05 Ekim 2014 11:45)
Suriye'deki en büyük muhalif grupların arasında yer alan İslami Cephe'nin, ABD öncülüğündeki koalisyon ve Esed güçlerinin saldırıları sebebiyle terör örgütü IŞİD ile çatışmama kararı aldığı bildirildi.
 
İSTANBUL
İslami Cephe Dış İlişkiler Sorumlusu Ebu Mustafa, IŞİD'in suriyeli muhalifler tarafından Esed yönetiminden "kurtarılan" bölgeleri fırsatçılık yaparak işgal ettiğini bu sebeple 25 Ağustos'ta "Nehravanu'ş Şam Operasyonu" adı altında IŞİD'e karşı saldırı başlattığını belirtti. 
Ebu Mustafa,  ABD öncülüğündeki koalisyon kuvvetlerinin ve Esed güçlerinin saldırılarının yoğunlaşması sebebiyle IŞİD ile savaş halinin devam ettiği ancak sıcak temasta bulunulmadığını bildirdi. 
İslami Cephe'ye ait mevzilerin ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri tarafından hedef alındığına dikkati çeken Ebu Mustafa ayrıca Halep kırsalında Esed güçleri ve Hizbullah militanlarının saldırılarının yoğunlaştığını, bu çatışmalar sebebiyle IŞİD ile savaşmama kararı alındığını sözlerine ekledi.
Ebu Mustafa, IŞİD ateşkesi kabul edinceye kadar taraflar arasındaki savaş durumunun düşük yoğunluklu olarak süreceğini ancak İslami Cephe'nin mevzilerini koruyup nöbet halinde "kurtarılmış toprakları" koruyacağını aktardı.
 İslami Cephe'ye bağlı Tevhid Tugayı Halep Basın Ofisi yetkilisi Ebu Firas el-Halebi de AA'ya yaptığı açıklamada, koalisyon güçlerinin, muhalif birlikleri ve sivilleri bombaladığına işaret etmiş ve şunları ifade etmişti:
"Çok sayıda sivil, koalisyon güçlerinin saldırılarında yaşamını yitirdi. Koalisyon güçleri, en büyük terörist olan rejim güçlerini vurmalıydı. 3-4 yıldan bu yana ülkede katliam yapan Esed güçlerinin milislerini bombalaması gerekirdi. Suriyelilerin kanı yıllardır akıyor ve koalisyon güçleri bu durum karşısında harekete geçmedi. Koalisyon güçleri sivil yerleşim yerleri ile altyapıyı hedef alıyor. Koalisyon güçleri IŞİD'in asıl hedeflerini vurmadı, örgütün karargahları bellidir."
 Suriye'de Esed yönetimine karşı savaşan Ahrar'uş Şam Hareketi, Ceyş'ul İslam (İslam Ordusu), Tevhid Tugayı, Sukur'uş Şam (Şam Kartalları) Tugayları, el-Hak Tugayları, Ensar'uş Şam, Kürt İslam Cephesi isimli grupların oluşturduğu İslami Cephe Hareketi Şam kırsalı, Humus ve Halep kırsalında etkinliğini sürdürüyor.
Muhabir: Ensar Fırat-http://www.aa.com.tr

Brezilya’da Seçmenler Sandık Başına Gidiyor

Brezilya’da Seçmenler Sandık Başına Gidiyor


Brezilya'da seçmenler, başkanlık ve milletvekili seçimlerinde oy atmak üzere pazar günü sandık başına gidiyor. Başkanlık seçimi iki turlu düzenlenecek.

Brezilya’da seçmenler, başkanlık ve milletvekili seçimlerinde oy atmak üzere pazar günü sandık başına gidiyor. Başkanlık seçimi iki turlu düzenlenecek.
İşçi Partisi’nden mevcut Devlet Başkanı Dilma Rousseff, eski Çevre Bakanı Marina Silva ve senatör Aecio Neves seçimin üç önemli adayı arasında.
Son anketler Dilma Rousseff’in ilk turu önde bitireceğini ortaya koyuyor. İkinci tura kalabilmek için Marina Silva ve Aecio Neves arasında büyük bir rekabetin yaşanması bekleniyor.

TSK, IŞİD'i resmen vurdu!

TSK, IŞİD'i resmen vurdu!


TSK, IŞİD'i resmen vurdu!


TSK, Türk tarafına atış yaptığı saptanan iki IŞİD aracı ile PYD'ye bağlı YPG güçlerinin bataryalarını 'Fırtına' toplarıyla vurdu.


Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Türk topraklarına düşen havan toplarına misliyle karşılık veriyor. Türk tarafına yapılan atışların nereden yapıldığı sınıra konuşlu AN-TPQ-26 radarlarıyla anında belirleniyor ve Fırtına toplarıyla vuruluyor. Bugüne kadar TSK tarafından IŞİD ve PYD’ye bağlı YPG’nin yaptığı atışlara Fırtına toplarıyla onlarca kez karşılık verildiği belirtildi.
RADARLAR BELİRLİYOR, 'FIRTINA' VURUYOR
Askeri kaynaklar Türkiye’ye, Suriye tarafından atış yapılan yerlerin koordinatlarının belirlenmesi için F-16’lara ihtiyaç olmadığını, sınıra konuşlandırılan AN-TPQ-36 radarlarıyla anında belirlendiği ve Fırtına obüsleriyle anında karşılık verildiğini bildirdiler.
TSK’nın Türkiye tarafına atış yaptığı saptanan iki IŞİD aracıyla, YPG’nin kullandığı bataryaların vurulduğu bilgisini de verdiler. Aynı kaynaklar TSK’nın açılan ateş ve atılan havanlara karşılık verirken herhangi bir ayrım yapılmadığını belirttiler.
ATILAN HAVANLAR TACİZ AMAÇLI
Türk topraklarına atılan havanların yanlışlıktan çok taciz amaçlı olduğunu belirten askeri kaynaklar, YPG tarafından atılan son üç havanın Türk tanklarının arasına düştüğünü, tank birliğinin yerinin değiştirildiğini ve karşılık verildiğini de kaydettiler
Ankara’ya gelen bilgiler arasında Kobani (Ayn El Arab) sokaklarında çok sayıda ceset bulunduğu ve IŞİD ile YPG güçleri arasında sokak çatışmalarının başladığı bilgisi de var.
SÜLEYMAN ŞAH'A MÜDAHALE
TSK’nin Süleyman Şah Saygı Karakolu’na bir saldırıda bulunulması olasılığına karşı müdahale planı da hazır. Sınırdaki Fırtına topları Süleyman Şah Karakolu’nun etrafındaki koordinatlara kilitli şekilde bekliyor. Ayrıca müdahale amaçlı olarak bir uçar birlik hazır tutuluyor
Bu birlik Skorsky helikopterleriyle Süleyman Şah Saygı Karakolu’na havadan birlik indirirken, Kobra helikopterleri de koruma yapacak şekilde planlanmış durumda. Öte yandan, Türk savaş uçaklarının bölgeye 3 ila 5 dakika içinde ulaşacağı da vurgulanıyor. Süleyman Şah Saygı Karakolu’yla sürekli iletişim halinde olduklarını belirtilen askeri kaynaklar, buradaki birliğin güvenlik altında olduğunu ve endişe duymadıklarını da belirtiyorlar.
(Milliyet),http://www.tgrthaber.com.tr

Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts