Friday, 10 October 2014

Gecekondudan Şampiyonluğa

Gecekondudan Şampiyonluğa

Olaylar Ve Gerçekler

Olaylar Ve Gerçekler
BUNLARIN ALAYI DÜNYA SİYONİZM'İNİN MAŞASIDIR
BUNLARA OY VEREN DİYARBAKIR BAŞTA OLMAK ÜZERE TÜM KÜRT KARDEŞLERİME ACIRIM
Kobani'de kimler kaldı?
Türkiye’de kaos ortamı oluşturacak provokasyonları tetikleyen HDP’nin eş başkanı Selahattin Demirtaş, dün basın açıklaması yaparken tüm Türkiye’yi kandırdığı ortaya çıktı.
Selahattin Demirtaş dün yaptığı basın açıklamasında "25 gündür evimizin içine bu tecavüz çetesi girmeye çalışıyor. Şu an Kobani'ye girip oradaki insanların kellesini kesme çağrıları yapıyor. Kürtlerin kadınları bize helaldir diye fetva çıkarıyor. 25 gündür halkımız bu tecavüz çetesine karşı direnmeye çalışıyor. Biz kendi hükümetimizden, vatandaşı olduğumuz ülkeden bu katliama da sessiz kalmayalım diye çağrı yapıyoruz. Halkımız Suruç sınırında IŞİD'e karşı protesto yapıyor. Fakat IŞİD'e karşı sert bir eleştiri yapmayanlar halkımızı geri püskürtüyor. İşte bunlar kırılma yaratıyor. Başbakan ile görüşme yaptık. Bu süreçleri dilimiz döndüğünce anlatmayı çalıştık, halktaki kırılmayı, öfkenin giderek büyüdüğünü anlatmaya çalıştık. Sayın Başbakan'a Kürtlerin devleti yok mu diye bu kadar sahipsizler dedik. Sayın Başbakan Davutoğlu da 'Hayır Kürtlerin devleti var, biziz' dediler. O halde destek olun dedik" demiş ve Kobani'de sadece sivil insanların olduğunu iddia etmişti.
Fakat, Demirtaş büyük bir yalanla girdikleri kanlı ve ihanet operasyonunu açık ediyordu. IŞİD, Kobani'ye girmeye başladığı anda Kobani halkı Türkiye göç etmişti. Bugün Cumhurbaşkanı'nın açıkladığı rakamlarla birlikte Türkiye'nin 200 bine yakın Kürt'e kapısını açtığı belirlendi.
KOBANİ'DE ŞUAN KİMLER VAR?
Nüfusun büyük çoğunluğunun Türkiye'ye göç etmesiyle birlikte, Kobani'de kimlerin kaldığı merak konusu oldu. İddialara göre Kobani'de sivil unsurların neredeyse tamamının göç ettiği ve kalanların ise PYD ve PKK militanlarının olduğu belirtiliyor.
KOBANİ'Nİ NÜFUSUNUN 4 KATINA TÜRKİYE KAPILARINI AÇTI
Dikkat çeken detaylardan biri de Kobani'nin gerçek nüfusu 55 bin civarında olduğuydu. Suruç'a Kobani sınırından alınan mülteci sayısı ise Erdoğan'ın açıkladığı son rakamlarla birlikte 200 bin civarında.
 ALİ KAYA -Takvim

HDP’NİN SOKAĞA ÇIKIŞI YANLIŞTIR

HDP’NİN SOKAĞA ÇIKIŞI YANLIŞTIR
(..) Kürtlerin siyasetlerini demokrasi ikliminde yürütebilecekleri özgür bir zemin Türkiye’de var.
O imkân bölgede Kürtlerin yaşadığı hiçbir ülkede Türkiye’dekinin kıdemine ve kalitesine yaklaşmamıştır bile.
Ama buna rağmen Kürt siyasi hareketinin örgütü HDP şiddet dönemini temelli sonlandırma umudu yaratan Çözüm Süreci’ni havaya uçurmaktan kaçınmadı.
HDP, Çözüm Sürecine ölümcül zarar verebileceğini bile bile sokağa çağrı yaptı.
Bu kadar kısa zamanda (..) onlarca kentte isyan manzaralarının oluşması, PKK’nın şehirlerde de terör şantajı yapmaya hazırlıklı olduğunu gösteriyor.
Cumhurbaşkanı’nın tepkisi yersiz değildir.
(..) “Hem tezkereye karşı çıkıyor hem de Kobani’yi çözüm sürecinin şantajı haline getirmeye çalışıyorlar” dedi. (..)
Güngör Mengi/ VATAN
Akit Arşiv Sayfasından
http://06cedmuho.blogspot.com.tr

BAŞARDINIZ..AFERİN!

BAŞARDINIZ..AFERİN!
Bravo size... Okul kundaklayarak, bayrak yakarak, Atatürk büstü parçalayarak, sokakları ateşe vererek, benzin istasyonu patlatarak, ölerek ve öldürerek (..) çok güzel mesajlar veriyorsunuz. “Barış”a niyetiniz olmadığı, çözüm sürecinden ruh gibi tırstığınız bir kez daha teyit edildi.
Önceki sınavlardan çakmıştınız... (..) IŞİD sınavından da çaktınız. Dağ bayır dolaşıp “Sakın silah bırakmayın” diyen fırsatçıları, Pensilvanya icazetli profesörleri, iç savaş çıksın diye hacet namazına duran sahte liberalleri, aklı Gezi’de kalmış kart devrimcileri sevindirdiniz... (..)
Ahmet Kekeç / STAR

HDP’DE AKIL TUTULMASI

HDP’DE AKIL TUTULMASI
Türkiye üzerine düşeni yapıyor. Türkiye kendisine yakışanı yapıyor. “Zor durumdakini... Yangından kaçanı” bağrına basıyor. “Durum” buyken... Türkiye’nin sergilediği fedakârlık gözler önündeyken...
Bu kargaşa... Bu fırtına... Bu taşlı sopalı saldırma neden? (..) Mehmet Mehdi Eker “Gerçekten de Türkiye üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor” dedi. Ve... (..) devam etti:
IŞİD’le mücadele için Meclis’ten tezkere geçiyor... Tezkereye karşı çıkıyorlar. Sonra da... IŞİD’le neden mücadele edilmediğini soruyorlar.
Tam bir akıl tutulması.
Stratejileri şu... Sınır güvenliğini ortadan kaldırmak... Huzuru bozmak... Kaotik bir alan oluşturmak.
Yavuz Donat / SABAH

Thursday, 9 October 2014

Üniversiteli İşçiler

21 Şubat 2014 Cuma

Üniversiteli İşçiler

Abdullah Damar

Üniversiteli İşçiler

657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 4.maddesinde kamuda varolan istihdam şekilleri yer almaktadır. Bu maddeye göre;

“Kamu hizmetleri; memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürülür.
A) Memur:
Mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın, Devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler, bu Kanunun uygulanmasında memur sayılır. Yukarıdaki tanımlananlar dışındaki kurumlarda genel politika tespiti, araştırma, planlama, programlama, yönetim ve denetim gibi işlerde görevli ve yetkili olanlar da memur sayılır.
B) Sözleşmeli personel:
Kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan, zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde, Bakanlar Kurulunca belirlenen esas ve usuller çerçevesinde kurumun teklifi ve Devlet Personel Başkanlığının görüşü üzerine Maliye Bakanlığınca vizelenen pozisyonlarda, mali yılla sınırlı olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileridir." şeklinde değiştirilmiştir.
C) Geçici personel:
Bir yıldan az süreli veya mevsimlik hizmet olduğuna Devlet Personel Dairesinin ve Maliye Bakanlığının görüşlerine dayanılarak Bakanlar Kurulunca karar verilen görevlerde ve belirtilen ücret ve adet sınırları içinde sözleşme ile çalıştırılan ve işçi sayılmayan kimselerdir.
D) İşçiler:
(A), (B) ve (C) fıkralarında belirtilenler dışında kalan ve ilgili mevzuatı gereğince tahsis edilen sürekli işçi kadrolarında belirsiz süreli iş sözleşmeleriyle çalıştırılan sürekli işçiler ile mevsimlik veya kampanya işlerinde ya da orman yangınıyla mücadele hizmetlerinde ilgili mevzuatına göre geçici iş pozisyonlarında altı aydan az olmak üzere belirli süreli iş sözleşmeleriyle çalıştırılan geçici işçilerdir.”
Bu istihdam şekillerinin dışında; Genel bütçeye dahil dairelerle, katma bütçeli idareler ve bunlara bağlı kuruluşlar, İl Özel İdareleri ve belediyeler, kalkınma ajansları, iktisadi müesseseler, iktisadi devlet teşekkülleri, kamu iktisadi kuruluşları ve bunların müesseseleri, bağlı ortaklıkları ve iştirakleri, kamu kurumu niteliğinde özel kanunlarla veya bunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan kamu kuruluşları, bölgesel kuruluşlar ve Bakanlık ilgili kurum ve kuruluşlarda, iş kanununa tabi değişik isim ve pozisyonlar altında kamu işçisi olarak çalışan, kamu görevlileri de bulunmaktadır.
2007 yılında Hükümetin çıkardığı kanunla kamuda çalışan ve en az 6 aylık sigortalı geçmişi olanlar daimi işçi statüsüne veya 657 Sayılı DMK’nın 4.maddesinin B fıkrasında düzenlenen sözleşmeli personel statüsüne geçti. 5620 sayılı kanun ile isteyerek-istemeyerek ya da bilerek-
bilmeyerek aynı okuldan mezun olan aynı unvan ve meslekteki kişilerin bir kısmı sözleşmeli personel statüsünde bir kısmı da işçi statüsünde değerlendirildi. Kanun çıktığından beri, bu gruplar arasında 5 senede maaş yönünden ciddi boyutta fark yaşanmış ve büyük miktarda maddi ve manevi kayıplar söz konusu olmuştur. Sözleşmeli statüsünde değerlendirilenler unvanlarını kullanmakta ve çalıştıkları yerlerde şef, müdür, müdür yardımcısı gibi makamlarda bulunmaktadırlar. Buna karşın işçi statüsünde değerlendirilenler ise terfi ve görevde yükselme gibi özlük haklarından faydalanamamaktadırlar.
Üniversiteli işçiler, üniversite mezunu olmalarına rağmen işçi statüsünde olduklarından dolayı kurumlar onları istediği yerde ve pozisyonda işçi olarak çalıştırmakta, bununla birlikte sözleşmeli personeller ise meslek ve unvanının gereği olan müdürlüklerde ve pozisyonlarda çalışmaktadırlar.
Üniversite mezunu işçiler; tayin, nakil, geçici görev gibi özlük haklarından faydalanamadığı gibi, meslekleri ile ilgili toplantılara, seminerlere, eğitimlere yalnızca işçi olduklarından dolayı katılamamaktadır. Bu tip organizasyonlara katılma talepleri, memur olmamaları nedeniyle, kurumları tarafından reddedilmektedir.
Üniversite mezunu işçiler arasında, başka bir kuruma tayin ve atama durumu olmadığından anne ve babalarından, eşlerinden ve çocuklarından ayrı yaşayanlar bulunmaktadır.
Gereken düzenlemeler bir an önce yapılarak, aynı işi yapan kamu görevlileri arasındaki eşitsizliklerin ortadan kaldırılması, üniversite mezunu işçilerin hak ettikleri memur kadrosuna geçirilmeleri yaşanmakta olan önemli bir mağduriyeti gidermesinin yanında, çalışma barışının sağlanması açısından da olumlu bir gelişme olacaktır.

KAYNAK: http://06cedmuho.blogspot.com.tr/2014/02/universiteli-isciler.html

S.L. and The Paranormal Hour

S.L. and The Paranormal Hour 


Wednesday, 8 October 2014

Sincan-Kayaş banliyö tren hattıda gece alemi

Sincan-Kayaş banliyö tren hattıda gece alemi

Sincan-Kayaş banliyö tren hattıda gece alemi : Sincan-Kayaş banliyö tren hattı, rayların üzerine bırakılan atıklar, gece saatlerinde yapılan alkol ve uyuşturucu alemleri nedeniyle çöplüğe döndü. Hat çevresinde yaşayan vatandaşlar, rayların temizlenmesini ve tren yoluna girişlerin engellenmesini istedi.
Geçtiğimiz yıllarda tüm istasyonları metro standartlarına yükseltmek amacıyla çalışmaların yapıldığı, alt ve üst geçitlerin inşa edildiği ve ilave rayların eklendiği Sincan–Kayaş banliyö tren hattındaki raylar, alkol ve uyuşturucu kullanıcıları tarafından mesken edinildi. Hat üzerinde bulunan Cebeci ve Kurtuluş İstasyonları çevresinde ikamet eden vatandaşların iddiasına göre, gece kontrolsüz kalan raylarda, alkol ve uyuşturucu madde kullanılıyor. Demiryolu hattındaki istasyon bölgelerinin çöp dolu olduğunu belirten Başkentliler, raylara girişi engelleyen çitlerde de uzun süredir deliklerin bulunduğunu söyledi.
BAĞIMLILARIN MESKENİ
Banliyö hattının gece saatlerinde alkol ve uyuşturucu bağımlılarına kaldığını belirten çevre sakinleri şunları söyledi:
“Özellikle geceleri rayların çevresinde yürümekten dahi korkuyoruz. Ev halkından biri geç saatlerde gelecekse birkaç kişi yola çıkıp, daha işlek bir yerden onu karşılayıp, kalabalık bir grup halinde geri dönüyoruz. Her gece yapılan alemlerden kalan alkol şişeleri rayların üzerine bırakılıyor. Türkiye’nin başkentinde böyle bir manzara ile karşılaşmak hiç hoş değil.”
RAYLAR ÇÖPE TESLİM
Şarap ve bira şişelerinin etrafa saçıldığı rayların, atılan pet şişe, gazete, plastik kova, tren bileti, alışveriş poşetleri ve elbiseler nedeniyle çöplüğe döndüğünü belirten yolcular, rayların arasına girmiş cam şişelerin trenler için tehlike yaratmasından korktuklarını dile getirdi. Treni hergün kullandığını belirten bir yolcu, hat üzerinde gerekli denetimlerin yapılmasını ve rayların temizlenmesini istedi.
Tren rayinda gece alemi1 Sincan Kayaş banliyö tren hattıda gece alemi Sincan Kayaş banliyö tren hattıda gece alemi Sincan Kayaş banliyö tren hattı Sincan Kayaş banliyö tren ray Kurtuluş banliyö tren İstasyonu demiryolu hattı Cebeci banliyö tren İstasyonu Banliyö Hattı









ÇİTLER KESİLDİ ONARAN OLMADI
Kurtuluş ve Cebeci İstasyonları arasındaki rayların güvenliğini sağlayan çitlerin farklı noktalarda kesildiğini belirten semt sakinleri, “Alkol ve uyuşturucu madde kullanan kişiler bu delikleri kullanarak içeri giriyor. Teller uzun süredir delik ama bölgede hiçbir onarım çalışması yapılmadı” dedi.
Tren rayinda gece alemi Sincan Kayaş banliyö tren hattıda gece alemi Sincan Kayaş banliyö tren hattıda gece alemi Sincan Kayaş banliyö tren hattı Sincan Kayaş banliyö tren ray Kurtuluş banliyö tren İstasyonu demiryolu hattı Cebeci banliyö tren İstasyonu Banliyö Hattı

http://www.rayhaber.com

Işık olmadığı zaman da şebekeyi besleyebilecek güneş paneli geliştirildi

Işık olmadığı zaman da şebekeyi besleyebilecek güneş paneli geliştirildi

güneş panelleri 82333
Geliştirilen yeni bir teknoloji sayesinde, güneşten enerji sağlamak çok daha ucuz ve güvenilir hale gelecek.
Güneşten elektrik elde etmek gün geçtikçe daha da ucuz ve çevreci bir hal alıyor, ancak halen çözülmesi gereken önemli bir sorun var. Güneş battıktan sonra üretim yapılamadığı için, şebekeye gece sağlanacak enerjinin gündüz saatlerinden depolanması gerekiyor. Bu da güneş enerjisi santrallerine batarya üniteleri kurulmasını gerektiriyor.
Bu türden bir depolama santrali kurmak hiç ucuz bir çözüm değil. Halen bir kaç ülkede benzer tesisler deneme aşamasındalar ve kuruluş maliyetleri çok yüksek. Ohio Devlet Üniversitesi’nde çalışan uzmanlar tarafından geliştirilen yeni bir tür güneş paneli, bu sorunları kökünden çözmeye aday. Bu yeni güneş paneli aynı zamanda bir batarya olarak çalışıyor.
Bu yeni tasarım üç katmanlı bir yapıya sahip, en üstte demir oksit temelli bir güneş paneli var. Bu tür güneş panelleri silikon kökenli olanlar kadar verimli olmasalar da, son derece ucuz ve dayanıklılar. En alt katmanda lityum-metal anot bulunuyor. Ortada ise oksijen/hava elektrodu var. Bu katmanlar bir elektrolit tabakasıyla birbirlerine bağlanıyorlar.
güneş paneli mikroskop 23823898903

Yeni güneş panelinin mikroskop altındaki görüntüsü
Bu yapıda güneş panele vurduğu zaman üretilen elektrik doğrudan panelin kendi içinde depolanıyor. Üretilen akım lityum katmana depolanıyor. Daha sonra bataryadan elektrik çekildikçe havadan oksijen alınarak lityum katmanda lityum peroksit ve elektrik üretilmiş oluyor. Yeniden şarj edilmeye başlandığında ise oksijen tekrar atmosfere geri salınıyor ve lityum peroksit yeniden lityuma dönüşüyor. Yani bir anlamda bataryanın nefes alıp verdiği söylenebilir.
Bu yeni paneli tasarlayan Yiying Wu ve ekibi, yaptıkları tasarımın üretilmeye neredeyse hazır olduğunu ifade ediyorlar. Halen bu teknolojinin patentini almak için çalışmalar yapıyorlar, sonrasında ise bir üretici ile anlaşacaklar. Bu yeni panellerin güneş enerjisinden elektrik üretiminin maliyetini hayli düşürmesi bekleniyor. Işık olmadığı zaman da şebekeyi besleyebilecek yapıda olmaları, tüketiciler için ciddi bir tercih sebebi olacaktır.

Avrupa Birliğinde geçerliliği olan yenilenebilir enerji teknisyeni yetiştirilecek

Avrupa Birliğinde geçerliliği olan yenilenebilir enerji teknisyeni yetiştirilecek

rüzgar türbin teknisyen 983287323
Türkiye, Portekiz, Fransa ve İtalya ortaklığında, AB’nin Leonardo Da Vinci hibe programı tarafından fonlanan yenilenebilir enerji konusunda teknisyen yetiştirme programı Karabük Üniversitesinde start alacak.
Proje sorumlusu ve içerik belirleme uzmanı Selman Çağman, eğitimde kullanılacak modüllerin Fransız yenilenebilir enerji uzmanları Mickael Schweres ve Jay Hudnall tarafından geliştirildiğini ve kendisi tarafından Fransızcadan çevrildiğini söyledi.
Eğitim sonunda verilecek sertifikanın Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi’ne (EQF) uygun, ulusal mesleki yeterlilik sistemine kayıtlı ve tanınan bir belge olduğunu belirten Çağman, programın yeşil bina, biyo-kaynaklı materyaller, enerjetik dönüşüm, rüzgar türbin atölyesi konularını içereceğini aktardı.
Çağman, “Kaynakların hızlı tüketimi ve enerji gereksinimi gelecek nesillere ne gibi sonuçlar doğurur?” sorusundan yola çıktıklarını ve 240 bin avro bütçesi olan projenin, AB’ye üye ve aday ülkelerde mesleki eğitime yönelik politikaları geliştirmeyi hedeflediğini kaydetti. Eğitime katılan 27 kişiye AB’de geçerliliği olan yenilenebilir enerji teknisyenliği sertifikası verilecek ve katılımcılar “Elektrik Mühendisliği”, “Rüzgar Türbin Teknisyenliği” ve “Termal Enerji Teknisyenliği” alanlarında uzmanlaşacak.

Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts