Tuesday, 11 November 2014

Bu buluşlar yatırımcı arıyor



Bu buluşlar yatırımcı arıyor


İnsansız alışveriş robotundan, Türkiye’de üretilen kalp piline kadar, bir damla kan ile, insan vücudundaki 25 kanser türünü tespit eden 'Portatif Biyosensör’e kadar insan hayatını kolaylaştıracak 450 yeni buluş İstanbul’daki fuarda sergilenecek.

13-16 Kasım tarihlerinde, İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek "Türkiye, Yenilikçi Projeler ve Buluşlar Fuarı"nda 200’e yakın KOBİ , 40 Üniversite ve genç girişimcilerin, Türk Patent Enstitüsü (TPE), TÜBİTAK ve İstanbul Kalkınma Ajansı onaylı 450 yeni buluşları, üretilmelerine katkı sağlamak amacıyla yatırımcılar için görücüye çıkaracak.
Fuarda savunma sanayii, tıp, bilişim teknolojisi, gıda sektörüyle ergonomik mutfak eşyalarına kadar çok farklı alanlarda patenti alınmış, kullanışlı ve şaşırtıcı icatlar sergilenecek.
İnovasyon Türkiye  fuarının organizatörü Aktif Fuarcılık Genel Müdürü Mustafa İsmail Çetin, geçtiğimiz yıla oranla bu yıl yurtiçi  ve yurtdışından ilginin çok yoğun olduğunu , “Türkiye’de, firma ve kuruluşların kendi Ar-Ge veya Teknopark, Tekmer  gibi teknolojimerkezlerinde büyük emeklerle araştırılmış, geliştirilmiş ürünlerin çok azı maalesef yatırıma dönüşüyor, Türkiye İnovasyon Fuarı bu alanda büyük bir boşluğu dolduruyor, ilk iki yılda bu fuar sayesinde 255 buluş yatırımcıyla yeni anlaşmalar imzalarken, 71 farklı buluş da üretime geçti” bilgisini verdi.
Gelişmiş ülkelerde inovasyon fuarlarının devletin büyük destekleri ile yıllardır yapıldığına dikkat çeken Çetin, ülkemizde üçüncü kez kez düzenlenecek fuarın, bu yıl Almanya’da 68.sının yapılacağını vurguladı. Çetin, geçen yılki fuarı şirket sahibi ve CEO’su gibi 12 bin 826 profesyonelin ziyaret ettiğini kaydetti.
Fuarda Öne Çıkan Projelerden bazıları ;
1. Futbol oynayan robotlar
2. Akıllı Alışveriş Makinası
3. Pişik Yapmayan Bebek Bezi
4. Yüzde 100 Doğal Gazla Çalışan yerli araçlar (Tır, Kamyon, Otobüs, Taxi)
5. Termal çadır –Termal elbise
6. Yapay Zeka Tabanlı Enerji Verimliliği Otomasyonu
7. Gofret arası çiğköfte
8. Baklagil Unları ile Makarna Üretimi
9. 360 derece Dönebilen Kabinli Forklift
10. X Işını Tabanlı Bagaj Denetleme Sistemi
11.  Evde kullanılan eşyalara göre enerji veren akıllı Aletrik (Enerji Tasarruf Cihazı)
12. Otomatik Kar Zinciri
13. Kendi Kendini Isıtan Masa
14. Akıllı Baret
15. Akıllı ev ve havuz temizleyen robot
16. Bayanları gençleştiren toka
17. Akıllı Ocak
18. Kendi Enerjisini üreten Elektromekanik Şemsiye
19. Akıllı ısıtıcı kumaş
20. Yüksek voltajda enerji üreten Kanatsız Buhar Türbini
21. Tam otomatik akıllı atık toplama otomatı
22. Uyku düzenini ölçen raporlayan yatak
23. Dizel Motorlu Toplu Taşıma Araçlarının Egzoz Filtrelerini Temizleyen Yeni Bir Sistem

Bu buluşlar yatırımcı arıyor

Monday, 10 November 2014

Otomatik Tren İşletimi ile20 kilometrelik metroda yıllık 1 milyon 500 Euro tasarruf


20 kilometrelik metroda yillik 1 milyon 500 Euro tasarruf





Otomatik Tren İşletimi ile 20 kilometrelik metroda yıllık 1 milyon 500 Euro tasarruf  :İstanbul’da bulunan metro hatları arasında Otomatik Tren İşletimi (ATO) kapsamında uygulanacak ekonomik sürüş metodu ile normal sürüşe göre yüzde 14’e varan tasarruf sağlanabileceği bildirildi. Bu yeni sistemin, şehir içi yolculuklarda giderek daha da önem kazanan metrolarda ciddi tasarruf sağlayacağını belirten İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Raylı Sistemler Mühendisliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Turan Söylemez, “Bu uygulamanın Türkiye’de diğer şehirlerde de yaygınlaştırılması yolunda çalışmalara başlandı. Uygulama sayesinde tam kapasite çalışan yaklaşık 20 kilometrelik bir metro hattında, cer enerjisinden yılda 1 milyon 500 bin Euro’luk tasarruf sağlanabilecek” dedi.
Yöntemin gerçek sistemde uygulanmasına ilişkin saha ölçümlerinin olumlu sonuçlar verdiğini kaydeden Prof. Dr. Söylemez, lokomotif veya vagon sayısının değiştirilmediği halde mevcut sonuçlara göre yüzde 10 oranında tasarruf sağlandığını ve karbondioksit oranın da aynı ölçüde azaldığına dikkati çekti. Söylemez, tasarruf oranının yüzde 14’lere kadar ulaşabildiğini de ifade etti.
-“Ömür Döngü Maliyeti”-
Enerji tüketiminin azaltılması ve tasarruf sağlanması yolundaki çalışmaların sadece bununla sınırlı olmadığını ifade eden Prof. Dr. Söylemez, özellikle bugünlerde idarelerdeki araç alımlarında “Ömür Döngü Maliyeti” kapsamında satın alınacak araçların, enerji tüketim maliyetlerinin de ihale karar sürecine dahil edilmesine yönelik çalışmaların önemine değindi.
Prof. Dr. Mehmet Turan Söylemez, şöyle devam etti:
“Yaptığımız analizlerde metro tipi işletme gerçekleştirilen raylı sistem hatlarında, araç ağırlığındaki her yüzde 10 artışın enerji tüketimini yüzde 7 ila 8 oranında arttığını tespit etmiş durumdayız. Dolayısıyla ilk satın alma maliyeti daha düşük olan ancak 7-8 ton daha ağır olan bir araç, düşünüldüğü gibi daha ucuza mal olmayabilir. Bu nedenle alınan aracın kullanılacak olan hat üzerinde kilometre başına düşen enerji tüketiminin teklif sürecinde belirtilmesi gerekiyor. Ayrıca belirtilen oranın sağlanamaması durumunda cezai bir yaptırıma bağlanması, çevreye duyarlı araçların üretimini ve kullanımını sağlayacaktır.”
Prof. Dr. Mehmet Turan Söylemez, İTÜ’de yürütülen bir doktora çalışması kapsamında, metroların kuruluş aşamasından başlayarak enerji tüketimi açısından en iyi şekilde belirlenmesini sağlamaya yönelik araştırmalar yapıldığını bildirdi.
20 kilometrelik metroda yillik 1 milyon 500 Euro tasarruf 90 turkiye rayli sistem turleri sehirici rayli sistemler metro 0 manset istanbul metrosu genel 90 34 istanbul  Otomatik Tren İşletimi ile20 kilometrelik metroda yıllık 1 milyon 500 Euro tasarruf  vagon Otomatik Tren İşletimi lokomotif İTÜ Raylı Sistemler Mühendisliği İstanbulun metro hatları İstanbulda bulunan metro hatları İstanbul Teknik Üniversitesi

Alerjinizden Mayıs Papatyası ile Kurtulun




Kent Gazetesi(Adana): Alerjinizden Mayıs Papatyası ile Kurtulun
http://bit.ly/1tSF4JY
Dr. Ömer Coşkun, alerjik hastalıkları bulunan vatandaşların mayıs papatyası ile bu hastalıklarından kalıcı olarak kurtulabileceğini söyledi.
Alerjinin toplumda sık görülen bir hastalık olduğunu ve insanların yaklaşık yüzde 10'unda alerjinin bir veya birkaç çeşidinin görüldüğünü kaydeden Dr. Coşkun, “Alerjik reaksiyonlar hapşırıktan tutun göz sulanmasına kadar göz yanmasından tutun mikrop birikimine kadar dikkate alınması gereken unsurdur. Kimisi polene alerjisi oluyor, göz alerjisi olabiliyor. Bedende hangi alerji türü varsa buna karşı tavsiyem mayıs papatyasıdır.” diye konuştu.
Dr. Ömer Coşkun, mayıs papatyasının Türkiye’de yetişen en önemli endemik bitkilerinden bir tanesi olduğunu ve bu bitkinin alerjide çok başarılı sonuçlar ortaya çıkardığını belirtti. Papatyanın şifalı etkilerinden yararlanabilmek için mutlaka doğru türünü seçmenin gerektiğine dikkat çeken Dr. Coşkun, “Ülkemizde 700 çeşit papatya vardır ve şifalı etkisi olan mayıs papatyası dediğimiz türüdür. Günde 2 defa sabah akşam bir tatlı kaşığı ölçüsünde aç veya tok karnına mayıs papatyası çayı içildikten sonra en az 21 gün içerisinde etkisini hissedersiniz. Bu çayı kür halinde devam edildiği takdirde siz alerjiden kalıcı olarak kurtulabilirsiniz.” ifadelerini kullandı.

FACEBOOK- (İHA)

DAİŞ Mİ DEAŞ MI? YOKSA BAŞIBOŞLUK MU?


          Aslında ikisi de aynı şey. Ama tek fark deaş da arapça daki elif harfi yok. benim kanatim ise doğru söylenişi budur. Çünkü ister ISIS ister IŞİD isterse İŞİD deyin doğrusu DEAŞ dır. neden?  Çünkü bu örgütün İSLAM İLE İLGİSİ YOKTUR. Deaş da nerden çıktı ? diyen dünyadan bihaber lere sesleniyorum daha önce kobani mi vardı? Aslında 4 - 5 yıldır faaliyet göstermekte ve sanki özel harekatçı yetiştirir gibi küçük ama özenli adımlarala ilerleyerek haziran 2013 e geldiler. Evet terör örgütü, evet katiller, evet İSLAMIN ADINI KİRLETİYORLAR, evet ayrılıkçılar ama ORTADOĞUDA YERLİ İMALAT DEĞİLLER. Arabistan da, ırak ta ve suriye de ve diğer harici idarecilerin yönettiği devlettcikler de bu İSLAM VE MÜSLÜMAN DİŞMANLARINA YARDIM VE YATAKLIK TAN TARİH VE İSLAM MEDENİYETİ TARİHİ ŞAHSİYETLER KARŞISINDA HAKSIZ VE SUÇ İŞLEMEKEDİRLER. Esasen kabahat biz müslümanlarda çünkü zamanında CEMEL vb. bazı olaylar bizim aramızda derin uçurumlar meydana getirdi. Bunun tek çözümü var müslüman toplumu olarak birarada olup dayanışma ile aramıza nifak tohumları serpecek hiçbir söylem ve eyleme pirim vermemek ve devletlerimizi birbirleriyle işbiriliği yapmaya zorlamak. Bizde bir laf vardır "kol kırılır yen içinde kalır " diye işte bizlerin arasına nifak tohumları ekmek isteyen harici ve dahili bedbahtlara karşı birlik ve bereberlikle yek vücud olduğumuz zaman onlar bizleri ezmeye kalkışamaz bile.  


Sunday, 9 November 2014

KUBBET-ÜS-SAHRA MI MESCİD- AKSAMI?


KUBBET-ÜS-SAHRA MI MESCİD- AKSAMI?

Günümüzde birçok kişi tarafından Mescid-i Aksa olduğu sanılan yapı ise, aslında gerçek Mescid-i Aksa'nın hemen yakınında yer alan Kubbet-üs Sahra'dır.
-Mescid-i Aksa: Aksa kelimesi "en uzak" anlamındadır. Mescid-i Aksa da Mekke'ye olan uzaklığından dolayı böyle adlandırılmıştır. Yani, "en uzak mescid" demektir.
Harem-i Şerif yapılarının içerisinde Hz. Süleyman mabedinden kalan batı duvarına bitişik olan dörtgen şeklindeki bu cami, M.S. 638 yılında Hz. Ömer (r.a) döneminde Kudüs fethedildikten sonra inşa edilmiştir.
Mescid-i Aksa daha sonra Emevi halifelerinden Abdülmelik bin Mervan zamanında genişletilmiştir.
-Kubbet-üs Sahra: Bugün pek çok kimse tarafından Mescid-i Aksa zannedilen üstü altın kaplı, sekiz köşeli yer aslında Kubbet-üs Sahra adlı yapıdır.
Bir dönem Kubbet-üs Sahra'yı ele geçiren Haçlılar, burayı kiliseye çevirmişlerdir.
Daha sonra Selahaddin Eyyubi, Kudüs'ü fethettikten sonra burayı kilise olmaktan çıkararak, cami olarak ziyarete açmıştır.
Bugünkü görünümüne ise Osmanlı padişahları tarafından birçok kez yapılan tamirat ve eklemelerle kavuşturulmuştur.
Ayrıca Kudüs'te Hz. Ömer Camii ismiyle bilinen bir mescit vardır ve Kubbet-üs Sahra da genellikle bu mescid ile karıştırılır.
Oysaki bu mescit, Harem-i Şerif'in dışında, 500 metre daha batıda yer almaktadır.

sahipsiz değisiniz

sahipsiz değisiniz

TÜRKMENİSTAN YOLUNDA KAPILARDA 10-15 GÜN BEKLEYEN, 4.000 km YOLU 20 GÜNDE KATEDEN ARAÇLAR SAATTE ORTALAMA 8 km HIZ YAPMIŞ OLUYOR... (Bu bisikletten bile yavaş...)
Başbakan'ın ifadesiyle... "Ürünlerimizin dış pazarlara hızlı ve etkin ulaşmasını sağlayacağız"...
EKONOMİYİ TAŞIYAN SEKTÖRÜMÜZE ZAMAN KAYBETTİREN TÜM ENGELLERE KARŞI MÜCADELE EDİLECEK...

Saturday, 8 November 2014

Ulan : Öküzün önde gideni...



Ulan :
Öküzün önde gideni...
Hadi bana KÜFÜR ediyorsun...
Annemi neden karıştırıyorsun...
İkide bir DENİZ FENERİ DOSYASINDAN bahset diyor...
Anlatsam sanki anlıyacak MAL...
Ergenekon davasında tutuklamalar başlamış,Türkiye binlerce Faili meçhul işleyen KARANLIK BİR YAPIYLA hesaplaşmaya başlamıştı...
Bütün Türkiye bu davaya KİLİTLENMİŞKEN...
Almanya alel acele CHP Genelbaşkanı Deniz Baykal'ın eline bir dosya tutuşturdu,kameraların önüne çıkardı : DENİZ FENERİ...
Türkiye'de ki Deniz Feneriyle sadece isim benzerliği vardı...
Alamanya o kadar acele etmişti ki Recep Tayyip Erdoğanın bile ismini yanlışlıkla içine koymuştu...
Türkiye'deki Alman ortaklı medya günlerce yayın yaptı...
İnsanların en hassas olduğu konu YOLSUZLUK-HIRSIZLIK...
Peki Almanya neden böyle bir şeye kalkıştı...
İşte KİLİT soru bu :
Çünkü Necip Hablemit Oğlu Türkiye'de ki Alman Vakıflarının PKK ve DHKP-C dahil,Bütün yasadışı örgütleri FİNANSE ettiğini yazmış Her tezgahın altında bunların olduğunu araştırıp bulmuş ve Mahkemeye çıkmasına günler kala ERGENEKON örgütü tarafından öldürülmüştü...
Deniz Fneneri Davası : Ergenekon örgütünü KAMOYUNUN gündeminden düşürmek,Ve ERGENEKON DAVASININ arkasında dik duran RECEP TAYYİP ERDOĞANI sindirmek,Ergenekon davasına karşı ortaya atılmış bir davaydı...
Hiç mi uyanmıyorsunuz...
Her kirli tezgahın altında Almanlar var...
Gezide ALMAN YEŞİLLER PARTİSİ MİLLETVEKİLLERİ en öndeydiler...
Taksimin ortasında soyunan kadın ALMAN'dı ???
Kobani bahanesiyle sokakları organize eden,HDP'lilerle beraber güneydoğuyu karış karış gezen Alman yeşiller partisi milletvekili claudia roth,Alman gazetecileri???
Bizim gazeteler,Televizyonlar çok namusluysa :
Almanyada ki Deniz Feneri derneğinin halktan topladığı paradan çalması mı büyük HIRSIZLIK?
Yoksa IMF'den gelipte devletin kasasına girmeden HORTUMLANAN 40 Milyar dolar mı?
Soyulan 26 Banka mı?
2001 Krizinde dolar serbes bırakılmadan bir gün önce merkez bankasını soyanların yaptığı mı?
Neden bunları yazmazlar???
Her paylaşımın altına Ayakkabı Kutularından bahset diyor...
Ayakkabı Kutuları senin gibi GERİZEKALILARI uyutmak için sadece bir TİYATRO...
Mal geldiniz MAL gideceksiniz...
Dünyadan haberiniz yok,Anca bana KÜFÜR ve TEHDİT...
Elinizden geleni ardınıza Koyarsanız NAMERTSİNİZ...
İnceldiği yerden kopsun...

Gökhan kahraman- google+

Thursday, 6 November 2014

TÜRKİYE'NİN İLERLEYİŞİ



                                              TÜRKİYE'NİN İLERLEYİŞİ             

     Türkiye ve anadolu tüm tarihi boyunca çeş,tli medeniyetlere ev sahipliği yapmış bağrından binlerce medeniyetimizi aydınlatacak ufkumuza ufuk açacak devlet ve toplum çıkarmış tarihin kadim topraklarından bir yerdir. Benim kanaatime göre yaklaşık 15000 yaşında olan bu kadim topraklarda türkler yada türk olduklarına dair inanç tesis ettirecek onlarca kanıtı olan topluluk ve bunların devletleri var oldu bu topraklarda.Ancak son 1000 yılda kim nerde yaşar ve naıl yaşarsa yaşasın bu topraklar ırksal kökenine ne dersek diyelim sonuçta bu toprağın birer canı parçası olmuştur. Ttıpkı karadenizde kafkas halkları gibi bizde birbirimizle en önce akrabalık bağlarıyla bağlıyız çünkü bir akrabamız kürt se diğeri türk, arap,çerkes,zaza vs. o halde ne yapmalıyız sabırlı olmalı ve toplumu infiale sürükleyecek yeniden 1960-70-80 li yıllara götürtmeyecek yol ve yordamları bulmalıyız. bu bizim için çocuk oyuncağı olmalı bunu başaramadımız sürece bu tür süreç ve açımlara gerekecek

http://sosyal.hurriyet.com.tr/muhitttin çiftçi

Allah TÜRKİYENİN yardımcısı olsun



 Allah TÜRKİYENİN  yardımcısı olsun

   Ey Türkiye, sana kurulan feci tuzaktan asla gözünü kaçırma. Kaç yıldır seni savaşa sokup parçalamayı planlayanlar yeni bir aşama tertiplediler. Uçurumun tam kenarındasın. Haçlı deccalın yıllardır en büyük hedefi sensin. Bu coğrafyada karşılarına çıkma potansiyeli geliştiren senden başka hiçbir güç kalmadı. Bütün muhalif kaleler devrildi. Senin halkının büyük bir bölümü de oyunda oynaşta hala ve nasıl bir uçurumun ucunda durduğunun farkında değil. Gezi isyanı, organize polis-yargı darbe teşebbüsü, şimdiki sokak sarsıntıları… Hepsi aynı küresel odağın millet iradesini devirme ataklarıdır ve ataklar şiddetlenerek devam ediyor. Tek hedef senin gücünün bozulması, Saddamın Irak’ına dönüşüp savaş tuzağına düşürülüp yem edilmen, paramparça edilmendir. İçeriden ve dışarıdan ihanet altındasın. Tehlike çok büyük ve sen yeterince iyi çalışmıyorsun.
Mevki, makam sevdasına tutulanlar yıkıntı altında ezilirler. Zaman ilim, liyakat, tevazu, birlik ve yürekten hizmet zamanıdır. Kamusal mekanizmanın bir sürü açığı, eksiği, yetersizliği ve kaynak israfı var. Öğrendikçe kalbi patlayacak gibi sıkışıyor insanın. İnsan unsurunun affedilemez eksiklikleri ve kusurları var. Sorumlular daha fazla sorumlu davranmak zorundalar. Yoksa vatanın tüm kazanımlarının hepsi bir çırpıda elinden alınabilir. Kimsenin taşeronu değil, kendin olacaksın. Hakka dayanacak, yapayalnız da kalsan ve bedeli ne olursa olsun doğru olanı yapacaksın. Basiretle, ihlasla, kibirsizce, sabırla, Mevlaya sığınarak… Allah o zaman seni kurtarır. Zalimle olana değil, mazlumla ölene şehit derler. Allah liderliğini basiretten mahrum bırakmasın. Allah yardımcın olsun. Dr. Muhammed Bozdağ

Olaylar Ve Gerçekler

Türkiye’de kaos ortamı oluşturacak provokasyonları tetikleyen HDP’nin eş başkanı Selahattin Demirtaş, dün basın açıklaması yaparken tüm Türkiye’yi kandırdığı ortaya çıktı.
Selahattin Demirtaş dün yaptığı basın açıklamasında "25 gündür evimizin içine bu tecavüz çetesi girmeye çalışıyor. Şu an Kobani'ye girip oradaki insanların kellesini kesme çağrıları yapıyor. Kürtlerin kadınları bize helaldir diye fetva çıkarıyor. 25 gündür halkımız bu tecavüz çetesine karşı direnmeye çalışıyor. Biz kendi hükümetimizden, vatandaşı olduğumuz ülkeden bu katliama da sessiz kalmayalım diye çağrı yapıyoruz. Halkımız Suruç sınırında IŞİD'e karşı protesto yapıyor. Fakat IŞİD'e karşı sert bir eleştiri yapmayanlar halkımızı geri püskürtüyor. İşte bunlar kırılma yaratıyor. Başbakan ile görüşme yaptık. Bu süreçleri dilimiz döndüğünce anlatmayı çalıştık, halktaki kırılmayı, öfkenin giderek büyüdüğünü anlatmaya çalıştık. Sayın Başbakan'a Kürtlerin devleti yok mu diye bu kadar sahipsizler dedik. Sayın Başbakan Davutoğlu da 'Hayır Kürtlerin devleti var, biziz' dediler. O halde destek olun dedik" demiş ve Kobani'de sadece sivil insanların olduğunu iddia etmişti.
Fakat, Demirtaş büyük bir yalanla girdikleri kanlı ve ihanet operasyonunu açık ediyordu. IŞİD, Kobani'ye girmeye başladığı anda Kobani halkı Türkiye göç etmişti. Bugün Cumhurbaşkanı'nın açıkladığı rakamlarla birlikte Türkiye'nin 200 bine yakın Kürt'e kapısını açtığı belirlendi.
KOBANİ'DE ŞUAN KİMLER VAR?
Nüfusun büyük çoğunluğunun Türkiye'ye göç etmesiyle birlikte, Kobani'de kimlerin kaldığı merak konusu oldu. İddialara göre Kobani'de sivil unsurların neredeyse tamamının göç ettiği ve kalanların ise PYD ve PKK militanlarının olduğu belirtiliyor.
KOBANİ'Nİ NÜFUSUNUN 4 KATINA TÜRKİYE KAPILARINI AÇTI
Dikkat çeken detaylardan biri de Kobani'nin gerçek nüfusu 55 bin civarında olduğuydu. Suruç'a Kobani sınırından alınan mülteci sayısı ise Erdoğan'ın açıkladığı son rakamlarla birlikte 200 bin civarında.

Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts