Monday, 12 January 2015

‘Düşmanı’ Bosna önlerinde durduracağız!


‘Düşmanı’ Bosna önlerinde durduracağız!
Paris saldırısı duyulur duyulmaz dünya şoke oldu.
Amerika şoke oldu.
Almanya, İngiltere, İsrail, Belçika, Hollanda… 
Hepsi şoke oldu.
Haliyle “en şoke” olan da Fransa’ydı.
Zaten dünyanın bir bölümü “şoke” olmak için hazır bekliyordu.
Peki, dünyayı kim şoke etti?
Üç Müslüman!
Yahut üç dinci!
Veya üç fundamentalist!
Ya da üç ‘İslamcı’ terörist!
Neydi dertleri?
Hazreti Peygamber aleyhinde karikatürler yayımlayan bir dergiyi cezalandırmak!
Sonuç?
“Müslümanlar barbardır, teröristtir”!
Peki ya İsrail?
Yahut Amerika?
Veya Fransa?
Ya da İngiltere?
Paris saldırısının olduğu gün Yemen’de, Afganistan’da, Pakistan’da patlayan bombalar sebebiyle 135 kişi hayatını kaybetti.
Ama dünya “şoke” olmadı.
Daha dün İsrail Gazze’ye bomba yağdırırken; yüzlerce bebek, çocuk ölürken dünya yine “şoke” olmamıştı.
Avrupa’nın göbeğinde Sırplar Bosnalıları katlederken de “şoke” olmamışlardı.
Sisi katlederken de!
Esad katlederken de!
Almanya’da, Hollanda’da, Belçika’da camiler kundaklanırken de “şoke” olmamışlardı.
Olmadıkları gibi bu katliamların faili yahut sorumlusu ve de destekçisi kendileriydi.
Peki, bin kişi öldüğünde şoke olmayanlar, 12 kişi öldüğünde niçin şoke oluyorlar?
Çünkü bin kişi Müslüman.
Çünkü dünya beşten küçük!
O vakit bir Müslüman olarak bize düşen; 12 kişi öldüğünde şoke olmaktır!
Değilse siz de teröristsiniz!
Paris saldırısı için “oh olsun” mu diyoruz?
Asla!
Bu bir terör saldırısıdır ve katliamdır.
Yapana da yaptırana da lanet olsun.
Ya diğer katliamlar için ne demeliyiz?
Filistinliler hak etmişti!
Bosnalılar da, Mısırlılar da, Iraklılar da!…
Böyle inanmıyorsan sen de teröristsin!
Ve son bir not.
Dünya yeniden şekilleniyor.
Üçüncü ve en büyük “dünya savaşının” tam ortasındayız.
Bu savaş tarihe “algı savaşı” olarak geçecek.
Özünde ise en büyük Haçlı Seferi olacak.
5 yıl kadar sürecek!
İflasın eşiğindeki Batı ‘medeniyeti’ yine eski sömürgelerine, Doğu’nun zenginliğine saldıracak.
Türkiye’yi, önlerindeki en büyük engel olarak görüyorlar.
Ya bu engeli aşacaklar ya da uzlaşacaklar.
Açık söylemek gerekirse Gezi ve paralel yapı başarılı olsaydı şu ana kadar bizi çoktan ezip geçmişlerdi.
MİT TIR’larına yönelik operasyona bir de bu gözle bakarsanız, sanırım fotoğrafın tamamını daha iyi görme fırsatı bulabilirsiniz.
Ümitsiz olmaya gerek yok, bu savaşı kazanacağız.
Yazın bir köşeye; düşmanı Bosna önlerinde durduracağız.
TURGAY GÜLER- FACEBOOK-

BENİM ADIMA ÖLDÜRME!

9/11 PARİS

 

    Yeni bir 9/11 kışkırtmacasıyla karşı karşıyayız. Allah islam alemini bu gibi harici ve dahili düşman oyunlarından korusun ve bir araya getirsin. Biz Paris e gidebilen dünyaliderlerini(!)  trabzon a da bekliyorduk . Paris vukatları ile Aym katliamı aynı torna tezgahından iıkmışcasına aynı nitelkte ve aynı amaca hizmet etmektedir. Burdaki açık özne hernekar öldürülenler olsada gizli özne islam düşmalığıdır. Hiç kimse inkar yoluna gitmesin burada gizli özneyi açık öznelere vurgu yaparak gizleme amacındasın ama sen hem suçu işleyeceksin dönüp kimliğini araçta unutacaksın bu arada islam adına yaptığını ima edeceksin hatta piyonları ateşe atıp imha edeceksin sana  ancak " neyin kafasını yaşıyorsun sen?, Parisi senin mi sandın?" derler.

 http://06cedmuho.blogspot.com.tr/muhittin çiftçi

Tuesday, 6 January 2015

UNESCO GENEL DİREKTÖRÜ ANKARA'YI KEŞFEDECEK

UNESCO GENEL DİREKTÖRÜ ANKARA'YI KEŞFEDECEK
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, UNESCO Genel Direktörü Irina Bokova’yı Ankara’da Tarihi ve Kültürel Zenginliklerimizle Tanışacağı Bir Programla Ağırlayacak
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Ankara ve İstanbul’da temaslarda bulunmak üzere Türkiye’ye gelen UNESCO Genel Direktörü Irina Bokova için özel bir program hazırladı.
Daha önce birkaç kez Türkiye’ye gelen Bokova’nın bu ilk Ankara ziyareti olacak. Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, UNESCO Genel Direktörü’ne Anadolu’nun tarihi zenginliklerini bu kez Başkent Ankara'da tanıtacak.
Program kapsamında Bakan Ömer Çelik, Bokova’ya Anadolu Medeniyetleri Müzesini gezdirecek ve yurt dışından iadesi sağlanan ve Müzede sergilenen tarihi eserleri göstererek, eserler hakkında bilgi verecek.
Kültür ve Turizm Bakanlığının özellikle son dönemde izlediği kararlı ve ısrarcı politikaları sonucunda Türkiye’den kaçırılan tarihi eserlerin bazılarının yurda dönüşü sağlanmıştı.
Öyle ki Bakanlık, 5 bin yıllık bir Yortan kabını, takipçi sayısı oldukça yüksek olan bir internet alışveriş sitesinde belirleyerek yurda getirmiş, 64 yıl önce ABD’ye götürülen 8. yüzyıla ait iki adet amfora, yarım asır önce yurt dışına kaçıralan Bodrum bölgesine ait iki amfora ve Aralık ayındaki son operasyonda 69 kültür varlığının daha ait oldukları topraklara iadesini gerçekleştirmişti.
Bakan Ömer Çelik, Bakanlığının tarihi eser kaçakçılığına karşı diplomatik ve hukuki yollardan dikkatli ve ısrarlı bir şekilde verdiği sıkı mücadele hakkında konuğunu bilgilendirecek ve Genel Direktörden yurt dışına kaçırılan eserlerimizin ait oldukları topraklara iadesi için destek isteyecek.
Bergama ve Bursa'nın Dünya Miras Listesi'ne İlişkin Sertifikaları, Bakan Ömer Çelik'e Tevdi Edilecek
Bokova’nın Türkiye programının önemli ayaklarından birini Bergama ve Bursa’nın Dünya Miras Listesi’ne kabulüne ilişkin sertifikalarının, Bakan Ömer Çelik’e tevdi edilmesi oluşturuyor.
Her iki alana ait sertifikalar, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde 6 Ocak Salı günü düzenlenecek törenle UNESCO Genel Direktörü Bokova tarafından Bakan Ömer Çelik’e tevdi edilecek.
Bilindiği üzere; “Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğunun Doğuşu” ve “Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı” dosyaları 2014 yılında Katar’ın Başkenti Doha’da düzenlenen Dünya Miras Komitesi 38. oturumunda, ülkemizin 12. ve 13. alanları olarak Dünya Miras Listesi’ne alınmışlardı.
Bakan Ömer Çelik Bokova'ya Türk Kahvesi İkram Edecek
Bakan Ömer Çelik, Bokova’ya geleneksel Türk mutfağından örneklerin yer aldığı bir yemek verecek ve Ankara’nın tarihi ve kültürel zenginliklerini yaşatan Ankara Kalesi'nin önemli bir parçası Çengelhan’da konuğuna 2013 yılında UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi'ne kabul edilen Türk kahvesini ikram edecek.
UNESCO Genel Direktörü, Bakan Ömer Çelik’in kendisine hazırladığı kısa Ankara programı ile yönettiği kurumun dünya mirasına bir bir kaydettiği somut olan ve olmayan değerlerimizin az da olsa bir bölümünü somut olarak görüp yaşamış olacak.

Devrim gibi karar açıklandı: TÜRK FUTBOLUNU BİTİRME KURALI! "YABANCI DEĞİL YERLİ KURALI": ihanet kuralı


Devrim gibi karar açıklandı: TÜRK FUTBOLUNU BİTİRME KURALI!



TFF'nin yabancı sınırı ile ilgili gerçekleştirdiği toplantıda nihai karar çıktı.

Devrim gibi karar açıklandı

TFF Başkanı Yıldırım Demirören ve Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim'in de katıldığı Kulüpler Birliği Vakfı toplantısında yeni yabancı kuralı ile ilgili son karar verildi.
Buna göre; gelecek sezondan itibaren, Süper Lig'de mücadele eden takımlar, TFF'ye 28 kişilik kadro bildirecek. Bu kadroda 14 yerli bulundurma zorunluluğu olacak. Süper Lig ekipleri, kadrolarında 14 yabancı futbolcu bulundurabilecek.
Ayrıca 18 kişilik kadroda 7 yerli bulundurma zorunluluğu getirildi. Bu 7 oyuncudan birisinin de altyapıdan yetişmiş olması gerekiyor. Takımlar, 11 yabancı ile sahaya çıkabilecek.
Türk olduğu halde yabancı milli takımlarda oynayan Veli Kavlak, Erkan Zengin gibi futbolcular, yabancı sayılacak.
"YABANCI DEĞİL YERLİ KURALI"
Yıldırım Demirören'in konuyla ilgili açıklamaları şöyle:
"Yeni kurala, yabancı kuralı değil yerli kuralı diyoruz. 28 oyuncuya lisans verilecek. 14'ü yerli 14'ü yabancı olacak. 2 altyapıdan, 4 de Türkiye'den yetişmiş oyuncu olacak. 11 yabancı oyuncu da sahada olabilecek. Başka milli takımlarda oynayan Türk oyuncular, yabancı sayılacak. Bütün sisteme uyanlara teşvik verilecek. "

Aslında bu ihanet kuralıdır. 

1) Çünkü;Türkiye kalitesiz yabancı cenneti olmaya devam edecek
2) Çünkü; A milli takımın kondisyon ve maç eksiği olan birbirinden becereksiz yerlilerle dolacak
3) Çünkü; milli servetimiz gözlerimiz önünde heba edilecek 

 işte bu yüzden bu bir ihanet kuralıdır. Bu bir paralel ve fenerasyöne tük futboluna darbe  vurma girişimidir. Derhal hükümetin bu paralel fenerasyonel ihanet çetesini çökertmeli ve milli bir spor politikası izleyerek bu yanlıştan geri dönmelidir. Sayın Gençlik ve Spor bakanına ve sayın Başbakana sesleniyorum lütfen bu TFFyönetimindeki paralelfenerasyon çetesine karşı harekete geçiniz yoksa farkettiğinizde FGTÖ DE OLDUĞU Gİ ÇOK GEÇ KALACAKSINIZ!

HTTP://06CEDMUHO.BLOGSPOT.COM.TR-MUHİTTİN ÇİFTÇİ





Ankara metro istasyonlarında tuvalet yok ,tedbirinizi alın



Ankara metro istasyonlarında tuvalet yok ,tedbirinizi alın



ankara-metro-istasyonlarinda-tuvalet-yok-tedbirinizi-alin
Ankara metro istasyonlarında tuvalet yok ,tedbirinizi alın :Başkent metrolarında halen çalışır durumda olan 44 istasyon bulunuyor. Metro altyapısındaki diğer yetersizliklere her geçen gün yenisi ekleniyor. Yetersizliklerden biri de tuvalet sorunu.. Belediyeye şikayetlerini ileten yurttaşlara verilen yanıt: Tedbirinizi alın.
Uzun raylı sistem hatlarına karşın yalnızca Kızılay’daki merkez ve Ankaray’ın Beşevler İstasyonu’nda halka açık tuvalet bulunuyor. Diğer istasyonlarda ise yalnızca görevli personelin kullanımına açık olan tuvalet bulunuyor. Bu tuvaletleri yolcuların kullanması yasak. Ara istasyonlarda fazla hissedilmeyen tuvalet krizi özellikle yoğun istasyonlar ile hatların son istasyonlarında yaşanıyor. Metronun Koru İstasyonu’na ring otobüsüyle gelen yolcular, halka açık tuvalet bulunmadığı için ihtiyaçlarını gideremiyorlar. Özellikle çocukların ihtiyaçları, çevredeki sitelerin bahçelerinde ve parkların tenha bölgelerinde gideriliyor. Ancak yetişkinlerin yaşadığı soruna çözüm bulunamıyor.
‘Tedbirinizi alın’
Yolcuların belediyeye başvurusu da yaşanan tuvalet sorununu çözmedi. Son çare olarak belediyenin “Mavi Masa” uygulaması olan “Alo 153” hattını arayarak sorunu anlatan bir kişiye ilginç bir yanıt verildi.
Metro ve daha sonra ring otobüsleriyle yapılan yolculukların saatler sürdüğünü belirten yurttaş, istasyonlarda var olan tuvaletlerin halkın kullanımına açılmasını istedi. Daha sonra başvuruyu yapan yurttaşa şu yanıt verildi:
“… sayılı başvurunuz değerlendirilmiş olup, metro hatlarında Kızılay İstasyonu çarşı katında ve Beşevler İstasyonu’nda halka açık tuvaletler bulunmaktadır. Buraların temizliği ve güvenliği işletmecileri tarafından yapılmaktadır. Diğer istasyonlarımızda halka açık tuvaletler bulunmamaktadır. Yolcuların ve işletmenin güvenliği açısından personel tuvaletlerinin kullandırılması mümkün değildir. Kart kullanmadan ücretli alana geçişleri söz konusu olamaz. Yolcuların gün içerisindeki programlarında aksaklık ve mağduriyet yaşamaması için tedbirlerini önceden almaları gerekmektedir.”
Yaşanan tuvalet krizini CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, soru önergesiyle TBMM gündemine taşıdı. Gök, metro istasyonlarında yaşanan yetersizliklere tuvalet sorununun da eklendiğini, sorunun çözümlenmesi için önlem alınıp alınmadığını sordu.
ankara-metro-istasyonlarinda-tuvalet-yok-tedbirinizi-alin

Saturday, 3 January 2015

"EL&VER" Projesinden kareler...

 "EL&VER" Projesinden kareler...







Elver'en gönüllülerimize yürekten teşekkür ederiz.

https://www.facebook.com/groups/guckobirspor/591488630986220/?notif_t=group_activity

benzersiz bir kent: Malatya.




Kayısının en lezzetlisini bulabileceğiniz, tarihin en önemli ticari geçiş noktaları olan Kral ve İpek yolları üzerinde yer alan, benzersiz bir kent: Malatya.
Yıllar boyunca yapılan arkeolojik çalışmalarla kentin ilk yerleşimlerinin M.Ö. 7 bin yılına kadar uzandığı belirlenmiştir. Hititlerden Osmanlılara kadar Anadolu topraklarında yaşamış pek çok egemenliğin önemli kentlerinden biri olan Malatya’da, birçok eser de bulunuyor.
Bulunduğu konum bakımından farklı iklimlerin geçiş alanında bulunan Malatya’da genellikle sıcak ve kurak yazlar geçerken, sonrasında yağışlı ve soğuk kış ayları gelir.
Kültürlerin bir araya gelmesiyle oluşan ve farklı bir coğrafyada büyümesiyle ortaya çıkan Malatya, misafirperver yapısıyla ziyaretçilerini karşılıyor.
Malatya Müzesi, Atatürk Evi Müzesi ile Aslantepe ve Arkeoloji Müzesi, kent tarihine ilişkin eserlerin sergilendiği mekânlardır. Neolitik heykelcikler, kılıç ve mızrak uçları, insan ve kral mezarları ile mühür baskılar, Malatya Müzesi’nde sergilenen ve tarih öncesine ait özel eserlerdir.
Tarih öncesinden bu yerleşim bölgesi olan Malatya’da, önemli yerler ve eserler bulunuyor. Aslantepe Höyüğü ve yapılan kazılarda elde edilen değerleriyle, Eski Malatya Şehir Kalesi, Eski Arapgir Kalesi, doğal oluşumlu Darende Aslantaşlar, şehrin tarihinin tanıkları olarak ziyaretçileriyle buluşuyor.
Pek çok inanç merkezinin de yer aldığı Malatya, renkli bir gezi turu sizleri bekliyor. Yusuf Ziya Paşa, Arapgir Ulu, Melik Sunullak gibi birçok cami ile Venk ve Taşhoron kiliseleri, ziyaretçilerini karşılıyor. Yusuf Ziya Paşa Bedesteni, Taşhan, Sıddı Zeynep Kümbeti ve Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı da görebileceğiniz tarihi yapılardan bazılarıdır.
Tarihi yerleri olduğu kadar doğal alanlarıyla da ilgi çeken Malatya, keyifli bir gezi geçirmeniz için farklı seçeneklere sahip. Orduzu Pınarbaşı, Horata, Gündüzbey, İnek Pınarı, Sürgü Takas, Somuncu Baba ve Çevresi ile Günpınar Vadisi ve Şelalesi, doğal alanları oluşturan, manzaralarının etkileyiciliği ile büyüleneceğiniz yerlerdir.
Dünyanın sekizinci harikası olarak nitelendirilen Nemrut Dağı Ören Yeri’nin bir kısmı da bu kent sınırlarında yer alıyor. Özellikle gün doğumu ve batımı ile yapılan turlara katılarak, bu eşsiz bölgeyi keşfedebilir, Kommagene uygarlığına dair sırları keşfedebilirsiniz.
İspendere, Balaban ve Harap Şehir içmeleri, doğanın, Malatya’daki şifalı bölgelerini oluşturuyor. Özellikle İspendere’nin suyundan içerek, yenilenmiş hissedebilirsiniz.
Coğrafi olarak oldukça zengin bir alanda bulunan Malatya, pek çok sporun da yapılmasına olanak sağlıyor. Doğa yürüyüşleri, yamaç paraşütü, rüzgâr sörfü, atlı cirit ve sportif olta balıkçılığı, ziyaretinizi renklendirecek aktiviteler olarak sizleri bekliyor.
Benzersiz kültürüne ek olarak zengin bir mutfağa da sahip olan Malatya, damaklarınızla farklı tatları buluşturacak. Kara çorba, dut yaprağı sarması, sac kavurması, tiritli fasulye, patlıcan dövmesi gibi yemeklerin yanında 70’ten fazla çeşidi bulunan köfteler, vişne, erik, kızılcık gibi pek çok türde yapılan şuruplar, reçeller ve turşular da restoranlarda servis ediliyor.
Ayrıca, Malatya’nın en meşhur ve lezzetli ürünlerinden biri olan özel Malatya kayısısını ve yapılan çeşitlerini denemeden dönmemenizi öneririz.

2015 YILI SPORAKADEMİLERİ KURSU AÇILIŞ ORGANİZASYONU



--DUYURU ---
2015 YILI SPORAKADEMİLERİ KURSU AÇILIŞ ORGANİZASYONU
SPORKADEMİLERİNE HAZIRLIK KURSUMUZ 07 ŞUBAT 2015 CUMARTESİ GÜNÜ SAAT 14.00'TE STAT CAFEDE AÇILIŞ KOKTEYLİ İLE START ALACAKTIR.
AÇILIŞ KOKTEYLİNE 2015 YILINDA SPORAKADEMİLERİNE HAZIRLANACAK ÖĞRENCİLERİMİZ İLE DAHA ÖNCEDEN KAZANAN TÜM ÖĞRENCİLERİMİZ DAVETLİDİR.
2015 YILI SPORAKADEMİLERİ HAZIRLIK PROGRAMININ DETAYLARI TOPLANTI ESNASINDA DUYURULACAKTIR.
ÖNEMLE DUYURULUR,,,
KORKMAZ ATALAY
GENEL KOORDİNATÖR
Sporun ve Sporcunun Adresi
www.sporakademisi.com


Friday, 2 January 2015

Güç Koşullardaki Bireyler Spor Kulübü Derneği'nin "Güç Koşullarda da Spor Olabilir " projesi Türkiye Ulusal Ajansı tarafından kabul edildi

Güç Koşullardaki Bireyler Spor Kulübü Derneği'nin "Güç Koşullarda da Spor Olabilir " projesi Türkiye Ulusal Ajansı tarafından kabul edilmiştir. Aynı zamanda Güç Koşullardaki Bireyler Federasyonu'nun kurucu üyelerinden "Güç Koşullardaki Bireyleri Destekleme Derneği'nin Ulusal ajansa sunduğu, iki projesi de kabul görmüştür. 
Projelerin başarıyla sürdürülmesi ve "Güç Koşullardaki Bireyler'e yararlı olması umuduyla...

Güç Koşullardaki Bireyler Federasyonu
GüçKoşullardaki Bireyler Federasyonu kurucusu ve genelsekreteri Hakan Yıldız, tarafımıza yaptığı açıklamada :" 
Güç Koşullardaki Bireyler Spor Kulübü Derneği'nin "Güç Koşullarda da Spor Olabilir " projesi Türkiye Ulusal Ajansı tarafından kabul edilmiştir. Aynı zamanda GüçKoşullardaki Bireyler Federasyonu'nun kurucu üyelerinden "Güç Koşullardaki Bireyleri Destekleme Derneği'nin Ulusal ajansa sunduğu, iki projesi de kabul görmüştür.
Projelerin başarıyla sürdürülmesi ve "Güç Koşullardaki Bireyler'e yararlı olması umuduyla..." temenileriyle  projelerinin kabul edildiğini duyurdu.
Güç Koşullardaki Bireyler Federasyonukurucusu ve genelsekreteri Hakan Yıldız

Sayın Cumhurbaşkanımızın yeni yıl dolaysıyla yayınladıkları mesaj

Sayın Cumhurbaşkanımızın yeni yıl dolaysıyla yayınladıkları mesaj:


“Aziz vatandaşlarım....


2014 yılını artık geride bırakıyor; yeni umutlarla, yeni heyecanlarla, hep birlikte yeni bir yıla hazırlanıyoruz.


Öncelikle, 2015 yılının, ülkemiz, milletimiz, tüm insanlık için hayırlı bir yıl olmasını; ülkemizde ve yeryüzünde, barışa, dostluğa, dayanışmaya vesile teşkil etmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.


Yeni yılın, öncekilerden çok daha bereketli ve huzurlu, sağlık, afiyet içinde geçmesi; güzellikleriyle unutulamayacak bir yıl olması, gönülden temennimizdir.


2014 yılı, bölgemizde ve ülkemizde yaşanan kimi müessif hadiseler nedeniyle buruk geçse de, geleceğe ilişkin umutlarımızı artıran bir yıl oldu.


Yıl içinde yaşanan sıkıntıları, acı hadiseleri, elim kazaları, millet olmanın verdiği güçle ve dirayetle, hep birlikte aştık.


Bir olarak, beraber olarak, 77 milyon hep birlikte kardeş olarak; karşımıza çıkan badireler karşısında kenetlendik, kucaklaştık, kardeşlik hukuku içinde sorunlarımıza çözümler ürettik.


Allah’a hamdolsun, 2014 yılı, sorunlarımızın çözümü yolunda önemli mesafeler kat ettiğimiz bir yıl oldu.


En önemlisi de 2014 yılı, demokrasi tarihimizde çok sevindirici bir dönüm noktası olarak da kayıtlara geçti.


Cumhuriyet tarihimizde ilk kez, 10 Ağustos tarihinde, sizler, yani aziz milletimiz sandık başına gittiniz ve hür iradenizle, Cumhurbaşkanını sandıkta belirlediniz.


Ülkemizde, geçmişte Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde vuku bulan ve krize dönüşen tartışmaların hiçbiri bu süreçte yaşanmadı; son derece şeffaf bir şekilde, sandıkta Cumhurbaşkanı belirlendi.


Cumhurbaşkanı’nın da halk tarafından tayin edilmesiyle, ülkemizde demokrasi ve milli irade çok daha güçlü hale geldi.


İnşallah, daha güçlü bir demokrasiyle, daha güçlü bir milli iradeyle, artık mevcut sorunlarımızı çok daha kararlı şekilde çözecek, istikbalin daha da aydınlık olmasını temin edeceğiz.


Ülke olarak, enerjimizi sonu gelmeyen tartışmalarda, gereksiz münakaşalarda israf etmeyecek; bundan sonra tüm gücümüzü ülkemizin kalkınmasına, milletimizin refahına seferber edeceğiz.


Aynı zamanda 10 Ağustos seçimleri, 2013 yılı sonunda milli iradeye ve demokrasiye yönelik darbe girişimine de en güzel, en esaslı cevabı teşkil etti.


Türkiye’de hükümetlerin artık sandık dışında yollarla, milletin iradesinin dışında yöntemlerle görevden uzaklaştırılamayacağını; komploların, kumpasların, tuzakların, ahlak dışı darbe girişimlerinin milletin iradesi karşısında eriyip gideceğini herkes görmüş oldu.


2014 yılında, küresel ekonomideki tüm dalgalanmalara rağmen, ekonomimiz sağlam bir zemin üzerinde ilerlemeyi sürdürdü.


Ekonomimize yönelik olarak içerden ve dışardan yapılan tüm algı operasyonları sonuçsuz kaldı; pozitif yöndeki büyümemiz muhafaza edildi.


2014, yakın coğrafyamızda, özellikle de komşularımız Suriye ve Irak’ta acıların zirveye çıktığı bir yıl oldu.


Dünyanın bütün umursamazlığına, ilgisizliğine rağmen, Suriye ve Irak’ta barışın egemen olması için elimizden geleni yaptık, yapıyoruz.


Bu ülkelerden bize sığınan bütün kardeşlerimize de kapılarımızı açıyor, insani, vicdani, üzerimize düşen neyse, hakkıyla yerine getiriyoruz.


2014 yılı, yapılan provokasyonlara, girişilen sabotaj girişimlerine rağmen, Çözüm Süreci’nin, yani, Milli Birlik ve Kardeşlik Projemizin de hedeflediğimiz doğrultuda kararlılıkla ilerlediği bir yıl oldu.


Türkiye’nin bu en büyük kardeşlik projesini bozmak, bulandırmak, bu süreci yeniden kan ve çatışmaya tahvil etmek isteyenler tekrar hayal kırıklığı yaşadılar.


Şunu burada ifade etmek isterim ki, Türkiye, özellikle Çözüm Süreci’nde, hiç bir tehdide, hiç bir şantaja boyun eğmeyecek, bunun yanında şımarıklığa da asla müsaade etmeyecektir.


Sokak eylemlerinden, çatışmalardan, kandan ve gözyaşından medet umarak ayakta kalmaya çalışan ya da siyaset üretme gayretinde olanlar, demokrasi ve hukuk içinde gereken cevabı mutlaka alacaktır.


Çözüm Süreci, Türkiye’nin en büyük sosyal projesi, en büyük kardeşlik projesidir.


Ülkemizi ve milletimizi bu büyük barış projesiyle kucaklaştırmak için, sabırla, kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz.


Aziz vatandaşlarım,


Şurada artık, 2023 yılına, yani Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’üncü yıldönümüne sadece 8 yıl kaldı.


2023 yaklaşırken, bir yandan heyecanımız artıyor, ama bir yandan da umudumuz, gayretimiz, mücadelemiz güç kazanıyor.


Bu aziz millet, birlik içinde olduğu müddetçe, önüne koyduğu her hedefe mutlaka ve mutlaka ulaşacaktır.


Tarihimiz, bunun güzel örnekleriyle doludur.


Elbette, bizi, ülke olarak, millet olarak, bu kutlu yoldan ayırmak, bu güzel hedeflerden uzaklaştırmak için mücadele edenler de olacaktır.


Kimi zaman içimizdeki hainler, kimi zaman yurt dışındaki hasımlar, büyük bir Türkiye’nin inşa ediliyor olmasından, bölgesinde ve dünyada öncü bir Türkiye’nin yükseliyor olmasından rahatsızlıklarını dile getireceklerdir.


Biz, bu hainlere aldanmayacağız; bu hainlerin ipini elinde tutan karanlık odaklara asla boyun eğmeyeceğiz.


Tarihimiz boyunca, nasıl yılmadan, yıkılmadan, kararlı bir yürüyüş gerçekleştirdiysek, bundan sonra da, güçlü, itibarlı, bölgesinde ve dünyada söz sahibi, etki sahibi, güç sahibi bir ülke olarak geleceğe ilerleyeceğiz.


Umudumuzun, heyecanımızın, millet mefkûremizin ve kardeşliğimizin hiç kimse, hiç bir güç tarafından zedelenmesine izin vermeyeceğiz.


Ekonomimize, demokrasimize, aktif ve barışçı dış politikamıza, içerde huzurumuza, refahımıza, hiç bir karanlık elin dokunmasına göz yummayacağız.


Bu düşüncelerle, 2015 yılının, bir kez daha hayırlara vesile olmasını; inşallah, 2014’ten çok daha huzurlu, bereketli, umut dolu olmasını niyaz ediyorum.


2014 yılında kaybettiğimiz aziz vatandaşlarımızın tümüne Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.


Soma’da yitirdiğimiz kardeşlerimize, Ermenek’te yitirdiğimiz kardeşlerimize özellikle rahmet niyaz ediyor, yakınlarına bir kez daha sabır diliyorum.


2014 yılının en acı kayıplarından biri, kuşkusuz, Kurban Bayramı’nda alçakça saldırılar neticesinde yitirdiğimiz genç kardeşlerimizdi.


Başta Yasin Börü olmak üzere, bu genç kardeşlerimizi de bugün bir kez daha rahmetle yadediyorum.


Elbette, bugün, tarihimizdeki elim bir hadiseyi de milletçe hatırlamak durumundayız.


100 yıl önce, tam da bugünlerde, Allahu Ekber dağlarında on binlerce askerimizi vatan savunmasında şehit vermiştik.


Şehadetlerinin 100’üncü yıldönümünde Sarıkamış şehitlerimizi de rahmetle anıyor, tüm şehit ve gazilerimizden Allah razı olsun, mekânları inşallah Cennet olsun diyorum.


Ailenizle, sevdiklerinizle, huzurlu, barış, sıhhat ve afiyet içinde bir yıl geçirmenizi temenni ediyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts