Thursday, 15 January 2015

T.C. Kazan Başkonsolosluğu Duyurusu


Vatandaşlarımızın Başkonsolosluğumuz Görev Bölgesine Yapacakları Seyahatlere İlişkin Duyuru I
1. Son günlerde bazı firma ve kişilerin, ülkemizden Rusya Federasyonu’na vizesiz ve sözleşmesiz olarak işçi getirmelerinden kaynaklanan sorunlarda artış yaşanmaktadır.
Bu nedenle aşağıda hususların vatandaşlarımızın dikkatine getirilmesinde fayda görülmüştür
2. Türkiye ile Rusya arasındaki vize muafiyeti anlaşması vatandaşlarımıza 30 güne kadarki seyahatlerinde vize muafiyeti sağlamaktadır. Ancak, 30 günlük vize muafiyetinin çalışma, eğitim, staj vb. etkinlikler için kullanılması kesinlikle mümkün değildir.
3. 30 günlük yasal kalış süresini makul gerekçelerle ihlal edenlerin RF’den çıkmak için çıkış vizesi almaları ve para cezası ödemeleri gerekmektedir. Çıkış vizesi işlemlerinin tamamlanması bir haftayı bulmaktadır.
Geçerli bir mazereti bulunmadan süreyi ihlal edenler ve/veya bu süre zarfında gayri yasal şekilde çalışanlar çıkış vizesi verilmeden sınır dışı edilmektedirler. Bu kişilere RF’ye 5 yıl giriş yasağı da konulmaktadır (Bu yasağın 10 yıla çıkarılmasına ilişkin bir düzenleme üzerinde çalışıldığı basında bildirilmektedir).
4. Bazı işçi simsarlarının daha sonra çalışma vizesi çıkaracakları vaadiyle 30 günlük muafiyeti istismar ederek işçi getirdikleri ve yasadışı olarak çalıştırdıkları yolunda bilgiler mevcuttur. Vizesiz olarak geldikten sonra Rusya içerisinde “çalışma vizesi” alınması mümkün değildir.
5. Parasını alamadan yurda dönmek zorunda kalan veya parasını alamadığı için zamanlıca yurda dönemeyen vatandaşlarımız mağduriyet yaşayabilmektedir.
Bu gibi durumların önlenmesi bakımından vatandaşlarımızın Rusya’ya gelmeden önce çalışmalarına olanak tanıyan vizeyi almaları; haklarını güvence altına alacak şekilde açık ve kesin yaptırımları olan ciddi sözleşmelerle Rusya’ya gelmeleri menfaatlerine olacaktır.
6. İşçi simsarlarının, çalışma vizesinin çıkarılması veya RF’ye giriş-çıkış yaptırılması vaadiyle vatandaşlarımızın pasaportlarını aldıkları durumlarla karşılaşılmıştır. Suç olan bu işlemlerde sahte mühürler kullanıldığı da bazı vakalarda görülmüştür. Böyle durumlarda pasaportlarındaki giriş-çıkış kayıtları ile basılı vizelerin incelenmesi amacıyla pasaportlara RF yetkililerince el konulabilmektedir. Adli bir süreci de içeren bu işlemler 5 aydan daha uzun sürebilmektedir.
Saygılarımızla duyurulur.

Uydu Antenleri Kaldırılacak

Uydu Antenleri Kaldırılacak

2014'te dijital yayına geçilmesi birçok değişikliği beraberinde getirecek.


 Televizyon ve radyolara frekans tahsisi amacı ile çıkarılan Radyo ve Televizyon Kuruluş ve Yayın Hizmetleri hakkında ki kanun 3 Mart 2011 tarihinde yürürlüğe girdi. Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK)'nun bu alanda yaptıkları çalışmalarda son aşamasına geldi. Söz konusu kanunun geçici 4. maddesi'ne göre, Türkiye Cumhuriyeti 2015 yılı başında dijital karasal yayına geçmek zorunda. Ayrıca kanun Türkiye'de var olan yayıncılık politikasını da yeniden belirleyecek.

400 Milyon TL Maliyet 

2014'e kadar yapılacak çalışmalar ile birlikte 23'ü ulusal olmak üzere toplam 252 televizyon ve 36'sı ulusal olmak üzere toplam 1.090 radyonun frekans tahsisleri yapılacak. Frekans planlamasını yaptıran RTÜK ile aralarında Kanal D, Star TV, ATV, Kanal7, STV, FOX ve TV8'in de bulunduğu 16 yayıncı ortağın bulunduğu Anten A.Ş.'ye ortalama 400 milyon TL'ye mal olacak 800 adet verici anten kurulacak. Antenlerin satın alım ve kurulumunu sağlayacak olan Anten A.Ş., sistemin işletmesini de yürütecek. Dijital karasal yayıncılık ile birlikte Türkiye'deki 17 milyon adet uydu anteni de çatılardan kaldırılacak.

Eski Tüplü Televizyonlar Gidiyor
Dijital karasal yayına geçiş ile birlikte yayınları izleyebilmek için eski tüplü televizyonların değiştirilmesi gerektiğine veya sinyal alabilen set üstü kutu adı verilen bir aparat kullanılması gerektiğine dikkat çeken Mobil Servis Sağlayıcı İş Adamları Derneği (MOBİLSAD) Yönetim Kurulu Üyesi Kubilay Erdoğan, "Türkiye'de 17 milyon adet uydu anteni bulunuyor. Bu antenlerin hepsi bir takvim dahilinde kullanım dışı kalacak. Görüntü kirliliği de bu sayede ortadan kalkmış olacak. RTÜK, geçiş döneminde mevcut antenlerin sökülmesi için bir takvim belirleyecek ve o süre zarfında antenlerin çatılardan veya binalardan sökülmesi sağlanacak" dedi.
Kaç Kişinin İzlediği Anlık Takip Edilebilecek

Frekans tahsisi ile birlikte tıpkı radyolarda olduğu gibi televizyonların da hiçbir bağlantı olmadan her yerde izlenebileceğini ifade eden Erdoğan, "Dijital karasal yayın olduğu için hem görüntü kalitesi hem de ses kalitesi çok yüksek olacak. Bunun yanı sıra televizyon ve radyolar yeni teknoloji ile birlikte tek frekanstan tüm ülkeye yayın yapma imkanı bulacak ve bölgesel yayıncılığa da kavuşmuş olacak. Yayıncılar kendilerini nerede, ne zaman ve kaç kişinin izledikleri bilgisine çok rahat ulaşabilecekler. Bu bilgi doğrultusunda da reklamları bölgesel olarak planlayabilecekler. Yeni dönem yayıncılığa ve iş dünyasına farklı bir anlayış getirirken, haberleşme, iletişim ve yayıncılık tek bir platform üzerinden yapılmasını sağlıyor" dedi.

Bilinen Evrenin Muhteşem Simülasyonu

Bilinen Evrenin Muhteşem Simülasyonu





kaynak:  http://akademikperspektif.com
             http://www.youtube.com/watch?v=17jymDn0W6U


Fransız yönetmen Luc Besson’dan Müslüman gençlere mektup.



Fransız yönetmen Luc Besson’dan Müslüman gençlere mektup.
Kim bu şartlarda yaşar?
Kardeşim, bilsen bugün senin için ne kadar acı çektim, senin ve güzel ama lekelenmiş, aşağılanmış, alay edilmiş dinin için. Unutulmuş gücün, enerjin, neşen, kalbin, kardeşliğin için. Bu adaletsizlik ve bunu birlikte düzelteceğiz. Seni sevecek ve yardım edecek milyonlarız.
Baştan başlayalım.
Sana sunduğumuz toplum hangisi?
Para, kâr, ayrım ve ırkçılık üzerine kurulu.
Bazı banliyölerde, 25 yaş altındakilerin işsizlik oranı yüzde 50’ye erişiyor.
Rengine ve ismine göre seni uzaklaştırıyoruz.
Seni günde 10 kere kontrol ediyoruz, apartman bloklarına yığıyoruz ve kimse seni temsil etmiyor.
Kim böyle şartlarda yaşar ve gelişebilir?
Neden daha adil bir dünya bırakmıyoruz?
Egemenlere, büyük patronlara, tüm liderlere sesleniyorum. Aşağılanmış, sadece toplumun bir parçası olmayı isteyen bu gençliğe yardım edin.
Ekonomi insanların yararınadır, zararına değil. En doğrusunu yapmak kârların en güzelidir.
Sevgili egemenler, çocuklarınız var mı? Onları seviyor musunuz? Onlara ne bırakmayı istersiniz? Mangır mı? Neden daha adil bir dünya değil? Çocuklarınızı en çok gururlandıracak şey budur.
Başkalarının mutsuzlukları üzerinde onların mutluluklarını kuramayız. Bu ne Hristiyan, ne Musevi ne de Müslüman için geçerli. Sadece egoistçe ve bu durum toplumumuzun ve gezegenin duvara toslamasına neden olacak. İşte ölülerimizi onurlandırmak için bugün yapacağımız görev bu.
Terörizm asla kazanmayacak
Ve sana kardeşim, senin de görevin var. Bu toplumu değiştirmemiz için sen ne öneriyorsun? Çabala, çalış, kalaşnikof yerine kalem tut. Demokrasi sana kendini savunman için soylu araçları zaten verdi. Kaderini eline al, gücü ele geçir.
Bir kalaşnikof satın almak 250 avroya patlar ancak bir kalem taş çatlasın 3 avrodur ve senin cevabın bin kez daha etkili olabilir. Gücü ele geçir ve kuralına göre oyna.
Gücü demokratik olarak eline al, tüm kardeşlerine yardım et.
Terörizm asla kazanmayacak. Tarih bunu kanıtlamak için var. Ve kurbanların güzel görüntülerinin iki anlamı var. Bugün daha yeni doğmuş binlerce Cabu ve Wolinski var.
Bugün seninle ağlıyorum
Gücü eline al ve kimsenin üstünden güçlenmesine izin verme. Eğer bu trajedinin muhtemel zanlıları gerçekten onlarsa, bil ki sen bugünün o iki elikanlı kardeşi değilsin ve biz bunu biliyoruz.
Onlar en fazla toplum tarafından terk edilmiş ve onları sonsuza kadar satan bir vaiz tarafından istismar edilmiş iki düşük zekalı olabilir… Radikal vaizler bu işi yapıyor ve senin mutsuzluğunla en ufak iyi bir maksat olmadan oynuyorlar. Dinini kendi menfaatleri için kullanıyorlar. Bu onların işi, onların küçük hesabı.
Yarın, kardeşim, daha güçlü, daha bağlı, daha dayanışma içinde olacağız. Sana söz veriyorum. Ama bugün kardeşim, seninle ağlıyorum.

CUMHURBAŞKANLIĞI SİMGESİNİN GERÇEK ANLAMI



CUMHURBAŞKANLIĞI SİMGESİNİN GERÇEK ANLAMI
Atatürk tarafından tasarlanan ve ilk kez Kurtuluş Savaşı sırasında Eylül 1922'de İzmir'de kullanılan simgedir. 16 yıldız ve ortasındaki güneşten oluşur. Bu yıldızlar, sanıldığı gibi 16 Türk devletini ve güneş de Türkiye Cumhuriyeti'ni simgelemez. Ne yazık ki cumhurbaşkanlığının resmi Genel ağ yerliğinde bile anlamı ve kökeni yanlış yazmaktadır. Gerçek anlamı şudur:
Al Renk: Türkler en eski zamanlardan beri al rengi gök renk kadar çok kullanmıştır. Bunun nedeni, sanıldığı gibi kan rengi olması değildir. Gök renk gibi bu da inançsal bir seçimdi. Gök nasıl ki gökyüzünün rengi ise, al da ateşin rengidir. Türkler, çok eski dönemlerde Od Ana ve Od Ata denen iki kutsal tinin varlığına inanır, evlerinin ocaklarında yaşadığına inanırlardı. Bu nedenle ocaklarını hiç söndürmezlerdi. "Ocağı tütmek", "baba/ata ocağı" gibi deyimlerin kökeni olan ve atalarının tinini temsil ettiğine inandıkları bu kutsallar, Türklerde ateşin ve tinsel dünyanın kutsallaştığı eski bir dönemden kalmadır. Türklerin İslam'a geçmesinden sonra da sarıklarının ortasında bulunan bölüm de al renkte olmuştur. Türkler bu nedenle Müslümanlık döneminde bile kimi kez Kızılbaş adıyla anılmıştır. Müslümanlık ile birlikte, geçmişte ateş ile özleştirilmiş al renk, kan ile özleştirilmeye başlanmıştır.
16 Yıldız: 16 sayısı, çok eskiden beri Türklerde kutsal sayılardandır. Simgedeki yıldızların 16 Türk devleti ile ilgisi yoktur. Kaldı ki Türk devletlerinin sayısı 16'dan çok daha fazladır. 16 Türk devleti düşüncesi ve bayrakları, 1960'li yıllarda ortaya atılmış bir savdır. 60'lı yıllardan önce bu düşünce yoktu. Atsız'ın bu konuda, "16 Devlet Masalı ve Uydurma Bayraklar" (Nihal ATSIZ, Ötüken, 65. sayı, 1969) adlı bir yazısı vardır. Bu görüşü ortaya atan ilk kişi 1969'da yazdığı kitap ile Akib Özbek'tir ve Özbek'in bu yorumu resmi makamlarca da kabul görmüştür. Ancak 1969'daki bu yorum, 1922'de Atatürk'ün bu simgede 16 yıldız kullanma nedeni olamaz. Bir diğer yorum ise güneşin etrafındaki 16 yıldızdan 9'unun Eski Türklerin sancaklarında kullandığı 9 tuğu, 7 yıldızın ise Anadolu Türklerinin sancaklarında kullandıkları 7 tuğu temsil ettiğidir. Diğer yandan, eski Türk inancında, gök 9 kattan, yer ise 7 kattan oluşurdu. Bu nedenle evrenin toplam 16 kattan oluştuğuna inanılırdı. 16 yıldızın evreni temsil etmesi de eski bir inançtır. Ancak gerçek neden, eski Türk devlet sistemidir. Eski devlet sistemi, 8'li yapı denen bir yapıdan oluşmaktaydı. 8'li yapı, Oğuz kağan destanında da simgelenen komuta sistemini gösterir. 3 + 3 olmak üzere 6 oğul, hakan ve hatun ile 8 kişiden oluşan yönetim anlayışını simgeler. Azerbaycan bayrağındaki yıldızın 8 köşeli olmasının nedeni budur. 16 ise, bu simgede her bir unsurun iki yönü gösterecek biçimde iki yıldız ile gösterilmesi ile oluşmuştur.
Güneş: Birçok toplum gibi Türkler de güneşe önem vermiştir. Oğuz Kağan destanında "Gün Han" ile simgelenirdi. Bugün Kırgızistan bayrağında, Japon bayrağında ve daha birçok yerde güneş görülebilir. Geçmişte Hititler gibi Atatürk'ün Türklerle ilişkili olduğunu düşündüğü diğer uygarlıklarda güneş önemli idi. Türklerin bu topraklardaki köklü geçmişine vurgu amacıyla konmuş olma olasılığı güçlüdür. Diğer yandan ortadaki simgenin güneş değil de Kutup Yıldızı olduğu savı da vardır. Türklerde "göğün direği" olarak bilinen, "Demirkazık" adı verilen bu yıldız da kutsaldır.
Dipçe: Başta Ziya Gökalp, Roux olmak üzere birçok Türklükbilimcinin yapıtlarında, 16 sayısının, al rengin ve güneşin anlamı hepsinde bulunabilir.
Dipçe 2: Atsız'ın 16 Türk devleti ile ilgili söz konusu yazısı: http://www.nihal-atsiz.com/…/16-devlet-masali-ve-uydurma-ba…

SARIYER'E DE HAVARAY GELECEK



SARIYER'E DE HAVARAY GELECEK
İstanbul'da kent trafiğini rahatlatmak amacıyla yapılacak Tuzla'da ilk örneği yapılacak olan "havaray" kısa süre sonra Sarıyer'de de gerçekleşecek.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin hayata geçirmeyi planladığı ana metro omurgasının altyapısını oluşturacak ve "havadan giden tramvay" olarak bilinen "havaray"ın güzergahları belirlendi. Havaray hatlarından bazılarının projeleri çıkartılırken, kimilerinin ise etüt projelerine devam ediliyor.
8 HAVARAY PROJESİ BULUNUYOR
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin toplam 8 havaray projesi bulunuyor. Bu projeler arasında Beyoğlu-Şişli (5,8 kilometre), Zincirlikuyu-Beşiktaş-Sarıyer (4,5 kilometre), 4. Levent -Gültepe-Çeliktepe-Levent (5,5 kilometre), Ataşehir-Ümraniye (10,5 kilometre), Sefaköy-Kuyumcukent -Havaalanı (7,2 kilometre), Maltepe-Başıbüyük (3,6 kilometre), Kartal Sahil-D 100-Tuzla (5 kilometre) ve Sabiha Gökçen Havalimanı-Formula (7,7 kilometre) yer alıyor.

ANLAŞMA SONUCUNU MERAK EDENLERE BİLGİ:



ANLAŞMA SONUCUNU MERAK EDENLERE BİLGİ:
Anlaşma Sonucu, “İran zaten bizi döver” veya “Türkiye bir şey yapamaz” şeklindeki önyargılarla okunursa yanlış anlama hatasına düşülebilir…
Çok açık olmasına Rağmen, Örneklerle kısa bir açıklama faydalı olacak…
1. 1 Şubat tarihi itibariyle İran, Gürbulak’tan İran’a giren araçların depolarını ölçmeksizin mühür yapacak ve hiçbir yol ücreti almayacak.
a. Mütekabiliyet Öncesinde 487 EURO, Mütekabiliyet sonrasında 974 EURO olan ücret tamamen kalkacak.
b. Araçlarımız Gürbulak’tan 0.70 USD/Cent fiyatından 550 Litre yakıt alacak (Deposunda da 150 litre yakıt olursa transite yetecek)
c. Türkmen tarafından gelen araçların da depoları ölçülmeden mühür yapılarak geçişine izin verilecek.
d. Türkmen’den 1.200 Litre yakıtla İran’a giren araç deposunda kalan 500 Litre yakıt için İran’a ücret ödemeden TR’ye geçecek,
2. İkili taşımalarda Mühür işlemi yapılmayacak şu anda Kilometre bazlı olarak 1.6 ile hesaplanan geçiş ücreti 0.30 ile çarpılacak. Bu hesaplama ile Tahran ücreti 172 EURO olacak. Bu kural bu gece 24.00’te uygulamaya başlanacak…
3. Transit süre olan 4 gün zorunluluğu 2 güne indirildi. İhlal sebebiyle hapis ve para cezaları kalkacak. Süre kısaldığı için sefer sayımız ve kazancımız artacak
4. Lütfaabad, Pol, Saraks ve Gürbulak gibi İran çıkış gümrüklerinde ayrımcılık olmayacak. Her iki ülkenin Bozulabilir ürünleri öncelikli olacak. Diğer araçlar önce gelen önce geçer kuralına göre geçecek… Sefer sayımız ve Kazancımız artacak..
BAŞKA SORUNLARIMIZ DA VAR ELBETTE…
2015 Yılı içinde İran ile aynen batı ülkeleri ile olduğu gibi yeni bir karayolu anlaşması imzalanması için Elimizden geleni yapacağız. O anlaşmada İkili, Transit ve Boş girip yük alma kotaları belirlenecek ve tüm diğer konular çözüme kavuşturulacaktır.
EMEĞİ GEÇENLERE TEŞEKKÜR EDER, SEKTÖRÜMÜZE HAYIRLI KAZANÇLAR DİLERİM…
FATİH ŞENER

MUAY THAİ İÇ ANADOLU BÖLGESİ PROFESYONEL HAKEM KURUL BAŞKANLIĞI'NA FAZLI KONDUOĞLU GETİRİLDİ


TÜRKİYE MUAY THAİ FEDERASYONU MERKEZ SÜPER LİG VE PROFESYONEL HAKEM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI VE ANKARA MUAY THAİ İL HAKEM KURULU BAŞKANI FAZLI KONDUOĞLU,İÇ ANADOLU BÖLGESİ PROFESYONEL HAKEM KURUL BAŞKANLIĞI GÖREVİ ATANDI.
  
  KONYA İLİŞKİN AÇIKLAMA YAPAN BAŞKAN KONDUOĞLU ŞU İFADELERE YER VERDİ:" TÜRKİYE 
MUAY THAİ FEDERASYONU BAŞKANLIĞI İDARECİ VE YÖNETİCİLERİMİZ TARAFINDAN 
YENİLENEN MERKEZ ALT KURULLARI İÇERİSİNDE İÇ ANADOLU BÖLGESİ PROFESYONEL HAKEM KURUL BAŞKANLIĞI GÖREVİ ATAMA İLE TARAFIMA VERİLMİŞ OLUP AYNI ZAMAN DA TÜRKİYE MUAY THAİ FEDERASYONU MERKEZ SÜPER LİG VE PROFESYONEL HAKEM KURULU BAŞKAN YRD. GÖREV'İMEDE DEVAM ETMEKTEYİM. BU GÖREV'E ŞAHSIMI LAYIK GÖRÜP GÜVEN DUYARAK ONURE EDEN TÜRKİYE MUAY THAİ FEDERASYONU BAŞKANIMIZ SAYIN HALİL DURNA BEYEFENDİ ' YE , ,ICRA KURULU BAŞKAN. V.SAYIN Hasan YildizHOCAMIZA ,AS BAŞKANIMIZ SAYIN Şakir Bayramoğlu HOCAMIZA,AS BAŞKANIMIZ SAYIN Okşar Taştan BÜYÜĞÜMÜZE,M.H.Ü.K. BAŞKANIMIZ SAYIN Hamit Durmaz HOCAMIZA,GENEL KOORDİNATÖRÜ'MÜZ SAYIN Korkmaz Atalay HOCAMIZA, A.M.H.K. BAŞKANI SAYIN Murat Yıldız HOCAMIZA VE P.M.H.K.BAŞKANI SAYINKahir Aslan HOCAMIZA TEŞEKKÜR EDİYORUM.YENI ATAMALARI YAPILAN TÜM ARKADAŞLARIMIZA GÖREVLERİNDE BAŞARILAR DİLERİM. ALLAH YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN. İNŞALLAH. HERKESE SAYGILAR."

ЛИЧНЫЕ ИСТОРИИ В ЛИЦАХ( İNSANLAR KIŞISEL HIKAYELER)

ЛИЧНЫЕ ИСТОРИИ В ЛИЦАХ

Хло
Однажды в детстве я подслушала рассказ теток на лавочке во дворе, мол, деревенские бабки-ведуньи могли, посмотрев на человека, сказать, лЮбленный он был ребенок или нет. Тогда для меня это было фантастикой, сказкой - ух ты, читать по лицам! Волшебное умение, дар.

В студенчестве я услышала фразу преподавателя "Человек, который знает 100 стихотворений наизусть, даже внешне отличается от человека, который не знает. И я могу только по взгляду на лицо человека определить это". И снова это поразило меня до глубины души - не может быть, чтобы внутреннее, неявное было настолько заметно окружающим, просто, наверное, конкретно у этого человека есть особое редкое умение, не всем доступное.

А совсем недавно в жж-беседе обсуждали тему, которая хорошо выражена в поговорке "к старости душа на рожу лезет". И я вдруг поняла, что Личная История, которую рассказывает человек своей жизнью, проявляется на лице в зрелом возрасте. И мы можем сказать, счастлив ли был этот человек в том отрезке жизни, на том пути, который уже прошел. Любим ли. Любил ли он людей. Себя. Занимался ли он тем, что любит. Чем он наполнял себя.

Полюбуйтесь, какие лица-истории:
1234567

İNSANLAR KIŞISEL HIKAYELER

Chloe
Bir çocuk bir kez, ben bahçesinde bir bankta bir hikaye teyze kulak misafiri, derler, köy cadı-büyükannesi, adama bakarak o çocuk Loves ya değildi dedi olabilir. Sonra, benim için, bir fantezi, bir masal oldu - vay, insanların okumak! Büyülü yetenek, bir hediye. Bir öğrenci olarak, ben "bile bilmeyen bir kişinin farklı görünüyor. Ve ben sadece onu tanımlamak için bir kişinin yüzüne bakabilirsiniz, ezbere 100 şiir bilen bir adam." ibaresi öğretmen duydum Yine, bu çekirdek beni vurdu - örtük, iç başkalarına kadar fark olduğunu olamaz, sadece belki, özellikle bu kişinin mevcut bir çok nadir beceri değil, hepsi var. Daha yakın zamanlarda, LJ konuşmanın konusunu ele hangi iyi "tırmanmaya doğurmak üzere eski ruh." diyerek ifade Ve ben aniden, insanlara hayatlarını anlatıyor kişisel tarih, yetişkinlikte yüzünde belirir olduğunu fark etti. Bu adam zaten geçti yolda, hayatının gerçeği bölümünde ise Ve biz mutlu söyleyebiliriz. Aşk mı. O insanları seviyorum mı. Kendilerini. O seviyor ne olsun. Ne kendisi doldurdu. kişinin-hikayeler ne tür Enjoy:







1234567

Wednesday, 14 January 2015

Polise yerli silah


Polise yerli silah
Emniyet Genel Müdürlüğü, polis teşkilatını yerel üretim taktik silahlarıyla donatnaya devam ediyor.
Emniyet Genel Müdürlüğüne geçen yıl "Canik TP9" modeliyle 25 bin silah üreten Samsunlu firma, bu yıl da 25 bin silah temini için üretime başladı. Samsun Organize Sanayi Bölgesi'nde yaklaşık 10 bin metrekarelik alan üzerinde faaliyetlerini sürdüren Samsun Yurt Savunma Sanayi, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Emniyet Genel Müdürlüğünün açık teklif usulü düzenlenen ihalelerini alarak Türk polisinin kullandığı taktik silahlarının tedarikçisi oldu.
haber: 
Anadolu Ajansı
Foto Muhabiri: Erçin Top

Featured post

DEM Party's Druze Statement Sparks Controversy: Accusations of Israeli Alignment

*Ankara/Damascus, July 2025* – A fiery political storm has erupted after Turkey's pro-Kurdish DEM Party condemned attacks on Syria's...

Popular Posts