Saturday, 7 March 2015

İnsanlar 100.000 yıl sonra böyle mi görünecek?



İnsanlar 100.000 yıl sonra böyle mi görünecek?

Paylaş

Evrimin insan vücudunu nasıl değiştireceği hem bilim dünyasının hem de türlü geyik muhabbetlerinin en önemli konu başlığı malumunuz.



Araştırmacı ve sanatçı Nickolay Lamm doktorasını genomik alanında yapmış Dr. Alan Kwan‘dan yardım alarak, insanın uzun gelecekte nasıl görüneceği konusunda bir tahmin yürütmüş. Lamm ve Kwan, insanlığın, doğal seleksiyonun şimdiye kadar oynadığı rolü gelişmiş bir genetik mühendisliği teknolojisiyle üzerine alarak kendi kendini nasıl değiştirebileceği üzerine düşünmüşler. Bunun üzerine Lamm insanın 20.000, 60.000 ve 100.000 yıl sonra nasıl görüneceğine dair tahminlerini bu görselleri hazırlayarak açıklamış.



İlk fotoğraf bugünkü insanın fotoğrafı… Lamm, modellerin beyaz olmasında özel bir anlam aramamak gerektiğini, yalnızca bulabildiği en uygun modellerin bunlar olduğunu söylüyor.


Lamm’ın tahminlerine göre 20.000 yıl sonra insan, beyninin büyümesiyle birlikte daha büyük bir kafaya sahip olacak.


60.000 yıl sonra değişim belirgin bir şekilde görülecek. Kafaların daha da büyümesinin yanı sıra gözler de kocaman olacak. Lamm bunun sebebi olarak şöyle bir tahminde bulunuyor: Güneş sisteminin kolonizasyonu sebebiyle güneş ışığından uzakta yaşayıp az ışık alan insanların gözleri büyüyecek. Deri pigmentasyonumuz değişecek ve göz kapaklarımız kalınlaşacak. Böylece güçlenen UV ışınlarından daha iyi korunulacak.


Peki ya 100.000 yıl sonra? İşte o zaman insan değil ortalıkta dolaşan koca kafalar olacağız. Şaka bir yana 100.000 yıl sonra kafamızın büyüklüğü hayli artacak ve Japon Manga karakterleri gibi gözlerimiz olacak. Bu da çok loş ortamlarda da görebilmemizi, kozmik dalgalar için maksimum korumaya sahip olmamızı sağlayacak. Ayrıca burun deliklerimiz genişleyecek ve böylece dünya dışı ortamlarda da daha rahat nefes alabileceğiz. Bunların yanında büyüen kafamızı örtebilmek için daha fazla saçımız olacak.
Nickolay Lamm‘ın heyecan verici tahminleri böyle. Sizinkiler?

Bu gerçeği kabul edelim lütfen!


Tarihteki Paşalara Paşa, Sultânlara Sultân, Subaylara Subay, devlet adamlarına devlet adamı gözü ile bakmayıp; dinini, maneviyatını, imânını sorgulayarak onun iyi, kötü, zalim, mazlum olduğuna karar verdiğimiz sürece KANDIRILMAYA, YONTULMAYA mahkumuz efendiler!
Devlet, kalifiye eleman yetiştirir ve müslüman değil diye, maneviyatı bozuk diye o elemanı harcamaz, onu hainlikle yaftalamaz, saf dışı bırakmaz!
Sen, "Şu adam evliya gibi adam, buna itaat gerek, karşı olunmaz" dersin; ama o adam iyi bir devlet adamı değilse, ameli kendisini kurtaracak, tecrübesizliği milleti mahvedecektir, düşün değerli kardeşim!
Senin, benim gibi düşünse idi, şimdi bir sömürü idik, devletimiz, vatanımız yoktu!
Kemal Yolcu

YENİ LOGOMUZ

Karataş Belediye Başkanı Boğaçhan Ünal'dan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü Mesajı: "8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü Kutlarım"



8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü Kutlarım.
Bir ülkenin gelişmesi ve çağdaşlaşması konusunda her ne kadar erkekler ön planda görülse de kadınlarımızın gücü de yadsınamaz. Genel olarak erkek egemen toplum liderliğinde yürütülen sosyal ve siyasal faaliyetler , kadınlarımıza erkeklerle eşit haklar verilmesinden bu yana daha çok dikkat çekmektedir.Ancak kadınlarımıza eşit haklar tanınmış olsa da erkeklerin fiziksel güçlerini kullanıp kadını aşağılamaya yönelik davranışlarda bulunması , şiddete başvurması kabul edilebilecek bir durum değildir.Ülkemizde ve dünyada her gün daha da kötüsünü gördüğümüz sonu gelmeyen ve bu da artık son olsun dediğimiz kadın cinayetlerinin ,işkencelerin bitmesini umuyor ve her zaman kadınlarımızın yanında olarak onlara destek vereceğimizin bilinmesini istiyoruz.
Güçlü kadın profilini yıkmak isteyen; kendini toplumda kabul ettirememiş, geri kalmış zihniyetlerin en iyi güç gösterisi olarak gördüğü fiziksel şiddet anlayışlı, ileri görüşlü toplumumuz nezdinde onlara sosyal şiddet olarak geri dönecek ve gerek yasalar gerekse toplum tarafından hak ettikleri cezayı alacaklardır.
Unutmayalım ki ; başarılı ,gelişmiş ve çağdaş insanlığın temellerini atan varlık kadınlarımızdır.Bunun bilincinde olarak kadın haklarının geri plana atılmadan sosyal ve kültürel anlamda özgür, eşitlik ve huzur dolu bir dünya dileği ile 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününüzü Kutlarım .


AK Parti Gümüşhane Temayülünün hatırlattıkları…



HASHASAN GÜLLÜPUNAR / hgGeçtiğimiz Pazar Günü AK Parti haziranda yapılacak milletvekili genel seçimi için aday adaylarını belirlemek üzere temayül yoklaması yaptı. AK Parti delegelerinin Gümüşhane milletvekili olarak görmek istedikleri aday adaylarını oyladıkları temayül, bizlere hem olumlu hem de olumsuz şeyleri bir kez daha hatırlattı.


HASAN GÜLLÜPUNAR / YAZARHASAN GÜLLÜPUNAR / YAZAR 
hgullupunar@gmail.com-http://www.gumushaneolay.com/


Elbette temayülün olumlu yüzü önemliydi.
Geçenlerde eski başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın ölüm yıldönümü idi. Bu vesile ile sosyal medya ortamlarında birçok görsel paylaşıldı. Paylaşılan fotoğraflardan biri dikkatimi çekti. Tam olarak tarihine ulaşamamakla birlikte 1970’li yıllarda bir miting fotoğrafı. Oldukça kalabalık. Ancak dikkat çeken ayrıntı, fotoğraftakilerin hepsinin erkek olmasıydı. Sonra başka fotoğraflara baktım; Demirel’in, Ecevit’in, Erbakan’ın. Hepsinde erkeklerin hınca hınç doldurduğu meydanlar görüntülenirken, ülkenin yaklaşık olarak yarısını oluşturan kadın seçmenleri hiç göremedim. Onlar sahnelerde yoktu.
Gelelim temayüle. Edindiğimiz bilgilere göre yüzde 84 oranında bir katılım gerçekleşmiş. Bunun oldukça iyi bir katılım durumu olduğunu söyleyebilirim. Daha da önemlisi ilçelerden, beldelerdendolmuşlarla onlarca insan Gümüşhane’ye taşındı. Bu insanların önemli bir kesimi kadındı. Temayülün yapıldığı salona baktığımızda adeta bir düğün salonu gibi vatandaşlar erkekli kadınlı oy kullanıp 2015 Milletvekili Genel Seçimlerinde partilerinin adaylarını belirleme heyecanını yaşıyorlardı. Bu, demokrasimiz ve halkımızın siyasete katılımı açısından yüksek bir enerjiye sahip olduğumuzun açık bir göstergesi. Yukarda belirtmiş olduğum erkek egemen yapıyla kıyasladığımızda,geçtiğimiz yıllarda siyaset adına çok güzel bir dönüşüm yaşadığımızı görüyoruz.
Bu güzellikleri yaşarken işin bir de diğer yüzü var. Bu yüz,ülkemizin demokrasisi açısından insanı biraz karamsarlığa sevk ediyor. Çünkü basında medyada yazılan çizilenden tutunda sıradan bir vatandaşın söylediklerine kadar ülkedeki genel hakim kanıya göre bu tarz yoklamaların çok da etkisinin olmadığı inancı. Her şeyin merkezden belirlendiği algısı. Siyasal partilerimiz yaptıkları temayül ve kamuoyu araştırmalarının aday belirlemede önemli olduğunu söylese de; kamuoyundaki yaygın kanaat, merkezde güçlü bir lobisi olanın temayül ve araştırmalarda teveccüh almasa bile aday gösterilebileceği şeklindedir.
Bu durum, sahip olduğumuz demokrasi kültürünün tabandan yukarı doğru akışı canlı tutmadığı, lider ve merkez ağırlıklı siyaseti egemen kıldığı bir yapıyı pekiştiriyor. Oysa, sadece delegeler değil bir partinin bütün üyelerinin oy kullandığı temayüller yapılmalı ve buradan çıkan sonuçlar ufak oynamalar da olsa geçerlilik kazanmalıdır. Böylece siyasal partilerimiz üye kaydı yaparken daha temkinli davranabilirler. Sırf daha fazla üyemiz olsun diye herkesi kaydetmek yerine, o partinin siyasal duruşuna uygun, orada sahip olduğu dünya görüşü ölçüsünde demokratik bir bakış açısıyla mücadele edebilecek insanları parti üyesi yaparlar. Dolayısıyla neredeyse hepimizin şikayetçi olduğu “kirli siyaset” algısının değişmesine katkı sağlamış olabiliriz. Çünkü daha kabul görmüş, geçmişi daha temiz, toplumsal ve mesleki rolleri bakımından öne çıkan başarılarıyla anılan şahıslar toplumun desteğine mazhar olabilirler. Seçmenler merkezimiz gösterdi, partimizin adayı diye istemedikleri bir adaya oy vermek zorunda kalmazlar.
Yakın tarihimize baktığımızda taban hareketli siyasetçiler üreten son ekol Milli Görüş oldu. Maalesef bugün baktığımızda ülkemizde hangi siyasal partilerimiz olursa olsun enerji ve heyecan yaratabilecek yeni yüzleri çıkarma konusunda son derece zayıf görünüyorlar. Zaman ilerliyor. Mevcutlar yaşlanıyor. Ancak ülkenin gündeminde yer edinebilecek yeni siyasi yüzler konusunda ciddi kaygılar var. Çağın allayıp pulladığı, üzerleri maskeli, topluma söyleyecek sözü olmayan, refahın artırılmasına katkı sunabilecek nitelikten uzak, toplumundan, değerlerinden, ülkesi adına duygusal yoğunluktan yoksun ve teknoloji kölesi nesiller siyasete hazırlanıyor. Çünkü taban artık siyaset üretmiyor. Bu nedenle çok geç olmadan AK Partili, MHP’li, CHP’li, HDP’li ve diğer bütün seçmenler hangi düzeyde olursa olsun gittiği bütün sandıklara sahip çıkmalı. 

ATALAY’DAN 8 MART MESAJI



25. Dönem Ak Parti Gümüşhane Milletvekili Aday Adayı Korkmaz ATALAY, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kutlama mesajı yayınladı.

KORKMAZ ATALAY’DAN 8 MART MESAJI


Atalay , mesajında şu görüşleri paylaştı : “Yaşamımızın büyük bir kısmını oluşturan kadınlar;  kimi zaman eşimiz, kimi zaman sılamız , kimi zaman yârimiz, kimi zaman annemiz , kimi zaman da bacımız olmuştur.Onlarsız bir hayat asla düşünülemez.Dinimize göre kadınlar ve erkekler yaratılış olarak eşittirler.Bu konuda Allah (c.c) , Kuran’da :  ‘ Ey İnsanlar! Biz sizi, bir erkek ile bir dişiden yarattık...Hiç şüphesiz Allah katında en değerliniz takvaca en ileri olanınızdır.’ buyurmaktadır. Bundan dolayı kadınlarımıza hak ettikleri değeri vermemiz aynı zamanda dinimiz İslam’ın gereklerindendir.Öyle ki Peygamber Efendimiz (sav.) Cennet anaların ayağı altındadır , buyurmaktadır.Şunu bilmek gerekir ki: Kadınlarımızın haklarını yalnız bir gün değil her gün savunmalıyız.Senede bir gün onları anlamaya çalışmak,onların haklarından bahsetmek, çektikleri sıkıntıları anlamaya çalışmaklayetinemeyiz.Kadınlar bizim için yılın her günü baş tacı olmalıdır.Bu düşüncelerle tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutlar , şiddetten uzak , hak ettikleri değeri görecekleri sevgi dolu günler diler , şükranlarımı sunarım.” dedi.

HAZİRAN SEÇİMLERİ VE MUHALEFETİN GÜTTÜĞÜ İŞTE ASIL AMAÇ



Haziran 2015 seçimlerini masaya yatırdık.Yaptığımız çalışmamızda, AK Parti'nin açık ara iktidar olacağı, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun hedef olarak gösterdiği yüzde 35 hedefine varamayacağı, HDP'nin ise barajı aşamayacağı tahminlerine varıldı.
İşte anketin kısa sonuçları: 
AK Parti: yüzde 59,3,
CHP: yüzde 22,1, 
MHP: yüzde 9,6
BDP/HDP: yüzde 5,3 
Diğer: yüzde 2,6.

    Elde edilen sonuçları yorumlayan çeşitli Muhittin Çiftçi; seçimde bilinmeyen ve en çok tartışılan konunun “HDP'nin barajı geçip geçemeyeceği” olduğunun altını çizerken,  aynı zaman da da bu "parti olarak katılma" meselesinin de vazgeçebilecekleri bir seçenek olduğunu vurguladı. Devamında ise şunları söyledi : “Elde edilen sonuçlara göre, BDP/HDP'nin barajı aşamayacağı gözüküyor.Buna neden olanın ise son  yıldaki tutumları ve son silah bırakılması gerektiği ve bunun için toplanılması çağrısı olduğu. 

     HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ;bazı çevreler tarafından barış havarisi olarak gösterilse de seçmenin, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile genel seçimler arasındaki oy tavrında bariz bir değişiklik var. 6-7 Ekim'de gerçekleşen ve ölümlerle sonuçlanan Kobani olaylarındaki vahşice cinayetlerin, Selahattin Demirtaş'ın çağrısı üzerine işlenmiş olması Demirtaş'a puan kaybettirdi. Dağdaki terörist ve şehirdeki terörist arasında fark görmeyen vatandaş, oy tavrında değişiklik yapınca, çalışmalarıma göre, HDP'nin barajı aşamayacağı tahmin ediyorum. 

     Ayrıca HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ı samimi açıklamalar yapmamakla suçlayan doğu ve güneydoğu'lu vatandaş, artık başın hakim olmasının ve ekonomik kültürel ve diğer tüm yönlerden kalkınmanın bir an önce gerçekleşek işsizlik ten yoksulluğa, eğitimsel geri kalmışlıktan kültürel abütünsellik sorunsallarına çözüm bulunmasını istiyor. 

   Dolardaki ve diğer bazı emtialardaki  yükselişi de yorumlayan Muhittin Çiftçi; Dolardaki şimdiki ateşlenmenin ise, borsa ve faiz lobisnin hükümete yönelik bir planlı saldırı ve . gezi veya farklı bir kalkışmamın mali kaynaklarını elde etme açalı bir spekülatif hareket olarak gören Muhittin Çiftçi; amaç, MB'nın rezervlerini Rusya gibi harcayarak hedeflerinden uzaklaşmasıdır, Böylece makro ve mikro istikrar hedeflerinden uzaklaşan hükümet halk nezdinde puan kaydecek ve seçimleri kazanamayacak haliyle kaotik ortam meydana gelerek 1993,1997,2001 ve 2007 de hatta 2009 da  olduğu gibi çözüm sürecinde "köprüyü geçmeden son çıkıştan geri döndürmek zorunda kalacak" bu durumda halk hükümeti başarısız görerek değiştirerek AK PARTİ iktidarına sonvereck. İŞTE ASIL AMAÇ BUDUR.

OPTİMAR'dan bomba seçim tahmini




OPTİMAR Araştırma Şirketi tarafından yapılan son anket çalışmasında HDP'nin barajı aşamadığı görülüyor.
OPTİMAR'dan bomba seçim tahmini
Son iki seçimin en yakın tahmin sonuçlarını veren OPTİMAR Araştırma Şirketi, son çalışmasında Haziran 2015 seçimlerini masaya yatırdı. 26 ilde, 3546 kişiyle yüz yüze yöntem ile Nuts 2 kapsamında yapılan çalışmada, AK Parti'nin açık ara iktidar olacağı, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun hedef olarak gösterdiği yüzde 35 hedefine varamayacağı, HDP'nin ise barajı aşamayacağı tahminlerine varıldı. OPTİMAR Araştırma Şirketi'nin yaptığı çalışmanın sonuçları şu şekilde: "AK Parti: yüzde 49,1- CHP: yüzde 26,2, MHP: yüzde 12,8 - BDP/HDP: yüzde 7,8 - Diğer: yüzde 4,1.

Elde edilen sonuçları yorumlayan OPTİMAR Araştırma Şirketi Başkanı Hilmi Daşdemir, seçimde bilinmeyen ve en çok tartışılan konunun “HDP'nin barajı geçip geçemeyeceği” olduğunun altını çizerken, şunları söyledi: “Elde edilen sonuçlara göre, BDP/HDP'nin barajı aşamayacağı gözüküyor. HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş bazı çevreler tarafından barış havarisi olarak gösterilse de seçmenin, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile genel seçimler arasındaki oy tavrında bariz bir değişiklik var. 6-7 Ekim'de gerçekleşen ve ölümlerle sonuçlanan Kobani olaylarındaki vahşice cinayetlerin, Selahattin Demirtaş'ın çağrısı üzerine işlenmiş olması Demirtaş'a puan kaybettirdi. Dağdaki terörist ve şehirdeki terörist arasında fark görmeyen vatandaş, oy tavrında değişiklik yapınca, çalışmalarımıza göre, HDP'nin barajı aşamayacağı tahmin ediliyor.”
Kaynak: 

Beşinci nesil F-35'ler yolda !!!





Malatya ve Konya'da peşpeşe meydana gelen, 6 pilotun şehit olduğu kazalar, F-4'lerin tümüyle kullanım dışı bırakılmasını sağlayacak JSF programını gündeme getirdi. Türkiye'nin alacağı 100 adet 'beşinci nesil" F-35 uçağının teslimatı, yaşanan kazaların ardından hızlandırıldı.
Türkiye, peş peşe gelen kazalarla gündeme gelen F 4'lerin yerini, son teknoloji ve yarı görünmezlik özelliğine sahip F 35 uçakları alacak. Türkiye'nin alacağı 100 adet "beşinci nesil" F 35 uçağının teslimatında geri sayım başladı. 2006 yılında başlatılan ve Türkiye'nin de ortak olduğu JSF(Joint Strike Fighter /Müşterek Saldırı Uçağı) programı çerçevesinde 2020'ye kadar alınacak uçakların test uçuşları tamamlandı. Üretime başlandı. Son teknoloji ve yarı görünmezlik özelliğine sahip olacak F 35 uçaklarının teslimine de en kısa sürede başlanacak. ABD, İngiltere, İtalya, Hollanda, Kanada, Avustralya, Norveç ve Danimarka'nın yer aldığı programa her ülkenin savunma sanayisi katkı sağlıyor. JSF programının hızlandırılması yönünde adım atılması bekleniyor.

Friday, 6 March 2015

Uluslararası Nakliyeciler Derneği'nden basın açıklaması : Bazergan'da toplamtı yapacağız





15 Ocak tarihinde komşumuz İran ile imzalanan iki ülke araçları arasındaki Haksız Rekabeti bir nebze olsun iyileştiren Anlaşma'nın uygulanması konusunda sizlerden sıkça şikayetler almaktayız.
Bakanlığımıza yaptığımız bilgilendirmeler neticesinde 9 Mart 2014 Pazartesi günü Bazergan'da her iki ülke Bakanlık yetkililerinin katılacağı bir toplantı düzenlenecek ve Anlaşmanın uygulanması ile ilgili sizin şikayetlerinizin çözümü sağlanacaktır.
Bize ulaşmış, Anlaşmaya rağmen İran tarafında yapıldığı bildirilen haksızlıklar aşağıdadır.
1. Transit araçlarda deposu ölçülmeksizin mühürlenerek geçişine izin verilecektir maddesine rağmen, ülke çıkışlarında mühürlü depoların açılarak çeşitli bahanelerle ceza yazılması.
2. İran kapı çıkışlarında her iki ülkenin bozulabilir yük taşıyan araçlarının dışında bir öncelik olmayacağı "İlk Gelen İlk Geçer" Kuralının uygulanacağı maddesine rağmen Türk araçlarının uzun süreler bekletilmeye devam etmesi... (Saraks kapıda bu durum yok)
3. Transit geçiş süresi en az 2 gün denmesine rağmen 3 gün süre verilmesi,
4. Deposu mühürlenerek dönüş yolunda İran'a boş giren araçların yük almalarına izin verilmemesi,
Bu ve benzer konularda cezaya maruz kalan üyelerimizin ceza makbuzları ve haksızlık yapıldığına dair ispat edici delilleri UND'ye göndermeleri gerekmektedir.
Bu konuda çekilmiş foto ve Video'lar da Facebook ortamında bu paylaşımın altında paylaşılmalıdır.
TOPLANTIDA AYRICA, İKİ ÜLKE ARASINDA BOŞ GİRİŞLER DE DAHİL OLMAK ÜZERE TÜM DİĞER KONULARI İÇERECEK YENİ BİR KARAYOLU ANLAŞMASI İMZALANMASI İÇİN HAZIRLIKLARIN BAŞLATILMASI KONUSU TOPLANTIDA UND TARAFINDAN GÜNDEME GETİRİLECEKTİR...
(Bu haberin altına da "Eskiden daha iyiydi bizi mahvettiniz" yorumu yapacak sektör mensuplarımıza kısa bilgi :
Eskiden Daha iyi dediğiniz eskiden, HANGİ ESKİ ?
Hepimiz biliyoruz ki, Eskiden daha kötüydü 2012-2013-2104.. sektör bitme noktasındaydı...
Ancak, 5 Haziran Günü Gürbulak'ta başlattığımız eylemler ve Bakanlığımızın kararlılığıyla 10 Ekim günü İran araçlarına mütekabiliyeti başlattık. İran araçları gelemedi, Navlunlar yükseldi ve yıllardır ilk kez araçlarımız iyi para kazandı.
Sizlerin Eskiden iyi dediğiniz eskiden, UND ÇABALARIYLA OLUŞAN 10 Ekim-15 Ocak ARASIDIR...
BU DÖNEM ANLAŞMA OLMASI İÇİN DEVLET TARAFINDAN GEÇİCİ UYGULANMIŞTIR.
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI, EKONOMİ BAKANLIĞI, ULAŞTIRMA BALANLIĞI, GÜMRÜK BAKANLIĞI, KALKINMA BAKANLIĞI VE BAŞBAKANLIĞIN KATILDIĞI TOPLANTIDA, İRAN TARAFININ TRANSİT ÜCRETİ KALDIRMASI VE YAKIT FİYAT FARKINI 0.30 USD ye İNDİRMESİ, KAPILARDA HAKSIZLIK YAPMAYACAĞINI TAAHHÜT ETMESİ ÜZERİNE ANLAŞMA SAĞLANMIŞTIR.
Krizi çözmek için imzalanan Bu anlaşma bizim 14 talebimiz olmasına rağmen 4 konuyu içermektedir.
İRAN İLE 20 SENE ÖNCE YAPILMIŞ OLAN KARAYOLU ANLAŞMASINI DEĞİŞTİRECEK YENİ BİR ANLAŞMA YAPILMASI KONUSUNDA ÇABALARIMIZ SÜRMEKTEDİR)

Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts