Tuesday, 10 March 2015

Genişleme Ülkelerinin Reform Çabalarına 11 milyar Avro’yu Aşan Destek



European-Commission
Avrupa Komisyonu, AB’nin önümüzdeki yedi yıllık dönem boyunca Batı Balkan ülkeleri ve Türkiye’deki reform çabalarına vereceği desteğin ayrıntılarını açıkladı. AB tarafından geçtiğimiz yıl kararlaştırılan 11 milyar Avro’luk fon desteği, yeni Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı-IPA II yoluyla kullandırılacaktır. Bugün yapılan açıklama, fon kaynağının bölüştürülmesine politik önceliklerine ilişkin ayrıntıları ortaya koymaktadır. Yardımdan en çok yararlanacak kilit alanların tespitinde, ilgili ülke makamları da yer almıştır. Bu süreçte Avrupa Parlamentosu ile AB üyesi devletlerin yanı sıra sivil toplum örgütleri, uluslararası örgütler ve finans kurumlarına da danışılmıştır.
Genişleme ve Komşuluk Politikasından sorumlu Komisyon Üyesi Štefan Füle, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Yenilenen bu fonlar, genişleme bölgesi açısından çok iyi bir haber. Bu yardımlar, Avrupa perspektifine sahip olan bölge ülkelerinin, yurttaşlarını doğrudan etkileyecek olan reformları uygulamaya koymalarına, AB yolunda ilerlemelerine ve komşuları ile birlikte köprüler kurmalarına yardımcı olacaktır.”
Mali yardım, sadece AB’ye katılmak isteyen ülkelerin stratejik önceliklerine değil, aynı zamanda bölgesel ve alansal işbirliği ve yatırımların kuvvetlendirilmesine de odaklanacaktır. Kilit alanlar arasında yönetişim ve kamu idaresi reformları, hukukun üstünlüğü ve temel haklar ile ekonomik büyüme ve rekabet gücüne yönelik destekler de yer alacaktır.
Bu alanlardaki mali yardım, belirli sonuçları hedefleyen ulusal sektörel reformları desteklemek üzere şekillendirilecektir. Bir önceki IPA sürecinin sürekliliğini sağlayacak olan yeni IPA II aracı, yararlanıcıların fonlara erişimini kolaylaştırmak amacıyla, daha sonuç odaklı, esnek ve belirli ihtiyaçları karşılamaya yönelik sadeleştirilmiş kurallar çerçevesinde uygulanacaktır.
Doğru bir şekilde belirlenmiş gösterge ve hedefler bütünü, programların izleme ve değerlendirilmesinin eksiksiz yapılabilmesine imkân verecektir. Performans ödülleri 2017 ve 2020 yıllarında değerlendirilecektir.
Cari fiyatlar üzerinden 2014-2020 IPA II Tahsisatı (milyon)
Ülke20142015201620172018 – 2020Toplam
Arnavutluk83.786.989.792.9296.3649.5
Eski Yugoslav Makedonya Cumhuriyeti85.788.991.694.9303.1664.2
Kosova83.885.988.791.9295.2645.5
Karadağ39.635.637.439.5118.4270.5
Sırbistan195.1201.4207.9215.4688.21,508.0
Türkiye620.4626.4630.7636.41,940.04,453.9
Çoklu ülke*348.0365.0390.0410.41,445.32,958.7
*Bu tahsisat birden fazla ülkeye yönelik aktivitelerin yanı sıra bilgilendirme ve iletişim, denetim, izleme ve değerlendirme, Yüksek Temsilcilik giderleri için tahsis edilen fonları ve Bosna ve Hersek’e tahsis edilmemiş fonları kapsar.
Bosna ve Hersek’e ilişkin rakamlar bu yılın sonunda yayımlanacaktır. Yaşanan gecikme, ülke genelinde gerekli koordinasyon yapısının eksikliğinden kaynaklanmıştır.

Genişleme Ülkelerinin Reform Çabalarına 11 milyar Avro’yu Aşan Destek


European-Commission
Avrupa Komisyonu, AB’nin önümüzdeki yedi yıllık dönem boyunca Batı Balkan ülkeleri ve Türkiye’deki reform çabalarına vereceği desteğin ayrıntılarını açıkladı. AB tarafından geçtiğimiz yıl kararlaştırılan 11 milyar Avro’luk fon desteği, yeni Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı-IPA II yoluyla kullandırılacaktır. Bugün yapılan açıklama, fon kaynağının bölüştürülmesine politik önceliklerine ilişkin ayrıntıları ortaya koymaktadır. Yardımdan en çok yararlanacak kilit alanların tespitinde, ilgili ülke makamları da yer almıştır. Bu süreçte Avrupa Parlamentosu ile AB üyesi devletlerin yanı sıra sivil toplum örgütleri, uluslararası örgütler ve finans kurumlarına da danışılmıştır.
Genişleme ve Komşuluk Politikasından sorumlu Komisyon Üyesi Štefan Füle, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Yenilenen bu fonlar, genişleme bölgesi açısından çok iyi bir haber. Bu yardımlar, Avrupa perspektifine sahip olan bölge ülkelerinin, yurttaşlarını doğrudan etkileyecek olan reformları uygulamaya koymalarına, AB yolunda ilerlemelerine ve komşuları ile birlikte köprüler kurmalarına yardımcı olacaktır.”
Mali yardım, sadece AB’ye katılmak isteyen ülkelerin stratejik önceliklerine değil, aynı zamanda bölgesel ve alansal işbirliği ve yatırımların kuvvetlendirilmesine de odaklanacaktır. Kilit alanlar arasında yönetişim ve kamu idaresi reformları, hukukun üstünlüğü ve temel haklar ile ekonomik büyüme ve rekabet gücüne yönelik destekler de yer alacaktır.
Bu alanlardaki mali yardım, belirli sonuçları hedefleyen ulusal sektörel reformları desteklemek üzere şekillendirilecektir. Bir önceki IPA sürecinin sürekliliğini sağlayacak olan yeni IPA II aracı, yararlanıcıların fonlara erişimini kolaylaştırmak amacıyla, daha sonuç odaklı, esnek ve belirli ihtiyaçları karşılamaya yönelik sadeleştirilmiş kurallar çerçevesinde uygulanacaktır.
Doğru bir şekilde belirlenmiş gösterge ve hedefler bütünü, programların izleme ve değerlendirilmesinin eksiksiz yapılabilmesine imkân verecektir. Performans ödülleri 2017 ve 2020 yıllarında değerlendirilecektir.
Cari fiyatlar üzerinden 2014-2020 IPA II Tahsisatı (milyon)
Ülke20142015201620172018 – 2020Toplam
Arnavutluk83.786.989.792.9296.3649.5
Eski Yugoslav Makedonya Cumhuriyeti85.788.991.694.9303.1664.2
Kosova83.885.988.791.9295.2645.5
Karadağ39.635.637.439.5118.4270.5
Sırbistan195.1201.4207.9215.4688.21,508.0
Türkiye620.4626.4630.7636.41,940.04,453.9
Çoklu ülke*348.0365.0390.0410.41,445.32,958.7
*Bu tahsisat birden fazla ülkeye yönelik aktivitelerin yanı sıra bilgilendirme ve iletişim, denetim, izleme ve değerlendirme, Yüksek Temsilcilik giderleri için tahsis edilen fonları ve Bosna ve Hersek’e tahsis edilmemiş fonları kapsar.
Bosna ve Hersek’e ilişkin rakamlar bu yılın sonunda yayımlanacaktır. Yaşanan gecikme, ülke genelinde gerekli koordinasyon yapısının eksikliğinden kaynaklanmıştır.

Sürdürülebilir Marka Sertifika Programı Başlıyor


sürdürülebilirmarka
Sürdürülebilirlik Akademisi 2012 yılında oluşturduğu Sürdürülebilir Markalar Sivil İnisiyatifi kapsamında BÜYEM işbirliğinde Türkiye’de bir ilk olarak ‘Sürdürülebilir Marka Sertifika Programı’nı oluşturdu! Sertifika Programı, yeni ekonomi düzeninde markalara ve marka temsilcilerine; içerik pazarlamasından stratejik marka yönetimine, yeni reklam stratejilerinden sosyal medya yönetimine, yeni tüketici analizinden marka güveni ve itibarına, sosyal ayakizinden sorumlu girişimciliğe kadar önemli konularda uzmanlıklar geliştirme olanağı sunuyor.

Ulusal ve Uluslararası Eğitmenlerle Etkili Bir Program!
Boğaziçi Üniversitesi’nden akademisyenler ile özel sektörden önemli sürdürülebilir marka liderleri ve uzmanlarının eğitim vereceği programda teorik derslere ek olarak sürdürülebilir marka ve marka iletişimi konusunda 2 önemli uluslararası danışman tarafından yapılacak workshop çalışmaları da yer alacaktır. 54 saatlik eğitimin dersleri Boğaziçi Üniversitesi’nde yapılacak programa kayıt için 15 Mart’a kadar http://surdurulebilirlikakademisi.com/Site/?page_id=320 adresini ziyaret ederek kayıt olabilir, detaylı bilgi için egitim@surakademi.com adresine e-posta gönderebilirsiniz.

T.C. İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı 2015 Proje Başvuruları Başladı


derneklerdairesi
T.C. İçişleri Bakanlığı’nın 2010 yılında başlattığı “Sivil Toplum Kuruluşları için Proje Yardımları” Programı, 2015 yılı proje teklif çağrısına çıkılmıştır. Dernekler Dairesi Başkanlığı, Program kapsamında, STK’ların kapasitelerinin geliştirilmesi, kamu ile olan ilişkilerinin artırılması ve karar alma mekanizmalarına aktif katılım sağlanması gibi amaçlar ile projeleri desteklemektedir.
2015 Proje Yardımları için desteklenecek konular;
- Aile ve toplum değerlerinin korunması ve geliştirilmesine yönelik projeler,
- İnsan hakları ve demokrasi bilincinin yaşatılması ve etkin hale getirilmesine yönelik projeler,
- Karar alma mekanizmalarına katılım, kamu-sivil toplum diyaloğunun arttırılması ve aktif vatandaşlık konulu projeler,
- Toplumda huzur ve barışı temin etmek üzere farklı toplum kesimleri arasında uzlaşı, işbirliği ve etkileşimi artırmaya yönelik projeler,
- Toplumun farklı kesimleri arasında işbirliği ve etkileşimi arttırmaya yönelik projeler,
- Gençlerin, kadınların ve engellilerin girişimciliğini, liderlik vasıflarını ve istihdamını arttırmaya yönelik projeler,
- Çocuklar, gençler, kadınlar, engelliler, maddi durumu iyi olmayan ve sosyal risk altındaki gruplara yönelik projeler,
- Kültür, tarih ve medeniyet değerlerinin korunması, geliştirilmesi ve ihyasına yönelik projeler,
- Gazilerimize ve Şehit yakınlarına yönelik projeler,
- Eğitim, kültür, sağlık, spor ve madde bağımlılığı ile mücadeleyi konu alan sosyal içerikli projeler
Proje başvuruları 09 Mart – 07 Mayıs 2015 tarihleri arasında www.dernekler.gov.tradresinde yer alan Proje Destek Sistemi(PRODES)üzerinden elektronik olarak yapılacaktır.
Program kapsamında desteklenecek proje konuları, desteğin miktarı ve kapsamı, kimlerin başvurabileceği, başvurunun nasıl ve nereye yapılacağı konuları ile ilgili detaylar PRODES’te yer alan Başvuru Rehberinde açıklanmıştır.
Detaylı bilgi için tıklayınız.

T.C. Tokyo Büyükelçiliği; seçimlere ilişkin bir duyuru yayınladı



Değerli Vatandaşlarımız,
1) 18 Mayıs 2012’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 6304 Sayılı “Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”la yurtdışındaki seçmenlerin, Milletvekili Genel Seçimleri, Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ve Halkoylamalarında, ikamet ettikleri ülkelerde oy vermeleri imkanı sağlanmış olup, Japonya’da yaşayan vatandaşlarımızın 31 Mayıs 2015 tarihinde gereçekleştirilecek 25. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri’nde Büyükelçiliğimizde oy kullanmaları mümkündür.
2) Bu çerçevede; Büyükelçiliğimiz görev bölgesinde yaşayan vatandaşlarımızın seçimlerde oy kullanabilmeleri için “Yurtdışı Seçmen Kütüğü”ne kayıtlı olmaları gerekmekte olup, sözkonusu kaydı Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı’nın (YSK) internet sitesinden (https://www.ysk.gov.tr) kontrol etmeleri mümkündür .
Yurt Dışı Seçmen Kütüğü 14 Mart 2015 Cumartesi günü YSK’nın internet sitesinde ilan edilecektir. Seçmen bilgilerinizde adres beyanınızın hatalı olduğunu tespit etmeniz halinde, 14 Mart 2015 ile 27 Mart 2015 tarihleri arasında Büyükelçiliğimiz Konsolosluk Şubesine şahsen müracaat ederek itiraz başvurusunda bulunabilirsiniz. İtiraz başvurusu için son gün 27 Mart 2015 (Türkiye saati ile 17.00) olup bu saatten sonra itiraz başvurusu kabul edilmeyecektir. İtiraz başvurularının şahsen yapılması gerekli olup, posta ile itiraz başvurusu yapılması mümkün değildir.
Öte yandan, Yüksek Seçim Kurulu tarafından seçimlerle ilgili gönderilecek bilgi mesajlarını almak isteyen vatandaşlarımızın, YSK web sitesindeki (www.ysk.gov.tr) “Yurtdışı Seçmen Sorgulama” bölümüne e-posta bilgilerini girmeleri önemle tavsiye olunur.
3) Japonya’da ikamet eden vatandaşlarımız, oylarını 31 Mayıs 2015 tarihinde Büyükelçiliğimizde (Adres: 2-33-6 Jingumae Shibuya-ku, 150-0001 Tokyo) 10:00-19:00 saatleri arasında kullanabilecektir.
Vatandaşlarımızın oy kullanmaya gelirken T.C. Kimlik Numaralarını gösteren nüfus cüzdanlarını veya pasaportlarını yanlarında bulundurmaları gerekmektedir.
Vatandaşlarımızın ikamet ettikleri ülkelerde kurulacak sandıklarda oy kullanmalarının yanısıra, gümrük kapılarımızda aşağıda sunulan tarih aralığında oy kullanmaları da mümkündür.
Gümrüklerde oy verme işlemi : 8 Mayıs 2015 - 7 Haziran 2015
Öte yandan, Yüksek Seçim Kurulu tarafından seçimlerle ilgili gönderilecek bilgi mesajlarını almak isteyen vatandaşlarımızın, YSK web sitesindeki (www.ysk.gov.tr) “Yurtdışı Seçmen Sorgulama” bölümüne e-posta bilgilerini girmeleri önemle tavsiye olunur.
4) Seçimlerle ilgili olabilecek gelişmeleri takip edebileceğiniz güncel duyurularımızın, Büyükelçiliğimiz web sitesi ve facebook sayfasında yayınlanmasına devam edilecektir.
Bununla birlikte, vatandaşlarımızın sorularınının cevaplanabilmesini teminen YSK tarafından "Yurt Dışı Seçim Çağrı Merkezi" oluşturulmuştur. 444 9 775 telefon numarasından ulaşabileceğiniz sözkonusu çağrı merkezinden de ilave bilgi edinebilirsiniz.
Saygıyla duyurulur.
YSK.GOV.TR

Türkistan Terimi, Coğrafi ve Siyasi Sınırı



turkistan-harita-dunya-map


Türkistan kavramını veya sınırlarını anlamak için genel kabul gören şekliyle “Türk Dünyası” kavramını tarif etmemiz, buradan hareketle Türkistan’ın ve alt bölgelerinin sınırlarını çizmemiz gerekir. Daha çok etnik bir kavram olan “Türk Dünyası”, Türklerin değişik boylarının bulunduğu ülkeleri ihtiva eder. Genellikle de bulunduğu ülkeler veya bölgeler, buradaki etnik ağırlıkları sözkonusu ise, Türklerin boy ismi ile anılır. Türkistan’daki bağımsız Türk cumhuriyetleri ile Rusya federasyonu ve Kafkasya’daki birçok muhtar bölgelerin durumu böyledir.
Türk dünyası dört bölgeye ayrılır:
1- Altay-Sibirya Türkleri: Altay, Baraba, Çulım, Dolgan, Hakas, Karagas, Koybal, Kumandı, Sabir, Sagay, Şor, Telen-git, Televüt, Tobol, Tofalar, Tuva, Yakut.
2- Batı Türkleri: Ahıska, Azerbaycan, Balkanlar (Batı Trakya, Bulgaristan, Romanya, Yugoslavya), Irak, îran (Afşar, Azerî, Halaç, Hamse, Horasâni-Boçagçı, Kaçar, Karacadağ, Karagözlü, Karakoyunlu, Karapapak, Karayi, Kaşgay, Şâhseven, Türkmen), Kıbrıs, 12 Ada, Suriye, Türkiye.
3- Doğu Avrupa Türkleri: Gagauz, İdil-Ural (Başkurt, Çuvaş, Kazan, Mişer), Kafkasya (Karaçay-Malkar, Kumuk, Nogay, Stavropol Türkmenleri), Karayim, Kırım (Kırım Tatarları, Belorusya Tatarları, Litvanya Tatarları, Polonya Tatarları, Kırınçak).
4- Türkistan Türkleri:Afganistan, Doğu Türkistan (Kazak, Kırgız, Salar, Sarı Uygur, Uygur), Karakalpak, Kazak, Kırgız, Özbek, Türkmen.
Türkistan’ın Sınırları
Tarih boyunca Türkistan adıyla bir devlet veya hanlık kurulmadığı halde, Orta Asya’nın büyük bir bölümünü oluşturan ve eski çağlardan beri Türklerin anayurdu olarak kabul edilen ülkeye Türkistan denmiştir. Genellikle değişik isimler altında kurulan çok sayıda Türk, İslâm veya Moğol devletlerinin sınırları değiştikçe, Türkistan’ın zihinlerdeki sınırları da değişmiştir. Bununla beraber ilk çağlardan günümüze kadar geçerli olan belli bir Türkistan sınırlarını tarif etmek mümkündür.
Türkistan’ın sınırlarını belirlemeden önce bu konudaki kavram kargaşasına temas etmek gerekmektedir. Türkistan, Orta Asya, İç Asya, Merkezi Asya, Turan, Türkili, Sovyet Türkistanı, Çin Türkistanı, Sovyet Orta Asyası, İran veya Afganistan Türkistan’ı, Doğu Türkistan, Batı Türkistan… gibi kullanımlar sözkonusudur. Şüphesiz bu listede bulunan isimler daha da arttırılabilir.
Bu kadar çok isimlerin kullanılması da aslında başlıbaşına kavram kargaşası olarak kabul edilmemelidir. Bununla beraber yukarıdaki listede yer alanlardan eşanlamlı olanlar ile aralarında parça bütün ilişkisi olanları belirtmemiz ve eşanlamlı olmadığı halde biri-birlerinin yerine kullanılan isimlerle ilgili sıkça yapılan hataya ve kavram kargaşasına işaret etmemiz gerekir.
Konunun önemini Rusya ve Çin’in takip ettiği politikalardan anlıyoruz. Her iki ülke de bu husustaki kavramlara mutlak bir isim olarak bakmamakta, fakat baskıcı bir devlet politikası şeklinde, yılları hatta rejimleri aşan kararlılıkla bazı isimleri yasaklatmakta, bazılarını zor ile kullandırmakladır.
Bu ülkelerin ısrarla üzerinde durdukları, yani “isim önemli değil” deyipte geçmedikleri bir hususu, bu konunun araştırmacıları geçiştirmemelidirler. Rusya’da son yıllara kadar uygulanan politika, Türk ve Türkçe deyince kasd olunan Anadolu Türk’ü ve Türkçesi idi. Rejim doğrultusunda ideoloji üretmek isteyen birçok araştırmacılar, buradaki Türkler için “Türk dillerinde konuşanlar”  tâbirini kullanmışlardır. Yani Türk boylarının bazılarının tesadüfen Türkçe konuştuklarını, aslında Türklükle bir münasebetlerinin olmadığın iddia etmişlerdir.
Biçuri’nin (1777-1853) bu husustaki tesbiti açıktır: Hazar denizi ile Kûh-ı Nûr dağları arasında bir millet yaşar.Bunlar Türkçe konuşurlar ve İslâm dinine inanırlar. Bu insanlanlar kendilerini Türk olarak takdim ederler ve onların ülkesi Türkistan diye anılır.
Orta Asya Tabiri İlmi Yönden Yanlış
Bölgenin Rusya ve Çin tarafından istilâsından sonra, kararlı bir şekilde Ruslaştırma, asimilasyon ve değişik Türk boylarını ayrı birer millet göstererek aralarındaki her türlü kültürel ve tarihi bağları koparma, böylece “böl, yönet” politikasını sürdürmelerinin bir neticesi olarak, özellikle “Türk, Türkçe, Türkistan” gibi kelimeler her türlü resmi yazışmalardan çıkarılmıştır.
1917 ihtilalinden sonra yavaş yavaş yaygınlaştırılan ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra da tamamen Türkistan yerine kullanılan “Orta Asya” ilmî yönden yanlış kavram olduğu gibi, bu ismin daha önce kullanıldığına da pek rastlanmaz.  Halbuki, ilk defa belli bir idâri birim ismi olarak “Türkistan” tâbiri, Ruslar tarafından kullanılmıştır.
Ruslar 1865’e kadar işgal ettikleri topraklara, idaresi Orenburg valiliğinde kalmak üzere“Türkistan Vilâyeti” adını vermiştir. Böylece asırlardan beri yurt anlamında kullanılan Türkistan, ilk defa idarî bir birim sıfatını kazanmıştır.
1860’larda ABD’nin Rusya nezdindeki büyükelçisi olarak Petersburg’da ikâmet eden ve Rusya’nın Asya kısmındaki bölgelerde uzun seyahatlerde bulunarak hatıratını yazan Schuyler, çağdaşları veya kendisinden sonraki birçok oryantalistlerin aksine Türkistan kelimesini “i” ile yani Türkçe telefuzunu vurgulayarak kullanır. Bununla beraber, “Türkestan” şeklinde yazıldığında, buradaki “e”nin “i” sesiyle telaffuz edildiğini unutmayalım.
1867’de yeni işgal edilen bölgelerle beraber, merkezi Taşkent olmak üzere, Orenburg’dan ayrılarak, “Türkistan Vilâyeti” yerine Türkistan Genel Valiliği ihdas edildi. Daha sonra değişik tarihlerde Batı Türkistan’daki bu vilayet bölündü, başka vilayetler ihdas edildi. Ve son olarak 14 Ekim 1924 tarihinde, Türkistan kelimesi, Sovyet Rusya siyâsî literatüründen tamamen çıkarıldı.
Sincan Uygur Bölgesi Tabiri de İlmî Değil Siyasi
Bundan sonra Türkistan adınım geçtiği başka bir devletle karşılaşıyoruz. Bu Doğu Türkistan Cumhuriyetidir. Bu devlet 1944-1949 yılları arasında yaşamıştır.’ Bugün Çin yönetimi altında olan bu bölge için Çin hükümeti ısrarla “Sincan Uygur Özerk Bölgesi” ismini kullanmaktadır.
Totaliter ve baskıcı bu iki yönetimin çok yönlü asimile programlarının bir parçası olan isimler üzerindeki baskılarının geçici olduğunu, bu itibarla bilimsel çalışmalarda isim tesbiti için göz önünde bulundurulması gereken kıstasların başında tarihî ve etnik gerçekler olması gerektiği kanaatindeyiz. Özellikle araştırmamıza konu olan dönem açısından bu daha da önemlidir. Çünkü inkâr edilemeyen bir gerçek var: İlk yıllarda, Türkistan ismi istilâcı ülkeler tarafından da yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.
Gerek Türk halkları arasında gerekse Batı literatüründe Türkistan kelimesinin kullanılmamasının, onun yerine “Orta Asya”nın empoze edilmesinin hiç sıradan bir kelime değişikliği olmadığı üzerinde duran Dr. Baymirza Hayit şöyle demektedir:
“Türkistan 1925 yılından beri Sovyet terminolojisinde ‘Orta Asya ve Kazakistan’ olarak geçmektedir. Türkistan’ı halkların karışabileceğim ispatlamak için bir deney sahası olarak göstermek isteyen Rusya, bu ülkenin ismini reddederek Türkistanlılar arasındaki aynı millete mensup olma şuurunu yok etmek istemekte, Türkistan’ı Rus sömürgeciliğinin temel unsuru yapma gayretleri içinde ‘Türkistan’ isminin kullanılmasına hiçbir şekilde tahammül edememektedir. Hayret verici ve yanlış bir şekilde bazı Batılı araştırmacılar da 1950’den bu yana, bir Sovyet tabiri olan Orta Asya’yı kullanmakta, böylelikle Batı Kamuoyunda ve İslâm âleminde ‘Türkistan’ kelimesinin unutulmasını sağlayarak Sovyet görüşüne hizmet etmektedirler. Türkistan Orta Asya’yı meydana getirmemekte; Orta Asya toprakları içinde bulunmaktadır…”
Türkistan’ın sınırlarını, incelediğimiz dönem açısından genel hatlarıyla, tesbit edebildiğim en açık şekilde, Barthold’dan şöyle nakledebiliriz:
“Türkistan, Avrupa-Asya kıtasının batımerkezî kısmında, büyük bir alanı işgal eden, eskiden beri Turan veya Türkistan denilen memlekettir ki, bu da Türklerin yurdu demektir. Bu ülke, batıda Ural nehri ve Hazar denizi, doğuda Altay dağı ve Çin hududu yani Doğu Türkistan veya Kaşgar’ın doğu sınırları, güneyde İran ve Afganistan, kuzeyde Tobol, Tomsk vilâyetleri (Sibirya) arasındadır.. ” Tamamı 5.340.066 kilometre kare olan Türkistan’ın bugün Çin hâkimiyeti altında olan Doğu kesimi 1.503.563 ve batı kesimi ise 3.836.503 kilometrekaredir.”
Türkistan, tarih boyunca belki coğrafî yapının da sebep olduğu siyâsî oluşumlar sonucu Doğu ve Batı diye ikiye ayrılmıştır. Yukarıda daha çok coğrafi şekillerle ifâde edilen Türkistan’ın, bugünkü siyâsi sınırları gözönünde bulundurulduğunda, Doğu Türkistan.  (Sincan Uygur Özerk Bölgesi), Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Afganistan’ın kuzey bölgesinden ibaret olduğu görülür. Bu durumda, Rus ihtilalinden sonra empoze edilen ve bazı kaynakların kullandığı “Sovyet Orta Asyası” gerçek adı olan “Batı Türkistan”, yukarıdaki listeden Doğu Türkistan’ı çıkardığımızda kalan ülkelerden ibarettir.
Prof. Dr . Alaâddin Yalçınkaya / turkalemiyiz.com

Gül Muştusu(Dua)




...
Yetiş ayağının tozu olduğumuz Peygamber
Yetiş her zaman diri olan varlığınla
Yetiş yak lâmbamızı
Yetiş aydınlat karanlığımızı
Yetiş yeşillendir çöllerimizi
Yetiş dirilt insanımızı
Seni sevenin ismiyle yetiş bize
Yetiştir bize
Günahlarımızı kül edecek ateş harmanını.
Verim yağmuru insin ülkemize
Mekke’ye Medine’ye Şam’a
Kudüs’e Bağdat’a İstanbul’a
Semerkand’a Taşkent’e Diyarbekir’e
Yetiş Peygamber imdadı yetiş
Yetiş Allah’ın izniyle.
Sezai Karakoç-Gül Muştusu(Dua)

Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts