Monday, 20 April 2015
Necmettin Erbakan SPOR Kulübü :" BAKÜ'DE BOKSTA 5 MADALYA KAZANDIK"
BAKÜ'DE BOKSTA 5 MADALYA KAZANDIK"
İpek Yolu Boks Turnuvasında Milli Boksörlerimiz 5 madalya kazandı.
Azerbaycan'ın Başkenti Bakü'de 14-19 Nisan tarihleri arasında düzenlenen İpek Yolu Boks Turnuvasında Milli Boksörlerimiz 3 gümüş, 2 bronz, toplam 5 madalya kazandı.
Bakü'de ülkemizi temsil eden Milli boksörlerden 69 kiloda Önder Şipal, 91 kiloda Seyda Keser ve 81 kiloda Cem Karlıdağ gümüş madalya kazanırken, 56 kiloda Selçuk Eker ve 52 kiloda Muhammet Ünlü bronz madalya elde etti.

Azerbaycan'ın Başkenti Bakü'de 14-19 Nisan tarihleri arasında düzenlenen İpek Yolu Boks Turnuvasında Milli Boksörlerimiz 3 gümüş, 2 bronz, toplam 5 madalya kazandı.
Bakü'de ülkemizi temsil eden Milli boksörlerden 69 kiloda Önder Şipal, 91 kiloda Seyda Keser ve 81 kiloda Cem Karlıdağ gümüş madalya kazanırken, 56 kiloda Selçuk Eker ve 52 kiloda Muhammet Ünlü bronz madalya elde etti.

ŞANLIURFA DA KURAK AVINA 18 BİN TL CEZA
ŞANLIURFA DA KURAK AVINA 18 BİN TL CEZA
Yaban Hayvanlarının üreme dönemi olmasından dolayı kapanan Av sezonun hiçe sayarak Kaçak Avcılık yapıldığı tespit edilen bölgelere Orman ve Su İşleri Bakanlığı Şanlıurfa Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğüne bağlı Av Koruma ve Kontrol ekipleri tarafından yapılan kontroller sırasında birçok Avcının Kurak avı ( Kafes Avı ) yaptıkları tespit edildi.
Kaçak Av yapan Avcıları Koruma ve Kontrol ekipleri tarafından avda kullandıkları Tuzak ve Kınalı Keklikler el konularak Avcılar Hakkında 4915 Sayılı Kara Avcılığı Kanunun ilgili Maddeleri gereği İdari yaptırım kararı uygulanarak şahıslar hakkında 1 Gün İçerisinde 18.203,00 TL. İdari Para Cezası uygulanmıştır.
Yaban hayatının korunmasında ve bu mirasın gelecek nesillere taşınması için Şanlıurfa Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü’nün yürüttüğü denetim faaliyetlerinin sonucunda el konulan Kınalı Keklikler asıl yerleri olan Doğal ortama bırakılmıştır.
Kaçak Av yapan Avcıları Koruma ve Kontrol ekipleri tarafından avda kullandıkları Tuzak ve Kınalı Keklikler el konularak Avcılar Hakkında 4915 Sayılı Kara Avcılığı Kanunun ilgili Maddeleri gereği İdari yaptırım kararı uygulanarak şahıslar hakkında 1 Gün İçerisinde 18.203,00 TL. İdari Para Cezası uygulanmıştır.
Yaban hayatının korunmasında ve bu mirasın gelecek nesillere taşınması için Şanlıurfa Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü’nün yürüttüğü denetim faaliyetlerinin sonucunda el konulan Kınalı Keklikler asıl yerleri olan Doğal ortama bırakılmıştır.
Sunday, 19 April 2015
HAKKARI’DE 4 BIN YILLIK TÜRK MEZARI BULUNDU!'
HAKKARI’DE 4 BIN YILLIK TÜRK MEZARI BULUNDU!
07.12.2013 в 14:46 | Tarİh
Yazarlar: Cingiz Dadashov-
Yazarlar: Cingiz Dadashov-
Hakkari’de 4 bin yıllık Türk mezarı bulundu… Hakkari Bölgesi’nde milattan önce 2 binli yıllara uzanan Türk mezar taşları buldu.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Veli Sevin de Anadolu kapılarının Malazgirt’le açılmadığını Türklerin binlerce yıl önce Anadolu’da var olduklarını iddia etti.Türklerin Anadolu’ya 1071 Malazgirt Zaferi’yle girmediği tezini öne süren Afyon Kocatepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ekrem Memiş’ten sonra, Türk Tarih Kurumu adına Anadolu’da kazı çalışmaları yürüten Yüzüncü Yıl Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Veli Sevin’den de önemli açıklamalar geldi. Sevin, Hakkari Bölgesi’nde milattan önce 2 binli yıllara uzanan Türk mezar taşları bulduklarını belirtti.
ANADOLU’DAN ASYA’YA GİTTİK
Anadolu’da binlerce yıl öncesinde Türkler’in yaşadığı tezi destek buldu. Prof. Dr. Ekrem Memiş’in yıllarını vererek araştırdığı, milattan önce 2 binli yıllarda bir Türk krallığının bulunduğu ve bu krallığın soylarının Hurilere dayandığı gerçeği, arkeolojik kazılar yapan Prof. Dr. Veli Sevin tarafından da savunuldu. Sevin, Yakındoğu, Ön Asya, İran, Azerbaycan, Hatay ve Hakkari bölgelerinde Türkler’in binlerce yıldır yaşadığına ilişkin bulguları olduğunu aktardı. “Hakkari bölgesinde milattan önce 2 binli yıllara ait Türk mezar taşları bulduk. Bu da Türklerin Anadolu’ya Malazgirt’le girdiği tezini çürütüyor. Hatta ben Orta Asya’dan geldiğimize de inanmıyorum. Olsa olsa Anadolu’dan oralara bir gidiş olabilir. Çok uzaklardan gelmedik. Zaten buradaydık.”
İmge Yücetürk / Bugün Gazetesi
IŞİD’in stratejisti dindar bile değildi
Der Spiegel dergisi, IŞİD’in kuruluş aşamasında yapısını çizen Hacı Bekir adlı eski Baas yetkilisinin belgelerini ele geçirdi. Bir yıl süren çalışmalar sonucunda ortaya çıkan haber, IŞİD’in Stasi benzeri bir istihbarat ağı ile kurulduğunu ortaya koyuyor
Alman haber dergisi Der Spiegel, IŞİD’in arka plandaki yöneticisi olan “Hacı Bekir” takma adlı Samir ABD Muhammed el-Hilifavi’nin örgütün şemasını çizdiği belgeleri ele geçirdi. Saddam Hüseyin’in hava kuvvetlerinde istihbarat ajanı olan Iraklı Hacı Bekir’in el yazısı notları, IŞİD’in kuruluşuna dair bugüne dek bilinmeyen bir çok bilgiyi ortaya koyuyor. Notlarda bir ülkenin nasıl işgal edileceğini adım adım planlayan Hacı Bekir, örgüte dini bir görünüm çiziyor ve tüm vatandaşlarını birbirine izleten Doğu Almanya’nın kötü şöhretli gizli polisi Stasi benzeri bir istihbahrat ağı yaratıyor. Belgeler, ABD işgalinin ardından Irak’ın kontrolünü geri almak isteyen Baas üyelerinin IŞİD’in kuruluşunda ne kadar etkin olduğunu da ortaya koyuyor.
Eşcinsellere şantaj
Der Spiegel’ın ilk parçasını Nisan 2014’te ele geçirdiği notların yazımı, 2012 sonlarında Hacı Bekir’in Suriye’ye gitmesi ile başlıyor. Asıl amacı Irak olan Bekir, Beşar Esad rejiminin darbeler aldığı Suriye’yi fırsat olarak görüyor. 2012’de yazılan plan, bugün yaşanan olayları ön görüyor: ‘IŞİD önce Suriye’de ele geçirebileceği kadar toprak ele geçirecek, Suriye’yi kullanarak Irak’ı işgal edecekti’. Bekir, Suriye’de üs olarak Halep’in kuzeyindeki Tel Rıfat’ı seçti. Tel Rıfat’ta, 1980’lerde Körfez’e çalışmaya giden ve Radikal görüşleri de beraberinde getiren çokça kişi yaşıyordu.
Der Spiegel’a göre, Bekir’in notları; dini bir manifesto değil, aksine ‘İslamcı bir istihbarat devleti’ kurmak için oluşturulan titiz bir teknik plandı. Notlar, Stasi gibi bir organizasyon tarafından yönetilen bir halifelik öngörüyordu. İleride tıkır tıkır işleyen bu plan, önce İslam öğreti merkezleri olan dâvahlar açarak destekçi toplamayı öngörüyordu. Derslere gelen kişiler arasından bir iki tanesi kendi köyünde ajanlık yapması için seçilecekti. Bekir’in ajanlardan beklentileri şöyleydi:
- Güçlü aileler ve bu ailelerdeki önemli kişilerin listeleri
- Ailelerin gelir kaynakları
- Köylerdeki isyancı birliklerin adları ve kaç adamları olduğu, liderleri, siyasi görüşleri
- Şantaj yapmak üzere kullanılabilecek davranışlar
Ajanlara şantaj için; suç işleyen, eşcinsel olan ya da gizli ilişkisi bulunan kişileri not etmeleri söyleniyordu. Bekir, notlarında en akıllı olan ajanların istihbarat emirleri olarak atanacağını yazıyor.
Güçlü ailelere sızıldı
Kasabalarda güçlü ailelere sızmak için kızları ile evlendirilecek ‘kardeşler’ seçiliyor. Ajanlar arasında eski rejim istihbaratçılarının yanı sıra 17 yaşlarındaki gençler de vardı. Bekir, her yerel yönetim için bir emir seçerken, ‘işlerini iyi yapmayanların tespiti için’ bu emirlere de birbirlerini izleme emri veriyor.
2013 baharında dâvahlar Rakka ve İdlib’de yayıldı. IŞİD etkisini genişletirken merkezlere siyah bayraklar çekilmeye, yollar kapatılmaya başlandı.
Örgütün askeri ayağı ise Suriye iç savaşına katılmaya gelen yabancı radikallerden oluştu. Bu kişiler 2012 yazından itibaren ülkeye akmaya başlayan Suudi öğrenciler, Tunuslu ofis çalışanları, okulunu bitiremeyen Avrupalılar, savaş deneyimine sahip Çeçen ve Özbekler gibi profillere sahiptiler. 2012 sonlarında birçok yerde askeri kamp kurulmuş ve yeni gelenlere iki aylık eğitimverilmeye başlanmıştı.
Eşcinsellere şantaj
Der Spiegel’ın ilk parçasını Nisan 2014’te ele geçirdiği notların yazımı, 2012 sonlarında Hacı Bekir’in Suriye’ye gitmesi ile başlıyor. Asıl amacı Irak olan Bekir, Beşar Esad rejiminin darbeler aldığı Suriye’yi fırsat olarak görüyor. 2012’de yazılan plan, bugün yaşanan olayları ön görüyor: ‘IŞİD önce Suriye’de ele geçirebileceği kadar toprak ele geçirecek, Suriye’yi kullanarak Irak’ı işgal edecekti’. Bekir, Suriye’de üs olarak Halep’in kuzeyindeki Tel Rıfat’ı seçti. Tel Rıfat’ta, 1980’lerde Körfez’e çalışmaya giden ve Radikal görüşleri de beraberinde getiren çokça kişi yaşıyordu.
Der Spiegel’a göre, Bekir’in notları; dini bir manifesto değil, aksine ‘İslamcı bir istihbarat devleti’ kurmak için oluşturulan titiz bir teknik plandı. Notlar, Stasi gibi bir organizasyon tarafından yönetilen bir halifelik öngörüyordu. İleride tıkır tıkır işleyen bu plan, önce İslam öğreti merkezleri olan dâvahlar açarak destekçi toplamayı öngörüyordu. Derslere gelen kişiler arasından bir iki tanesi kendi köyünde ajanlık yapması için seçilecekti. Bekir’in ajanlardan beklentileri şöyleydi:
- Güçlü aileler ve bu ailelerdeki önemli kişilerin listeleri
- Ailelerin gelir kaynakları
- Köylerdeki isyancı birliklerin adları ve kaç adamları olduğu, liderleri, siyasi görüşleri
- Şantaj yapmak üzere kullanılabilecek davranışlar
Ajanlara şantaj için; suç işleyen, eşcinsel olan ya da gizli ilişkisi bulunan kişileri not etmeleri söyleniyordu. Bekir, notlarında en akıllı olan ajanların istihbarat emirleri olarak atanacağını yazıyor.
Güçlü ailelere sızıldı
Kasabalarda güçlü ailelere sızmak için kızları ile evlendirilecek ‘kardeşler’ seçiliyor. Ajanlar arasında eski rejim istihbaratçılarının yanı sıra 17 yaşlarındaki gençler de vardı. Bekir, her yerel yönetim için bir emir seçerken, ‘işlerini iyi yapmayanların tespiti için’ bu emirlere de birbirlerini izleme emri veriyor.
2013 baharında dâvahlar Rakka ve İdlib’de yayıldı. IŞİD etkisini genişletirken merkezlere siyah bayraklar çekilmeye, yollar kapatılmaya başlandı.
Örgütün askeri ayağı ise Suriye iç savaşına katılmaya gelen yabancı radikallerden oluştu. Bu kişiler 2012 yazından itibaren ülkeye akmaya başlayan Suudi öğrenciler, Tunuslu ofis çalışanları, okulunu bitiremeyen Avrupalılar, savaş deneyimine sahip Çeçen ve Özbekler gibi profillere sahiptiler. 2012 sonlarında birçok yerde askeri kamp kurulmuş ve yeni gelenlere iki aylık eğitimverilmeye başlanmıştı.
Örgütün iki lideri Türkmendi
Iraklı gazeteci Hişam el-Haşimi, Hacı Bekir’in “İslamcı değil, milliyetçi” olduğunu söylüyor. Notlarına göre, yalnızca fanatikdini görüşler ile zafere varılamayacağını düşünen Bekir, ancak “diğerlerinin inançlarının amaçlar doğrultusunda kullanılabileceğini” belirtiyordu.
2010’da Bekir ve Iraklı diğer eski istihbaratçılardan oluşan küçük bir grup, örgütün lideri olarak Ebu Bekir el-Bağdadi’yi seçti. Eğitimli bir din adamı olan Bağdadi, örgüte dini bir görünüm verecekti. ABD işgali üzerine 2003’te yer altına inen Bekir, El Kaide’nin Irak’taki lideri Ebu Musabel-Zerkavi ile tanışmıştı. 2006-2008 arasında ABD’nin askeri kampı Camp Bucca ve ardından Ebu Gureyb’de hapis yatan Bekir, cihatçılarla bağlarını geliştirdi. IŞİD’in temelleri Camp Bucca’da atılırken, IŞİD’in diğer iki lideri Telaferli iki Sünni Türkmendi. Türkmenlerden biri de eski bir Irak istihbarat ajanıydı.
2010’da Bekir ve Iraklı diğer eski istihbaratçılardan oluşan küçük bir grup, örgütün lideri olarak Ebu Bekir el-Bağdadi’yi seçti. Eğitimli bir din adamı olan Bağdadi, örgüte dini bir görünüm verecekti. ABD işgali üzerine 2003’te yer altına inen Bekir, El Kaide’nin Irak’taki lideri Ebu Musabel-Zerkavi ile tanışmıştı. 2006-2008 arasında ABD’nin askeri kampı Camp Bucca ve ardından Ebu Gureyb’de hapis yatan Bekir, cihatçılarla bağlarını geliştirdi. IŞİD’in temelleri Camp Bucca’da atılırken, IŞİD’in diğer iki lideri Telaferli iki Sünni Türkmendi. Türkmenlerden biri de eski bir Irak istihbarat ajanıydı.
Notlar nasıl ele geçirildi?
Der Spiegel’ın deneyimli ismi Christoph Reuter’ın haberine göre, Ocak 2014’te muhaliflerin Tel Rıfat’a saldırısı sırasında Hacı Bekir’in ölmesi ile evinden alınan notlar aylarca güvenli bir odada saklandı. İlk sayfası Nisan 2014’te Türkiye’ye kaçırılan 31 sayfalık notaların geri kalanı Kasım 2014’te derginin eline geçti. İkinci parça belgeler ise IŞİD Ocak 2014’te Halep’teki üssünü terk etmek zorunda kaldığında ele geçirildi. Muhalifler geldiğinde tıpkı 25 yıl önce Stasi’nin yapmaya çalıştığı gibi, IŞİD’çiler belgeleri yakmaya çalıştı. Ancak belgeler çok fazlaydı. Sağlam kalanlar, muhalif grup Tevhid Tümeni’nin eline geçti. Tevhid Tümeni, belgeleri, grup içindeki IŞİD ajanlarının adlarını yazmamaları karşılığında Der Spiegel’a verdi.
‘Eşi, Türk rehineler karşılığında bırakıldı’
2013 sonunda her şey Hacı Bekir’in planladığı gibi gidiyor, siyah maskeli IŞİD militanları korku salarak kentleri ele geçiriyordu. Ancak Aralık 2013’te Bekir için beklenmedik bir şey oldu. Bir IŞİD üyesi, saygın bir muhalif lider ve doktoru Suriye’de işkence ile öldürmüştü. Bu olay üzerine daha önceleri yeni bir cephe açmak istemedikleri için IŞİD’e bulaşmayan muhalif gruplar birleşerek birçok noktada IŞİD’e saldırdı. Rakka’da bile IŞİD konumunu ancak Irak’tan gelen 1.300 kişilik takviye ile koruyabildi.
Komşusu ele verdi
Muhalifler Ocak 2014’te Bekir’in bulunduğu Tel Rıfat’a saldırınca kent birkaç saat içinde ikiye bölündü. Bekir, IŞİD’in kontrolü kaybettiği bölgede kalmıştı. İspiyonculuğun yaratıcısı olan Bekir’i, onu ispiyonlayan bir komşusu ele verdi. Adam “DAEŞ’in emiri yan evde yaşıyor” diye bağırırken, Abdül malik Hadbe adlı yerel komutan ve adamları Bekir’in evine daldı. Karısı, eşinin evde olmadığını söylese de muahlifler içeri girdi. Merdivenlerin altına saklanarak intihar kemeri olduğunu iddia eden Bekir, bir Kalaşnikofla dışarı çıkınca vurularak öldürüldü.
‘Ankara istedi’
Muhalifleri Bekir’in kim olduğunu öğrenince evini arayarak notlarına,SIM kartlarına, GPS cihazlarına el koydu. İddiaya göre, Bekir’in esir alınan eşi, daha sonra Ankara’nın isteği üzerine Türk rehineler için IŞİD’le yapılan takas sonucunda örgüte verildi.
Komşusu ele verdi
Muhalifler Ocak 2014’te Bekir’in bulunduğu Tel Rıfat’a saldırınca kent birkaç saat içinde ikiye bölündü. Bekir, IŞİD’in kontrolü kaybettiği bölgede kalmıştı. İspiyonculuğun yaratıcısı olan Bekir’i, onu ispiyonlayan bir komşusu ele verdi. Adam “DAEŞ’in emiri yan evde yaşıyor” diye bağırırken, Abdül malik Hadbe adlı yerel komutan ve adamları Bekir’in evine daldı. Karısı, eşinin evde olmadığını söylese de muahlifler içeri girdi. Merdivenlerin altına saklanarak intihar kemeri olduğunu iddia eden Bekir, bir Kalaşnikofla dışarı çıkınca vurularak öldürüldü.
‘Ankara istedi’
Muhalifleri Bekir’in kim olduğunu öğrenince evini arayarak notlarına,SIM kartlarına, GPS cihazlarına el koydu. İddiaya göre, Bekir’in esir alınan eşi, daha sonra Ankara’nın isteği üzerine Türk rehineler için IŞİD’le yapılan takas sonucunda örgüte verildi.
ADANA’DA TURİZM HAFTASI STARTI KARATAŞ’TA VERİLDİ
Her yıl 15-22 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilen “39. Turizm Haftası” kutlama programı Adana’da da başladı. Karataş ilçesindeki törende konuşan Vali Mustafa Büyük, her türlü turizm aktivitesi ve heyecanını yaşama imkanına sahip olan Karataş’taki güzellikleri en kısa sürede 2 milyon nüfusa hitap edecek şekilde büyüteceklerini söyledi.
39. Turizm Haftası açılış töreni Adana’nın Karataş İlçesi’nde kortej yürüyüşü ile başladı. Programa Adana Valisi Mustafa Büyük, Adana Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Ramazan-akyurek/ " target="_blank" class="tag">Ramazan Akyürek, Karataş Belediye Başkanı Boğaçhan Ünal, Adana Turizm İl Müdürü Sabri Tari, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Kortej yürüyüşünün ardından protokol ve davetliler ile birlikte Magarsus Antik Kenti gezildi. Off Road Kulüplerinin üyeleri Vali Mustafa Büyük eşliğinde çeşitli gösteriler yaptı. Halk Oyunları ve tekvando ekibinin hazırlamış olduğu gösteriler izlendi. Ardından programın açılışı saygı duruşu,İstiklal Marşı ve protokol konuşmaları ile başladı.
Adana Valisi Mustafa Büyük konuşmasında, Karataş’ta turizmin sezonunun bu program ile birlikte açıldığını, Karataş’ın şimdiye kadar hak ettiği yeri alamadığını ifade etti. Vali Büyük, şunları kaydetti;
“ Tarihten bize intikal eden antik kentler, Magarsus Antik Kenti’nin kalıntıları üzerindeki kazı çalışmalarını hep beraber gördük daha sonra Harbiş mevkindeki Off Road yarışlarıyla ilgili aktiviteyi izledik. İstenilen her türlü heyecanı, her türlü aktiviteyi gerçekleştirecek bir imkan var burada. Adana’ya çok yakın hemen 2 milyonluk nüfusa hitap edecek böyle bir coğrafyadaki güzellikleri inşallah çok güzel hizmetle, ilgiyle Karataşlıların o misafirperverliği ile en kısa süre içerisinde genişleterek büyüteceğiz. Çünkü turizm açısından bakıldığı zaman bir yerin büyüyebilmesi için kolay ulaşılması, iyi tesislerin olması lazım.’’
Karataş Belediye Başkanı Boğaçhan Ünal ise ‘’bugün Karataş’ta turizmin temeli atılıyor. Bugün bu temelde emeği geçen sayın Valimize, İl Turizm Müdürümüze ve değerli Kaymakamımıza çok teşekkür ediyorum’’ diyerek konuşmasına başladı. Ünal, ‘’Turizm kardeşliktir, turizm birlikteliktir, turizm dayanışmadır. Bu anlamda birlikteliğe gerçekten ihtiyacımız vardı. Eninde sonunda Karataş turizm ile kalkınacaktır. Onun için turizm bir bölgenin gelişmişliğinin göstergesidir. Karataş’ta yaşam standartlarımız ortada. Allah vergisi denizimiz var, harika kumsalımız var, tarihi mirasımız var. ‘Neden Karataş gelişmiyor?’ diyorum. ‘Neden Adana Karataş’ı görmezden geliyor?’ diyordum her zaman ama bugün geldiğimiz noktada evet Karataş hak ettiği payı bugünden itibaren almaya başlamıştır’’ diye konuştu.
39. Turizm Haftası açılış töreni Adana’nın Karataş İlçesi’nde kortej yürüyüşü ile başladı. Programa Adana Valisi Mustafa Büyük, Adana Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Ramazan-akyurek/ " target="_blank" class="tag">Ramazan Akyürek, Karataş Belediye Başkanı Boğaçhan Ünal, Adana Turizm İl Müdürü Sabri Tari, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Kortej yürüyüşünün ardından protokol ve davetliler ile birlikte Magarsus Antik Kenti gezildi. Off Road Kulüplerinin üyeleri Vali Mustafa Büyük eşliğinde çeşitli gösteriler yaptı. Halk Oyunları ve tekvando ekibinin hazırlamış olduğu gösteriler izlendi. Ardından programın açılışı saygı duruşu,İstiklal Marşı ve protokol konuşmaları ile başladı.
Adana Valisi Mustafa Büyük konuşmasında, Karataş’ta turizmin sezonunun bu program ile birlikte açıldığını, Karataş’ın şimdiye kadar hak ettiği yeri alamadığını ifade etti. Vali Büyük, şunları kaydetti;
“ Tarihten bize intikal eden antik kentler, Magarsus Antik Kenti’nin kalıntıları üzerindeki kazı çalışmalarını hep beraber gördük daha sonra Harbiş mevkindeki Off Road yarışlarıyla ilgili aktiviteyi izledik. İstenilen her türlü heyecanı, her türlü aktiviteyi gerçekleştirecek bir imkan var burada. Adana’ya çok yakın hemen 2 milyonluk nüfusa hitap edecek böyle bir coğrafyadaki güzellikleri inşallah çok güzel hizmetle, ilgiyle Karataşlıların o misafirperverliği ile en kısa süre içerisinde genişleterek büyüteceğiz. Çünkü turizm açısından bakıldığı zaman bir yerin büyüyebilmesi için kolay ulaşılması, iyi tesislerin olması lazım.’’
Karataş Belediye Başkanı Boğaçhan Ünal ise ‘’bugün Karataş’ta turizmin temeli atılıyor. Bugün bu temelde emeği geçen sayın Valimize, İl Turizm Müdürümüze ve değerli Kaymakamımıza çok teşekkür ediyorum’’ diyerek konuşmasına başladı. Ünal, ‘’Turizm kardeşliktir, turizm birlikteliktir, turizm dayanışmadır. Bu anlamda birlikteliğe gerçekten ihtiyacımız vardı. Eninde sonunda Karataş turizm ile kalkınacaktır. Onun için turizm bir bölgenin gelişmişliğinin göstergesidir. Karataş’ta yaşam standartlarımız ortada. Allah vergisi denizimiz var, harika kumsalımız var, tarihi mirasımız var. ‘Neden Karataş gelişmiyor?’ diyorum. ‘Neden Adana Karataş’ı görmezden geliyor?’ diyordum her zaman ama bugün geldiğimiz noktada evet Karataş hak ettiği payı bugünden itibaren almaya başlamıştır’’ diye konuştu.
Keçiören Belediyesi : "KALP SAĞLIĞINIZ İÇİN HAREKETE GEÇİN"
"KALP SAĞLIĞINIZ İÇİN HAREKETE GEÇİN"
Keçiören Belediyesi ve Lokman Hekim Hastaneleri birlikte Sağlık Haftası nedeniyle "kalp sağlığı"nı korumak için harekete geçti. Atatürk Bahçesinde" Sağlıklı Kalpler Yürüyüşü" adıyla düzenlenen etkinlikte sağlıklı bir kalp için sporun ve egzersizin önemine dikkat çekildi. Yürüyüşe Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, Eski Milli Futbolcu Tanju Çolak, Lokman Hekim Hastaneleri Etlik Başhekimi Necmettin Din, AK Parti Keçiören İlçe Başkanı Zafer Çoktan, Belediye Meclis Üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Atatürk Bahçesindeki Yürüyüş Yolunda ellerinde kırmızı kalp şeklinde balonlarla 15 dakika yürüyerek sağlığın ilk şartının spor olduğuna dikkat çeken herkes, temiz havanın da tadını çıkardı. Yürüyüşün ardından "günde en az 30 dakika yürüyün" mesajı veren Lokman Hekim Hastaneleri Etlik Başhekimi Necmettin Din, "sporu hayatınıza sokmak için bir yerden başlayın" tavsiyesinde bulundu.
"SAĞLIĞIN KIYMETİNİ BİLİN"
Daha sonra kürsüye çıkan Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak " Sağlıklı yaşam için dengeli beslenme ve düzenli yürüyüş insan sağlığı için çok önemli... Aslında Keçiörenli'ler de yürümeyi seviyorlar bizden zaman zaman yürüyüş yolları yapmamızı talep ediyorlar. Bizler de bu taleplere cevap veriyoruz." dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü; "İnsanlar para kazanma uğruna sağlıklarını hiçe sayıyorlar sonra kaybettikleri sağlıklarına yeniden kavuşmak için paralar harcıyorlar. Sağlığın kıymetini sağlıklıyken bilmek gerekir. Düzenli ve ritmik yürüyüş en ucuz maliyetli spordur."
Daha sonra kürsüye çıkan Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak " Sağlıklı yaşam için dengeli beslenme ve düzenli yürüyüş insan sağlığı için çok önemli... Aslında Keçiörenli'ler de yürümeyi seviyorlar bizden zaman zaman yürüyüş yolları yapmamızı talep ediyorlar. Bizler de bu taleplere cevap veriyoruz." dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü; "İnsanlar para kazanma uğruna sağlıklarını hiçe sayıyorlar sonra kaybettikleri sağlıklarına yeniden kavuşmak için paralar harcıyorlar. Sağlığın kıymetini sağlıklıyken bilmek gerekir. Düzenli ve ritmik yürüyüş en ucuz maliyetli spordur."
Başkan Ak tüm parklara yürüyüş parkuru yaptıklarını ve spor aletleriyle donattıklarını belirterek böylece insanları yürümeye teşvik ettiklerini söyledi. Başkan Ak sözlerine şöyle devam etti; "Şu an bulunduğumuz parkur 5 km'lik bir parkur... Gümüşdere Ihlamur Vadisi de bu etabın içine alıyoruz, böylece daha manzaralı ve geniş bir parkurumuz olacak. İnşallah düzenli yürüyerek hem kalp sağlığını korur hem de sporu bir alışkanlık haline getirirsiniz. Etkinliği düzenleyen Lokman Hekim Hastanelerine de çok teşekkür ediyoruz, bu tarz etkinliklere her zaman destek olacağız."
Başkan Ak'ın ardından konuşma yapan Eski Milli Futbolcu Tanju Çolak da vatandaşlara sporun zinde kalmanın ilk şartı olduğunu söyledi.
Konuşmaların ardından vatandaşlarla hatıra fotoğrafı çektiren Başkan Ak'a ilgi yoğundu.
Keçiören Belediyesi: "DESTANIN 100’ÜNCÜ YILI UĞUR IŞILAK KONSERİ İLE KUTLANDI"
Çanakkale Zaferi’nin 100’üncü yıldönümünü özel etkinliklerle kutlayan Keçiören Belediyesi, büyük destanın canlandırıldığı Çanakkale Savaşı Platosu’nun kapanışını halkın sanatçısı Uğur Işılak’ın konseri ile yaptı. Konsere gelen binlerce Keçiörenli, Işılak’ın şarkılarıyla Çanakkale Zaferi’nin coşkusunu ve mutluluğunu doyasıya yaşadı.
Kalaba Kent Meydanı’ndaki konseri AK Parti Ankara 2’nci Bölge Milletvekili Adayı Ayhan Yılmaz, Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, eşi Hatice Ak, AK Parti Keçiören İlçe Başkanı Zafer Çoktan ve Keçiören TOGEM Başkanı Ayten Aydın da izledi. Sunuculuğunu Uğur Arslan’ın üstlendiği konsere Keçiörenli vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. 7 Haziran seçimleri için AK Parti’nin İstanbul 3’üncü Bölge milletvekili adayı olan Sanatçı Işılak, konserinde AK Parti’nin seçim şarkısı Dombra’yı da seslendirdi. Başkan Ak ve vatandaşlar da Dombra şarkısına hep birlikte coşkuyla eşlik etti. Konserin sonunda Işılak’a gecenin anısına bir tablo hediye eden Mustafa Ak, “Atalarımızın yazmış oldukları muhteşem destanın 100’üncü yılını kutlamış olduğumuz bu programımızın son gecesinde değerli sanatçımız Uğur Işılak’ı hep beraber izledik. O milletin sahnedeki temsilcisiydi. Şimdi Milletin Meclisi’nde milletin yine temsilcisi olmaya devam edecek. Kendisini bu anlamda kutluyoruz. Cenab-ı Allah hayırlı ve güzel hizmetler yapmasını nasip etsin diyoruz. Hem dualarımızı hem de desteklerimizi kendisine verdiğimizi burada ifade etmek istiyoruz” diye konuştu. Işılak’ın TBMM’de hem inceliği hem de sanatçı kişiliğiyle milleti çok güzel bir şekilde temsil edeceğine inandığını belirten Başkan Ak, “Burada ayrıca Ankaramızın Ankaralı bir temsilcisi olarak Ayhan Bey’e de hem başarılar diliyoruz hem kendisini tebrik ediyoruz. Az önce şiir okurken Ankaralılar ile alakalı bölüme gelince bir alkış kıyameti koptu. Ankara’dan temsilcimiz olarak Meclis’e gidecek olan Ayhan Yılmaz’a da buradan alkışlarınızı göstermenizi istiyoruz” dedi.
Erbil'de ölen 2 Türk'ün kimlikleri açıklandı
IKBY'nin Erbil kentinin Ankawa semtindeki bombalı saldırıda hayatını kaybeden 2 kişinin Türk vatandaşları Sadettin Şan ve Bilind Önen oldukları tespit edildi.
http://www.trthaber.com/
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) Erbil kentinin Ankawa semtinde Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Başkonsolosluk binasının yakınında gerçekleştirilen bombalı saldırıda hayatını kaybeden iki kişinin kimliklerinin tespit edildiği belirtildi.
Rızgari Hastanesi yetkilileri ve hayatını yitirenlerin yakınlarından alınan bilgilere göre vücutlarının büyük bölümü yandığı için teşhis edilmelerinde zorluk yaşanan cenazelerin Türk vatandaşlarına ait olduğu kaydedildi. Bombalı saldırı kurbanlarından birinin Sadettin Şan (29) diğerinin ise Bilind Önen (34) olduğu belirtildi.
Yakınlarının verdiği bilgilere göre Sadettin Şan, Erbil'de uçak biletlerinin satışını gerçekleştiren bir turizm firmasında çalışıyordu. Uzun süredir Erbil'de çalışan Şan, çevresinde sevilen biri olarak tanınıyordu. Bilind Önen ise inşaat malzemeleri satan bir firmanın Erbil sorumlusu olarak görev yapıyordu. Her iki kişinin de Mardin'in Derik ilçesi nüfusuna kayıtlı oldukları ancak ailelerinin Diyarbakır'da ikamet ettiği vurgulandı.
Gözyaşı ve isyan
Hem yakınları tarafından teşhis hem de gerekli tıbbi incelemenin ardından kimlikleri tespit edilen Şan ve Önen'in cenazeleri, hastane yetkilileri tarafından yakınlarına teslim edildi.
Ölen iki kişinin Türk vatandaşı olduğunun anlaşılması üzerine hastanede bulunan Şan ve Önen'in yakınları gözyaşlarına boğuldu.
Rızgari Hastanesi morgundan teslim alınan cenazeler gerekli prosedürlerin yerine getirmesinin ardından tahsis edilen iki ambülansla Türkiye'ye doğru yola çıktı. İbrahim Halil Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye geçiş yapacak araçların Habur Sınır Kapısı'nda bekletilen iki ambülansla otopsi için Mardin Devlet Hastanesi'ne görüleceği belirtildi.
Buradaki işlemlerin ardından defin için Diyarbakır'a sevk edilecekleri öğrenildi.
(AA)
Yunan ekonomisini ‘Türk Akımı’ ayaklandıracak
Yunan ekonomisini ‘Türk Akımı’ ayaklandıracak
Alman Spiegel dergisinin iddiasına göre Rusya ve Yunanistan’ın ‘Türk Akımı’ doğal gaz boru hattı projesi için anlaşma imzalamasıyla
Yunanistan’a 5 milyar avro avans verilecek.
http://www.trthaber.com/
İddiaya göre, Rusya ve Yunanistan 21 Nisan’da ‘Türk Akımı’ doğal gaz boru hattı projesi için anlaşma imzalayacak. İflasın eşiğinde bulunan Yunanistan, bu anlaşmayla Rusya’dan 3 ila 5 milyar avro arasında ön ödeme alacak.
Krizden avansla kurtulacak
Der Spiegel, Yunanistan’ın Türk Akımı projesinin kendi topraklarında inşa edilecek kısmı için Rusya’dan alacağı 5 milyar avroluk avans sayesinde, içine düştüğü büyük ekonomik krizden çıkabileceğini öne sürdü. Haberde, Rusya’nın Türk Akımı hattının Yunanistan’dan geçecek kısmının inşası için Atina yönetimine 3 ila 5 milyar dolar avans vereceği belirtildi.
Ülke için ‘çıkış yolu’
Anlaşmanın detaylarının Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın 8-9 Nisan tarihlerinde gerçekleştirdiği Moskova ziyaretinde görüşüldüğünü iddia eden Der Spiegel, haberini Syriza partisinden bir yetkilinin açıklamalarına dayandı. Yunan ekonomisine 5 milyar avro getirebilecek Türk Akımı anlaşması, borç batağındaki ülke için ‘çıkış yolu’ olacak.
Doğrudan kredi yerine kaynak
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 8 Nisan’da Çipras ile görüşmesinin ardından ‘Yunanistan’a doğrudan kredi vermek yerine bu ülkede gerçekleştirilebilecek enerji projeleri için kaynak sağlayabileceklerini’ söylemişti. Türk Akımı doğalgaz boru hattı, Rus gazının Karadeniz’in altından geçerek Türkiye toprakları üzerinden Güney Avrupa ülkelerine ulaştırılmasını hedefliyor.
‘Türk Akımı’ ismini sevmemişler!
Proje için Türkiye-Yunanistan sınırında dağıtım merkezi kurulması planlanıyor. Ukrayna’yı Rusya’dan Avrupa’ya gaz transitinde saf dışı bırakacak olan projenin 2019’da devreye alınması öngörülüyor. Çipras, boru hattının ismi dışında bir problem olmadığını, ‘Türk Akımı’ isminin Yunan topraklarında başka bir şekilde anılacağını söylemişti.
Subscribe to:
Posts (Atom)
Featured post
Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads
ISTANBUL, JULY 2025 — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...
Popular Posts
-
Ege Denizi'nde son dönemde artan sismik aktiviteler, bölgedeki deprem riskini ve olası arama kurtarma operasyonlarının önemini yeniden ...
-
1️⃣ YOU ARE BEING DECEIVED! Dear Istanbulites! 2️⃣ We would like to share with you a visual showing how our citizens in need benefited from ...
-
Zehirli Yalova'da amatör balıkçılık yapan Burak Ulusoy, oltasına takılan zehirli trakonya balığına temas ettiği için hastanede tedavi e...