Thursday, 23 April 2015

"İnsanlığın sonunu getirebilir"


Bilim adamları, bir yanardağ patlamasının bu yüzyıl sonuna kadar insanlığın sona ermesine yol açabileceğini iddia etti.

Avrupa Bilim Vakfı'ndan bilim adamları, bir yanardağ patlamasının bu yüzyıl sonuna kadar insanlığın sona ermesine yol açabileceğini öne sürdü.

Vakfın internet sitesinde yer alan bilgiye göre, dünyayı tehdit eden afet risklerini araştıran bilim adamları, dev bir yanardağ patlamasının insan neslinin sonunu getirebileceğini ve bu durumun meydana gelme ihtimalinin yüzyıl sonuna kadar yüzde 5 ile 10 arasında olduğunu iddia etti.

Bilim adamları, Endonezya'da 1815'de Tambora Yanardağı'nın patlaması sonucu yaklaşık 100 bin kişinin öldüğünü, bu patlamanın 1-8 ölçekli "volkan patlama indeksi"ne göre 7 şiddetinde olduğunu hatırlatarak bugünkü nüfus dağılımı göz önüne alındığında benzer bir patlamanın çok daha ağır sonuçlar doğurabileceğine dikkati çekti.

Yaklaşık 10 bin yıl önce başlayan Holosen dönemde 7 şiddetinde en az 7 yanardağ patlamasının meydana geldiğini, biri hariç tümünde dünya nüfusunun 1 milyardan az olduğunu belirten bilim adamları yüzyıl sonuna kadar insan sayısının 12 milyara çıkmasının beklendiğini vurguladı.

Bilim adamları büyük bir patlamadan sonra atmosfere yoğun toz ve gazın püsküreceğini, bu durumun hava sıcaklıklarında son derece büyük değişikliklere yol açacağını belirterek İzlanda'da 1783'te Laki ve Endonezya'daki Tambora yanardağlarının patlamasından sonra kıtlık, kuraklık ve salgın hastalıkların baş gösterdiği örneğini verdi.

Afetlerle mücadelede uluslararası çabaların tsunami ve depremlerin sonuçlarının azaltılmasına yoğunlaştığını vurgulayan bilim adamları, çok daha büyük yıkımlara yol açabilen yanardağ patlamalarının göz ardı edildiğini ileri sürdü.

Bilim adamları bir "yanardağ izleme ağının" kurulması gerekliliğine işaret ederek bu ağın yılda yaklaşık 2 milyar dolara mal olacağını da belirtti.

Büyük yanardağ patlamaları

İtalya’nın Napoli Körfezi kıyısındaki Vezüv Yanardağı'nın  1631'de patlaması sonucu Pompei kenti haritadan silinmiş yaklaşık 4 bin kişinin ölümüne neden olmuştu.

İtalya'nın Sicilya Adası'ndaki Etna Yanardağı 1669 yılında Catania kentinin caddeleri boyunca akan bir lav ırmağı üretmiş, kentte ve çevresinde yaklaşık 20 bin kişi yaşamını yitirmişti.

İzlanda’daki Skaptar Yanardağı'nın 1783 patlaması çiftçilik ve balıkçılığı etkilemiş, ardından yaşanan kıtlıkta nüfusun 5'te 1'i ölmüştü.

Endonezya’da Sumbawa Adası'ndaki Tambora Yanardağı'nın 1815 yılında püskürmesinden kaynaklanan kasırga ve tsunamiler 12 bin kişinin ölümüne yol açmış ve bu püskürme atmosfere dev toz bulutları yaymıştı.

Sumatra ve Malezya arasında bulunan Endonezya'ya Karakatoa Yanardağı 1883'te yüzlerce nükleer bombaya eşdeğer güçle patlaması 30 metre yüksekliğinde tsunamilere ve 35 bin kişinin yaşamını yitirmesine neden olmuştu. Patlamadan sonra dev toz bulutları, bu bölgeyi yıllarca karanlıkta bırakmış, dünya genelinde hava sıcaklığının 2 derece düşmesine yol açmıştı. Atmosfere yayılan toz nedeniyle 2 yıl boyunca Ay mavi, bazen de yeşil görüldü

Martinik Adası’ndaki Pelee Yanardağı 1902'de Saint-Pierre kentini gaz ve kızgın külle örtmüş ve 29 bin 937 kişiden 29 bin 933 kişinin ölümüne neden olmuştu.

Filipinler’deki Pinatubo Yanardağı 600 yıl süren suskunluğunun ardından 1991'de yeniden faaliyete geçmiş ve yaklaşık 750 kişinin ölümüne yol açmıştı.

Pinatubo’nun saldığı ve yaklaşık 20 milyon tona ulaşan sülfürik asit bulutu haftalarca ekvatoru çevrelemiş, kutuplara yayılmış ve tüm gezegeni kaplamış, güneş ışığını geri yansıtmış ve yeryüzünde soğumaya neden olmuştu.

İzlanda'da 2010'da faaliyete geçen Eyyafyallayökül Yanardağı'nın püskürttüğü küller, 100 binden fazla uçak seferinin iptaline ve uluslararası uçuşlarda bir hafta boyunca büyük bir kaos yaşanmasına yol açtı.

ByKus +TARiH ve BiLiM PLATFORMU


KAYNAK:AA

Çantacı Necmi Hoca : "Ey Asker!"




Ey Asker!
Birliğini kaybettiysen, düşman toplarının nereye ateş ettiğine bak,
SENİN BİRLİĞİN ORADADIR...
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri Risale i Nur KülliyatındaEuzubillahimineşşeytani ves siyaseti demiş ve hayatı boyunca siyasetten içtinap etmiş.Üstad Hazretlerinin hayatta bulunan talebeleri ve hakeza siz böyle beyanatlarda bulunuyorsunuz bu bir tezat değil mi?Hiçbir tezadı yok bunun şöyle ki;İnsan evvela konuşulan söze bakacak kim demiş, kime demiş, ne makamda söylemiş, ne maksatla söylemiş.
Bediüzzaman Hazretleri siyasete girmemiş, siyaset demek siyasete girmek demek vatandaştan oy istemek karşısına çıkıp oyunuzu bana verin ben sizi şöyle yapacağım böyle idare edeceğim vs tarzında konuşmaktır.
Yoksa bir rey vermek (oy vermek), bir partiye oy vermek siyaset değildir.
O zaman doksan yaşındaki bir ihtiyar annemizde siyaset yapıyor demektir, o zaman bütün millet siyaset yapıyor demektir.
Milletin oyu var bakıyor bu benim memleketimi vatanımı idare edebilir kapasitesi var kabiliyeti var ahlakı düzgün ben oyumu buna vereceğim
Bu ise sahtekârdır, çalar zaten bunun babası da çalmıştı daha öncesi de çalmıştı onun için ben buna vermiyorum der.
Bu siyaset değildir, bu vatandaşlıktır, vatanını sevmektir vatanına sahip çıkmaktır
Akif’in dediği gibi:
Sahipsiz vatanın batması haktır
Sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır
Vatana nasıl sahip olunur kalkıp ta küre i arza sarılacak değiliz vatandaki insanlara sahip çıkacağız sağlam adam yetiştireceğiz sağlam insanları başımıza getireceğiz ki bizi güzel idare etsinler.
Bediüzzaman Hazretlerine Halk Partisi senelerce zulüm etti, hapse attı, on dokuz defa zehirletti, Türkiye’nin her tarafına dolaştırdı(sürgün etti)
aldı Van’dan getirdi Burdura
Burdur’dan Isparta’ya
Isparta’dan Barla’ya
Barla’dan Eskişehir’e
Eskişehir’den Kastamonu’ya
Kastamonu’dan Denizli’ye
Denizli’den Emirdağ’ına
Emirdağ’ından Afyon’a böyle bütün Türkiye’yi dolaştırdı.
Halk Partisi (CHP) bu parti işte Ekmeleddin’i seçmek isteyen parti bunu böyle yaptı.
Ondan sonra Demokrat parti geldi, rahmetli Menderes geldi ve o zamanlar ben hatırlıyorum mecliste İnönü dedi ki büyük İnönü
- “ İhtiyarladıkça enerjisi artan Said Nursi’ye dur demeyecek misin?”
Menderese çıktı böyle söyledi
Menderes’ de dedi ki:
-“ Yeter o piri faniye yapılan zulümler yeter senin devri sabıkında yapılan zulümler yeter.”
Dedi ve ona karşı çıktı.
Ve Bediüzzaman Menderes’e ne dedi.
İslam kahramanı dedi, ezanı serbest bıraktı.
Menderes namazda kılmazdı rahmetli bazen kılardı belki ama Üstad ona İslam kahramanı dedi.
Bu gün ki kardeşimiz (Recep Tayyip Erdoğan) namazda kılıyor, oruçta tutuyor, Kuran’da okuyor hanımını da örtüyor artık bunun mukayesesini bir Müslüman yapması lazım.
Müslüman diyorum yani kalbinde imanı olan, kafası çalışan bir insanın bunun mukayesesini yapması lazım
Bakın bir şey gördüm okudum internette Türk solu diye bir mecmua
Bediüzzaman için ne diyor (haşa) o hür adam değil sefil adamdır.
Yazıklar olsun, böyle bütün dünyanın kabul ettiği, herkesin korktuğu sustuğu, konuşamadığı ezanların dahi okunmadığı bir zaman
‘’ Başımdaki saçlarım kadar başlarım olsa her gün biri kesilse,
Kur’an’a feda olan bu başı ehli zındıka ya eğmeyeceğim!
Dünyayı başıma ateş yapsanız hakikat-ı Kur’an’a feda olan bu baş size eğilmeyecektir! Teslim-i silah etmeyecektir !’’ Diyor.
Ve Mustafa Kemal kendisine Çankaya’da bir köşk, şark valisi umumiliği, birde milletvekilliği veriyor. Üstad diyor ki : ‘’ Ben Ahirete çalışacağım, gel Ahirete beraber çalışalım. Sana da ilişmem ’’ Diyor. Hakikaten ilişmedi. İlişenlere de iştirak etmedi.
Eğer Bediüzzaman (sümme haşa!) Dünyaya hevesli olsaydı bu verilen fırsatları kaçırmazdı alırdı. Ama dünyaya bakmıyor.
Ben diyor: ‘’Ahirete çalışıyorum. Ben bu insanların imanlarını kurtulup, imanla Allah’ın huzuruna gitmelerini istiyorum. Yoksa burada onları ihmal edip, onlardan istifade edip imanlarına hiç hizmet vermemek çok büyük bir zulümdür. Bazılarını gördük biz. Adamın parasını aldı ama imanına hiç hizmet etmedi, sadece parasını aldı.
Onun için sevgili kardeşlerim Üstad Hazretleri 1950 senesinde seçim yapılıyor.
Diyor ki talebelerine :
‘’ Söyleyin sandığı buraya göndersinler rey vereceğim.’’
Gidiyorlar savcı diyor ki :
‘’Olmaz, sandık özel yere gelmez. ’’
O zaman Üstad diyor :
‘’Siz gelmezseniz ben gelirim.’’
Kalkıyor talebeleriyle gidiyor oy verecek rey verecek o zamanlar reydi şimdi oy diyorlar o zaman reydi. Ondan sonra diyor ki :
‘’ Demokratların sandığı hangisi? ’’
Koskoca Bediüzzaman seçimin gizli yapıldığını bilmiyor mu?
Koskoca Bediüzzaman biliyor ama reyini açıktan veriyor.
‘’Demokratların sandığı hangisidir? ’’ Diyor.
Demokrat demek ne demek?
Ahrarlar diyor, hürriyetçiler, insanlara hürriyet hakkı tanıyan o gün demokrattır bugün AKP’dir
(Adalet ve Kalkınma Partisi).
Şimdi güzel bir ekip gelmiş dinine, vatanına, milletine, Kur’an’ına, şeriatına sahip çıkan bir ekip gelmiş biz reyimizi oraya veriyoruz ve oraya vereceğiz ve bütün Mü’minleri de oraya vermesini tavsiye ediyoruz.
Bakın ne diyor. O Türk solu denilen o pespaye mecmua ,
‘’ Bediüzzaman’a sefil diyor. Neden Ekmeleddin’e evet diyoruz.’’
Bak bak bak. Şimdi düşünün bu adam tamamen dalkavukluk yapıyor dalkavukluk. Kardeşler bir hakikat vardır.
Mesela savaşta, birliğini kaybettin. Acaba benim birliğim nerededir?
Düşman topları nereye ateş ediyorsa senin birliğin orasıdır. Bunu bil, senin birliğin orasıdır.
Sormuşlar bize bizim dış siyasetçilerimize Ruslar demişler siyasetinizi nasıl tavsif ediyorsunuz? Biz size bakarız demiş. Siz neyi yap derseniz onu yapmayız neyi yapma derseniz onu yaparız. İşte böyle demek ki biz şimdi uyanmamız lazım. Hepsi bir arada toplanmışlar eski sakatlar hepsi bir arada toplanmışlar, onun için ben şuna şaşıyorum Risale-i Nur okuyup ta ben reyimi Ekmeleddin’e vereceğim diyen bazı Nur Talebeleri var 3-5 tane onlara bu mesajı buradan gönderiyorum o kardeşlerime.
’’Dikkat edin sizin Üstadınıza sefil diyen bir mecmua, ötekini medh ü sena ediyor. Artık sizin durumunuz meydanda artık kime vermeniz gerektiğinizi buradan anlayabilirsiniz.’’
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNDE KİMİ DESTEKLEYECEK?
Birde bu siyasi konular kafamızı karıştırıyor. Soruyorlar bana
Abi oyumuzu kime vereceğiz filan. Kime vereceğiz sorulur mu nereye vereceğin belli zaten nereye vereceğin belli. Bütün şer güçler bir tarafa toplanmış, bir tarafta da bizim takım. Bugüne kadar bu insanlar bu Türkiye’ye on bir, on iki senedir ne kadar güzellikler yaptı Allah aşkına.
Bana geçen gün birisi diyor ki; Peki ağabey sen bu yolsuzlukları hoş mu görüyorsun?
Bak kardeşim dedim; kim yolsuzluk yaptıysa Allah cezasını versin, zaten verir. Amma ben kim yolsuzluk yaptı nasıl yolsuzluk yaptı onu görmedim. Fakat yapılan yolları görüyorum. Ben bütün Türkiye’yi geziyorum yapılan yolları görüyorum. Bugün Diyarbakır de, Bitlis de, Mardin de, Siirt de öyle yollar var ki belki İstanbul da yok. Onun için bütün Şark’ı ihya ettiler Allah razı olsun. Ben bunlara dua ediyorum benim on tane reyim olsa onunu da Tayyip Erdoğan’a vereceğim. Allah’ın izni ile çünkü görünen bir şey var. Eğer biz bunu göremezsek, bu yapılanları göremezsek Allah bunu da elimizden alır. Çünkü Diyor ki; Nimet şükrü görmezse gider. Şükür, nimeti ziyadeleştirir gafleti dağıtır. Üstadım öyle diyor. Ben dersi ondan öyle alıyorum. Sonra biz asayiş istiyoruz. Asayişin teminini istiyoruz. Asayişi bozmaya kalkacak kim olursa olsun, bizim karşımızdadır. Benim karşımdadır kim olursa olsun. Çünkü bir yerde asayiş olmazsa orda Kur’an din iman hizmeti de olmaz. Evvela asayiş olacak. Onun için biz bu görünen bu idareden memnunuz. Allah Razı olsun. Ufak tefek arızalar belki ufak tefek haksızlıklar olabilir, olabilir ama biz Üstad diyor ki Bediüzzaman Hazretleri; Bir Hükümetin icraatının hayırları çoksa dua edeceksin hürmete layıktır. Çünkü iyilikleri kötülüklerine tamiratı tahribatından fazla ise o hürmete layıktır. Zaten Cenabı Allah’ta Kur’an-ı Kerimde öyle. Adalet terazisinde mükellefinin amalini tartacak eğer sevapları ağır gelirse Cennete gidecek, günahları ağır gelirse Cehenneme gidecek yanmaya biraz. Eğer ikisi eşit kalırsa Araf’ta kalacak elliye elli olursa Araf’ta kalıyor, bir zaman sonra belki cennete gider onları bilemiyoruz. Amma bildiğimiz bir şey varsa hasenatı seyyiatına üstünse hürmete layıktır. Bu şahısta olsa, dernekte olsa, askerde olsa, hükümette olsa böyle bakacağız. Bizim ölçümüz Kur’an’i dir, Şer-i dir, Sünnete göre bakacağız yoksa bana ufak bir hareket yaptı ufak bir yanlış yaptı diye onun bütün iyiliklerini silmek garaz damarıyla bakmak çok yanlıştır. Bir insan diyor bir şeye garaz damarıyla bakarsa göremez. Şeytanı melek görür meleği de şeytan görür. İşte karşımızda toplantılar bir tarafta bu var, Allah akıl vermiş ben kabre tek başıma gideceğim. Cemaatle beraber gitmeyeceğim ben. Kabre tek başıma gireceğim ben. Allah bana akıl vermiş. Ben görüyorum bu kırmızıdır bu siyahtır bu beyazdır, bu ekmektir bu sudur bu şeftalidir bu kayısıdır görüyorum. Ben bunu idrak ediyorum. Öyle ise ben bunu da görüyorum.
Bak sağlık hususunda neler yaptılar. Ben gidiyorum hastaneye hangi hastaneye gidersem gideyim. Beni, bakıyorlar kimliği veriyorum ilaçlarımı veriyorlar. Ben öyle zamanlar yaşadım ki ben 77 yaşındayım. Kuyrukta bekliyorduk ilaç alacağız diye. Rezil ediyordu milleti Allaha şükür bak şimdi. Bütün bunları görmezlikten gelmek, ondan sonra bakın kızlarımız okullara gidiyordu başları neler peruk takıyorlardı zavallı tam okula girerken başını açıyordu. Şimdi başlarını örtmek için serbest ettiler. İmam hatipli talebelerimize hat koymuşlardı, üniversiteye giremesinler diye, Devlet kadrolarına giremesinler diye, hep kendileri orada dolaşsın diye, hat koymuşlardı.
Şimdi bu zat o hattı kaldırdı. Milletvekili bayanları bile meclise girmesini sağladı. E bütün bunlar daha çok ben siyasi olmadığım için sayamıyorum yani çok güzellikler yaptı. Artık bunu görmemezlikten gelmek, bunu yıpratmaya çalışmak, başka bir alternatif çıkarmak, başka bir deneyim yapmak çok yanlış bir şeydir. Onun için benim bütün arkadaşlara tavsiyem, kardeşlerime, beni tanıyanlara beni adam yerine koyanlara, hepsine tavsiyem : ‘’ TAYYİP Erdoğan’dır’’ yani. Benim on tane parmağıma on tane imkân verse yüksek seçim kurulu onunu da Tayyip’e basacağım. İki kere iki dört ister çarp ister topla. Bizim havamız görüşümüz fikriyatımız budur yani

Sarkisyan'dan skandal sözler: “İki Milletin Barışmasının Yolu Türklerin Ermeni Tezlerini Kabul Etmesinden Geçer”



Sarkisyan'dan skandal sözler: “İki Milletin Barışmasının Yolu Türklerin Ermeni Tezlerini Kabul Etmesinden Geçer”

Diriliş Ertuğrul 19. Bölüm Fragmanı

Diriliş Ertuğrul 19. Bölüm Fragmanı


Trt 1’in Sevilen Tarihi dizisi Diriliş Ertuğrul 19.bölüm fragmanını web sitemizde izleyebilirsiniz. Diriliş Ertuğrul 19.bölümü ile (29 nisan 2015 çarşamba) günü aksamı tv kanalında kaldıği yerden yeni bölümüyle izleyicisiyle buluşmaya devam edecek



Başkan Ünal Koltuğu 23 Nisan Çocuklarına Devretti




23 Nisan ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeni ile başkanlık koltuğunu
Karataş Cumhuriyet İlk Öğretim Okulu Öğrencisi Zeynep Doğancı ‘ya bıraktı.
Temsili Başkan Zeynep Doğancı Karataş Belediyesine ve Başkan Ünal’a eğitime
ve spora verdiği destek için teşekkür etti.
*Ünal “ÇOCUKLARIMIZA GÜZEL BİR GELECEK BIRAKMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ”*
Geleceği inşa edecek çocukların ülkenin ilerlemesinde en önemli
dinamiklerden biri olduğunu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
gibi çok özel bir bayram sayesinde temsili de olsa çocukların makam
koltuklarına oturmalarının anlamlı bir amaca hizmet ettiğine değinen Başkan
Ünal “Karataş’ta büyük bir değişimin öncüsü olmak adına çıktık bu yola. Bu
yolda Karataş’ta yaşayan her kesimden insana hizmet ediyoruz. Çocuklarımız
da en iyi hizmeti vermek istediğimiz, en yararlı projeleri hayata geçirmek
istediğimiz kesimlerden biri. Onlar bizim geleceğimiz. Onlara güzel
yarınlar bırakmak için dur durak bilmeden çalışıyoruz. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 95 yıl önce
çocuklara armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı
bugünün çocukları yarının büyükleri ile aynı coşku ve mutlulukla
kutluyoruz. 23 Nisan Çocuk Bayramı dünyada ilk kutlanan çocuk bayramı
olması sebebiyle de çok önemli bir yere sahiptir. Tıpkı Zeynep Doğancı
çocuğumuz gibi gelecekte onlar da bu koltuklara oturup ülke yönetimine
katkı sunacaklar. Onlara daha iyi koşullarda yaşayabilecekleri bir gelecek
bırakmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu vesileyle tüm çocuklarımızın 23
Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyorum” dedi

Wednesday, 22 April 2015

Türkiye Güreş Federasyonu Başkanlığı :" 2. LİG TERFİ MÜSABAKALARI, BALIKESİR'DE YAPILACAK"




2015 yılı Serbest ve Grekoromen Stil Büyük Erkekler 2. Güreş Ligi Terfi Müsabakaları, 24-26 Nisan 2015 tarihleri arasında Balıkesir'de yapılacaktır.
Alpaslan Türkeş Spor Salonu'nda 3 gün boyunca kalite seviyesi yüksek maçları bünyesinde barındıracak terfi müsabakalarında mindere çıkacak sporcular, kulüplerine puan kazandırabilmek için mücadele edecek.
Not: 2. Güreş Ligi Terfi Müsabakalarına katılmak isteyen kulüplerimizin, en geç 23 Nisan Perşembe günü SAAT 17:00'a kadar federasyonumuza dilekçe göndermeleri gerekmektedir.
PROGRAM
24 Nisan 2015 Cuma :
SERBEST STİL: Teknik Toplantı : 17.00 - 17.30 & Tartı : 18.00 - 18.30
25 Nisan 2015 Cumartesi :
Serbest Sitil 2.Lige Terfi Müsabakaları
SAAT : 10.00 - 19.00
GREKOROMEN STİL: Teknik Toplantı : 17.00 - 17.30 & Tartı : 18.00 - 18.30
26 Nisan 2015 Pazar :
Grekoromen Stil 2.Lige Terfi Müsabakaları
Saat : 10.00 - 19.00
2. Lige Terfi Müsabakalarının talimatını görmek için tıklayınız;
Detaylı Bilgi İçin;

Keçiören Belediyesi Nuri Pakdil İle Okullarda Yaşayan Değerlerimiz Etkinliği Bölüm 3

Keçiören Belediyesi Nuri Pakdil İle Okullarda Yaşayan Değerlerimiz Etkinliği Bölüm 3



Keçiören Belediyesi Nuri Pakdil İle Okullarda Yaşayan Değerlerimiz Etkinliği Bölüm 2

Keçiören Belediyesi Nuri Pakdil İle Okullarda Yaşayan Değerlerimiz Etkinliği Bölüm 2



Keçiören Belediyesi Nuri Pakdil İle Okullarda Yaşayan Değerlerimiz Etkinliği Bölüm 1

Keçiören Belediyesi Nuri Pakdil İle Okullarda Yaşayan Değerlerimiz Etkinliği Bölüm 1



Tuesday, 21 April 2015

Muaythai University World Cup - Opening Ceremony



The opening ceremony of the first ever Muaythai University World Cup, under patronage of FISU, will stay in the memories of everyone involved forever, especially the athletes.

The ceremony included so many breath-taking moments, the performances included a mix of traditional and cultural exchange, and an awe-inspiring show by Thailand’s famous Muaythai Live performers.
  • Kategori

  • Lisans

    • Standart YouTube Lisansı

Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts