ANALİZ-Piyasalarda Gelişmeler/Beklentiler(Ziraat Yatırım) | |||
---|---|---|---|
Ziraat Yatırım Menkul Değerler ( http://www.ziraatyatirim.com.tr ) Tarafından Hazırlanan Günlük Bülteni: "BİRAZ GÜDÜLER BİRAZ DA BAĞLANTILAR" Dün, TÜİK Nisan ayı Sınai Üretim verilerini açıkladı. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sınai üretim endeksi 124,8 seviyesinde kaydedildi. Bu değer Mart ayı ile aynı. Yılın ilk çeyreğinde sınai üretim %1,2 oranında artış göstermiş ve büyüme ile ilgili olumlu beklentilerin canlı kalmasını sağlamıştı. Mart ayındaki güçlü artışın ardından Nisan ayında endeksin aylık bazda değişmemesini normal karşılamak gerekiyor. Zira yıllık bazda endeks %3,7 oranında artış gösterdi. Sınai faaliyetin ılımlı seyri için iki açıklamamız söz konusu: Ertelenmiş talebin iç tüketimi canlandırması, ve Avro Bölgesi'nin toparlanması. İlk argümanımız doğal güdüler yaklaşımıyla ilgili. İnsanların günlük yaşamlarını idame ettirebilmeleri için harcamalarını belirli bir sürenin ötesine ertelemeleri mümkün değil. Dayanıklı tüketim malları (beyaz eşyalar), araba ve konut talebi yılın ilk çeyreğinde canlandı. İç talepteki hareketlilik de üretim hacimlerine yansımakta. 2014 yılında alınan makro-ihtiyati tedbirlerle borçluluk oranını azaltan hane-halkı bu sene harcama için daha iyi bütçeye sahip. 2015 yılında iç talebin büyümeye daha fazla katkı verdiğini görmek sürpriz olmayacaktır. Yarın sabah açıklanacak birinci çeyrek büyüme verilerinde yaklaşımımızı sınama şansımız olacak. İkinci argümanımız ise küresel tedarik zinciri yaklaşımımızla ilgili. Türkiye sanayisinin Avrupa değer zincirinin bir parçası olduğu görüşümüzü sık sık tekrarlamaktayız. İspanya ve İtalya'da PMI'ların senenin en yüksek seviyesine çıkması Türkiye'deki iktisadi faaliyeti olumlu etkilemekte. İspanya'da PMI 55,8 İtalya'da ise 54,8 seviyesine yükseldi. Almanya'da Nisan ayı sınai üretim aylık %0,9 oranında artarken fabrika siparişleri ise %1,4 oranında güçlü artış gösterdi. Türkiye'deki üretimin fabrika siparişlerine daha hassas seyrettiğini düşünüyoruz. Her ne kadar Türkiye'nin ihracatı Dolar bazında ölçüldüğünde gerileme gösterse de Avrupa Birliği'ne ihracatımız Avro bazında artmayı sürdürmekte. Avrupa Birliği'ne ihracatımız Mart ayında 4,92 milyar Avro seviyesine ulaştıktan sonra Nisan ayında da 4,88 milyar Avro seviyesinde gerçekleşti. Mayıs ayında otomotiv sanayinde çalışanların iş bırakması nedeniyle üretim verilerinde geçici bir zayıflık belirebilir. Bir seferlik etkiyi göz ardı ettiğimizde Türkiye'de sanayinin ılımlı seyrini sürdürerek istihdamı desteklediğini, iç talebi de canlı tuttuğunu düşünüyoruz. " ****** Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. ******* Foreks Haber Merkezi ( haber@foreks.com ) http://www.foreks.com http://twitter.com/ForeksTurkey
09 Haziran 2015
|
Tuesday, 9 June 2015
ANALİZ-Piyasalarda Gelişmeler/Beklentiler(Ziraat Yatırım)
Monday, 8 June 2015
Diyarbakır'ın 6.8 milyarlık çılgın projesi
Diyarbakır'ın 6.8 milyarlık çılgın projesi
Silvan Projesi kapsamında, sulama alanı açısından Atatürk Barajı'ndan sonra Türkiye'nin en büyük ikinci barajı olacak Silvan Barajı'nın da arasında yer aldığı 8 baraj, 2 tünel ve sulama şebekesi yapılıyor. 6,8 milyar liraya mal olacak ve 2,5 milyon dönüm araziyi suyla buluşturacak proje sayesinde 200 bin kişi iş bulacak. Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, yaptığı açıklamada, Atatürk Barajı'ndan sonra GAP'ın en büyük sulama projesi olan Silvan Projesi'nin Diyarbakır'da yapıldığını, bu sayede ildeki 2,5 milyon dönüm arazinin sulanacağını söyledi. Araziler sulandığı zaman ildeki tarımsal üretim miktarının en az 3-4 kat artacağını, ayrıca suya kavuşacak arazilerin değerinde de büyük artış olacağını vurgulayan Yılmaz, Silvan Projesi, GAP Eylem Planı'nın en önemli sulama projesi olduğunu bildirdi.http://www.sabah.com.tr/AK Parti'nin kritik toplantısından çıkan karar
AK Parti'nin kritik toplantısından çıkan karar
Başbakan Davutoğlu’nun başkanlığında Bakanlar Kurulu üyeleri ve AK Parti MYK üyelerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantı sona erdi. Toplantının ardından Mehmet Ali Şahin, “Sorumlu davranacağız, halkımız müsterih olsun" açıklamasında bulundu.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, "Seçim çalışmalarını değerlendirme ve başlayacak olan süreçle ilgili yol haritası belirleme çalışmalarını çarşamba günü Merkez Karar Yönetim Kurulu, perşembe günü de Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı ile yapmayı planlıyoruz" dedi.
Şahin, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, Bakanlar Kurulu ve MYK üyeleriyle yaptığı toplantının ardından, AK Parti Genel Merkezi önünde basın mensuplarına açıklamada bulundu.
AK Parti olarak milletin gösterdiği iradeye ve karara derin saygı duyduklarını ifade eden Şahin, seçim sonuçlarının, 13 yıldır Türkiye'de uygulanan hükümet şekillerine göre farklı bir sürecin başladığını söyledi.
Bu süreçte sorumlu davranacaklarını dile getiren Şahin, şöyle devam etti:
"Halkımız müsterih olsun diyoruz. AK Parti olarak bu yeni süreçte de Türkiye'nin son seçimlere göre de en büyük ve güçlü partisi olarak ülke menfaatlerini ön planda tutma politikamızı aynen devam ettireceğiz. Bizim bu istişari çalışmalarımız, yani seçim çalışmalarını değerlendirme ve başlayacak olan süreçle ilgili yol haritası belirleme çalışmalarını çarşamba günü Merkez Karar Yönetim Kurulu, perşembe günü de Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı ile yapmayı planlıyoruz. Önümüzdeki hafta da büyük bir ihtimalle seçilmiş olan yeni milletvekili arkadaşlarımızla bir araya geleceğiz. Bu dönemde milletvekili adayı olmamış, 'eski' diyebileceğimiz milletvekili arkadaşlarımızla da yeniden bir araya gelerek hem seçim sonuçlarını hem de başlayacak bu süreci değerlendirmek istiyoruz."
Şahin, "Toplantıda erken seçim mi koalisyon mu konuşuldu?" sorusuna, "Bu soruya şu anda cevap veremeyeceğim. Çünkü bu konudaki değerlendirme çalışmalarımız devam ediyor. Belki bütün bu çalışmaların sonucunda Genel Başkanımız, Başbakanımız kamuoyu ile yapmış olduğumuz bu değerlendirmelerin sonucunu paylaşabilir" yanıtını verdi.
Şahin, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay'ın eşinin yoğun bakımda olması nedeniyle açıklamayı kendisinin yaptığını bildirdi.
Şahin, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, Bakanlar Kurulu ve MYK üyeleriyle yaptığı toplantının ardından, AK Parti Genel Merkezi önünde basın mensuplarına açıklamada bulundu.
AK Parti olarak milletin gösterdiği iradeye ve karara derin saygı duyduklarını ifade eden Şahin, seçim sonuçlarının, 13 yıldır Türkiye'de uygulanan hükümet şekillerine göre farklı bir sürecin başladığını söyledi.
Bu süreçte sorumlu davranacaklarını dile getiren Şahin, şöyle devam etti:
"Halkımız müsterih olsun diyoruz. AK Parti olarak bu yeni süreçte de Türkiye'nin son seçimlere göre de en büyük ve güçlü partisi olarak ülke menfaatlerini ön planda tutma politikamızı aynen devam ettireceğiz. Bizim bu istişari çalışmalarımız, yani seçim çalışmalarını değerlendirme ve başlayacak olan süreçle ilgili yol haritası belirleme çalışmalarını çarşamba günü Merkez Karar Yönetim Kurulu, perşembe günü de Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı ile yapmayı planlıyoruz. Önümüzdeki hafta da büyük bir ihtimalle seçilmiş olan yeni milletvekili arkadaşlarımızla bir araya geleceğiz. Bu dönemde milletvekili adayı olmamış, 'eski' diyebileceğimiz milletvekili arkadaşlarımızla da yeniden bir araya gelerek hem seçim sonuçlarını hem de başlayacak bu süreci değerlendirmek istiyoruz."
Şahin, "Toplantıda erken seçim mi koalisyon mu konuşuldu?" sorusuna, "Bu soruya şu anda cevap veremeyeceğim. Çünkü bu konudaki değerlendirme çalışmalarımız devam ediyor. Belki bütün bu çalışmaların sonucunda Genel Başkanımız, Başbakanımız kamuoyu ile yapmış olduğumuz bu değerlendirmelerin sonucunu paylaşabilir" yanıtını verdi.
Şahin, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay'ın eşinin yoğun bakımda olması nedeniyle açıklamayı kendisinin yaptığını bildirdi.
AK Parti niçin oy kaybetti?
AK Parti niçin oy kaybetti?
1. BAŞKANLIK SİSTEMİ: Başkanlık Sistemi’nin bu seçimin ana eksenlerinden biri yapılması için çok erkendi. Seçim başka alanlarda yürümeli, seçimden sonra konu gündeme gelmeliydi. Çünkü millet Cumhurbaşkanı seçiminde zaten ‘başkan’ı seçmiş, ‘kağıt işlerinin’ tamamlanmasını bekliyordu. Recep Tayyip Erdoğan alerjisi bulunan dar bir kesime ‘Seni Başkan Yaptırmayacağız’ stratejisi üzerinden çalışma imkanı verilmemeliydi. Çok dar bir kesim bu noktada çok kilit rol oynadı.
2. İDEOLOJİ YENİDEN ÜRETİLEMEDİ: AK Parti Genel Başkanı ve Başbakanı Davutoğlu, dünyanın sayılı entelektüellerinden birisi olmasına rağmen, mütahitlik’e sıkışmış ideolojiyi yeniden üretecek zaman dilimine sahip değildi. Mefkure yıpranmış ve yeniden üretilmeyi bekliyordu...
3. YANDAŞ MEDYA İFLAS ETTİ: Yandaş medyanın borazanlık ile iktidardan nemalanmaya çalışan isimleri koruması, onun siyaseti de etkileyen bir gazetecilik yapmasına izin vermedi. Ya dışarıdan çıkarcılar ithal edildi, ya da içeriden yetersizler kritik noktalara yerleştirildi. Kayıpta büyük rol oynadılar.
4. VAAD VERİLMEDİ: Özellikle ekonomi kanadının ve ekonomi bürokrasisinin dar bakışına teslim olundu. Refahı halka yaymayı hedefleyen AK Parti’nin bu politikası net ve basit vaadler ile seçmene anlatılmadı.
5. TEMİZLİK YAPILMADI İMAJI: 13 yıl iktidarda bulunan bir parti elbette belli ölçüde kirlenir. Bu kirli unsurlar parti dışına çıkartıldı ama bu ilan edilerek yapılmadı. Seçmen temizliğin yapıldığını anlamadı.
6. KARARGAH ZAYIFTI: Parti dokusundan yeni bir ‘kurmay aklı’ çıkmadı. Aşı da yapılmadı.
7. ERDOĞAN’I TEMSİL EDENLER SORUNU: Medyada ve kamuoyu önünde Sayın Cumhurbaşkanı’nı temsil eden isimlerin büyük çoğunluğu sorunlu isimlerdi. Sayın Cumhurbaşkanı geniş gönüllülüğü ile bu isimlerin konuşmasını engellemedi. Onların imajı, ve üslupları Sayın Cumhurbaşkanı’nın imajı ve üslubu olarak anlaşıldı.
8. DAVUTOĞLU MEŞGUL EDİLDİ: Sayın Davutoğlu, seçimin rutini ile meşgul edildi. Oysa oyun kurucu faaliyette bulunması gerekiyordu. Bazen sembolik hareket ve davranışların, 5-10 mitingden daha etkili olduğu gerçeği unutuldu. Hem seçim süreci hem de başbakanlık rutinleri, olmazsa olmaz gibi konumlandı ve Başbakan’a öyle sunuldu. Oysa, mücadele başka bir alandaydı.
8 Haziran, 2015 - 02:11
Güç Koşullardaki Bireyler Federasyonu'dan Anlamlı etkinlik: "Çocuk İşçiliği ile Mücadele" Etkiniği
MUTLU NESİLLER VE BAŞARILI GENÇLİK İÇİN "ÇOCUK İŞÇİLİĞİ" 'ne HAYIR!
Güç Koşullardaki Bireyler Federasyonu; Toplumumuzun kanayan yarası "Çocuk İşçiliği" hakkında yine dikkat çekmek amacıyla anlamlı bir kapmanyayla karşımıza çıkıyor.
Federasyon Başkanı Murat Berksun ve Genel Sekreter Hakan Yıldız'a huzurlarınızda teşekkür etmek isiyorum .Çünkü herzaman olduğu gibi buyılda toplumumuzun dezavantajlı gruplarına/kesimlerine sahip çıktılar ve çıkmaya da devam ediyorlar. ve bende katılıyorum sizlere "Çocuk İşçiliği" 'ne HAYIR!
MUTLU NESİLLER VE BAŞARILI GENÇLİK İÇİN "ÇOCUK İŞÇİLİĞİ" 'ne HAYIR!
Her yıl olduğu gibi,Bu yılda "Çocuk İşçiliği ile Mücadele" ediyoruz !
12 Haziran'da"Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü'' etkinlikleri düzenlenecektir.Düzenleyeceğimiz etkinliğin en önemli nedenleri, çocukların çalıştırılmasına ilişkin mücadelelere dikkat çekmek ve toplumsal bilincin arttırılmasına katkı sağlamaktır.
12 Haziran'da"Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü'' etkinlikleri düzenlenecektir.Düzenleyeceğimiz etkinliğin en önemli nedenleri, çocukların çalıştırılmasına ilişkin mücadelelere dikkat çekmek ve toplumsal bilincin arttırılmasına katkı sağlamaktır.
Güç Koşullardaki Bireyler Federasyonu
www.guckobir.org
www.guckobir.org




SEÇİMDE OY VEREN 18-24 YAŞLARINDAKİ GENÇLERİN HATIRLAYAMAYACAĞI EN AZ 33 ŞEY…
kaynak gazeteler
1. Bir sabah aniden, aynı yerden emir almış gibi "irtica geliyor" diye manşet atangazeteler.
2. Tek yönlü uçak bileti alabilmek için bugünkü parayla en az 500 TL ödenmesi…
3. Bol sıfırlı TL yüzünden bir ekmeği almak için milyonları bakkala bırakmak.
5. Tek şeritli dar yollar yüzünden hatalı sollama kazası ve ölüm haberleri
6. Üniversiteye başını örtme tercihi yüzünden alınmayan öğrenciler,
7. "Üst Düzey Komutan dedi ki…" başlığı ile yapılan Hürriyet gazetesi tehditleri
8. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın karşısına pijamayla çıkan medya patronu Aydın Doğan'lar...
9. İnançlılar ezilirken, millet direnirken "başörtüsü füruattır!" diyebilen cemaat lideri Fethullah Gülen.
10. Cumhura küs, kendine küs, asık suratlı Cumhurbaşkanı Evren'ler, Sezer'ler
11. Milletin seçtiği vekilin "haddini bildirin şu kadına!" diye meclisten zorla çıkarıldığı günler....
12. Masum ve mazlum insanları tek bir haberle intihara kadar sürükleyen Uğur Dündar
13. Milletin seçimi meclisin tercihini kaos diye tarif eden Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök
14. Şehit oğlunun cenazesine bile alınmayan başörtülü anneler
15. Her günün rutini haline gelmiş 5-10 şehit cenazesi
16. Başörtülü diye hastaneye kabul edilmeyen hasta
17. SSK'da muayene olmak için günlerce sıra bekleyen, muayene olduktan sonra rapor almak için SSK doktorunun muayenesine rüşvet için "uğramak" zorunda kalan işçi
18. Başörtülü annesini, kız kardeşini, halasını, teyzesini evinde misafir edemeyen subaylar…
19. Başörtülü karısından boşanmaya zorlanan, bu da olmazsa işinden atılıp başka iş yapmasın izin verilmeyen askeri personel
20. Başörtüsünün üzerine peruk takarak başörtüsü değilmiş gibi yapmak zorunda kalan kamu personeli
21. Sadece şiir okuduğu için görevinden alınan "Muhtar bile olamaz!" diye mahkum edilen Recep Tayyip Erdoğan
22. CHP'nin yönettiği İstanbul'da toplanmayan çöpler ve kokan Haliç...
23. Sahipleri tarafından hortumlanan bankalar ve vatandaşın bir gecede yarı yarıya fakirleşmesi...
24. Darbeye fetva veren, darbecilerin yanında boy gösteren Diyanet İşleri Başkanları...
25. Anadilini konuştuğunda terörist sayılan Kürtler...
26. İstanbul ve Ankara'da günlerce süren su kesintileri ve su tankeri peşinde geçirilen saatler..
27. TL'nin yılda en az üçte bir değer kaybettiği yüzde 30'lar üzerindeki enflasyon...
28. Namaz vakitlerini hatırlattı diye aylarca kapalı tutulan özel radyolar...
29. Halkın seçtiği Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na sövdüğü için ödüllendirilen küstah subaylar.
30. "Ugandalı çocuğa Türkçe öğretmenin neresi hizmet? Biz sömürgeci miyiz ki?" diye sorulduğunda linç edilen yazarlar...
31. Okul bahçesindeki büstü devirdiği için hakkında dava açılan, sahibi tarafından başka köye sürgün edilen Gülsüm inek....
32. 19 Mayıs törenlerinde kız çocuklarının etek boyu yeterince kısa değil diye afra tafra yapan, esip gürleyen Emin Çölaşan'lar...
33. "Ordu göreve" diye çağıran rektör Kemal Alemdaroğlu'lar, giyinme özgürlüğünü isteyen öğrencileri ikna odasına alan Nur Serter'ler,,,
2. Tek yönlü uçak bileti alabilmek için bugünkü parayla en az 500 TL ödenmesi…
3. Bol sıfırlı TL yüzünden bir ekmeği almak için milyonları bakkala bırakmak.
5. Tek şeritli dar yollar yüzünden hatalı sollama kazası ve ölüm haberleri
6. Üniversiteye başını örtme tercihi yüzünden alınmayan öğrenciler,
7. "Üst Düzey Komutan dedi ki…" başlığı ile yapılan Hürriyet gazetesi tehditleri
8. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın karşısına pijamayla çıkan medya patronu Aydın Doğan'lar...
9. İnançlılar ezilirken, millet direnirken "başörtüsü füruattır!" diyebilen cemaat lideri Fethullah Gülen.
10. Cumhura küs, kendine küs, asık suratlı Cumhurbaşkanı Evren'ler, Sezer'ler
11. Milletin seçtiği vekilin "haddini bildirin şu kadına!" diye meclisten zorla çıkarıldığı günler....
12. Masum ve mazlum insanları tek bir haberle intihara kadar sürükleyen Uğur Dündar
13. Milletin seçimi meclisin tercihini kaos diye tarif eden Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök
14. Şehit oğlunun cenazesine bile alınmayan başörtülü anneler
15. Her günün rutini haline gelmiş 5-10 şehit cenazesi
16. Başörtülü diye hastaneye kabul edilmeyen hasta
17. SSK'da muayene olmak için günlerce sıra bekleyen, muayene olduktan sonra rapor almak için SSK doktorunun muayenesine rüşvet için "uğramak" zorunda kalan işçi
18. Başörtülü annesini, kız kardeşini, halasını, teyzesini evinde misafir edemeyen subaylar…
19. Başörtülü karısından boşanmaya zorlanan, bu da olmazsa işinden atılıp başka iş yapmasın izin verilmeyen askeri personel
20. Başörtüsünün üzerine peruk takarak başörtüsü değilmiş gibi yapmak zorunda kalan kamu personeli
21. Sadece şiir okuduğu için görevinden alınan "Muhtar bile olamaz!" diye mahkum edilen Recep Tayyip Erdoğan
22. CHP'nin yönettiği İstanbul'da toplanmayan çöpler ve kokan Haliç...
23. Sahipleri tarafından hortumlanan bankalar ve vatandaşın bir gecede yarı yarıya fakirleşmesi...
24. Darbeye fetva veren, darbecilerin yanında boy gösteren Diyanet İşleri Başkanları...
25. Anadilini konuştuğunda terörist sayılan Kürtler...
26. İstanbul ve Ankara'da günlerce süren su kesintileri ve su tankeri peşinde geçirilen saatler..
27. TL'nin yılda en az üçte bir değer kaybettiği yüzde 30'lar üzerindeki enflasyon...
28. Namaz vakitlerini hatırlattı diye aylarca kapalı tutulan özel radyolar...
29. Halkın seçtiği Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na sövdüğü için ödüllendirilen küstah subaylar.
30. "Ugandalı çocuğa Türkçe öğretmenin neresi hizmet? Biz sömürgeci miyiz ki?" diye sorulduğunda linç edilen yazarlar...
31. Okul bahçesindeki büstü devirdiği için hakkında dava açılan, sahibi tarafından başka köye sürgün edilen Gülsüm inek....
32. 19 Mayıs törenlerinde kız çocuklarının etek boyu yeterince kısa değil diye afra tafra yapan, esip gürleyen Emin Çölaşan'lar...
33. "Ordu göreve" diye çağıran rektör Kemal Alemdaroğlu'lar, giyinme özgürlüğünü isteyen öğrencileri ikna odasına alan Nur Serter'ler,,,
Kırım Tatar Sivil Toplum Kuruluşları:" Japonya Başbakanı Şinzo Abe, Rusya’nın güç kullanarak Kırım'ı işgal etmesini kınadı."
Japonya Başbakanı Şinzo Abe, Rusya’nın güç kullanarak Kırım'ı işgal etmesini kınadı.
Şinzo Abe, Kiev ziyareti sırasında Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko ile görüştü.
Poroşenko, Abe’nin görüşme sırasında güç kullanılarak uluslararası sınırların ihlalini kınadığını bildirdi.
Yapılan görüşmeden sonra açıklama yapan Poroşenko, “Bugün yapılan görüşmeler, Ukrayna ve Japonya’nın, uluslararası düzeyde tanınan sınırlarının ihlalini kabul etmediğini gösterdi” dedi.
Japonya’nın Ukrayna’ya destek konusunda gösterdiği yaklaşımı için Abe’ye teşekkür eden Poroşenko, “Japonya’nın, Rusya tarafından Kırım ilhakını tanımama ve Misnk anlaşmalarının tamamen yerine getirme konusunda uluslararası toplumunun güçlerini birleştirmeye hazır olma yaklaşımına değer veriyoruz” diye konuştu.
Poroşenko, dünyanın en güçlü ekonomisi olan ülkelerin liderinin Ukrayna’ya gelmesinin çok önemli olduğunu söyledi.
Japonya’dan Ukrayna’ya 1,5 milyar dolar
Japonya, Ukrayna’daki ekonomik durumunu istikrara kavuşturmak için Kiev’e 1,5 milyar dolar kredi sağladı.
Petro Poroşenko, “1,5 milyar dolar kredi için Japonya’ya minnettarım. Bu para, Ukrayna’da mali istikrarı sağlamaya yardımcı olacak” dedi.
Söz konusu krediyi, Japonya’nın gösterdiği gerçek dayanışma olarak değerlendiren Poroşenko, Şinzo Abe ile Ukrayna ekonomisine yatırım konusunu da ele aldığını bildirdi.
su kesintisi yapılacak!
* Arıza giderilme saati ev veya işyerinizin konumuna ve arıza büyüklüğüne göre birkaç saat kadar farklılık gösterebilir. | |||
ilçe | Arıza Zamanı | Tahmini Onarım Zamanı | Açıklama |
KEÇİÖREN | 09.06.2015 08:00 | 09.06.2015 17:00 | Dışkapı Fatih Köprüsü altındaki şebeke çalışması nedeniyle su kesintisi yapılacaktır. Etkilenen Yerler: Kamil Ocak mahallesi, Gümüşdere mahallesi, Şevkat Mahallesi, Kabala mahallesi, Ziraat Fakültesi Çevresi |
BALA | 08.06.2015 12:00 | 08.06.2015 23:59 | Bala ilçesi Kesikköprü Mahallesi içerisindeki şebeke arızası nedeniyle 08.06.2015 12.00 itibariyle su kesintisi yapılmaktadır. Etkilenen Yerler: Kesikköprü Mahallesi, Erdemli Mahallesi, Kızılırmak Mahallesi |
'Erdoğan erken seçim isteyebilir'
'Erdoğan erken seçim isteyebilir'
Yeni Şafak yazarı Abdülkadir Selvi, seçim sonuçlarını değerlendirdi.
Selvi, seçim sonrasında 4 partinin de anahtar konumuna geldiğini belirtirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Anayasal yetkisini kullanarak erken seçim isteyebileceğini söyledi.
İşte Selvi'nin o yazısı:
Seçim sandığı açıldı. İçinden Türk halkının kararını yansıtan bir fotoğraf çıktı. Bu fotoğraf 3 Kasım 2002 seçimleri ile başlayan AK Parti'nin tek başına iktidar olduğu güçlü hükümetler dönemini yansıtmıyor. Daha çok eski Türkiye'den içinde kareler barındırıyor. Ama milli iradeye saygısı olan herkesin bu fotoğrafı doğru okuyup halkın seçim sandığında verdiği mesajları doğru yorumlaması gerekiyor. Türk siyasetinde artık yeni bir sayfa açıldı. Yeni bir dönem başlıyor. Seçimlerden halkımız her partiye bir mesaj verdi.
AK Parti'ye verilen mesaj: AK Parti'yi birinci parti yaparak “Umudum yine sensin ama yanlışlarınla yüzleş ve yeni Türkiye için önce Yeni AK Parti'yi inşa et” dedi.
CHP'ye verilen mesaj: “Topluma iktidar olabilmek için bir türlü umut olamıyorsun. Ana muhalefette başarısızsın” dedi.
HDP'ye verilen mesaj: “Türkiyelileşme konusunda uzattığın eli cumhurbaşkanlığı seçiminde de karşılıksız bırakmamıştım şimdi de karşılıksız bırakmıyorum. Sen silahla değil siyasetle mücadeleni verebilirsen sonuç alabilirsin. Silahla Türkiye'yi böleceğine siyasetle Türkiye'ye talip ol” dedi.
MHP'ye verilen mesaj: Aynen 18 Nisan 1999 seçimlerinde olduğu gibi anahtar parti konumuna getirdi. HDP'nin yükselmesine paralel olarak parlamentoda bir denge unsuru olarak tutmaya devam etti. Eğer partiler sandıktan çıkan mesajı doğru okur ve gereğini yerin getirirlerse Türkiye'nin geleceğinde var olmaya devam edecekler. Ama 90'lı yıllarda olduğu gibi halkın verdiği mesajı doğru okumazlarsa halkımız ilk seçimde bunun hesabını görür.
Bu seçim sonuçları Türkiye'yi bir sistem krizine sokabilecek işaretler de taşıyor. Bu sonuçlara göre her parti anahtar konumuna yükseldi. Önümüzde azınlık hükümetinden koalisyon hükümetlerine, oradan erken seçime kadar birçok seçenek duruyor. Kolaylıkla sağlanabilecek bir model yok. Siyasi denklem açısından zor bir dönemin içine girdik.
Ama asıl önemli olan korkulan oldu. Türkiye için zor günler başlıyor. Burada bir kilitlenmeye gidilir ve bir hükümet ortaya çıkarılamaz ise yani Türkiye'nin bir kaosa sürüklenme tehlikesi ortaya çıkarsa Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye'nin sigortası rolünü üstlenecek. 80'den önce Korutürk'ün 90'lı yıllarda ise Demirel ve Sezer'in ülkenin içine yuvarlandığı kaosu seyretmeleri hatta bizzat kriz nedeni olmaları gibi bir rolü kimse Erdoğan'dan beklemesin. Eğer Hükümet kurulamaz ve Türkiye'nin bir krize doğru sürüklendiği yönünde belirtiler ortaya çıkarsa Cumhurbaşkanı Erdoğan Anayasadan kaynaklanan yetkilerini kullanarak ülkeyi hızla seçimlere götürür.
Böylece emaneti millete teslim eder ve siyasi partilerin çözüm bulamadığını belirterek, çareyi milletin bulmasını ister. Ben bu yazıyı AK Parti genel merkezinde yazdım. Eski seçimlerde olduğu kadar genel merkezin önünde bir kalabalık vardı. Partililer genel merkezin önün gelmiş. Ve partisine sahip çıkıyordu. Başbakan konuşmasını yapmak üzere balkona çıktığında da coşkulu bir şekilde karşıladılar kendisini. Davutoğlu'nun konuşması süresince de coşkuluydular. Ama buruklardı. AK Parti ilk kez bir seçimden zaferle çıkmadı. İlk kez tek başına iktidar olamadı.
Bu tür durumlarda liderlik önem kazanıyor.
Başbakan Davutoğlu'na gelince. Zor geçen bir seçimin gecesinde Davutoğlu'nun balkon konuşması yapması önemliydi.
Davutoğlu, ”Milletimizin kararı en üst karardır. Ve o kararın şartları yerine getirilecektir” sözleriyle, sandıktan çıkan mesajı anladığını ortaya koydu. “AK Parti bu seçimlerden birinci parti olarak çıkmıştır. Kimse kaybettiği seçimden zafer çıkarmasın” uyarısı bu gece açısından gerekliydi.
Elbette ki seçimden birinci parti olarak çıktıklarını vurgulaması önemliydi. Çünkü böylesine kritik bir gecede AK Parti kitlesinin daha fazla moralinin bozulmamasını sağlaması gerekiyordu.
Ama asıl önemli olan bunun bir son değil yeni bir başlangıç olduğu yönündeki sözleriydi.
AK Partililerin, ”Ya Allah Bismillah Allahu Ekber” sloganları arasında, ”Bu gece yeniden Bismillah diyoruz” dedi.
Bu ülkede altı kez giden Süleyman Demirel yedi kez geldi. “Muhtar bile olamaz” denilen Erdoğan Cumhurbaşkanı oldu.
Kurduğu her parti kapatılan Erbakan başbakan oldu. Başbakan'ın sözlerinden edindiğim izlenime gelince, Davutoğlu yeni dönemi, ”Yeni AK Parti'yi yapılandırmak” için değerlendirecek. Yeni Türkiye için gereken vizeyi alamadı ama yeni AK Parti'yi inşa etmek için seçim gecesinden itibaren kolları sıvadı.
Bu durumda daha önce seçimlerden birinci parti olarak çıkmazsa istifa edeceğini açıklayan Başbakan Davutoğlu'nun istifa etmesini gerektirecek bir durum yok. Seçmenin sandıkta yaptığı uyarıyı dikkate alarak yeni AK Parti'yi inşa etmek gibi bir sorumlukla karşı karşıya. Seçim sonuçlarına bakıp AK Parti için yapılacak yorumlar için henüz erken. Muhalefet partilerinin vereceği sınavı görmeden kim kiminle hükümet kurar, Türkiye hükümetsiz kalır mı bir erken seçim kapıda bekliyor mu? Şeklindeki değerlendirmeler için de çok erken.
Türkiye'de yepyeni dengeler ortaya çıktı ve yeni bir sayfa açıldı. Bir noktada gerçekçi olmak gerekiyor. 13 yıldır iktidardan uzak olanları bir araya getirerek AK Parti karşıtı bir koalisyon hükümeti kurmak isteyen üst aklın dün geceden itibaren çalışmaya başladığını görmemiz gerekiyor. Elbette ki milletin sandıkta verdiği mesaja ve milli iradenin tecellisine herkesin saygı göstermesi gerekiyor. Ama şurası gerçek ki Türkiye'yi zor günler bekliyor.
Zaman dik durma zamanı.

İşte Selvi'nin o yazısı:
Seçim sandığı açıldı. İçinden Türk halkının kararını yansıtan bir fotoğraf çıktı. Bu fotoğraf 3 Kasım 2002 seçimleri ile başlayan AK Parti'nin tek başına iktidar olduğu güçlü hükümetler dönemini yansıtmıyor. Daha çok eski Türkiye'den içinde kareler barındırıyor. Ama milli iradeye saygısı olan herkesin bu fotoğrafı doğru okuyup halkın seçim sandığında verdiği mesajları doğru yorumlaması gerekiyor. Türk siyasetinde artık yeni bir sayfa açıldı. Yeni bir dönem başlıyor. Seçimlerden halkımız her partiye bir mesaj verdi.
AK Parti'ye verilen mesaj: AK Parti'yi birinci parti yaparak “Umudum yine sensin ama yanlışlarınla yüzleş ve yeni Türkiye için önce Yeni AK Parti'yi inşa et” dedi.
CHP'ye verilen mesaj: “Topluma iktidar olabilmek için bir türlü umut olamıyorsun. Ana muhalefette başarısızsın” dedi.
HDP'ye verilen mesaj: “Türkiyelileşme konusunda uzattığın eli cumhurbaşkanlığı seçiminde de karşılıksız bırakmamıştım şimdi de karşılıksız bırakmıyorum. Sen silahla değil siyasetle mücadeleni verebilirsen sonuç alabilirsin. Silahla Türkiye'yi böleceğine siyasetle Türkiye'ye talip ol” dedi.
MHP'ye verilen mesaj: Aynen 18 Nisan 1999 seçimlerinde olduğu gibi anahtar parti konumuna getirdi. HDP'nin yükselmesine paralel olarak parlamentoda bir denge unsuru olarak tutmaya devam etti. Eğer partiler sandıktan çıkan mesajı doğru okur ve gereğini yerin getirirlerse Türkiye'nin geleceğinde var olmaya devam edecekler. Ama 90'lı yıllarda olduğu gibi halkın verdiği mesajı doğru okumazlarsa halkımız ilk seçimde bunun hesabını görür.
Bu seçim sonuçları Türkiye'yi bir sistem krizine sokabilecek işaretler de taşıyor. Bu sonuçlara göre her parti anahtar konumuna yükseldi. Önümüzde azınlık hükümetinden koalisyon hükümetlerine, oradan erken seçime kadar birçok seçenek duruyor. Kolaylıkla sağlanabilecek bir model yok. Siyasi denklem açısından zor bir dönemin içine girdik.
Ama asıl önemli olan korkulan oldu. Türkiye için zor günler başlıyor. Burada bir kilitlenmeye gidilir ve bir hükümet ortaya çıkarılamaz ise yani Türkiye'nin bir kaosa sürüklenme tehlikesi ortaya çıkarsa Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye'nin sigortası rolünü üstlenecek. 80'den önce Korutürk'ün 90'lı yıllarda ise Demirel ve Sezer'in ülkenin içine yuvarlandığı kaosu seyretmeleri hatta bizzat kriz nedeni olmaları gibi bir rolü kimse Erdoğan'dan beklemesin. Eğer Hükümet kurulamaz ve Türkiye'nin bir krize doğru sürüklendiği yönünde belirtiler ortaya çıkarsa Cumhurbaşkanı Erdoğan Anayasadan kaynaklanan yetkilerini kullanarak ülkeyi hızla seçimlere götürür.
Böylece emaneti millete teslim eder ve siyasi partilerin çözüm bulamadığını belirterek, çareyi milletin bulmasını ister. Ben bu yazıyı AK Parti genel merkezinde yazdım. Eski seçimlerde olduğu kadar genel merkezin önünde bir kalabalık vardı. Partililer genel merkezin önün gelmiş. Ve partisine sahip çıkıyordu. Başbakan konuşmasını yapmak üzere balkona çıktığında da coşkulu bir şekilde karşıladılar kendisini. Davutoğlu'nun konuşması süresince de coşkuluydular. Ama buruklardı. AK Parti ilk kez bir seçimden zaferle çıkmadı. İlk kez tek başına iktidar olamadı.
Bu tür durumlarda liderlik önem kazanıyor.
Başbakan Davutoğlu'na gelince. Zor geçen bir seçimin gecesinde Davutoğlu'nun balkon konuşması yapması önemliydi.
Davutoğlu, ”Milletimizin kararı en üst karardır. Ve o kararın şartları yerine getirilecektir” sözleriyle, sandıktan çıkan mesajı anladığını ortaya koydu. “AK Parti bu seçimlerden birinci parti olarak çıkmıştır. Kimse kaybettiği seçimden zafer çıkarmasın” uyarısı bu gece açısından gerekliydi.
Elbette ki seçimden birinci parti olarak çıktıklarını vurgulaması önemliydi. Çünkü böylesine kritik bir gecede AK Parti kitlesinin daha fazla moralinin bozulmamasını sağlaması gerekiyordu.
Ama asıl önemli olan bunun bir son değil yeni bir başlangıç olduğu yönündeki sözleriydi.
AK Partililerin, ”Ya Allah Bismillah Allahu Ekber” sloganları arasında, ”Bu gece yeniden Bismillah diyoruz” dedi.
Bu ülkede altı kez giden Süleyman Demirel yedi kez geldi. “Muhtar bile olamaz” denilen Erdoğan Cumhurbaşkanı oldu.
Kurduğu her parti kapatılan Erbakan başbakan oldu. Başbakan'ın sözlerinden edindiğim izlenime gelince, Davutoğlu yeni dönemi, ”Yeni AK Parti'yi yapılandırmak” için değerlendirecek. Yeni Türkiye için gereken vizeyi alamadı ama yeni AK Parti'yi inşa etmek için seçim gecesinden itibaren kolları sıvadı.
Bu durumda daha önce seçimlerden birinci parti olarak çıkmazsa istifa edeceğini açıklayan Başbakan Davutoğlu'nun istifa etmesini gerektirecek bir durum yok. Seçmenin sandıkta yaptığı uyarıyı dikkate alarak yeni AK Parti'yi inşa etmek gibi bir sorumlukla karşı karşıya. Seçim sonuçlarına bakıp AK Parti için yapılacak yorumlar için henüz erken. Muhalefet partilerinin vereceği sınavı görmeden kim kiminle hükümet kurar, Türkiye hükümetsiz kalır mı bir erken seçim kapıda bekliyor mu? Şeklindeki değerlendirmeler için de çok erken.
Türkiye'de yepyeni dengeler ortaya çıktı ve yeni bir sayfa açıldı. Bir noktada gerçekçi olmak gerekiyor. 13 yıldır iktidardan uzak olanları bir araya getirerek AK Parti karşıtı bir koalisyon hükümeti kurmak isteyen üst aklın dün geceden itibaren çalışmaya başladığını görmemiz gerekiyor. Elbette ki milletin sandıkta verdiği mesaja ve milli iradenin tecellisine herkesin saygı göstermesi gerekiyor. Ama şurası gerçek ki Türkiye'yi zor günler bekliyor.
Zaman dik durma zamanı.
Subscribe to:
Posts (Atom)
Featured post
Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads
ISTANBUL, JULY 2025 — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...
Popular Posts
-
Ege Denizi'nde son dönemde artan sismik aktiviteler, bölgedeki deprem riskini ve olası arama kurtarma operasyonlarının önemini yeniden ...
-
1️⃣ YOU ARE BEING DECEIVED! Dear Istanbulites! 2️⃣ We would like to share with you a visual showing how our citizens in need benefited from ...
-
Zehirli Yalova'da amatör balıkçılık yapan Burak Ulusoy, oltasına takılan zehirli trakonya balığına temas ettiği için hastanede tedavi e...