Thursday, 23 July 2015

HUFFINGPOSTTAN BİR YALAN HABER DAHA : ABD'li Akademisyenin Türkiye'nin IŞİD'e Destek Verdiği İddiasının 9 Maddede Özeti


HUFFINGPOSTTAN BİR YALAN HABER DAHA :

ABD'li Akademisyenin Türkiye'nin IŞİD'e Destek Verdiği İddiasının 9 Maddede Özeti


Başından beri Suriye'deki iç savaşı kaşıdığı gerekçesiyle ağır eleştirilerin hedefi olan AKP hükümetinin, bu kirli işbirliğine devam ettiği yönündeki iddialar gittikçe güçleniyor. Columbia Üniversitesi'nden akademisyen David L. Phillips, tüm bu iddiaları makalesinde toparladı.
 
9 Maddede Türkiye'nin IŞİD'e Yardım Ettiğinin Belgeleri
Washington Post'ta yer alan bir haberde, IŞİD'li bir komutanın, "Savaşın başında bize katılan savaşçılar, Türkiye üzerinden geliyordu, silah ve mühimmat böylelikle gelmiş oluyordu." sözlerine atıfta bulunan Phillips, Kılıçdaroğlu'nun ortaya çıkardığı savcılık belgelerine ve şoförlerin ifadelerine de makalesinde yer vererek Türkiye'nin Suriye'deki silahlı terör gruplarına destek verdiğini belirtiyordu. 

Ankara Esenboğa Havalimanı'ndan yüklenen silahların Suriye sınırındaki MİT ajanları tarafından geçirileceğinden, Hakan Fidan'ın "Gerekirse 4 adam gönderir, 8 füze attırırız." sözüne kadar, basında yer alan haberlerin tek tek gerekçe olarak sıralandığı makalede, terör destekçisi Suudi emirlerin Türkiye üzerinden IŞİD'e nasıl silah yolladıkları de yazılıyordu. 
2. Türkiye IŞİD teröristlerine lojistik yardım ve ulaşım sağlamış.
 
9 Maddede Türkiye'nin IŞİD'e Yardım Ettiğinin Belgeleri
Altında dönemin içişleri bakanı Muammer Güler'in imzası bulunan genelgeyegöre, MİT'in IŞİD'i ağırladığı resmi olarak da belgelenmiş oldu.

Genelgede yer alan, "Bölgesel çıkarlarımız temelinde Suriye’de bölücü örgüt PKK uzantısı PYD güçlerine karşı desteklediğimiz El Nusra mücahitlerine aşağıda belirlenen çerçevede desteğin sunulması… Mücahitlerin ülkemiz sınırlarından Suriye’ye geçişlerinde Hatay ilimiz stratejik bir konuma sahiptir. İslamcı gruplara lojistik desteğin aktarılması, eğitimleri ve yaralıların tedavisi ve mücahitlerin geçişleri ağırlıklı olarak buradan yapılacaktır. Milli İstihbarat Teşkilatımız ve ilgili merciler bu konuda görevlendirilmiştir.” ifadeleri ise kan donduran cinstendi.

25 Ağustos tarihli Daily Mail gazetesi, Suriye'de ve Irak'ta savaşa katılmak için giden müslüman gençlerin Türkiye üzerinden seyahat ettiğini ve bunun resmi mercilerce bilinmesine rağmen müdahale edilmediğini yazıyordu. Yine aynı habere göre "Cihat Kapısı" oalrak nitelendirilen Türkiye sınırındaki askeri görevliler terörsitlerin geçişine yardım ediyordu ve göz yumuyordu.

Makalenin devamında yer alan satırlarda, Türkiye'nin yabancı militanların pasaportlarına damga vurmasından, IŞİD'le uydu bilgilerini paylaşmasına kadar korkunç iddialar yer alıyordu.
3. IŞİD'li teröristler Türkiye'de askeri eğitim almış.
 
9 Maddede Türkiye'nin IŞİD'e Yardım Ettiğinin Belgeleri
CNN Türk'te yer alan habere göre, IŞİD sempatizanları, İstanbul Ömerli'de piknik yapmış ve cihad çağrısı yapmıştı. Güvenlik güçlerinin isteseydi bu eylemi durduracağını da yazan CNN, toplananlara herhangi bir müdahalede bulunulmadığını da belirtti. CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, bu alanda IŞİD'lilerin askeri eğitim mi yaptıklarını, alanı kamp alanı olarak mı kullandıklarını Efkan Ala'ya sormuştu. 

14 Ekim'de Kılıçdaroğlu'nun, Türkiye'nin IŞİD'e yaptığı yardımların kesilmesi yönündeki çağrısına, Davutoğlu'nun kanıt istemesine karşı, Kılıçdaroğlu'nun yapılan yardımları tüm dünyanın bildiğini söylemesi de makalede ayrıca yer alıyor. Ürdün istihbaratının, Türkiye'nin IŞİD teröristlerini eğittiğini belgelemesi de yine korkunç bir detay olarak makalede yer alıyor.
4. IŞİD'li teröristler Türkiye'de tedavi edilmiş.
 
9 Maddede Türkiye'nin IŞİD'e Yardım Ettiğinin Belgeleri
Yine Washington Post'ta yer alan bir habere göre, üst düzey IŞİD yöneticilerinin ve teröristlerinin Türkiye'de tedavi edildiğini, kendi ağızlarından duyuyoruz. IŞİD'li teröristlerin tedavilerinin devlet eliyle yaptırıldığının birçok vali tarafından da itiraf edildiğine dikkat çekilen yazıda, Rojava'daki oluşuma karşı tüm bunların yapıldığı belirtiliyor.

Taraf gazetesinin haberi de adeta bu durumu belgeler nitelikte.
5. IŞİD'in petrolünü Türkiye satın alıyormuş.
 
9 Maddede Türkiye'nin IŞİD'e Yardım Ettiğinin Belgeleri
NYT'nin haberinden, ABD'nin açıkça Türkiye'yi IŞİD'den petrol almaması gerektiği yönünde uyardığını biliyoruz. Ayrıca yine aynı habere göre, IŞİD'in bu petrol ağından üst düzey hükümet görevlileri ve bazı şirketlerin yararlandığı da iddialar arasında. 

Fehim Taştekin'in haberinde geçen itiraflar, fotoğraflar ve belgeler ise tek kelimeyle korkunç... Diken ve Oda TV'nin de yaptığı haberlerden yine, IŞİD'in petrolü Türkiye üzerinden satmasına aracılık edenlerin Türkler olduğunu öğreniyoruz.
6. Türkiye IŞİD'in terörist toplamasına yardım etmiş.
 
9 Maddede Türkiye'nin IŞİD'e Yardım Ettiğinin Belgeleri
Kılıçdaroğlu'nun 4 Ekim'de, IŞİD'in Antep'te ve İstanbul'da ofisler kurduğunu belirtmesi üzerine 10 Ekim'de Konya müftüsü, Konya'dan 100 gencin IŞİD'e katıldığını açıkladı. IŞİD'e eleman toplamak için Türkçe yayın ve propaganda yapan Takva Haber adlı internet sitesinin domainlerinin İrfan Koleji adlı bir okulda çıkması basında geniş yer buldu. 

Spor bakanı Suat Kılıç'ın selefi cihadçı terörü finanse eden ve propaganda çalışmalarını yürüten bir grubu ziyaret etmesi ise Sözcü Gazetesi'nde böyle yer buldu. Türkiye'de çekildiği iddia edilen bu videoda ise IŞİD teröristleri gibi giyinmiş ve üzerlerindeki tişörtte IŞİD amblemi olan gençler gözüküyor. 

7. Türk Özel Kuvvetleri IŞİD'in yanında savaşmış.
 
9 Maddede Türkiye'nin IŞİD'e Yardım Ettiğinin Belgeleri
IŞİD'in Türkiye'deki uzantılarından İBDA-C'ye ait Adımlar Dergisi 'çalışanlarının' İstanbul bürosunda yapılan toplantı ise gerçekleri gözler önüne seriyordu. 

Amerikalı üst düzey yetkililerin açıklamalarından öğrendiğimiz kadarıyla, Suriye'deki sarin gazı saldırısı, Erdoğan'ın bilgisi dahilinde, Amerika'yı müdahaleye zorlamak için yaptırıldı. 
20 Eylül 2014'te ise HDP Milletvekili Demir Çelik, Türk Özel Kuvvetlerinin IŞİD'le birlikte savaştığını duyurdu.
8. Kobani'de Türkiye IŞİD'i desteklemiş.
 
9 Maddede Türkiye'nin IŞİD'e Yardım Ettiğinin Belgeleri
Kobani valisi Enver Müslim 19 Eylül 2014'te, Kobani'nin kuzeyinden yani Türkiye'den gelen trenlerin savaşçı ve mühimmat taşıdığını iddia etti. Görgü tanıkları ve görüntülere dayandırdığı iddiasını ise, "IŞİD sadece Kobani'nin doğusunda güçlü. Neden sadece doğusunda güçlü; çünkü kuzeyden gelen trenler doğuda duruyor" diye de destekledi. 

30 Eylül'de CHP heyetinin Kobani'yi ziyareti esnasında, halkın heyete, gelen teröristlerin kıyafetlerinden teçhizatlarına kadar her şeylerinin Türkiye'den geldiğini bildirdiklerini duyuyoruz. Salih Müslüm'ün açıklamalarına göre, Türkiye'den Kobani'ye 120 teröristin geçtiğini anlıyoruz. Aynı şekilde sınırda nöbet tutan bir TSK personelinin ise IŞİD'li teröristlerle samimi bir şekildefotoğraf çektirmesi de olay konusu olmuştu.
9. IŞİD ile AKP dünyaya aynı pencereden bakıyor.
 
9 Maddede Türkiye'nin IŞİD'e Yardım Ettiğinin Belgeleri
ABD başkan yardımcısı Joe Biden'ın IŞİD'e Türkiye'nin destek olduğunu anlatması gündemi epey sarsmıştı. Hürriyet Daily News'te yayınlanan birmakalede ise, Şanlıurfa'daki üst düzey memurların şok ifadelerine rastlamak mümkündü. 
Cengiz Çandar'ın Türkiye'nin bölgedeki terör gruplarına ve IŞİD'e adeta 'ebelik' yaptığını belirtmişti.

Sosyal medyada IŞİD adına AKP'lilerin destek mesajlarına da yer veren Phillips, bir AKP meclis üyesinin Facebook hesabından yapılan "İŞİD iyi ki varsın… Allah kurşununu azaltmasın." paylaşımına, SGK'deki bir memurun iç yazışmada IŞİD mührü kullanmasına da ayrıca yer vermiş. 

Makalenin tamamını buradan okuyabilirsiniz.
www.huffingtonpost.com 

Halkapınar Yeraltı Yeni Depolama Tesisleri Projesi İhalesinin ön seçim müracaatları toplandı


Halkapınar Yeraltı Yeni Depolama Tesisleri Projesi İhalesinin ön seçim müracaatları toplandı


halkapinar-yeralti-yeni-depolama-tesisleri-projesi-ihalesinin-on-secim-muracaatlari-toplandi
İzmir Büyükşehir Belediyesi Raylı Sistem İlave Araçlara ait Halkapınar Yeraltı Yeni Depolama Tesisleri Projesi İhalenin ön seçim müracaatları toplandı
İzmir Büyükşehir Belediyesi Banliyö ve Raylı Sistem Yatırımları Dairesi Başkanlığı’nın, “İzmir Hafif Raylı Sistemi İlave Araçlara Ait Halkapınar Yeraltı Yeni Depolama Tesisleri Yapımı” ihalesinin ön seçim müracaatları 15 Temmuz 2015 günü toplandı.
Yatırımlar Dergisi‘nin aldığı bilgiye göre; ihale için ön seçim müracaatında bulunan firmalar şöyle belirlendi:
1. Adfa Taahhüt – Ermit Mühendislik
2. Ataray Mimarlık – Elron İnşaat – Elit Proje – Nil Yapı
3. Bergiz İnşaat – Pers İnşaat
4. Dido-Ray İnşaat – Demce Yapı
5. Emiray İnşaat – Burkay İnşaat – Makinsan Asfalt
6. GCF İnşaat – Peker İnşaat
7. Gülermak Ağır Sanayi
8. İmaj Demiryolu Raylı Sistem – YTE İnşaat
9. KMB Metro – Yapı STS
10. Kolin İnşaat – Akkol Madencilik
11. Limak İnşaat – Özce İnşaat
12. Nurol İnşaat – Öztaş İnşaat
13. Özdemir İnşaat – Çelikler Taahhüt – Ankas Grup İnş.
14. Polat Yol Yapı
15. Salini SpA
16. Ultra Teknoloji – Nas İnşaat
17. Unitek İnşaat – Nuhoğlu İnşaat
Referans: Yatırımlar 1240 / 06 Temmuz 2015 (EE)
halkapinar-yeralti-yeni-depolama-tesisleri-projesi-ihalesinin-on-secim-muracaatlari-toplandiAyrıca bakınız…

İran'da turizm patlaması bekleniyor!


İran'da turizm patlaması bekleniyor!

22.07.2015 / 22:57:50/http://www.turizmdebusabah.com/

Uluslararası otelcilik ve turizm danışmanlık şirketleri İran'da turizm patlaması öngörüyor. Yaptıkları nükleer anlaşmayla ülkeye yaptırımların gevşetilmesini sağlayan İranlı yetkililerin bu girişimin, 'altına hücum' misaili İran'a turistik gezi hücumu başlatacağı tahmin ediliyor.


TurizmdeBuSabah

TopHotelProjects göre, gezginlere kültürel deneyim anlamında birçok seçenek sunan İran'daki mevcut otel kapasitesi komşularla kıyaslandığında yetersiz kalıyor. Nitekim İran'ın başkenti 96 otelle hizmet veriyorken, Dubai'deki otel sayısı 657'e ulaşıyor. Rotana otel zincirinin boru hattı boyunca devam eden 5 yeni otel projesi olduğu bunun kısa süre içinde değişebileceği belirtiliyor.

Araştırmalar geçen yıl İran'a 4,8 milyon kişinin gittiğini ortaya koyuyor. TRI Danışmanlık tarafından yapılan araştırmaya göre, Tahran'da en iyi otellerin doluluk oranı yüzde 79, ortalama oda fiyatı 108 dolar ve oda başına gelir (RevPar) 85 dolar olarak gerçekleşti.

Uzmanlar, ülkeye yaptırımların gevşetilmesinin ardından Batı dünyasından bakanlar eşliğinde iş adamlarının katılacağı iş gezilerinde ciddi bir artış olacağın tahmin ediyor. Tahran'daki toplam gecelemelerin yarısını iş seyahati yapanlar tarafından gerçekleştirildiği, ülkenin diğer bölgelerinde de modern otel konseptlerine büyük talep olduğu kaydediliyor.

İran'daki gecelemelerin büyük çoğunluğunun dini nedenlerle gerçekleştirildiği belirtiliyor. Günümüzde Batılı turistler ülkenin UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki 17 yerini görmek için İran'a gidiyor. Uluslararası otelcilik ve turizm danışmanlık şirketi Horwath HTL uzmanları İran'da turizm patlaması öngörüyor.

Bu sonbaharda Budapeşte ve Tahran arasında mekik dokuyacak olan Golden Eagle Luxury Trains'in gezginlere Pers mücevherlerini keşfetme fırsatı sunacağı söyleniyor. Golden Eagle Luxury Trains ile 15 günde tamamlanacak gezide fiyatlar kişi başı 13 bin Euro olarak belirlendi. (Kerem Köfteoğlu)


YASAL UYARI: TurizmdeBuSabah.com haber portalında yayınlanan köşe yazısı/haber/fotoğraf/video'nun tüm hakları Boyut Yayın Grubu'na aittir. İzin alınmadan ve kaynak gösterilmeden köşe yazısı/haber/fotoğraf/video'nun bir kısmı veya tamamı kullanılamaz. Tüm yasal hakları saklıdır.
İran'da turizm patlaması bekleniyor!

Akıncı Kıbrıs'ın yeni adını açıkladı: Birleşik Kıbrıs Federasyonu



Akıncı Kıbrıs'ın yeni adını açıkladı: Birleşik Kıbrıs Federasyonu

| LEFKOŞA - 23.07.2015 12:59:18/http://www.cihan.com.tr/
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs'ta olası bir anlaşmadan sonra kurulması planlanan devletin adının Birleşik Kıbrıs Federasyonu gündemde olduğunu söyledi 

Mustafa Akıncı, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı etkinlikleri için KKTC’ye gelen gazetecileri bilgilendirmeye yönelik toplantıda yaptığı konuşmada önemli açıklamalarda bulundu. 
Olası bir anlaşmanın ardından ülkenin adının ne olacağının sorulması üzerine Akıncı, Birleşik Kıbrıs Federasyonu isminin gündemde olduğunu ancak isimden çok içeriğinin önemli olduğunu aktardı. Cumhurbaşkanı Akıncı, çözüm bulunmadığı takdirde genç neslin adanın yeniden birleşmesi modelini unutup, ayrı iki devlete odaklanacağını düşündüğünü dile getirdi.

"İSTEDİKLERİ YERDE İKAMET EDEBİLECEKLER"

Cumhurbaşkanı Akıncı, 1974’te Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumların topluca yer değiştirmek zorunda kaldığını ve aradan geçen 41 yıldan sonra yeni yaşamlar kurulduğunu kaydetti. Akıncı, bulunacak çözümde Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumların bazı koşullar altında istediği yerde ikamet edebileceğini söyledi.

Kuzeyde ikamet eden Kıbrıslı Rumların veya Güney Kıbrıs’ta ikamet eden Kıbrıslı Türklerin siyasi hakları da olacağını, yerel seçimlere veya Avrupa Birliği (AB) seçimlerine katılabileceğini kaydeden Akıncı, karşı tarafın vatandaşı olduğu takdirde de Temsilciler Meclisi için aday olabileceğini ancak Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumların eşit sayıda olacağı Senato için adaylıkta toplumsal temele bakılacağını belirtti. Akıncı, “Bu nedenle siyasal eşitlik korunması gerekecek” dedi.

Akıncı, azınlıkların yararına olmayan bir yasanın gündeme gelmesine karşı bir tedbir olarak da, böyle bir yasanın belli bir sayıda imza toplanarak Üst Mahkemeye’ye sevk edilebileceği bir sistem geliştirdiklerini söyledi.

"TÜRKİYE’NİN VERDİĞİ MESAJLAR ÖNEMLİ"

Çözüm için garantör ülkelerin desteğinin önemli olduğunu kaydeden Akıncı, Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramında verdiği mesajların “olumlu” olduğuna işaret etti.

İslam ülkeleri ile ilişkileri içeren bir soru üzerine Akıncı, tüm dış dünya ile ilişkileri geliştirmek istediklerini, bugüne kadar ekonomik ilişkilerin pek fazla geliştirilemediğini, ancak çözüm bulunması halinde büyük fırsatlar doğacağına inandığından ilişkilerin şimdiden geliştirilmesi gerektiğini söyledi.

"ÇOK YÖNLÜ BİR EKONOMİ.."

Ekonomik kalkınmayla ilgili bir soruya karşılık Akıncı, KKTC ekonomisinin yüksek eğitim ile turizm olmak üzere iki temel ayağı bulunduğunu, ancak yakın gelecekte daha fazla ülkeyle çok yönlü bir ekonomi geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.

BİRLEŞİK KIBRIS FEDERASYONU

Antlaşmadan sonra ülkenin isminin ne olacağı sorusu üzerine Akıncı, Birleşik Kıbrıs Federasyonu isminin gündemde olduğunu ancak isimden çok içeriğinin önemli olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, çözüm bulunmadığı takdirde genç neslin adanın yeniden birleşmesi modelini unutup, ayrı iki devlete odaklanacağını düşündüğünü dile getirdi.


"ORDU OLMAYABİLİR"

Federal Polis Gücü’nde oranların 50-50 veya 40-60 olacağını ancak ordu konusunda Kıbrıs Rum Yönetimi ile herhangi bir mutabakata varılmadığını kaydeden Akıncı, bir ordunun olmayabileceğini söyledi. Akıncı, kutlama törenleriyle ilgili olarak, Kıbrıs Rum tarafında da kutlama törenleri yapıldığını ve bu konunun değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

"YUNANİSTAN İLE BİRLEŞME HEDEFİNİN DEVAM ETMEDİĞİNE İNANIYORUM"

Kıbrıs sorununu anlamak için Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bozulduğu 1963’e kadar incelemek gerektiğini kaydeden Akıncı, söz konusu dönemde Kıbrıslı Rumların ana hedefinin Yunanistan’la birleşmek olduğunu ancak bu tehlikenin bugüne devam etmediğine inandığını söyledi.

Ülkelerin küçük ülkelere bölünmesini faydalı bulmadığını kaydeden Akıncı, çok kültürlü bir yapı oluşturmanın doğru olacağına inandığını belirtti.

"KENDİ KENDİMİZİ YÖNETMEK İSTİYORUZ"

Kıbrıslı Türklerin kendi kendini yönetmek istediğini kaydeden Akıncı, ekonomik ve demokratik anlamda güçlenmeyle kendini iyi yönetmenin AB üyeliğinde ve federal yapıda Kıbrıs Türkü’ne yardımcı olacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, “Kıbrıs sorununun çözümünde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyelerinden Rusya nerede duruyor?” sorununa karşılık, “Rusya önemli bir rol oynayabilir ve oynamalıdır da” dedi. Akıncı, Rusya Büyükelçisi’nin kendisini ziyarette çözüm çabalarına destek belirttiğine işaret etti.

Tuesday, 21 July 2015

Borsa’da ‘kör havuzla’ bizi mi kör ettiler?



Borsa’da ‘kör havuzla’ bizi mi kör ettiler?
Bir soru sorarak başlayalım; Borsa’da “kör havuz” uygulaması “kimin ne alıp sattığının görünmemesi yolunda paralel bir plan mıydı ?
Sevgili dostlar, bu soruyu daha önce de sordum, nefes aldığım sürece de sormaya devam edeceğim...
Anlamsız bir şekilde şeffaflığın karartılmaya başlanıp, dünya bilginin paylaşılmasına giderken, ters yönde adımlar atılarak piyasanın kör edilmesini ilk günden beri çok ağır şekilde eleştirdim, eleştirmeye devam edeceğim...
Evet, anlamsızdı, gereksizdi ve YAPILANLAR ŞEFFAF PİYASA dinamiklerine sonuna kadar aykırıydı...
Sevgili dostlar, her zaman karşı çıktım, her TV programında, her yazımda bahsettim neredeyse...
YAPTILAR, yılmadılar, HER ALANA hatta SİYASETE SIZMIŞLARDAN destek gördüler, şımartıldılar ve BÜYÜK FİNANSAL OPERASYONLAR uğruna PİYASAMIZI KÖR ETTİLER!
Bu kadar nasıl mı ilerlediler ? İyi niyetle kendilerine güvenenleri “kandırarak-aldatarak” yollarına devam ettiler...
Bakın neler yazdım 2011’den bugüne, kısa alıntılar ile paylaşıyorum;
“...son yıllarda başta kör havuz uygulaması olmak üzere İMKB ve Türk sermaye piyasasının içine düştüğü-düşürüldüğü hatalar zincirine karşı elimdeki imkânlarla savaş veriyorum. Kör havuz ve emir iptali gibi uygulamalara öncesinde yapmayın diyerek kesinlikle karşı çıktım ve özellikle yurtdışında yapılan yerlerde yerli yatırımcıların nasıl soyulduğunu örnekleriyle açıkladım. Bu noktada doğru bilinmesi adına, İMKB ve Türk Sermaye Piyasası hakkında bilmeniz gerekenleri kendi bakış açımdan bir daha arz etmek istiyorum...
1- Dünya elektronikleşmeye giderken, İMKB son yıllarda aldığı 100’ün üstünde yeni personelle 500 kişiye yaklaşmış durumda. Bir uzmanın ortalama maaşının 5000-8000 TL arasında olduğunu, bir bölüm müdürünün milletvekilinden fazla maaş aldığını düşünürseniz, sırtımızdaki yükü daha iyi anlarsınız.
2- Dünya borsalarında memur diye bir kavram yokken, İMKB’deki personelin yansından fazlası memur.
3- Bilgi İşlem bölümünde son yıllarda inanılmaz bir işe alım var ve buna rağmen yazılımın YABANCILARLA paylaşılması ısrarı korkutucu ! Kaynak kodlar kimin elinde ciddi sorgulanmalı!
4- İMKB’deki hisse senetleri piyasasından elde edilen komisyon, binanın elektrik parasını karşılamıyor!
5- İMKB’nin en önemli gelir kaynağı; devlet borçlanma senetleri trade’i üzerinden alınan komisyon. Bu işlemin İMKB’de yapılması ve maliyetin artırılarak komisyon ödenmesi kadar anlamsız bir durum olamaz. Boşuna maliyet artıyor, konunun İMKB ile alakası yok...
6- Binanın işletme maliyeti korkunç boyutlara ulaşmış durumda. İMKB gibi bir borsanın dünya genelinde büyüklüğü bir oda-server’lar ve 30 kişiyi geçmezken, binaya giren broker’larla birlikte 500-1000 arası kişinin çalıştığı bir yer! Dünya genelinde hiçbir borsa binasında böyle bir saltanat yok...
7- Şeffaf olan takas sistemi kör havuz şeklinde kalmaya-zorlanmaya-bırakılmaya devam ederse “amatör yerli yatırımcılar” büyük oyuncuların oyuncağı olmaya devam edecekler!
8- Her yükselen borsa gibi İMKB’nin de REALİZE olması-kar satışlarının gelmesi gayet doğal! Burada normal olmayan aylar süren çıkışların, görünmeyen takaslar yüzünden günler-saatler süren satışlar ile realize olması ve amatörlerin “bir savaş alanına dönen” borsa yüzünden SERMAYE PİYASALARINA olan güvenlerini ve birikimlerini kaybetmeleri...
9- Türkiye YENİ DÜNYA DÜZENİ içinde FİNANSAL MERKEZ olmaya doğru ilerliyor fakat bu ilerleyiş atılan yanlış adımlar ve yapılan anlamsız büyük hatalar ile BİLİNÇLİ-BİLİNÇSİZ sabote ediliyor! Bu noktada sabotajın neden, nasıl ve kimler tarafından yapıldığının sorgulanması gerek !!...”
BU SATIRLAR 2011’DEN İTİBAREN YAZDIKLARIM... Bugün bakınca BAZI DÜZENLEMELER KISMİ OLARAK makyaj maçlı DEĞİŞTİ FAKAT personel sayısı başta olmak üzere DAHA BÜYÜK SAYILAR ile karşı karşıyayız...
Sevgili dostlar, yıllardır KÖR HAVUZ başta olmak üzere MANTIK DIŞI düzenlemelere karşı çıkıyor ve eleştiriyorum. Yarın hayatımın SON GÜNÜ de olsa YAZMAYA-KONUŞMAYA devam edeceğim...
Bu ülkede “tek başıma da kalsam ülkem adına bu örgütle savaşacağım” diyen bir LİDER var ve bizlere düşen verdiği savaşta KORKUSUZCA izinde olmak! Söz konusu vatansa gerisi teferruattır!
Son söz: Sermaye Piyasamızı bu hale getirenler KİMLER ve şimdi neredeler? Amerika’ya mı kaçtılar! Çok önemli detayları açıklayacağım, takip edip destek olmaya devam edin... BİZİM KORKUSUZLUĞUMUZ KARŞIMIZDAKİLERİN KORKUSUDUR!

Monday, 20 July 2015

Teröre karşı ortak deklarasyon çağrısı


Teröre karşı ortak 

deklarasyon çağrısı


Başbakan Davutoğlu, teröre karşı birlik ve beraberlik tutumunun sergilenmesi gerektiğine dikkati çekerek, "Teröre karşı 4 parti olarak ortak karar alalım ve ortak bir deklarasyona imza atalım" dedi. Davutoğlu ayrıca saldırının hemen ardından Hükümetin ve AK Parti'ye yönelik suçlanmaları 'sorumsuzluk' diyerek eleştirdi. 

    Başbakan Ahmet Davutoğlu Suruç'ta ve Adıyaman'da gerçekleştirilen saldırılara dair gerçekleştirilen zirvenin ardından açıklamalarda bulundu ve yaşamını yitirenler için baş sağlığı diledi.

    Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları:

    "Suruç'ta 30 vatandaşımız yaşamını yitirdi. 74 yaralımızdan 31'i taburcu edildi, 43'ü hastanede, 10'u ameliyat halinde, 9'u da yoğun bakımda.

    Olayı duyar duymaz Başbakanlık'ta kriz masası oluşturuldu. Bir terör olayıyla karşı karşıyayız. gerek Suruç'ta, gerekse Adıyaman'daki saldırıların hedefi Türkiye'dir. Bu saldırı hepimizedir. Dolayısıyla halkın omuz omuza aynı yönde irade sergilemesi önem taşıyor. 7 Haziran sonrası ortaya çıkan demokratik bir tablo yürütülecekken, bu saldırının yapılması tüm ülkenin hedef alındığının açık göstergesidir.

    Deklarasyon çağrısı

    DAEŞ'in saldırında Paris'teki saldırıda tüm dünyanın ortak bir şekilde karşı durulduğu gibi şimdi de aynısı olmalı. Bütün bir Türkiye'nin mücadele kararını göstermesini istiyoruz.

    Partilere çağrı yapıyorum. Teröre karşı 4 parti olarak ortak karar alalım ve tavır sergileyelim diyordum. Şimdi bu noktada 4 partinin Genel Başkanları olarak ortak bir deklarasyona imza atma çağrısında bulunuyorum.

    Grup Başkanvekillerimizi görevlendirdim 4 parti ile görüşecek ve dünyaya karşı ortak deklarasyon ile mesaj vermiş olalım. Ümit ederim ki çağrımız karşılıksız kalmaz. Umarım bu terör örgütlerine karşı ortak tavır sergilerler. Bu çağrıyı netice alana kadar sürdüreceğim. Gerekirse her gün bu çağrıyı yapacağız.

    Medyaya da sesleniyorum çağrıda bulunuyorum. Medyamızın sürdürdüğü ortak tavrı devam ettirmesi gerekiyor.

    DAEŞ'ı terör örgütü olarak ilk biz ilan ettik

    Hükümetimizi DAEŞ'i desteklemekle ithaf edenlere sesleniyorum. DAEŞ'i 10 Ekim 2013'te Türkiye terör örgütü ilan etti. İlk ilan eden biziz. Hepimizin göstermesi gereken tavır birlik ve beraberliktir. AK Parti hiç bir zaman terör örgütünü mazur gösterecek bir tavır içine girmemiştir. Hele hele yüce dinimizi ismini lekelemeye çalışan terör örgütleriyle mücadelemiz her zaman olmuştur ve olacaktır.

    Seçimler sonrası hükümet oluşturma sürecinde sağ duyu içinde devletimize ve milletimize güveniriz. Sorumlular mutlaka bulunacaktır. İstismarlara mahal vermeyiniz. Bundan sonraki atılacak adımları planladık. Gereken çalışmalar yürütülecektir. Kim yapmış olursa olsun bir bütün olarak Türkiye'ye bir bütün olarak yapılmış bir saldırıdır.

    İthamlar gerçek dışıdır

    Güvenlik zaafları varsa gereği yapılır araştırmalar yapılıyor. Türkiye bir hukuk devletidir, eksiklik varsa takip etme yöntemleri bellidir.

    Olay olduktan kısa bir süre Hükümeti ve AK Parti'yi suçlamak sorumsuzluktur. Paris'teki saldırıda böyle bir tutum sergilenmemişti. Bazılarının niyeti olayı istismar etmekse buna karşı da bütün halkımız sorumlu bir biçimde davranacaktır. Kesinlikle bütün bu ithamlar gerçek dışıdır.

    HDP ziyaretimde de ifade ettim, Türkiye ile DAEŞ ile bağ olduğu konusunda ellerinde bir belge varsa paylaşmalılar. HDP tutumunu Adıyaman için de aynı şekilde sürdürmeli. Çok net söylüyorum hangi terör olursa olsun karşısındayız.

    Kana bulamak isteyenlere tedbirimizi alırız

    Türkiye ne Suriye'dir ne de Ukrayna'dır. Bedeli ne olursa olsun güvenlik sorumluluğu meşru güvenlik birimlerinindir. Oradaki her vatandaşımız bizim için kutsaldır. Siyasi ideolojilerimiz farklı olabilir ama canları bize emanettir. Terör dünya vakasıdır. Oradaki sergilenen tutumları şimdi de ifade etmek gerekiyor. HDP'ye sesleniyorum gelin ortam bir deklarasyona imza atalım.

    Türkiye teröre karşı her zaman tedbirini almıştır ve almaya da devam etmektedir. Sonuç ne olursa olsun Türkiye'yi kana bulamak isteyenlere karşı tedbirimizi alırız.

    Her zaman hazırız

    Sınırda alınacak tedbirler de arttırılacak. Türkiye'nin etrafındaki huzursuzluklar iç huzuru da etkileyebilecek duruma gelebiliyor. Bu nedenle kamu düzeninin korunması gerektiğini söylüyoruz.

    Ben hazırım, yarın Suruç'ta ertesi gün farklı bir yerde 4 parti ile ortak resim vermeye hazırım. Biz teröre karşı her zaman hazırız. Allah bir daha bayramımızı böyle kana bulamak isteyenlere fırsat vermesin."
    Editör / Internet  18:53 Temmuz 20, 2015  http://www.yenisafak.com/

    Suruç Saldırısı: “Bu Vahşeti İşleyenleri, Şahsım Olarak Milletim Adına Lanetliyorum”



    Suruç Saldırısı: “Bu Vahşeti İşleyenleri, Şahsım Olarak Milletim Adına Lanetliyorum”

    http://www.tccb.gov.tr
    http://www.tccb.gov.tr/haberler/410/32943/suruc-saldirisi-bu-vahseti-isleyenleri-sahsim-olarak-milletim-adina-lanetliyorum.html
    Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde meydana gelen terör eylemiyle ilgili yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terör nereden gelirse gelsin lanetlenmelidir. Her zaman söylüyoruz; terörün dini, ırkı, milleti, milliyeti ve vatanı yoktur. Dolayısıyla, teröre karşı uluslararası bir mücadelenin verilmesi gerektiğini hep ifade ettik, ediyoruz” diye konuştu.
    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile ortak basın toplantısı düzenledi.
    Ortak basın toplantısında konuşmasına, KKTC Cumhurbaşkanı’nın, 20 Temmuz Barış Harekâtının 41. yıl dönümü kutlamaları davetine teşekkür ederek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde gerçekleşen terör eylemi sonucunda 28 kişinin ölmesinin, çok sayıda kişinin da yaralanmasının kendisini teessüre boğduğunu söyledi ve “Bu vahşeti işleyenleri ben de şahsım olarak milletim adına lanetliyorum, kınıyorum” dedi.

    “TERÖR, İNSANLIĞIN HUZUR VE MUTLULUĞUNA KASTEDEN BİR OLAYLAR SİLSİLESİDİR”
    İlgili bakanların Şanlıurfa’ya hareket ettiğini, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun süreci Ankara’dan takip ettiğini, kendilerinin de ayrıca takibe devam edeceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terör nereden gelirse gelsin lanetlenmelidir. Her zaman söylüyoruz Terörün dini, ırkı, milleti, milliyeti ve vatanı yoktur. Dolayısıyla, teröre karşı tüm uluslararası bir mücadelenin verilmesi gerektiğini hep ifade ettik, ediyoruz” diye konuştu. Terörün, insanlığın huzur ve mutluluğuna kasteden bir olaylar silsilesi olduğunu ve teröre karşı mücadelenin, dünyanın her yerinde hep birlikte verilmeye mecbur olunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben bu vesileyle bir kez daha kınıyor ve bu terör eyleminde ölen 28 vatandaşımızın ailesine başsağlığı diliyor, milletimizin başı sağ olsun diyorum, yaralılara acil şifalar diliyorum. Bununla ilgili de zaten başta Sağlık Bakanlığımız olmak üzere bütün görevli arkadaşlarımız en sıcak şekilde ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar, gösterecekler” dedi.

    Başkent'te Kırım kongresi


    Başkent'te Kırım kongresi

    Kırım Tatar Teşkilatları Platformu, Dünya Kırım Tatar Kongresi'nin 1-2 Ağustos tarihleri arasında Türkiye'de toplanması kararını aldı
    Başkent'te Kırım kongresi
    Haber Merkezi ANKARA/http://www.turkiyegazetesi.com.tr/
    Türkiye'deki 43 dernek ve vakıfı bir araya getiren Kırım Tatar Teşkilatları Platformu'nun Ankara'da düzenlediği zirvede, Dünya Kırım Tatar Kongresi'nin 1-2 Ağustos tarihleri arasında Türkiye'de toplanması kararı alındı. Kongreye, Rusya'nın Ukrayna'ya müdahalesinin ardından ülkelerine girişleri yasaklanan Kırım Tatar toplumu liderleri Mustafa Abdülcelil Kırımoğlu ve Rıfat Çubarov ile çeşitli ülkelerde yaşayan çok sayıda Kırım Tatarı katılacak. Davetliler arasında, NATO üyesi ülkelerin ve uluslararası kuruluşların gözlemcileri de bulunuyor. 
    Kongrede; başta Ukrayna'daki son gelişmeler ve Rusya'nın ilhakı olmak üzere, Kırım Tatarlarının karşı karşıya bulunduğu sıkıntılar, başlıklar halinde ele alınacak. TBMM İnsan Hakları Komisyonu eski Başkanı Prof. Dr. Zafer Üskül'ün başkanlığında Türkiye tarafından bölgeye gönderilen gayri resmî heyetin raporu ve çözüm önerileri ayrıntılı biçimde değerlendirilecek. Kongrede, Kırım Tatarlarının yaşadığı hak gaspı, sürgün ve asimilasyonlara karşı önlemler alınması amacıyla da uluslararası topluma çağrı yapılacak.

    Kiev’de Ramazan Bayramı kutlama etkinlikleri düzenlendi



    Ukrayna’nın başkenti Kiev’de 18 Temmuz tarihinde Ramazan Bayramı vesilesiyle kutlama etkinlikleri düzenlendi. Kiev Kırım Tatar Derneği ve Ukrayna Müslümanları Derneği tarafından organize edilen etkinliğe bine yakın Müslüman katıldı.
    Etkinlik geleneksel kutlama konuşması ile başladı. Ukrayna Müslümanları Derneği Başkanı Elimdar Hayrullayev, herkesin bayramını kutlayarak barış ve refah dileklerinde bulundu. Ardından Kırım Tatar halkının milli lideri, Ukrayna milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu konuşma yaptı.
    Konuşmalardan sonra kılınan toplu namazın ardından Kur'an-ı Kerim’in son cüzünü ezbere okuma yarışmasının katılımcıları ödüllendirildi. Yarışma, Ramazan ayının sona ermesi vesilesiyle 14-15 Temmuz tarihlerinde düzenlendi. Yarışmaya katılan erkekler, kadınlar ve çocukların çoğunu Kırımlı sığınmacılar oluşturdu. Ezberleme, okuma kuralları ve telaffuza göre değerlendirilen yarışma birincisine 10 bin grivna (454 dolar), ikincisine 5 bin grivna (227 dolar), üçüncü ve dördüncüsüne 2’şer bin grivna (91 dolar) tutarında para ödülü verildi.
    Ödüllendirilenler arasında yer alan 5 yaşındaki İlyas Seydametov katılımcıların dikkatini çekti. İlyas Seydametov’dan Kur’an-ı Kerim’den bir parça okuması rica edildi ve etkinlik katılımcıları yarışmanın en küçük katılımcısının bilgi ve yeteneğine hayran kaldı.
    Etkinlik çerçevesinde katılımcılara geleneksel yemekler, pilav ikram edildi.
    Yemekten sonra erkekler ve kadınlar için eğlenceli yarışmalar hazırlandı.
    Ayrıca kutlama etkinlikleri kapsamında Kırım Tatar kuşak güreşi yarışması düzenlendi.
    Etkinliğe katılan her çocuklara hediye verildi.

    IŞİD’İN HEDEFİNDE GİZE PİRAMİTLERİ VE SFENKS VAR


    IŞİD’İN HEDEFİNDE GİZE PİRAMİTLERİ VE SFENKS VAR

    “Mısır Halife’nin himayesine girdiğinde, artık piramitler, Sfenks ve  puta tapma olmayacak, sadece Hak kalacak!”
    Bunlar İngiliz vatandaşı Müslüman aktivist Anjem Choudary’nin BBC sunucusu Dan Cruikshank’a söylediği sözlerdi. Bu açıklamadan birkaç gün sonra IŞİD sözlerini hayata geçirmeye başladı. Bu hedef, Irak ve Suriye’nin ardından terör örgütünün medeniyetin beşiğini yağmalama eylemlerinin son halkası olacak ve IŞİD vakti kolluyor.
     Mısır olası bir beklenmedik saldırıya karşı Sina Yarımadası’nda savaş uçaklarını ve birliklerini harekete geçirdi.
     Yeni kaos dalgası
    Mısır genelinde yükselen tansiyonla birlikte Sina’daki son çatışmalar, Mısır medyası ve resmi makamlarınca savaş olarak nitelendiriliyor. Hüsnü Mübarek’in 30 yıllık iktidarının ardından devrilmesiyle başlayan “Arap Baharı” itibariyle Mısır git gide kaosa sürüklendi.
    Mursi’nin askeri darbe ile devrilişinin ikinci yıl dönümü olan 3 Temmuz’a yaklaştıkça olaylar da alevlendi. 29 Haziran’da Başsavcı Hisham Barakat’in Kahire’de arabasında bombalanarak öldürülmesi, General Abdül Fettah el Sisi’nin İslamcı(!) militanları hedefleyen daha katı kanunlar çıkarma çabasına hız vermişti.
     Hemen sonrasında özel kuvvetler Kahire’de bir daireye baskın yaparak Muhammed Mursi yandaşı Müslüman Kardeşler üyesi dokuz kişiyi öldürmüştü. Bunun üzerine Müslüman Kardeşler isyan çağrısı yapmıştı. Bu çağrı, IŞİD’in harekete geçmesi için de uygun zemin hazırlıyordu.
    Mısır Ordusu’nun bildirdiğine göre Temmuz ayının ilk günü Sheikh Zuweid kasabasındaki polis noktasını hedef alan intihar saldırısı sonrasında roketatarlar ve ateşli silahlarla gün boyu süren çatışma sırasında 17 birlik ve 100’den fazla militan öldürülmüştü.

    r2

    Muazzam miras tehlikede
    IŞİD mesajını verdi: Yerle bir edilmeli!
    Dogma malum; Hiçbir nesne put ve tapınma öğesi olamaz. İmam El-Kandari, Al-Watan Daily’ye verdiği demeçte, “Mısır’ın tarihi mirasının çoğunun kültüre ait olduğu kabul edilemez, bu dine sığmaz” ifadelerini kullanmıştı. Kandari’nin daha önceki açıklaması ise şöyleydi:
     “Hz.Muhammed’in müridi olan ilk Müslümanların Mısır’a girerken firavunların anıtlarını yıkmamış olmaları bugün bunu yapmamamız gerektiği anlamına gelmiyor.”
    IŞİD lideri Bağdadi de sıkça tarihi anıtların imha edilmesinin dini bir vazife olduğunu belirtmişti. Mısırlı IŞİD destekçileri de Mısır’ın tarihi mirasının Allah’a karşı gelme anlamına geldiğini düşünüyor.
    İslamcı örgütler, İslam’ın canlı varlıkların tasvir edilmesi ve puta tapma konusundaki yasağını öne sürerek bugüne dek 1991-2003 yılları arasında Afganistan’da Bamiyan Budhaları, Irak’ta Musul Müzesi, ve önceki yıldan bu yana Suriye’de Dur Sharrukin, Hatra, Nimrud gibi birçok UNESCO dünya mirasını da hedef almış, kendi kültürleri dışındaki kalıntılara karşı tutumunu sergilemişti.
    Fakat IŞİD son günlerde tutum değiştirerek Pamira’daki Roma harabelerini koruma sözü vermiş, bölgedeki birkaç Ortaçağ mabedini havaya uçurmakla yetinmişti. Yağmalanan eserler yok edilmiyorsa çalınarak satılıyor.
    Bu Gize Piramitlerinin ve Sfenksin ilk tehdit edilişi değil. Napolyon’a mal edilse de, Büyük Sfenks’in burnunun 14.yy’da köylülerin anıta tapmalarından endişe eden Muhammed Saim el-Dahar tarafından tahrip edildiği de iddia edilir.
    Güvenlik görevlileri hava bombardımanı sırasında Gazze şeridinde yakın kilit bir nokta olan Refah’ın güneyinde 23 militanın öldürüldüğünü belirtti. Ordunun önceki günlerde bir dizi kontrol karargahının saldırıya uğradığı Sheikh Zuweid kasabasında da militanları aramaya devam ettiği de bu habere eklendi.

    r1

    Konu hakkında basına bilgi verme izni olmayan görevliler, anonim bir söylemle askerlerin mayınlı bubi tuzakları ve patlayıcılarla dolu bölgede mayın temizliği yaptığını iddia ediyor.
    Resmi yetkililer ayrıca Ordu güçlerinin Refah’ta bir evi basarak askeri üniformalı altı IŞİD militanını öldürdüklerini ve Sheikh Zuweid Polis Karakolu çevresindeki bölgeyi mayın ve patlayıcılardan arındırdıklarını bildirdi.
    IŞİD Kuzey Afrika’da mı teşkilatlanıyor?
    Mısır hükümetine yakın bir gazete Sina saldırısının arkasındaki milislerin Rus yapımı Kornet anti-tank füzeleri gibi sofistike silahlar kullandığını iddia etti. El-Watan Daily ise takip eden haberinde uçaksavar silahlar ve güdümlü füzeler kullanıldığını öne sürdü.
    Sina’da faaliyet gösteren ve kendilerini IŞİD Sina İli olarak tanıtan isyancı bir organizasyon, mücahitlerinin 15 ordu ve polis karargahına saldırdığını ve ikisi kontrol noktalarına birisi bölgenin en büyük kenti Ariş’te bir resmi görevlinin klübüne olmak üzere üç intihar saldırısı düzenlediklerini iddia etti. İddianın doğruluğu hızla teyid edilememekle birlikte iddia organizasyonun Facebook sayfasında paylaşıldı.
    Sina’nın kuzeyinde milisler güvenlik güçleriyle yılardır çatışıyor, fakat Mursi’nin 2013’te Askeri darbe ile devrilişi sonrasında saldırılar şiddetlenmiş ve kitlesel gösteriler artmıştı. Bunu takiben Sisi yönetimi devralmış ve 2014’te yapılan seçimlerde başkan seçilmişti.
    Siyasi muhalefet suçlanıyor
    Mısırlı yetkililer ve hükümet yanlısı medya son zamanlarda artan şiddetten terörist tescilli Müslüman Kardeşler’i sorumlu tutuyor. Müslüman Kardeşler kendilerinin ve diğer Mursi yandaşlarının maruz kaldığı tutuklamalar, toplu hüküm ve idam kararlarına rağmen bu suçlamayı kabul etmiyor.
    Demokratik yollarla seçilmiş devrik cumhurbaşkanı Mursi de ölüm cezası alanlar arasındaydı. Mursi’nin davası temyize gitti.Son hükümler üzerine Müslüman kardeşler “isyan” çağrısı yaptı. Özel kuvvetlerin cinayetlerini “kendi yansımalarını yaratacak bir dönemeç” olarak niteleyen örgüt “Baskı görenin öfkesini kontrol etmek mümkün olmayacaktır” dedi.
    İsrail Başbakanı Netanyahu ise bölgedeki son gelişmelere ilişkin bölgede büyüyen IŞİD tehdidine dikkat çekerek Sina’daki IŞİD saldırısındaki kayıpları için Mısır’a başsağlığı diledi.
    “İslam Devleti’nin kuzey ve güney sınırlarımızda gözlerimizin önünde sergilediği akıl almaz zulmü izliyoruz. Kalbimiz Mısır halkının yanındadır, Mısır Hükümeti’ne ve zalim terörle savaşta öldürülenlerin ailelerine başsağlığı dileklerimizi gönderiyoruz.”
    * Bu haber, AP muhabiri Jamie Seidel’in Adelaidenow sitesinde yer alan makalesinden derlenmiştir.

    Featured post

    Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

      ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

    Popular Posts