Friday, 11 December 2015

Osmanlı torunları Libya'da dernek kurdu



Osmanlı torunları Libya'da dernek kurdu

Osmanlı Devleti zamanında, 1551 yılında Libya’yı haçlı saldırılarından kurtaran Osmanlı torunları, Libya Köroğlu Derneği'ni kurdu.

Osmanlı torunları Libya'da dernek kurdu
ANKARA
Osmanlı Devleti zamanında Turgut Reis, Sinan Paşa ve Murad Ağa liderliğinde 1551 yılında Libya’yı haçlı saldırılarından kurtaran Osmanlı torunları, Libya Köroğlu Derneği'ni kurdu.
Osmanlı Devleti döneminde Kuzey Afrika'ya yerleşen ve bölgede Köroğlular olarak bilinen Osmanlı torunları, Sultan II. Abdülhamid Han zamanında Libya'nın kuzeybatısında yer alan Mısrata'nın zenginleşmesiyle ve Anadolu'dan bu bölgeye göçen leventlerin de etkisiyle bölgeyi bir merkez haline getirdi.
Libya'daki derneğin yönetim kurulu başkanı Zakariya Suliman Zubi, AA'ya yaptığı açıklamada, "Biz Türkiye’yi büyük bir aşk ve muhabbetle seviyoruz ve Türkiye’ye yürekten bağlıyız. Türkiye’nin taşını, toprağını, her bir insanını seviyoruz" dedi. Zubi, atalarının bu topraklardan geldiğini hatırlatarak, "Tokatlı, Eskişehirli, Muğlalı, İzmirli ve benzeri isimlerle anılan aileler var. Atatürk, Enver Paşa ve Nuri Paşa, Şehzade Osman Fuat Paşa bizim de kahramanlarımızdır. Türkiye’nin gelişmesi ve güçlenmesi bizi mutlu ediyor" ifadelerini kullandı.
Muhabir: Satuk Buğra Kutlugün

Thursday, 10 December 2015

Kanuni'nin iç organlarının defnedildiği yer bulundu


Kanuni'nin iç organlarının defnedildiği yer bulundu

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansının (TİKA) çalışmaları sonucunda, 1566'da Zigetvar kuşatması sırasında hayatını kaybeden Kanuni Sultan Süleyman'ın iç organlarının defnedildiği yer bulundu.
http://www.ahaber.com.tr
TARİH09 Aralık 2015, Çarşamba
KANUNİ'NİN İÇ ORGANLARININ DEFNEDİLDİĞİ YER BULUNDU

Kanuni Sultan Süleyman Türbesi'nin yerinin tespit edildiği, TİKA tarafından düzenlenen basın toplantısıyla duyuruldu.

Basın toplantısında konuşan Türkiye'nin Budapeşte Büyükelçisi Şakir Fakılı, Macaristan Hükümeti'nin yanı sıra TİKA, Macar ve Türk bilim insanlarının projeye büyük destek verdiğini, elde edilen sonuçların Türk ve Macar halklarını birbirine daha da yaklaştıracağını söyledi.

TİKA Balkanlar ve Doğu Avrupa Daire Başkanı Dr. Mahmut Çevik de yapılan araştırmalar neticesinde çok önemli bulgulara ulaşıldığını belirterek, "Muhteşem tarihimizin güçlü sultanı Kanuni Sultan Süleyman'ın iç organlarının defnedildiği türbeyi araştırma çalışmaları 2012'den beri devam ediyordu. Çok ciddi arşiv ve bilimsel araştırmalar neticesinde bugün önemli bulgulara ulaştık. Bu önemli bulguların elde edilmesi konusunda her türlü desteği veren Macar hükümeti ve bilim adamlarına müteşekkir olduğumuzu belirtmek istiyorum" dedi.

- "İç organların defnedildiği alanı tespit ettik"

Araştırmayı yürüten ekibin başındaki Peç Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Norbert Pap, Kanuni Sultan Süleyman'ın iç organlarının gömülü olduğu yerin araştırılması konusunun 2010'da gündeme geldiğini ve bu kapsamda atılan adımlar neticesinde 2012'de TİKA Başkanı Dr. Serdar Çam'ın destekleriyle anlaşmanın imzalandığını belirtti.

Araştırmalarda hem Türk hem de Macar kaynakların kullanıldığını söyleyen Pap, "1664 yılında Macaristan'ı ziyaret eden Evliya Çelebi bu alanda türbe, cami ve Osmanlı yerleşkesinin olduğunu belirtiyor. Aynı yıllarda bir Macar soylu bölgede yer alan eserleri resmetmiş. Biz bu iki bilgiyi baz alarak yaptığımız bilimsel çalışmalar neticesinde Zigetvar'da, Üzüm Tepesi adı verilen alanda Osmanlı dönemine ait yerleşkenin yanı sıra Kanuni Sultan Süleyman'ın iç organlarının defnedildiği alanı da tespit ettik" ifadelerini kullandı.

- "Macaristan'da ilk Osmanlı yerleşkesi"

Araştırmaya Türkiye'den destek veren ODTÜ Mimarlık Tarihi Bölümü öğretim görevlisi Prof. Dr. Ali Uzay Peker ise Kanuni Sultan Süleyman'ın iç organlarının gömüldüğü türbenin nerede olduğu konusunda tartışmaların bulunduğunu ve Macar araştırmacıların başlattığı çalışmalara destek verdiklerini söyledi.

Evliya Çelebi'nin belirttiği yerde Kanuni'nin türbesinin tespit edildiğini belirten Peker, "Yapılan araştırmalar neticesinde Zigetvar şehrinde, Evliya Çelebi'nin, Kale-i Türbe adıyla bahsettiği alanda Kanuni türbesinin de yer aldığı Osmanlı-Türk yerleşkesi ortaya çıkarıldı. Kazıların devam ettiği alanda elde edilen ilk bilgilere göre cami kalıntıları bulundu. Çalışmalar ilerledikçe bölgede türbe ve caminin yanı sıra dergah, imaret ve palanka dediğimiz kalenin dışında daha sonra oluşan bir Osmanlı kasabası niteliğindeki, içinde han ve hamamların da bulunduğu yapılar ortaya çıkarılacaktır" diye konuştu.

Kazı çalışmaları ile Macaristan'da ilk defa Osmanlı yerleşkesi ortaya çıkarıldığını ve bunun Türk-Macar ilişkilerine büyük katkı sağlayacağını belirten Peker, şunları kaydetti:

"Daha önceki araştırmalarda Osmanlı dönemine ait çeşitli eserler bulunmuştu ama ilk defa bir bütün olarak Osmanlı yerleşkesi ortaya çıkarıldı. Bu olay Türk-Macar ilişkileri açısından önemli bir gelişmedir. Bulunan kalıntılar yüzde 99 Kanuni'nin iç organlarının defnedildiği türbedir diyebiliriz. Nisan ayında devam edecek olan çalışmalar sonrasında tam olarak yerleşkeleri açıklayabileceğiz."

Kazılarda elde edilen bulguların Kanuni'nin türbesinin bulunduğunu desteklediğini belirten Peker, "Kazılarda ortaya çıkartılan altıgen formların 16. yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman'ın türbesinde ve camilerde yaygın olarak kullanıldığını görüyoruz. Kazılarda bulunan altıgen formlar buranın sultani bir yapı olduğunu da kanıtlıyor. Cami ve türbe yan yana yapılmış. Yapılan ilk kazıda minarenin bulunamaması buranın türbe olduğunu gösteriyor. Bu aşamada Kanuni'nin türbesinin yerini bulduk diyebiliriz" ifadelerini kullandı.

- Ölümü gizlendi

Zigetvar Kalesi'nin kuşatması sırasında hayatını kaybeden Kanuni Sultan Süleyman'ın ölüm haberi askerler arasında moral bozukluğu yaratmaması için gizlendi. Cesedi bozulmasın diye iç organları çıkartılarak otağının bulunduğu yere gömüldü. Bedeni ise muhasaradan sonra İstanbul'a getirilerek Süleymaniye Camii avlusundaki bugünkü yerine gömüldü.

Kanuni'nin ölümünden sonra tahta geçen 2. Selim, babasının iç organlarının gömülü olduğu yere türbe, etrafına da külliye yaptırdı. 150 yıl kadar kalan bu yapılar daha sonra Zigetvar Kalesi'ni işgal eden Hasburg askerleri tarafından yıkıldı. Daha sonra Macarlar tarafından bu bölgeye türbe anlamına gelen "Turbek" ismi konuldu. Türbenin üzerine yapıldığı tahmin edilen kilisenin adına da Turbek Kilisesi denildi.

Buse Terim dünya basınında!



Buse Terim dünya basınında!

Fab-Beauty, “Türkiye’nin en etkili blogger’larından” diye tanımladığı Buse Terim’le yaptığı röportajı sayfalarına taşıdı.

BUSE

Blogger ve moda danışmanı Buse Terim’in güzellik sırları İngilizce ve Fransızca yayınlanan online güzellik sitesi Fab-Beauty’de mercek altına alındı.

TÜRKİYE'NİN MODA VE ZERAFET ELÇİSİ
Güzellik dünyası profesyonelleri için hazırlanan ve New York’tan Barcelona’ya her şehirden ünlü isimlere yer veren uluslararası web sitesi Fab-Beauty’nin Türkiye’den ilk konuğu Buse Terim oldu. Terim, “Türkiye’nin moda ve zarafet elçisi” olarak tanıtıldı. Yazıda, moda ve güzellik ipuçlarını ailesi ve arkadaşlarıyla paylaşmak için yazmaya başlayan blogger’ın, bunu nasıl profesyonel bir iş haline getirdiği anlatılıyor.
Le Huffington Post, Paulette Magazine gibi medya kuruluşları için çalışan gazeteci PaulineWeber tarafından kaleme alınan yazıda, Terim Türkiye’nin en etkili blogger’lerından biri olarak tanıtılıyor ve “durmaya niyeti yok” deniyor.
GÜZELLİĞİNİN İP UÇLARINI PAYLAŞTI
Weber’e verdiği röportajda “Güzellik işimin önemli bir parçası, bu endüstri dünya modasıyla doğrudan ilintili, bakın ChristianLouboutin oje ve ruj üretiyor” diyen Terim, 25 yaşında bir genç kadın olarak kendi bakım ürünlerini minimumda tuttuğunu anlatıyor:
“Cildimi bol bol nemlendiririm, tabii boynumu ve ellerimi de unutmam. Makyaj için iyi bir rimel ve ruj olmazsa olmazlarımdandır.” Buse Terim, Fab-Beauty röportajında aynı zamanda İstanbul’dan sevdiği saç ve tırnak salonlarından da söz ediyor.

Wednesday, 9 December 2015

Kemal YOLCU :"BİR DÖNEM SONAMI ERİYOR…"


      BİR DÖNEM SONAMI ERİYOR…

Kemal YOLCU 

Uzun soluklu ve meşakkatli yollar liderlerle veya iyi eğitimli fedakar ekiplerle aşılır...
Kısa vadede başarı istiyor isen adam seç, Uzun vadede başarı istiyor isen adam yetiştir…?
Wushu spor dalını bugüne kadar yöneten federasyonlar bunu başaramadı bu nedenle,

Wushu da bir dönem daha geride kalıyor. 14. Dünya şampiyonası bunun en belirgin örneğidir şampiyona dönüşü oluşan ve oluşturulan tablo bunun en belirgin örneğidir.
Camiayı yakinen bilen biri olarak yapılan konuşmaları ve varılan yargıları birebir müşahede ettiğimizde, 1999 da başlayan ve 2006 da sona eren federasyon sürecinden bugüne, 2006 da başlayan yeni yönetim şeklinin 2015 e geldiğinde çok da farklı bir tablo ortaya çıkarmadığı ve sonuçları itibari ile bir birinin tıpa tıp aynı olduğunu gözlemleyenlerin gözünden görmemek mümkün değildir.

Bu gün yani Aralık 2015 tarihi itibari ile ortaya çıkan tablo ya bakıldığın da 2 parçalı yapı olacağı görülse de, geçmişte yaşanan ve bugün yaşanacak süreç ve mevcut federasyon yönetiminin yeniden oluşturacağı kadrolarla süreç farklı yollara gideceği aşikârdır ve bu süreç önümüzdeki aylarda yeni ve yeniden şekillenmelerle yönelecek ve inanıyorum ve ümit ediyorum ki, yepyeni sayfalarında açılmasına sebebiyet verecektir.

Bugün kişiler üzerinden, Sebep ve gerekçeler aramak yerine geçmişten bu güne yaşanan süreçleri iyi analiz etmek ve bugüne kadar yetişmeyen ve yetiştirilmeyen kadroların olmamasına, yetişmekte olanlarında ya baskılarla yok edilmesine, ya da koparılarak, (Aslanı kediye boğdurma misali) yok edilmesine vesile olunmasına göz yumanların yarın için wushu’ya ne katacağının en iyi göstergesidir.

2015-2016 yılı wushu sporu için çalışmayı düşünen ve sadece spora hizmet edeceğini belirten arkadaşların iyi düşünmeleri ve bulundukları noktadan geriye doğru bakarak analizler ederek yürümeleri gerekmektedir, bunu yapamayacak iseler sadece etiket almaktan öteye geçemeyecekleri de aşikardır.

Bugünkü süreç de, etrafınıza iyi baktığınızda göreceksiniz ki, sadece olay bölgesel aktivitelerle bir şeyler yaparak geçiştirilmeyecek kadar geniş ve uzun soluklu bir yol, bu yol 1-yöresel, 2- ülke,3- bölge, 4- kıta ve 5- dünya ölçeğini içine alan engelli maratona benziyor, bu hesabı yapamaz iseniz, daha ikinci engelde kalakalırsınız bilesiniz, mevcut yapı zaten bu nedenle sağlıklı sonuçlar elde edemedi ve adam seçerek-harcayarak sürekli yol almaya çalıştı, bugünde dünden farklı yapamayacağı geçmiş tecrübelerle sabittir.

Türkiye, Musul’dan geri çekilmeyecek



Türkiye, Musul’dan geri çekilmeyecek

Türkiye, Musul’dan geri çekilmeyecek

"Türkiye, İran ve Rusya'nın 'Musul'dan geri çekilin' çağrılarına rağmen çekilmeme kararı aldı. "

1996'dan bu yana Irak'ın kuzeyinde varlığını sürdüren Türkiye, İran ve Rusya'nın baskısı ile Bağdat'tan gelen 'askeri geri çekin' çıkışlara rağmen Temmuz 2017'ye kadar Başika'da varlığını koruyacak.

Bin 200 askeri Musul'un Başika kasabasına gönderen Türkiye, İran ve Rusya'nın baskısı ile Bağdat'tan gelen "askeri geri çekin "çıkışlara rağmen Ankara Başika'dan geri çekilmeyecek. Türk Silahlı Kuvvetleri, Başika'da IŞİD ile mücadele kapsamında Sünni ve Şii Türkmenler, Musullu Sünni Araplar ve Kürtlere silahlı eğitimi 2017 Temmuz ayına kadar sürdürecek.



96'DAN BU YANA BÖLGEDE

Türkiye, 1996'dan bu yana Irak'ın kuzeyinde Kürt bölgesinin sınır hattında 7 askeri üs ve Dohuk, Erbil, Süleymaniye ve Zaho kentlerinde 8 askeri irtibat bürosu ile varlığını sürdürüyor. 2003 işgalinden sonra ilk misyon temsilciliğini açan Türkiye, IŞİD 49 çalışanını kaçırıncaya kadarki tek konsolosluğa sahip olarak Musul'da faaliyetlerini sürdürüyordu.


TÜRKMEN VE ARAPLARA DA EĞİTİM VERİLECEK

IŞİD ile mücadelede örgütün Suriye kolu ile doğrudan irtibatını koparacak olan ve Kürtler için en önemli bir merkez konumundaki Şengal ve Zummar bölgesinin IŞİD'ten alınması için Silahlı eğitim ve lojistik destek veren Türkiye, Türkmenler ve Sunni Araplar ve Şiilerin IŞİD belasından kurtulması için Başika bölgesinden koordinasyon ve terörle mücadele eğitimlerini devam ettirecek.


ANAYASADA ÇÖZÜLMELİ

2003 Irak işgalinden bu yana Kürt yönetimi ile Bağdat yönetimi arasında ciddi tartışmalara neden olan hatta eski Başbakan Nuri El Maliki ile Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani arasında diplomatik ve siyasi krize dönüşen tartışmalı bölgelerin Irak Anayasasındaki tanımı 140. maddeye dayandırılıyor. Kerkük, Diyala, Mahmur, Sincar (Şengal) Zummar, Tuz Hurmatu gibi bazı bölgelerin içinde Başika da yer alıyor. Bu bölgeler, Irak Anayasasının 140. maddesine göre 2006'da çözülmesi gereken ancak hala çözüm bekleyen tartışmalı bölgeler olarak adlandırılıyor.

Bir çok krize ve hatta zaman zaman silahlı tahdit boyutuna ulaşan tartışmalı bölgelerin kontrolünü ele geçirmek için Irak eski başbakanı Nuri El Maliki, Dicle Operasyon birimini kurmuştu.

TSK, Musul'da IŞİD'le mücadelede görev alacak peşmergelerin eğitiminda görevli personelin 'nöbet değişimi' intikalini yapmış, asker sayısını da arttırmıştı.


ERDOĞAN KORUMUŞTU

Ancak Maliki'nin Dicle Operasyon birimini Misaki Milli sınırı olan Ceberi Hamrin Dağı eteklerine getirdiği süreçte, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Kürtleri koruma altına alarak Maliki yönetimine durumun kabul edilemez olduğunu bildirmiş, Erdoğan'ın tepkisi üzerine Maliki yönetimi tansiyonu düşürmüş ve geri çekilmişti. Irak yönetimi o dönemde de Türk askeri varlığının olası bir operasyon durumunda sessiz kalmayacağını dikkate almış ve krizi derinleştirmekten geri durmuştu. Diğer taraftan TSK'nın Irak'taki varlığına ilişkin 2005'den bu yana Irak MGK'sı tam 7 kez "Askerinizi çekin" demesine rağmen Ankara asla geri adım atmamıştı.


İRAN'IN KERKÜK OYUNU

TSK'nın Irak Kürt bölgesinde olmasından rahatsız olan İran istihbaratının bölgede başta PKK üzerinden olmak üzere bir çok girişimi olduğu biliniyor. İran'ın Şii Türkmen kartı ile de bölgede tehlikeli oyunları olduğu biliniyor. 4 Temmuz 2003'te Kuzey Irak'ın Süleymaniye kentinde karargâh kurmuş bulunan 11 Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu ve Türkmen mihmandarlarının Irak'taki işgal kuvvetlerinin bir parçası olan Amerikan 173. Hava İndirme Tugayı'na bağlı askerlerce ve yanlarında peşmergelerin de bulunduğu bir ortamda, bir baskın sonucu başlarına çuval geçirilerek götürülüp 60 saat sorguya çekilmelerinin arkasındaki da bir İran oyunu olduğu ortaya çıktı. İran'ın 3 Şii Türkmen üzerinden ABD'li yetkililere yönlendirici, ispiyonaj yapmaları üzerine gerçekleştiği biliniyor.


Tartışmalı bölgede Irak'ın etkinliği yok

İran'ın paramiliter güçlerinin başındaki Kasım Süleymani'nin Irak ve Kürt bölgesindeki her adımını Yeni Şafak okuyucularına duyurmuştu. Irak Anayasasının 140. maddesi kapsamında yer alan, Diyala dışında Irak yönetiminin her hangi bir kurumu veya askeri polisi hakimi savcısı bulunmuyor. IŞİD'in Kerkük'e yönlenmesi ile birlikte 20014 Temmuz ayından bu yana Irak yönetimi Kerkük'ü de tamamen terk etti. Mahmur, Sincar (Şengal) Zummar, Tuz Hurmatu ve Başika gibi bölgeler harita üzerinde Bağdat'a bağlı gibi görünse de işgalden bu yana bu bölgelerde Peşmerge vardı ve idari olarak tüm ihtiyaçları Kürt yönetimi tarafından karşılanıyordu. Bu nedenle Bağdat'ın bu bölgelerde esamisi dahi okunmazken şimdi İran ve Rusya'nın baskısı üzerine Bağdat TSK'nın bölgeden gitmesini istiyor. 

Fury kemerlerinden birini kaybetti!



Fury kemerlerinden birini kaybetti!

İngiliz boksör Tyson Fury, kendisine meydan okuyan Ukraynalı Vyacheslav Glazkov'dan önce Wladimir Klitschko ile rövanş karşılaşmasına çıkmayı kabul ettiği için Uluslararası Boks Federasyonu (IBF) kemerini kaybetti.

FURY KEMERLERİNDEN BİRİNİ KAYBETTİ

IBF Başkanı Lindsey Tucker, İngiliz basınına yaptığı açıklamada, Fury'nin kurallara göre Ukraynalı Klitschko ile rövanş karşılaşmasına çıkmadan önce Glazkov ile maç yapması gerektiğini belirterek, "Kendisi Klitschko ile rövanş karşılaşması yapmayı tercih etti. Dolayısıyla ona verilen IBF kemeri geri alınacak" ifadelerini kullandı.

Klitschko ve Fury arasında imzalanan sözleşmede rövanş maçı opsiyonu maddesi bulunuyordu. Her iki boksör de bu maddeyi kullanarak rövanşa çıkmak istediğini açıklamıştı. Gelecek yıl yapılması planlanan müsabakanın yeri ve tarihi ise henüz netleşmedi.

Fury, Almanya'nın Düsseldorf kentinde 28 Kasım Cumartesi günü yapılan dünya ağır sıklet boks şampiyonluğu unvan maçında, 39 yaşındaki Klitschko'yu 12 raundun ardından hakem kararıyla yenmişti. Böylece 27 yaşındaki boksör Fury, Uluslararası Boks Federasyonu (IBF), Uluslararası Boks Organizasyonu (IBO), Dünya Boks Birliği (WBA) ve Dünya Boks Organizasyonu (WBO) kemerlerini kazanmıştı.

İzlandalılar protesto olarak Sümer dinine geçiyor


İzlandalılar protesto olarak Sümer dinine geçiyor

Son iki haftada 3 binden fazla İzlandalı, Sümerlerin tanrılarına inanan Zuizm hareketine üye oldu. İzlandalıların "din değiştirmesinin" nedeni devletin topladığı din vergisine duyulan tepki.


İzlandalılar protesto olarak Sümer dinine geçiyor

Son iki haftada 3 binden fazla lı, Sümerlerin tanrılarına inanan  hareketine üye oldu. Yani ülke nüfusunun %1'i 'din değiştirdi'. İzlandalıların din değiştirmesinin nedeni, devletin topladığı din vergisine duyulan tepki.
İzlanda'da herkesten yıllık yaklaşık 80 Amerikan doları din vergisi toplanıyor. Bu vergi devlette kayıtlı olan dini kurumlara dağıtılıyor.
İzlanda'da herkesin dinini resmi kurumlara kayıt ettirme zorunluluğu var. Ülke nüfusunun dörtte üçü, İzlanda'nın Evanjelik Lutheran Kilisesi'ne üye. Ülkede kilise vergisinden yararlanan yaklaşık 40 dini kurum bulunuyor.
Kamuoyu yoklamaları, nüfusun yaklşaık %55'inin bu verginin kaldırılmasından yana olduğunu gösteriyor. Vergiye tepki duyanlar, 2013 yılında Zuizm hareketini dini kurum olarak kayıt ettirmişti.
Ancak yeterli aktivite yapılmaması nedeniyle Zuizm'in lisansı iptal edilme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Bunun üzerine Zuizm hareketi, kendilerine üye olanların ödedikleri din vergilerinin, devletten gelecek paradan üyelere geri ödeneceğini duyurdu.
Ancak vergi idaresi, üyelere geri ödeme yapılması durumunda bu miktardan gelir vergisi kesileceğini açıkladı. Bazı siyasiler Zuizm'in gerçek bir din olmadığını savunarak, lisansının iptal edilmesini istiyor.
Zuizm hareketinin agnostik (Bilinmezci) olduğunu söyleyen sözcüsü ise Sveinn Thohallsson ise "Gerçek bir dini kurum nedir? İnancı nasıl ölçersiniz?" diyor.
SÜMER DİNİ
Çok tanrılı inanca sahip Sümerlerin tapınaklarına Ziggurat denirdi. Zigguratlar yedi katlı olup toplam üç ana bölümden oluşur. İlk katlar erzak deposu, orta katlar okul ve tapınak, son katlar ise rasathane olarak kullanılmıştır. Yazının icadı serüveni bu tapınaklara dayanır. Mezopotamya'da evler ve tapınaklar, taş az olduğundan kerpiç ve tuğladan yapılmıştır. Hem bu özelliğinden hem de sık sık istilalara uğradığından bu yapılar günümüze kadar ulaşmamıştır.
Sümerlerde hissedilen her nesnenin bir Tanrısı vardı ve insan görünümündeydiler, fakat insanüstü güçleri olan ölümsüz varlıklardı. Tanrılar, insanlara ne istediklerini bildirmez. Ancak insanlar onlara, kendilerinden istenileni sorarak öğrenebilirdi.
 http://www.mynet.com

Putin kendi kazdığı kuyuya düştü


Putin kendi kazdığı kuyuya düştü

Rusya Türkiye'den gıda ithalatını durdurdu, ülkede sebze-meyve fiyatları yüzde 400'e varan zam gördü. Enflasyon zilleri çaldı, borsası eridi, parası değer kaybetti, yatırımcı ülkeden kaçtı. Putin, Türkiye'ye yaptırım kararıyla kendi kazdığı kuyuya düştü...
PUTİN KENDİ KAZDIĞI KUYUYA DÜŞTÜ
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in birbiri ardına yaptığı sert açıklamaların faturası ağır oldu. Türkiye'ye karşı bir dizi yaptırım kararı alan Rusya, kazdığı kuyuya kendi düştü. 23 Kasım'dan bugüne Rus Rublesi dolar karşısında yüzde 5 değer kaybetti. Rusya Merkez Bankası 'Enflasyon zilleri çalıyor' uyarısında bulundu. Rus borsasının değer kaybı yüzde 11'i aştı, yatırımcı ülkeden kaçışa başladı. Putin, yaptırımların en ağır bedelini ise kendi vatandaşına ödetti. Sebze-meyve TIR'larımıza geçit verilmeyen Rusya'da, 24 Kasım ile kıyaslandığında ürün fiyatları yüzde 400'e varan artış gördü, fiyatlar 5 kata kadar arttı. 

TEZGAH YANIYOR 
Rus vatandaşının kriz öncesinde 1.70 dolara aldığı bir kilo limon, 10 dolara fırladı. Domatesin fiyatı 2 dolardan 4.70 dolara, brokolinin 2 dolardan 5.50 dolara, soğanın 0.7 dolardan 2 dolara, karnabaharın 2.20 dolardan 5 dolara tırmandı. Salatalık, portakal, mandalina, elma, armut da artışlardan nasibini aldı. 

GELİRLERİ DÜŞTÜ 
Rusya Federal İstatistik Bürosu Servisi'nin açıkladığı verilere göre, 3'üncü çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4.1 daralan Rus ekonomisi giderek küçülüyor. Dünyanın en büyük petrol ve doğalgaz ihracatçılarından Rusya'nın geçen yıl kaynak satış geliri, ülkenin toplam milli gelirinin yüzde 68'ini oluşturdu. Ancak petrol ve doğalgaz gelirleri 450 milyar dolardan

TATİLDEN VAZGEÇTİLER
Rusya'da yaşanan ekonomik kriz ve rublenin değer kaybetmesi, tatilini yurt dışında geçirmeyi tercih eden Ruslar'ın sayısında ciddi düşüşe yol açtı. Rusya Seyahat Sanayii Birliği'nin verdiği bilgiye göre; Ocak- Eylül 2015 döneminde yurt dışına giden Rus turist sayısı yüzde 31.4 azaldı. Bu, son 15 yılda görülen en büyük düşüş oldu. Ocak-Eylül döneminde yaklaşık 10 milyon Rus tatilini yurt dışında geçirdi. Öte yandan Antalya, yılın 11 ayında Rus turist pazarında 644 bin kayıp yaşadı. 2013 ve 2014 yıllarını Antalya'da lider kapatan Rusya, 2015'te ilk sırayı, öncesinde olduğu gibi yine Almanya'ya bıraktı. Almanya'dan Antalya'ya 3 milyon 89 bin turist geldi.

PARALARI ERİDİ
ABD ve AB ülkelerinin uyguladığı ekonomik ambargo sonrası, geçen yılın son çeyreğinden itibaren Rus ekonomisi krizde. Bu krize Türkiye'ye yönelik olarak peşpeşe açıkladıkları ekonomik yaptırımlar eklenince, Rusya günden güne çöküşe geçti. Ülke ekonomisinin negatif seyri sayılara yansıdı. Rus para birimi ruble, 23 Kasım'dan bugüne dolar karşısında yüzde 5 değer kaybetti. 23 Kasım'da 65.83 seviyesinden kapanan dolar/ruble paritesi, önceki gün 69 seviyesini aşarak son 3 ayın zirvesine çıktı.

'GAZ VERMİYORUM' DİYEMEZLER
EPDK Başkan Yardımcısı Mehmet Ertürk, enerji anlaşmalarının çok ciddi tazminatlar içerdiğini anımsatarak, "Bu anlaşmalarda hem alıcı hem de satıcı taraflara çok ciddi yükümlülükler getirilmiş durumda. Biz nasıl ki 'Senden gaz almıyoruz' diyemiyorsak, Rusya'da yarın bize 'Artık size gaz vermeyeceğim' diyemez" dedi. Ertürk, ayrıca Rusya ekonomisinin özellikle petrol fiyatlarındaki düşüşle oluşan kırılgan yapı içerisinde gaz satışını durdurmayı kaldıramayacağını belirtti.

ENFLASYON TELAŞI SARDI
Rus yetkililerin Türkiye'ye ekonomik ambargosunun faturası ağır oldu. Sebze-meyve fiyatlarının tavan yaptığı Rusya'da, Merkez Bankası da enflasyon telaşına girdi. Rusya Merkez Bankası, Rus hükümetinin Türkiye'den bir dizi ürünün ithalatına yasak getirmesinin yıl sonuna kadar ve 2016 yılı başlarında enflasyonda 0.2-0.4 puan artış yaratacağını hesapladı.

YATIRIMCI KAÇIYOR
Rusya'nın sert açıklamalarının ardından yatırımcılar ülkeyi terk etmeye başladı. Rus uçağının düşürülmesinden bu yana Rusya borsasında kayıplar yüzde 11'i aştı. RTS endeksi, analistlerin kritik destek olarak nitelendirdikleri 800 puana kadar geriledi. RTS endeksi, böylece 23 Kasım'dan bu yana yatırımcısına yaklaşık yüzde 11 kaybettirmiş oldu.

PETROL FENA VURUYOR
Avrupa'nın petrol göstergesi olan Brent tipi ham petrolün varil fiyatı yüzde 3 üzerinde değer kaybederek yaklaşık 7 yılın en düşük seviyesi olan 39.99 dolara geriledi. Brent petrolün varil fiyatı Şubat 2009'dan bu yana en düşük seviyesini gördü. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC), petrol üretiminde kısıtlamaya gitmedi. Arz fazlalığının devam edeceğine dair endişelerle petrol fiyatlarında gerilemenin devam etmesi bekleniyor. Bu senaryo, gelirlerinin büyük kısmını petrol ihracatından elde eden Rusya'yı daha kötü günlerin beklediğini gösteriyor.

KAYNAK: TAKVİM 

Kamu çalışanına 4 müjde



Kamu çalışanına 4 müjde

1) 4C'li personele kadro kapısı açılıyor 2) Kamuda erken emeklilik imkanı yeni mesleklerle genişliyor 3) Memurun mesaisine Cuma namazı ayarı geliyor 4) Sözleşmelilerin izinlerine devir imkanı sağlanıyor
KAMU ÇALIŞANINA 4 MÜJDE
Hükümet memur sendikalarıyla imzalanan toplu sözleşme görüşmelerinde uzlaşmaya varılan başlıklara ilişkin çalışmayı şekillendirdi. Buna göre, yıpranma sistemi ile erken emeklilik, memura ibadet kolaylığı, yıllık izinlerin devri ve 4C'lilerin kademeli olarak kadroya alınması konusunda görüş birliğine varıldı. Kamudaki üniversite mezunu işçiler memur kadrosuna alınırken, sağlık çalışanlarının yıpranma hakkı da düzenlenecek. 

EMEKLİ YASASI MASADA 
Meclis, yılbaşına kadar ağırlıklı olarak ekonomi yasaları için çalışacak. SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin maaş zamlarının yeni yıldan önce yapılması, ek gösterge artışları, stopajda sürenin 5 yıl uzatılması gibi tasarılar öncelikli olarak yasalaştırılacak. Bir yandan da yeni asgari ücret ve toplu sözleşmede oransal artışla beraber uzlaşılan sosyal haklara ilişkin adımlar yaşama geçirilecek. Devlet Personel Başkanlığı, memur sendikalarıyla imzalanan toplu sözleşme görüşmelerinde uzlaşmaya varılan konularda mevzuat değişiklikleri için çalışma başlattı. İşte bu çalışmalar... 

55 BİN PERSONEL ALINACAK
Hükümet, 3 aylık bütçe tasarısını Meclis'e sundu. Buna göre, kamu idareleri, özel bütçeli idareler, düzenleyici kurumlar 3'er aylık dönemde 2015 yılı bütçesinin başlangıç ödeneklerinin belirli oranları karşılığı bulunacak tutar kadar ödenek kullanabilecek. Kamu görevlilerine ilişkin toplam atama sayısı sınırları 40 binden 55 bine çıkarılıyor. 2016 Yılı Merkezi Yönetim Geçici Bütçe Kanunu Tasarısı, 1 Ocak 2016-31 Mart 2016 tarihlerini kapsıyor. Tasarıyla kamu idarelerinin öğretim elemanları ile memur kadrolarına yapılacak atama sayısı sınırı tespit edildi.

ÇALIŞAN ANNELERE DESTEK
Yeni dönemde ayrıca çalışan anneler için önemli düzenlemeler yapılacak. Seçim beyannamesinde ve hükümet programında yer verilen düzenlemeler hızla hayata geçirilecek. Bu kapsamda kamuda çalışan annelerin iş saatleri çocuklarının okul saatleri ile uyumlu hale getirilecek. Doğum nedeniyle ücretsiz izinde geçen sürelerin memuriyet kıdeminde değerlendirilmesi sağlanacak.

KADRO YOLDA

4C'li tam zamanlı çalışan geçici personelin sözleşmeli personel pozisyonlarına aktarılması bekleniyor. Kamu kurum ve kuruluşlarında yürüttükleri görevler ve sundukları hizmet itibariyle üniversite mezunu kamu işçilerinin de memur kadrosuna alınması öngörülüyor.

ERKEN EMEKLİLİK
Fiili hizmet zammından (yıpranma payı) yararlanan kamu görevlilerinin kapsamı genişletilecek. Bunun için 9 komisyon oluşturuldu. Yürütülecek çalışma kapsamında, sağlık çalışanları başta olmak üzere pek çok kamu çalışanının fiili hizmet zammı konusunda beklentilerinin karşılanması bekleniyor. Sağlık sektöründeki çalışanlardan kimlerin erken emeklilik için yıpranma hakkından yararlanacağı konusunda çalışma yapılıyor.

ÜCRETE ÇEKİ DÜZEN
Kamuda temel ücret, hizmet farkı, performans, ek ödenek, ders ücreti şeklindeki ödemeler düzenlenecek. Yaklaşık 50 çeşit ödemenin 10 başlık altında toplanması bekleniyor. Kamuda iş tanımı da yeniden yapılacak. Başarı ve başarısızlık da karşılık bulacak. Kıdemli personelin az gelişmiş bölgelerde görev yapması sağlanacak. Bunun için personel teşvik edilecek. Yıllık izinlerin iş günü esasına göre düzenlenmesi 
için çalışma yürütülüyor.

Hazal ATEŞ / Takvim

Fikret Orman'ın çılgın projesi



Fikret Orman'ın çılgın projesi

Başkan Orman, ", güneşin batmadığı bir kurumdur. Bu, inanılmaz bir aşk işi. Dünyanın her yerinde örgütlenmiş bir kurumuz" diye konuştu
FİKRET ORMAN'IN ÇILGIN PROJESİ

 Başkanı Fikret Orman, kendileri için en önemli varlıklarının, siyahbeyazlı kulübün marka değeri olduğunu söyledi. Başkan Orman, stadın yapımı bittikten sonra yeni projelere başlayacaklarını, bunlardan birinin de futbol takımına 'kendi uçağını almak' olduğunu söyledi. "Beşiktaş markalı bir uçakla uçmak istiyoruz" diyen Orman, şöyle devam etti: "Kendi markamızın bir uçakta olması arzusundayız. Beşiktaş Futbol Takımı, havaalanına Beşiktaş markalı bir otobüsle gitmeli, Beşiktaş markalı bir uçakla uçmalı ve indiğinde de Beşiktaş markalı bir otobüsle karşılanmalı. Beşiktaş'ın uçağının olması bir rahatlık değil, marka algısıyla alakalıdır. Yatırım dönemi yavaş yavaş bitiyor. Sportif başarı zamanı geliyor diye düşünüyorum." Vodafone Arena ile ilgili değerlendirmelerde de bulunan Orman, şunları söyledi: "Marka algımızdaki en önemli şey stadımız. Vodafone Arena, sadece bir stat değildir, marka algısının simgesidir. Türkiye'nin en önemli lokasyonlarından birinde lüksüyle, kalitesiyle saray gibi bir stat yapıyoruz. Gerek Türkiye'de yaşayan, gerekse de yurt dışından stada gelen insanlar, ne kadar hoş ve şehri güzelleştiren bir yapı olduğunu görecek."

Kimi istersiniz?
Başkan Orman, "Bir kulüpten daha ötesi: Beşiktaş" konulu söyleşide kendisine yöneltilen "Bütçeniz istediğiniz kadar olsaydı, takıma hangi futbolcuları transfer etmek isterdiniz" sorusuna ise "Gökhan Töre'yi, Gomez'i ve Oğuzhan Özyakup'u takımda görmek isterdim. Onlar da zaten bizde oynuyor. Çok kaliteli oyuncu grubuna sahibiz" yanıtını verdi.

Bir dönem daha
Beşiktaş Başkanı Orman, bireysel kariyer haritasının sorulması üzerine ise "Bununla ilgili bir stratejim yok. Tüm stratejim Beşiktaş üzerine kurulu. Benim için en üst kariyer Beşiktaş başkanlığıdır. Beşiktaşlılar'ı mutlu ettiğim sürece ben de mutlu oluyorum. Bir dönem daha başkan olma isteğim var. Sonrasında gençlere yol açmak istiyorum" dedi

Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts