Wednesday, 23 December 2015

21. yüzyılın Şah İsmail’i ve Türkiye-İran savaşı..


Türkiye hiçbir zaman bu kadar sıcak çatışmaya yakın olmamıştı. Hiç bir zaman böylesine kuşatılmamış, içeriden ve dışarıdançevrelenip acımasız bir saldırı ile tehdit edilmemişti.

Hiç bir zaman aynı anda birkaç ülkenin hedefi haline gelmemişti. Bu ülkelerin doğrudan müdahalesiyle Türkiye içindeki çevrelerharekete geçirilmemişti.

Yirmi yıldır bölgemizi günü gününe takip etmeye çalışıyorum. Türkiye'nin bölgedeki pozisyonunu ve bölge ülkeleriyle ilişkilerini izliyorum. Savaşın bu kadar bölgeselleştiğine, bölge ülkelerinin birbirini bu kadar açıktan hedef aldığına, birbirine karşı ilan edilmemiş bir savaş yürüttüğüne tanık olmadım.

Rusya-İran ekseninin Türkiye ve Müslüman ülkeleri böylesine açıktan tehdit ettiğine tanık olmadım. İki ülkenin Türkiye ile ilişkileri hep kontrollü, çoğu zaman ortaklığa varan örnek ilişkilerdi. Sadece birkaç ay içinde iki ülkenin Türkiye ile açık savaş pozisyonuna geldiği bir başka örnek yoktur.

Yeniden Şah İsmail dönemi

Bugün bu iki ülkenin bölgesel işgal ve yayılma hırsıyla böylesine saldırganlaştığı bir dönem de olmamıştı. Bu iki ülkenin doğrudan veörgütler üzerinden coğrafyaya böylesine müdahil oldukları, bu çerçevede Türkiye içindeki terör ve siyasi çevreleri böylesine harekete geçirdikleri dönem de olmadı. Tahran, Müslüman dünyada imajının ağır tahribata uğrayacağını bildiği için bütünörtülü operasyonlarını Moskova kamuflajıyla yapıyor.

Tekrar edeyim; Şah İsmail'den bu yana Şiilik hiçbir zaman böylesine bir devlet saldırganlığının siyasi dili olmamıştı ve İran bugün bunu yaparak Sünni dünyaya nefretini İsrail düşmanlığının da ötesine taşıdı.

Bugüne kadar bölgeye müdahaleler ülkelerle sınırlıydı, münferitti. İran ya Irak'la savaşıyordu, ya ABD işgalinin üstüne konup Irak'ı denetim altına alıyordu, ya Yemen'de kendi macerasını yürütüyordu, ya Afganistan'daki Şiileri kendine yönelen tehditler için kalkanolarak kullanıyordu ya da kendini korumak için Hizbullah'ı İsrail ile savaştırıyordu.

Ama bugün bütün coğrafyadaki Şii çevreleri cephe olarak kullanıp bütün ülkeleri karıştırır bir duruma geldi. Sadece Suriye değil, Basra Körfezi ülkeleri ve Türkiye de buna dahil.

Cizre'de İran-Rus işgali

İran ve Rusya, Suriye'de Türkiye ile savaşıyor. Bu, açık ama ilan edilmemiş bir savaştır. PKK ve PYD üzerinden hem Türkiye'de hem de Kuzey Suriye'de yine Türkiye'ye karşı savaşıyorlar. PYD/YPG'nin Suriye'de kurduğu Türkiye karşıtı cephenin arkasında yine aynı iki ülke vardır. Ama ABD ile, bazı Avrupa ülkeleriyle ortakhareket etmektedirler.

PKK'nın aylardır Güneydoğu illerimizde ve ilçelerimizde yürüttüğü işgal girişiminin arkasında yine bu ülkeler var. Suriye savaşını Türkiye'nin içlerine taşımışlardır. Türkiye topraklarında açık açık Türkiye ile savaşmaktadırlar. Çok yakında bu ülkedekiuzantılarını daha açık biçimde harekete geçirdiklerini göreceğiz.

Bu yüzden Cizre ve Silopi gibi bölgelerde yürütülen operasyonlar sadece PKK'ya karşı değil, bu ülkelere karşı savunma operasyonlarıdır. Bir işgali sona erdirme, evin içini temizleme, bizi içeriye mahkum eden o dış müdahaleyi kırmaoperasyonlarıdır. Çünkü bu aşamadan sonra PKK, terörle sınırlı bir yapı değil, Türkiye içlerine yönelik işgal projelerinin Truva Atı'dır.

Sonu gelmez savaşlar başlar

Eğer bu kontrolsüz saldırganlık durdurulmazsa, bu ülkelersakinleşmezse, yayılmacı ve işgalci girişimlerini devam ettirirseSüveyş Kanalı'dan Doğu Akdeniz'e ve Basra Körfezi'ne kadar bütün bölge sonu gelmez savaşlara sürüklenecektir. Şaşırtıcı biçimde hızlı gelişecek bu çatışmaları kimse durduramayacaktır. Çünkü böyle bir çatışma münferit ve dar bölge için olmayacak, iki ana cephe arasında yayılıp bütün ülkeleri içine çekecektir.

Bu yüzden dünya Rusya'yı bir yerde durdurmanın yolunu bulmalıdır. Aynı zamanda Rusya'nın kanatları arasına gizlenenİran'ın ihtirasları dengelenmelidir. Tahran Müslüman dünyayı yüzyıllar sonra iki büyük cepheye ayırmakta, o “İslam kendi içinde savaşacak” tezini kendi elleriyle gerçeğe dönüştürmektedir.

Burada İran'ı hedef alarak çatışmacı psikolojiye güç verme niyetinde değiliz. Ama İran kamuoyu, Tahran'ın bu ihtiraslarını eleştirmeyi bilmelidir. Çünkü bu ihtirasın İran halkına da çok ağır bedeller ödetme ihtimali vardır.

Rusya ile birlikte Türkiye'nin hemen güney sınırına yerleşmesini, orada da rahat durmayıp PYD/PKK üzerinden Türkiye'yi taciz etmelerini, hatta daha ileri gidip PKK üzerinden bir iç işgale girişmelerini hoş görmemizi kimse beklemesin. Hiçbir ülkenin böyle bir tehdidi hazmetmesi mümkün değildir. Burada, çok daha kötü fotoğraflar şekillenmeden bir tehlikeye dikkat çekmeye, can sıkıcı bir durumu tahlil etmeye, anlamaya çalışıyoruz.

Doğulu istilacılar, “İslam iç savaşı”

Maalesef, Batılı istilacılardan sonra şimdi de Doğulu istilacılar İslam yurdunu harabeye çevirmeye hazırlanıyor. Yıllar yılı endişe ettiğimiz, “son hedefleri Türkiye-İran savaşı” korkusunun gerçeğe dönmesi için bütün senaryo tamamlanmış sanki. “Savaş İslam'ın kalbine yerleşecek, İslam iç savaşı yaşanacak” şeklindeki sözlerin mimarları bizim basiretsizliğimiz üzerinden bunu başarmak üzere. Başarırlarsa savaş sadece ülkelerimize değil, evlerimizin içlerine kadar gelecek demektir ve bizler bir yüz yıl ayağa kalkacak mecal bulamayacağız.

Tam da bu dönemde, içeride kimlerin nerede durduğuna dikkatetmek gerekiyor. Artık normal bir dönemde yaşamıyoruz ve bu sorunlar Türkiye'nin iç sorunlarıyla sınırlı olmaktan çıkmıştır. PKK ve PYD artık bir Kürt meselesinin değil, bölgesel harita projelerinin parçasıdır. İçeride bu çevrelere destek verenler, içeride iç iktidar hesaplaşması için Türkiye'ye yönelen işgal girişimlerinin yanında yer tutanlar açık bir savaşın parçasıdır ve bu savaş Türkiye'yi hedef almaktadır.

Moskova'ya talimat almak için gidiyor

Selahattin Demirtaş'ın Moskova ziyareti bu çerçevede yorumlanmalıdır. Bu şahsın, siyasi kimliği bitmiştir ve doğrudan Türkiye ile silahlı bir çatışmanın, ülkemize yönelen savaş tehdidininparçası olmuştur. Kendisiyle ilgili hukuki süreç işletilmeli, siyasi kimliğini bir kamuflaj olarak kullanması engellenmelidir.

İran Müslüman örgütlerle ilişkisini doğrudan ya da Bağdat üzerinden, seküler yapılarla ilişkisini ise Moskova üzerinden yürütmektedir.Demirtaş Moskova'ya savaş için yeni talimatları almak için gitmektedir. O ve İstanbul'daki karargahlarından pozisyon alıp karşı tarafta yer alan “iç işgalciler” için vatan hainliği kavramı yeniden yorumlanmalıdır.

HDP, PKK'nın siyasi uzantısı olarak siyasi kimliğinden iyice uzaklaşıp silahlı kimliğe daha çok yakınlaşırken, Türkiye'nin kurucu partisi CHP hızla HDP'leşmekte, Türkiye karşıtları için bir barınak, bir sığınma yeri haline gelmektedir. Kamuoyunun ağır eleştirilerine rağmen bu unsurları içinde barındırmakta hatta sorgulamaya bile gerek duymamaktadır. Bu durum, yaklaşan gerilimli günlerde CHP için de çok ciddi bir meşruiyet sorgulamasınayol açabilir.

Sen Şah İsmail olursan ortaya bir Yavuz çıkar

Türkiye bu tehditlere boyun eğmeyecek, “acımasız direnişe” devam edecek hatta meydan okuyacaktır. Türkiye bunların üstesinden gelecek kadar güçlü bir ülkedir. Toplumsal idrak tehditlerin de Türkiye'nin gücünün de farkındadır.

Kuşatma yarılacaktır, harita çalışmaları boşa çıkarılacaktır. Bugün sınırlarımızı zorlayan tehdit, sınırların çok ötesine itilecek, bugün Türkiye haritasını değiştirmeye çalışanlara karşı Türkiye'nin kendi haritası belirleyici olacaktır. Yüz yıl önce coğrafyanın haritası bizim çözülmemize göre şekillenmişti, yüz yıl sonra yeni harita bizim toparlanmamıza göre şekillenecektir.

Ama ihanet edenle ülkesini seven ayrışacaktır. O kurucu irade yine tarihi şekillendirirken, onlar 20. yüzyıl başlarındaki emsalleri gibi utançla anılacaktır.

Ve son söz İran'a: Hep korktuğumuz ve asla istemediğimiz Türkiye ile İran'ın hesaplaşmasıdır. Ancak;

Eğer sen Şah İsmail'liğe soyunuyorsan, Türkiye'yi de Yavuz olmaya zorluyorsun demektir.



İbrahim Karagül/http://www.yenisafak.com/


Eski başbakanlardan Ulusu yarın toprağa verilecek


Vefat eden eski başbakanlardan emekli Oramiral Bülend Ulusu, yarın İstanbul'da toprağa verilecek.


Eski başbakanlardan Ulusu yarın toprağa verilecek

İSTANBUL
Vefat eden eski başbakanlardan emekli Oramiral Bülend Ulusu, yarın İstanbul'da toprağa verilecek. 
Ulusu'nun cenazesi, Teşvikiye Camisi'nde yarın öğle vakti kılınacak cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilecek. 
İstanbul'da 1923'te doğan Ulusu, 1 Mayıs 1940'ta girdiği Deniz Harp Okulu'ndan 15 Ekim 1941'de asteğmen rütbesiyle mezun oldu. Mezuniyeti müteakip muhriplerde branş subaylığı, bölüm amirliği ve çeşitli karargah görevlerinde bulunan Ulusu, Deniz Harp Akademisi’nden 1955'te mezun oldu.
Daha sonra sırasıyla TCG GAZİANTEP Komutanlığı, çeşitli karargah görevleri ve 2. Muhrip Filotilla Komodorluğu görevini müteakip 1964'te tuğamiralliğe terfi eden Ulusu, bu rütbede Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Daire Başkanlığı, Mayın Filosu Komutan Vekilliği görevlerinde bulundu. Ulusu, 1967'de tümamiralliğe terfi etti. Tümamiral olarak Harp Filosu Komutanlığı ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanlığı görevlerini yapan Ulusu, 1970'te koramiralliğe terfi etti.
Koramiral olarak Kuzey Deniz Saha Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı ve Donanma Komutanlığı görevlerini üstlenen Ulusu, 1974'te oramiralliğe terfi etti. Ulusu, oramiral olarak Yüksek Askeri Şura üyeliği ve Milli Savunma Bakanlığı Müsteşarlığı yaptı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı görevini 1977-1980 yılları arasında yürüten Ulusu, 1980'de emekli oldu. Ulusu, 1980-1983 yılları arasında başbakanlık yaptı. Bülend Ulusu, 1983 seçimlerinde İstanbul'dan milletvekili seçildi. 
Muhabir: Etem Geylan

Erdoğan'ın konuşmaları tüm dünyada canlı izlenebilecek


Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmalarına ulaşamayan Türk vatandaşları, CDN platformu sayesinde "www.tccb.gov.tr" internet sayfasından konuşmaları canlı olarak izleyebilecek.

Erdoğanın konuşmaları tüm dünyada canlı izlenebilecek
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın basına açık konuşmaları, Cumhurbaşkanlığının kurumsal internet sayfası "www.tccb.gov.tr" üzerinden tüm dünyadan izlenecek.
Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Erdoğan'ın bugün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştireceği 17'nci Muhtarlar Toplantısındaki konuşması, "www.tccb.gov.tr" internet sitesi üzerinden dünya ile buluşacak.
Özellikle yurt dışından karasal yayın ya da uydu yolu ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmalarına ulaşamayan Türk vatandaşlarına yönelik adım olarak öne çıkan uygulama, Content Delivery Network-İçerik Dağıtım Ağı (CDN) adı verilen bir platform ile hayata geçirilecek.
Resim, video, müzik gibi dijital aktarımların son kullanıcıya hızlı ve yedekli bir şekilde ulaşmasını sağlayan, coğrafi olarak dağıtılmış sunucu, yazılım ve network bileşenlerinden oluşan "bulut bilişim" platformu olan CDN ile çok sayıda izleyicinin aynı anda ve sorunsuz canlı yayın hizmeti alması sağlanıyor.
Bu hizmet ile yurt içi ve dışında internet hizmetinin bulunduğu her yerden canlı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmaları, başka bir araca ihtiyaç olmadan izlenebilecek.

Marmara Belediyeler Birliği tarafından organize edilen "marmaradenizisempozyumu" 7 dakika önceİstanbul, Türkiye Marmara Denizi'nin Mevcut Durumu oturumu ile Cibali Salonu'nda başladı.



Marmara Belediyeler Birliği tarafından organize edilen "marmaradenizisempozyumu"
7 dakika önce
İstanbul, Türkiye
Marmara Denizi'nin Mevcut Durumu oturumu ile Cibali Salonu'nda başladı.
Marmara Belediyeler Birliği, 177 belediyenin üye olduğu, yerel yönetimlerde çevre bilincinin geliştirilmesi, belediyelerin ortak sorunlarına işbirliği içinde çözüm bulunması konularında öncü olan Türkiye’nin en köklü bölgesel belediyeler birliğidir.
Marmara Denizi, gerek dünyanın sayılı iç denizlerinden biri olmasıyla, gerekse barındırdığı denizel ekosistem açısından birçok denizden daha ayrıcalıklı bir özellik taşıyor. Marmara Belediyeler Birliği de 40 yıl önce Marmara Denizi ile boğazlarına kıyısı bulunan belediyelerce, öncelikli olarak kirliliği önlemek sonrasında ise temizlik çalışmalarını yürütmek amacıyla kurulmuştur. Merkezi İstanbul’da bulunan Birliğimiz 6’sı büyükşehir olmak üzere toplamda 13 ilde faaliyet göstermektedir.
Kuruluşumuzun temelini teşkil eden Marmara Denizi hassasiyeti, bugün tüm üyelerimizle birlikte muhafaza etmeye çalıştığımız en öncelikli değerimizdir. Bu hassasiyetle, Birlik olarak güçlü ve somut adımlar atmaya devam ediyoruz.  Bakanlıkların, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve özel sektör temsilcilerinin bir araya gelerek ortak fayda ürettiği çalışmaları önemsiyoruz. Bu inançla sizlerin de destekleriyle ikincisini düzenleyeceğimiz Marmara Denizi Sempozyumu, gelecek nesillere daha mavi bir Marmara bırakma hayalimizi gerçeğe bir adım daha yaklaştıracaktır. 

KONU BAŞLIKLARI


  • Büyükşehirler ve Marmara Denizi
  • Marmara Denizi’nin Mevcut Durumu
  • Marmara Havzası ve Atıksu Yönetimi
  • Marmara Denizi’nde Riskler ve Fırsatlar
  • Marmara Denizi Kıyı Koruma Uygulamaları
  • Deniz ve İç Sular: Deniz Ekosistemi ve Balıkçılık
  • Denizden Pazara: Yetiştirme ve Avlanma
  • Pazardan Sofraya: Pazarlama ve Tüketim
  •  gibi konu başlıklarının tartışılacağı sempozyum iki gün sürecek ve Kadir Has Üniversitesinin evsahipliğnde bugün başlayan sempozyum 3 salonda devam edecek.
Gömülü resim için kalıcı bağlantı

Tuesday, 22 December 2015

Türkiye Güreş Federasyonu Başkanlığı : " TÜM ANTRENÖRLERİN DİKKATİNE !!! "


TÜM ANTRENÖRLERİN DİKKATİNE !!!
2016 yılı antrenör kartları federasyonumuz tarafında hazırlandı. Bahse konu kartlar için 30TL ücret yatırılacaktır.
2016 yılı vizeli kartı olmayan antrenörlerimiz 01 Ocak 2016 itibariyle müsabakalara çıkamayacak ve harcırah alamayacaklardır.
Antrenör kartları aşağıda belirtilen hesap numaralarına yatırılmasına müteakip banka dekontları federasyonumuza gönderilecektir. ATM den yatırılan ücretlerin ATM çıktılarına isim yazmak mecburidir.
Ücretini yatırıp, dekontunu federasyonumuza ulaştıran antrenörlerin kartları Güreş İl Temsilcilerine gönderilecek olup, İl temsilcilerimiz imza karşılığı teslim edecektir.
Hesap Bilgileri:
Türkiye Güreş Federasyonu Başkanlığı
Halk Bankası Yenişehir Şubesi
TR61 0001 2009 2120 0016 0001 36

Wednesday, 16 December 2015

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi hayvan atıklarından biyogaz üretecek





Enerji verimliliğini arttırmak ve rekabet gücünü yükseltmek için önemli bir projeye imza atan Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’ye örnek olabilecek bir projeyi daha faaliyete geçirerek hayvan atıklarından biyogaz üretimi yapacak.
Kalkınma Bakanılığı’nın başlattığı “Sanayide Enerji Verimliliği” projesine katkı sağlayan Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, bu bağlamda Oğuzeli’nde kurduğu Biyogaz Üretim Merkezi ile biogaz üretecek.
Merkezi Oğuzeli Gündoğan Köyü’nde yapılacak olan tesisin fizibilite raporu ve kamulaştırılması yapıldı. İlk etapta 1 MW gücünde biyogaz üretilmesi düşünülen tesiste; büyükbaş, küçükbaş ve tavuk atıklarından biyogaz üretimi planlanıyor. Tesise ilerleyen tarihlerde İslahiye, Nurdağı ve Nizip ilçelerinden de destek verileceği belirtildi.
Kalkınma Bakanlığı’nın “Sanayide Enerji Verimliğinin Arttırılması Pilot Uygulamaları Mali Destek” programı için Gaziantep’e gelen Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ile projenin lasmanına yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, burada projenini içerğini anlattı.
Grand Otel’de gerçekleşen programın imza töreni öncesinde açıklamalarda bulunan Şahin, Türkiye’nin iddialı bir ülke olduğunu ve enerjide de hamleler yapacağını söyledi.  Güneşi, suyu ve rüzgarı olmayan AB ülkelerinin enerji sattığını belirten Şahin, Türkiye’nin de bunu yapabileceğini vurguladı.
Bu bağlamda Büyükşehir Belediyesi olarak enerji alanında önemli hamleler yaptıklarını ifade eden Şahin, “Merkezi Oğuzeli’nde bir biyogaz üretim tesisi kuruyoruz. İlk etapta 1 MW gücünde biyogaz üreteceğiz. 15 MW içinde girişimlerimizi başlattık. Enerji verimliliğini biz kendi hizmet binamızda da başlattık. Binamızı bu bağlamda tadilata aldık” dedi.
Gaziantep’te son yıllarda hayvancılığın önemli bir sektör olduğunu dile getiren Şahin, büyük ve küçükbaş hayvancılıkta önemli artışların gözlemlendiğini söyledi. Belediye olarak bu durumdan isitfade etmek istediklerini ve hayvanların atıklarından biyogaz üretimine geçtiklerini belirten Şahin, “Türkiye’de örnek olabilecek bir proje yapıyoruz, hayvan atıklarından biyogaz üretimi yapacağız. Bu çok önemli bir gelişme. Buradaki tesisimizde 70 ton büyükbaş süt hayvancılığından kaynaklanan sıvı gübre, 35 ton küçükbaş besi hayvancılığından kaynaklanan katı gübre, 40 ton tavukçuluktan kaynaklanan katı gübre, 5 ton da çim biçme atıklarından yararlanılacak. Mevcut atıklarla birlikte tesiste günlük  9 bin 939 metre küp biyogaz üretimi yapılacak. Bu bağlamda yıllık 8 milyon 234 bin 400 kilovat elektrik, 8 milyon 836 bin 917 kilovat eşdeğeri ısı üretilmesi öngörülüyor” diye konuştu.
BAKAN YILMAZ: GAZİANTEP ÖNEMLİ VE TECRÜBELİ BİR ŞEHİR
Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in başarılı bir ekip kurduğunu ve bu ekibile Gaziantep’e önemli projeler yaptığını belirten Bakan Cevdet Yılmaz, “Bakanlığı döneminde de iyi bir çalışma temposu vardı. Şimdi de Gaziantep’te önemli projelere imza atıyor. Kendisini, ekibini ve meclisini tebrik ediyorum. Bugün yaptıkları bu biyogaz enerji üretim projesi çok önemli. Zaten Gazintep bizim için önemli bir kent. Gaziantep’i yakından takip ediyorum ve çalışmalarını destekliyorum. Özellikle sanayi alanında önemli gelişmeler yapılıyor. Yaşanan o kadar olumsuzluklara rağmen ihracatını arttırıyor. Bj projelerin Güneydoğu’nun merkezi olan Gaziantep’te yapmak istedik. Çünkü etrafınada fayda verecek bir merkez burası. Gaziantep bizim için önemli ve tecrübeli bir şehir” değerlendirmesinde bulundu.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ise Türkiye’nin 2014’de 255 milyar 490 milyon kilovat-saat olan elektrik enerjisi talebinin 2018’de 341 milyar kilovat-saate çıkacağı öngörüldüğünü belirterek, “Bu da 2014-2018 yılları arasındaki dört yıllık kısa sürede enerji talebinin yüzde 34 oranında artacağı anlamına gelmektedir. Bu hızlı yükseliş, gerekli önlemler alınmadığı takdirde, enerjide dışa bağımlılığımızı arttıracağının göstergesidir. Enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması önemli bir alternatiftir. GAP Bölgesi’nin güneş ve biyokütle başta olmak üzere yenilenebilir enerji potansiyeli oldukça yüksektir. Yenilenebilir enerji kaynakları değerlendirilirken, enerji verimliliğinin de azami düzeyde sağlanması oldukça önemlidir” şeklinde konuştu.
Daha sonra programa destek veren İpekyolu, Karacadağ ve Dicle Kalkınma Ajansları ile ilgili proje temsilcilerinin yer aldığı ortak protokol imzalandı.
Programa; Bakan Cevdet Yılmaz’ın yanı sıra Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, AK Parti Gaziantep milletvekilleri Nejat Koçer, Abdulkadir Yüksel ve Mehmet Erdoğan ile sanayici ve işadamları katıldı.

Başkanı Ali Tekin Çelik , TÜRKONFED'in Genişletilmiş Yönetim Kurulu Toplantısına katıldı




Sera Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve Akyurt Sanayici ve İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı  , TÜRKONFED'in Genişletilmiş Yönetim Kurulu Toplantısına katıldı






DOĞU Türkistan Sürgün Hükümeti KURUCU VEKİLİ ZAFER ALİ KIZILAY VEFAT ETTİ




KURUCU VEKİLİ
ZAFER ALİ KIZILAY VEFAT ETTİ
Sürgün Hükümetimizin kurucu milletvekili, "aksakallar" heyetinin azası, Doğu Türkistan Göçmenler Derneği'nin kurucularından, dava adamı, güzel insan ZAFER ALİ KIZILAY bugün vefat etmiştir. Merhuma Allah'tan rahmet, ailesine sabırlar, halkımıza başsağlığı diliyorum. DTSH / ETGE Başbakan
--
89 yaşında vefat eden Zafer Ali Kızılay'ı geçirdiği son ameliyat sonrası Ulukışla Kaymakamı Ferhat Atar misafir olarak bulunduğu Niğde Altay köyü'ndeki evine geçmiş olsun ziyaretinde bulunmuştu.
Kaymakam Atar, 89 yaşında olan ve Atayurt Doğu Türkistan'dan anayurt Anadolu'ya zorunlu göçte 11 yaşında olan Zafer Ali Kızılay ile göç esnasında yaşanılan sıkıntılar hakkında sohbet etmişti. Sohbette Zafer Ali Kızılay; babasından İstanbul işgal edilince Türkistan'da herkesin ağladığını ve dua ettiğini Türkiye'deki soydaşlara imkan dahilinde para, altın gibi yardım gönderdiklerini anlattığını söyledi.
Son günlerini Altay Köyü'nde geçiren merhum Zafer Ali Kızılay başından geçenleri şöyle anlattı; "Türkiye' deki Türkler zor günler deyken Türkistan'daki Türkler imkan ölçüsünde yardım etmiş. Daha sonra biz zor duruma düştüğümüzde evimizi barkımızı ata topraklarımızı terk etmek zorunda kaldığımızda Türkiye'deki Türk kardeşlerimiz bize topraklarını ve evlerini açarak yardım etti. O anları bizzat yaşadım. Allah bu asil milletten ebediyen razı olsun" demişti.
Ruhu şad, mekanı cennet olsun

27 Rus gemisi Türkiye tarafından tutuklandı

Rusya, Türk bayraklı 8 gemiyi, Karadeniz’deki limanlarında alıkoyunca Türkiye de karşı atağa geçti. 27 Rus gemisi alıkonuldu.

27 Rus gemisi Türkiye tarafından tutuklandı
Türkiye ile Rusya arasındaki kriz, Akdeniz’in yanı sıra Marmara, Ege ve Karadeniz’in de ısınmasına yol açtı. 
Ankara’da denizcilik sektörüne yön veren karar mercilerinde görev yapan güvenilir kaynaklar, 24 Kasım’ı izleyen haftada, Rusya Federasyonu’nun 5 Türk bayraklı gemiyi, Karadeniz Memorandumu kapsamında yapılan denetimler sonucu limanlarında alıkoyduğunu (tutukladığını) söyledi. Kaynaklar, Rusya Federasyonu’nun daha sonra da Türk bayraklı gemileri alıkoymaya devam ettiğini belirterek “Bu rakam, dün itibarıyla 8’e ulaştı” dedi. 
27'YE ÇIKTI 
Türkiye, önce Rusya’nın bu tutumundan vazgeçmesini bekledi. Gemilerin tutulmaya devam etmesi üzerine Türkiye, “karşılıklılık” ilkesi çerçevesinde Akdeniz ve Karadeniz Memorandumları uyarınca yaptığı denetimlerde, eksikleri tespit edilen Rus gemilerini Türk limanlarında tutmaya başladı. Kaynaklar, 8 Aralık’ta, Türk limanlarında alıkonulan Rusya Federasyonu bayraklı gemi sayısının 6 olduğunu belirterek “Bu rakam, dün itibarıyla 27’ye çıktı” dedi. 
RUSYA SORUNUN AŞILMASI İÇİN YEŞİL IŞIK YAKTI 
Gemi trafiğini ve ticareti vuran “tutuklamalar” sonrasında Türk ve Rus denizcilik otoriteleri, e-mail üzerinden yazıştı. Rusya, bu sorunun aşılması için “görüşme” konusunda yeşil ışık yaktı. Türk yetkililer, “Görüşmenin şekli ya da zamanı belli değil. Görüşme ve sorunu aşma konusunda bir niyet ortaya çıktı” dedi. Rusya Federasyonu bayraklı gemilerin genelde ‘yaşlı’ olduğu belirtildi. Kaynak: Habertürk



Kaynak: www.sonsayfa.com
http://turkiyeninportali.com

MALATYA SALONLARARASİ 2.MUAY THAİ ŞAMPİYONASİ .9-10 Ocak 2016 da



MALATYA SALONLARARASİ 2.MUAY THAİ ŞAMPİYONASİ .9-10 Ocak 2016 da Yeni olimpiyat spor kulübün de yapılacaktır.il temsilcileri ve il müdürlükleri yıllık faaliyetleri kağıt üzerinde icrat yok.kendi imkanlarimizla duzenliyecegimiz müsabakalar malatya sporcularınin ulusal ve uluslararası müsabakalarda daha çok başarı elde
etmek. Organizasyon Ramazan yavuz Muay thai Milli Takım Antrenörü.


Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts