Friday, 8 January 2016

HUN BOXU NEDİR?

HUN BOXUHun türklerinin geleneksel savaş sanatı. Kick Box a benzerliği dikkat çeker ancak kick boxtan binlerce yıl evveli olan bir sanattır.

TURON NEDİR?

TURON   -  Orta Asya ve Kore civarında yaşayan Türklerin kendi aralarında yaptıkları ve Taekwondo ya ilham olan bir türk sevunma sanatı.

KOBOS NEDİR?


KOBOS   -  Çin ve çevresindeki Türk topluluklarının kendi aralarında geleneksel olarak yaptıkları ve yaşattıkları savunma sanatıdır.

ALPAGU NEDİR?


ALPAGU NEDİR?


Alpagu:   Kara-Yüs ve Köl Tigin Yazıtında geçen bu unvan savaşçı manasına gelmektedir.

ALPAGU NEDİR?
Alpagu Türk Milletinin öz malıdır ve Alpaguyu ben yada bir başkası icat etmemiştir. Alpaguya tek başınada kimse sahip çıkamaz. Çünkü Alpagu bu milleten öz ata sporlarının bir araya getirilerek ortaya konmuş bir mücadele sanatıdır.
       Diğerlerinden farkı nedir ? Bu bana defalarca soruldu ve cevabım hiç ama hiç değişmedi. Farkı şudur. Alpagu icad edilmiş bir mücadele sanatı değildir. Tarihin içinden süzülüp gelen ve zaman içinde unutulmak üzere olan Türk Mücadele Sanatlarını canlandırmak vede canlı tutmak amacı ile bu sporların özünü değiştirmeden her birinin günümüz şartlarında uygulanabileceği şekli ile bir araya getirip tek çatı altında tek spor olarak ortaya koyarken temel sporuda aslına dokunmadan muhafaza edip zaman zaman seminer ve kurslarımızda sporculara öğretmek gerekirse maçlarını düzenleyip bu branşlarıda yaşatmak alpagunun amaçlarındandır.
Türklerin doğasında bulunan mücadele ruhunu en iyi ve doğal şekilde yansıtmak ve yaşatmak, Gelenek ve görenekleri usulünde öğretilerimizi sunmak Alpagu Mücadele Sanatının tek ve yegane amacıdır.
İşte alpagu Mücadele Sanatının diğerlerinden farkı budur. Yoksa tüm mücadele sanatlarının temelinde bir yumruk ve bir tekme yatar. Bunu değiştirebilecek hiçbir şey yoktur. Eğer bir sanatı ortaya koyuyorsanız diğerlerinden ne farkı olduğunuda ortaya koymalısınız. Bir TUĞ Töreni bile alpagunun diğerlerinden ne kadar farklı olduğunun göstergesidir. Yada bir çayıra inme töreni diğer hiçbir Mücadele sanatında olmayan bir törendir.
Duyuyorumki bir çok Türk branşı ortaya atılmış ve günümüzde bu branşlar bir şekilde varlığını sürdürmek istiyorlar. Ben bu şahısların yaptıklarına karşı değilim ve inanın onları kutluyorum bu medeni cesaretlerinden ötürü. Çünkü o kişilerin adı Ahmet yada mehmet olmasaydı bunun yerine Yasuka, Takamura, Yoşhin gibi Doğu kökenli isimler olsaydı ortaya koydukları branşık sonundada Kai Kan veya Do olsaydı şimdi bizim camiamız ve basın onların peşinde ve onların övücüleri olurlardı. Binlercesi bu sporu öğrenmek için sıraya girmiş para akıtıyor olurlardı. Bu paraların nereye gittiğine milli servetin nasıl ülkemiz dışına kaçtığına bakılmaksızın o kişinin milliyetinin bayrağı karşısında baş eğip selam durmanın ezikliği görülmeksizin körü körüne sadece yabancı hayranlığından o sporu benimser bizim camiamız.
Bir Sayokan ı bir Ata mücadele Sporunu, Bir Cenk Sanatını, Bir Sanguçi yi tebrik ederim. Medeni cesaretlerinden dolayı kutlarım. ALPAGU olarak yoluma çıkan tüm engellere rağmen beş kuruş para almadan yoluma devam edeceğim. Ben yıllarımı buna harcadım ve buna devam edeceğim. Benim reklama ihtiyacım yok, benim milletini sevene ihtiyacım var. Benim şimdiye kadar verdiğim seminerlere katılanlar hiçbirşey için para ödemediler. Sadece seminer ve kurs merkezlerine ödenecek kira bedeline katkıda bulundular. Alpagu ile ilgili aldıkları kurs, seminer, belge ve materyallere bir kuruş ödeyen olmadı. Bu Alpagu Mücadele Sanatının gönül sanatı olduğunun bir göstergesidir. Tek amacımız ATA Sporlarımızı yaşatmak, Federe olarak maçlarımızı resmi platformda yapmaktır. Milli Formayı giyip Milli Marşımızı okutmaktır.
İşte anlayamadığınız belkide anlamak istemediğiniz ALPAGU MÜCADELE SANATI bu.


KELİME ANLAMI NEDİR?
Alpagu Göktürkçeden gelen bir terimdir ve anlamı Düşmana tek başına saldıran cesur asker- Yanlız Kurt – Askeri alanda en üst rütbe – Yanlız savaşçı  gibi çok güzel anlamları vardır.
Alpagu açılımı ise;



 -  ADALET
L   - LİYAKAT
  - PERFORMANS
A   - AKILCI
G   - GÜÇLÜ
  - UYUMLU
Yukarıda Alpagunun harf harf açılımı yapılmıştır.
Alpagu ;
KOBOS   -  Çin ve çevresindeki Türk topluluklarının kendi aralarında geleneksel olarak yaptıkları ve yaşattıkları savunma sanatıdır.
TURON   -  Orta Asya ve Kore civarında yaşayan Türklerin kendi aralarında yaptıkları ve Taekwondo ya ilham olan bir türk sevunma sanatı.
HUN BOXUHun türklerinin geleneksel savaş sanatı. Kick Box a benzerliği dikkat çeker ancak kick boxtan binlerce yıl evveli olan bir sanattır.
ABA GÜREŞİ - Türklere ait olan ve halen Güney kısımlarında devam eden geleneksel Türk sporudur.
KUŞAK GÜREŞİ - Halen Nogay ve  Tatar vatandaşlarımız Eskişehir ve çevre illerinde rastlanan düğün ve festivallerde sıkça karşılaştığımız bir geleneksel spordur.
TEREKEME DÖVÜŞÜKars ve çevresinde sıkça rastlanan ancak gayet sert bir savunma sanatı olarak bildiğimiz bu ata sporumuz halen ayakta ve yok olmaya direnen bir sporumuzdur.
KURAŞ Kuraş Judo ya benzerliği ile öne çıksada Japon kaynaklarında Kuraş ın Judonun atası olduğu zaten yazılıdır.
GÜREŞ - Binlerce yıldır atalarımızın bugünlüre taşadığı ve Kırk Pınar ile süslediği bir ata sporumuzdur. Ancak bu sporun bizim literatürümüze giriş tarihi Atalarımızın Çin üzerine yaptıkları seferler ile başlar. Çin Seddinin yapıldığı tarihlere dayanır. Çinli kaynaklarda Güreş eski çince bir deyim olup Pasif anlamını taşır. Bizlerden aldıkları savaş sanatı karşılığında bizlere güreşi öğrettiklerini idda ederler.
DEPÜK - Depük Türklerin 2000 yıldan beri kaynaklarında yer alan bir tür futboldur. Çok yakında kuralları ile birlikte sizlere tanıtacağımız Depük sporunun Türkiyedeki tek temsilcisi Alpagu Martial Arts ve depük sporunun tanıtımı ile görevli Abdulkerim ALÇI hocamızdır. 2012 yılı Türk Sporunda Depük ün literatüre giriş yılı olacak ve atalarımızın en sevdiği oyunlardan birini tekrar Türk milletine kazandıracağız.
ŞALVAR GÜREŞİ - Türk Milletinin milli sporları arasında olan şalvar güreşi Aba Güreşine çok benzer ve şalvar giyilerek yapıldığı için bu isimle anılmıştır.
Alpagu yukarıdaki 10 türk sporunun teknikleri ile oluşmuş ve modernize edilmiştir.


 
OSMANLI ASKERLERİMİZ SPOR DA

Thursday, 7 January 2016

Güreş İl Temsilcileri Toplantısı Elmadağ Güreş Kamp Eğitim Merkezinde Gerçekleşti


Güreş İl Temsilcileri Toplantısı Elmadağ Güreş Kamp Eğitim Merkezinde Gerçekleşti


Güreş İl Temsilcileri Toplantısı ;Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Musa AYDIN , Türkiye Güreş Federasyonu Başkan Vekili Mustafa FİDAN , Türkiye Güreş Federasyonu Genel Sekreteri Adem VARLIK ,Türkiye Güreş Federasyonu Serbest Milli Takımlar Koordinatörü Yakup TOPUZ ve ,Türkiye Güreş Federasyonu Teknik Kurul Üyesi Ata KARATAŞ ile ,Türkiye Güreş Federasyonu İl Temsilcileri ile Ankara Elmadağ Güreş Kamp Eğitim Merkezinde Gerçekleşti....

Karataş Belediyesi'nde 2016 Yılının ilk meclis toplantısı gerçekleştirildi

Karataş Belediyesi'nde 2016 Yılının ilk meclis toplantısı gerçekleştirildi
Gündem maddeleri arasında ;
1-İhtisas komisyonu üye seçimi Hk.
2-Denetim komisyonu üye seçimi ve belediyemiz denetim komisyonunun çalışmalarında yararlanabileceği uzman bir personelin görevlendirilmesi Hk.
3-Tam zamanlı sözleşmeli personel(mühendis)ücretinin belirlenmesi Hk. 
4-Kısmi zamanlı sözleşmeli personel (Avukat ) ücretlerinin belirlenmesi Hk.
5-Belediyemiz zabıta personeline kanunca ödenmesi gereken maktu mesai ücreti Hk.
6-Kamuya tahsisli malların haczedilemeyeceği Hk.
idi.

Milli sporcu Bülent Yavuz'dan Sporcu Beslenmesi ve Doping semineri




10 ocak 2016 saat 13.00te yeni olimpiyat spor kulübünde seminer verilecek olan seminer de  Milli sporcu  Bülent Yavuz. Ugandali Ashraf Karara.
Nijer li Abdurrahman Abdulkadri. Besyo öğrencisi yunus Şahin ve Besyo öğrencisi Ahmet Erdem. de konuşmalarıyla katkıda bunacak.  Bütün sporcular davetli olduğu seminerin 
Organizasyon sorumlusu ise Ramazan yavuz

Wednesday, 6 January 2016

1959 YOZGATSPOR :" Rekabet Artacak"


1959 YOZGATSPOR 
Yozgatspor Teknik Direktörü Tahir Çopur: Rekabet Artacak"
Yozgatspor Teknik Direktörü Tahir Çopur, takım içi rekabeti arttırmanın kaliteyi getireceğini açıkladı.
Yozgatspor Teknik Direktörü Tahir Çopur, takım içi rekabeti arttırmanın kaliteyi getireceğini açıkladı. Antalya’da yapılacak kamp döneminde sanki iskeleti hiç kurmamış gibi hareket edeceklerini ve oyuncuların lige yeni başlıyor gibi çalışmalarını sağlayacaklarını belirten Çopur, "Oluşacak rekabet ortamı ikinci yarıda istediğimiz hedeflere ulaşmamızı sağlayacaktır” dedi.
Yozgatspor’un ikinci yarı için yapacağı hazırlık sürecinde tüm oyuncuların kadroda sürekli yer bulacak gibi çalışması sağlanacak.
KALİTEYİ GETİRİR
Takımın sezon başında belirlenen hedefler mücadele etmesinin yolunu kamp dönemlerinin çok iyi değerlendirilmesi ile mümkün olacağını savunan Yozgatspor Teknik Direktörü Tahir Çopur, bu süre zarfında herkesin takıma girmek adına çok çalışmasını sağlayacaklarını açıkladı. Bunun takım içi rekabeti arttıracağına ve kaliteyi beraberinde getireceğine dikkat çeken Çopur, "Eksikliklerini ortadan kaldıran bir takımın hedeflerine ulaşması zor olmayacaktır" diye konuştu.
ZAMAN ÇOK ÖNEMLİ
Zamanın kendileri için çok kıymetli olduğunu ve çok iyi kullanmak durumunda olduklarını ifade eden Çopur, açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Zaman bizim için çok kıymetli. Eksikliklerimizi ortadan kaldırmak açısından çok çalışmaktan başka yolumuz yok. Kampta 3 hazırlık maçı yapacağız ve burada gördüğümüz eksiklikleri kalan sürede gidermeye çalışacağız. Ben takımımın ikinci yarıda çok daha iyi olacağından kesinlikle kuşku duymuyorum” dedi.

Monday, 4 January 2016

26 ülkenin tapusu Türkiye’nin elinde


26 ülkenin tapusu Türkiye’nin elinde

Tapu ve Kadastro Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanı Zeynel Abidin Türkoğlu, Yeni Şafak’a 2. Abdülhamid’in mülklerinin bulunduğu defterin restore edildiğini açıkladı. Türkoğlu, “Ortadoğu’da 850 kaydı var. Devlet malları değil, şahsi malları. Torunları AİHM’e başvurup hak sahibi olabilir ” dedi. 26 ülkenin tapusu da Türkiye’de bulunuyor.

Yasemin Asan  04:00 Ocak 04, 2016  Yeni Şafak

    Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanı Zeynel Abidin Türkoğlu devam eden kadastro çalışmaları ve tapu arşivleriyle ilgili Yeni Şafak'a açıklamalarda bulundu. Türkiye'de uzun süredir devam eden kadastro çalışmalarında sona gelindiğini söyleyen Türkoğlu “Kadastro çalışmalarının yüzde 97'si bitti. Yüzde 3'lük ihtilaflı bölge var. Bunlar da çözülmeye çalışılıyor. Orman ve terör sıkıntıları olan bölgeler. Terör olaylarından dolayı geçmişte bazı köyler boşaltılmış durumda, onun için de sıkıntı çözülemiyor" diye konuştu.

    JAPONLAR DAHA ÇOK GELİYOR

    Tapu arşivleme çalışmalarının da devam ettiğini belirten Türkoğlu arşivlerinde 3 bin 494 tapu ve tahrir belgesinin olduğunu söyledi. Arşivlerinde bulunan belgeleri araştırmacıların hizmetine sunduklarını söyleyen Türkoğlu “Türkiye'den ve dünyadan çok sayıda araştırmacı buraya geliyor. Amerikalı, İngiliz, İtalyan araştırmacılar çalışma yapmak için geliyorlar. Osmanlı'ya karşı en fazla ilgiyi Japon araştırmacılar gösteriyor. Türk araştırmacılardan daha fazla Japon araştırmacılar belgeleri araştırmak için müracaat ediyorlar. 1847 yılına kadarki belgeler araştırmacıya açık, ancak 21 Mayıs 1847 yılından sonraki belgeler araştırmacıya kapalı. 21 Mayıs 1847 yılından sonra mülkiyet arazisi rejimine geçiliyor. Özel kayıtları sadece yetkilisini ilgilendirir" ifadelerini kullandı.

    Zeynel Abidin Türkoğlu



    SORUNLARINI ÇÖZMELERİ İÇİN GÖNDERİYORUZ
    Tapu Kadastro arşivinde 26 ülkenin tapu kaydının bulunduğunun altını çizen Türkoğlu, şunları söyledi: “Osmanlı coğrafyasının hakim olduğu yerlerin tapuları Türkiye Devleti'nin elinde. Bu tapuları ilgili devletlere sorunlarını çözmek için veriyoruz. Makedonya'ya verdik, Yunanistan'la olan problemini bu tapu kaydı ile çözüyor. Libya'ya verdik, Tunus ile sorununu çözüyor. Kudüs'ün tapusu var. Filistin devletinin yetkililerine verdik. En son Kıbrıs'ın tapusunu yetkililerine verdik. Suriye, Irak, Lübnan, Ürdün, Suudi Arabistan, Sırbistan, Bulgaristan, Yunanistan, Bosna Hersek, Kosova, Balkan bölgesindeki ülkelerin tamamın tapusu Türkiye'de mevcut."

    Abdülhamit'in 5 bin 619 özel mülkü var
    Abdülhamit Han'ın şahsi mülklerine ait olan ikinci nüsha defterin restore edildiğini ifade eden Türkoğlu, “Abdülhamit Han'ın Ortadoğu'da, Balkanlar'da ve Anadolu'daki mülklerinin kayıtları yer alıyor. Mekke ve Medine'deki, Suriye'deki, Batı Trakya ve Balkan adalarındaki mülkleri yer alıyor. Kudüs'te 146, Almus'ta 58, Halep'te ve İstanbul'da çok sayıda mülkü bulunuyor. Bunlar da genelde çiftlik tarzı yerler. Ortadoğu'da sadece 850 kayıt var. Bunlar devlet mali değil, şahsi mallar. Torunları, İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurarak bunlarda hak sahibi olabilirler. Toplamda 5 bin 619 adet kayıtlı şahsi mülkü var" ifadelerini kullandı.

    Ayasofya Vakfiyesi restore edildi
    En özel ve en çok kıymet verdikleri belgenin Ayasofya Vakfiyesi olduğunu söyleyen Türkoğlu, “65 metre uzunluğunda Arapça yazılmış vakfiye, Ayasofya Vakfiyesi'nde 12 cami, aşevi, şifahane yerlerini içeriyor. Camiler içinde Ayasofya Camii, Fatih Camii, Zeyrek Camii bulunuyor. Bu camilerin tek bir vakıf tarafından yönetildiği ve gelir giderinin ne olduğunu gösteren vakfiyedir. Vakfiye, rulo halinde, ahşap gül ağacından yapılan Kubur'da saklanmış. 1950'li yıllarda İngiltere gönderiliyor. Ve maalesef ilk 3 metresini çalıyorlar" diye konuştu.

    Belgeleri depolardan Turgut Özal çıkarttı
    1980'lere kadar arşivciliğin depoculuk mantığı ile gerçekleştiğinin altını çizen Türkoğlu, “1984'te Turgut Özal'ın talimatı ile depolar açılarak tasnifleme çalışması başlıyor, 2004'e kadar da devam ediyor. 2004'ten sonra bu belgeler araştırmaya açılıyor, ancak zamanla belgeler yıpranmaya başlıyor. Bu sebeple 2007'de restorasyon atölyesini kurduk ve restorasyon atölyesinde belgeleri tedaviye başladık. 2010'lardan sonra belgeler dijital ortama geçirildi" diye konuştu.

    Thursday, 31 December 2015

    yaşam treni


    Doğarken bindiğimiz trende anne ve babamızla tanıştık. O zamanlar onların hep bizimle seyahat edeceklerini sanıyorduk. 
    Oysa istasyonun birinde onlar trenden ineceklerdi ve bizi yolculuğumuzda yalnız bırakacaklardı.
    Zamanla trene başkaları da bindi
    ve bizim için önemliydiler. Kardeşlerimiz,arkadaşlar, çocuklarımız,
    hatta hayatımızın aşkı...
    Birçoğu inmiştir arkalarında üstelik de kalıcı bir boşluk bırakarak.
    Kimisinin de eksikliği o kadar farkedilmez olmuştur ki, yerlerinin boşluğunu bile farkedememişizdir.
    Bu tren yolculuğu neşe, keder, hayaller, beklentiler, merhabalar, Allahaısmarladıklar ve vedalarla doludur.
    Burada başarı,
    tüm yolcularla iyi ilişkilerde olmaktır.Bunun için de elimizden gelenin en iyisini
    yapmalıyız..
    Ancak, hepimizin karşı karşıya olduğu bir muamma var:
    Hiçbirimiz hangi istasyonda ineceğimizi bilmiyoruz.
    İşte bunun içindir ki,
    En iyi şekilde yaşamalı,
    en iyi şekilde sevmeli, affetmeli, olduğumuzun en iyisini yansıtmalıyız.
    Burası çok önemli
    çünkü trenden inip de yerlerimizi boş bırakacağımızda
    yaşam treninde yolculuğa devam edeceklerde güzel anılar bırakmalıyız.
    Öyleyse yaşam treninde size iyi yolculuklar diliyorum.
    Çok sevgi verin, başarı biçin!
    Son olarak da, trenimde yolcu olduğunuz için her birinize teşekkür ederim.
    Ha, unutmadan!
    Şahsen trenden bu yakınlarda inmeye hiç niyetim yok!
    Yine de, ola ki indim, sizinle seyahat bir zevkti!
    İyi ki binmişsiniz!
    Yeni yılda da trende olmamız dileği ile...
    Mutlu yıllar


     😘
    Kemal Yolcu

    Featured post

    Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

      ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

    Popular Posts