Wednesday, 16 March 2016

30 yılda terörün Türkiye'ye maliyeti : 1,2 TRİLYON$


Yaşar Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ufuk Tutan, Türkiye ekonomisine son otuz yıllık terörün toplam maliyetinin yıllık 40 milyar dolar olduğunu söyledi.

http://www.trthaber.com/haber/turkiye/30-yilda-terorun-turkiyeye-maliyeti-239602.html

30 yılda terörün Türkiyeye maliyeti
Geçtiğimiz günlerde Ankara'da meydana gelen terör saldırısının piyasalar üzerindeki etkisi sürerken, uzmanlar yıllardır süren terör olaylarının Türkiye’ye faturasını çıkardı. 
 
Ekonomideki küresel durgunluğa eklenen terör olaylarının son 30 yıllık maliyetinin ekonomiye çarpan etkisine değinen Yaşar Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tutan, “Türkiye ekonomisine son 30 yıllık terörün toplam maliyeti resmi açıklamaya göre 1,2 trilyon ABD doları; diğer bir deyişle, yıllık maliyeti 40 milyar ABD doları yapıyor. Bu da son yıllarda verdiğimiz yıllık cari açık tutarına denk gelen bir meblağ ediyor” dedi.
 
‘Ekonomimize olumsuz etkisi 35 milyara ulaşabilir’
 
Tüm dünyada yaşanan ekonomik krize eklenen terör olaylarının Türkiye’de de olumsuz etkileri olabileceğini kaydeden Doç. Dr. Tutan, “Terörün Türk ekonomisine verdiği olumsuz etkileri incelerken son yıllarda derinleşen ve bitmek bitmeyen küresel durgunluğu da göz önüne alırken turizm gelirleri, ülke içine olan döviz akışı, yabancı yatırımlar gibi diğer etkenlere de bakmak gerekiyor. Rusya krizi ile yavaşlayan yabancı turist sayısının bu ardı ardına gelen terör olayları ile durma noktasına gelmesi; sadece otelcileri değil ülkenin dört bir yanındaki diğer esnaf guruplarını da etkileyeceği hesaplanmalıdır. Yıllık 30 milyar ABD dolarını bulan turizm gelirlerimizin üçte birinin erime ihtimali bulunmaktadır ki bu yaklaşık 10 milyar ABD doları etmektedir. Ayrıca, bunun esnaf üzerinde ekonomimize çarpan etkisinin 25 milyar ABD doları etmesi ile ekonomimize bu alandan toplam etkisinin 35 milyara ulaşması söz konusudur” şeklinde konuştu.
 
‘Terörün ekonomiye çarpan etkisi ele alınmalı’
 
Yabancı yatırımların yavaşlaması ile durgunluk yaşayan küresel ekonominin olumsuz havasıyla, ekonominin derinden etkilenebilme ihtimaline karşı dikkatli olunması gerektiğini dile getiren Tutan, “Bunların sonucunda psikolojik sınırı aşarak risk sınırına yaklaşan TL-ABD Doları paritesinin her an o risk sınırını geçerek hem sanayimizi dış borç geri ödemesi hem de tüketicimizi alım gücü üzerinden olumsuz etkilemesi ihtimali bulunmaktadır. Bu ihtimale yaklaşma durumunda dahi ülke ekonomisinin genel bir kriz havasına girmesi mümkün. Kısaca, hem küresel ekonomide hem de ülke ekonomisinde işler çok da iyi değilken bu tür terör olaylarının gerek maliyet gerek üretici-tüketici-yatırımcı üzerindeki psikolojik etkileri göz önüne alındığında terörün genel ekonomi üzerindeki çarpan etkisi dikkatle ele alınmalıdır” ifadelerini kullandı. İHA

Ankara 1. Bölge Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği : " ŞİFAYA VESİLE ELLER MİLLETİMİZİN İMDADINA YETİŞTİ"



Birlik ve beraberliğimizi bozmaya yönelik hain saldırı sonrası bölgemiz hastanelerine intikal ettirilen yaralılarımıza, daha ilk anlarda organize olan sağlık ekiplerimiz, herhangi bir çağrı beklemeden hastanelerimize koşarak müdahelede bulundular.
Bir canı kurtarmayı, bütün insanlığı kurtarmakla eşdeğer sayan anlayışın sahipleri sağlık çalışanlarımız hain terör saldırısında yaralanan insanlarımızı hayatta tutabilmek için bütün güçleriyle çalıştılar.
Bu bağlamda fedakar sağlık çalışanlarımıza kamuoyumuzdan gelen tebrik ve destekleri yine acıyı yüreğinde hisseden sağlık çalışanlarımıza buradan iletmek isteriz.
Yaralıların hayata tutunmasında takdire şayan hizmetleri ortaya koyan vefakar ve fedakar sağlık çalışanlarımıza birkez daha minnet ve şükranlarımızı iletiyoruz.
Mezkur saldırıda yaralanan vatandaşlarımıza bir kez daha acil şifalar dilerken şehitlerimize de yüce Allah'tan rahmet ve mağfiret dileriz.
Allah ülkemizi ve milletimizi korusun.

İŞKUR 889 Bin kişiyi işe yerleştirdi


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Soylu, "İŞKUR, 2002 yılında 125 bin 71 kişiyi işe yerleştirirken, 2015 yılında 889 bin 640 kişiyi işe yerleştirmiştir" dedi.

15 Mart 2016 Salı 15:39

İŞKUR 889 Bin kişiyi işe yerleştirdi
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, 79 milyon kişiye hizmet veren Türkiye İş Kurumunun (İŞKUR), 70 yıldır Türkiye ve insanları için çalışmanın, ülkenin istihdam kapısı olmanın haklı gururunu yaşadığını ifade etti.
 
Soylu, İŞKUR'un kuruluşunun 70. yıl dönümü dolayısıyla yayımladığı mesajında, kurumun Türkiye'nin istihdam politikalarının belirlenmesinde önemli bir yeri olduğunu belirtti.
 
"İş ve İşçi Bulma Kurumu" adıyla 1946 yılında kurulan İŞKUR'un, istihdam piyasasının bütün bileşenlerine hizmet verdiğini vurgulayan Soylu, şu değerlendirmede bulundu:
 
"Son yıllarda köklü bir yeniden yapılanma sürecine giren İŞKUR, 2003'ten bugüne kadar 1 milyon 700 binin üzerinde kişinin faydalandığı aktif istihdam programları ile iş arayan vatandaşlarımızın nitelik eksikliği ve mesleksizlik sorununu çözerek işgücü piyasasında etkin bir konuma gelmiştir. Beceri geliştirme ve meslekleştirmenin temel taşıyıcısı olan İŞKUR, halen bu hizmetlerini mesleki eğitim kursları, işbaşı eğitim programları ve girişimcilik eğitim programları ile devam ettirmektedir."
 
"Açık iş sayısı 2 milyon 43 bin 256'ya çıkarıldı"
 
Bakan Soylu, İŞKUR'un kurumsal kapasitesinin arttırıldığını ve daha etkin bir yapıya kavuşturulduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:
 
"İŞKUR, 2002 yılında 125 bi̇n 71 kişiyi işe yerleştirirken, 2015 yılında 889 bin 640 kişiyi işe yerleştirmiş, aynı yılda işe yerleştirme oranını ise yüzde 41,8'e taşımıştır. Kurum önemli bir açılımı da açık iş konusunda gerçekleştirdi. Kayıtlı iş arayanla işçi arayanı buluşturmak için işyerlerindeki açık iş sayısını da takip eden İŞKUR, 2002'deki 139 bin 205 açık iş rakamını 2015 sonu itibarıyla 2 milyon 43 bin 256'ya çıkarmıştır. Bugün 81 ilde il müdürlükleri ve hizmet merkezlerinde 8 bin çalışanı ile 79 milyon vatandaşımıza hizmet veren İŞKUR, 70 yıldır bu ülke ve insanlarımız için çalışmanın Türkiye'nin istihdam kapısı olmanın haklı gururunu yaşamaktadır."

Türkiye, üçüncü nükleer santral için yer tespit çalışmalarına hız verdi!


Türkiye, üçüncü nükleer santral için yer tespit çalışmalarına hız verdi!

İlk iki nükleer santralle ilgili süreçleri devam ettiren Türkiye, üçüncü santral için de yer tespit çalışmalarına hız verdi. Marmara'ya inşa edilmesi beklenen santral için Amerikalı ve Çinli şirketler çalışmalara şimdiden başladı.


Türkiye, üçüncü nükleer santral için yer tespit çalışmalarına hız verdi!

https://www.facebook.com/06cedmuhoblogspotcom-522153427993330https://twitter.com/mucos03https://plus.google.com/u/0/+cedayMuhoGenel Profilhttps://tr.linkedin.com/in/mucos-03-ba219637
16 Mart 2016, Çarşamba / 08:49
Kategori: Genel
Türkiye, Mersin ve Sinop'ta inşa edilmesi planlanan iki nükleer santralla ilgili süreçleri başlatırken, bir yandan da üçüncü santral için görüşmeler yürütüyor. Marmara Bölgesi'ne yapılması planlanan santral, dünya devlerinin de iştahını kabartıyor. Özellikle Amerikalı ve Çinli şirketler, şimdiden enerji yetkilileriyle temasa geçmiş durumda. 

YAKINDA SONUÇLANIR

Santral için favori adaylar arasında gösterilen Amerikan Westinghouse şirketinin Kıdemli Başkan Yardımcısı Jeff Benjamin, Türkiye'de nükleer santralların yapılmasının ülkedeki enerji çeşitliliğine büyük katkı sağlayacağını ifade etti. Benjamin, Elektrik Üretim AŞ'nin (EÜAŞ), ABD'li Westinghouse ve Çinli SNPTC ile Kasım 2014'te iyi niyet anlaşması imzaladığı 3. nükleer santrala ilişkin de "Türkiye'ye 3. nükleer santralla ilgili görüşlerimizin yer aldığı, projenin nasıl başarılı olabileceği konusunda, hükümetinize bir rapor sunduk ve yakında cevabını bekliyoruz. Bunun, birkaç hafta içinde sonuçlanacağı düşüncesindeyiz" ifadelerini kullandı. 

Türklerle çalışacağız 

Türk Hükümeti'nin nükleer enerji konusunda güçlü bir kararlılığa sahip olduğunu belirten Benjamin, "Türk firmalarına da fırsatlar sunacağız. Tedarik zincirinde mutlaka Türk firmalarıyla çalışacağız" dedi. 

İlk santral Ruslardan 

Türkiye'de ilk olacak Mersin'deki Akkuyu Nükleer Santralı'na ilişkin anlaşma 2010'da Rusya ile imzalandı. İkinci nükleer için Sinop'ta planlanan reaktörün 2023'te devreye girmesi planlanıyor. Üçüncü nükleer santral için ise bölge çalışmaları sürüyor. 

Maliyet 25 milyar $ kapasite 5 bin MW 

Dünya Enerji Konseyi Türkiye Ulusal Komitesi Başkanı Murat Mercan da, teklif sürecinin gelecek yıl başlayacağı ve 22-25 milyar dolara mal olacağı tahmin edilen 3. nükleer santrala Çinli şirketlerin ilgi göstermelerinin beklendiğini söyledi. China Daily'e konuşan Mercan, santralın toplam kapasitesinin 5.000 megawatt olarak planlandığını ifade etti. 

http://emlakkulisi.com/turkiye-ucuncu-nukleer-santral-icin-yer-tespit-calismalarina-hiz-verdi/457416

Tuesday, 15 March 2016

13 Mart 2016 günü Ankara Atatürk Bulvarı üzerinde meydana gelen bombalı saldırı için T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI BASIN AÇIKLAMASI yayımladı



Basın Açıklaması

15 Mart 2016 Salı
T.C.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

 
BASIN AÇIKLAMASI
15.03.2016
 
NO:2016/22
 
 
 13 Mart 2016 günü Ankara Atatürk Bulvarı üzerinde hareket halindeki bomba yüklü bir araçla otobüs durağında bekleyen vatandaşlarımıza yönelik gerçekleştirilen hain terör saldırısının aydınlatılmasıyla ilgili olarak yapılan çalışmalar neticesinde;
 
      Menfur saldırıyı yapan kişinin, 1992 doğumlu Kars/Kağızman nüfusuna kayıtlı Seher Çağla Demir olduğu,
      Şahsın 2013 tarihinden itibaren bölücü terör örgütü PKK içinde yer aldığı, daha sonra Suriye’ye geçtiği ve YPG terör örgütü içerisinde terör         eğitimi aldığı tespit edilmiştir. 
 
Konuyla ilgili soruşturma bütün yönleriyle devam etmektedir.
 
Bölücü terör örgütü tarafından gerçekleştirilen bu menfur saldırıda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına ve aziz milletimize başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. 
 
Terörle mücadele konusunda yürütülen çalışmalar aynı kararlılıkla devam edecektir.
 
         Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

AK Parti, CHP ve MHP'den Teröre Karşı Ortak Deklarasyon


AK Parti, CHP ve MHP'den Teröre Karşı Ortak Deklarasyon

AK Parti, CHP ve MHP teröre karşı ortak deklarasyon yayınladı. Bildiride "TBMM bu konuda üstüne düşen milli sorumluluğun farkında" denildi. HDP ise deklarasyona imza atmadı.



AK Parti, CHP ve MHP'den Teröre Karşı Ortak Deklarasyon
AK Parti, CHP ve MHP Ankara'da yaşanan patlama ve terör olayları üzerine ortak bildiri yayınladı. HDP ise teröre karşı ortak bildiriye imza atmadı. Bildiride "TBMM bu konuda üstüne düşen milli sorumluluğun farkındadır" ifadeleri yer aldı.
AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı, CHP Grup Başkanvekili Levent Gök ve MHPGrup Başkanvekili Oktay Vural'ın imzasıyla yayımlanan deklarasyonda, "13 Mart'taAnkara'da doğrudan milletimize yönelmiş vahşi terör saldırısı, bir kez daha milleti ve onun iradesinin temsilcisi olan bizleri derin bir üzüntüye sevk etmiştir" ifadesine yer verildi.
"HAYATINI KAYBEDENLER HEPİMİZİN EVLATLARI"
Deklarasyonda, şunlar kaydedildi:
"Hayatını kaybeden bu ülkenin evlatları, hepimizin evlatlarıdır ve onların acısı aileleri, yakınları, sevenleri kadar milletimizin ortak acısıdır.
Terör saldırılarının arkasında Türk milletinin birliğine ve Türkiye Cumhuriyeti'nin bütünlüğüne yönelik tarihi emeller vardır.
"HALKIN, TERÖRÜN AMACINI BOŞA ÇIKARTTIĞINI GÖRMEK EN ÖNEMLİ TESELLİ KAYNAĞIMIZ"
Terörün kanlı eylemleriyle yapmaya çalıştığı halkta bezginlik, karamsarlık doğurmak, ortak gelecek duygusuna darbe vurmaktır. Uzun tarih içinde her türlü sorunu ortak dayanışma, kararlılık, cesaretle aşan, kaderini kendi azim ve iradesiyle yazan milletimizin terör karşısında da aynı kararlılıkla davranarak, terörün amacını boşa çıkarttığını görmek bu derin acımız karşısında en önemli teselli kaynağımızdır.
"TBMM, ÜSTÜNE DÜŞEN SORUMLULUĞUN FARKINDA VE ŞUURUNDA"
Millet iradesinin tecelligahı olan TBMM bu konuda üstüne düşen milli sorumluluğun farkında ve şuurundadır.
Milli iradeyi temsil etmekten onur duyan bizler, ortak kaderimize ve geleceğimize duyduğumuz derin inançla teröre karşı sergilenen kararlılığa tercüman olmanın ve müşterek acıyı paylaşmanın her türlü siyasi ve ideolojik aidiyetten daha önemli olduğunu ifade ediyoruz.
"SOĞUKKANLI TAVRIN, DİKKATLİ DİL VE ÜSLUBUN ÖNEMİNİ BU VESİLEYLE VURGULAMAK İSTERİZ"
Karmaşık ve sorunlu bir coğrafyanın parçası olan ülkemizde, barışın ve huzurun tesis edilmesi bakımından herkese ve her kuruma sorumluluk düştüğünü, olaylar karşısında soğukkanlı tavrın, dikkatli dil ve üslubun önemini bu vesileyle vurgulamak isteriz.
Milletimizin başı sağolsun."

Keşan Devlet Hastanesi Diyetisyeni Elem Kaya, kullanılan tuz miktarının önemine dikkat çekti.



Keşan Devlet Hastanesi Diyetisyeni Elem Kaya, kullanılan tuz miktarının önemine dikkat çekti.

Turkey's resilience

Turkey's resilience

Published9 hours ago
Illustration by Necmettin Asma - twitter.com/necmettinasmaIllustration by Necmettin Asma - twitter.com/necmettinasma


Turkey will continue to fight against PKK terrorism to protect its citizens, including the Kurds. Turkey will also remain an active member of the anti-DAESH coalition

The terrorist attack in Ankara on March 13 is the latest in a string of attacks in recent months. Turkey becomes a target of international terrorism as it intensifies its fight against DAESH on the one hand and the PKK on the other. Despite the chaos and terror such attacks cause, Turkey will not give in to the politics of terrorism. Turkey's resilience and resolve will be crucial to contain and destroy this menace.

These recent attacks by DAESH and the PKK are the latest consequences of the five-year Syrian civil war. As DAESH is squeezed by coalition forces along the Turkish-Syrian border, it attacks Turkish towns and cities to pressure Turkey. DAESH has already declared Turkey an enemy target. Its online outlets even describe Turkey and President Recep Tayyip Erdoğan as enemies of Islam.

The PKK is following a similar tactic. As it is cornered in the southeastern cities of Diyarbakır, Hakkari, Şırnak and Mardin, it carries out terrorist attacks in Ankara and other big cities. Their calculation is that these attacks will create such public fear and reaction that the government will be forced to end its anti-terror operations against the PKK. Both calculations are wrong. Turkey will not give in to terrorist threats from either DAESH or the PKK.

While the West presents DAESH and the PKK Syrian affiliate Democratic Union Party's (PYD) armed People's Protection Units (YPG) fighting against each other in Syria, they are united in their stance against Turkey. Both terrorist organizations use similar methods and tactics to cave Turkey in. They both assume that killing scores of people will change the political climate and public opinion to have their demands accepted.

While we mourn our dead and look after the wounded and their families, we have to see all this within the larger picture of the ongoing Syrian civil war and the PKK's manipulation of it. Ankara has been warning the world against the spillover effects of the Syrian civil war not only for itself, but also for the Middle East and Europe. Given the failure of the international community to protect the Syrian people and stop the bloodshed in their country, the spread of DAESH terrorism to Belgium, France and Tunisia, to remember just a few of the recent terrorist attacks, was almost inevitable.

The refugee crisis, originating primarily from Syria, has already led to a major crisis in Europe. How and when the flow of refugees will stop remains a challenging question for Turkey, Greece, Brussels and the rest of Europe. The negotiations that Prime Minister Ahmet Davutoğlu has with European leaders have a high chance to manage the influx of refugees from Syria and elsewhere to Europe. The root cause of the problem, however, lies not in Turkey or the Greek islands, but in Syria.

Ankara's concerns over the PKK have once more proved to be true. Many commentators in the West look over the PKK's manipulation of the Syrian civil war for its own interests. They do this in the name of fighting DAESH. But the reality is that the PKK sabotaged the reconciliation process in Turkey and sought to take advantage of the carnage in Syria. As PKK leaders have said over the last year, the PKK will not disarm as long as the war in Syria continues. Why? Because it sees the Syrian civil war as a savior to justify its armed struggle against the Turkish state. The PKK and its Syria branch feel emboldened and even encouraged to continue terrorism on the pretext of fighting DAESH. It is no secret that PKK terrorists operating in Turkey are now getting material support from PYD-controlled areas in Syria.

Strangely enough, some criticize Ankara for raising the issue of the PKK in the context of the Syrian civil war and the anti-DAESH fight. They even accuse Turkey of diverting attention from the fight against DAESH to the PKK. The attacks of Feb. 17 and March 13, among others, show the extent of the PKK threat to Turkey. Raising the issue of the PKK as a serious threat to Turkey's security is not a diversion from the fight against DAESH. To the contrary, Ankara is right to underline the dual danger of the PKK and DAESH, as both target Turkey for their respective interests. It is a shame that some fail to see this simple fact.

No one would have objected to the U.K.'s concentration on Irish Republican Army (IRA) terrorism in the 1980s and 1990s when there were other terrorist threats such as al-Qaida around the world. The same applies to Spain's justified focus on Basque Homeland Freedom (ETA) terrorism when the world was simultaneously dealing with other terrorist threats. Turkey's position vis-a-vis the PKK and DAESH is no different. Just because the PKK attacks Turkey and not Western targets does not make it less of a security threat or a negligible terrorist organization.

Turkey will continue to fight against PKK terrorism to protect its citizens, including the Kurds. Turkey will also remain an active member of the anti-DAESH coalition. Focusing on DAESH, however, cannot be an excuse to turn a blind eye to PKK terrorism. Ankara is fully justified to demand its allies stand by it against all forms of terrorism.
http://www.dailysabah.com/columns/ibrahim-kalin/2016/03/15/turkeys-resilience

'Gayrimenkul sertifikası' ile kazanç imkanı



Gayrimenkul sertifikası ile kazanç imkanı

Başbakan Yardımcısı Şimşek, "Dar gelirli vatandaşlarımız gayrimenkul fiyatlarındaki yükselişten faydalanma imkanına kavuşacak" dedi.

Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Şimşek yaptığı açıklamada, Borsa İstanbul’da gayrimenkul sertifikalarının işlem görmesi amacıyla çalışmaların hızla devam ettiğini belirtti.
 
Bu kapsamda TOKİ ile hem Başkanlık hem de teknik seviyede görüşmeler yapıldığını anlatan Şimşek, iki aracı kurum ile TOKİ arasında yapılan toplantılara da Borsa İstanbul'un katılım sağladığını ifade etti.
 
Gayrimenkul sertifika ihraçlarının başlaması ve bu konuda TOKİ’nin önderlik etmesi halinde başka ihraçların da geleceğini ifade eden Şimşek, bu ihraçlar ile konut piyasasındaki hareketliliğin sermaye piyasalarına yansıyacağı ve sermaye piyasaları ile reel sektör entegrasyon sürecinin hızlanacağının düşünüldüğünü vurguladı.
 
Gayrimenkul sertifikalarının, gösterge niteliğinde konut fiyatlarının oluşması, hızlı finansman neticesinde toplanan fonların yeni projelere aktarılmasına da imkan sağlayacağına dikkat çeken Şimşek, bu sayede sektörün büyüme hızının artacağını vurguladı.
 
Dar gelirliler gayrimenkul fiyatlarındaki yükselişten faydalanabilecek
 
Şimşek, "Dar gelirli vatandaşlarımız açısından da kuraya katılıp, kurada konut çıkmaması ya da konutun peşinatını ödeyebilecek durumda olunmaması durumlarında dahi en azından mali güçleri nispetinde gayrimenkul sertifikası alma ve gayrimenkul fiyatlarındaki yükselişten faydalanma imkanı sağlayacaktır" dedi.

Kocaeli Kandıra Ghsim :" 2015 - 2016 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI KANDIRA OKUL SPORLARI 2. LİG KÜÇÜK ERKEKLER FUTBOL FİKSTÜRÜ ÇEKİLDİ..."



Kocaeli Kandıra Ghsim :" 2015 - 2016 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI KANDIRA OKUL SPORLARI 2. LİG KÜÇÜK ERKEKLER FUTBOL FİKSTÜRÜ ÇEKİLDİ..."

2015 - 2016 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI KANDIRA OKUL SPORLARI 2. LİG KÜÇÜK ERKEKLER FUTBOL FİKSTÜRÜ ÇEKİLDİ...
A GRUBU
1- ZAFER ORTAKULU
2- AKÇAOVA ORTAOKULU
3-BOZBURUN ORTAOKULU
4- KAYMAZ ARAMAN ORTAOKULU
B GRUBU
1- İMAM HATİP ORTAOKULU
2- ÇERÇİLLİ SEFA SİRMEN ORTAOKULU
3- ANADOLU KALKINMA VAKFI BALLAR ORTAOKULU
4- TASVİRE HURŞİT GÜNEŞ ORTAOKULU

Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts