Thursday, 3 November 2016

TBMM'de toplam 11 milyon 818 bin 370 TL'lik hasar meydana geldi'


TBMM'de toplam 11 milyon 818 bin 370 TL'lik hasar meydana geldi'

TBMM Başkanvekili Aydın, 15 Temmuz darbe girişimi dolayısıyla TBMM Ana Binasında ve Ziyaretçi Kabul Binasında büyük hasar meydana geldiğini belirterek, toplam hasar tutarının 11 Milyon 818 bin 370 TL olduğunu bildirdi.
'TBMM'de toplam 11 milyon 818 bin 370 TL'lik hasar meydana geldi'
TBMM
TBMM'nin 2017 yılı bütçesi üzerinde sunumu, Meclis Başkanvekili Ahmet Aydın yaptı.
16 Temmuz 2016 Cumartesi günü yapılan toplantıyla ilgili bilgi veren Aydın, "İstiklal Harbini bizzat yöneterek 'Gazi'lik unvanı alan Meclisimiz, 26. Dönemde gösterdiği kararlılıkla ikinci defa Gazi unvanını hak etti." dedi.
15 Temmuz darbe girişimi dolayısıyla TBMM Ana Binasında ve Ziyaretçi Kabul Binasında büyük hasar meydana geldiğini dile getiren Aydın, toplam hasar tutarının 11 Milyon 818 bin 370 TL olduğuna dikkati çekti.
Aydın, "Meclisimizin 15 Temmuz’daki bombalanması sırasında ne yazık ki Meclis çalışmalarının yapılabileceği bir sığınak olmadığı gerçeğiyle karşılaştık." dedi.
Binanın altında olduğu bildirilen ve sığınak olarak ayrılan yerin de sığınak olmadığını ve günümüz sivil savunma normlarına göre yetersiz ve uygun olmadığının yakinen görüldüğünü vurulayan Aydın, "Bu durumda; Meclis çalışmalarının her halükarda yapılabileceği, günümüz şartlarına uygun, deprem, sel, nükleer saldırı ve benzeri her türlü afet ve saldırıya karşı donanımlı ve fonksiyonel bir sığınak ihtiyacı elzem hale gelmiştir." ifadesini kullandı.
Eski Halkla İlişkiler Binasının kat yüksekliğinin çok düşük olduğunu, binada havalandırma tesisatının bulunmadığını belirten Aydın, "Günümüz şartlarına elverişli bir sığınak bulunmamaktaydı. Benzer birçok eksiklik vardı. Kaldı ki bina; 2007 Yılı Deprem Yönetmeliğine uygun olmayıp güçlendirme tadilatı yapıldığında büyük bir maliyet gerektirmekte, iç mekanlarda oluşacak daralma sebebiyle binanın kullanım fonksiyonu ve konforu azalmaktaydı. Bu blokların, kültür varlığı olarak tescili bulunmamaktadır. Söz konusu bina belirtilen gerekçeler ve Başkanlık Divanı kararı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkililerince hazırlanan teknik rapora istinaden yıkılmış ve yeni bir bina yapılması kararı alınmıştır." dedi.
Binanın altında otopark alanları bulunacağını, Genel Kurulun acil durumlarda güvenli bir şekilde toplanabileceği yeni bir mekanın planlandığını ifade eden Aydın, şöyle devam etti:
Sivil Savunma Yönetmeliği şartlarında en son normlara göre inşası tamamlanacaktır. Netice olarak sığınak; içerisinde su deposu, sağlık odası, jeneratör, kesintisiz güç kaynağı (UPS), soğuk hava ve kuru erzak depoları, mutfak, acil iletişim ve basın odası, toplantı salonları, yaşam alanları olacak şekilde projelendirilecektir. Münferit havalandırma, mescit ve lavabo ve benzeri
müştemilatlar tasarlanacaktır. Yapılacak binada; kulislerdeki yoğunluğu azaltmak ve girişi sınırlandırmak
için fonksiyonel ve çok gayeli komisyon toplantı salonları, okuma salonları,
bahçeli restoran ile Yasama Organı Eski Üyeleri ve misafirler için uygun
mekanlar oluşturulacaktır."

Anayasa Mutabakat Komisyonu'nun çalışmaları

TBMM'nin millet adına yasama ve denetim faaliyetlerini yürüttüğünü hatırlatan Aydın, bu doğrultuda 26'ncı Dönem Birinci Yasama Yılında en önemli faaliyetlerinden birinin Anayasa Mutabakat Komisyonu çalışmalarını yeniden başlatmak olduğunu belirtti. 
1982 Anayasası'nda 18 ayrı tarihte değişiklikler yapıldığını, geçici 19 maddeyle 196 maddeden oluşan anayasanın 114 ayrı değişikliğe uğradığını ve yüzde 58'inin yeniden düzenlendiğini anlatan Aydın, "Böylesi insicamını ve bütünlüğünü kaybetmiş bir anayasa Türkiye'yi taşıyacak durumda değildir." diye konuştu. 
Bu komisyonda da mutabakat sağlanamadığı için 16 Şubat'ta çalışmanın sona erdiğini vurgulayan Aydın, "İnancım ve temennim odur ki Meclisimiz bu dönemde yeni bir Anayasa yapacak ve siyasi tarihimizde mümtaz bir yer edinecektir. Böylece siyasi partilerimiz, seçim çalışmalarında en önemli vaatlerinden olan yeni bir anayasa yapma taahhütlerini yerine getirmiş olacaklardır." değerlendirmesinde bulundu. 
26'ncı Dönem Birinci Yasama Yılının yasama ve denetim çalışmaları hakkında da bilgi veren Aydın, başkanlığa 483 kanun tasarısı sunulduğunu, 409 kanun tasarısının Genel Kurul gündemine girdiğini, 88 kanun tasarısının kanunlaştığını belirtti. 

3 yıllık bütçe teklifi

2015 yılı kesin hesap sonuçları ile 2016 yılı bütçesine ilişkin bilgiler de veren Aydın, 2015 yılı bütçesinin 763 milyon 216 bin lira olarak kanunlaştığını, bütçenin yıl içinde yapılan aktarmalarla 800 milyon 466 bin lira olduğunu ve yıl sonu itibarıyla bunun 725 milyon 757 bin lirasının harcandığını aktardı. 
2016 yılı bütçesinin ise 840 milyon 29 bin lira olarak kanunlaştığını, yıl içinde yapılan aktarmalar ve ödenek ilaveleriyle eylül sonu itibarıyla toplam ödeneğin 889 milyon 808 bin 869 lira olduğunu belirten Aydın, bu ödenekten eylül sonu itibarıyla 589 milyon 982 bin 189 liranın harcandığını kaydetti. 
2017 yılı bütçe teklifine ilişkin açıklamada bulunan Aydın, şu ifadeleri kullandı:
"2017 yılı bütçe teklifimiz 981 milyon 589 bin lira olarak Komisyon'a sunulmuştur. Ayrıca TBMM'ye bağlı olan Kamu Denetçiliği Kurumuna Hazine yardımı olarak, 20 milyon 72 bin lira pay ayrılmıştır. Bu tutar, toplam bütçemizin yaklaşık yüzde 2'sini oluşturmaktadır. Sonuç olarak, 2017–2019 dönemi bütçe teklifimiz hazırlanmış ve 2017 yılı için 981 milyon 589 bin lira, 2018 yılı için 1 milyar 6 milyon 911 bin lira, 2019 yılı için de 1 milyar 81 milyon 670 bin lira olarak öngörülmüştür."
Muhabir: Alp Özden

KALKINMA İDARELERİ ve KALKINMA AJANSLARINDA YENİ DÖNEM



KALKINMA İDARELERİ ve KALKINMA AJANSLARINDA YENİ DÖNEM

02,Kasım 2016 Çarşamba 13:38:12























Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) ve Doğu Anadolu Projesi (DAP) kapsamında 2017'den itibaren özellikle sosyal ağırlıklı projelere ağırlık verileceğini bildirdi.

Elvan, yaptığı açıklamada, GAP ve DAP ile bölge kalkınmasına bugüne kadar çok önemli katkı sağlandığını söyledi.

BÖLGE KALKINMA İDARELERİ’NDE SOSYAL PROJELERE AĞIRLIK VERİLECEK


Özellikle GAP çerçevesinde bugüne kadar ağırlıklı olarak fiziki ve küçük ölçekli yatırımlara destek verme yaklaşımının benimsendiğine işaret eden Elvan, "Sosyal projelere çok fazla ağırlık verilmemişti ama yeni dönemde, 2017'den itibaren DAP ve GAP İdarelerimiz, özellikle sosyal ağırlıklı projelere ağırlık verecek." değerlendirmesinde bulundu.

Bu çerçevede kadınlara ve gençlere yönelik projelere ağırlık verileceğini bildiren Elvan, şöyle devam etti:

"Gençlerin nitelikli vasıflı hale getirilmesi, bunların istihdamına yönelik çalışmalarımız olacak. Kadınlarımıza yönelik programlarımız olacak. Öte yandan kırsal alana yönelik GAP ve DAP idarelerimizde talep edilen hususlar söz konusu oluyor. Bunlara yönelik desteklerimiz de devam edecek. Gayet iyi çalışıyorlar. Önümüzdeki yıldan itibaren sosyal konulara biraz daha fazla ağırlık vereceğiz. İnsan yetiştirmeye daha fazla ağırlık vereceğiz."


KALKINMA AJANSLARINDA YENİ DÖNEM


Elvan, kalkınma ajanslarının illerin ve bölgelerin kalkınmasına önemli katkılar sağladığına dikkati çekti.

Ajansların özellikle illerdeki proje altyapısının geliştirilmesi yönünde ciddi bir katkıları olduğunu belirten Elvan, "Eskiden bazı bölgelerden proje gelmiyordu. Proje oluşturma kapasitesi hiç yoktu. Ajanslar sayesinde göreceli olarak geri kalmış iller başta olmak üzere ciddi bir proje altyapısının oluştuğunu görüyoruz. Bunu önemli ölçüde geliştirdik." diye konuştu.

Elvan, kalkınma ajanslarında yapısal dönüşüme gidilmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Artık kalkınma ajansının daha çok insan altyapısının geliştirilmesine zaman ayırması, kaynak ayırması gerektiğini düşünüyorum. Kalkınma ajansları zaman içinde daha çok destek veren, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) benzeri bir yapıya dönüşmüş. Artık biz o yapıdan tekrar döneceğiz. İlin gelişmesine, kalkınmasına odaklanan bir çalışma programı yol haritasını ortaya koyacağız.

Birkaç gün önce bir ile gittim. İl merkezinde belediyeye ait ana yolun yapımını kalkınma ajansı üstlenmiş. Böyle bir şey olabilir mi? O yolun yapımı kalkınma ajansının asli işi değil. Belediyenin asli işi. Kurumların asli işi olan alanları kalkınma ajansları girmeyecek artık. Kalkınma ajansı bir anlamda o ilin kalkınmasını sağlayacak çok önemli bir proje varsa destekleyecek. O nedenle kalkınma ajanslarının yapısını değiştireceğiz. Özellikle yönetim yapısını değiştireceğiz. Önümüzdeki günlerde bunun ne olduğunu sizlerle paylaşacağız. Yönetim yapısını kesinlikle değiştiriyoruz, bu konuda çalışmalarımızı hemen hemen tamamladık."

Rektör Mikati : "Darbenin başarısız olması İstanbul'un fethi kadar sevindirdi"

"Darbenin başarısız olması İstanbul'un fethi kadar sevindirdi"

Lübnan Trablus Üniversitesi Rektörü Mikati, 15 Temmuz darbe girişiminin başarısız olmasının, İstanbul'un fethi kadar sevindirdiğini söyledi.

"Darbenin başarısız olması İstanbul'un fethi kadar sevindirdi"
SAKARYA - İbrahim Yozoğlu - Onur Orhan
Lübnan Trablus Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rafet el-Mikatidarbe girişimigecesi gelişmeleri yakından takip ederek, tüm aile fertleriyle Türkiye için dua ettiklerini ve Türk milletinin direnişinden etkilendiği için yaşananları kaleme aldığını söyledi.
Darbe girişiminden sonra Lübnan halkının büyük çoğunluğunun Arap ülkesindeki halklar gibi ruhen ve bedenen Türk halkıyla dayanışma içinde olduğunu belirten Mikati, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, o gece televizyonlara bağlanıp halka sokağa çıkmalarını söyleyince, biz de Türk halkı gibi bundan büyük bir sevinç duyduk. Olayları yakından takip ettik. Türkiye'deki dostlarımızla devamlı haberleştik. Halkın büyük çoğunluğu Türkiye için dua ediyordu, Kur'an-ı Kerim okuyordu." diye konuştu.
Mikati, Türkiye'deki dostlarına destekleri ilettiklerini aktararak, "Askeri darbeler, Arap ülkelerinde bilinen bir şeydir. Türkiye'de 15 Temmuz gecesi yaşanan olayları, nefeslerimizi tutarak takip ettik. Türk halkının sokağa indiğini ve kendi kaderini eliyle belirlediğini görünce bundan çok büyük mutluluk duyduk. Darbenin başarısız olması İstanbul'un fethi kadar sevindirdi." ifadesini kullandı.
Darbe girişimi gecesi yaşanan olayları anlatan kasideyi Cumhurbaşkanı Erdoğan'a övgü değil, o gece olayların her bir dakikasına tarihi bir not düşmek amacıyla yazdığını anlatan Mikati, kasidenin kendisi ve ailesinin hislerini ifade ettiğini dile getirdi.
Mikati, "Bu girişimin başarısız olmasından dolayı duyduğumuz sevinç, İstanbul'un fethinden dolayı duyduğumuz sevince denk bir sevinç, o kadar büyük bir sevinçtir." dedi.
Akademisyenler olarak İslam dünyasındaki her türlü problemle ilgilenmeleri gerektiğini vurgulayan Mikati, Türklerin eskiden olduğu gibi günümüzde de bunu yaptığını, bu nedenle Türklere devamlı dua ettiklerini ifade etti.

Adıyaman Belediye ASKİM KIŞA HAZIR




 Adıyaman Belediyesi Su ve Kanalizasyon İşleri Müdürlüğü, şehir genelinde kış mevsimine hazırlık çalışmaları yaptı.
   Havaların soğuması ile birlikte rutin çalışmaların yanında kış hazırlıklarını da sürdüren Su ve Kanalizasyon İşleri Müdürlüğü ekiplerimiz, şehir genelinde bakım çalışmalarını tamamladı.
   Kış mevsimi boyunca altyapı sorunlarını minimuma indirmek için gerekli çalışmaları yaptıklarını söyleyen yetkililer şunları söylediler: “ASKİM olarak kış hazırlıklarını büyük ölçüde tamamladık. İki ekibimiz sadece bu sene yatırım programına dahil edilen yağmur suyu hatlarının ızgaraları için çalışıyor. Mesela, Park Hospital’in çevresi kısmi olarak bitti, ancak kalan kısmı tamamlamak için yağışları bekliyoruz. Akkonutların yanında yeni yapılan kavşakta da ızgara çalışmalarımız devam ediyor. Yine aynı bölgede döşediğimiz altyapının yüzeysel beslemeleri yapılıyor. Yine Temizlik İşleri Müdürlüğümüzden gelen arkadaşlarımızla birlikte şehir merkezinde ve şehrin muhtelif yerlerindeki ızgaralarda temizlik çalışmamız da rutin olarak devam ediyor. Bunların yanında kış öncesi yeni dökülen asfaltlarda baca çalışmalarımız sürüyor. Özellikle Sümerevler, Alitaşı ve Bahçelievler Mahallelerinde yaklaşık bir aydır kış öncesi bacaların yeryüzüne yükseltilmesi çalışmalar devam ediyor. Bundaki amacımız, olası bir aksilikte direk müdahale şansının oluşabilmesi. Şiddetli bir yağmura karşı ise dağdan gelen yağmur suyunu Eğriçayı’na taşıması için daha önce şehrin kuzey kısmında tarlaların ortasında açtığımız trapez kanalın temizliğini de yaptık. Bulvardaki yağmur suyu menfezleri Karayolları’na ait olmasına rağmen biz de kanal olarak kullandığımız için buralardaki baksları temizliğini de biz yapacağız. İçme suyu anlamında da, yol boyunca isale hatlarımızdaki kapitajların bakımı yapıldı. Bunların dışında da bizim asıl işimiz yağmurlar yağmaya başladıktan sonra başlıyor.”


ÖNEMLİ DUYURU: ADRES DEĞİŞİKLİĞİ


ÖNEMLİ DUYURU: ADRES DEĞİŞİKLİĞİ

TÜRKİYE MUAYTHAİ FEDERASYONU BAŞKANLIĞI  :" 

Federasyonumuzun Ankara/Ulus'ta bulunan merkezi taşınmıştır.

Yeni faaliyet adresimiz;

TÜRKİYE MUAYTHAİ FEDERASYONU BAŞKANLIĞI

ANITTEPE MAHALLESİ, GENÇLİK CADDESİ NO: 5/5 ÇANKAYA/ANKARA

olarak değişmiştir.

İlgililere önemle duyurulur."



http://www.muaythai.gov.tr/Image/244/Onemli-Duyuru-Adres-Degisikligi

Wednesday, 2 November 2016

Deliorman çayırlarından dünya şampiyonluğuna



Deliorman çayırlarından dünya şampiyonluğuna

Bulgaristan'ın Deliorman çayırlarında 12 yaşındayken güreşlere başlayan milli güreşçi Aydın Halimoğlu, Polonya’da yapılan Veteranlar Dünya Güreş Şampiyonası'nda altın madalyanın sahibi oldu.

Deliorman çayırlarından dünya şampiyonluğuna
ANTALYA-Servet Tümer
Bulgaristan'ın Deliorman bölgesinde güreşlere başlayan ve halen Antalya'nın Serik ilçesinde belediyenin spor kulübünde güreş altyapı takımını çalıştıran 42 yaşındaki Aydın Halimoğlu, Polonya'da yapılan Veteranlar Dünya Güreş Şampiyonasında 40-45 yaş 130 kiloda aldığı altın madalyanın ardından artık bu spora yeni sporcular yetiştirmeyi istiyor.
Polonya'nın Walbrzych şehrinde düzenlenen şampiyonada yaş ve kilosunda altın madalya kazanarak dünya şampiyonu olan milli güreşçi Aydın Halimoğlu, Bulgaristan'daki Deliorman çayırlarından dünya şampiyonluğuna uzanan başarı hikayesini AA muhabirine anlattı.
1974 yılında Bulgaristan'ın Kırcaali şehrinde doğan Halimoğlu, 5 yaşında köylerinde yapılan panayır güreşlerine heveslenerek bu spora merak saldığını söyledi. Babasının işi gereği bir süre Sovyetler Birliği'nde kalan Halimoğlu, 12 yaşında Bulgaristan'a geri dönünce spor okulu seçmelerine girdiğini kaydetti.
O yıllarda Bulgaristan'da Türklere zulüm yapıldığını ve kendisini bu nedenle kazanmış olmasına rağmen spor okuluna kabul etmediklerini ifade eden Halimoğlu, "Ben de hırs yaptım her sabah koşuyordum, antrenman yapıyordum. Sonraki yıllarda bazı nedenlerle Deliorman'ın Cuma kasabasına göç etmek zorunda kaldık. Deliorman'da güreş hayatımı sürdürdüm. 3 sene orada çayır güreşleri yaptım." dedi.

Güreşlere Türkiye'de devam etti

Türkiye'ye 1989 yılında göç ettiklerini anlatan Halimoğlu, geldikten sonra da Bursa, Ankara ve İzmit'te çeşitli spor kulüplerinde güreşlere devam ettiğini belirtti. Bu sürede yıldızlar, gençler ve büyükler kategorilerinde Türkiye şampiyonlukları olduğuna değinen Halimoğlu, "İlk dünya şampiyonluğumu 35-40 yaş grubunda 97 kiloda Ankara'da 2009 yılında aldım. 2011 yılında ise Arnavutluk'un Tiran şehrinde 130 kiloda tekrar dünya şampiyonu oldum." ifadelerini kullandı.
Antrenörlüğünü yaptığı Serik Belediyesi Spor Kulübü'nde güreş altyapı takımının antrenmanlarına gelip giderken forma girmeye başladığını ve bu yıl ekim ayında yapılan Veteranlar Dünya Güreş Şampiyonası'na hazırlanmaya karar verdiğini belirten Halimoğlu, şöyle konuştu:
"Polonya'da yapılan Veteran Dünya Şampiyonası'nda 40-45 yaş 130 kiloda temsil ettiğim Türk Milli Takımı adına yeniden dünya şampiyonu oldum. Çok mutluyum. Ülkemizde spor tesislerine önem verilirse özellikle bu yöreden daha çok başarılar çıkacağına inanıyorum. Çünkü çok yetenekli çocuklarımız var."

http://aa.com.tr/tr/yasam/deliorman-cayirlarindan-dunya-sampiyonluguna/676177

Sovyetlerin yıktığı camiyi Türkiye yeniden inşa etti


Belarus'un başkenti Minsk'te 54 yıl önce Sovyet rejimi tarafından yıkılan Minsk Camisi, Türkiye'nin katkılarıyla yeniden inşa edildi.

Sovyetlerin yıktığı camiyi Türkiye yeniden inşa etti

MİNSK - MİKALAİ ANİSHCHANKA
Yaklaşık 100 bin Müslümanın yaşadığı Belarus’ta, 1890 yılında inşa edilen ancak SSCB döneminde yerine otel yapmak için yıkılan Minsk Camisi, Türkiye Diyanet Vakfı tarafından aslına uygun olarak yaptırıldı.
Yapımına 2014 yılında başlanan caminin açılışı 11 Kasım’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Belarus Devlet Başkanı Aleksandır Lukaşenko, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez ve Avrasya bölgesinden dini temsilcilerin katılımıyla yapılacak.
Aslına uygun olarak projelendirilen cami Tatar mimarisine göre yapıldı. Türkiye Diyanet Vakfı tarafından Ankara’da yaptırılan mihrap, minber, kürsü ile halı, tezyinat çalışmaları ise klasik Osmanlı izlerini yansıtıyor.
Minsk Camisi, sosyal ihtiyaçlara da karşılık verecek şekilde tasarlandı. Giriş katında konferans salonu, sergi salonu-fuaye ve bilgisayar odaları bulunan camide 2 bin 500 kişi aynı anda ibadet edebilecek.

IPARD desteklerinin kırmızı et sektörüne etkileri



IPARD desteklerinin kırmızı et sektörüne etkileri

TKDK'nın üç ayda bir yayınlanan Kırsal Kalkınma Dergisinin son sayısında, IPARD desteklerinin kırmızı et sektörüne etkileri kapak dosyası oldu.
Onur Alaçık tarafından kaleme alınan kapak dosyasında, IPARD I kapsamında kırmızı et üretimine yönelik olarak bugüne dek, toplam yatırım tutarı yaklaşık 607 milyon TL, uygun harcamalar toplam tutarı yaklaşık 369 milyon TL olan 444 proje ile sözleşme imzalanarak sektörde 8 binin üzerinde kişiye istihdam sağlandığı belirtildi.


Onur ALAÇIK - Yerinde Kontrol Uzmanı / Proje İzleme Kontrol Koordinatörlüğü

Günümüzde artan nüfus ve beraberinde azalan doğal kaynakların oluşturduğu tehlikeye karşılık toplum sağlığının korunmasında yeterli ve dengeli beslenmenin önemini her geçen gün daha da arttırmaktadır. Toplumda bireylerin sağlıklı beslenmelerinde gerekli olan bitkisel veya hayvansal üretim kaynaklı temel gıda maddelerinden istenilen düzeyde ve asgari maliyetle ulaşmasının yolunu açacak tarım politikalarının oluşturulması ve geliştirilmesi çok önemli bir husustur.



Bahsi geçen temel gıda maddelerinin içerdiği protein miktarı itibarıyla hayvansal gıdalar ön plana çıkmakta olup, bu konuda yapılan araştırmalar yeterli ve dengeli beslenme için günlük protein ihtiyacının en az %40-50'sinin kırmızı et, beyaz et, süt ve yumurta gibi hayvansal kökenli besin maddelerden temin edilmesi gerektiği vurgulamaktadır. TAGEM verilerine göre AB ülkelerinde kişi başına günlük protein tüketimi 102 gram olup, bunun 70 gramı hayvansal kaynaklı proteinlerden oluşmaktadır.

Ülkemizde yaklaşık 84 gram olan kişi başına protein tüketiminin ise ancak 17 gramı hayvansal kaynaklı proteinlerden karşılanmaktadır. Yani gelişmiş ülkelerde tüketilen günlük protein miktarının yaklaşık %70'i hayvansal gıdalardan sağlanırken, ülkemizde tüketilen günlük protein miktarında bu oran %20'lerde kalmaktadır. Hayvansal gıda tüketim kalemlerinde Avrupa Birliği ülkelerinin gerisinde olan ülkemizde, bu fark özellikle kırmızı ette ön plana çıkmaktadır.



Sağlıklı ve dengeli beslemenin vazgeçilmez protein kaynağı olan kırmızı et, özellikle çocukların ve gençlerin gelişmesinde önemli yere sahiptir. Bu kaynağın devamlı ulaşılabilir hale getirilebilmesinin ekonomik açıdan da en uygun olan hali, elbette ki ülke sınırlarımız içerisinde kendi yetiştiricimiz tarafından üretilen büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar olacaktır. Yetiştiriciliği yapılan bu hayvanların AB standartlarında, sağlıklı ve hayvan refahına uygun şartlarda yetiştirilebilmesi ancak belirli denetimlerin yapılması ve teşviklerin verilmesiyle sağlanabilir.

Bu anlamda et sektörünün bütüncül gelişimi amaçlanmış olup hayvan sağlığı ve ürün kalitesinin AB standartlarına ulaşmasında IPARD destekleri çok etkili olmaktadır. Aynı zamanda modern hayvancılık üretim işletmelerinin sayısı verilen destekler sayesinde her geçen gün artmaktadır.
ET VE ET ÜRÜNLERİNE GENEL BAKIŞ

Halkın gelir seviyesinin ve nüfusun artış gösterdiği ülkemizde, ekonomik kalkınmanın yanı sıra sosyal ve kültürel kalkınma çabalarının sürdürülebilirliğinin de devam ettirilmesi gerekmektedir. Sürdürülebilir kalkınma göstergeleri arasında, tüketim ve üretimin seviyeleri göz önüne alındığında, sağlıklı bireylerin oluşmasında et ve et ürünleri sektörü önemli bir yere sahiptir. Et üretimine girdi sağlayan hayvancılık sektörü; gıda ihtiyacının karşılanmasını sağlayan, nüfusun önemli bir bölümüne istihdam yaratan, sanayi sektörünün birçok dalına girdi sunan ve ihracat potansiyeli ile de gelişmiş ülkelerde bir endüstri haline gelmiş, ekonominin ayrılmaz bir parçası olmuştur.

Bu durum, hayvancılığın ulusal düzeyde geliştirilmesi gereken önemli bir sektör olduğunu ortaya koymaktadır. Kırmızı et üretimi, yem sanayi, deri sanayi ve mezbaha yan ürünlerinin değerlendirildiği rendering ürünleri için önemli ham madde kaynağını oluşturmakta olup, Kurumumuz tarafından desteklenen IPARD sektörleri arasında yerini almıştır.



DÜNYADA HAYVAN VARLIĞI

Gelişen dünyamızda kırmızı et sektörünün gelişmesinde küresel et talebinin yükselmesinin yanı sıra, üretim ve işleme verimliliğin artmasının da etkisi olmuştur. Dünyada tarımsal üretim değeri 2010 yılında 3,3 trilyon ABD dolarına yaklaşmış ve bu değere hayvancılık sektörünün katkısı %34 oranında gerçekleşmiştir. Et üretiminin büyük bir bölümünü oluşturan dünya sığır eti üretimi, 2013 FAO verilerine göre 67,7 milyon ton olarak gerçekleşmiş, 13,9 milyon ton küçükbaş et üretimi ile birlikte dünyada kırmızı et üretimi 2013 yılında 81,7 milyon tona ulaşmıştır.

FAO verilerine göre 2000 yılında 1,47 milyar baş olan Dünya büyükbaş hayvan sayısı (sığır ve manda) 2005 yılında 1,56 milyar başa, 2013 yılında ise 1,69 milyar başa ulaşmıştır. Küçükbaş hayvan sayısı (koyun ve keçi) 2000 yılında 1,86 milyar baş, 2005 yılında 2 milyar baş ve 2013 yılında 2,17 milyar baş seviyesinde gerçekleşmiştir. 2000 yılında 16 milyar adet olan kanatlı hayvan varlığı ise yıllar itibarıyla sürekli artış göstererek 2013 yılında 23,9 milyar seviyesine ulaşmıştır.

Görüldüğü üzere dünya büyükbaş, küçükbaş ve kanatlı hayvan varlığı artış eğilimindedir. Dünya kişi başı et tüketim miktarı (sığır eti, koyun eti, domuz eti, kanatlı eti toplamı) 33,8 kg/yıl düzeyindedir.
ÜLKEMİZDE HAYVAN VARLIĞI

Ülkemizde hayvan varlığını TÜİK'in verilerine göre incelediğimizde 2014 yıl sonu itibarı ile 55,83 milyon baş üzerinde olan büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısı 2015 yılında %1 artışla 56,05 milyon seviyesine ulaşmıştır.

Büyükbaş hayvan sayısında %0,98 düşüş; küçükbaş hayvan sayısında ise yaklaşık %1 oranında artış gözlenmiştir. Türkiye'deki toplam kırmızı et üretimi (sığır, koyun, keçi ve manda eti), 2015 yılında bir önceki yıla göre yaklaşık %1,13 oranında artışla 1,15 milyon tona yaklaşmıştır. 2015 yılında bir önceki yıla göre sığır eti üretimi %15,07 oranında artarak ilk defa 1 milyon tonun üzerine çıkmıştır.

Koyun eti üretimi %1 oranında değişim gösterirken, keçi eti üretimi ise %26,9 gibi önemli bir oranda değişim göstermiştir. 2015 yılı içinde toplam 3,76 milyon büyükbaş (sığır ve manda) hayvan kesilirken; aynı yıl içinde toplam kesilen küçükbaş (koyun, keçi) hayvan sayısı 7 milyonu aşmaktadır.



KIRMIZI ET ÜRETİMİNE YÖNELİK GERÇEKLEŞEN IPARD DESTEKLERİ VE SONUÇLARI

Kırmızı et üretimine yönelik yatırımlar IPARD kapsamında desteklenmekte olup, ilgili desteklerin genel amacı, ekonomik sürdürülebilirlik sınırında bulunan küçük ve orta ölçekli sığır, koyun ve keçi işletmelerinin modernize edilmesi, ilgili topluluk standartlarına ulaştırılması ve İyi Tarım/Hayvan Yetiştiriciliği Uygulamalarının gerçekleştirilmesi amacıyla desteklenmesi; böylece Türkiye'nin kırmızı et üretim potansiyelinin artmasına katkıda bulunulmasıdır.

IPARD I kapsamında kırmızı et üretimine yönelik olarak bugüne dek, toplam yatırım tutarı yaklaşık 607 milyon TL, uygun harcamalar toplam tutarı yaklaşık 369 milyon TL olan 444 proje ile sözleşme imzalanarak sektörde 8 binin üzerinde kişiye istihdam sağlanmıştır. Desteklenen projelerin %79,4'ü dağlık alan ya da orman köylerinde yer almakta olup, ortalama kamu katkı oranı % 61,2'dir. Bir projeye sağlanan ortalama destek tutarı ise 828.268 TL olmuştur.
IPARD I kapsamında kırmızı et üretimine yönelik sözleşme imzalanan projelerin faydalanıcılarının %54'ü gerçek kişi, %46'sı ise tüzel kişiliktir. Söz konusu bu faydalanıcıların %9'u kadın, %91'i erkek olup yaklaşık %66'sı 40 yaş altı, %34'i ise 40 yaş üstüdür. IPARD I kapsamında et üretimine yönelik sözleşme imzalanan projelerin %88'i yeni tarımsal işletme, %12'si mevcut tarımsal işletmelerdir.



Söz konusu kırmızı et üretimine yönelik tarımsal işletmelerin %11'i küçükbaş %89'u ise büyükbaş hayvan işletmesidir. IPARD I fonları ile kurulan kırmızı üreten işletmelerin 2013 yılında pazara yaklaşık 1.807 ton et arzı gerçekleştirdiği, 2014 yılında 5.827 ton, 2015 yılında ise bu rakamın 15.801 tona ulaştığı görülmektedir. TKDK tarafından desteklenen ve hayata geçen projelerin ekonomik, çevresel, kurumsallaşma, teknolojik ve sosyo-kültürel etkilerini ortaya çıkartmak amacıyla Prof. Dr. Bülent Gülçubuk ve ekibi tarafından 2015 yılı Mayıs ayında tamamlanan “Etki Değerlendirme Raporu" IPARD I desteklerinin üretimde, istihdamda ve kapasitede belirgin artışlar yarattığını göstermektedir.

Söz konusu raporda 2014 yılı verilerine göre TKDK desteklerinden önce ve sonra bazı illerimizde büyükbaş hayvancılığa dayalı et üretim verileri incelenmiş olup, Ankara'da %7,2, Diyarbakır'da %20,5, Sivas'ta %22,0, Balıkesir'de %1,5, Konya'da %1,6 ve Şanlıurfa'da %11,8 oranında üretimin arttığı tespit edilmiştir.

Sonuç itibarıyla ülkemizdeki kırmızı et üretiminde kaybolan ivmenin tekrar kazanılmasında önemli rol oynayan Kurumumuz, verdiği hibe destekleriyle tarımsal işletmelerin, özellikle de kırmızı et sektörünün gelişmesine katkı sağlamıştır. Verilen hibe destekleri sayesinde genç çiftçiler teşvik edilerek, yüksek standartlara sahip tarımsal işletmelerin kurulması sağlanmış, diğer yetiştiricilerin cesaretlenmesinde de önemli rol oynamıştır. Ayrıca AB standartlarında hayvan refahına uygun yetiştirilen hayvan sayısının artması ile elde edilen yüksek et verimi sayesinde, kırmızı et üretimimiz uluslararası arenada kendisini kanıtlayarak ihracatın da önemli bir lokomotifi haline gelecektir.



Kaynak; TKDK / Kırsal Kalkınma Dergisi

Süt köprüsü kuruldu



Süt köprüsü kuruldu

Süt Köprüsü Projesi kapsamında yurt dışından damızlık düve getirilerek üyelerine dağıtıldı.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Milli Tarım Projesi kapsamında yer alan ‘Hayvancılıkta Model Projeler’in ilk adımında, Kayseri İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğinin Kayseri Büyükşehir Belediyesi, Gıda Tarım İl Müdürlüğü, Orta Anadolu Kalkınma Ajansı ve Ziraat Bankası ile birlikte ortaklaşa yürüttüğü Süt Köprüsü Projesi kapsamında yurt dışından damızlık düve getirilerek üyelerine dağıtıldı. 
2016 yılı içerisinde hazırlanıp onaylanan Süt Köprüsü Projesi kapsamında Ziraat Bankasıyla gerçekleştirilen protokole istinaden, üyelere en az 10 baş hayvan alımı için ipoteksiz olarak anlaşma yapıldı ve ilk etapta 184 adet ithal düve dağıtım töreni Yeşilhisar İlçesinde Saray Hali Tarım İşletmelerine ait Besi çiftliğinde gerçekleştirildi.
Gebe düve dağıtım törenine Kayseri Milletvekili Sami Dedeoğlu, Yeşilhisar Belediye Başkanı Abdulkadir Akdeniz, Develi Belediye Başkanı Mehmet Cabbar, Gıda Tarım İl Müdür yardımcısı Erkan Alkan, Kayseri Pancar Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay, Kayseri İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birlik Başkanı Ünay Çakı ve Birlik üyeleri katıldı.
Gebe düve dağıtım töreni öncesin de konuşan Kayseri Milletvekili Sami Dedeoğlu, “Kayserimiz genel manada ticaret erbabı ve tüccarlarımızla anılsa da aslında Kayserimizin ilçelerinde Tarım ve Hayvancılık ile geçimini sağlayan vatandaşlarımız da oldukça fazla ama maalesef bu alan hep geri planda kalmış. Lakin son 5-10 yılda Kayseri Tarım ve Hayvancılıkta oldukça yol almıştır. Bizler de milletvekili olarak çiftçimize her türlü destek ve katkıyı sunmak için elimizden gelen gayreti göstermeye çalışıyoruz. Develide kurulması için çalıştığımız bir Ziraat ve Teknik Üniversite ile Develi-Yeşilhisar-Yahyalı-Pınarbaşı-Tomarza-İncesu gibi ilçelerimizi de kapsayacak şekilde bir eğitim öğretim ağı ile buradaki çiftçilerimize destek olabilecek öğrenciler yetiştirerek memleketimize hizmet etme imkanı bulmuş olacaklar.Bu arada Ankara’da ilimize ve ilçelerimize tarım ve hayvancılık alanında her türlü destek ve imkanlardan faydalanması için Bakanlarımızla görüşmeler yapmaktayız. Her fırsatta İlimizin, İlçelerimizin sorunlarını dile getirip çözüm arıyoruz.” diye konuştu.
Türkiye Milli Tarım Destekleme Modeli kapsamında Kayserinin de 26 ille birlikte destekleneceğini belirten Milletvekili Sami Dedeoğlu, destek kapsamında alınacak hayvanların bedelinin yüzde 30’unun devlet tarafından karşılanacağını; ayrıca, yeni doğan buzağılara da 4 ay bakmak şartıyla 750 TL destek verileceğini ve 500 büyükbaş düve yetiştiricileri ve 250 baş manda yetiştiricilerine de gereken desteğin sağlanacağını ifade etti.
Kayseri İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birlik Başkanı Ünay ise, Süt Köprüsü Projesi kapsamında Kayseri Büyük Şehir Belediyesi tarafından Birliğe hibe edilen 206 adet Süt Soğutma tankı üreticilere teslim edildiğine dikkat çekerek. Büyükşehir Belediye Başkanına teşekkür etti. Bu Proje kapsamında ayrıca Develi İlçesinde Gıda ve Tarım Bakanlığı destekli 75bin lt kapasiteli Süt depolama ve soğutma Merkezi yapılarak üyelerin kullanımına sunulması, Kayseri il genelinde Birlik Bünyesinde bulunan 2 adet süt nakil aracıyla Günlük 80 Ton Süt toplanarak 40 tonunun süt tozuna gönderilmesi, Bünyan İlçesinde toplam 30 bin lt kapasiteli Süt İşleme tesisi de hizmet ağına dâhil edildiğini belirtti.
Ünay Çakı, “Kayseri İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği tarafından yapılan projelerin Kayserili üreticilerin doğduğu yerde doyup yaşaması ve insan sağlığı için önem arz eden sütün piyasaya daha hijyenik şekilde sunulmasının hedeflendiğini belirtti.Birlik Başkanı Ünay Çakı Birlik tarafından yürütülen ve Süt köprüsü projesinin devamı niteliğinde olan projeleri ise şu şekilde açıkladı; “Düvebank” adı altında Kayserili üreticilerin yüksek verimli hayvanları alıp satabileceği gebe-düve çitliğinin kurulması ve “Kendi Yemini Kendin Yap” projesiyle üreticilerimizin bölgede temin edemedikleri ham maddeleri temin edeceği siloları kurmak için çalışmalar devam etmektedir. Ayrıca, ORAN Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen Çiğ Süt ve Yem Hammadde Analizi Laboratuvarı Projesi onaylanmış olup proje çalışmalarına başlanmıştır. Asıl görevi hayvan ıslahı olan Kayseri İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğine üye 23 bin 992 işletmede 354 bin 806 adet sığır varlığıyla ülkemizde 13. Sırada bulunmaktadır. Kayseri ilinde günlük olarak üretilen 462 bin 000 litre çiğ inek sütünün 80 bin litresini sanayi sektörüne 40bin litresini de sütü süt tozu yaptırmak üzere toplamda 120 bin litre sütü pazarlayarak kar amacı gütmeden üreticisine hizmet vermektedir. Kayseri İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri olarak İstikrarlı şekilde üretim yapacağız ve 2023 de bölgemizin damızlık ihtiyacını karşılar hale geleceğiz. Üreticilerimiz getirilen düvelerin ödemesini 7 yılda yapacak, 2023’e kadar rahat rahat borcunu ödeyecek ve 2023’e borçsuz harçsız verimliliği yüksek işletmeler olarak girecekler. Üreticilerimizin bizden 5 bine yakın düve talebi var, şuan bine yakın düve alımı için işletme sahipleri ile sözleşmelerini yaptık.” diye konuştu.
Yapılan konuşmaların ardından birlik üyelerine çekilen kura sonucunda 10 ar adet gebe düve teslimi yapıldı. Düvelerin pasaportları da Milletvekili Sami Dedeoğlu tarafından Birlik Başkanı Ünay Çakı’ya takdim edildi.

Karaman'daki fuarı 30 bin kişi ziyaret etti


Karaman'daki fuarı 30 bin kişi ziyaret etti

Karaman Ziraat Odası’nın bu yıl resmi anlamda ilkini düzenlediği Tarım Hayvancılık ve Gıda Fuarı büyük ilgi gördü.
Larende Mahallesi’ndeki Kapalı Pazar yerinde kurulan ve 4 gün açık kalan fuarı yaklaşık 30 bin kişi gezdi. Açılan fuarın vatandaşlar tarafından büyük ilgi görmesinin kendilerini sevindirdiğini belirten Karaman Ziraat Odası Başkanı Recep Muğlu, "Oda olarak bu yıl resmi fuar statüsüne alınan fuarın ilkini düzenlemiş olduk. Fuara Karaman başta olmak üzere çevre illerden de birçok firma büyük ilgi gösterdi. Firmalar bu fuarda tarım malzemeleri ile traktörlerini sergileme imkanı buldu. Önümüzdeki yıl ise bu fuarı daha geniş kapsamlı kutlayacağız” dedi.

1. Tarım Hayvancılık ve Gıda Fuarı’na katılmak üzere çevre illerden Ziraat Odası Başkanlarının Karaman’a geldiğini de ifade eden Muğlu, "Bu fuarın düzenlenmesinde bizlere destek olan Karaman Valimiz Süleyman Tapsız, Milletvekillerimiz Recep Konuk ve Recep Şeker ile Belediye Başkanımız Ertuğrul Çalışkan başta olmak üzere herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Muğlu, 4 gün açık kalan fuarı yaklaşık 30 bin kişinin gezdiğini de sözlerine ekledi.

Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts