Tuesday, 15 November 2016
İSLAM DÜNYASINDAKİ SİYASAL BUNALIMLARIN DIŞ DÜNYAYA YANSIMALARI
Çaldıran, Mercidabık ve Dandanakan savaşlarını anlamadan Türklerin Avrupa yolculuğunu anlayamayız. Mercidabık bizi Harameyn'e , Çaldıran ise Ankara ya Dandanakan ise Anadoluya getirir. Gençlere tavsiyem bu üç savaşı neden,nasıl ve nerede kazandığımıza bakmasını istiyorum.Abbasi ve Selçukluların Fatımi ve Şiacıları tahakkümünden kurtulduktan sonra İslamın nasıl da önlenemez bir yükselişe geçtiğini ve Osmanlılarla zirveye çıktığının sanki bir manzumesidir bu üç savaş. Tabii Türkiye Cumhuriyeti adeta İslamın son kalesi olmuş dünya çapında müslümanların son umut ışığı olmuştur. Suriye, ırak,mısır,ortadoğu, hepsi bir santracın hamle noktaları . peki kimle ve neden? Avrupa; Katile aşık paranoyak bir toplum ve gittikçe İslamofobia ve Türkofobia sı zaman zaman depreşen klinik bir vaka olarak ortaya çıkıyor. İran la yakınlaşma/uzlaşma çabası tüm müttefiklerini rahatsız etmiş olmasına rağmen onları yarı yolda bırakarak bu Rusya'ya karşı kaybedilen ortadoğu daki itibarı geri getirmiyor Bürüksel'e. ve dahası eğer Türkiye ile yakın müttefik/stratejik ortak ve ya yüksek düzeyde işbirliği ortağı olarak görmek istiyorlarsa Ankara'nın sesine kulak vermeliler. rahatsızlık duydukları ne varsa kendi yanlarından uzaklaştırmalılar. İslamofobia ve Türkofobia şuanda gerçek manada rahatsız edici buylara varmış durumda. Eğer gerçekten demokrasiden söz açılacaksa önce Commonwealth of Nations 'lardaki tahakkümlerini sona erdirdikten sonra söze başlayalım. Trump sonrası Amerika’da "Batı nereye gidiyor?" diye sorulurken Irak ve Suriye’ye komşu olan tüm aktörler nerede durduklarını ve güvenliklerini bu kaos ortamında nasıl koruyacaklarının farkındalar. Ayrıca avrupa bukadar kendi güvenliğini düşündüğü imasında bulunurken, müslüman postlu teröristler kendi vatandaşlarının bir kısmı olurken,bizim terörle mücadele etmemiz kendi çizdikleri rota olmayınca tehditlere başvurması son derece kaygı uyandırıcı.Türkiye de saha ve masayı bir arada götürmeye, bunu da kendi savunma kapasitesi ve geliştirdiği savunma stratejisiyle yapmaya karar verip Cerablus-Azez arası PKK koridorunun oluşmasını engelledi. Bölgesel aktörlerin dışlanarak, tehlikelerle baş başa bırakılarak kontrol altına alınmasının da riskli ve maliyetli olabileceği böylece görülmüş oldu. İranın Farsi hırsları İslam dünyasında kutuplaşmalara marjinal grupların meydana gelmesine neden oldu.
'Türk halkı demokrasiye inancını yeniden gösterdi'
'Türk halkı demokrasiye inancını yeniden gösterdi'
Pakistan Başbakanı Şerif'in Dış İlişkiler Danışmanı Aziz, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin, "Türkiye'de demokratik sistemin güçlenmesine, halkın da demokrasiye inancını yeniden göstermesine şahit olduk." dedi.
Fotoğraf: AA/Metin Aktaş
İSLAMABAD - Yusuf Hatip/Aamir Latif
Pakistan Başbakanı Navaz Şerif'in Dış İlişkiler Danışmanı Sertaç Aziz, Dışişleri Bakanlığında AA muhabirinin Pakistan-Türkiye ilişkileri ve gündeme dair sorularını yanıtladı.
Pakistan ve Türkiye'nin bölgesel ve küresel konularda ortak siyasi bakış açısına sahip olduğunu belirten Aziz, "Bunların arasında Afganistan'daki Taliban sorunu, Suriye krizi ve Ortadoğu'daki meseleleri sayabiliriz. Türkiye, Suriyeli mültecilerin büyük kısmına ev sahipliği yapıyor. Aynı şekilde Pakistan, yaklaşık 3 milyon Afgan mülteciyi barındırıyor. İki ülke olarak görüşmelerimizi sürdüreceğiz ve saydığım sorunların çözümünde iş birliğine gideceğiz." dedi.
Aziz, Afganistan'da barışı tesis etmek için Pakistan, Türkiye ve Afganistan arasında üçlü diyalog sistemi kurulduğunu da anımsattı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 16-17 Kasım'da Pakistan'a düzenleyeceği ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Aziz, söz konusu ziyaretin, tarafların bölgesel ve küresel sorunları görüşmesine imkan vermesinin yanı sıra ticaret, ekonomi ve savunma alanındaki ilişkileri de güçlendireceğini kaydetti.
"Türkiye süreçten güçlenerek çıkacak"
Aziz, Türkiye'deki başarısız darbe girişimi ve 15 Temmuz olaylarına ilişkin soruya, "Türk halkının darbe girişiminde bulunanlara tepkisi, demokrasiyi savunmaları dolayısıyla önemliydi. Dahası, Türkiye'de demokratik sistemin güçlenmesine, halkın da demokrasiye inancını yeniden göstermesine şahit olduk. Bence, Türkiye bu süreçten demokratik kurumlara bağlılığı ve demokratik düzenin devamı açısından güçlenerek çıkacaktır." yanıtını verdi.
Afganistan'daki durum
Aziz, Afganistan'daki Amerikan birliklerinin durumuna ilişkin soru üzerine, "ABD'de başkanlık seçimini kazanan Donald Trump'ın, ülkesinin Afganistan politikasında önemli bir değişikliğe gideceğine inanmıyorum. Yine de yorum yapmak için erken çünkü Trump'ın seçim kampanyasında Afganistan pek gündeme gelmedi." diye konuştu.
Pakistan'ın AfganTalibanı'nın lider kadrosuyla barış sürecinin devam etmesi için iletişim halinde olup olmadığına ilişkin soruyu ise Aziz, "Bazı görüşmeler her zaman oluyor. Ne zaman ki Taliban, savaşarak bir şey elde edemeyeceğini anlarsa o zaman görüşmeler daha ciddi olur." şeklinde yanıtladı.
Pakistan-Hindistan ilişkileri
Aziz, Hindistan'daki Uri Askeri Üssü'ne düzenlenen ve 18 Hint askerin ölümüyle sonuçlanan terör saldırısının ardından Pakistan ve Hindistan arasındaki barış görüşmelerinin devam etmesine yönelik tüm diplomatik kanalların askıya alındığını ifade etti.
"İki ülke arasında gizli görüşme kanalları da bulunmuyor. Çünkü gizli görüşmeler, açık müzakerelerin alternatifi değildir. Sadece açık müzakereleri destekleyebilecek bir unsurdur" diyen Aziz, "Yeni Delhi yönetimi, Keşmir konusunda görüşmelere kapalı ve Keşmir'deki özgürlük mücadelesini terörizmle ilişkilendirmeye çalışıyor." dedi.
Mevduat faizleri düşünce ne olur?
15.11.2016 08:24
Bugünlerde mevduat faizi ve kredi faizi önemli gündem... Kredi faizinin ucuzlamasıyla, yatırımların artması, piyasanın canlanması bekleniyor. Ne var ki kredi faizinin ucuzlaması, mevduat faizinin aşağıya çekilmesine bağlı. Ayşe Hanım Teyzem’in bankada üç kuruş mevduatı var. Onun için huzursuz. Soruyor: “Neden iş dönüp dolaşıp benim mevduat faizimin aşağıya çekilmesine geliyor? Kredi faizini artıran benim 3 kuruşluk faiz gelirim mi?” diyor.
Ben de cevap için bu işin uzmanı olan Ekrem Keskin kardeşimi aradım.
“Anlat bakalım, mevduat faizi neden önemli?” dedim. O da anlattı: “Vatandaş yüzde 9 faiz oranıyla bankaya TL mevduat yatırdığında, bunun üzerine 6 puan kadar devlete ödenmesi gereken vergi, harç ve diğer maliyetler ekleniyor. Bankanın işletme giderleri için 4 puan ve bankanın sermaye maliyeti olarak da 2 puan daha buna ekleniyor. Böylece vatandaşın yüzde 9 faiz ile yatırdığı mevduat, kredi olarak kullandırılmaya hazır hale geldiğinde bankaya maliyeti yüzde 20’ye ulaşıyor. Mevduat faizi yüzde 11 olduğunda ise, kredinin maliyeti yüzde 23’e kadar yükseliyor.”
Not indiriminin etkisi...
Ayşe Teyzem’e anlatmak için sormaya devam ettim. “Bankalar sadece mevduat kaynağından kredi vermiyor. Yurtdışından dövizle borçlanıyorlar. Kur riski bir yana borçların maliyeti ne oluyor?”
“Not indirimleri maliyetinin artmasına neden oldu. Borçlanmalarda faizler uluslararası piyasalardaki referans faiz olan LİBOR’un 1-1.2 puan üstünde oluştu. Yani kur riskini dahil etmediğimizde döviz faizi olarak yüzde 2.5-3’ten bahsediyoruz.”
“Merkez Bankası’na yatırılan zorunlu karşılıklar ne işe yarıyor?”
“Bu da ek maliyet unsuru. Zorunlu karşılıklar bankaların vadeli mevduatlar için ayırmak zorunda olduğu karşılığı ifade ediyor.. Bankacılık sisteminin ortalama karşılık oranı yüzde 10. Yani, bankalar topladıkları her 100 TL mevduat için 10 TL karşılık ayırıyor. Eylül itibarıyla maliyetlere zorunlu karşılıklara ödenen faizlerin etkisi düşüldüğünde 0.5 puanlık bir katkı oluşuyor. Bu da kamusal yüklerin getirdiği maliyetin bir parçası.”
“Şu maliyet hesabını toparlasak nasıl olur? Ayşe Hanım Teyzem’in kafasını karıştırmayacak bir anlatım yapalım.”
“Bankalar için kredi olarak kullandırılan kaynakların tek maliyet unsuru mevduata ödenen faizlerden oluşmuyor.
Mevduat faizine ek olarak bankaların aracılık faaliyetlerini gerçekleştirirken başta personel masrafları olmak üzere işletme giderleri var. Amortisman Giderleri ve giderlerin de yer aldığı işletme giderleri, paranın maliyetinin üzerine 2.5 puanın dolayında ek getiriyor. Genel ve özel karşılıklar da bir başka maliyet unsuru. Bu karşılıkların kredi maliyetine yükü 1.1 puan.”
“Bankalar ayrıca vergi yükünden yakınırlar. Kabaca vergi, masraf, gibi diğer yükler önemli büyüklükte mi?”
“Bankacılık sektörü birçok düzenlemeye tabi. Bu düzenlemeler ek maliyet unsuru olabiliyor. Tüketici kredilerinde nihai faizin %15‘i KKDF (Fon) kesintisi yapılıyor. Ticari kredilerde bu kesinti yok.
Tüketici kredileri nihai faizine etkisi 2.4 puan. Banka Sigorta Muamele Vergisi (BSMV), bankanın müşteriden kredinin faizinin %5’i tutarındaki alınarak devlete yatırılan vergi. Kredi nihai faizine etkisi 0.8 puan. Finansal faaliyet harçları ve stopaj, kredi işlemleri için bankaların vergi olarak almak zorunda olduğu yükümlülükler. Kredi faizine etkisi 1.7 puan olarak hesaplanıyor.
Bütün bunlar birbirine ekleniyor ve neticede kredi faizi oluşurken vergi ve fon gibi kamu emriyle faize bindirilen yüklerin toplamı maliyetleri 6 puan artırıyor.”
Ayşe Teyzem ne dedi?
Ekrem Keskin’in anlattıklarını not ettim. Ayşe Hanım Teyzem’e aktardım.
“Bu anlatılanlara göre, kredi faizini belirleyen, artıran bankaların benim mevduatıma ödedikleri yüzde 9, yüzde 11 faiz değil. Bankaların bana ödedikleri faizin üzerine daha başka nedenlerle, o kadar yük biniyor ki bu yükler yetmiyormuş gibi kamu da o kadar vergi ve fon yükü bindiriyor ki mevduatın maliyeti yükseliyor. Bunlar unutuluyor. Sonunda kredi faizinin yüksek olmasının suçlusu benim üç kuruş mevduatıma ödenen faiz oluyor” dedi.http://uzmanpara.milliyet.com.tr/haber-detay/yazarlar/mevduat-faizleri-dusunce-ne-olur/60650/
Monday, 14 November 2016
Arakan'daki ZULÜM BİTMEK BİLMİYOR 28 Arakanlı Müslümanının öldürüldü
Arakanlı müslümanların yaşadığı köyler savaş uçaklarıyla vuruldu
Myanmar'da ordunun, ekim ayında sınır karakollarına düzenlenen saldırıların ardından çatışmalara sahne olan Arakan eyaletinde Müslümanlara (Rohingyalar) ait köylere düzenlediği saldırılarda 28 kişi öldü.
Resmi medyada yer alan haberlerde, cumartesi günü askere pusu kurulduğu, iki personel ve altı saldırganın öldüğü belirtildi. Bölgede çatışma çıkması üzerine düzenlenen hava saldırılarında da 28 Arakanlı Müslümanının öldürüldüğü kaydedildi.
BBC'de yayımlanan habere göre de Myanmar hükümeti, Arakanlı Müslümanların yaşadığı köylerin savaş helikopterleriyle vurulduğunu kabul etti.
Arakanlı Müslümanların hakları savunan eylemciler, hükümetin Arakanlı Müslümanları sistematik olarak köylerinden sürmeye çalıştığını ifade etti.
İnsan Hakları İzleme Örgütünün (HRW) yayınladığı 22 Ekim-10 Kasım tarihli uydu görüntüleri de 430 evin yakıldığını gösteriyor.
BM'DEN ÇAĞRI
Birleşmiş Milletler heyeti, Arakan'daki Maungdaw ve Buthidaung kasabalarına düzenlediği ziyaretin ardından hükümete eyaletteki saldırılar ve askerlerin Arakanlı Müslüman kadınlara tecavüz edip öldürdüğü iddialarıyla ilgili bağımsız soruşturma açması çağrısında bulunmuştu.
Arakan eyaletinde 9 Ekim'de sınır karakollarına saldırılar düzenlenmiş, 13'ü güvenlik görevlisi 29 kişi ölmüştü. Saldırılarla ilgili olarak 78 kişi gözaltına alınmıştı. Saldırıların ardından bölgeye çok sayıda asker ve polis sevk edilmiş, çatışmalar çıkmıştı.
Bölgeye basın mensuplarının ve yardım kuruluşu çalışanlarının girmesine izin verilmezken, Arakan Enformasyon Müdürlüğünden yapılan açıklamada, eyaletteki çatışmalar nedeniyle 3 binden fazla Arakanlı Müslümanın evlerini terk etmek zorunda kaldığı belirtilmişti.
DÜNYADA EN FAZLA ZULÜM GÖREN TOPLULUK: ARAKAN MÜSLÜMANLARI
Myanmar hükümeti, bölgedeki sınır karakollarına yönelik saldırılarla başlayan çatışmalardan Rohingya Dayanışma Örgütüne bağlı Aka Mul Mücahidin örgütünü sorumlu tutmuştu. Ülkedeki Müslüman kuruluşlar, saldırıları kınamıştı.
Sınır karakollarının bulunduğu Maungdaw ve Yathay Taung kasabalarında nüfusun çoğunluğunu Birleşmiş Milletler tarafından dünyada en fazla zulüm gören topluluk olarak tanımlanan Arakan Müslümanları (Rohingyalar) oluşturuyor.
Ülkemizde demokrasi statükoyu yendi
SOFYA
Başbakan Boyko Borisov lideri olduğu Bulgaristan’ın Avrupalı Gelişimi İçin Yurttaşlar (GERB) partisinin cumhurbaşkanlığına aday gösterdiği Parlamento Başkanı Tzetzka Tzaçeva’nın seçimini kaybetmesi üzerine parlamentonun ilk oturumunda istifa edeceğini açıkladı.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin bugün yapılan ikinci turunda ana muhalefetteki Bulgaristan Sosyalist Partisi’nin (BSP) adayı Rumen Radev’in verilen oyların yüzde 58’ini alması üzerine Başbakan Borisov daha önce verdiği istifa sözünü yerine getireceğini belirterek, ''Halkın rızası ve iradesi ile artık muhalefetiz." dedi.
GERB Genel Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Borisov, halkın bu seçimde verdiği cezayı kabul etmeye hazır olduğunu ve halkın tercihine saygı duyacaklarını dile getirerek, ''Yaptığım hiç bir şey için pişman değilim. Her zaman halkın bir parçası oldum. Halkın verdiği her bir sinyali cildimle bile hissetmiş bulunuyorum." diye konuştu.
Borisov, parlamentoda artık yeni bir çoğunluğun hakim olduğunu, ancak GERB partisinin erken seçime giderek tekrar güven kazanıp tekrar iktidarı hedeflediğini belirtti.
"Ülkemizde demokrasi statükoyu yendi"
Bulgaristan’da Cumhurbaşkanı seçilen Rumen Radev, düzenlediği ilk basın toplantısında, "Ülkemizde demokrasi statükoyu yendi." dedi.
Seçim sonuçlarının iktidara hakkettiği notu verdiğini ve ülkedeki siyasi ortamda dramatik hiç bir şey görmediğinin altını çizen Radev, "Ülkemizde herkesi sorumlu davranmaya çağırıyorum. Verdiğim hiç bir sözü unutmadan, her birini yerine getireceğim." ifadesini kullandı.
Bulgaristan’da neler olacak?
Anayasaya göre görev süresi 22 Ocak'ta sona erecek Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev’in çalışma süresinin son üç ayında parlamentoyu feshetme yetkisi bulunmuyor.
Plevneliev, siyasi krizin parlamenter kriz anlamına gelmediğini, mevcut parlamento ortamında yeni bir hükümet kurdurmaya çalışacağını daha önce duyurmuştu.
Hükümet kurulamaması durumunda yeni seçilen Cumhurbaşkanı Rumen Radev’in 22 Ocak'ta göreve başlar başlamaz, parlamentoyu feshederek, erken seçim için tarih bildirmesi bekleniyor.
Erken seçimin 2017 yılının mart veya nisan ayında yapılacağı belirtiliyor.
Bulgaristan parlamentosunun 16 Kasım Çarşamba günü toplanması bekleniyor.
Muhabir: İhvan Radoykov
Bulgaristan'da Başbakan Borisov istifa edecek
Bulgaristan'da Başbakan Borisov istifa edecek
Bulgaristan'da bugün yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde desteklediği adayın kaybetmesi sonrası Başbakan Boyko Borisov, parlamentonun ilk oturumunda istifasını sunacağını duyurdu.
SOFYA
Başbakan Boyko Borisov lideri olduğu Bulgaristan’ın Avrupalı Gelişimi İçin Yurttaşlar (GERB) partisinin cumhurbaşkanlığına aday gösterdiği Parlamento Başkanı Tzetzka Tzaçeva’nın seçimini kaybetmesi üzerine parlamentonun ilk oturumunda istifa edeceğini açıkladı.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin bugün yapılan ikinci turunda ana muhalefetteki Bulgaristan Sosyalist Partisi’nin (BSP) adayı Rumen Radev’in verilen oyların yüzde 58’ini alması üzerine Başbakan Borisov daha önce verdiği istifa sözünü yerine getireceğini belirterek, ''Halkın rızası ve iradesi ile artık muhalefetiz." dedi.
GERB Genel Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Borisov, halkın bu seçimde verdiği cezayı kabul etmeye hazır olduğunu ve halkın tercihine saygı duyacaklarını dile getirerek, ''Yaptığım hiç bir şey için pişman değilim. Her zaman halkın bir parçası oldum. Halkın verdiği her bir sinyali cildimle bile hissetmiş bulunuyorum." diye konuştu.
Borisov, parlamentoda artık yeni bir çoğunluğun hakim olduğunu, ancak GERB partisinin erken seçime giderek tekrar güven kazanıp tekrar iktidarı hedeflediğini belirtti.
"Ülkemizde demokrasi statükoyu yendi"
Bulgaristan’da Cumhurbaşkanı seçilen Rumen Radev, düzenlediği ilk basın toplantısında, "Ülkemizde demokrasi statükoyu yendi." dedi.
Seçim sonuçlarının iktidara hakkettiği notu verdiğini ve ülkedeki siyasi ortamda dramatik hiç bir şey görmediğinin altını çizen Radev, "Ülkemizde herkesi sorumlu davranmaya çağırıyorum. Verdiğim hiç bir sözü unutmadan, her birini yerine getireceğim." ifadesini kullandı.
Bulgaristan’da neler olacak?
Anayasaya göre görev süresi 22 Ocak'ta sona erecek Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev’in çalışma süresinin son üç ayında parlamentoyu feshetme yetkisi bulunmuyor.
Plevneliev, siyasi krizin parlamenter kriz anlamına gelmediğini, mevcut parlamento ortamında yeni bir hükümet kurdurmaya çalışacağını daha önce duyurmuştu.
Hükümet kurulamaması durumunda yeni seçilen Cumhurbaşkanı Rumen Radev’in 22 Ocak'ta göreve başlar başlamaz, parlamentoyu feshederek, erken seçim için tarih bildirmesi bekleniyor.
Erken seçimin 2017 yılının mart veya nisan ayında yapılacağı belirtiliyor.
Bulgaristan parlamentosunun 16 Kasım Çarşamba günü toplanması bekleniyor.
Muhabir: İhvan Radoykov
Bulgaristan'ın yeni cumhurbaşkanı Radev oldu
Bulgaristan'ın yeni cumhurbaşkanı Radev oldu
Bulgaristan’da resmi olmayan sonuçlara göre, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli General Rumen Radev, cumhurbaşkanı seçildi.
SOFYA
Bulgaristan’da resmi olmayan sonuçlara göre, anamuhalefetteki Bulgaristan Sosyalist Partisi’nin (BSP) aday gösterdiği Rumen Radev, cumhurbaşkanıseçildi.
Eski Hava Kuvvetleri komutanı emekli General Radev, ikinci turda oyların yüzde 58,1'ini alırken, rakibi olan Parlamento Başkanı Tzetzka Tzaçeva ise oyların 35,3'ünü alabildi.
Radev, Bulgaristan’ın 1989 yılında girdiği 27 yıllık demokratik sistemin 5. Cumhurbaşkanı olacak.
Bu arada, Başbakan Boyko Borisov, GERB’in adayı olan Parlamento Başkanı Tzetzka Tzaçeva'nın seçimi kaybetmesi durumunda hükümetinin istifasını sunacağını bildirmişti. Borisov, partisinin cumhurbaşkanlığı yetkisinin dışında kalması durumunda GERB partisinin de yönetimden çekilmesinin son derece doğal bir karar olduğunu açıklamıştı. Bulgaristan'da Başbakan Borisov'un kararı merakla bekleniyor.
Rumen Radev kimdir?
Bulgaristan’ın 53 yaşındaki yeni Cumhurbaşkanı Rumen Radev 1982 yılında memleketi olan Dimitrovgrad’daki Matematik Lisesi’ni ve ardından Dolna Mitropoliya Hava Kuvvetleri Yüksek Okulu’nu, 1987 yılında “dönem birincisi olarak” tamamladı. Sofya’daki Gergi Rakovsi Yüksek harp Okulu’nda eğitimini sürdüren Radev, doktorasının aldıktan sonra 2003 yılında ABD’deki Maxwell Hava Üssü’nde Stratejik Araştırma dalında eğitim gördü.
Bulgaristan’ın en tecrübeli jet pilotu olarak nitelenen Radev korgeneral rütbesine kadar yükselerek Hava Kuvvetleri Komutanı oldu.
Radev, özellikle hava sahasının korunması konusunda Boyko Borisov Hükümetinin Savunma Bakanı Nikolay Nençev ile ciddi görüş ayrılıkları yaşadı.
Bulgaristan’ın elindeki MİG tipi, Rus yapımı savaş uçaklarını teknolojik ömrünün sona ermek üzere olması gerekçesiyle müttefik ülkelerin NATO uçaklarının bu görevi "air-policing" kapsamında devralmasına karşı çıkan Radev, silahlı kuvvetlerden istifa ederek siyasete atıldı.
Hava Kuvvetleri komutanı olarak çok sayıda ödül alan Radev, askeri görevi sırasında Hava Kuvvetleri Komutanlığı Halkla İlişkiler Müdiresi Desislava Gençeva ile evli.
Radev'in yardımcılığını BSP’den Avrupa Parlamentosu Milletvekili olan İliyana Yotova yapacak.
Muhabir: İhvan Radoykov
Sığınmacılara sadece Türkiye sahip çıkıyor
SAFURE CANTURK
Sığınmacıları Türkiye’den başka sahiplenen yok: 3 milyon sığınmacı aldık, resmi belgeyle tanıyan tek ülkeyiz, üniversite yolunu açtık, 500 bin kişiye eğitim veriyoruz
Avrupa Konseyi'nde bu yıl 5'incisi düzenlenen Dünya Demokrasi Forumu Avrupa Konseyi'nin merkezi Strasbourg'da gerçekleşti. Forum'da bu yıl "Demokrasi ve Eşitlik için Eğitimin Yeri ve Önemi" ana başlık olarak seçilirken, sorunlara çözüm bulmakta eğitimin rolü ele alındı. 15 Temmuz'da darbe girişimine karşı Türk halkının demokrasi zaferinin yok sayıldığı Forum'da, Suriyeli göçmen politikasıyla Türkiye tüm oturumlarda konuşmacılar tarafından örnek ülke olarak gösterildi.
HOŞGÖRÜ GÖSTEREN YOK
Forumun "Sığınmacılar: Sınırsız Fırsatlar" konulu oturumunda sığınmacılar adına Suriye'de 2011'de faaliyete geçen Basamat for Developement isimli kuruluşun başkanı Majd İzzat Al-Chourbaji konuştu. Chourbaji, Başta Türkiye olmak üzere Suriye'nin komşu ülkeleri dışında dünya ülkelerinin sığınmacılara hoşgörü göstermediğini belirterek, "Türkiye, sığınmacıları resmi belge ile tanıyan tek ülke. Türkiye'de sığınmacılar istedikleri şehirde yaşayabiliyor. Buna karşılık Avrupalılar birkaç bin Suriyeliyi alıp almamayı referandum konusu yapıyor" dedi. Oturumun moderatörlüğünü yapan Türkiye'nin Avrupa Konseyi Nezdinde Daimi Temsilcisi Erdoğan İşcan, Türkiye'nin halen 3 milyon sığınmacıya ev sahipliği yaptığını belirtti. Türkiye'nin sağınmacıların barınma, sağlık, gıda gibi tüm temel ihtiyaçlarını ücretsiz karşıladığını, 450 bin çocuğa da eğitim desteği verdiğini söyledi.
SIĞINMACILAR İÇİN BÜYÜK ŞANS
İnternet üzerinden Suriyeli sığınmacıların iletişimi ve dil öğrenmeleri ile ilgili çalışmalar yapan Natakallam isimli platformun kurucusu Aline Sara Türkiye'nin sığınmacılara ücretsiz ve sınavsız üniversite hakkı tanımasının büyük şans olduğunu belirtti.
HOŞGÖRÜ GÖSTEREN YOK
Forumun "Sığınmacılar: Sınırsız Fırsatlar" konulu oturumunda sığınmacılar adına Suriye'de 2011'de faaliyete geçen Basamat for Developement isimli kuruluşun başkanı Majd İzzat Al-Chourbaji konuştu. Chourbaji, Başta Türkiye olmak üzere Suriye'nin komşu ülkeleri dışında dünya ülkelerinin sığınmacılara hoşgörü göstermediğini belirterek, "Türkiye, sığınmacıları resmi belge ile tanıyan tek ülke. Türkiye'de sığınmacılar istedikleri şehirde yaşayabiliyor. Buna karşılık Avrupalılar birkaç bin Suriyeliyi alıp almamayı referandum konusu yapıyor" dedi. Oturumun moderatörlüğünü yapan Türkiye'nin Avrupa Konseyi Nezdinde Daimi Temsilcisi Erdoğan İşcan, Türkiye'nin halen 3 milyon sığınmacıya ev sahipliği yaptığını belirtti. Türkiye'nin sağınmacıların barınma, sağlık, gıda gibi tüm temel ihtiyaçlarını ücretsiz karşıladığını, 450 bin çocuğa da eğitim desteği verdiğini söyledi.
SIĞINMACILAR İÇİN BÜYÜK ŞANS
İnternet üzerinden Suriyeli sığınmacıların iletişimi ve dil öğrenmeleri ile ilgili çalışmalar yapan Natakallam isimli platformun kurucusu Aline Sara Türkiye'nin sığınmacılara ücretsiz ve sınavsız üniversite hakkı tanımasının büyük şans olduğunu belirtti.
Sunday, 13 November 2016
“Ninova Muhafızları kent merkezine girmek için hazır bekliyor”
“Ninova Muhafızları kent merkezine girmek için hazır bekliyor”
MUSUL (AA) – Iraklı Sünni lider ve Muttehidun Koalisyonu Başkanı Usame en-Nuceyfi, Türk askerleri tarafından eğitilen Ninova Muhafızları’nın terör örgütü DEAŞ’ın elinde tuttuğu Musul kent merkezine girmeye hazır olduklarını duyurdu.
Nuceyfi, Musul’u kurtarma operasyonu çerçevesinde Irak ordusuna bağlı askeri birliklerle hareket eden “Ninova Muhafızları’nın” konuşlandığı bölgeyi ziyaret etti.
Musul’un kuzeydoğusunda ve kent merkezinden 7 kilometre mesafede yer alan Şelalat bölgesine gelen Nuceyfi, buradaki güvenliği sağlayıp kent merkezine girmeyi bekleyen Ninova Muhafızları’nın durumunu yerinde inceledi.
Ninova Muhafızları komutanlarından bilgi aldıktan sonra Şelalat bölgesinin Tayara köyü yakınlarında basın toplantısı düzenleyen Nuceyfi, “Bugün bizim günümüz, Musul’un günüdür. Irak’ın güvenliğini, toprakların korunması ve terör örgütü DEAŞ ile mücadele etmek için eğitilen Musul’un çocukları ‘Ninova Muhafızları’ göreve hazır. Kısa bir süre içerisinde güçlerimizin kapasitesi ortaya çıkacaktır. Bu da elbette meydana gelen büyük bir yorgunluk ve girilen savaşlarda elde edilen başarılardan kaynaklanıyor.” ifadelerini kullandı.
Ninova Muhafızları’nın birkaç gün içerisinde Musul’daki DEAŞ’ı bozgunu uğratmak için kent merkezine gireceğini belirten Nuceyfi, “Musul kent merkezinden birkaç kilometre mesafedeyiz. Kent merkezine girmek için Ninova Muhafızları hazır bekliyor” diye konuştu.
Musul’u kurtarma operasyonuna katılan güvenlik güçleri hakkındaki izlenimlerine de değinen Nuceyfi, şunları kaydetti:
“Kent içerisinde DEAŞ ile mücadele eden güvenlik güçleri hakkında elde edilen izlenimler şu ana kadar olumlu. Musullu sivillere karşı herhangi bir ihlal söz konusu değil. Güvenlik güçleri, genel olarak büyük bir sorumluluk, emirlere uyup ve saygılı bir şekilde davranıyor. Irak ordusu ve Ninova Muhafızları ve kente giren anti terör timleri bu konuyu daha önce ele almıştı. Kent içerisinde herhangi bir hak ihlaline kesinlikle müsade edilmeyeceği gibi olası bir durumda hemen anında soruşturma ve inceleme yapılacaktır. Daha önce meydana gelen insan hakları ihlallerini Irak Başbakanı’na iletip, gerekli soruşturmaların açılmasını talep etmiştik. Amacımız başka operasyonlarda meydana gelen ihlallerin bir daha yaşanmaması.”
Nuceyfi, “Zafer ve kentin geri alınmasıyla suç örgütü DEAŞ’ın yenilgiye uğratılması çok yakın.” dedi.
Musul’da yaşanan yoğun çatışmalardan dolayı kısa bir süre içerisinde büyük bir göç dalgasının öngörüldüğünü aktaran Nuceyfi, “Çatışmaların yoğunlaşmasından dolayı önümüzdeki kısa bir süre içerisinde büyük bir sığınmacı dalgası bekliyoruz. Ancak Musul halkına evlerinde durması çağrısında bulunuyoruz. Zor durumda kalmadıkları sürece evlerini terk etmesinler. Çünkü kendi can güvenlikleri ve kentin korunması için en iyi yöntem evlerinde kalmalarıdır.” değerlendirmesini yaptı.
Gazetecilerin kent merkezine giren güvenlik güçlerinin neden yavaş ilerlediği sorusu üzerine Nuceyfi, “Kent içerisinde giren Irak ordusuna bağlı anti terör timlerinin ilk hedefi sivil ve kenti korumalarıdır. Terör örgütü her şeyi kullanıyor. Örgüt bombalı araçlar ve mayınları patlatıp onlarca sivil öldürüyor. Kent içerisindeki güvenlik güçleri Musul’un sol (doğu) bölgesini belki kısa bir içerisinde geri alabilir ancak onlardan istenilen bu değil. Amaç sivillere ve kentte en az zarar verilerek ilerleme sağlanması. Bu asıl görevdir. Genel olarak güvenlik güçleri kent merkezine iyi bir ilerleme kaydediyor.” yanıtını verdi.
Türkiye galibiyetle tanıştı
Türkiye galibiyetle tanıştı
ANTALYA (AA) – A Milli Futbol Takımı, 2018 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri I Grubu dördüncü maçında Kosova’yı 2-0 mağlup ederek, gruptaki ilk galibiyetini aldı.
Elemelerdeki ilk iki maçında Hırvatistan ve Ukrayna ile berabere kalan, üçüncü maçında İzlanda’ya mağlup olan ay-yıldızlı takım, evinde Kosova’yı mağlup etmeyi başardı. A Milli Takım, gruptaki puanını 5’e yükseltti.
2016 Avrupa Şampiyonası’nın ardından 3’ü resmi, biri hazırlık olmak üzere 4 maçtır galip gelemeyen ay-yıldızlılar, Kosova karşısında kazanarak galibiyet hasretine de son verdi.
– Antalya Stadı’ndaki ilk resmi maçta ilk galibiyet
A Milli Futbol Takımı, Antalya Stadı’ndaki ilk resmi maçından galibiyetle ayrılmayı başardı.
Antalya Stadı’nda daha önce 24 Mart 2016’da İsveç’i, 29 Mayıs 2016’da Karadağ’ı, 31 Ağustos 2016’da da Rusya’yı özel maçlarda ağırlayan Türk Milli Takımı, ilk kez resmi bir müsabakada bu statta Kosova karşısında sahaya çıktı ve galip geldi.
– Burak Yılmaz, Tuncay Şanlı’yı yakaladı
Türk Milli Takımı’nda, Kosova maçı öncesinde 21 golü bulunan Burak Yılmaz, bu müsabakada fileleri havalandırarak 22 gole ulaştı ve Lefter Küçükandonyadis’i geride bıraktı.
A Milli Takım’ın, Kosova karşısındaki ilk golünü atan Burak, ay-yıldızlı ekipte en çok gol atan futbolcular listesinde ikinci sırada yer alan Tuncay Şanlı’yı yakaladı.
– Volkan Şen milli takımdaki ilk golünü attı
Kosova karşısında ilk 11’de sahaya çıkarak A Milli Takım formasını 24. kez giyen Volkan Şen, milli takım kariyerindeki ilk golünü attı.
Volkan, mücadelenin 55. dakikasında Türkiye’yi 2-0 öne geçiren golü kaydetti.
– Cengiz Ünder’in ilk milli heyecanı
Spor Toto Süper Lig’de lider durumda bulunan Medipol Başakşehir’de ortaya koyduğu performansla adından söz ettiren 19 yaşındaki Cengiz Ünder, Kosova maçının ikinci yarısında oyuna girerek, kariyerinde ilk kez A Milli Takım formasını giydi.
Cengiz, karşılaşmanın 76. dakikasında Volkan Şen’in yerine oyuna dahil oldu ve kalan dakikalarda mücadele etti.
– Türkiye, Kosova ile oynadığı ilk resmi maçı kazandı
Türkiye ile Kosova milli takımları ilk kez resmi bir maçta karşı karşıya geldi. Ay-yıldızlılar, bu ilk resmi maçı kazanmayı başardı.
Türkiye’nin, 21 Mayıs 2014 tarihinde FIFA’nın özel izniyle deplasmanda yaptığı ve 6-1 kazandığı özel maç, söz konusu tarihte Kosova’nın UEFA ve FIFA üyesi olmaması nedeniyle kayıtlara geçmemişti.
– 12 Kasım’da ilk galibiyet
A Milli Futbol Takımı, 12 Kasım tarihinde oynadığı bir maçtan ilk kez galip ayrıldı.
Daha önce bu tarihte oynadığı 4 maçı kazanamayan Türkiye, Kosova galibiyetiyle bir ilki yaşadı.
Milliler, 1961’de Dünya Kupası Elemeleri’nde evinde SSCB’ye 2-1, 2005’te Dünya Kupası Elemeleri play-off maçında deplasmanda İsviçre’ye 2-0, 2014’te evinde özel maçta Brezilya’ya 4-0 yenildi. 1986’da Avrupa Şampiyonası Elemeleri’nde sahasında Kuzey İrlanda ile golsüz berabere kaldı.
Subscribe to:
Posts (Atom)
Featured post
Istanbul Mayor Ekrem İmamoğlu Sentenced to 20 Months for Insulting Prosecutor
ISTANBUL, [16/07/2025] – Istanbul’s opposition Mayor Ekrem İmamoğlu has been sentenced to 1 year and 8 months imprisonment for "insu...
Popular Posts
-
Ege Denizi'nde son dönemde artan sismik aktiviteler, bölgedeki deprem riskini ve olası arama kurtarma operasyonlarının önemini yeniden ...
-
1️⃣ YOU ARE BEING DECEIVED! Dear Istanbulites! 2️⃣ We would like to share with you a visual showing how our citizens in need benefited from ...
-
Zehirli Yalova'da amatör balıkçılık yapan Burak Ulusoy, oltasına takılan zehirli trakonya balığına temas ettiği için hastanede tedavi e...