Friday, 9 December 2016

Çin'den flaş Türk Lirası açıklaması


Çin'den flaş Türk Lirası açıklaması


Çin Merkez Bankası, 12 Aralık'tan itibaren Reminbi ile Türk Lirası arasında direkt işlemlere başlayacak.


Çin Döviz İşlem Platformu, Çin Merkez Bankası'nın ülke para birimi Reminbi ile Türk Lirası arasında direkt işlemi 12 Aralık'tan itibaren faaliyete geçireceğini açıkladı. 

Çin döviz işlem platformu işletmecisi, Türk Lirası'nın yanında 6 para birimi ile de yuan arasında doğrudan alım/satım işlemi başlatacak. Çin Döviz İşlem Sistemi'nin (CFETS) internet sitesinden yapılan yazılı açıklamada, 12 Aralık itibarıyla yuan ile doğrudan işleme açılan para birimlerinin arasında Norveç kronu ve Meksika pesosunun da bulunduğu ifade edildi.

Berat Albayrak: Enerji ticaretinde milli para dönemi başlıyor




Berat Albayrak: Enerji ticaretinde milli para dönemi başlıyor

Meclis Genel Kurulu'nda konuşan Enerji Bakanı Berat Albayrak, enerji ticaretinde milli para döneminin başladığını söyledi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, TBMM Genel Kurulunda, bakanlığı ve bağlı kurumların bütçeleri üzerinde hükümet adına yaptığı konuşmada, enerjinin Türkiye'nin büyümesi, gelişmesi ve ekonomik istihdam sürecine katkısında önemli olduğunu kaydetti. 

 

Albayrak, 14 yılda enerji noktasında gelinen aşamayı vurgulayarak, enerjide, Türkiye ekonomisinde olduğu gibi yaklaşık üç katı bir büyüme gerçekleştirildiğini söyledi. Politikalarını her zaman Türkiye büyüyecekse enerji alanında da yatırımlarıyla birlikte büyümesi üzerine inşa ettiklerini belirten Albayrak, büyüme için hep yeterli miktarda ve düşük maliyetle elektrik enerjisi üretiminin gayretinde olduklarını anlattı. 

"STRATEJİMİZİN BAŞINDA ENERJİ ARZ VE GÜVENLİĞİ VAR"
 
2003 yılı başından bu yana yaklaşık 75 milyar dolarlık yatırımla, özel ve kamunun birlikte Türkiye'nin kurulu gücünü 32 bin megavattan bu yıl sonu itibarıyla 80 bin megavata ulaştırdıklarını ifade eden Albayrak, şöyle devam etti:
 
"Strateji ve politikalarımız kaynak çeşitliliğinin sağlanması, yerli ve yenilenebilir kaynakların ekonomiye kazandırılması, sürdürülebilirlik, enerji piyasalarında serbestleşme, enerji verimliliği, enerji üretiminde teknoloji transferi ve yerli teknolojinin geliştirilmesi temelleri üzerine kuruldu. Stratejimizin başında enerji arz ve güvenliği var. Bölgemizdeki çalkantılara, dünyadaki ekonomik istikrarsızlığa rağmen ihtiyacımız olan enerji kaynaklarının teminini en doğru, güvenli ve en düşük maliyetle sağlamak, ithalatımız azaltmak, bunun yanında ülkemizin potansiyelini kullanarak enerji alanında kullanılan teknolojilerin ülkemizde üretilmesi noktasında önümüzdeki dönemdeki stratejimiz bu haritanın özetini oluşturuyor."
 
Altyapıyı güçlendirerek daha çok vatandaşa doğalgaz konforunu yaşatmak durumunda olduklarını belirten Albayrak, yaklaşık 13 milyon aboneyle, Türkiye'de doğalgaz seferberliğini yıllık 13 milyar metreküp tüketimle, şehirlerin ve ilçelerin temiz bir enerjiyle de tanışması noktasında büyük yatırımlar gerçekleştirdiklerini söyledi.
 
"5 İLE DAHA DOĞAZGAZ ARZI SAĞLADIK"
 
Albayrak, "Sadece 2016'da, bu yıl sonu itibarıyla 600 milyon TL'yi geçen bir yatırım ortaya koyduk. 351 kilometre yüksek basınçlı doğalgaz boru hattı döşedik. 5 ile daha, Tunceli, Sinop, Mardin, Muş ve Bingöl'e arzı sağladık. 17 ilçeyi doğalgaz arzı noktasında hazır hale getirdik. 2 yeni OSB'ye ve birçok farklı noktaya doğalgaz sağladık. 2016 yılında yapım çalışmaları sürdürülen Tuz Gölü Doğal Gaz Yeraltı Depolama Projesi'nde birinci grup depolamanın kaverninin inşallah önümüzdeki ay açılışını gerçekleştireceğiz." ifadesini kullandı. 
 
İktidarları döneminde arz güvenliği için gelişen teknolojilerin ve pazarın kaymakta olduğu LNG teknolojileriyle ilgili önemli yatırımlar ve adımlar attıklarına dikkati çeken Albayrak, "Sadece LNG terminallerinin genişletilmesi noktasında değil, 'FSRU' denilen mobil gemilerin içerisinde farklı noktalara götürüp altyapıyı doğalgaz arzının acil talebini karşılayacak teknolojileri ilk defa Türkiye'ye getirdik ve inşallah bu yıl bitmeden onun da açılışını İzmir'de gerçekleştireceğiz." diye konuştu. 
 
Bakan Albayrak, üç kriterleri olduğunu belirterek, şunları vurguladı:
 
"Bölgesel çerçevedeki uluslararası projelerin içerisinde yer almak noktasında Türkiye'nin olmasını istiyorsak, 1; bir proje Türkiye için, taraflar noktasında, her iki tarafın kazanmasını ortaya koymalı. 2; bölgenin enerji arz güvenliğine katkı sağlamalı. 3; bölgesel ve küresel barışa katkı sağlamalı. 'Bunları sağlayan her projenin içerisinde Türkiye olarak oluruz' dedik. 
 
Nitekim, TANAP bu stratejinin uygulanması noktasında son 10 yılda dünyada gerçekleşen en başarılı projelerden bir tanesi. Bunu müteakip, bununla ilişkili baktığımızda, Türk Akımı sahneye geliyor. Malumunuzdur, ekim ayı Dünya Enerji Kongresi vesilesiyle Rusya'yla çok önemli bir anlaşma olan Türk Akımı'nı imzalamış olduk. Türk Akımı'yla Türkiye, Rusya'ya doğalgaz bağımlılığı noktasında bir artışa gitmemektedir. Tam tersine, Batı Akımı'ndan Türkiye'ye tedarik edilen gazın, aradaki ülkelerin baypas edilerek artık direkt üreticiden Türkiye'ye gelmesi noktasında arz güvenliğini sağlamaktadır. Türkiye üzerinden ikinci ve üçüncü pazarlara taşınmasıyla ilgili de Türkiye'yi önemli bir bölgesel merkez haline getirecek önemli bir proje olarak karşımıza çıkmıştır."
 
"RUSYA İLE DOĞALGAZ TİCARETİNDE TL'YE GEÇİŞ İÇİN ÇALIŞMALARA BAŞLANDI"
 
Türkiye'nin enerji alanında son dönemde çok önemli adımlar attığını ve atmaya da devam edeceğini vurgulayan Albayrak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
 
"Kapalı kapılar ardında bizi tehdit etmeye çalışsalar da gölgelerden, gölgelerin arkasından kahpece tehditleriyle korkutmaya çalışsalar da Allah'ın izniyle biz hiçbir şeyden korkmayacağız. Burada, çok önemli bir nokta var. Biz önce kendimizi bileceğiz, milletimizi bileceğiz, Rabbimizi bileceğiz, söylenen söze bakacağız bir muhatap var mı? Gölgelerden havlayanlara değil, o havlayanların ipini elinde tutan kahpelere mesaj vereceğiz. Ne mesajı vereceğiz biliyor musunuz? Önümüzdeki dönemde bu kahpeleri daha da kudurtacak bir gelişme açıklayacağım şimdi size. 
 
Şimdi, o birilerini kudurtacak bir adım atıyoruz; bakın, herkes burada dinlesin, milli muhalefete de sesleniyorum yani milli olan muhalefet varsa onlar da dinlesin, ülkenin ali menfaatine bir şey söylüyorum. Türkiye özellikle enerji politikalarında yeni dönemde, büyük enerji hacmi oluşturduğu ülkelerle milli parayla ticarete başlıyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Bu, çok önemli bir şey demek. Ha, biz yine korkmuyoruz. Ben, yine o iplerini, havlattıklarının iplerini elinde tutanlara sesleniyorum; biz Allah'tan başka hiçbir şeyden korkmayız." 
 
Albayrak, Türkiye'nin, Rusya ile doğalgaz ticaretinde TL'ye geçiş için çalışmalara başladığını, tüm ilgili kurumların çalıştığını bildirdi.AA


EMF CUP - ÖNEMLİ DUYURU!!!!




EMF CUP - ÖNEMLİ DUYURU

Thursday, 8 December 2016

MUAYTHAI SPORUMUZ IOC-ULUSLARARASI OLIMPIYAT KOMITESI TARAFINDAN TANINDI




MUAYTHAI SPORUMUZ IOC-ULUSLARARASI OLIMPIYAT KOMITESI TARAFINDAN TANINDI

8 dakikada şarj olan Türkiye'nin ilk yüzde 100 yerli elektrikli otobüsü yola çıktı




8 DAKİKADA ŞARJ OLAN YERLİ OTOBÜS

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Özlü, TEMSA ve ASELSAN ortak üretimi olan Türkiye'nin ilk yüzde 100 yerli elektrikli otobüs Avenue EV’nin, sahip olduğu özelliklerle şehir içi ulaşıma yeni bir soluk getireceğini söyledi.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, TEMSA ve ASELSAN ortak üretimi olan ilk yüzde 100 yerli elektrikli otobüs Avenue EV'nin tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, yeni modelin otomotiv sektörü ve Türkiye için hayırlı olması temennisinde bulundu.
TEMSA'nın bugün Türkiye'nin en önemli otobüs, midibüs ve hafif kamyon üreticilerinden biri haline geldiğini, üretimdeki bu başarısını ihracata da yansıttığını ve bugüne kadar 66 ülkeye 10 binden fazla araç ihraç ettiğini anlatan Özlü, firmanın yaptığı üretim kadar sektöre getirdiği yenilikleri de çok önemsediklerini ifade etti.
8 dakikada tam şarja ulaşabilen ve tek şarjla 50-70 kilometre yol gidebilen aracın tanıtım toplantısında konuşan, "TEMSA ve ASELSAN ortak üretimi olan bu araç, ülkemizin ilk yüzde 100 milli elektrikli otobüsüdür. Bu aracın, sahip olduğu özelliklerle şehir içi ulaşıma yeni bir soluk getireceğine inanıyorum. Bu aracı geliştiren TEMSA'yı ve aracın motorunu geliştiren ASELSAN'ı yürekten tebrik ediyorum." diye konuştu.
Faruk Özlü, "Bu yıl içinde birçok farklı firma yeni yatırımları hayata geçirdi, yeni modellerin üretimine başladı. Türkiye ekonomisiyle ilgili endişe duyanlara verilen en iyi cevabın işte bu tür yeni yatırımlar olduğunu düşünüyorum." dedi.
TEMSA'nın Avenue EV'yi en kısa sürede banttan indireceğine inandığını dile getiren Özlü, bu yeni modelin sektör için büyük önem taşıdığını vurguladı.
"BİR TÜRK OTOMOBİL MARKASI OLUŞTURACAĞIZ"
Otomotiv sektörünün yan sanayi ile birlikte ele alındığında Türkiye'nin en büyük ihracat kalemini oluşturduğunu belirten Özlü, bu yıl ihracatta bir düşüş olmasına karşın otomotiv sektörünün ihracatında artış yaşandığını söyledi.
.


Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Özlü, "Sektörün geleceğine damga vuracak olan bu alanlarla ilgili Ar-Ge çalışmalarına yoğunlaşacağız. Özellikle yan sanayimizi de gelecek projeksiyonlarına uygun bir dönüşüme tabi kılacağız. Ar-Ge ve tasarımı tamamen yerli olan, IP hakları bize ait olan modellerin üretimde payını artıracağız. Bir Türk otomobil markası oluşturacağız. Böyle bir markanın varlığı, Türkiye'deki otomotiv sektörüne bir bütün halinde güç katacaktır." diye konuştu.
"BELEDİYELERİN ELEKTRİKLİ OTOBÜS KULLANMASINI İLERLEYEN YILLARDA ZORUNLU HALE GETİRECEĞİZ"
Konuşmasının ardından Bakan Özlü'ye, Sabancı Holding Üst Yöneticisi (CEO) Zafer Kurtul ve Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı Müdürü Orhan Akbaş tarafından otobüs maketi takdim edildi.
Özlü, daha sonra TEMSA ve ASELSAN ortak üretimi olan ilk yüzde 100 yerli elektrikli otobüs Avenue EV'yi inceledi. Araç koltuğunda basın mensuplarına yaptığı açıklamada Özlü, bütün dünyada elektrikli araçlara karşı bir eğilim olduğunu, gelecek dönemde özellikle şehir içlerinde elektrikli araçların kullanımının zorunlu hale geleceğini, Türkiye'de de bu yönde çalışmalar olduğunu söyledi.
Avenue EV'nin bu anlamda bir öncü çalışma olduğunu belirten Özlü, "Önümüzdeki dönemde bu otobüslerin seri üretimine geçilmesini ve şehir içlerinde yoğun bir şekilde kullanılmasını temenni ediyoruz. Biz bakanlık olarak elektrikli araç üretimini destekliyoruz. Bundan sonraki dönemde de bu desteğimiz devam edecek. Özellikle belediyelerimizin elektrikli otobüs kullanmalarını teşvik edeceğiz, destekleyeceğiz. İlerleyen yıllarda bunu zorunlu hale getireceğiz." diye konuştu.

http://www.ahaber.com.tr/otomobil/2016/12/08/8-dakikada-sarj-olan-turkiyenin-ilk-yuzde-100-yerli-elektrikli-otobusu-yola-cikti

Wednesday, 7 December 2016

Milli kripto 'Göktürk-1' ile uzayda


Milli kripto 'Göktürk-1' ile uzayda

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Ergin, "Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü mühendisleri, kriptoloji alanındaki uzmanlıklarını ilk kez Göktürk-1 uydu projesiyle uzaya taşıdı." dedi.

Milli kripto 'Göktürk-1' ile uzayda
ANKARA - MEHTAP YILMAZ
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAKBaşkanı Prof. Dr. Arif Ergi̇n, Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü (UEKAE) mühendislerinin kriptoloji alanındaki uzmanlıklarını ilk kez Göktürk-1 uydu projesiyle uzaya taşıdıklarını belirterek, "Uydudaki yerli ürünlerin bir tanesi de bizim milli kriptomuz. TÜBİTAK bünyesinde barındırdığı tecrübeli iş gücü kaynağıyla, uzayda verilecek yeni görevleri başarıyla tamamlamak için hazır." dedi.
Ergin, AA muhabirine, TÜBİTAK Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi (BİLGEM) ve UEKAE'nin çalışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
TÜBİTAK BİLGEM, Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsünün, son yıllardaki çalışmalarında önemli bir mesafe katettiğini anlatan Ergin, enstitünün Türkiye sınırlarını aşarak, NATO'nun da dahil olduğu ülke ve organizasyonlara teknoloji sağlar duruma geldiğini söyledi.
Ergin, bu kapsamda milli savunma sanayisi için kritik projelerde yer alan UEKAE'ye, Hava Kuvvetleri Komutanlığı ve Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) tarafından, Göktürk-1 uydusunun kripto sistemlerini geliştirme görevinin verildiğini hatırlattı.
Göktürk-1 uydusunun önemine işaret eden Ergin, projede sabit ve mobil yer istasyonları ile uydu arasındaki veri güvenliğini sağlayacak kripto cihazları ve anahtar üretim altyapısının, TÜBİTAK mühendislerince milli olarak geliştirildiğini, üretildiğini ve testler sonucunda yörüngeye fırlatıldığını ve uzaydaki görevine başladığını dile getirdi.

"Türkiye, uzaydaki gücünü arttırdı"

Ergin, uydu kripto sistemlerinin, aktarılacak fotoğraf ve görüntüler itibarıyla ülkeler için hayati önem taşıdığını belirtti. Uydu sinyallerinin şifrelenmeden gönderilmesi halinde, sinyallerin istenmeyen kaynaklar tarafından yeniden üretilebildiğine ve uyduya sahip ülkenin kontrolü kaybedebildiğine değinen Ergin, bu durumun önüne geçmek için uydu sinyallerinin kriptolanması gerektiğini vurguladı. Göktürk-1'in takibe aldığı görüntülerin başka ülke ve kuruluşlarca izlenmemesi gerektiğinin altını çizen Ergin, uyduların kripto sistemlerinin milli olanaklarla geliştirilmesinin çok önemli olduğunu kaydetti.
UEKAE mühendislerinin, kriptoloji alanındaki uzmanlıklarını ilk kez Göktürk-1 uydusu projesiyle uzaya taşıdıklarına dikkati çeken Ergin, şöyle konuştu:
"Uydudaki yerli ürünlerin bir tanesi de bizim milli kriptomuz. Görüntü çözünürlüğü, veri indirme hızı, manevra kabiliyeti ve gelişmiş yer sistem özelliklerine sahip Göktürk-1 uydusu ile Türkiye uzaydaki gücünü arttırdı. TÜBİTAK BİLGEM, bünyesinde barındırdığı tecrübeli iş gücü kaynağıyla, uzayda verilecek yeni görevleri de başarıyla tamamlamak için hazır. Bugüne kadar birçok alanda sağlanan tecrübeye ilave olarak, Göktürk-1 uydusundan elde edilen teknolojik kazanımları, yeni projelerde ülkemizin hizmetine sunacağız."

Türk Akımı, deniz kısmı inşaatı için tarih belirlendi




DEV PROJENİN İNŞAATI İÇİN TARİH BELİRLENDİ

Gazprom Yönetim Kurulu Başkanı Aleksey Miller, Türk Akımı boru hattının deniz kısmının inşaatının 2017 yılının ikinci yarısında başlayacağını, iki hattın da 2019 yılı sonuna kadar hazır olacağını bildirdi.

Miller konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Bugün kendimizden emin bir şekilde 2017 yılının ikinci yarısında Türk Akımı'nın deniz kısmının inşaatının başlayacağını söyleyebiliriz. İki boru hattı da 2019 yılı sonuna kadar hazır olacak" denildi.
Öte yandan Rusya Enerji Bakanı Aleksandr Novak da, boru hattının inşaatının 2017 yılında başlayacağını, hem deniz, hem de kara kısmın inşaatın bitiş süresinin 2019 yılının sonu olduğunu belirtti.
http://www.ahaber.com.tr/ekonomi/2016/12/07/turk-akimi-deniz-kismi-insaati-icin-tarih-belirlendi

Etiyopya Hakkında Ansiklopedik Bilgiler


Etiyopya veya Etyopya, resmî adıyla Etiyopya Federal Demokratik Cumhuriyeti (AmharcaItyopp'ya Federalawi Demokrasiyawi RipeblikAfrika Boynuzu' nda yer alan büyük bir Doğu Afrika ülkesi. Ülkenin başkenti yerel dilde "yeni çiçek" anlamına gelen Addis Ababa'dır. SudanGüney SudanEritreCibutiSomaliKenya ve Etiyopya'nın komşularıdır. Afrika kıtasının ikinci en kalabalık ülkesidir.
Etiyopya, Avrupalı sömürge güçlerini yenen ve bağımsız bir ülke olarak egemenliğini koruyabilen iki Afrika ülkesinden biridir (diğeri Liberya). 1945 yılında Birleşmiş Milletler'e üye olarak ilk bağımsız Afrika ülkesi oldu. Ülkenin Kızıldeniz boyunca uzanan sahil bölgesinin, 1993'te yapılan bir halk oylaması sonucunda Eritre adıyla bağımsızlığını ilan etmesi Etiyopya'nın Kızıldeniz ile olan bağlantısının kesilmesine ve ülkenin bir kara devletine dönüşmesine neden olmuştur.
Daha çok Habeşistan (Köleler Ülkesi) ismiyle bilinen Etiyopya, tarihte bilinen en eski medeniyetlerdendir. Kuruluşunu MÖ 13. yüzyıla kadar götürebileceğimiz Etiyopya devleti, 1936-1941 arasındaki Mussolini İtalya'sının istila ve işgal hareketini saymazsak, tarihi boyunca bağımsızlığını koruyabilmiş ve Afrika Kıtası'nın bazı Avrupa devletlerince sömürge yapılamamış tek ülkesidir. 1960-1990 yılları arası ülkedeki Eritre sorunu nedeniyle çatışmalı ve gerginliklerle geçirilmiştir.
Bilim adamları tarafından Afar bölgesinde yapılan arkeolojik kazılarda 3 milyon yıllık insan iskeleti kalıntılarına rastlanılması, tarihi çağların başlamasından çok önceleri bile bölgenin, insan toplulukları için bir yaşam sahası olarak kullanıldığını gösterir. Etiyopya'dan bahseden ilk tarihi belgeleri yaklaşık M.Ö. 5000 yılına kadar götürebilmek mümkündür. İlk Çağ'da kuzeydeki Mısır Krallığının yöneticisi olan Firavunların altın, fildişi, tütsü ve köle aramak üzere Kızıldeniz kıyılarını takip ederek bu bölgeye geldikleri sanılmaktadır. Etiyopya topraklarında modern anlamda ilk kurulan devlet MÖ 8. yüzyılda ortaya çıkan D'mt Krallığıdır. D'mt Krallığı'nın MÖ 1. yüzyılda çöküşü ile beraber bölgede,yine aynı yüz yılda Aksum Krallığı ortaya çıktı. Aksum Krallığı zamanla güçlenerek sınırlarını Habeşistan dışında bugünkü EritreCibutiSudanSomali ve Arabistan yarımadasında yer alan Yemen'i içine alacak şekilde genişletti.

Coğrafya[değiştir | kaynağı değiştir]

Etiyopya yaklaşık 1,2 milyon kilometre karelik bir yüz ölçüme sahiptir. Kuzeyinde EritreCibuti ve doğusunda Somali bulunurken, batıda SudanGüney Sudan ve güneyde Kenya komşu ülkelerdir. Etiyopya’nın denize sınırı yoktur. Ülkede birkaç sismik bölge olmasına rağmen aktif halde bulunan volkanlar yoktur. Dağlık bölgeler ülkenin kuzey kesimlerinde yer almaktadır (4500 metre yüksekliğe sahip Ras Dashen'in bulunduğu Semien Dağları). Orta bölgelerdeki yüksek alanlarda 4300 metreden daha yüksek olan Batu ve Karra Dağlarının olduğu ikinci dağlık alan bulunmaktadır.
Etiyopya yüksekliği 2000 ve 3000 metreler arasında değişen yüksek bir platoya sahiptir. Ülkenin kuzey doğusundan başlayan ve merkezden güneybatıya doğru genişleyen Rift Vadisi ülkeyi iki parçaya ayırmaktadır. Rift Vadisi bölgesinde daha çok bölgenin güney ve güneybatısında birçok göller bulunmaktadır. Etiyopya’da Abay olarak bilinen Nil Nehri ülkeyi kuzeybatıdan keserek ülkede yaklaşık 800 km'lik bir yol almaktadır. Etiyopya’daki en uzun iki nehir güneydoğu istikametinde akan ve yüksek bölgelerden düşük rakımlı bölgelere doğru ilerleyen Awash ve Wabishebelle nehirleridir. Ülkede 2 milyar MW hidroelektrik üretimini mümkün kılan birçok irili ufaklı nehir bulunmaktadır.

Ekonomi[değiştir | kaynağı değiştir]

1990'lı yılların başından itibaren Etiyopya serbest pazar ekonomisine dayalı stratejiler izlemiş ve yapısal reformlar başlatmıştır. Bu çerçevede, iç fiyatların yeniden düzenlenmesi, dış ticaret liberalizasyonu, devlet işletmelerinin özelleştirilmesi, iç ve dış özel yatırımların desteklenmesi ve özel sektörün geliştirilmesi hükümetin öncelikleri arasında yer almıştır.
Hükümet yollar, elektrik santralleri ve telekomünikasyon gibi ülkenin altyapısını idame ve geliştirme için yoğun bir yatırım sürecine girmiştir Bunun yanı sıra, hükümet kamu iktisadi kuruluşlarının özelleştirilmesi programını da devreye sokmuştur. Özelleştirme süreci her ne kadar yavaş olsa da hükümet son beş yıl içinde birçok küçük ve orta ölçekli kamu iktisadi kuruluşunu özelleştirmeyi başarmıştır.
Maliye Bakanlığı Etiyopya
Hükümet elektrik santralleri ve telekomünikasyon gibi sektörlerde yabancı yatırımların ülkeye gelmesine çalışmaktadır. Tarım kesimi, tekstil ve deri gibi tarıma dayalı sanayilerde ve turizm sektörünün gelişiminde yabancı sermayeye ihtiyaç duyulmaktadır.
Yabancı ve yerli sermaye yatırımlarını teşvik etmek amacıyla, 1992 yılında Yatırım Kanunu (Investment Code) yayınlanmış ve o zamandan günümüze kadar iki kere gözden geçirilmiştir. Bu dönem süresince, Madencilik ve İşgücü Kanunları da devreye konulmuştur.
Etiyopya’nın ekonomisi GSYİH'nın % 50'sini, ihracatının %90'ını ve istihdamının %80'ini içeren tarıma dayanmaktadır. Ekilebilen alanların yalnızca 1/5'i ekilip, biçilmekte ve bu alanlar yalnızca yağmur ile sulanmaktadır. Ancak, bölgeler, yağış miktarı açısından farklılık göstermektedir. Tarım kesimi sık sık ortaya çıkan kuraklık ve kötü tarımcılık uygulamalarından dolayı sıkıntı yaşamaktadır. Ayrıca, yiyecek yardımları söz konusudur.
2000'li yılların sonlarında tarımsal üretim önemli ölçüde artmıştır. Tarımsal üretimi artırmak ve yiyecek yeterliliğini çoğaltmak amacıyla çeşitli tedbir politikaları belirlenmiştir. Bu tedbirler arasında, kıtlığı erken uyarma sistemi, tarımsal hizmetleri artırmak ve gübrenin daha geniş alanlarda kullanımının sağlanması yer almaktadır.
Tarım üretiminin %80'ini tahılmısırarpadarı ve teff (bir tür tahıl ürünü) oluşturmaktadır.
Bakliyat ve yağlı tohumlar da önemli ölçüde üretilmektedir. Tahıl tamamen iç tüketimde kullanılmaktadır. Bakliyat ve yağlı tohumlar, daha az miktarda olmak üzere kavun gibi meyveler de komşu ülkelere ihraç edilmektedir.
Kahve, Etiyopya ekonomisi için son derece önemlidir. Tahminlere göre kahvenin Etiyopya’nın GSYİH'na katkısı %10 oranındadır. 15 milyon kişiden daha fazla bir nüfus (nüfusun %25'i) kahve sektöründen geçimini sağlamaktadır.
Etiyopya, Afrika’nın en fazla canlı hayvan varlığına sahiptir. Bunların (kedi,köpek,kuş,balık,somonbalığı, deri ve postları ülkenin önemli ihracat gelirini oluşturmaktadır.
İmalat sanayi GSYİH'nın %5'ini oluşturmaktadır. İmalat sanayinin büyük çoğunluğu devletin yönetimindedir. Ancak, özelleştirme faaliyetleri de başlamış bulunmaktadır. İmalat sanayi üretiminin %40'ından daha fazlasını gıda ve içecek, özellikle bitkisel yağ, un mamulleri ve bira oluşturmaktadır.
Tekstil sektörü, 19'u devlete, 14'ü ise özel sektöre ait olan tekstil ve konfeksiyon fabrikalarını ihtiva etmektedir. Anılan sektör, tüm imalat sanayi çalışanlarının yaklaşık %30'unu içermektedir.
Madencilik sektörünün, Etiyopya ekonomisi içinde önemi azdır. Kireçtaşı, kil, mermer üretimi oldukça fazladır. Ayrıca metalik olmayan mineral üretiminde ise büyük artış olmuştur. Diğer taraftan kömür, demir, tantal ve potasyum rezervlerinin olduğu tahmin edilmektedir.

Etiyopya toplumu[değiştir | kaynağı değiştir]

Etiyopya' da 80' in üzerinde etnik grup bulunmaktadır. Oromolar, Amharalar, Tigreler, Sidamolar, Shankellalar, Somalililer, Afarlar ve Gurageler Etiyopya topraklarında yaşayan belli başlı etnik topluluklardır. Bunlardan Oromalar yaklaşık %35 oranla Etiyopya'nın en kalabalık etnik grubunu oluştururlar.
Etiyopya toplumunda birkaç din görülmektedir. Nüfusun %62,7'sini oluşturan Hristiyanlar en büyük dini gruptur.(%43,5 Ortodoks Hristiyan, %18,5 Protestan Hristiyan, %0,7 Katolik Hristiyan).Etiyopya'daki en büyük ikinci dini topluluğu %33,9 oranıyla Müslümanlar oluşturmaktadır. Müslümanların çoğunu Şafii mezhebi ve Selefiyye mezhebine inanan Sünniler oluşturmakta olup, Şiiler ise Müslüman toplumu içinde azınlık olarak bulunmaktadır. Ayrıca Etiyopya' da %2,7 oranında Animist ve %0,6 oranında diğer dinlere inananlar bulunmaktadır.[2] İsrail devletinin kuruluşundan sonra Filistin'e göçmüş olsa da az sayıda Falaşa Yahudisi bulunmaktadır.
Etiyopya' da ki etnik gruplar
Etnik GrupNüfus
Oromo
  
25.4 (34.4%)
Amhara
  
19.9 (27.0%)
Somaliler
  
4.59 (6.22%)
Tigray
  
4.49 (6.08%)
Sidama
  
2.95 (4.00%)
Gurage
  
1.86 (2.52%)
Welayta
  
1.68 (2.27%)
Afar
  
1.28 (1.73%)
Hadiya
  
1.27 (1.72%)
Gamo
  
1.10 (1.49%)
others
  
9.30 (12.6%)
2007 nüfus verilerine göre milyon olarak.

George Katedrali Addis Ababa Halı ve Addis Ababa, Etiyopya Aziz Giyorgis kilisenin dış çemberi ritüel davul.

Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts