Friday, 30 December 2016

Emekliye promosyon 2017 son dakika haberleri emekli ikramiye tutarı kaç TL



Emekliye promosyon 2017 son dakika haberleri emekli ikramiye tutarı kaç TL


Türkiye'de 11 milyon emekli insanı kapsayan ve bu insanların neredeyse bir yıl gibi bir süredir sonuç beklediği emekliye promosyon ücreti ile ilgili son dakika açıklaması yapıldı. SSK ve Bağ-Kur emeklileri zam oranlarını, memur emeklileri ise enflasyon farkını 3 Ocak’ta öğrenecek. Zamlar 16 Ocak’tan itibaren ceplere girecek

Emeklilerin Ocak zammı için geri sayım başladı. Tüm emeklilere Ocak'ta zam olacak. SSK ve Bağ- Kur emeklileri zam oranlarını, memur emeklileri ise enflasyon farkını 3 Ocak'ta öğrenecek. Zamlar 16 Ocak'tan itibaren ceplere girecek. SSK ve Bağ-Kur emeklilerine, Ocak'ta, 2016'nın ikinci 6 aylık döneminde gerçekleşen enflasyon kadar zam yapılacak. Zam oranı, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından 3 Ocak'ta enflasyon verilerinin açıklanmasıyla belli olacak. SSK ve Bağ-Kur emeklileri, aynı ayda zamlı maaşlarını alacak.
Başbakan Yıldırım'dan son dakika emekliye promosyon açıklaması
Emeklilerimize şunu anlatmak istiyorum. Bildiğiniz dün itibarıyla 2017'den geçerli olmak üzere asgari ücrette yüzde 10 civarında, yüzde 10'a yakın bir artış gerçekleşti. Bu yıllık enflasyonun üzerinde bir artıştır. Gönül arzu eder ki, daha fazla verelim. İleride imkanlarımız arttıkça daha fazlasını vermeye gayret göstericeğiz. Emeklilerimiz bu ülke için çalıştılar, gayret ettiler. Onların iyi şartta yaşamaları bizim öncelikli hedefimiz. 
2017 yılında emeklilerimize maaşlarına ilaveten promosyon diye bilinen bir ödeme yapılacak. Bu ödemede bin lira altında emekli maaşı alanlara bir seferde 300 Lira, bin lira iki bin lira arasında 375 lira, 2 bin lira üzerinde emekli maaşı alanlar 450 lira almış olcak. Emekli maaşı bankalara yatırılıyor. Bankalar parayı tuttukları için böyle bir imkan sağladılar. Asgari bu kadar ancak bundan fazlasını vermek isterlerse amenna. 11,5 milyon emekli yararlanıyor bu promosyandan. Çoğu emekli bin-iki bin aralığında onlar 375 lira alacak. Demekli ağırlıklı ortalama 375 lira diye açıklayabiliriz. Hayırlı olsun. Bir nebze olsun emeklilerimizin ihtiyacını karşılamak için yapılan bir çalışmadır. 
Bunun yıllık tuturı 5 katrilyondur. Bankalar ve hükümetimiz bu kaynağı emeklilerimize, emekli maaşlarına ilave olarak bu promosyon şeklinde sağlamıştır. 3 yıl hesaplar bankada tutulma karşılığı bu ödeme yapılacak. Ama ödeme bir seferde yapılacak. 2017'de emeklilerimizin maaş aldığı takvime uygun olarak 1-2 ay içerisinde ödenmiş olacak.

Yaklaşık 9 milyon SSK ve Bağ-Kur emeklisi, maaşını her ayın 16'sı ile 28'i arasında alıyor. 3 Ocak'ta belirlenen zam oranına göre yeni aylıklar hesaplanacak ve emekliler 16 Ocak'tan itibaren maaş ödeme günlerine göre parasına kavuşacak. SSK ve Bağ-Kur emeklileri zam oranını merakla beklerken, Merkez Bankası'nın enflasyon tahminleri bunun yüzde 3.73 olacağını gösteriyor.
Eğer zam yüzde 3.73 olursa en düşük maaş; 2000 yılından önce emekli olan SSK'lılarda bin 339 liradan bin 389 liraya, 2000'den sonra emekli olan SSK'lılarda 798 liradan 828 liraya, Bağ-Kur esnaf emeklilerinde bin 163 liradan bin 206 liraya, Bağ- Kur tarım emeklilerinde ise 916 liradan 950 liraya yükselecek. Memur emeklilerine de Ocak'ta zam var.
MEMUR EMEKLİLERİ DE VAR 
Toplu sözleşme kapsamında memur emeklilerine yüzde 3'lük toplu sözleşme zammı ve 2016'nın ikinci yarısındaki enflasyon yüzde 5'i aşarsa enflasyon farkı yansıtılacak. Halen en düşük memur emeklisi aylığı bin 701 lira seviyesinde bulunuyor. Yüzde 3'lük zamla bu maaş, 51 lira artışla bin 752 liraya yükselecek. enflasyon farkı oluşursa, maaş daha da artacak. Memur emeklileri, maaşlarını her ayın 1'i ile 5'i arasında alıyor.
Enflasyon farkı olup olmayacağının belirlenmesi için 3 Ocak'ta açıklanacak veriler bekleneceğinden; memur emeklilerine maaşları Ocak ayı başında zamsız ödenecek, daha sonra zam farkı yatırılacak. Eğer Merkez Bankası'nın 2016'nın ikinci yarısı için yüzde 3.73'lük enflasyon tahmini tutarsa, memur emeklilerine fark olmayacak, yüzde 3'lük artış maaşlara yansıtılacak.
EMEKLİ PROMOSYON ÜCRETİ NEDİR?
Emekli promosyon ücreti kısaca, finans kuruluşlarının 11 milyon gibi çok ciddi bir insanın emekli maaş hesaplarının likiditesini işletmesinin karşılığı olarak müşterisine promosyon parası vermesini öngören bir uygulama. Bu noktada, tabi olarak devletin yetkili kurumları anlaşmayı sağlama aşasında aracı durumunda yer alıyor.
BİR YILDIR GÜNDEMDE
Öte yandan vatandaşların büyük sabırsızlıkla beklediği bu promosyon konusu bir yıldır gündemdeki yerini koruyor. Bu nedenden dolayı hükümetin hadiseyi yılbaşına kadar halletmesi bekleniyor.
EMEKLİ ZAM İÇİN TARİH BEKLİYOR
Bu yıl emekli olacaklar için sağlanan ekstra zam, "Dilekçemi şimdi mi vermeliyim?" sorularını artırdı. Emeklilik dilekçesini bu yıl bitmeden vermek ile 1 Ocak'ta vermek arasında farklar bulunuyor. Geçtiğimiz Ocak'ta tüm SSK ve Bağ-Kur emeklilerine 100 lira seyyanen zam verildi. Bu zammın 2016'nın sonuna kadar SSK ve Bağ-Kur'dan emekli olacak herkesi kapsaması için de düzenleme yapıldı. Yani 31 Aralık'a kadar emeklilik dilekçesi veren bir kişi, 100 lira da seyyanen zam alacak. Ocak 2017'den itibaren emekli olanlar ise bu artıştan yararlanamayacak.
Emekliye+promosyon+2017+son+dakika+haberleri+emekli+ikramiye+tutar%C4%B1+ka%C3%A7+TL

2017'de hedef 'depreme dayanıklı Türkiye'


2017'de hedef 'depreme dayanıklı Türkiye'

Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki, ''Kentsel dönüşüm alanında da Türkiye'de adeta bir güzergah değişimi, bir hat değişimine gireceğiz, Türkiye'yi çok hızlı olarak depreme dayanıklı hale getireceğiz. Bunun çalışmalarını şimdiden başlattık." dedi.

2017'de hedef  'depreme dayanıklı Türkiye'
ANKARA
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, "2017 yılı aslında bizim güneydoğuda yaptığımız çalışmaların bittiği ve teslim edildiği bir yıl olarak karşımızda duracak. Kentsel dönüşüm alanında da Türkiye'de adeta bir güzergah değişimi, bir hat değişimine gireceğiz, Türkiye'yi çok hızlı olarak depreme dayanıklı hale getireceğiz. Bunun çalışmalarını şimdiden başlattık." dedi.
Özhaseki, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bakanlığın 2017 yılında yapmayı planladığı çalışmalar hakkında bilgi verdi. 
"2016 yılı Anadolu deyimiyle hep yüreğimizin kalktığı bir yıl oldu." diyen Özhaseki, 2016'da her an teyakkuzda olduklarını, olumsuz haberler alarak yılı geçirdiklerini ifade etti.
Özhaseki, "15 Temmuz gibi bizde çok derin yaralar açan bir olay yaşadık. Allah bir daha yaşatmasın. 2016 yılında gerek ülke içerisinde gerekse ülkemiz dışında o kadar olumsuzluklar yaşandı ki inşallah bu olumsuzluklar zirve yapmış olur. İnşallah bundan sonra bu kötülükleri yaşamayız. 2017 bizim için barış, huzur yılı olur. Ağzımızın tatlıca geçebileceği bir yıl olur diye ümit ediyorum." temennisinde bulundu.
Bakanlığın çalışmalarına da değinen Özhaseki, hem çevre hem de şehircilik alanında önemli işler yapıldığına işaret etti. Özhaseki, "Yaptığımız çalışmalardan özellikle güneydoğuda terörden etkilenen, mağdur olan vatandaşların şehirlerini ihya etmek, altyapı, üstyapılarını sonra da insanların evlerini yapmak gibi bir görevi, geçtiğimiz yılın en önemli, hayırlı işi olarak görüyorum." diye konuştu.
Özhaseki, yeni yıla yönelik olarak da "2017 yılı aslında bizim güneydoğuda yaptığımız çalışmaların bittiği ve teslim edildiği bir yıl olarak karşımızda duracak. Kentsel dönüşüm alanında da Türkiye'de adeta bir güzergah değişimi, bir hat değişimine gireceğiz, Türkiye'yi çok hızlı olarak depreme dayanıklı hale getireceğiz. Bunun çalışmalarını şimdiden başlattık. Emareleri gözükmeye başladı ama sonuçlarını da 2017'den itibaren almaya başlarız." ifadelerini kullandı.

Gayrimenkul Borsası

Süreç içinde inşaat sektörünü hızlandıracak adımların atılması gerektiğine işaret eden Özhaseki, yerli aktörleri hızlandırarak ekonomiye can suyu verilebileceğini vurguladı.
İnşaat sektörünün önünü açacak birtakım yeni formüllerin bulunması gerektiğini aktaran Özhaseki, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İnşaat sektörünün, müteahhitlik kurumunun bizden beklentilerini tek tek tespit ettik. Onları Bakanlar Kuruluna sunacağız. Sonra Gayrimenkul Borsası işini bir tartışacağız. Yani Gayrimenkul Borsası kurulması Türkiye için faydalı mı olur? Bunları uzun uzun tartışacağız. Şahsi kanaatim faydalı olacağı yönünde çünkü sektörde ne kadar elimizde sepet içerisine koyduğumuz gayrimenkulümüz varsa bunu menkulleştirmiş olacağız. Biz arz ediyoruz, sağlam gruplar arz ediyor, elindeki malları karşıda da alıcı gruplar buradan istedikleri kadar alıyorlar. Türk milleti olarak gayrimenkule düşkünlüğümüz malum. Dünyada bir evimiz olsun isteriz. Ondan dolayı da gücü yetmeyenlerin bile çok daha az miktarda gayrimenkul işine girerek, ortak olabilecekleri, alıcıyla satıcıyı aynı platformda buluşturduğumuz bir borsa olacak diye düşünüyoruz."

"İmar hakkı transferi" Bakanlar Kuruluna sunulacak

Gayrimenkul Borsası çalışmasının yanı sıra yeni bir sistemi daha gündeme getireceklerini belirten Özhaseki, "İmar hakkı transferi dediğimiz uygulama var. Mesela şahsın imar hakkını veremiyorsunuz. Arsası var, yeşil alana girmiş, ev yapamıyor. Okul alanına gitmiş, ev yapamıyor. İşte o hakkını başka yerde kullanmasını sağlayacak bir sertifikadan bahsediyoruz. Bunları da hazırlayacağız. İnşaat sektörünün önünü açacak epeyce formül inşallah önümüzdeki günlerde geliyor." dedi.
Özhaseki, tüm bu formüllerin Bakanlar Kuruluna sunulacağını ifade ederek, ortak kabulün oluşmasının ardından yasaya dönüştürüleceğini ve Meclise sunulacağını kaydetti.

"Her şehrin imar yönetmeliği ayrı olacak"

Hali hazırda İstanbul gibi nüfusu yoğun olduğu şehirlerde, Hakkari'nin Yüksekova ilçesi veya Sivas'ın Şarkışla ilçelerindeki imar yönetmeliklerinin aynı olduğuna dikkati çeken Özhaseki, "Böyle bir şey olamaz. Her yerin özellikleri kendine hastır. Oranın kendine has iklimi, coğrafyası, topografyası, eskiden gelen bir şehircilik geleneği ve hali hazırdaki yerleşimi çok farklıdır. Bütün bunları aynı potada tutmak biraz haksızlık olur. 500 nüfuslu küçük bir mahalle ile 15 milyonluk bir şehir için imar yönetmeliğini aynı tutarsanız, bazen bu doğru sonuç verir bazen de çok yanlış sonuçları ortaya çıkarır." diye konuştu.
Özhaseki, bu sistemin yanlış olduğunu, bireylerin eldeki imar yönetmeliklerine dayalı olarak bunu çok kötüye kullandıklarını da gördüklerini ifade etti.
Bazı projelerde 100 metrekarelik bir ev için 90 metrekarelik balkon getirildiğine dikkati çeken Özhaseki, "Bunu göz göre göre nasıl kabul edeceksiniz. Bütün bunların önünü kesmek lazım. Şehir silüetlerinin bozulması da o yüzden. Şehirlerimizin kimliği kaybolmuş vaziyette. Eskiden Selçuklu'nun bir kimliği vardı, 900-1000 sene önce 600 sene önce Osmanlı'nın bir kimliği vardı. Şimdi mühendisimiz var, mimarımız var, bilenlerimiz var, paramız ve her şeyimiz var. Bir şehir medeniyeti kurmak lazım. Bunun için de bu yönetmelikler, imar kanunları çok önemli." şeklinde konuştu.
Özhaseki, bu kapsamda bakanlık olarak önce imarın değişmez kurallarını ortaya koyacaklarını belirterek, ikinci olarak da bu çalışmanın şehirlere gönderileceğini ve orada şehrin özelliklerine göre gereken eklemelerin yapılmasını isteyeceklerini aktardı.
Şehirlerden gelen eklemelerin genel kurallara aykırı olmaması durumunda kabul edileceğini ve böylelikle her şehrin imar yönetmeliğinin ayrı olacağını bildiren Özhaseki, "İstanbul'un, Adapazarı'nın, Samsun'un, Adana'nın imar yönetmeliği ayrı olacak. Böyle bir çalışma yapıyoruz. Herhalde bu çalışmayı da 6 ay içerisinde bitiririz diye düşünüyorum. O yüzden bizde eski devam eden imar yönetmeliği 6 ay kadar uzatıldı. Bizim bu çalışmalar bitene kadar." dedi.

Muhabir: Burcu Çalık, Yıldız Nevin Gündoğmuş

Başbakan Yıldırım'dan emekliye promosyon müjdesi




Başbakan Binali Yıdırım, bugün emekli promosyonu konusunda açıklama yapacak.




Milyonlarca emeklinin beklediği banka promosyonu çalışmaları tamamlandı. Emekliye verilecek promosyon ile ilgili olarak Çalışma Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, son kararı bugün veya yarın Başbakan Binali Yıldırım'ın açıklayabileceğini söyledi.
MAAŞA GÖRE PROMOSYON!
Merakla beklenen promosyon için artık son haftaya girildi. 11.6 milyon emekliye banka promosyonu ödenmesiyle ilgili çalışma Başbakan Binali Yıldırım'a sunuldu. Uzun süredir devam eden çalışma çerçevesinde SGK ve Çalışma Bakanlığı yetkilileri bankalarla çok sayıda toplantı yaptı. Bu toplantılarda bankalarla promosyon pazarlığı yapıldı. Çalışma Bakanlığı yaptığı toplantılarda promosyon ödenmesini kesinleştirirken tartışmalar daha çok miktar üzerinde yoğunlaştı. Bankalar emeklilerin beklentilerini karşılayamayınca yeni rakamlar ortaya çıktı. Tamamlanan dosyaya göre, maaşa göre promosyon verilmesi görüşü ağırlık kazanırken, tutarların da artması bekleniyor. Çalışma Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, 2 bin liranın altı için 300-350 liralık bir rakamın ortaya çıktığını, bu rakamların Başbakan Binali Yıldırım tarafından artırılacağını söyledi.
Daha önce yapılan çalışmalarda maaşa göre promosyonda üç ayrı dilim ortaya çıkartılmıştı. Bu dilimler de bin liranın altında maaş alanlar, bin-2 bin lira arasında maaş alanlar ile 2 bin lira ve üstünde maaş alanlar şeklinde oluşuyor. Burada promosyon rakamları da 300 ile 450 lira arasında değişiyor. Bu rakamların Başbakan Yıldırım'ın devreye girmesiyle bankalar tarafından artırılması da bekleniyor. Ödemelerin nasıl olacağı ise rakamlar belli olduktan sonra açıklanacak. Dosyayı inceleyen Başbakan Binali Yıldırım'ın bu hafta banka yetkilileriyle görüşmesi de bekleniyor. Buradan çıkacak sonuca göre emeklilerin alacağı rakamlar açıklanmış olacak. Ödemelerin de yıl bitmeden başlaması planlanıyor. Bakan Müezzinoğlu bu konuda, "Sayın Başbakanımız gerekli talimatı verdi. İnşallah yıl sonu olmadan son noktayı koyacaktır" demişti.
Promosyon ödemeleri, protokol imzalanmasının ardından yapılacak. 3 yıllık ödeme yapılacak. Emekli bu dönemde aynı bankadan maaşını alacak. Banka da emekliye ödemeyi yapacak.. Promosyonların peşin ve bir defada emeklilerin hesabına yatırılması bekleniyor. Şu anda 12 milyon emekli için yıllık 150 milyar liraya yakın para bankalar vasıtasıyla ödeniyor. Bankalar bu paraları kullanarak belli bir gelire sahip oluyor. Ayrıca emeklilerin kullandığı ürünlerden de faiz ve hizmet gelirleri elde ediyor. Emekliler bankaların kazandıkları bu paraların bir kısmının kendilerine ödenmesini bekliyor..
PROMOSYONDA KARAR HAFTASI
11.6 milyon emekliye promosyonda sonuç bu hafta belli olacak. Başbakan Binali Yıldırım'ın promosyon müjdesini bu hafta içinde vermesi bekleniyor. Bankaların 3 yıllık promosyon teklifinin maaşı bin liraya kadar olanlar için '330 lira', maaşı bin ile 2 bin lira arasında olanlar için '400 lira', maaşı 2 bin liranın üstünde olanlar için '450 lira' şeklinde olduğu belirtiliyordu. Bu rakamların artması bekleniyor. Promosyonun devreye girmesiyle birlikte, Ocak'ta zam alacak olan emekliler ek gelire de kavuşmuş olacak..
PROMOSYONDA GERİ SAYIM
1) Emeklilerin uzun süredir beklediği promosyon için artık sayılı gün kaldı. Bu hafta 11.6 milyon emekliye promosyon için bankalarla görüşme yapılacak. Promosyonun bu toplantıda karara bağlanması bekleniyor. Ardından Sosyal Güvenlik Kurumu bankalarla protokol imzalayacak ve emekliler için promosyon dönemi başlayacak. Promosyon 3'er yıllık periyodlarla ödenecek. Banka, önümüzdeki 3 yıl boyunca maaşını kendisinden alacağını taahhüt eden emekliye 3 yıllık promosyonu toplu olarak ödeyecek. Promosyon tutarı maaşa göre değişecek. Bankaların son teklifinin de 'maaşı bin liraya kadar olan emekliler için 330 lira, maaşı bin-2 bin lira arasında olan emekliler için 400 lira, aylık maaşı 2 bin liranın üstünde bulunanlar için 450 lira' şeklinde olduğu ifade ediliyor. Başbakan Binali Yıldırım'ın devreye girmesiyle bu rakamların artması bekleniyor..
PROMOSYON TAMAM
2 milyon emeklinin merakla beklediği promosyon Aralık ayı içerisinde çözüme kavuşturulacak. İlk ödemelerde Ocak ayı ile birlikte yapılacak. Emeklilere maaş aldıkları bankalar ödeme yapacak. Promosyonla ilgili açıklamayı Başbakan Binali Yıldırım yapacak..
PROMOSYONDA MAAŞ PAZARLIĞI
Memurlar gibi banka promosyonu almak isteyen emekliler için karar yakın. Başbakan Binali Yıldırım, yılbaşına kadar promosyon konusunu çözüme kavuşturacak. Kısa süre içinde Türkiye Bankalar Birliği ile görüşecek olan Başbakan Yıldırım, promosyon teklifinin artırılmasını isteyecek. Ağırlıklı olarak promosyonun maaşa göre belirlenmesi üzerinde duruluyor. Tutar değişecek Çalışma Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, promosyonda 3 yıllık dönem için, maaşı bin liranın altında olanlara 120 lira, bin-2 bin lira arasında olanlara 250 lira, 2 bin liranın üstünde olanlara ise 450 lira rakamının ortaya çıktığını açıklamıştı. Ancak daha sonra bu tutarlarda artış olduğu kamuoyuna yansıdı. Bankaların promosyon için son teklifinin; maaşı bin liraya kadar olan emekliler için 330 lira, maaşı bin-2 bin lira arasında olan emekliler için 400 lira, aylık maaşı 2 bin liranın üstünde bulunanlar için ise 450 lira olduğu belirtiliyor.
Başbakan Yıldırım, bankacılarla yapacağı görüşmede bu tutarların artırılmasını isteyecek. Emeklilere verilecek promosyon konusunda Bakan Müezzinoğlu'nun pası kendisine attığını belirten Yıldırım, "En fazla 3 yıl mevduat tutma süresini esas alarak bir formülde sona, neticeye yaklaşmış durumdalar. Onu da yıl sonuna kadar bir esasa bağlayacağız" diye konuştu. Anlaşmanın yapılmasının ardından emeklilerin promosyonu alması için 3 yıl süresince bankasını değiştirmemesi gerekecek..
PROMOSYON 1 AYA HESAPTA
11.6 milyon emekliye banka promosyonunda son aşamaya gelindi. Emeklilere maaşlarını aldıkları bankaların promosyon ödemesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yürütülen çalışma tamamlandı. Bankalarla görüşmeler sonucu hazırlanan çalışma, Başbakan Binali Yıldırım'a sunuldu. Önümüzdeki 1 ay içinde de konu sonuca ulaştırılacak. Böylece emekliler, bu yıl bitmeden promosyona kavuşacak. Promosyonun detayları ise çalışmanın tamamlanmasının ardından duyurulacak. Promosyonla ilgili son gelişmeyi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu açıkladı. Müezzinoğlu, emekliye promosyon konusunun Başbakan Binali Yıldırım'ın önünde olduğunu belirterek, "Bir ay içinde tamamlayacağını ümit ediyorum" dedi.
MECLİS'TE AÇIKLADI
Meclis'te bakanlığının bütçe görüşmeleri sırasında milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Müezzinoğlu, emeklilere banka promosyonu verilmesine ilişkin, şunları kaydetti: "Sayın Başbakanımız'a tabloyu sundum. Kanaatim odur ki önümüzdeki 1 ay içinde Sayın Başbakanımız ile bu konuyu nihayetlendireceğimiz bir süreci tamamlamış olacağız. Promosyonda reel olarak yakalanan rakamlar konusunda bankalarla yapılan görüşmeler nedeniyle açıklama yapmıyorum. Türkiye Bankalar Birliği ile de görüşerek emeklimiz için katkı sağlayacak sürece Başbakanımız karar verecek."
DESTEK SÜRECEK
Bakan Müezzinoğlu, şu açıklamaları yaptı:
- Prim yapılandırması kapsamında bugüne kadar 26 milyar liralık Sosyal Güvenlik Kurumu alacağı yapılandırıldı.
- Asgari ücretin geldiği noktadan ben de mutlu değilim. Ama şuraya çıkaracağız da diyemem.
- Asgari ücret artışının işverene getirdiği ek maliyetin bir kısmının Hazine tarafından karşılanması 2017'de de devam edecektir.
- Kamu çalışanı reformunda önümüzdeki kısa vadede bir sonuç alabilmemiz zor görünüyor. Bizim sistemimize bir ilave daha taşeron getireceğiz. Hükümet çalışmalarını başlattı. Taşeron işlerinde 720 bin kişi var.
- Emeklilikte yaşa takılanlar emekli olursa sisteme getireceği ek maliyetin 400 milyar lira olduğu ve bu maliyetin son tahlilde sonraki nesillerin sırtına yükleneceği unutulmamalıdır.
- İşsizlik Sigortası Fonu'nun büyüklüğü 101 milyar lirayı geçti. Yıl sonu itibariyle 102 milyar 931 milyon lira olacağı tahmin ediliyor. Son 14 yılda 5 milyon kişiye 13.6 milyar lira işsizlik ödeneği verildi.. (Sabah)
PROMOSYON İMZASINI BAŞBAKAN ATACAK
Emekliler için banka promosyonu döneminin başlamasına kısa bir süre kaldı. 2016 yılı bitmeden imzanın atılması ve emeklilerin banka promosyonuna kavuşması planlanıyor. 11.6 milyon emekli için Çalışma Bakanlığı'nın bankalarla yaptığı pazarlıklarda, ortaya 3 yıllık dönem için 450 liraya varan tutar çıktı. Çalışma, Başbakan Binali Yıldırım'a sunulacak. Promosyon için kararı Başbakan Yıldırım verecek. Başbakan'ın devreye girmesiyle promosyon tutarında artış bekleniyor.
Başbakan Yıldırım'ın daha önce yaptığı açıklamalar da bu konudaki umutları artırdı. "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Mehmet Müezzinoğlu bu konuda çalışmaları yürütüyor. Bunlar neticelenince yaptığı çalışmaları bize getirecek. Onun gelmesini bekliyoruz. Bize geldiğinde devreye girip, kararımızı vererek sorunu çözeceğiz" diyen Yıldırım, "Olabilecek en iyi şartları emeklilerimizin lehine sağlamak için gerekli gayreti gösteriyoruz" ifadesini kullanmıştı. Şimdi emekliler, Başbakan'dan müjdeli haber gelmesini bekliyor. Promosyonda gelinen noktayı geçen hafta Bakan Müezzinoğlu duyurmuştu. Buna göre; 3 yıllık promosyonda çıkan rakam ortalama 300-350 lira. Ancak emeklilerin aylıklarında farklılıklar olduğu için, maaşa göre promosyon ödenmesi üzerinde duruluyor. Ortaya 3 ayrı dilim çıkıyor. Bu dilimler de bin liranın altında maaş alanlar, bin-2 bin lira arasında maaş alanlar ve 2 bin lira ve üstünde maaş alanlar şeklinde oluşuyor. Promosyon miktarları da buna göre 120 liradan başlayıp 450 liraya kadar yükseliyor.
Emlak vergisinde ikinci taksit dönemi başlarken; uzmanlardan 'Muafiyetlere dikkat' uyarısı geldi. Emlak vergisinde başta emekliler olmak üzere pek çok kesime muafiyet tanınıyor. Ancak pek çok kişi bu haklarını tam bilmediği için ödemeye devam ediyor. Emekliler, dullar, yetimler, ev hanımları, işsizler ve gaziler; eğer tek evleri varsa ve büyüklüğü 200 metrekareyi geçmiyorsa emlak vergisi ödemiyor. Uzmanlar, bu hak bilinmeyip ödenmişse de son 5 yıllık dönemde yatırılan paraların geri alınabildiğini belirterek, "Bu durumda olan emlak sahipleri, ilgili belediyeye muaf olduklarını yazılı bir dilekçe ile bildirmelidir. İade talepleri geriye dönük 5 yıl süre için yapılabilecektir. 2011 yılından bugüne ödenen vergiler iade edilir" diyor.

İhracat arttı, dış ticaret açığı azaldı



İhracat arttı, dış ticaret açığı azaldı

Türkiye'nin ihracatı, kasımda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9,7 artarak 12 milyar 817 milyon dolar, dış ticaret açığı yüzde 4,1 azalarak 4 milyar 113 milyon dolar oldu.

İhracat arttı, dış ticaret açığı azaldı

ANKARA
Türkiye'nin ihracatı, kasımda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9,7 artarak 12 milyar 817 milyon dolar, ithalatı yüzde 6 artarak 16 milyar 931 milyon dolar olarak gerçekleşti. Kasımda dış ticaret açığı, yüzde 4,1 azalarak 4 milyar 113 milyon dolar oldu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından oluşturulan kasım ayına ilişkin geçici dış ticaret istatistikleri açıklandı.
Buna göre, ihracat kasımda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9,7 artarak 12 milyar 817 milyon dolara yükseldi. Aynı dönemde ithalat ise yüzde 6 artarak 16 milyar 931 milyon dolara çıktı. Bu dönemde, dış ticaret açığı ise 4 milyar 291 milyon dolardan yüzde 4,1 azalışla 4 milyar 113 milyon dolara geriledi.
İhracatın ithalatı karşılama oranı, geçen yılın kasım ayında yüzde 73,1 iken, bu yılın aynı ayında yüzde 75,7'ye yükseldi.
İhracat, bu yılın ocak-kasım döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,7 azalarak 129 milyar 793 milyon dolara düştü. İthalat da geçen yılın ocak-kasım dönemine göre yüzde 4,8 gerileyerek 180 milyar 196 milyon dolar oldu. Bu dönemde, dış ticaret açığı ise yüzde 11,8 azalarak 50 milyar 403 milyon dolara geriledi.
Muhabir: Ayşenur Sağlam,Merve Özlem Çakır


http://aa.com.tr/tr/ekonomi/ihracat-artti-dis-ticaret-acigi-azaldi/716902

Ankara Çankaya'da Akpınar Mahallesi Sakinlerİ isyanlarda!: 'Bülent Tanık yüzünden sürünüyoruz'


Ankara Çankaya'da  Akpınar Mahallesi  Sakinlerİ isyanlarda!: 'Bülent Tanık yüzünden sürünüyoruz'
 2011’de heyelanla sarsıldı, 8 apartman büyük zarar gördü. Vatandaşlara yeni evler yapılması için tahsis edilen arazi CHP’li Çankaya Belediyesi’nce satıldı.
http://www.ankarahaberleri.net/ankara/bulent-tanik-yuzunden-surunuyoruz-h10510.html


'Bülent Tanık yüzünden sürünüyoruz'


 Akpınar sakinleri: Bakanlık devreye girdi, yeni bir arazi tahsis edildi. Etüt çalışmasının bitmesini bekliyoruz. Araziyi satan Bülent Tanık yüzünden 5 yıldır korku içinde yaşıyoruz Çankaya'ya bağlı Akpınar Mahallesi'nde 2011'de meydana gelen heyelanda bölgedeki 8 bina zarar gördü. Yaşananların ardından dönemin Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, Akpınar mağdurlarına Büyükesat'taki bir araziyi Belediye Meclisi kararı ile tahsis etti. 

Mağduriyetin giderilmesi için Büyükşehir Belediyesi tarafından da yoğunluğu artırılan arazi 2 yıl sonra Çankaya Belediyesi tarafından İller Bankası'na satıldı. 

BAKANLIK DEVREYE GİRDİ

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2013'te 8 binanın bulunduğu alanı riskli bölge ilan etti. Bakanlık daha sonra yine Çankaya Belediyesi'ne ait aynı mahalledeki bir araziyi Şubat 2014'te rezerv alan olarak belirledi. Aralık 2015'te Çankaya Belediyesi tarafından Hazine'ye devredilen arazide çalışmalara başlayan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın, jeolojik etüt çalışmalarının ardından konut inşasına başlanması bekleniyor. 


ÖNERGEYE CEVAP GELMEDİ

 Çankaya Belediyesi'nin yaptığı ve vatandaşları mağdur eden satış işlemi Belediye Meclisi'nde de gündeme getirildi. 2013'te Çankaya Belediye Meclisi'nde bulunan AK Parti Grubu "Yapılan işlemlerin hukuken eksik ve yanlış olduğu kanaatindeyiz. Konunun incelenerek sorumluları hakkında gerekli işlemlerin yapılmasını ve cevabın yazılı olarak Meclisimize takdimini teklif ederiz" diyerek yazılı önerge verdi. Aradan geçen 3 yılda Çankaya Belediyesi önergeye herhangi bir cevap vermedi.

'SÖZ VERDİĞİ ARSAYI SATTI' 

Başka bir yere gidecek imkânları olmadığı için riskli binalarda oturmaya devam ettiklerini ve 70-80 hanenin mağdur edildiğini belirten Mehmet Değirmenci, "Eski Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık 2011 yılında önce olayı üstlenmemeye çalıştı ancak baskılarla üstlendi. 2012'de de Büyükesat'ta bulunan kendilerine ait araziyi bize tahsis etti ve inşaat yapıp Akpınarlıları oraya taşıyacağının sözünü verdi. 2013 yılına kadar yazışmalarımızda, "Etüt yapıyoruz, sondaj yapıyoruz, merak etmeyin sizi oraya taşıyacağız" dediler. Fakat 2013 yılında bize söz verdiği arsasını İller Bankası'na verdiler" dedi. 

BÜLENT TANIK YÜZÜNDEN SÜRÜNÜYORUZ 


Mağduriyetlerini anlatmak için Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşleden'e başvurduklarını ancak kendisine ulaşamadıklarını belirten Mehmet Değirmenci şöyle dedi: "Başkan Alper Taşdelen'e hiçbir zaman ulaşamadık. Randevularımızı başkan çok yoğun diyerek geri çevirdiler. Meclis üyeleri ile de görüştüğümüzde yazılı olarak cevap vermemekle birlikte yüzümüze şifaen, 'Bülent Tanık bize enkaz devretti. Biz enkazı düzeltmeye çalışıyoruz' dediler. Bülent Tanık'ın yaptıkları yüzünden yaklaşık 5 senedir sürünüyoruz. Korka korka heyelanlı evlerde oturmaya devam ediyoruz."

El-Bâb: Suriye’nin Kapısı



El-Bâb: Suriye’nin Kapısı

El-Bâb gibi küçük bir kasabayı dünyanın ve Türkiye’nin gündemine taşıyan şey, onun Suriye savaşındaki stratejik konumu.
El-Bâb: Suriye’nin Kapısı

İSTANBUL - Prof. Dr. Cengiz Tomar
Bugünlerde haber bültenlerinde en çok duyduğumuz kelime el-Bâb. El-Bâb gibi küçük bir kasabayı dünyanın ve Türkiye’nin gündemine taşıyan şey, onun Suriye savaşındaki stratejik konumu elbette.
Aslında savaştan önce el-Bâb, Sünni Araplardan oluşan yetmiş bin nüfusuyla küçük bir yerleşim yeriydi. Arapçada ismi ‘kapı’ demek. İslam’ın ilk döneminde, Hz. Ömer zamanında fethedilen kasaba, Kuzey Suriye’nin en önemli ticaret şehri olan Halep’in yolunun üstünde bulunduğundan, bu isim “Halep’in Kapısı” manasına geliyor, nomenklatüre göre. Ama günümüzde bu isim, savaş nedeniyle “Suriye’nin Kapısı”na dönüşmüş durumda. Aslında el-Bâb’ı bugünlerde önemli yapan şey, kasabanın herkesin ortak düşmanı olan DEAŞ’ın elinde bulunması ve Suriye’de savaşan tüm tarafların konumları itibarıyla bir kavşakta yer alması.

El-Bâb ile çevresindeki yerleşimler arasındaki mesafeye bakıldığında, kasabanın ehemmiyeti daha iyi anlaşılabilir. El-Bâb Türkiye sınırına 35, Dâbık’a 30, Menbic’e 45, Halep’e 40, Tabka’ya 135 ve Rakka’ya 180 km. uzaklıkta. Ama esas önemli olan, yukarıda sayılan her bir yerleşim biriminin, Suriye’de vekâleten veya asaleten savaşan farklı grupların elinde olması ve el-Bâb’ın tam da bu yerleşim birimlerinin ortasında bulunması: Halep Rusya ve İran destekli Suriye rejiminin, Menbiç PYD’nin, Dâbık Türk ordusu destekli Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO), el-Bâb, Tabka ve Rakka ise DEAŞ’ın elinde. Yani el-Bâbı alan Kuzey Suriye’nin kapısını açmış oluyor. Tabi meseleye bir de bölgede savaşan güçler için el-Bâb’ın öneminin ne olduğu açısından bakmakta fayda var.
DEAŞ açısından el-Bâb savaşı, aslında Kuzey Suriye’de, hatta Suriye’de var olma savaşı. Şehir, devletimsi örgütün Kuzey Suriye’deki son kalesi. Üstelik homojen bir Sünni Arap nüfusa sahip olduğundan, el-Bâb sakinlerin bir kısmı DEAŞ’a taraftar dahi olabilir. Bu nedenle Cerablus’ta yaptığı gibi şehri terk edip gitmedi ve sonuna kadar direnmeye devam edecek. Zira burayı kaybederse, 135 km güneydeki Tabka’ya ve sözde başkentleri Rakka’ya kadar, tutunabileceği başka bir yerleşim birimi yok. Şayet el-Bâb DEAŞ’ın elinden çıkarsa, Suriye’nin kuzeyindeki (yani büyük şehirlere yakın) konumunu kaybederek insansız çöl bölgesine çekilmek zorunda kalacak. El-Bâb’dan sonraki hedefler ise DEAŞ tarafından rejimden alınan hava üssünün bulunduğu Tabka ve ardından Suriye’deki sözde başkentleri Rakka olacak.
Doktrini ve propagandası açısından büyük ehemmiyete sahip olan Dâbık’a 30 km mesafede bulunması, el-Bâb’ı DEAŞ açısından daha da önemli kılıyor. Osmanlıların Arap topraklarındaki 400 yıllık idarelerinin ilk adımını sembolize eden Merc-i Dâbık savaşını 1516 yılında yaptıkları Dâbık, DEAŞ’ın propagandası ve ideolojisinin merkezinde yer alıyor. DEAŞ’ın Hz. Peygamber’den geldiği iddia edilen bir rivayete dayandırdığına göre, kıyametten önce Müslümanlar ile Kafirler (Haçlılar) arasında yapılacak son ‘büyük savaş’ (Kıyamet Savaşı, Melhame-i Kübrâ, Armageddon, Har Megiddo) Dâbık’ta yapılacak ve savaşın sonunda Müslümanlar galip gelerek Mesih yeryüzüne inecek. DEAŞ bu iddiasını Hz. Peygamber’den rivayet edilen: “Rumlar, A'mak ve Dâbık isimli mahallere inmedikçe kıyamet kopmaz” cümlesiyle başlayan ‘melhame/fiten’ hadisine dayandırıyor. Örgütün İngilizce olarak yayımladığı dergisinin adı da “Dâbık”. DEAŞ’ın Dâbık’ı Türk ordusu destekli ÖSO’ya kaybetmesinin ardından, buraya yakın mesafedeki el-Bâb’ı da kaybederek Dâbık’tan uzaklaşması, aynı zamanda propagandasının merkezinde yer alan en önemli unsurunu da kaybetmesi manasına geliyor. Tabi daha da mühimi, bugüne kadar uyguladığı insanlık dışı metotlarla psikolojik harpte önemli bir üstünlük sağlamış olan DEAŞ, şayet el-Bâb’da hezimete uğrarsa büyük ölçüde prestij kaybeder ve bu savaş DEAŞ’ın kendi kıyameti, yani sonunun başlangıcı olabilir.
El-Bâb’ın Türkiye açısından önemine gelince, Türk ordusu tarafından desteklenen ÖSO burayı ele geçirebilirse, DEAŞ unsurları hudutlarımızdan bir daha dönmemek üzere temizlenmiş olacak ve Türkiye DEAŞ unsurlarının sınır bölgelerine fırlattıkları roketlerden ve genelde Türkiye’deki DEAŞ terör eylemlerinden büyük oranda kurtulmuş olacak. Keza uzun süredir Batı medyasında çıkan, Türkiye’nin DEAŞ’ı desteklediğine dair haberlere de en anlamlı cevabı vermiş olacak. Irak ve Musul’da ABD, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi, Irak Merkezi Ordusu ve Haşdi Şabi milislerinin büyük kuvvetlerine rağmen Musul’da herhangi bir ilerleme kaydedememeleri; yine ABD destekli PYD’nin Rakka’da DEAŞ’a karşı taarruz dahi edememesine karşılık, 15 Temmuz darbe teşebbüsü badiresini henüz atlatmış ve ordusunun komuta kademesinin önemli kısmını kaybetmiş Türk ordusu ile bugüne kadar sahada büyük başarı elde edememiş olan ÖSO’nun el-Bâb’da DEAŞ’ı yenilgiye uğratmaları, Türkiye ve ÖSO açısından çok büyük bir prestij olacak. Belki de Trump, Rakka’da Obama’nın müttefikleri olan PYD’den vazgeçerek DEAŞ’a karşı mücadelede kadim ve geleneksel müttefiki Türkiye’ye dönecek. Bu da bölgede PYD’nin hamisiz kalması manası gelir ve Türkiye’nin tezleri açısından son derece önemlidir. Türkiye böylece hem Menbiç hem de diğer PYD kantonları hususunda daha rahat hareket edebilir.
El-Bâb’ın DEAŞ’tan alınması, PYD açısından da büyük bir hayal kırıklığı yaratabilir. Zira el-Bâb dahil olmak üzere A’zâz ile Cerablus arasının ÖSO ve Türk ordusu tarafından alınması, el-Cezire ile Kobani (Aynü’l-Arap [Arap Pınarı]) kantonlarını birleştiren PYD’nin, Afrin kantonu ile asla birleşemeyeceği anlamına gelmekte. Bu durumda PYD ve arkasındaki büyük güçlerin desteklediği, Kuzey Suriye’de Akdeniz’e uzanan bir Kürt kuşağı oluşturmak ve bunu zamanla Kuzey Irak’la birleştirmek, ileride Türkiye ve İran’dan alınacak parçalarla seküler birleşik bir Kürdistan kurmak suretiyle bölgede mevcut sınırları değiştirmek, Türkler, Farslar ve Arapları bu sopayla tedip etmek ve İsrail’i güvence altına almak gibi amaçlara sahip proje büyük yara almış olur. Türkiye’nin El-Bâb’daki başarısı, PYD’nin ABD nezdinde DEAŞ’la karada mücadele eden tek örgüt olma savını da elinden alır ki bu da örgütün yüzüstü bırakılmasıyla sonuçlanabilir.
Esed rejimi, Rusya ve İran açısından ise Halep’e 40 km mesafede her an tehdit oluşturabilecek bir unsur olan DEAŞ’ın bölgeden Türkiye ve ÖSO eliyle uzaklaştırılması (yani düşmanını düşmanına kırdırmak) tercih edilebilir bir durum olmakla birlikte, ÖSO ve Türk ordusunun Halep’e hayli yaklaşmış olması çok da istenen bir durum değil. Şayet el-Bâb’ın alınmasından sonra Esed rejimi (Rusya ve İran) ile ÖSO (Türkiye) arasında kalıcı bir ateşkes sağlanmaz ve ÖSO Halep’e doğru ilerlemeyi düşünürse, bu durumda Esed rejimi ile tekrar çatışma başlayabilir.
Şüphesiz DEAŞ, an azından sözde, herkes tarafından yok edilmesi gereken bir düşman olarak görülmekle birlikte, geçmişte Esed rejiminin bu örgütle işbirliği yaptığı veya en azından çatışmadığı şeklinde iddialar mevcut. Yine Ortadoğu’da etkili olmayı amaçlayan bazı küresel güçlerin, bölgedeki ülkeleri etnik ve mezhebi olarak küçük parçalara bölmek maksadıyla, mevcut toplumsal fay hatlarını kırmak için DEAŞ’ı bir manivela olarak kullandığı hususunda yaygın bir kanaat bulunmakta. Nitekim DEAŞ’a karşı savaştığını iddia eden koalisyon, Türkiye söz konusu olunca el-Bâb’da hava desteği sağlamamakta. Yine DEAŞ’a karşı savaştığını iddia eden Rusya’nın hava saldırılarının büyük kısmı, DEAŞ’tan ziyade diğer muhalif gruplar üzerine yapılmakta.
Şayet Türkiye ve ÖSO el-Bâb’ı ele geçirirse, DEAŞ’tan sonra en büyük darbe, bu örgütü destekleyen güçlere vurulmuş olacak. Her halükârda el-Bâb’ın alınması, Rusya’nın Suriye’de doğrudan harbe girmesi ve Türkiye’nin Fırat Kalkanı Harekâtı ile Suriye’ye müdahil olmasından sonra, üçüncü ‘oyun değiştirici’ hamle olarak Suriye savaşının kaderinde belirleyici rol oynayacaktır.
[Prof. Dr. Cengiz Tomar, Marmara Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü ve Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi]

SON DAKİKA! TSK: 1600 terörist öldürüldü


TSK: 1600 terörist öldürüldü

TSK, DEAŞ ve PKK/PYD operasyonlarının bilançosunu açıkladı.

TSK: 1600 terörist öldürüldü,Türk Silahlı Kuvvetlerince, Fırat Kalkanı Harekatı'nın başlangıcından bugüne DEAŞ mensubu bin 294, PKK/PYD mensubu 306 teröristin etkisiz hale getirildiği bildirildi. 5000 KİLOMETREKAELİK ALAN TEMİZLENECEK!


Türk Silahlı Kuvvetlerince, Fırat Kalkanı Harekatı'nın başlangıcından bugüne DEAŞ mensubu bin 294, PKK/PYD mensubu 306 teröristin etkisiz hale getirildiği bildirildi. 
Genelkurmay Başkanlığından yapılan haftalık bilgilendirmede, yurt içinde bölücü terör örgütü PKK'ya karşı sürdürülen mücadele ile Fırat Kalkanı Harekatı'na ilişkin bilgi verildi.
Buna göre, PKK'lı teröristlerce özellikle Hakkari, Şırnak, Diyarbakır, Mardin ve Bitlis'te sürekli barınma alanı ve geçiş güzergahı olarak kullanılan alanların temizlenmesi ve terör örgütü mensuplarının kış tertiplenmesinin kısıtlanması amacıyla başlatılan operasyonlar sürüyor.
Bu kapsamda, Diyarbakır'ın Lice ve Bitlis'in Tatvan ilçelerinde yürütülen operasyonlarda, 23 terörist etkisiz hale getirildi. Operasyonlarda 22 el yapımı patlayıcı, 14 piyade tüfeği, 7 tabanca, 6 av tüfeği, bir makineli tüfek, 140 kilogram amonyum nitrat, çok miktarda değişik çap ve cinste mühimmat ile bomba yapımında kullanılan kablo, fünye ve patlayıcı madde ele geçirildi.
Şırnak'ın Uludere ilçesinde bir, Siirt'in Eruh ilçesinde 2 mağara, Mardin'in Mazıdağı ilçesi Konur Mahallesinde bir sığınak, Batman'ın Sason ilçesi Kelhasan Köyü, Yamaçlı Tepe bölgesinde 2 sığınak, Tunceli'nin Hozat ilçesi Aşağışavaliler Mahallesi'nde bir sığınak olmak üzere toplam 7 mağara ve sığınağa operasyon düzenlendi. Operasyonlarda, çok miktarda yaşam malzemesi, gıda maddesi ile örgütsel doküman ele geçirildi.
Dün, zorlu hava ve arazi koşullarında, Tunceli kırsalına operasyon düzenlendi. Operasyonda, DHKP-C mensubu 2 terörist etkisiz hale getirildi.
Böylece 2016 yılı nisan ayından bugüne kadar düzenlenen operasyonlarla DHKP-C'nin 16 teröristten oluşan grubu, Tunceli kırsalından temizlendi.
Bölücü terör örgütünün sözde lider kadrosunda ve İçişleri Bakanlığının "Aranan Teröristler Listesi"nde yer alan teröristlere yönelik düzenlenen operasyonlar sonucu, gri listede yer alan sözde "Kızıltepe YPS sorumlusu" bir terörist yakalandı.
Terör örgütü PKK'nın, en önemli finansal kaynaklarından olan uyuşturucu üretim, ticareti ve kaçakçılık ile mücadeleye yönelik yürütülen operasyonlar ve hudut hattında alınan tedbirler çerçevesinde, bir ton kenevir, 240 kilogram kubar esrar, 45 kilogram toz esrar ve 539 bin 790 paket kaçak sigara ele geçirildi.
Etkili hudut denetim ve kontrolleri sonucu, sınırlardan yasa dışı yollardan geçmeye çalışan 6 bin 968 kişi yakalandı.
Son bir hafta içinde gerçekleştirilen operasyonlarda bir asker şehit oldu.
Öte yandan, sığınaklarda ele geçirilen silah, mühimmat ve patlayıcı yapımında kullanılan malzemelerle örgütün lojistik ayağına da ağır darbe vuruldu, terör örgütünün kış tertiplenmesi kapsamında hazırlık faaliyetleri engellenmeye devam edildi.

Fırat Kalkanı Harekatı

DEAŞ başta olmak üzere terör örgütlerinin oluşturduğu tehdidi bertaraf ederek hudut güvenliğini artırmak ve koalisyon güçlerine destek vermek için Suriye'nin kuzeyine yönelik 24 Ağustos'ta başlatılan Fırat Kalkanı Harekatı sürüyor.
Harekat kapsamında, Azez-Cerablus arasında bulunan toplam 225 meskun mahal ve bin 860 kilometrekare alan kontrol altına alındı.
9 Aralık'ta El Bab'a yönelik harekatta şehrin dış mahallelerine ulaşıldı. Terör örgütü DEAŞ'ın bölgeden temizlenmesine yönelik harekat sürüyor.
Terör örgütü PKK/PYD unsurlarının Afrin'den doğuya, Münbiç'ten batıya doğru olabilecek saldırılarını durdurmaya yönelik alınan tedbirlerin uygulanmasına hassasiyetle devam ediliyor.

Bin 600 terörist etkisiz hale getirildi

Türk Silahlı Kuvvetlerince, Fırat Kalkanı Harekatının başlangıcından bugüne, bin 171'i ölü, 117'si yaralı ve 6'sı yakalanarak olmak toplam bin 294 DEAŞ'lı terörist etkisiz hale getirildi. 
Ayrıca 291'i ölü, 4'ü yaralı ve 11'i teslim olmak üzere toplam PKK/PYD mensubu 306 terörist etkisiz hale getirildi. 
Hava Kuvvetleri Komutanlığınca 883 hedefe, 965 bomba atıldı. Ayrıca tespit edilen 2 bin 392 el yapımı patlayıcı ve 42 mayın imha edildi.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Fırat Kalkanı ve Musul harekatları kapsamında koalisyonun gerektirdiği işbirliği ve koordinasyon esaslarını gözeterek destek faaliyetlerine devam ediyor. 
Gerek terörle mücadele harekatı gerekse Suriye'nin kuzeyinde yürütülen Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında bölgede yaşayan sivillerin zarar görmemesi için her türlü tedbir alınıyor.
Muhabir: Sinan Uslu

Fırat Kalkanı Harekatında bin 600 terörist etkisiz hale getirildi




Cibuti’den Türkiye’ye özel ekonomi bölgesi



Cibuti’den Türkiye’ye özel ekonomi bölgesi

750 milyar dolarlık pazarın giriş kapısı olan Cibuti, 500 hektarlık bir araziyi 99 yıllığına Türk yatırımcılara tahsis etti. Cibuti’de bulunan Bakan Zeybekci “Yakında bir daha geleceğiz. Projeyi net bir şekilde ortaya koyacağız” dedi.



Afrika’nın önemli ticaret noktalarından Cibuti ile Türkiye arasındaki işbirliği artıyor. Cibuti tarafından 500 hektarlık bir arazi 99 yıllığına Türk yatırımcılara tahsis ediliyor. Türk Özel Ekonomik Bölgesi olarak belirlenen söz konusu arazi üzerinde faaliyet gösterecek yatırımcılara Cibuti tarafından vergisel teşvik ve muafiyetler sağlanacak. 
Türkiye-Cibuti İş Forumu’nda konuşan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye Özel Ekonomik Bölgesi’nin 5 bin dönümlük bir alan olduğunu belirterek “Deniz kenarında. Bu alan da özel ekonomi bölgesinde kuralları Türkiye tarafından konulacak bir alan. Firmalarımızın depolama, stoklama, montaj ve teknik faaliyetlerini yapacakları bir alan olacak. Başlangıcını sivil toplum kuruluşları ve devlet eliyle yapacağız. Serbest Bölgeler Kanunu’na bir madde ekleyerek önemli bir adım attık” dedi.
SERBEST TİCARET YOLDA
Zeybekci, Türk işadamlarının gelecek planlarına Cibuti’yi almaları için geldiklerini belirterek, “Yakında bir daha geleceğiz. Projeyi net bir şekilde ortaya koyacağız. İş dünyası temsilcilerimizin burada köklü bir şekilde yer alması önemli. Cibuti’ye başka bir yaklaşımla geleceğiz geldik. Serbest Ticaret Anlaşması’nın çerçeve anlaşmasını imzaladık bir ay içerisinde görüşmelerin başlamasını kararını verdik. Çifte vergilendirmenin önlenmesi anlaşmasının da bir an önce bitirilmesi önemli. Bunu da en kısa sürede gerçekleştireceğiz” dedi.
15 TEMMUZ TEŞEKKÜRÜ
Ekonomi Bakanı Zeybekci, Türkiye’nin 2016 yılının bazı talihsizliklerle kaybedildiğini ifade ederek, “Türkiye’nin kaybetmesi için 15 Temmuz ihanetini gerçekleştirdiler. İhanet karşısında Türkiye’yi destekleyen Cibuti halkına, hükümetine ve Cumhurbaşkanına ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum.  Bu FETÖ terör örgütüne net tavırları da olduğu için teşekkür ediyorum” dedi.
Zeybekci, Türkiye’nin Afrika açılımı seferberliği başlattığında terör örgütü ve benzerlerinin ‘Gördünüz mü gidecek yerleri kalmadı, kala kala Afrika’ya kaldılar’ dediğini hatırlatarak, “Afrika’daki 39 büyükelçilik kurulması ve ticaret müşavirlikleri olmasını sağladık. 10 yılda Afrika ile ticaret hacmi 4 kat arttı. 5 milyar dolardan 20 milyar dolara çıktı. Yeterli değil. Tarihe not olsun diye söylüyorum. Önümüzdeki 10 yılların dünya büyümesinin yeni motoru Afrika olacak. Afrika’da bugün elektrik enerjisine ulaşım yüzde 10’lar seviyesinde. Afrika’nın potansiyelini yer altı yer üstü zenginliklerini koyunca gelecek Afrika için ne anlam ifade ediyor görürüz. Biz Afrika’ya inanıyoruz” şeklinde konuştu. 
750 MİLYAR DOLARLIK PAZARIN GİRİŞ KAPISI
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Cibuti’nin Doğu Afrika’nın giriş kapısı olduğunu belirterek, “410 milyonluk nüfus, 750 milyar dolarlık pazar söz konusu. Ekonomik olarak ilişkilerimizi daha ileriye taşıyarak daha büyük hedeflerimiz rakamları yükseltmek istiyoruz. Sadece kendi ihracatımız değil Cibuti’nin de ihracatını artırmak istiyoruz. Bilgi ve tecrübelerimizi aktarmak istiyoruz” diye konuştu. Cibuti Ticaret Odası Başkanı Youssouf Moussa Dawaleh “Hizmet sektöründe iki ülkedeki yatırımlar bilgi ve tecrübe paylaşımıyla gerçekleştirilebilir. Sizler görevinizi içtenlikle çalışıp önünüze çıkan tüm fırsatları karşılıklı istişare içerisinde neticelendirmeye çalışıyorsunuz. Cibuti’li işadamları Türk işadamlarını ağırlamaya ve yardımcı olmaya hazır” dedi.
Baraj yatırımına Türkiye’den destek
Cibuti Başbakanı Abdoulkader Mohamed Kamıl, Türkiye’den finans desteği beklediklerini belirterek “3 baraj projesi vardı, siz 1 barajı finanse ettiniz. Umuyorum ki, iki diğer barajı da finanse edersiniz. Biz buradaki ekonomik faaliyet bölgesini bir üs haline getirmek istiyoruz” dedi. Cibuti Yatırım Bakanı Ali Guelleh Aboubakar da ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi için görüşmelerin fırsat olduğunu ifade ederek yatırım çerçevesinde doğal imkanlarla birlikte alt yapı konularında mevzuat ve hukuki alt yapının yeniden oluşturulduğunu kaydetti. Cibuti’nin artan doğrudan yabancı yatırım ağırladığı ve büyüme hedefinin yüzde 7-8 olduğunu aktaran Aboubakar, “Elektrik bağlantısı ve gücünün sürdürülebilir hale gelmesiyle bunu amaçlıyoruz. Su imkanlarına erişimin çözülmesini umuyoruz.  Gaz boru hattı hidrokarbon taşımacılığında kullanılacak boru hattı, demiryolu alt yapı yatırımları gerçekleştirilecek” şeklinde konuştu.

Celal Kılıçdaroğlu bu terbiyesizi mahkemeye versin!



Ahmet KEKEÇ
akekec@stargazete.com

Celal Kılıçdaroğlu bu terbiyesizi mahkemeye versin!

30 Aralık 2016 Cuma
Kardeş Kılıçdaroğlu AK Parti’ye geçme kararı almış. Hayırlı uğurlu olsun. CHP’de kalsaydı da, “hesap bozan adam” niteliğinden bir şey kaybetmeyecekti.
Hesap bozuyor, evet.
Eski partisinin ve abisi Kemal Kılıçdaroğlu’nun FETÖ tarafından rehin alındığını söylüyor.
Gerekçelerini sıralıyor.
İsimler veriyor.
Olaylar hatırlatıyor.
Öyle gerekçeler, öyle isimler, öyle olaylar ki, bir Batı ülkesinde olsa, peşine mutlaka “gate” sözcüğü eklenir, yer yerinden oynardı.
Bizde (iktidara yakın medya grupları hariç) yaprak bile kıpırdamıyor.
Bakmıyorlar Celal Kılıçdaroğlu’nun söylediklerine...
Duymamış gibi yapıyorlar.
Hadi bakmıyorlar, duymamış gibi yapıyorlar, Kemal Kılıçdaroğlu’na (ve cici FETÖ’süne) yakın koruma uyguluyorlar, tarafsız (!) gazeteciliğin gereğini yerine getiriyorlar, anladık da, bir de duymamış gibi yaptıkları itiraflardan yola çıkarak Celal Kılıçdaroğlu’na hakaretler yağdırıyorlar.
Gücü ancak işçilere küfretmeye yeten Hürriyet gazetesinin sonradan olma Kemalist yazarı, dün köşesinden, “Rezillik, müptezellik, kepazelik” diye saydırıyordu.
Celal Kılıçdaroğlu’na mahkemeye gitmesini öneriyorum.
Gitsin ve “rezil, müptezel, kepaze, mide bulantısı yaratıyor” sözlerinin hesabını sorsun.
Olabiliyorsa, biraz parasını alsın bu terbiyesiz adamın.
Celal Kılıçdaroğlu, sonradan olma Kemalist’in “müptezellik” diye tanımladığı itiraflarında şöyle diyordu: “Abim laf kalabalığını bıraksın, dibindekilere baksın. Danışmanı FETÖ’den alınıyor. Bu danışmanı önerenin Özel Kalem Müdürü Tuncay Ceylan olduğu basında çıktı... FETÖ’cü Belediyeler İmamı Erkan Karaarslan’ı CHP’li belediyelere pazarlayan da Özel Kalem Müdürü Tuncay Ceylan’dır.(...) Darbe gecesi ben ailemle sokakta vatanım için mücadele ederken, seni aradığımda ‘korkmana gerek yok, bilgim var’ dedin. Bildiğin neydi?”
Görüyorsunuz, değil mi?
Danışman FETÖ’den tutuklanıyor.
Danışmanı öneren Özem Kalem Müdürü bütün ilişkileri ve bağlantılarıyla faş ediliyor...
Kemal Bey’in darbeden haberdar olduğu, kendi beyanlarıyla ortaya çıkarılıyor.
Hürriyet’in sonradan olma Kemalist yazarı “Bunları açıklamak rezilliktir, müptezelliktir, pespayeliktir...” diyor.
Durmuyor...
Celal Kılıçdaroğlu’nun işbu rezillik, müptezellik, pespayelik aşamasını, “geçmişte aile içinde yaşanmış bir yemeğin bile dedikodusunu yapmaya kadar vardırdığını” söylüyor.
Neymiş bu “aile içinde yaşanan” yemek?
Celal Kılıçdaroğlu’ndan dinleyelim: “Bir aile toplantısında, daha genel başkan olmadan önce, ‘Deniz Baykal gidecek’ dedin mi, demedin mi? Cevap ver.”
Bir Batı ülkesinde ortaya çıksa kıyametleri koparacak bu “bilgi”, Hürriyet’in “sonradan olma” Kemalist yazarı tarafından “aile içinde yaşanan yemek” diye tahfif ediliyor...
Hrant Dink’in katili (ve azmettirenler) yakalandığında, yine bir Hürriyet yazarı, herhalde cinayetin arkasındaki örgüt bağlantısını gizlemek için, “Bunlar, kahvede okey oynayan çocuklar” demişti.
Ergenekon bağlantısını gizlemeye çalışmıştı ama aynı zamanda FETÖ bağlantısını gizlemiş olduğunu bugün ortaya çıkan bilgilerden anlıyoruz.
Sonradan olma terbiyesiz Kemalist de, “aile içinde yaşanan yemek” diyerek, “kaset skandalı”na delil teşkil edecek bilgileri itibarsızlaştırıyor.
Daha önce de yazmıştım:
Doğan Medya’nın tetikçileri itibar etmese de Celal Kılıçdaroğlu’nun ifşaatları iki “yakıcı gerçeği” ortaya çıkarıyor:
BİR- Kemal Kılıçdaroğlu Baykal’a yönelik “kaset komplosu”nu biliyordu. (Aile yemeğinde bunu ağzından kaçırmış, Baykal’ın gideceğini söylemiş.)
İKİ- Darbeden haberdardı. (Haberdardı ve sığındığı evde darbenin ne yöne evirileceğini izliyordu.)
Üçüncüsü de şu olsun:
Kaset skandalının aydınlatılması, Hürriyet’çileri niyeyse çok rahatsız ediyor.
Niye acaba?

Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts