Wednesday, 2 May 2018

Türklük’ten İstifa Etmek


Türklük’ten İstifa Etmek

Türklük’ten İstifa Etmek

Türklük’ten istifa etmek Beyoğlu yakasının adetlerinden


21 Şubat 2013 14:24
font boyutuküçülsünbüyüsün


Türklük’ten istifa etmek Beyoğlu yakasının adetlerinden
1.Türklük engellenemiyor
Hayatı boyuncu ‘milliyetçi olmayan’ Ertuğrul Özkök son zamanlardaTürklük vurgulu yazılar yazdı. Bu yazılar tepki alınca, Ertuğrul Özkök,Türklük’ten istifa etme kararı aldı.
Türklük’ten istifa etmek Beyoğlu yakasının adetlerinden biridir… PKKkurucuları Rizeli Kemal Pir’den, Adanalı Duran Kalkan’a, Çorumlu İsmail Beşikçi’ye Türklük’ten kaçış sürüyor.
Türklük’ten kaçış aslında sadece bugünün adeti değil. Yahya Kemal ve Ziya GökalpMütareke döneminde Türklük’ten kaçanları örnekleriyle anlatırlar…Osmanlı coğrafyasının değişik noktalarında Türk kökenli aydınlar, bu dönemde Türklük’ten istifa edip başka etnik yapılara kaçarlar. Ömer Seyfettin, ‘Kamçı’ öyküsünde İstanbul’da bir Türk’ün Türklük’ten kaçış hikayesini mizahi bir dille anlatır.
Bazılarının zihninde Türklük, bugün de Mütareke İstanbulu’nda olduğu gibi ‘kerih’ bir kimlik.
İşgal medyasında akredite edilmeyen Türklük, yabancılaşmış aydının üç değilinden biridir. Bunları tehlike sırasına göre şöyle sıralayabiliriz: 1.Türklük, 2.(hukuk zeminindeki) İslam 3.Osmanlı cihan hakimiyeti ideali.

İlginçtir bu ‘kerih’ bakışa rağmen Türkiye’nin içinde ve dışında Türklük’e yöneliş bir türlü engellenemiyor.
Gelin Türklük’e yöneliş örneklerine birlikte bakalım.
2.Lavrans, Uceymi Paşa’ya Irak Krallığı önerdi
İngiliz ajanı Lavrans, Türkler’e ihanet etmesi karşılığında Uceymi Sadun Paşa’ya savaştan sonra kurulacak Irak Krallığı’nı önerdi. Uceymi Paşa, Türkler’e ihaneti karşılığında teklif edilen Irak Krallığı’nı tereddütsüz reddetti.

Uceymi Sadun Paşa’nın mensup olduğu aile, Irak’a Mekke’den göç etti. Aile, savaş halindeki aşiretleri uzlaştırarak, Bağdat’tan Basra’ya kadar uzanan bir aşiret organizasyonu gerçekleştirdi. Sadun aşireti, 25 aşirete lider seçildi. Bu aşiret birliği Osmanlı’ya bağlandı. 
Bütün Osmanlı döneminde bölgede, Osmanlı yanlısı olan Sadun ailesiTürk Ordusu’nun geri çekilme süreçlerinde de yardım etti. Türk Ordusu çekilirkenUceymi emrindeki süvariler, Türkler’in yanından ayrılmadı.
Irak’ta 150 bin dönüm toprağını bırakarak 5 Haziran 1920 tarihinde Mardin’e geldi. Kurtuluş Savaşı’nda adamlarıyla birlikte Fransızlar’a karşı mücadele etti. Şanlıurfa’nın kurtuluşunda aktif rol oynadı.
Selam olsun Uceymi Paşa ve kadrosuna…
3.İstanbullu tuaragler
İbrahim Oumarou (Ömeri) Nijer ve Orta Afrika ülkelerinde yaşayan Tuareg halkının liderlerinden. Tuareg Emiri İbrahim Oumarou’nun soyu Osmanlı’ya dayanıyor.
Rivayete göre 1405 yılında Tuaregler’le Osmanlı arasında bir akrabalık bağı kurulmuştur. O tarihte şimdinin Nijer topraklarında yaşayan Tuaregler arasındaki birlik bozulur. Bu durum karşısında bir heyet İstanbul’a gelerekSultan Beyazıt’tan kendilerine hakem de olacak bir yönetici tayin etmelerini ister. Padişah, Afrikalı bir cariyeden olma Yunus adlı oğlunu bu heyetle birlikteNijer’e gönderir. Böylelikle Osmanlı ile Tuaregler arasında akrabalık bağı kurulur.
Osmanlı’nın Afrika’daki en uzak noktası olan Agadez’in şimdiki yöneticisine ‘Sultan’ unvanı ile hitap ediliyor. Çünkü Agadez Sultanı İbrahim Oumarou, o zaman bölgede yönetici olarak atanan Osmanlı Yunus Sultan’ın soyundan geliyor. 
Agadez bölgesi Tuaregler’i kendilerini “İstanbuleva” yani “İstanbullu” olarak tanımlıyorlar ve Türkler’e karşı büyük bir sevgi besliyorlar.
Selam olsun Orta Afrika’nın zenci Türkler’i Tuaragler’e…
4.Haçlı seferlerine katılmayan ‘Türksüz Türk köyü Faymonville
Yıllar önce Barış Manço’dan duymuştuk Türksüz Türk köyü Faymonville’nin varlığını.  Sondevir’de okudum… Her yıl düzenlenen karnaval, bu yıl da coşkuyla kutlanmış.
Faymonville köylülerine, Haçlı seferlerine katılmadıkları için ‘Türk’ deniliyor. FaymonvilleOsmanlı’ya karşı koymak için kilise öncülüğünde toplanan vergilere katılmayı da reddeder. Yani Faymonville köylüleri, Türkler’le ittifak yaptıkları için ‘Türk’ olarak adlandırılıyor. İsmet Özel’in “kafirle savaşan müslümana Türk denir” sözlerinde ifadesini bulan anlamlı durum bizi mutlu ediyor…
Köyde yapılan törene Türkiye’nin Brüksel Büyükelçisi ve BrükselBaşkonsolosu da katılıyor. Karnavalda Faymonville köylüleri, Türk bayraklısüvarilerin öncülüğünde, mehter marşı çalarak yürüyorlar. Kara kışa, ağır hava şartlarına rağmen Türk Günü coşkuyla kutlanıyor.
Selam olsun Haçlı Seferleri’ne katılmayan ve kendilerini ‘Türk’ olarak görenFaymonville köylülerine…
5.Abdülhakim Arvasi: Yeryüzünde iki Türk var ise biri mutlaka benim
Ruslar, 1915 yılında Doğu Anadolu’yu işgal ettiklerinde müslüman ahaliye çok zülmederler.  Zulümlerini Ermeniler’le birlikte, onların rehberliğinde gerçekleştiriyorlardı. Öyle bir imha ki; kadın, erkek, çoluk çocuk demeden katlediyorlar. Seyyit Abdülhakim ArvasiVan’ın Başkale ilçesinde o zaman… Rus-Ermeni zulmünden çevresindekileri kurtarmak için çoluk çocuğunu toplayıp Van’ı terk ediyor. IrakSuriye yolu ile İstanbul’a geçecek. O zaman geçtiği yol, yani Irak ve Suriye bizim; Osmanlı toprağıSuriye’de bulunduğu sırada Suriyeli sevenleri diyorlar ki;
Siz İstanbul’a, Türkiye’ye, gitmek istiyorsunuz. Halbuki, Türkiye çok müşkül durumda, imparatorluk çöktü çökecek, yıkıldı yıkılacak. Türkiye artık iflah olmaz perişan olursunuz. En iyisi burada kalın. Size medrese veririz mektep veririz, hocalık veririz, her türlü imkanı veririz...”
Abdülhakim Arvasi’nin onlara verdiği cevap şudur:
‘‘Türkiye’ye gideceğim. Yeryüzünde iki Türk var ise biri mutlaka benim. Ben Türk’üm ama Jön Türk değilim.’’
Selam olsun Efendi Hazretleri’ne…

6.Hakkarili Latifan Katırcı: “ben bu bayrağın altında yaşıyorum”
Abdülhakim Arvasi’nin yaşadığı toprakların yanı başında Hakkari’de Hudut Komutanı Albay Cemalettin DoğanDağlıca köyünü ve kanaat önderi Latifan Katırcı’yı da ziyaret eder…
Daha önce Dağlıca’da 30 yıl imamlık yapan 81 yaşındaki Latifan Katırcı, sabah ve akşam namazlarının ardından ordu ve millet için dua ettiğini belirterek, misafirlerine şunları söyler: “Biz Müslümanız. Bakıyorum ordu ne ordusu, Müslüman. Biz Mecusi değiliz, Hıristiyan değiliz. Yaşım 81’e girdi, ben bu bayrağın altında yaşıyorum. Babam, atalarımız, bu bayrağın altında yaşıyorlardı Bu devlete yan bakana, benim canım dahi olsa, Allah cennet yüzü göstermesin.”
Latifan Katırcı’nın “ben bu bayrağın altında yaşıyorum. Babam, atalarımız, bu bayrağın altında yaşıyorlardı” sözlerinin altını çiziyoruz.
Selam olsun Latifan Katırcı’ya ve onun gibi düşünenlere…
7.Hatime: bizimle geleceğini inşa edenlere selam olsun…
Türkiye’deki bir çok TürkTürklük’ten gönüllü istifa etmişken Hakkarili Latifan Katırcı, Nijerli Tuareg Omaru, Iraklı Uceyli Sadun Paşa ve Belçika’nınFaymonville köylüleri, kendilerine Türk Milleti’yle ortak bir anlam haritası oluşturuyor. Yeryüzünde iki Türk var ise biri mutlaka benim” buyuranAbdülhakim Arvasi’nin mesajı hala geçerli.
Alemin na-hoş olduğu bu dünyada bizimle geleceğini inşa edenlere selam olsun… Gayretimiz, dualarımız ve gözyaşlarımız sizlerle…
Selam olsun bize kendimizi hatırlatanlara!

Mahmut Çetin/Sondevir 


Türklük’ten İstifa Etmek


Türklük’ten İstifa Etmek

Türklük’ten İstifa Etmek

Türklük’ten istifa etmek Beyoğlu yakasının adetlerinden


21 Şubat 2013 14:24
font boyutuküçülsünbüyüsün


Türklük’ten istifa etmek Beyoğlu yakasının adetlerinden
1.Türklük engellenemiyor
Hayatı boyuncu ‘milliyetçi olmayan’ Ertuğrul Özkök son zamanlardaTürklük vurgulu yazılar yazdı. Bu yazılar tepki alınca, Ertuğrul Özkök,Türklük’ten istifa etme kararı aldı.
Türklük’ten istifa etmek Beyoğlu yakasının adetlerinden biridir… PKKkurucuları Rizeli Kemal Pir’den, Adanalı Duran Kalkan’a, Çorumlu İsmail Beşikçi’ye Türklük’ten kaçış sürüyor.
Türklük’ten kaçış aslında sadece bugünün adeti değil. Yahya Kemal ve Ziya GökalpMütareke döneminde Türklük’ten kaçanları örnekleriyle anlatırlar…Osmanlı coğrafyasının değişik noktalarında Türk kökenli aydınlar, bu dönemde Türklük’ten istifa edip başka etnik yapılara kaçarlar. Ömer Seyfettin, ‘Kamçı’ öyküsünde İstanbul’da bir Türk’ün Türklük’ten kaçış hikayesini mizahi bir dille anlatır.
Bazılarının zihninde Türklük, bugün de Mütareke İstanbulu’nda olduğu gibi ‘kerih’ bir kimlik.
İşgal medyasında akredite edilmeyen Türklük, yabancılaşmış aydının üç değilinden biridir. Bunları tehlike sırasına göre şöyle sıralayabiliriz: 1.Türklük, 2.(hukuk zeminindeki) İslam 3.Osmanlı cihan hakimiyeti ideali.

İlginçtir bu ‘kerih’ bakışa rağmen Türkiye’nin içinde ve dışında Türklük’e yöneliş bir türlü engellenemiyor.
Gelin Türklük’e yöneliş örneklerine birlikte bakalım.
2.Lavrans, Uceymi Paşa’ya Irak Krallığı önerdi
İngiliz ajanı Lavrans, Türkler’e ihanet etmesi karşılığında Uceymi Sadun Paşa’ya savaştan sonra kurulacak Irak Krallığı’nı önerdi. Uceymi Paşa, Türkler’e ihaneti karşılığında teklif edilen Irak Krallığı’nı tereddütsüz reddetti.

Uceymi Sadun Paşa’nın mensup olduğu aile, Irak’a Mekke’den göç etti. Aile, savaş halindeki aşiretleri uzlaştırarak, Bağdat’tan Basra’ya kadar uzanan bir aşiret organizasyonu gerçekleştirdi. Sadun aşireti, 25 aşirete lider seçildi. Bu aşiret birliği Osmanlı’ya bağlandı. 
Bütün Osmanlı döneminde bölgede, Osmanlı yanlısı olan Sadun ailesiTürk Ordusu’nun geri çekilme süreçlerinde de yardım etti. Türk Ordusu çekilirkenUceymi emrindeki süvariler, Türkler’in yanından ayrılmadı.
Irak’ta 150 bin dönüm toprağını bırakarak 5 Haziran 1920 tarihinde Mardin’e geldi. Kurtuluş Savaşı’nda adamlarıyla birlikte Fransızlar’a karşı mücadele etti. Şanlıurfa’nın kurtuluşunda aktif rol oynadı.
Selam olsun Uceymi Paşa ve kadrosuna…
3.İstanbullu tuaragler
İbrahim Oumarou (Ömeri) Nijer ve Orta Afrika ülkelerinde yaşayan Tuareg halkının liderlerinden. Tuareg Emiri İbrahim Oumarou’nun soyu Osmanlı’ya dayanıyor.
Rivayete göre 1405 yılında Tuaregler’le Osmanlı arasında bir akrabalık bağı kurulmuştur. O tarihte şimdinin Nijer topraklarında yaşayan Tuaregler arasındaki birlik bozulur. Bu durum karşısında bir heyet İstanbul’a gelerekSultan Beyazıt’tan kendilerine hakem de olacak bir yönetici tayin etmelerini ister. Padişah, Afrikalı bir cariyeden olma Yunus adlı oğlunu bu heyetle birlikteNijer’e gönderir. Böylelikle Osmanlı ile Tuaregler arasında akrabalık bağı kurulur.
Osmanlı’nın Afrika’daki en uzak noktası olan Agadez’in şimdiki yöneticisine ‘Sultan’ unvanı ile hitap ediliyor. Çünkü Agadez Sultanı İbrahim Oumarou, o zaman bölgede yönetici olarak atanan Osmanlı Yunus Sultan’ın soyundan geliyor. 
Agadez bölgesi Tuaregler’i kendilerini “İstanbuleva” yani “İstanbullu” olarak tanımlıyorlar ve Türkler’e karşı büyük bir sevgi besliyorlar.
Selam olsun Orta Afrika’nın zenci Türkler’i Tuaragler’e…
4.Haçlı seferlerine katılmayan ‘Türksüz Türk köyü Faymonville
Yıllar önce Barış Manço’dan duymuştuk Türksüz Türk köyü Faymonville’nin varlığını.  Sondevir’de okudum… Her yıl düzenlenen karnaval, bu yıl da coşkuyla kutlanmış.
Faymonville köylülerine, Haçlı seferlerine katılmadıkları için ‘Türk’ deniliyor. FaymonvilleOsmanlı’ya karşı koymak için kilise öncülüğünde toplanan vergilere katılmayı da reddeder. Yani Faymonville köylüleri, Türkler’le ittifak yaptıkları için ‘Türk’ olarak adlandırılıyor. İsmet Özel’in “kafirle savaşan müslümana Türk denir” sözlerinde ifadesini bulan anlamlı durum bizi mutlu ediyor…
Köyde yapılan törene Türkiye’nin Brüksel Büyükelçisi ve BrükselBaşkonsolosu da katılıyor. Karnavalda Faymonville köylüleri, Türk bayraklısüvarilerin öncülüğünde, mehter marşı çalarak yürüyorlar. Kara kışa, ağır hava şartlarına rağmen Türk Günü coşkuyla kutlanıyor.
Selam olsun Haçlı Seferleri’ne katılmayan ve kendilerini ‘Türk’ olarak görenFaymonville köylülerine…
5.Abdülhakim Arvasi: Yeryüzünde iki Türk var ise biri mutlaka benim
Ruslar, 1915 yılında Doğu Anadolu’yu işgal ettiklerinde müslüman ahaliye çok zülmederler.  Zulümlerini Ermeniler’le birlikte, onların rehberliğinde gerçekleştiriyorlardı. Öyle bir imha ki; kadın, erkek, çoluk çocuk demeden katlediyorlar. Seyyit Abdülhakim ArvasiVan’ın Başkale ilçesinde o zaman… Rus-Ermeni zulmünden çevresindekileri kurtarmak için çoluk çocuğunu toplayıp Van’ı terk ediyor. IrakSuriye yolu ile İstanbul’a geçecek. O zaman geçtiği yol, yani Irak ve Suriye bizim; Osmanlı toprağıSuriye’de bulunduğu sırada Suriyeli sevenleri diyorlar ki;
Siz İstanbul’a, Türkiye’ye, gitmek istiyorsunuz. Halbuki, Türkiye çok müşkül durumda, imparatorluk çöktü çökecek, yıkıldı yıkılacak. Türkiye artık iflah olmaz perişan olursunuz. En iyisi burada kalın. Size medrese veririz mektep veririz, hocalık veririz, her türlü imkanı veririz...”
Abdülhakim Arvasi’nin onlara verdiği cevap şudur:
‘‘Türkiye’ye gideceğim. Yeryüzünde iki Türk var ise biri mutlaka benim. Ben Türk’üm ama Jön Türk değilim.’’
Selam olsun Efendi Hazretleri’ne…

6.Hakkarili Latifan Katırcı: “ben bu bayrağın altında yaşıyorum”
Abdülhakim Arvasi’nin yaşadığı toprakların yanı başında Hakkari’de Hudut Komutanı Albay Cemalettin DoğanDağlıca köyünü ve kanaat önderi Latifan Katırcı’yı da ziyaret eder…
Daha önce Dağlıca’da 30 yıl imamlık yapan 81 yaşındaki Latifan Katırcı, sabah ve akşam namazlarının ardından ordu ve millet için dua ettiğini belirterek, misafirlerine şunları söyler: “Biz Müslümanız. Bakıyorum ordu ne ordusu, Müslüman. Biz Mecusi değiliz, Hıristiyan değiliz. Yaşım 81’e girdi, ben bu bayrağın altında yaşıyorum. Babam, atalarımız, bu bayrağın altında yaşıyorlardı Bu devlete yan bakana, benim canım dahi olsa, Allah cennet yüzü göstermesin.”
Latifan Katırcı’nın “ben bu bayrağın altında yaşıyorum. Babam, atalarımız, bu bayrağın altında yaşıyorlardı” sözlerinin altını çiziyoruz.
Selam olsun Latifan Katırcı’ya ve onun gibi düşünenlere…
7.Hatime: bizimle geleceğini inşa edenlere selam olsun…
Türkiye’deki bir çok TürkTürklük’ten gönüllü istifa etmişken Hakkarili Latifan Katırcı, Nijerli Tuareg Omaru, Iraklı Uceyli Sadun Paşa ve Belçika’nınFaymonville köylüleri, kendilerine Türk Milleti’yle ortak bir anlam haritası oluşturuyor. Yeryüzünde iki Türk var ise biri mutlaka benim” buyuranAbdülhakim Arvasi’nin mesajı hala geçerli.
Alemin na-hoş olduğu bu dünyada bizimle geleceğini inşa edenlere selam olsun… Gayretimiz, dualarımız ve gözyaşlarımız sizlerle…
Selam olsun bize kendimizi hatırlatanlara!

Mahmut Çetin/Sondevir 


Türklük’ten İstifa Etmek


Türklük’ten İstifa Etmek

Türklük’ten İstifa Etmek

Türklük’ten istifa etmek Beyoğlu yakasının adetlerinden


21 Şubat 2013 14:24
font boyutuküçülsünbüyüsün


Türklük’ten istifa etmek Beyoğlu yakasının adetlerinden
1.Türklük engellenemiyor
Hayatı boyuncu ‘milliyetçi olmayan’ Ertuğrul Özkök son zamanlardaTürklük vurgulu yazılar yazdı. Bu yazılar tepki alınca, Ertuğrul Özkök,Türklük’ten istifa etme kararı aldı.
Türklük’ten istifa etmek Beyoğlu yakasının adetlerinden biridir… PKKkurucuları Rizeli Kemal Pir’den, Adanalı Duran Kalkan’a, Çorumlu İsmail Beşikçi’ye Türklük’ten kaçış sürüyor.
Türklük’ten kaçış aslında sadece bugünün adeti değil. Yahya Kemal ve Ziya GökalpMütareke döneminde Türklük’ten kaçanları örnekleriyle anlatırlar…Osmanlı coğrafyasının değişik noktalarında Türk kökenli aydınlar, bu dönemde Türklük’ten istifa edip başka etnik yapılara kaçarlar. Ömer Seyfettin, ‘Kamçı’ öyküsünde İstanbul’da bir Türk’ün Türklük’ten kaçış hikayesini mizahi bir dille anlatır.
Bazılarının zihninde Türklük, bugün de Mütareke İstanbulu’nda olduğu gibi ‘kerih’ bir kimlik.
İşgal medyasında akredite edilmeyen Türklük, yabancılaşmış aydının üç değilinden biridir. Bunları tehlike sırasına göre şöyle sıralayabiliriz: 1.Türklük, 2.(hukuk zeminindeki) İslam 3.Osmanlı cihan hakimiyeti ideali.

İlginçtir bu ‘kerih’ bakışa rağmen Türkiye’nin içinde ve dışında Türklük’e yöneliş bir türlü engellenemiyor.
Gelin Türklük’e yöneliş örneklerine birlikte bakalım.
2.Lavrans, Uceymi Paşa’ya Irak Krallığı önerdi
İngiliz ajanı Lavrans, Türkler’e ihanet etmesi karşılığında Uceymi Sadun Paşa’ya savaştan sonra kurulacak Irak Krallığı’nı önerdi. Uceymi Paşa, Türkler’e ihaneti karşılığında teklif edilen Irak Krallığı’nı tereddütsüz reddetti.

Uceymi Sadun Paşa’nın mensup olduğu aile, Irak’a Mekke’den göç etti. Aile, savaş halindeki aşiretleri uzlaştırarak, Bağdat’tan Basra’ya kadar uzanan bir aşiret organizasyonu gerçekleştirdi. Sadun aşireti, 25 aşirete lider seçildi. Bu aşiret birliği Osmanlı’ya bağlandı. 
Bütün Osmanlı döneminde bölgede, Osmanlı yanlısı olan Sadun ailesiTürk Ordusu’nun geri çekilme süreçlerinde de yardım etti. Türk Ordusu çekilirkenUceymi emrindeki süvariler, Türkler’in yanından ayrılmadı.
Irak’ta 150 bin dönüm toprağını bırakarak 5 Haziran 1920 tarihinde Mardin’e geldi. Kurtuluş Savaşı’nda adamlarıyla birlikte Fransızlar’a karşı mücadele etti. Şanlıurfa’nın kurtuluşunda aktif rol oynadı.
Selam olsun Uceymi Paşa ve kadrosuna…
3.İstanbullu tuaragler
İbrahim Oumarou (Ömeri) Nijer ve Orta Afrika ülkelerinde yaşayan Tuareg halkının liderlerinden. Tuareg Emiri İbrahim Oumarou’nun soyu Osmanlı’ya dayanıyor.
Rivayete göre 1405 yılında Tuaregler’le Osmanlı arasında bir akrabalık bağı kurulmuştur. O tarihte şimdinin Nijer topraklarında yaşayan Tuaregler arasındaki birlik bozulur. Bu durum karşısında bir heyet İstanbul’a gelerekSultan Beyazıt’tan kendilerine hakem de olacak bir yönetici tayin etmelerini ister. Padişah, Afrikalı bir cariyeden olma Yunus adlı oğlunu bu heyetle birlikteNijer’e gönderir. Böylelikle Osmanlı ile Tuaregler arasında akrabalık bağı kurulur.
Osmanlı’nın Afrika’daki en uzak noktası olan Agadez’in şimdiki yöneticisine ‘Sultan’ unvanı ile hitap ediliyor. Çünkü Agadez Sultanı İbrahim Oumarou, o zaman bölgede yönetici olarak atanan Osmanlı Yunus Sultan’ın soyundan geliyor. 
Agadez bölgesi Tuaregler’i kendilerini “İstanbuleva” yani “İstanbullu” olarak tanımlıyorlar ve Türkler’e karşı büyük bir sevgi besliyorlar.
Selam olsun Orta Afrika’nın zenci Türkler’i Tuaragler’e…
4.Haçlı seferlerine katılmayan ‘Türksüz Türk köyü Faymonville
Yıllar önce Barış Manço’dan duymuştuk Türksüz Türk köyü Faymonville’nin varlığını.  Sondevir’de okudum… Her yıl düzenlenen karnaval, bu yıl da coşkuyla kutlanmış.
Faymonville köylülerine, Haçlı seferlerine katılmadıkları için ‘Türk’ deniliyor. FaymonvilleOsmanlı’ya karşı koymak için kilise öncülüğünde toplanan vergilere katılmayı da reddeder. Yani Faymonville köylüleri, Türkler’le ittifak yaptıkları için ‘Türk’ olarak adlandırılıyor. İsmet Özel’in “kafirle savaşan müslümana Türk denir” sözlerinde ifadesini bulan anlamlı durum bizi mutlu ediyor…
Köyde yapılan törene Türkiye’nin Brüksel Büyükelçisi ve BrükselBaşkonsolosu da katılıyor. Karnavalda Faymonville köylüleri, Türk bayraklısüvarilerin öncülüğünde, mehter marşı çalarak yürüyorlar. Kara kışa, ağır hava şartlarına rağmen Türk Günü coşkuyla kutlanıyor.
Selam olsun Haçlı Seferleri’ne katılmayan ve kendilerini ‘Türk’ olarak görenFaymonville köylülerine…
5.Abdülhakim Arvasi: Yeryüzünde iki Türk var ise biri mutlaka benim
Ruslar, 1915 yılında Doğu Anadolu’yu işgal ettiklerinde müslüman ahaliye çok zülmederler.  Zulümlerini Ermeniler’le birlikte, onların rehberliğinde gerçekleştiriyorlardı. Öyle bir imha ki; kadın, erkek, çoluk çocuk demeden katlediyorlar. Seyyit Abdülhakim ArvasiVan’ın Başkale ilçesinde o zaman… Rus-Ermeni zulmünden çevresindekileri kurtarmak için çoluk çocuğunu toplayıp Van’ı terk ediyor. IrakSuriye yolu ile İstanbul’a geçecek. O zaman geçtiği yol, yani Irak ve Suriye bizim; Osmanlı toprağıSuriye’de bulunduğu sırada Suriyeli sevenleri diyorlar ki;
Siz İstanbul’a, Türkiye’ye, gitmek istiyorsunuz. Halbuki, Türkiye çok müşkül durumda, imparatorluk çöktü çökecek, yıkıldı yıkılacak. Türkiye artık iflah olmaz perişan olursunuz. En iyisi burada kalın. Size medrese veririz mektep veririz, hocalık veririz, her türlü imkanı veririz...”
Abdülhakim Arvasi’nin onlara verdiği cevap şudur:
‘‘Türkiye’ye gideceğim. Yeryüzünde iki Türk var ise biri mutlaka benim. Ben Türk’üm ama Jön Türk değilim.’’
Selam olsun Efendi Hazretleri’ne…

6.Hakkarili Latifan Katırcı: “ben bu bayrağın altında yaşıyorum”
Abdülhakim Arvasi’nin yaşadığı toprakların yanı başında Hakkari’de Hudut Komutanı Albay Cemalettin DoğanDağlıca köyünü ve kanaat önderi Latifan Katırcı’yı da ziyaret eder…
Daha önce Dağlıca’da 30 yıl imamlık yapan 81 yaşındaki Latifan Katırcı, sabah ve akşam namazlarının ardından ordu ve millet için dua ettiğini belirterek, misafirlerine şunları söyler: “Biz Müslümanız. Bakıyorum ordu ne ordusu, Müslüman. Biz Mecusi değiliz, Hıristiyan değiliz. Yaşım 81’e girdi, ben bu bayrağın altında yaşıyorum. Babam, atalarımız, bu bayrağın altında yaşıyorlardı Bu devlete yan bakana, benim canım dahi olsa, Allah cennet yüzü göstermesin.”
Latifan Katırcı’nın “ben bu bayrağın altında yaşıyorum. Babam, atalarımız, bu bayrağın altında yaşıyorlardı” sözlerinin altını çiziyoruz.
Selam olsun Latifan Katırcı’ya ve onun gibi düşünenlere…
7.Hatime: bizimle geleceğini inşa edenlere selam olsun…
Türkiye’deki bir çok TürkTürklük’ten gönüllü istifa etmişken Hakkarili Latifan Katırcı, Nijerli Tuareg Omaru, Iraklı Uceyli Sadun Paşa ve Belçika’nınFaymonville köylüleri, kendilerine Türk Milleti’yle ortak bir anlam haritası oluşturuyor. Yeryüzünde iki Türk var ise biri mutlaka benim” buyuranAbdülhakim Arvasi’nin mesajı hala geçerli.
Alemin na-hoş olduğu bu dünyada bizimle geleceğini inşa edenlere selam olsun… Gayretimiz, dualarımız ve gözyaşlarımız sizlerle…
Selam olsun bize kendimizi hatırlatanlara!

Mahmut Çetin/Sondevir 


Türklük’ten İstifa Etmek


Türklük’ten İstifa Etmek

Türklük’ten İstifa Etmek

Türklük’ten istifa etmek Beyoğlu yakasının adetlerinden


21 Şubat 2013 14:24
font boyutuküçülsünbüyüsün


Türklük’ten istifa etmek Beyoğlu yakasının adetlerinden
1.Türklük engellenemiyor
Hayatı boyuncu ‘milliyetçi olmayan’ Ertuğrul Özkök son zamanlardaTürklük vurgulu yazılar yazdı. Bu yazılar tepki alınca, Ertuğrul Özkök,Türklük’ten istifa etme kararı aldı.
Türklük’ten istifa etmek Beyoğlu yakasının adetlerinden biridir… PKKkurucuları Rizeli Kemal Pir’den, Adanalı Duran Kalkan’a, Çorumlu İsmail Beşikçi’ye Türklük’ten kaçış sürüyor.
Türklük’ten kaçış aslında sadece bugünün adeti değil. Yahya Kemal ve Ziya GökalpMütareke döneminde Türklük’ten kaçanları örnekleriyle anlatırlar…Osmanlı coğrafyasının değişik noktalarında Türk kökenli aydınlar, bu dönemde Türklük’ten istifa edip başka etnik yapılara kaçarlar. Ömer Seyfettin, ‘Kamçı’ öyküsünde İstanbul’da bir Türk’ün Türklük’ten kaçış hikayesini mizahi bir dille anlatır.
Bazılarının zihninde Türklük, bugün de Mütareke İstanbulu’nda olduğu gibi ‘kerih’ bir kimlik.
İşgal medyasında akredite edilmeyen Türklük, yabancılaşmış aydının üç değilinden biridir. Bunları tehlike sırasına göre şöyle sıralayabiliriz: 1.Türklük, 2.(hukuk zeminindeki) İslam 3.Osmanlı cihan hakimiyeti ideali.

İlginçtir bu ‘kerih’ bakışa rağmen Türkiye’nin içinde ve dışında Türklük’e yöneliş bir türlü engellenemiyor.
Gelin Türklük’e yöneliş örneklerine birlikte bakalım.
2.Lavrans, Uceymi Paşa’ya Irak Krallığı önerdi
İngiliz ajanı Lavrans, Türkler’e ihanet etmesi karşılığında Uceymi Sadun Paşa’ya savaştan sonra kurulacak Irak Krallığı’nı önerdi. Uceymi Paşa, Türkler’e ihaneti karşılığında teklif edilen Irak Krallığı’nı tereddütsüz reddetti.

Uceymi Sadun Paşa’nın mensup olduğu aile, Irak’a Mekke’den göç etti. Aile, savaş halindeki aşiretleri uzlaştırarak, Bağdat’tan Basra’ya kadar uzanan bir aşiret organizasyonu gerçekleştirdi. Sadun aşireti, 25 aşirete lider seçildi. Bu aşiret birliği Osmanlı’ya bağlandı. 
Bütün Osmanlı döneminde bölgede, Osmanlı yanlısı olan Sadun ailesiTürk Ordusu’nun geri çekilme süreçlerinde de yardım etti. Türk Ordusu çekilirkenUceymi emrindeki süvariler, Türkler’in yanından ayrılmadı.
Irak’ta 150 bin dönüm toprağını bırakarak 5 Haziran 1920 tarihinde Mardin’e geldi. Kurtuluş Savaşı’nda adamlarıyla birlikte Fransızlar’a karşı mücadele etti. Şanlıurfa’nın kurtuluşunda aktif rol oynadı.
Selam olsun Uceymi Paşa ve kadrosuna…
3.İstanbullu tuaragler
İbrahim Oumarou (Ömeri) Nijer ve Orta Afrika ülkelerinde yaşayan Tuareg halkının liderlerinden. Tuareg Emiri İbrahim Oumarou’nun soyu Osmanlı’ya dayanıyor.
Rivayete göre 1405 yılında Tuaregler’le Osmanlı arasında bir akrabalık bağı kurulmuştur. O tarihte şimdinin Nijer topraklarında yaşayan Tuaregler arasındaki birlik bozulur. Bu durum karşısında bir heyet İstanbul’a gelerekSultan Beyazıt’tan kendilerine hakem de olacak bir yönetici tayin etmelerini ister. Padişah, Afrikalı bir cariyeden olma Yunus adlı oğlunu bu heyetle birlikteNijer’e gönderir. Böylelikle Osmanlı ile Tuaregler arasında akrabalık bağı kurulur.
Osmanlı’nın Afrika’daki en uzak noktası olan Agadez’in şimdiki yöneticisine ‘Sultan’ unvanı ile hitap ediliyor. Çünkü Agadez Sultanı İbrahim Oumarou, o zaman bölgede yönetici olarak atanan Osmanlı Yunus Sultan’ın soyundan geliyor. 
Agadez bölgesi Tuaregler’i kendilerini “İstanbuleva” yani “İstanbullu” olarak tanımlıyorlar ve Türkler’e karşı büyük bir sevgi besliyorlar.
Selam olsun Orta Afrika’nın zenci Türkler’i Tuaragler’e…
4.Haçlı seferlerine katılmayan ‘Türksüz Türk köyü Faymonville
Yıllar önce Barış Manço’dan duymuştuk Türksüz Türk köyü Faymonville’nin varlığını.  Sondevir’de okudum… Her yıl düzenlenen karnaval, bu yıl da coşkuyla kutlanmış.
Faymonville köylülerine, Haçlı seferlerine katılmadıkları için ‘Türk’ deniliyor. FaymonvilleOsmanlı’ya karşı koymak için kilise öncülüğünde toplanan vergilere katılmayı da reddeder. Yani Faymonville köylüleri, Türkler’le ittifak yaptıkları için ‘Türk’ olarak adlandırılıyor. İsmet Özel’in “kafirle savaşan müslümana Türk denir” sözlerinde ifadesini bulan anlamlı durum bizi mutlu ediyor…
Köyde yapılan törene Türkiye’nin Brüksel Büyükelçisi ve BrükselBaşkonsolosu da katılıyor. Karnavalda Faymonville köylüleri, Türk bayraklısüvarilerin öncülüğünde, mehter marşı çalarak yürüyorlar. Kara kışa, ağır hava şartlarına rağmen Türk Günü coşkuyla kutlanıyor.
Selam olsun Haçlı Seferleri’ne katılmayan ve kendilerini ‘Türk’ olarak görenFaymonville köylülerine…
5.Abdülhakim Arvasi: Yeryüzünde iki Türk var ise biri mutlaka benim
Ruslar, 1915 yılında Doğu Anadolu’yu işgal ettiklerinde müslüman ahaliye çok zülmederler.  Zulümlerini Ermeniler’le birlikte, onların rehberliğinde gerçekleştiriyorlardı. Öyle bir imha ki; kadın, erkek, çoluk çocuk demeden katlediyorlar. Seyyit Abdülhakim ArvasiVan’ın Başkale ilçesinde o zaman… Rus-Ermeni zulmünden çevresindekileri kurtarmak için çoluk çocuğunu toplayıp Van’ı terk ediyor. IrakSuriye yolu ile İstanbul’a geçecek. O zaman geçtiği yol, yani Irak ve Suriye bizim; Osmanlı toprağıSuriye’de bulunduğu sırada Suriyeli sevenleri diyorlar ki;
Siz İstanbul’a, Türkiye’ye, gitmek istiyorsunuz. Halbuki, Türkiye çok müşkül durumda, imparatorluk çöktü çökecek, yıkıldı yıkılacak. Türkiye artık iflah olmaz perişan olursunuz. En iyisi burada kalın. Size medrese veririz mektep veririz, hocalık veririz, her türlü imkanı veririz...”
Abdülhakim Arvasi’nin onlara verdiği cevap şudur:
‘‘Türkiye’ye gideceğim. Yeryüzünde iki Türk var ise biri mutlaka benim. Ben Türk’üm ama Jön Türk değilim.’’
Selam olsun Efendi Hazretleri’ne…

6.Hakkarili Latifan Katırcı: “ben bu bayrağın altında yaşıyorum”
Abdülhakim Arvasi’nin yaşadığı toprakların yanı başında Hakkari’de Hudut Komutanı Albay Cemalettin DoğanDağlıca köyünü ve kanaat önderi Latifan Katırcı’yı da ziyaret eder…
Daha önce Dağlıca’da 30 yıl imamlık yapan 81 yaşındaki Latifan Katırcı, sabah ve akşam namazlarının ardından ordu ve millet için dua ettiğini belirterek, misafirlerine şunları söyler: “Biz Müslümanız. Bakıyorum ordu ne ordusu, Müslüman. Biz Mecusi değiliz, Hıristiyan değiliz. Yaşım 81’e girdi, ben bu bayrağın altında yaşıyorum. Babam, atalarımız, bu bayrağın altında yaşıyorlardı Bu devlete yan bakana, benim canım dahi olsa, Allah cennet yüzü göstermesin.”
Latifan Katırcı’nın “ben bu bayrağın altında yaşıyorum. Babam, atalarımız, bu bayrağın altında yaşıyorlardı” sözlerinin altını çiziyoruz.
Selam olsun Latifan Katırcı’ya ve onun gibi düşünenlere…
7.Hatime: bizimle geleceğini inşa edenlere selam olsun…
Türkiye’deki bir çok TürkTürklük’ten gönüllü istifa etmişken Hakkarili Latifan Katırcı, Nijerli Tuareg Omaru, Iraklı Uceyli Sadun Paşa ve Belçika’nınFaymonville köylüleri, kendilerine Türk Milleti’yle ortak bir anlam haritası oluşturuyor. Yeryüzünde iki Türk var ise biri mutlaka benim” buyuranAbdülhakim Arvasi’nin mesajı hala geçerli.
Alemin na-hoş olduğu bu dünyada bizimle geleceğini inşa edenlere selam olsun… Gayretimiz, dualarımız ve gözyaşlarımız sizlerle…
Selam olsun bize kendimizi hatırlatanlara!

Mahmut Çetin/Sondevir 


UNUTULAN TÜRKLER-3: SAHRA ÇÖLÜ’NÜN TÜRKLERİ


UNUTULAN TÜRKLER-3: SAHRA ÇÖLÜ’NÜN TÜRKLERİ

Yayin Tarihi 21 Mart, 2008
Kategori TÜRK DÜNYASI
UNUTULAN TÜRKLER-3
SAHRA ÇÖLÜ’NÜN TÜRKLERI
image00167.jpg
Onlar çölün mavi adamları… Onlar Büyük Sahra`nın siyah Türkleri… Onlar son Osmanlılar… Hatta hala Osmanlılar…

Misyonerlerin İştahını Kabartan Topraklar
Sarayın penceresinden dışarıya, çökmekte olan akşam karanlığının laciverte boyadığı boğazın sularına bakarken, yanındakilere seslendi Büyük Sultan:”Afrika’daki kardeşlerimiz Fransızların insafına terk edilemez. Ne gerekiyorsa tez elden yapıla.” Fizan’dan gelen habercinin getirdiği bilgiler, çelik gibi bakışlarını daha bir keskinleştirmişti sanki. Afrika kıtasını sömürgeleştirmeye kararlı İngiliz, Fransız ve Almanlar üç koldan kara kıtayı paylaşmak için anlaşmışlardı aralarında. Avrupalı misyonerlerin yer altı zenginliklerine dair anlattıklarıyla iştahları daha da kabaran Fransızlar başlamışlardı bile Afrika’yı kuzeyden işgal etmeye. Önce Cezayir, şimdi kıtanın daha da içleri. Amaçları Çad gölüne kadar tüm Biladüs’sudan’ı, yani Büyük Sahra’nın güneyini ellerine geçirmekti.
Osmanlının Afrikadaki Sınırı
Nijer’in başkenti Niamey’de kaldığım otelde masanın üzerine bırakılan su şişesinin üzerinde yazan bir markadan ibaretti önce Agadez. Sahra çölünün ortasındaki vahalardan çıkarılan kaynak suları, bu isimle turistlere servis ediliyordu. Nerden bilebilirdim ki sonraki günlerde Agadez’in, beni çölün ortasından İstanbul’un derin mavi sularına götürecek, tarihin tozlu sayfalarını karıştırmama yol açacak gizemli bir kent olduğunu.
“Biz Osmanlıyız”
Ertesi gün Nijerli dostlarımızla sohbet ederken, Agadez’in cihan devleti Osmanlı’nın Afrika’da ulaştığı en uzak yer olduğunu öğreniyorum. Ama burayı bizim için asıl ilginç kılan, Osmanlı’nın buraya kadar gelmiş olması değil. Bu insanların hala Osmanlı’ya bağlı oluşu… “Biz Osmanlıyız!” diyor bu kentin insanları. Agadez in valisine hala “Sultan” diyorlar. Bu bölgenin adı hala Agadez Sultanlığı. Üstelik kendilerinin Türk soyundan geldiklerini söylüyorlar. Diğer Nijerli kabilelerden daha açık renkli bir tene sahip olmalarını da buna delil olarak gösteriyorlar. Gerçekten de Agadezliler, Nijer’in diğer şehirlerinde yaşayan insanlara pek benzemiyorlar.
Osmanlı Tarihi Okutuluyor
Afrika’nın ortasında da Osmanlı medeniyetinin izleriyle karşılaşmak gerçekten gurur verici. Osmanlı deyince hala Agadezlilerin gözlerinin içi gülüyor. Okullarında Osmanlı Tarihi, ders olarak okutuluyor. Nijer Cumhurbaşkanı, Türkiye’den gelen heyetlere, Nijer ile Türkiye arasındaki sıcak ilişkilerin Osmanlı dönemine kadar uzandığını büyük bir sitayişle anlatıyor.
Afrikanın Kültürel Mirası
image00221.jpg
Ünlü Agadez Camisi
Agadez, Mali’deki Timbuktu kenti ile birlikte sahranın en önemli iki kültürel mirasından biri. Nijer’in başkenti Niamey’e 1000 kilometre uzakta. Büyük sahranın kuzeye açılan kapısı Agadez’e, uzun bir yolculuktan sonra ulaşılıyor. Kent küçük bir havaalanına sahip. Son zamanlarda turistlerin ilgisini çekmeye başlamış. Körfez ülkelerinden gelen zenginler, Agadez çevresindeki çöllerde ceylan avlıyorlar. Bir kerpiç evler kenti Agadez. Çevresi Harmattan rüzgarının büyük tepecikler oluşturduğu altın sarısı çölle kaplı. Kum denizindeki yeşil adacıkları andıran vahalarda meyve sebze yetiştiriliyor. Harmattan rüzgarı esmeye başladı mı, tozdan göz gözü görmüyor. Buradaki yabancılar için çekilecek gibi değil. Ama çölün mavi adamları için, kavurucu sıcakları biraz olsun kıran bu rüzgar büyük nimet. Yüksek kerpiç duvarlarla çevrili bahçelerde dört kazık üzerine örtülen hasırlardan oluşan çardaklar var. Agadezliler kavurucu sıcaklarda günün büyük bölümünü buralarda geçiriyor.
700 Yıllık Kerpiçli Camii Kebir ve Yusuf Sarayı
Agadez’in mimari açıdan en önemli yapısı, 700 yıllık olduğu söylenen CamiiKebir, yani Büyük Cami. Son derece ilginç bir mimarisi var. Bir benzeri de Timbuktu’da. Afrika İslami mimarisinin en önemli  örneklerinden. Kalın kerpiç duvarlarla inşa edilmiş caminin içinde de saflar kerpiçle birbirinden ayrılmış. Kavurucu çöl sıcağı bu kalın duvarların ardında insanın içini ferahlatan bir serinliğe dönüşüyor. Ama caminin asıl karakteristik özelliğini, üst kısmına doğru incelen kare minaresi oluşturuyor. Hem içerden hem de dış kısmından yukarıya çıkılabilen minare, uzaktan bir piramidi andırıyor. Agadez’in bilinen en eski sultanının adı Yusuf. Bu yüzden şu anda sultan olarak hitap edilen valinin bulunduğu saraya da Yusuf’un Evi deniliyor. Ama saray dediysek, adı saray, yoksa o da kerpiçten.
Çölün Tuaregleri
Gelelim Agadez’in Osmanlı’yla olan ilişkisine. Aslında bölgenin İslam’la tanışması 7. yüzyılda başlıyor. Mağrip ülkelerinden gelen tüccarlar ve Arap yarım adasından buraya ulaşan elçiler, bölgede İslam’ın hızla yayılmasını sağlamış. Büyük Sahra’da yaşayan halklar arasında en yaygın olanları Tuaregler ve Tibular…
Osmanlı arşivlerinde ‘
Tevarık‘ olarak bahsedilen Tuaregler, Hagarlar ve Ezgarlar olarak iki topluluktan oluşuyor.
image00318.jpg
Çölün mavi adamları
Giysileri nedeniyle Çölün Mavi Adamları olarak bilinen Tuareglerden, çetin çöl şartlarına dayanıklı, ticarete yatkın, savaşçı bir kavim olarak bahsediyor tarih kaynakları. Yüzyıllar boyunca güneyden kuzeye uzanan kervan yollarının güvenliğini sağladılar. 19. yüzyılda ticaret kervanlarının önemini kaybetmesi ile ekonomik sıkıntı içine giren bölge, bir yandan da yıllarca sürecek iç çekişmeler yüzünden huzursuzlukla karşı karşıya kaldı. Bunun üzerine, Cihan devleti Osmanlı’ya başvurdu buradaki yöneticiler.
Osmanlıya Katıldılar
Takvimler 1875’i gösterirken, Trablus eyaletine bağlı, Fizan sancağındaki Osmanlı valisine başvurdular. Osmanlı’yı davet ettiler ülkelerine. Bu talep derhal İstanbul’a bildirildi. II. Abdülhamit’in emriyle Osmanlı topraklarına katıldı bölge. Fizan sancağına bağlı olarak, bugünkü Çad topraklarında Reşade, Nijer’in kuzeyinde ise Kavar ve Asben kazaları kuruldu. Buraların güvenliği için asker, imarı için yöneticiler gönderildi. Asben bölgesinde yer alan Agadez’in valisi ise, Osmanlı valisi oldu. Osmanlının sadece Kuzey Afrika’ya kadar uzandığını düşünenler, bölgenin tarihini daha yakından incelediklerinde büyük bir yanılgı içerisinde olduklarını görecekler. Tıpkı bizim gibi…
Çünkü Osmanlı sadece Kuzey Afrika’ya değil, daha da güneye inerek Batı Afrika’nın iç kesimlerine kadar geniş bir coğrafyaya barış ve medeniyet götürdü. Üstelik bu gelişme, Osmanlının çöküş dönemi olarak gösterilen 19. yüzyılın ikinci yarısında meydana geldi.
Osmanlı Çekilince Fransız Sömürgesi Başladı
1875’ten sonra, bölgenin yer altı zenginliklerini ele geçirmeye çalışan Fransızlar ile Osmanlı arasında tam bir güç gösterisi yaşandı. Bazı küçük çatışmalar dışında bu bölge Osmanlı buradan ayrılana kadar huzur içinde yaşadı. Ancak Trablusgarp savaşıyla birlikte bölgede dengeler değişti. Osmanlı yavaş yavaş bu bölgeden çekilirken, boşluğu Fransa doldurdu. Tabi bu değişim o kadar da kolay olmadı. Çünkü Osmanlı’yı kendi iradeleriyle davet eden Tuaregler, işgalci Fransızlara karşı büyük bir direnç ortaya koydu. Ancak 1918 yılından itibaren Osmanlının bütünüyle Afrika’dan çekilmesi ile birlikte Fransa büyük emeline ulaşmış oldu.
Uranyum Madenlerini Fransızlar Kullanıyor
image00410.jpg
Nijer Cezayir-Libya sınırının hemen güneyinde kalan bir Afrika ülkesi
Fransa tüm Kuzey ve Batı Afrika ile birlikte Agadez ve çevresini de uzun süre işgali altında tuttu. Bölgenin yer altı kaynaklarını acımasızca sömürdü. Ülke bağımsızlığını kazanmış görünse de bu sömürü hala devam ediyor. Nijer’in ana dili Fransızca. Nereye giderseniz Fransız kültürü ile karşılaşıyorsunuz. Nijer şu anda dünyanın uranyum rezervinin önemli bir bölümüne sahip. En büyük uranyum madenleri ise Agadez’in 100 kilometre ilerisinde bulunuyor. Elbette bu madenleri yıllardır Fransa işletiyor. Tabi çıkarılmasında bölge insanı kullanılıyor. Agadez’den çıkan uranyum, Fransa’daki nükleer santralleri çalıştırıyor. Yine zengin altın madenleri de yabancılar tarafından işletiliyor.
Türkiyenin Temsilciliği Bile Yok
Bölgenin petrol rezervi açısından önemi ise yeni yeni keşfedilmeye başlanmış. Çinli bir petrol şirketi büyük sahrada petrol bulmuş. Nijer’in 10 yıl içerisinde çok önemli bir petrol ülkesi haline geleceği konuşuluyor. Ancak bu kaynaklar da Batılılar tarafından sömürülür mü bilinmez. Dileriz bu petrol dost ve kardeş Nijer halkına savaş ve acılar değil, huzur ve refah getirir. Türkiye’nin buralarda bir temsilciliğinin olmaması bizi üzüyor. Son yıllarda karşılıklı bazı heyetler gidip gelerek ilişkileri canlandırmaya çalışıyor.

AHMET KAYIR
http://www.yenidenergenekon.com/156-unutulan-turkler-3-sahra-colunun-turkleri/

Featured post

Istanbul Mayor Ekrem İmamoğlu Sentenced to 20 Months for Insulting Prosecutor

  ISTANBUL, [16/07/2025]  – Istanbul’s opposition Mayor Ekrem İmamoğlu has been sentenced to 1 year and 8 months imprisonment for "insu...

Popular Posts