Tuesday, 8 May 2018

Babasının Bir Sözünü Dinledi, Her Yıl Bir Kilo Altın Alıyor





Siirt'te ikamet eden 77 yaşındaki Süleyman Aslan, 58 yıl önce babası Mühittin Aslan'ın 'fıstık ekersen altın alırsın' sözünü yerine getirdi, her yıl toprağa ektiği fıstıktan bir kilo altın alıyor.

Siirt şehir merkezine bağlı İkizbağlar köyünde kendisine ait 30 dönümlük bağda yaklaşık 220 adet yetişkin ağaçtan fıstık üreten Süleyman Aslan, ilerleyen yaşına rağmen küçük yaşlarda başladığı tarım üretimini sürdürüyor. İkizbağlar bölgesinde fıstık üretiminin babası tarafından yaygınlaştırıldığını aktaran Aslan, bundan yarım asır önce babasının teşvikiyle ektikleri fıstıktan büyük gelir elde ettiğini, yaşamını ihya eden fıstık bahçelerini şimdi de çocuklarına miras olarak bırakacağını aktardı.

Bir avuç toprakla hayatı değişti

1959 yılında tarlayı çabaladığı sırada babası Muhittin Aslan'ın 4 çocuğunu da çağırarak, 'Fıstık ekerseniz altın alırsınız' sözlerini geç algıladığını belirten Süleyman Aslan, "1972 senesinde fıstık üretimine başladım. Yalnız 1959 yılında 30 dönüm bağımız vardı. Rahmetli babam biz dört kardeşi çağırarak 'ekinlerin arasına fıstık ekin' dedi. Büyük ağabeyim 'baba biz zaten kocaman ağaçları kesiyoruz geç verim verdi diye, ne yapacağız, hem 50 sene geçiyor ancak fıstık oluyor, uğraşamayız' diye karşılık verdi. Babam da iki eliyle toprağı avuçlayarak, 'vallahi bu kadar fıstık ekerseniz, bu kadar altın alırsınız' dedi. Ben 1972 yılında ekmeye başladım. Ve şuana kadar da 10 kilodan fazla altını bu tarladan aldım. Keşke babam yaşasaydı bu bahçeyi görseydi. Babamın dediği fazlasıyla çıktı. Şimdi bir sezonda bu bahçeden bir kilo altın alıyorum. Şimdi bunları çocuklarıma miras olarak paylaştıracağım" dedi.

Siirt'in 336 köyünün 276'sında fıstık üretiliyor

Siirt Fıstık Üreticiler Birliği Başkanı Şuayip Aslan ise Siirt genelinde bu yıl 45 bin ton dolayında fıstık rekoltesi beklediklerini belirterek, Gaziantep ve Şanlıurfa'yı da geçerek Türkiye'de en fazla fıstık üreten il konumuna geldiklerini söyledi. Aslan, "İlimizde ilk kez bu kadar bir rekolteye ulaştık. Elde ettiğimiz bilgilere göre Gaziantep'te 20 ile 25 bin ton, Şanlıurfa'da 30 bin ton, ilimizde ise 40 ile 45 bin ton fıstık rekoltesi bekleniyor. Yıllar önce devletin verdiği teşvikle rekolte bu seviyeye geldi. Artık devlet elini teşvikten çekmesine rağmen vatandaşlar anladı ki fıstığın iyi bir getirisi var ve iyi para ediyor. Artık devlet teşvik vermese de çiftçi fıstık ekiyor, hatta çiftçi olmayanlar da fıstık ekmeye başladı. Çünkü fıstık üç ülkenin birer bölgesinde yetiştiği için çok değerlidir ve getirisi var. Bundan sonra artık fıstığın ilimizde işlenmesi paketlenmesi için sanayi alt yapısı oluşturuldu. Siirt'in 336 köyünden 276 köyünde fıstık üretiliyor. Üreticiler bununla para kazanıyor" diye konuştu.

Aslan, fıstığın sulanması durumunda yüzde 20 ile yüzde 30 dolayında veriminin artırdığını da sözlerine ekledi.

=====================================================
İhlas Haber Ajansı YouTube Kanalına Abone Olmak İçin: ► http://bit.ly/IHA-Abone İhlas Haber Ajansı Resmi Web Sitesi ► http://www.iha.com.tr İhlas Haber Ajansı Sosyal Medya Adresleri ► https://facebook.com/iha.com.tr ► https://twitter.com/ihacomtr ► https://instagram.com/ihacomtr/ ► https://plus.google.com/+ihatr_ihacomtr/ İhlas Haber Ajansı hakkında http://www.iha.com.tr/hakkimizda.html  İhlas Haber Ajansı’na ulaşmak için ►http://www.iha.com.tr/hakkimizda.html Kategori Haberler ve Politika Lisans Standart YouTube Lisansı
İhlas Haber Ajansı YouTube Kanalına Abone Olmak İçin:
► http://bit.ly/IHA-Abone

İhlas Haber Ajansı Resmi Web Sitesi
► http://www.iha.com.tr

İhlas Haber Ajansı Sosyal Medya Adresleri
► https://facebook.com/iha.com.tr
► https://twitter.com/ihacomtr
► https://instagram.com/ihacomtr/
► https://plus.google.com/+ihatr_ihacomtr/

İhlas Haber Ajansı hakkında
http://www.iha.com.tr/hakkimizda.html

İhlas Haber Ajansı’na ulaşmak için
http://www.iha.com.tr/hakkimizda.html

Monday, 7 May 2018

Suudi Krallığından İslam alemine büyük ihanet: "Suudi Kral Papa iley anlaştı! Medine'de kilise inşa edilecek!"


Suudi Krallığından İslam alemine büyük ihanet:

"Suudi Kral Papa iley anlaştı! Medine'de kilise inşa edilecek!"

Suudi Arabistan ile Vatikan arasında geçtiğimiz günlerde imzalanan iş birliği anlaşmasının detayları ortaya çıkmaya başladı. Buna göre Vatikan imzalanan anlaşma kapsamında Suudi Arabistan'da kilise inşa ettirecek.


https://www.ahaber.com.tr/webtv/dunya/suudi-kral-papa-ile-anlasti-medinede-kilise-insa-edilecek

Friday, 4 May 2018

İDDEF'in Burkina Faso'da yaptırdığı medreseler hizmete açıldı


İDDEF'in Burkina Faso'da yaptırdığı medreseler hizmete açıldı


3 May 2018 tarihinde yayınlandı
İnsana Değer Veren Dernekler Federasyonu (İDDEF) tarafından Burkina Faso'nun çeşitli noktalarında yaptırılan 8 medrese hizmete alındı.
https://youtu.be/JTl0GI3YnWM
ANADOLU AJANSI'NI SOSYAL MEDYADA TAKİP EDİN:

Web sitesi: http://www.aa.com.tr

Twitter: https://twitter.com/anadoluajansi

Facebook: https://www.facebook.com/anadoluajansi

Instagram: http://instagram.com/anadoluajansi


ANADOLU AJANSI YOUTUBE KANALI HAKKINDA:

Anadolu Ajansı’nın YouTube kanalında farklı kategorilerde günün öne çıkan haberleri, multimedya çalışmaları ve belgeseller yer alıyor.

AA'nın Youtube kanalındaki çalma listelerini kullanarak dilediğiniz kategorideki videolara da abone olabilirsiniz.

Öne çıkanlar: http://bit.ly/2wNedbb

İnsana dair: http://bit.ly/21w2Qf1

60 saniyede bugün: http://bit.ly/2j9LTeh

Haber - Gündem: http://bit.ly/1S5qhcA

360 derece videolar: http://bit.ly/2ja6Zt2

Spor haberleri: http://bit.ly/24sFuco

Editör masası: http://bit.ly/20YWvXg

Cumhurbaşkanı Erdoğan Cumhur İttifakı Protokolü'nü imzaladı


Cumhurbaşkanı Erdoğan Cumhur İttifakı Protokolü'nü imzaladı

Özbekistan ve Güney Kore'deki temaslarını tamamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurda dönüşünde Cumhur İttifakı Protokolü'nü imzaladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Cumhur İttifakı Protokolü'nü imzaladı
ANKARA 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhur İttifakı Protokolü'nü imzaladı.
Özbekistan ve Güney Kore'ye gerçekleştirdiği ziyaretleri tamamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, özel uçak "CAN" ile Atatürk Havalimanı'na geldi.
Erdoğan, havalimanından ayrılmadan, uçak içinde Cumhur İttifakı Protokolü'ne imza attı.
Muhabir: Enes Kaplan

Yıldırım ile Bahçeli, Erdoğan'ın adaylığı için YSK'ye başvurdu



Yıldırım ile Bahçeli, Erdoğan'ın adaylığı için YSK'ye başvurdu

Başbakan Yıldırım, MHP Genel Başkanı Bahçeli ile Cumhur İttifakı'nın ortak adayı Erdoğan'ı için YSK'ya açıklama yaptıklarını açıkladı.

Yıldırım ile Bahçeli, Erdoğan'ın adaylığı için YSK'ye başvurdu
ANKARA
AK Parti Genel Başkanvekili ve  Başbakan Binali Yıldırım, MHP Genel Başkanı Bahçeli  ile  Cumhur İttifakı 'nın ortak adayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan i çin YS K ' ye yaptırmayı açıkladılar.  
Başbakan Yıldırım, "Biz, bu seçime en sağlam çatı altında giriyoruz. Bizim çatımız millettir, ittifakımız aziz milletimizledir. Bu ittifakın gerisinde Yenikapı ruhu vardır. Adayımızı belirlerken sadece ve sadece Türkiye'nin aydınlık geleceği, milletimizin refahı ve mutluluğu söz konusu gerçekleşmiştir." diye konuştu.

Thursday, 3 May 2018

Burma Görev Gücü Başkanı Abdulmalik Mücahid: 'Arakanlı Müslümanlara 'Nazi zulmü' uygulanıyor'



'Arakanlı Müslümanlara 'Nazi zulmü' uygulanıyor'

Burma Görev Gücü Başkanı Mücahid, "Myanmar'da 21. yüzyılda 129 bin kişi, 2012 yılından beri toplama kamplarında tutuluyor. Bu Nazi Almanya'sında görülen bir tutuklama sistemi." dedi. KÖLN
Myanmar ordusu tarafından Arakanlı Müslümanlara uygulanan ve katliama varan şiddetin boyutları, Almanya'nın Köln kentinde İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) ile uluslararası insani yardım kuruluşu Hasene tarafından düzenlenen "Uluslararası Arakan Konferansı"nda ele alındı.
Burma Görev Gücü Başkanı Abdulmalik Mücahid, burada yaptığı konuşmada, soykırıma uğrayan Arakanlı Müslümanların ayrıca vatandaşlık ve eğitim hakkı gibi temel haklarının olmadığını hatırlattı. Kesin sayının bilinmediğini ancak bu coğrafyada çok sayıda kişinin katledildiğini vurgulayan Mücahid, hesaplamalarına göre son bir yılda 100 bin kişinin öldürüldüğünü, bir o kadar da tecavüz vakasına rastlandığını söyledi.
Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre Rohingyalı kadınların yüzde 52'sinin tecavüze uğradığını aktaran Mücahid, "Bu durumda olan 160 kişiyle konuştuk. Konuştuğumuz bir kadın sadece tecavüze uğramamış, çocuğunu almışlar ve kafasına vura vura öldürmüşler. 7 kez afet bölgesine gittim. Orada 120 binden fazla kadına tecavüz edildi." ifadelerini kullandı.Myanmar'da yaşananları Nazi Almanya'sındaki uygulamalara benzeten Mücahid, şöyle devam etti:
"Myanmar'da 21. yüzyılda 129 bin kişi, 2012 yılından beri toplama kamplarında tutuluyor. Bu Nazi Almanya'sında görülen bir tutuklama sistemi. Çok fazla insandan söz ediyoruz. Bu soykırımı sonlandıracak uygun çözümü bir an evvel bulmalıyız. Soykırımı durdurmak ve insanları geri göndermek için öncelikle güvenlik sağlanmalı. İnsanlar biraz pragmatik davranmaya çalışıyorlar ama buradaki tek çözüm bu. Eğer her birinizin buradan çıkaracağı bir sonuç varsa, şu anda bulunduğumuz ülke, dünyaya holokost (Nazi soykırımı) kavramını kazandırdı. Holokost nedeniyle 150 ülke bir sözleşme imzaladı. Burada da bu yapılmadığı takdirde bunun çok ciddi sonuçları olacaktır."

"Yaptırım seçeneği uygulanabilir"

Avustralya Parlamentosunun eski kıdemli üyelerinden, eski Avustralya Başsavcısı Hon Philip Ruddock da Myanmar'da yaşanan insan hakları ihlallerinin bir an önce durdurulması gerektiğine vurgu yaptı.
Uluslararası toplumun bu çalışmayı yapması gerektiğini anlatan Ruddock, bunu gerçekleştirebilecek kuruluşun BM Güvenlik Konseyi olduğu görüşünü dile getirdi.
Ruddock, uluslararası toplumun bu trajediyi durdurmak için gerekirse yaptırım seçeneğini uygulayabileceğine değinerek, "Umuyorum ki bütün bu üyeler, BM Güvenlik Konseyinin üyeleri de tek bir ses olarak hareket edecektir. ABD, Fransa, Britanya, Çin ve Rusya; hepsinin tek bir birlik halinde hareket etmesi gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

"Basın ve haber kaynaklarına baskı var"

Anadolu Ajansı (AA) Dünya Dilleri Yayın Yönetmeni Mehmet Öztürk de Arakanlıların "Güneydoğu Asya'nın Filistinlileri" olarak nitelendirildiğini, durumlarının Filistinlilerden bile daha kötü olduğunu vurguladı.
Bölgede basına ve haber kaynaklarına baskı olduğuna dikkati çeken Öztürk, şöyle konuştu:
"Gazetecilere Arakan bağlantılı büyük bir baskı var. Katliam ve zulümlerin yaşandığı Arakan bölgelerine gazetecilerin gidebilmesi için izin almak gerekiyor. O izin de ya çıkmıyor ya da çok zor. Dolayısıyla büyük bir karartma söz konusu. Bölgeden rejimin müsaade ettiği kadar bilgi sızıyor. Bölgeyle ilgili bilgiler büyük ölçüde kısıtlı oranda hazırlanan raporlar ve havadan uydu görüntülerinden elde edilebiliyor. Gazetecilerin haber kaynakları sınırlı ve çoğu kere yönetimin manipülasyonuna maruz kalabiliyor. Gazeteciler keyfi tutuklamalarla karşı karşıya kalabiliyorlar."
Muhabir: Mesut Zeyrek
https://www.aa.com.tr/tr/dunya/arakanli-muslumanlara-nazi-zulmu-uygulaniyor/1133865
'Arakanlı Müslümanlara 'Nazi zulmü' uygulanıyor'

İslam’ın 'dördüncü kutsal şehri': Harar


İslam’ın 'dördüncü kutsal şehri': Harar

HARAR - TUFAN AKTAŞ
Etiyopya’nın tarihi şehri Harar, 100'e yakın camisi ve 100'den fazla türbesiyle İslam’ın dördüncü kutsal şehri olarak anılıyor. Etiyopya’nın beş kapılı tarihi şehri Harar, yüzyıllardır biriktirdiği kültürel mirasıyla kendini çevreleyen surların arkasında derin bir tarih saklıyor. Eski şehir merkezinde varlığını sürdüren 100'e yakın camisi ve çevresindeki 100'den fazla evliya türbesiyle “İslam’ın dördüncü kutsal şehri” ya da “evliyalar şehri” olarak anılan Harar, hem bölge hem de İslam tarihi açısından büyük öneme sahip.
Başkent Addis Ababa’nın 500 kilometre doğusunda ve deniz seviyesinden bin 800 metre yükseklikteki şehir, mimari yapısı, kendine özgü giyim kuşam kültürü ve canlı ticari hayatıyla dikkati çekiyor.
Aynı adı taşıyan eyaletin de başkenti olan Harar'da halk, Sami dilleri ailesinden Harariyi konuşuyor. Zaman içinde bölgedeki Oromolar ve Somalilerle karışan ve birlikte yaşama kültürü geliştiren halkın ana geçim kaynağı, tarım, ticaret ve hayvancılık.
Kısa bir dönem Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı kalan şehirde bugün Osmanlı tebaası olan, Türk ve Arap soyundan gelen aileler de yaşamaya devam ediyor. 

Fidel Castro'dan Emir Hacı Abdullah’a

İslam’ın beş şartını temsilen beş kapının yapıldığı surların etrafında günümüzde yeni bir şehir kurulmuş olsa da Harar’da zaman, Jugol adlı tarihi alandaki 400'e yakın dar sokakta akıyor.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Jugol'a girerken misafirleri “Duke” adındaki başka bir büyük kapı karşılıyor.
Bembeyaz boyanmış küçük sıralı dükkanların yer aldığı ana caddeye açılan bu kapı, aynı zamanda modern Etiyopya’nın ve değişimin tarihiyle ilgili mesajlar da taşıyor.
Ülkede 1974-1991 arasında hüküm süren komünist Derg rejimi sırasında Duke kapısında Mengistu Hailemariam, Fidel Castro ve Leonid İlyiç Brejnev’in portreleri yer alırken bugün aynı kapıda Harar’ın son emiri Emir Hacı Abdullah’ın portresi bulunuyor. 

Türk esnafla karşılaşmak mümkün

Caddenin hemen bitiminde kendilerini Jugol'un meydanında bulan misafirlerin karşısına 19. yüzyılda büyük bir caminin yıkılması sonrası inşa edildiği ileri sürülen Medhane Alem Kilisesi çıkıyor.
Meydanın dört tarafındaki dükkanlarını ziyaret edenlerin ilk şahit oldukları ise rengarenk çarşafları ve feraceleriyle başlarında meyve ve sebze taşıyan Hararlı kadınlar.
Meydanın hemen başına kurulu olan kahvehanelerde domino oynayan Hararlı yaşlıların kahkahaları işitiliyor.
Şehrin kuzeyine doğru gidildiğinde Jami Camisi görülürken güneyden aşağı inildiğinde ise Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) tarafından restore edilen Osmanlı konsolosluk binası dikkati çekiyor. İrili ufaklı küçük dükkanların yer aldığı tarihi sokaklarda çok sayıda kumaşçı ve terziyi görmek ve gezerken Osmanlı tebaasının soyundan gelen bir esnafla karşılaşmak mümkün.
Ulaşımın daha çok "bajaj" adı verilen üç tekerlekli motosikletlerle yapıldığı şehirde, taşımacılıkta da dar sokaklar nedeniyle eşekler kullanılıyor.
16. yüzyılda inşa edilen şehrin dört bir tarafını kuşatan 4 metre yüksekliğindeki surların Suktat Beri, Argo Beri, Asum Beri, Asmedin Beri ve Bedro Beri adlarındaki beş kapısı çarşılara ve daha çok sebze ve meyvenin satıldığı küçük pazarlara açılıyor.
Şehrin doğusundan aşağı inildiğinde ise küçük kasap dükkanlarının olduğu pazarda yırtıcı kuş besleyenlerle karşılaşılıyor. Aynı zamanda vahşi sırtlanlarla da iç içe yaşayan halk, burada ellerine aldıkları et parçalarıyla yırtıcı kuşları besliyor.
Bir dönem şehirde ticaretle uğraşan ünlü Fransız şairi Arthur Rimbaud​'un yaşadığı söylenen tarihi konak ise halihazırda restore ediliyor. ​

Habeş melikleriyle mücadele

10. yüzyılın sonlarına doğru Yemen’in Aden kıyılarından gelen tüccar ve emirler sayesinde İslamiyetle tanışan bölgede 13. yüzyılda kurulan ilk İslam devleti Evfat Emirliği.
Evfat Emirliği’nin yıkılmasından sonra kurulan ve Adel Emirliği adıyla da anılan Zeyla Emirliği, Hristiyan Habeş melikleriyle yüzyıllar boyunca mücadele etmişti. Zeyla Emirliği’nin başkentinin 1520’de Harar’a taşınması sonrasında Harar devlet olmuştu.
1875'te Mısır Hidivi İsmail Paşa’ya ait ordu, Osmanlı adına Habeşistan’a ilerlemiş ve Harar şehri, halk tarafından teslim edilmişti.
Harar’da 10 yıl kalan Mısırlılar, gelirinin giderini karşılamaması ve denize uzaklığı gibi sebeplerle 1885’te Emir Muhammed’in oğlu Abdullah Ali Abdüşşekur’u Harar emiri tayin edip ellerindeki silahları ve bazı görevlileri devrederek geri çekilmişti.
1887'de Habeşler tarafından işgal edilinceye kadar varlığını bağımsız olarak sürdüren Harar, bu tarihten sonra Etiyopya’ya bağlı bir bölge halini aldı.
1936-1941 yıllarını İtalyan, 1941-1948 yıllarını İngiliz işgali altında geçiren Harar, 1977’de Somali tarafından ilhak edildi.
Ancak Somali Devleti ve Harar’ın beraberliği uzun sürmedi ve ertesi yıl Sovyetler Birliği ile Küba’nın yardımlarıyla Etiyopya bölgeyi geri aldı. 

Başkonsolos Ahmed Mazhar Bey

1911’de Osmanlı Devleti ile Habeşistan arasında siyasi ilişkiler kurulduktan sonra Harar’da Osmanlı maslahatgüzarlığı açıldı.
İlk maslahatgüzar Necib Hac Efendi’nin ilk işi Habeşistan’daki Osmanlı tebaasını tespit etmek oldu. Kendisinden sonra başşehbender (başkonsolos) olarak atanan Ahmed Mazhar Bey, çalışmalarıyla ülke tarihinde kendine unutulmaz bir sayfa açmayı başardı.
Tarihi kaynaklara göre, Osmanlı tebaasının haklarını korurken Habeşistan Müslümanlarıyla da ilgilenen Mazhar Bey, Etiyopya’nın genç veliahdı Lij Iyasu’yla kurduğu ilişki sayesinde onun Müslüman olmasına yardımcı oldu.
2. Menelik’in ölümü sonrası başa geçen torun Lij Iyasu, Mazhar Bey’in de telkinleriyle Somalili direnişçi İmam Abdullah Hasan’a sömürgeci güçlere karşı yardımcı oldu ve Harar bölgesinde yeni camiler inşa ettirdi.
Müslüman olduğunun duyulması ve Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı’ya yakınlaşması sonrası devrilen İmparator Lij Iyasu, yıllarca hapis yattıktan sonra 1935’te İtalya işgali sırasında öldü, bazı kaynaklara göre ise öldürüldü.
Harar’da bugün Türk Kızılayı adını taşıyan Hilal-i Ahmer’in yurt dışındaki ilk şubelerinden birini açan Mazhar Bey, Osmanlı Donanma Cemiyetine de yardım topladı.
O günkü şubenin başkanlığını Muşlu Hacı Yusuf Efendi yapıyordu. Üyeler arasında Şamlı İbrahim Haddad Efendi, Hintli Cuma Bayah Denci Efendi, Yemenli Seyyid Abdurrahman Efendi ve Konyalı Hacı Haydar Efendi gibi isimler bulunuyordu.
Sadece Habeşistan’ın değil, aynı zamanda Yemen, Aden ve Hadramut’un meseleleriyle de ilgilenen Harar maslahatgüzarlığı, önemli konuların Harar’dan takibinin zorluğu göz önünde tutularak 1913’de Addis Ababa’ya taşındı.

Ömer Avni Harar’dan bildiriyor

İslam dünyasının ve Müslümanların meseleleriyle yakından ilgilenen, üzüntü ve sevinçlerini paylaşan Harar halkı, 2. Balkan Savaşı’nda Edirne’nin geri alınması sonrası sevince boğuldu.
Dönemin Sabah gazetesine yazılar gönderen gazeteci Ömer Avni, Mehmet Akif Ersoy tarafından çıkarılan Sebilürreşad Dergisi’nin 1913'te çıkan 264. sayısında Osmanlı Ordusunun Edirne’yi geri alınması üzerine “Edirne’nin İstirdadı: Habeşistan Müslümanlarında Sürur ve Şadmani” başlıklı yazıyı kaleme aldı.
Edirne’nin geri alınması üzerine Hararlı Müslümanların sevince kapıldığını ve kutlamalar için çevre vilayetlerden Başkonsolos Ahmet Mazhar Bey'e gelerek tebriklerini ilettiğini belirten Ömer Avni, halkın aynı zamanda bir Osmanlı bayramı olan İd-i Milli gününü de kutladığını yazdı.

İslam’ın 'dördüncü kutsal şehri': Harar


EDİRNEDEN HABERLER : Kakava'da Romanların gözü yine Tunca'da olacak


Kakava'da Romanların gözü yine Tunca'da olacak

Romanların, doğanın uyanışını bolluk ve bereket dileği ile eğlenceli şekilde kutladığı Kakava Şenlikleri, 5 Mayıs'ta Roman at yarışlarıyla başlayacak.
Kakava'da Romanların gözü yine Tunca'da olacak
EDİRNE
Romanların, doğanın uyanışını bolluk ve bereket dileği ile eğlenceli şekilde kutladığı Kakava Şenlikleriefsanelerle daha renkli hale geliyor.
Romanların Kakava'ya ait en önemli söylenceleri arasında Baba Fingo efsanesine de alıyor.
Efsaneye göre, Mısır'da Firavun'un zulmettiği Romanların lideri Baba Fingo, firavunun ordusundan saklanmak için Kızıldeniz'e girer ve tüm Romanlar 6 Mayıs sabahı Baba Fingo'nun bir nehirden yeniden yer yüzüne geleceği inancını taşır.
Bu inanışa göre, Edirne'de yaşayan Romanlar da kutlamalarını Tunca Nehri kenarında sürdürüyor.
Tunca Nehri suyuyla el ve yüz yıkayıp sıhhatli olunacağına inanılması, nehir kenarındaki ağaçlardan muratların kabul olması için yeşil dal koparılması ve Baba Fingo'nun şafak vakti Tunca'dan çıkacağının beklenmesi gibi ritüeller yerine getiriliyor.

"Efsane sürdürülmeli"

Edirne Roman Eğitim Gönüllüleri Derneği Başkanı Turan Şallı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bazı Romanlar tarafından sudan çıkacağına inanılan Baba Fingo'nun her yıl Tunca Nehri'nde beklendiğini söyledi.
Şallı, Baba Fingo'nun bir efsane olduğunu belirterek, efsanenin kültürel ve turizm açısından sürdürülmesi gerektiğine işaret ederek, Kakava'nın doğanın uyanışının kutlanması anlamına geldiğini anlattı.
Türkiye'de en eğlenceli Kakava şenliklerinin yapıldığı Edirne'de kutlamalar, 5 Mayıs Cumartesi günü öğle saatlerinde Roman at yarışlarıyla başlayacak.
Daha sonra Tarihi Sarayiçi'nde Kakava ateşinin yakılması izleyecek. Romanlar, 6 Mayıs Pazar günü ise şafak sökmeden Tunca Nehri kenarında buluşup efsane ve ritüellerine göre kutlamalarını gerçekleştirecek.
Muhabir: Salih Baran

Edirne ekonomisine 'Kakava' dopingi

Romanlar tarafından "bahar bayramı" olarak kutlanan ve yerli yabancı çok sayıda turistin katıldığı Kakava Şenlikleri öncesi Edirne'de ekonomik yaşam hareketlendi.
Edirne ekonomisine 'Kakava' dopingi
EDİRNE
Romanlar tarafından "bahar bayramı"olarak kutlanan ve yerli yabancı çok sayıda turistin katıldığı Kakava Şenlikleri öncesi Edirne'de ekonomik yaşam hareketlendi.
Bahar ayının bereketini heybesinde taşıyan Kakava, kentteki esnafın da yüzünü güldürdü.
Edirne Tanıtım ve Turizm Derneği Başkanı Bülent Bacıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her 5-6 Mayıs'ta olduğu gibi bu yıl da Trakya'yı Kakava heyecanının sardığını söyledi.
Kakavanın ritüelleriyle korunan, geleneksel bir etkinlik olarak turizm ateşini de yaktığını belirten Bacıoğlu, "Her yıl Edirne'ye ve bölgedeki birçok turistik tesise Kakava odaklı turistler gelmekte. Bu anlamda çok önemli bir etkinlik destinasyonu olarak ortaya çıkıyor. Biz bu heyecanı ve bereketi turizmciler olarak yaşıyoruz." diye konuştu.

"Kakava'nın kültürel ve turistlik destinasyonunu sağlamak üzere çalışmalar yapmak durumundayız"

Kentteki tüm konaklama tesislerinin günler öncesinden hazırlıklarını yaptığını anlatan Bacıoğlu, şunları kaydetti:
"Oteller rezervasyonlarını doldurmuş durumda. Yiyecek ve içecek tesisleri, Kakava odaklı müşterilerine uygun menüler hazırlıyorlar. Bölgesel lezzetleri sunmaya çalışacaklar. Kakava'nın tüm yıl boyunca bahar ayından başlayarak ekonomik olarak bölgeye katkı sunmasını istiyoruz. Bu anlamda Kakava'nın yerelliğini ve gelenekselliğini korumak için adımlar da atılması gerekiyor. Kakava'nın kültürel ve turistlik destinasyonunu sağlamak üzere çalışmalar yapmak durumundayız."
Bacıoğlu, şenliklerin turistik bir değer olarak sürdürülebilirliğini korumak adına çalışmalar yaptıklarını dile getirdi.

"Hıdırellez kurabiyeleri" hazır

Kent turizmine hem restoranlar hem de şekerleme imalatı ve satışıyla katkı sunan esnaftan Kemal Kılıç da tüm Türkiye'yi Kakava Şenlikleri'ni görmeleri için Edirne'ye davet etti.
Kentteki esnafın şenliklere özel ürünler hazırladığını anlatan Kılıç, "Annelerimizin baharın gelişini kutlamak için yapmış oldukları Hıdırellez kurabiyelerini biz de ürettik ve paketledik. Kurabiye paketlerimizi de baharın gelişini ifade eden çiçeklerle dekore ederek hazırladık. Cıvıl cıvıl renkleri olan paketler hazırladık, bunu sadece bahar ayına şenliklere özel üretiyoruz. Şehre gelen misafirlerimizin alıp hediye olarak götürdükleri lezzetli ve keyifli bir ürün oldu." ifadelerini kullandı.
Muhabir: Cihan Demirci

'Kanal Edirne'nin yüzde 95'i bitti'

Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu, "Kanal Edirne'nin şu anda yüzde 95'i bitti. Bir köprü ve 100 metrelik alan kaldı. Onu da bu sene bitiriyoruz. Temmuz ayında hepsi bitmiş olacak. Eylül, ekim ayındaki taşkınlara hazır hale getirilecek." dedi.
'Kanal Edirne'nin yüzde 95'i bitti'
TEKİRDAĞ  - ÖMER URAL
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, açılış ve temel atma törenleri için geldiği Tekirdağ'da AA muhabirine yaptığı açıklamada, Edirne'de yaşanan su baskınlarının ve dere taşkınlarının Kanal Edirne ile son bulacağını söyledi. 
Dere ıslah çalışmalarına Edirne'nin yanı sıra Tekirdağ ve Kırklareli'de de devam ettiklerini dile getiren Bakan Eroğlu, "Kanal Edirne'nin şu anda yüzde 95'i bitti. Bir köprü ve 100 metrelik alan kaldı. Onu da bu sene bitiriyoruz. Temmuz ayında hepsi bitmiş olacak. Eylül, ekim ayındaki taşkınlara hazır hale getirilecek. Biz sadece Kanal Edirne değil pek çok dereyi ıslah ediyoruz. Tekirdağ'da 57 derenin ıslahını yaptık. Hala inşaat devam ediyor. Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ'da 250 civarında derenin ıslahını yapmış bulunuyoruz. Ergene'deki ıslahların da yüzde 96'sını bitirdik. Sonuna az kaldı." diye konuştu.
Eroğlu, Meriç ve Tunca nehirlerinde yapılan ıslah çalışmalarıyla taşkın sularının Edirne'nin alt kısımlarına aktarılacağını belirterek, özellikle Edirne'de çok büyük taşkınlar olduğunu anımsattı.
Gerek Meriç Nehri'nde gerekse Tunca Nehri'nde büyük ıslah çalışmaları yaptıklarını vurgulayan Eroğlu, "Meriç ve Tunca nehir yatakları taşkın olduğunda suyu taşıyamıyordu. Garaj civarından yeni bir kanal açarak 7 bin 800 metre uzunluğunda kanalla fazla suları buradan Edirne'nin alt kısmına aktaracağız ve bu da taşkınların azalmasını sağlayacak." değerlendirmesinde bulundu.

Wednesday, 2 May 2018

Kocatepe Gençlik Fuarı başlıyor


Kocatepe Gençlik Fuarı başlıyor

Türkiye Diyanet Vakfı Kadın Aile ve Gençlik Merkezince düzenlenen Kocatepe Gençlik Fuarı, bu yıl "irade, erdem, hürriyet" temasıyla kapılarını açacak.
Kocatepe Gençlik Fuarı başlıyor
ANKARA - Sefa Şahin
Kocatepe Gençlik Fuarı, bu yıl "irade, erdem, hürriyet" temasıyla 5 Mayıs'ta açılacak.
Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Kadın Aile ve Gençlik Merkezince (KAGEM) 5-8 Mayıs'taKocatepe Camisi fuar alanında düzenlenecek etkinliğin açılışına, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın katılması öngörülüyor.
TDV KAGEM Müdür Vekili Nurcan Yavuzyiğit, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gençlik fuarının ilkini "cami ve gençlik", ikincisini "kalem, kitap, hikmet", üçüncüsünü "bilgi, eylem, ahlak", dördüncüsünü ise "akıl, ilim, marifet" temalarıyla düzenlediklerini anımsattı.
Fuara ilişkin "www.kocatepegenclikfuari.net" internet sitesinde üç dilde bir forum oluşturduklarını ifade eden Yavuzyiğit, gençlerin ilettikleri mesajlarında en çok "irade", "erdem" ve "hürriyet" gibi kavramların konuşulmasını talep ettiğini aktardı.
Yavuzyiğit, bu kavramların bugüne yansımalarını söyleşi, konferans, panel oturumları, atölye çalışmaları ve farkındalık etkinlikleriyle irdelemeyi, bu yönde yeni bakış açıları kazanmayı amaçladıklarını kaydetti.

Fuara 38 sivil toplum kuruluşu katılacak

Bu sene 11'i uluslararası, 27'si de ulusal olmak üzere 38 sivil toplum kuruluşu fuara katılacak.
Tanıtım, söyleşi, sergi ve ortak alan etkinliklerinin düzenleneceği fuar 5 ve 6 Mayıs'ta 10.00-21.30, 7 ve 8 Mayıs'ta ise 16.00-21.30 saatlerinde açık olacak.
Fuar etkinlikleri, "www.kocatepegenclikfuari.net" adresi ve sosyal medya hesaplarından takip edilebilecek. Ayrıca katılımcı kuruluşlar, #1bizgenciz etiketi sayesinde sosyal medya aracılığıyla çalışmalarını daha geniş kitlelere ulaştıracak.


Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts