Saturday, 30 May 2015

İşçilere 500 TL + Zam Müjdesi!


İşçilere 500 TL + Zam Müjdesi!


Son dakika...

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Ücret zammı olarak 2015 yılının birinci altı aylık döneminde yüzde 6, ikinci altı aylık döneminde yüzde 5 oranında olmak üzere toplamda yüzde 11.3 oranında artış yapılmıştır. Bu artış enflasyon ve enflasyon beklentilerinin çok üzerinde bir artıştır. Çok net bir refah aktarımı artışıdır" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Çankaya Köşkü'nde düzenlenen 'Kamuda Çalışan İşçilerin Toplu İş Sözleşmesine Esas Teşkil Edecek Çerçeve Anlaşma Protokolü'ne ilişkin basın toplantısı ve imza töreninde yaptığı konuşmada, "Ülkemizin ekonomik şartları, Türkiye'nin genel ekonomik gündemi içinde işçilerimize, memurlarımıza, çalışanlarımıza en iyi imkanı sunmak bizim ilkesel olarak benimsediğimiz prensiptir. Nihayetinde bütün bu görevleri halkımızın hayat standardını yükseltmek, daha iyi bir gelecek sunmak için çaba sarf ediyoruz. Bütün bu çalışmalarda gözettiğimiz tek şey halkımızın mutluluğu. Bu çerçevede, imkanlarımız ölçüsünde bize aktarılan bütün hususlarda işçilerimizin, sendikaların haklarını gözetmeye büyük özen gösterdik. Bu görüşmelere katılan bütün arkadaşlara teşekkürü borç biliyorum" ifadelerini kullandı.
Bu çerçevede alınan kararlara ilişkin açıklamada bulunan Davutoğlu, "Alınan kararları madde madde ifade etmek istiyorum. Ücret zammı olarak 2015 yılının birinci altı aylık döneminde yüzde 6, ikinci altı aylık döneminde yüzde 5 oranında olmak üzere toplamda yüzde 11.3 oranında artış yapılmıştır. Bu artış enflasyon ve enflasyon beklentilerinin çok üzerinde bir artıştır. Çok net bir refah aktarımı artışıdır" dedi.
Düşük ücretlerde aylık 50-100 TL arasında iyileştirme yapıldığını belirten Davutoğlu, "Düşük ücretten kasıt da 2 bin 150 TL'nin altında olan işçilerin aylık brüt ücretlerine 150 TL'yi geçmemek üzere 100 TL her ay için iyileştirme yapılacak. Yine, 2 bin 151 TL ile 2 bin 250 TL arasında işçilerin aylık brüt çıplak ücretlerine 2 bin 250 lirayı geçmemek üzere 75 lira, 2 bin 251 TL ile 2 bin 350 TL arasında işçilerin aylık brüt çıplak ücretlerine 2 bin 350 TL'yi geçmemek üzere aylık 50 TL iyileştirme yapılacaktır" diye konuştu.
Sosyal yardımlar ile maktu ödemelerde ücret zammı oranında artışların yapıldığını söyleyen Davutoğlu, "Ayda 220 TL olmak üzere. Sosyal yardımlar da aynen devam edecek" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, yılda bir defa olmak üzere tüm işçilere denge ödeneği olarak 500 TL ödeme yapılacağına dikkati çekerek, bunun da işçilerin genel standardını yükselten uygulamanın olduğunu söyledi.
İkinci yıl ücret artışlarının enflasyon oranında olacağını belirten Davutoğlu, "Yani, daha sonraki yıllar için de enflasyonun altında ücret politikası kesinlikle takip etmedik. Elimizden gelen katkıları gösterdik. Bu çerçevede, önemli iki karar daha aldık, işçilerimiz için daha önce de ifade ettiğim iki husus, birisi kamuoyunda taşeron olarak bilinen hususlara net bir çözüm getirmeye kararlıyız. Asıl işte çalıştırılan alt işveren işçilerinin kadroya alınmasına ilişkin çalışmalar süratle yapılacak. Bu konuyu kesinlikle seçimlere müteakip çözüme kavuşturacağız. İlkesel olarak söylüyorum, asıl işte çalıştırılanlar kesinlikle alt işveren işçi kadroları yani teşeron işçi olarak çalıştırılmayacaklar. Asıl işçiler kadroya alınacak, yardımcı işçi statüsündekiler de belirlenecek. Bundan sonra asıl iş ile yardımcı iş arasındaki ayrımı net olarak herkes bilmiş olacak. Yine, bu çerçevede uzun zamandır gündemimizde olan bir konu da 5 ay 29 günden fazla çalıştırılmayan geçici işçilere, bu iş verimliliği de etkiliyordu, bütün bunları ortadan kaldıracak şekilde bu alanda işçiye ihtiyaç varsa süre kısıtlaması da aşacak yasal düzenleme yapılacak. Yani, 5 ay 29 gün gibi bir süre olduğu düşünmeksizin bunlar işlerine devam edecekler, ta ki o konuda bir ihtiyaç hasıl olmuş olsun" dedi.
Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "İyi niyetle yaklaşıldığında çok güzel neticeler hasıl olabiliyor. Bütün bu çalışmalardaki katkıları dolayısıyla arkadaşlarımıza teşekkürü borç biliyorum. Bütün işçilerimizi de memnun eden, sendikalarımızın da taleplerini karşılayan bir husustur. Uzlaşılması gereken bir husus vardı. İşçilerimizin talepleri karşılanmış oldu."
"BAKANLAR KURULU ÜYELERİ, AİLELERİ VE İŞÇİ AİLELERİ İLE SEÇİMDEN SONRA BİR PİKNİK YAPALIM"
Başbakan Davutoğlu'nun konuşması sonrası imza törenine geçildi. İmza töreni sırasında "Bizim sözümüz imza" diyen Davutoğlu, "Bütün işçilerimize, sendikalarımıza selamlarımızı iletin. Bütün gayretlerimiz onlar için. İşçilerle Bakanlar Kurulu üyeleri aileleri, seçimden sonra bir piknik yapalım. Bakanlar Kurulu üyelerinin eşleri ile işçi aileleri..." ifadelerini kullandı.

Friday, 29 May 2015

Antalya'nın Büyük Boğaçayı Projesi


Ak Haber
Antalya'nın Büyük Boğaçayı Projesi
‪#‎RecepTayyipErdoğan‬
Boğaçayı Projesi, Konyaaltı Plajı'nda büyük önem taşıyan Antalya'nın en prestijli projelerinden biridir. Plan, nehrin debisini derinleştirmek ve denizi içeri alarak Antalya sahilini genişletmektir. Proje kapsamında büyük bir yat limanı, 40 kilometrelik yeni bir sahil ve güzel bir aktivite alanı oluşturulacaktır. Bu büyük yatırım, Antalya'nın şehir merkezine binlerce turist çekecek. Günümüzde 6 kilometre olan Konyaaltı Plajı, Boğaçay Marina Projesi ile 40 kilometre uzunluğunda olacaktır. Bu vesileyle, yat turistleri Antalya'ya seyahate başlayacaklar. Bu, Antalya'da daha iyi bir yaşam, sakin ve yeşil alan için yapılan projelerden sadece biridir. Antalya Belediyesi, Kemer istikametine giden yeni bir otoyol inşa etmeyi planlıyor. Bu kıyı şeridinin otomobil trafiğini azaltması planlanıyor. Sadece özel araçların sahil tarafını kullanmalarına izin verilecektir.

Wednesday, 27 May 2015

Diriliş ''Ertuğrul'' 23. Bölüm 1. Fragman

Diriliş ''Ertuğrul'' 23. Bölüm 1. Fragman



GALERİCİYE KIZAN ESNAF "KAPLAN"I YAPTI



GALERİCİYE KIZAN ESNAF "KAPLAN"I YAPTI
Satıcıya kızdı 3 bin TL'ye araba yaptı








Denizli'nin Çivril ilçesinde spor otomobil almak için gittiği bayide gördüğü davranışa kızan bir esnaf, 2 ayda oğluyla araba tasarladı.


 Satış sorumlusunun, aracın 2-3 ay sonra teslim edilebileceğini, teslim sırasında zam gelmesi halinde bu bedeli alıcıdan tahsil edeceklerini söylemesine kızdığını ifade eden Kaplan, "Bu benim çok ağırıma gitti. Sanki bu marka aracı almak zorunluluğumuz varmış gibi tavırlar sergilediler. O gün aracı almaktan vazgeçtim" dedi.
 
  3 bin liraya yaptı

 
 İki aylık çalışma sonrasında oğluyla tasarladığı otomobili üretim aşamasına getirdiklerini ifade eden Kaplan, şöyle konuştu:
 
 "İsim olarak 'Anadolu Kaplanı' ya da 'Kaplan' ismini düşündük. Her şeyini kendim yaptım. Koltukları, elektrik aksamı, boyası, her şey elimden geçti. İki ay sonunda aracım çalışır halde hazır duruma geldi. Bir iki estetik rötuş yapılacak yeri var. Onun dışında şu an kullanıma hazır halde. Otomobilin dış görüntüsü için 10 tabaka yerli sac kullandık. Otomobili hazır hale getirmek için 3 bin lira harcadık. Aracın motor aksamı kendi üretimimiz olsa bu maliyet biraz daha düşer. Otomobilimizin deneme sürüşü ve kontrollerini yaptık. Güvenliği ve yol tutuşu, piyasadaki birçok araçtan daha iyi durumda. Yakıt olarak da hem benzin hem LPG dönüşümü var. 100 kilometrede yaklaşık 10 liralık yakıt tüketiyor. Sanayi ve Ticaret Bakanlığına müracaatta bulunacağım ve aracımın patentini alarak, değişik modellerde üretimine devam edeceğim."

Hacı Bayram-ı Veli Camii çevre düzenlemesi ve Kitapçılar Çarşısı Açıldı



Hacı Bayram-ı Veli Camii çevre düzenlemesi ve Kitapçılar Çarşısı’nın açılış törenine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ankara aslında bir İslam şehridir. Ankara, Selçuklunun ve Osmanlının şehridir; İstiklal Harbi’nin şehridir. Çanakkale’den sonra o kutlu savaş, buradan idare edildi. Türkiye’nin her köşesinden gelen temsilcileri ağırlayan bu Meclis, Hacı Bayram’da kılınan Cuma Namazının ardından dua ve tekbirlerle açıldı” dedi.

Tuesday, 26 May 2015

Kızkalesi, Mersin




İ.Ö. 80’de Roma egemenliği altına girmiş, İ.Ö. 20’de Kappadokia kralı Arkhelaos’un eline geçmiştir. Roma ve onu izleyen Bizans egemenliği sırasında büyük bir liman kenti olmuştur. 479 yılında Korykos ve Sebaste’ye Isaurialılar hakim olur. 6.yüzyılda Antakya patrikliğine bağlı Tarsus’un altında yer alan Korykos, Tarsus’a bağlı bir piskoposluk olmuştur.
7. yüzyıl başında Sasani, yüzyıl sonunda ise Arapların eline geçmiştir. 9-10.yüzyıllarda Seleukeia Tema’sına ait olmuştur.
Adı 10. yüzyılda Arap initerarı içerisinde Korasion‘la birlikte ‘’Qurqos’’ olarak geçmektedir. 1099 yılında gelişmelerin yeniden başladığı gözlenmektedir. Bu yılda İmparator I.Alexion, Mimar Megas Drungarios Eustatias’a karadaki kaleyi yaptırmıştır. Aynı mimar Silifke Kalesi’ni de yapmıştır. Her iki kalede İstanbul’dan kutsal topraklara deniz yolu ile gitmek isteyenler için birer konaklama yeri olarak kullanılmıştır. 12. yüzyılda Bizanlıların ve Ermenilerin arasında el değiştirmiştir.
Korykos 1275 yılında Memluk sultanı Baybars döneminde safranın üretildiği bir yer olarak da çok önemlidir. Hetum hanedanından Korykos’un son beyi Osin 1329 yılında öldürülünce IV. Leon’un egemenliğine girmiştir. 1361’de bir ara Karamanoğulları’nın baskısıyla karşılaşan Korykos halkı Kıbrıs Krallığı’ndan yardım istemiş ve Kıbrıs himayesine girmiştir.
1375’te Kıbrıs’ta bulunan Lusignanlar her zaman Korykos bağlantılı olmuşlardır. 1448’te de Karamanoğlu II.İbrahim tarafından fetih edilmiş, 1473-74’de Osmanlılar’ın eline geçmiştir.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği: "Mescid-i Aksa’nın yad ellerde esir olması kalbimizde yaradır" Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Filistin Din İşleri ve Evkaf Bakanı Şeyh Yusuf Edais’in resmi daveti ve Miraç Kandili dolayısıyla bulunduğu Kudüs'te, Mescid-i Aksa'yı ziyaret etti. Ziyaretin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, ilk defa Kudüs’e gelme imkanı bulduğunu ifade ederek, “Tevhidin en büyük merkezi olan bu mekanın yad ellerde esir olması, her Müslümanın kalbinde bir yaradır. O yaradan dolayı bugüne kadar gelme imkanımız olmadı” diye konuştu. Filistinlilerden gelen ısrarlı davetler üzerine bu ziyareti gerçekleştirdiğini kaydeden Başkan Görmez, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in Kudüs’e hüzün yılında geldiğini hatırlatarak şöyle konuştu: “Efendimiz (sas) amcasını kaybetmişti. Eşi Hz. Hatice validemizi kaybetmişti, Taif'te taşlanmıştı. Ben bu hüzünlerin bütün Müslüman coğrafyasında tamamen ortadan kalkmasını yüce Rabbimden diliyorum. Buralarda gerçekten duygulanmamak mümkün değildir.” “Mescid-i Aksa’nın her müminin kalbinde özel bir yeri vardır” Başkan Görmez, her müminin kalbinde Mescid-i Aksa’nın özel bir yeri olduğunu ifade ederek, “Biz Türkiyeli müslümanlar İstanbul'da namaz kıldığımız zaman iki kıbleyi de birleştiriyoruz. Onun için Mescid-i Aksa’nın bizim kalbimizde çok daha farklı bir yeri vardır” dedi. Osmanlı'nın Filistin’den çekilmesinden bu tarafa Mescid-i Aksa’nın işgal altında olduğunun hatırlatılması üzerine Başkan Görmez, şöyle konuştu: “Müslümanlar kendi gönül dünyalarında miraca çıkmadan, bu özgürlükleri bütün yönleriyle gerçekleştirmeleri mümkün olmaz. Önce gönüllerimizi özgürleştirelim. Önce akıllarımızı, düşüncelerimizi özgürleştirelim. Ondan sonra diğer bütün özgürlükler kendiliğinden gelir. Müslümanların muhabbet ve merhameti birbirinden esirgedikçe, kendi gönül dünyalarını özgürleştiremeyecektir. Öfke, kin, nefret gibi kötü duygular Müslümanları esir aldıkça, Müslümanlar birbirlerine düşman oldukça, muhabbet ve merhameti birbirinden esirgedikçe, kendi gönül dünyalarını özgürleştiremezler. Kendi gönül dünyalarını özgürleştiremeyenler, kendi coğrafyalarını özgürleştiremezler. Rabbim her iki özgürlüğü de nasip etsin.” Başkan Görmez konuşmasını şöyle sürdürdü: “Mescid-i Aksa’dan bütün Müslüman kardeşlerimize dualarımızı iletiyorum” Peygamberlerin diyarı olan, Efendimiz’in bütün peygamberlere imamlık yaptığı Kudüs’ten, Mescid-i Aksa’dan, Kubbetüs Sahra’nın önünden bütün Müslüman kardeşlerimize selamlarımızı ve dualarımızı iletiyoruz. Dünyadaki bütün Müslümanların Miraç kandilini tebrik ediyorum. Miraç Kandili’nin, bütün Müslümanların süfli duygulardan ulvi duygulara mirçaç etmeye, yüce değerlerle yücelmeye vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum” “Miracın İslam ümmetinin yükselmesine vesile olmasını diliyorum” Bu miracın bütün İslam ümmetinin yükselmesine vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum. Efendimiz buraya gelerek, bütün peygamberlerin İslam Peygamberi olduğunu göstermiştir. Kabe ile Mescid-i Aksa’nın kardeş olduğunu bütün dünyaya haykırmıştır. Miracı Efendimiz aslında her mümine hediye etmiştir. Her mümin günde beş kez miraca çıkma imkanına sahiptir. Yüce Rabbimiz hiçbirimizi bu büyük miraçlardan mahrum eylemesin.




"Mescid-i Aksa’nın yad ellerde esir olması kalbimizde yaradır"
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Filistin Din İşleri ve Evkaf Bakanı Şeyh Yusuf Edais’in resmi daveti ve Miraç Kandili dolayısıyla bulunduğu Kudüs'te, Mescid-i Aksa'yı ziyaret etti.
Ziyaretin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, ilk defa Kudüs’e gelme imkanı bulduğunu ifade ederek, “Tevhidin en büyük merkezi olan bu mekanın yad ellerde esir olması, her Müslümanın kalbinde bir yaradır. O yaradan dolayı bugüne kadar gelme imkanımız olmadı” diye konuştu.
Filistinlilerden gelen ısrarlı davetler üzerine bu ziyareti gerçekleştirdiğini kaydeden Başkan Görmez, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in Kudüs’e hüzün yılında geldiğini hatırlatarak şöyle konuştu:
“Efendimiz (sas) amcasını kaybetmişti. Eşi Hz. Hatice validemizi kaybetmişti, Taif'te taşlanmıştı. Ben bu hüzünlerin bütün Müslüman coğrafyasında tamamen ortadan kalkmasını yüce Rabbimden diliyorum. Buralarda gerçekten duygulanmamak mümkün değildir.”
“Mescid-i Aksa’nın her müminin kalbinde özel bir yeri vardır”
Başkan Görmez, her müminin kalbinde Mescid-i Aksa’nın özel bir yeri olduğunu ifade ederek, “Biz Türkiyeli müslümanlar İstanbul'da namaz kıldığımız zaman iki kıbleyi de birleştiriyoruz. Onun için Mescid-i Aksa’nın bizim kalbimizde çok daha farklı bir yeri vardır” dedi. Osmanlı'nın Filistin’den çekilmesinden bu tarafa Mescid-i Aksa’nın işgal altında olduğunun hatırlatılması üzerine Başkan Görmez, şöyle konuştu:
“Müslümanlar kendi gönül dünyalarında miraca çıkmadan, bu özgürlükleri bütün yönleriyle gerçekleştirmeleri mümkün olmaz. Önce gönüllerimizi özgürleştirelim. Önce akıllarımızı, düşüncelerimizi özgürleştirelim. Ondan sonra diğer bütün özgürlükler kendiliğinden gelir. Müslümanların muhabbet ve merhameti birbirinden esirgedikçe, kendi gönül dünyalarını özgürleştiremeyecektir. Öfke, kin, nefret gibi kötü duygular Müslümanları esir aldıkça, Müslümanlar birbirlerine düşman oldukça, muhabbet ve merhameti birbirinden esirgedikçe, kendi gönül dünyalarını özgürleştiremezler. Kendi gönül dünyalarını özgürleştiremeyenler, kendi coğrafyalarını özgürleştiremezler. Rabbim her iki özgürlüğü de nasip etsin.”
Başkan Görmez konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Mescid-i Aksa’dan bütün Müslüman kardeşlerimize dualarımızı iletiyorum”
Peygamberlerin diyarı olan, Efendimiz’in bütün peygamberlere imamlık yaptığı Kudüs’ten, Mescid-i Aksa’dan, Kubbetüs Sahra’nın önünden bütün Müslüman kardeşlerimize selamlarımızı ve dualarımızı iletiyoruz. Dünyadaki bütün Müslümanların Miraç kandilini tebrik ediyorum. Miraç Kandili’nin, bütün Müslümanların süfli duygulardan ulvi duygulara mirçaç etmeye, yüce değerlerle yücelmeye vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum”
“Miracın İslam ümmetinin yükselmesine vesile olmasını diliyorum”
Bu miracın bütün İslam ümmetinin yükselmesine vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum. Efendimiz buraya gelerek, bütün peygamberlerin İslam Peygamberi olduğunu göstermiştir. Kabe ile Mescid-i Aksa’nın kardeş olduğunu bütün dünyaya haykırmıştır. Miracı Efendimiz aslında her mümine hediye etmiştir. Her mümin günde beş kez miraca çıkma imkanına sahiptir. Yüce Rabbimiz hiçbirimizi bu büyük miraçlardan mahrum eylemesin.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Filistin Din İşleri ve Evkaf Bakanı Şeyh Yusuf Edais’in resmi daveti ve Miraç Kandili dolayısıyla bulunduğu Kudüs'te, Mescid-i Aksa'yı ziyaret etti.
Ziyaretin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, ilk defa Kudüs’e gelme imkanı bulduğunu ifade ederek, “Tevhidin en büyük merkezi olan bu mekanın yad ellerde esir olması, her Müslümanın kalbinde bir yaradır. O yaradan dolayı bugüne kadar gelme imkanımız olmadı” diye konuştu.
Filistinlilerden gelen ısrarlı davetler üzerine bu ziyareti gerçekleştirdiğini kaydeden Başkan Görmez, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in Kudüs’e hüzün yılında geldiğini hatırlatarak şöyle konuştu:
“Efendimiz (sas) amcasını kaybetmişti. Eşi Hz. Hatice validemizi kaybetmişti, Taif'te taşlanmıştı. Ben bu hüzünlerin bütün Müslüman coğrafyasında tamamen ortadan kalkmasını yüce Rabbimden diliyorum. Buralarda gerçekten duygulanmamak mümkün değildir.”
“Mescid-i Aksa’nın her müminin kalbinde özel bir yeri vardır”
Başkan Görmez, her müminin kalbinde Mescid-i Aksa’nın özel bir yeri olduğunu ifade ederek, “Biz Türkiyeli müslümanlar İstanbul'da namaz kıldığımız zaman iki kıbleyi de birleştiriyoruz. Onun için Mescid-i Aksa’nın bizim kalbimizde çok daha farklı bir yeri vardır” dedi. Osmanlı'nın Filistin’den çekilmesinden bu tarafa Mescid-i Aksa’nın işgal altında olduğunun hatırlatılması üzerine Başkan Görmez, şöyle konuştu:
“Müslümanlar kendi gönül dünyalarında miraca çıkmadan, bu özgürlükleri bütün yönleriyle gerçekleştirmeleri mümkün olmaz. Önce gönüllerimizi özgürleştirelim. Önce akıllarımızı, düşüncelerimizi özgürleştirelim. Ondan sonra diğer bütün özgürlükler kendiliğinden gelir. Müslümanların muhabbet ve merhameti birbirinden esirgedikçe, kendi gönül dünyalarını özgürleştiremeyecektir. Öfke, kin, nefret gibi kötü duygular Müslümanları esir aldıkça, Müslümanlar birbirlerine düşman oldukça, muhabbet ve merhameti birbirinden esirgedikçe, kendi gönül dünyalarını özgürleştiremezler. Kendi gönül dünyalarını özgürleştiremeyenler, kendi coğrafyalarını özgürleştiremezler. Rabbim her iki özgürlüğü de nasip etsin.”
Başkan Görmez konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Mescid-i Aksa’dan bütün Müslüman kardeşlerimize dualarımızı iletiyorum”
Peygamberlerin diyarı olan, Efendimiz’in bütün peygamberlere imamlık yaptığı Kudüs’ten, Mescid-i Aksa’dan, Kubbetüs Sahra’nın önünden bütün Müslüman kardeşlerimize selamlarımızı ve dualarımızı iletiyoruz. Dünyadaki bütün Müslümanların Miraç kandilini tebrik ediyorum. Miraç Kandili’nin, bütün Müslümanların süfli duygulardan ulvi duygulara mirçaç etmeye, yüce değerlerle yücelmeye vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum”
“Miracın İslam ümmetinin yükselmesine vesile olmasını diliyorum”
Bu miracın bütün İslam ümmetinin yükselmesine vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum. Efendimiz buraya gelerek, bütün peygamberlerin İslam Peygamberi olduğunu göstermiştir. Kabe ile Mescid-i Aksa’nın kardeş olduğunu bütün dünyaya haykırmıştır. Miracı Efendimiz aslında her mümine hediye etmiştir. Her mümin günde beş kez miraca çıkma imkanına sahiptir. Yüce Rabbimiz hiçbirimizi bu büyük miraçlardan mahrum eylemesin.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği : "Diyanet İşleri Başkanı Görmez’den Paralel Yapıya ilişkin önemli açıklamalar…"


"Diyanet İşleri Başkanı Görmez’den Paralel Yapıya ilişkin önemli açıklamalar…"
“Diyanet’in bütün sivil dini yapılanmalara kucak açacağı bir dönemde yaşanan hadise, ülkemizin tarihi adına üzüntü vericidir.”
Diyanet İşleri Başkanlığı da tam da bu süreçte bütün sivil dini yapılanmalara kucak açmaya çalışırken bu hadisenin yaşanmış olması, bu ülkenin tarihinde üzücü bir hadisedir. İşin siyasi, hukuki ve dini, ahlaki yönü var. İslam bundan zarar görmesin diye bütün arkadaşlarımla birlikte gayret ettik. Biz önce işin o dini ve ahlaki veçhesiyle ilgilendik. Acaba ileri boyutlara taşınmaması, ailelerin bile bölünmesine yol açmaması, camide cemaati bölmemesi için neler yapabiliriz diye çırpındık. Maalesef o siyasi, politik, ticari yönü, o güç tutkusu öne geçti ve o 40 yıllık emek, bütün bu nesillere vaat edilen 40 yıllık emek heba oldu. O muhabbet fedaisi olarak gördüğümüz insanlar birden öfke fedaisi, husumet fedaisine dönüştü. Dolayısıyla bu, bu kurumun tarihinde en zor karşılaştığı hadiselerden bir tanesidir.
“Dini ve ahlaki açıdan doğruları söylemek zorundayız.”
Dini ve ahlaki açıdan bunun doğru olmadığını biz söylemek zorundayız. Birisi; eğer siz bir topluma sadakalarıyla, zekatlarıyla, himmetleriyle bir hareket, bir sivil dini yapılanma kurmuşsanız toplumla sizin bir taahhüdünüz vardır. Siz bu taahhüde uyacaksınız. Siz kendi ektiği pancarın parasının yarısını size veren insana siz eğer ben insanların ahlaklı, güzel yetiştirmek için bir iman hizmeti yapacağım diye söz vermişseniz bu söze sadık kalacaksınız. Daha sonra siz bunu ticarette, siyasette, politikada, uluslar arası siyasette bir güce dönüştürmeye kalkıştığınızda burada İslam dininin temel esasları ile bağdaşması mümkün olmaz.
“Bizim temel kaynağımız Kur’an ve Sünnettir. Hakikati bir insanın tekeline veremezsiniz.”^
Kur’an ve sünnet bellidir. Bizim temel kaynağımız Kur’an’dır ve Resulü Ekrem’in hayatıdır, sünnetidir. Siz hakikati bir insanın tekeline veremezsiniz. Biz dinimizi rüyalar üzerine bina edemeyiz. Biz kendi dini hayatımızı veya günlük hayatımızı birilerinin gaipten verdiği haberler üzerine bina edemeyiz. Cenabı Hakk Peygamberine bile gaybı sadece Allah bilir diyor. Bütün buralara girmekte zorlandı Diyanet, çok zorlandı.
“İhtilafın camiye girmesi İslam dünyasını ateşe çevirmiştir.”
Diyanet iki şeyde çok hassastır. Bir; İslam dini zarar görmesin. İki; bu ihtilaf camiye girmesin. İslam dünyasını ateşe veren şey, ihtilafın camiye girmesi ve insanların birbirine düşmesidir. Camiye girmemesi için elimizden gelen her türlü gayreti sarf ettik. Hutbelerle ilgili bütün spekülasyon bundan dolayı çıktı. Pek çok yerde bu tür provokasyonlar oldu. Ama Diyanet bağrına taş bastı, konuşması gereken çok önemli konular vardı. Din zarar görmesin, İslam zarar görmesin ve bu ihtilaf camiye girmesin diye konuşmadı.
“Yalan ve öfke yüklü iftiralar üzerinden ahlak ve fazilet mücadelesi verilemez”
Ahlak ve fazilet mücadelesi yalan üzerinden verilmez, öfke yüklü iftiralar üzerinden bir ahlak ve fazilet mücadelesi verilmez. Kardeşliğin bitmemesi için elimizden gelen her türlü gayreti sarf ederiz. Bu topraklarda hala bu ülke dünyada acılar çeken bütün insanların umududur, dünyadaki bütün mazlumların umududur. Ve bu kurum, bu müessese de dünyadaki bütün kendisini mazlum hisseden Müslüman azınlıkların da kimliğini, Müslümanlık kimliğini yeniden inşa etmeye çalışan bütün kardeşlerimizin de müessesedir, kurumudur. Bütün kardeşlerimizi ben sözlerimi, kelimeleri yine özenle seçiyorum; çok büyük acılar yaşandı, gerçekten bu cübbe ateş oldu. Ama bilhassa bu konuyu samimi, emek vermiş bütün kardeşlerimizin yeniden düşünmesini istiyorum. Hatta bu harekete öncülük yapan, öncülük yapmaya devam eden bütün insanları yeniden bütün bu olup bitenler üzerinden yeniden tefekkür etmeye, bu milletin 40 yıllık emeğini heba etmeye hakkımız var mıydı demeye davet ediyorum.
Siyasi ağır tartışmalarda pek çok konu var, o konularda Diyanet İşleri Başkanı neden konuşmadı diye bize pek çok itirazlar gelir. Diyanet İşleri Başkanlığı bir tashih kurumu değildir. Yani her siyasetçinin, herkesin yanlış bir ifadesini düzelten, hemen ona cevap veren, bir kurum değildir. Ne zaman biz cevap veririz? Toplum bize eğer toplumda bir makes bulur, toplum bize bunu sorarsa biz o cevabı veririz. İslam’ın şiarı denilebilecek, İslam’ın simgesi olabilecek İslam’ın izzetini hafife alan, İslam’ın şiarını çiğneyen herhangi bir ifadeden dolayı biz bunun doğru olmadığını söyleriz.

Monday, 25 May 2015

Buakaw vs Li Yong Set for June 6 in China



Buakaw vs Li Yong Set for June 6 in China

Buakaw performing the wai khru
Former IFMA World Champion and multiple WMC Champion Buakaw Banchamek, will be back in action in the beginning of next month against China’s Yi-Long, also known as the Shaolin Monk in a highly anticipated matchup that promises to electrify the audience.
Yi Long is an experienced fighter who has already faced other Muaythai superstars from Thailand like Sudsakorn Sor Klinmee. Buakaw will be the clear favorite going into the fight with over 300 fights under his belt as well as multiple WMC Muaythai Championship titles, but Yi Long will be looking to show up and give Buakaw a run for his money, especially with the home field advantage of the Chinese supporters.
Buakaw is one of the many superstars like Paul Slowinski, Artem Vakhitov, Andrei Kulebin, Dzianis Hancharonak, Artem Levin and so many others who started their careers in IFMA. They all became multiple champions in IFMA before they moved on to became WMC Champions and joined other event series.
yi-long-vs-buakaw-banchamek-china
These superstars have paved the way and made their way up from amateur competitions like National championships, Continental and World Championships, showing the younger fighters how to move forward in the sport.
Only IFMA can give the athletes the chance to fight at Olympic patronized events and the chance to be with other Olympic recognized Martial arts in competitions such as the Indoor Asian games, Asian Beach games, TAFISA Sport for All, Arafura and certainly other IOC Recognized events such as the World Combat Games and the World Games, and more recently, FISU World Championships.
This is the difference and this is why all the superstars compete in IFMA for example when it comes to IOC Recognized events. They are also able to join Television shows such as Contender and Emmy nominated reality shows like The Challenger, participate in the WMC world events and have the foundation to join other shows around the world.

Muaythai Süper Lig Finali Antalya Muratpaşa'da Yapıldı


Muaythai Süper Lig Finali Antalya Muratpaşa'da Yapıldı
Türkiye Muaythai Federasyonu 2015 Faaliyet planında yer alan 2014 yılı Sezonu sonu Muaythai Süper Lig Finali Antalya Muratpaşa Belediyesi kent meydanında muhtesem bir amosferde ve VTV’tv den den canlı yayınla gerçekleştirildi,
Muaythai Süper Lig Finalini 2000’nin üzerinde izlerken Canlı olarak VTV’den milyonlarca kişi izleyebildi.
Süper Lig Final müsabakasına; Akparti Miletvekilleri Gökçen Erdoğan, Türkiye Muaythai Federasyonu İcra Kurulu Başkan vekili, Avrupa Muaythai Federasyonu Asbaşkanı ve Bağımsız Mücadele ve Savunma Sporları Konfederasyonu Genel Başkanı Hasan Yıldız, Türkiye Muaythai Federasyonu Genel Sekreter vekili Ömer Işık, Antalya Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Burahannetin Hacıcaferoğlu, Muratapaşa Belediye Başkan adına Başkan adına İbrahim Cephaneci, Antalya İl Emniyet Müdürü vekili Hakan Saygıner, Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü Spor Şube Müdürü İzzet Tekelli, Gençlik Hizmetleri Müdürü Mehmet Ünlü, Spor Şübe müdürleri Yavuz Gurhan, Özcan Karakoç, Muaythai Federasyonu Akdeniz Bölge Yürütme Kurulu Başkanı Hasan Urlu, Merkez Yürütme Kurulu Başkan yrd. Hacı Olatacı, Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Erkan Saltoğlu ve İsmail Oruçoğlu, Türkiye Muaythai Federasyonu Teknik ve İstişare Kurulu Koordinatörü Hakan Şahade, Muaythai Profesyonel Faaliyetler Teknik Kurul Başkanı Yasin Urlu, Döşemealtı Belediyesi Sosyal Kültür Müdürü Cevat Yanar, Akparti Muratpaşa İlçe Başkanı Hasan Bozdemir, Kızılay Sune başkanı Şaban Taç, Akparti milletvekili adaylarından Nevin Korkmaz, Esnafsanatkarlar odası başkan vekili Bayram Dal ve sponsorlar yer aldı.
Süper Lig Finalini organize eden Muaythai Profesyonel Faaliyetler Teknik Kurul Başkanı Yasin Urlu Süper Lig’te 7 ayak organizasyonu ile musabaka yapan ve bugun burada şampiyonluğunu ilan eden sporcular Muaythai Milli takımlarında yer alarak Ülkemizi Uluslararası platformlarda temsil edecekler, hepsini başarılar dilerim. Organizasyonun yapılmasına katkı sağlayan Muratpaşa Belediye Başkanımız Umit Uysal’a, Kepez Belediye Başkanımız Hakan Tütüncü’ye, reklam ve tanıtımda katkı sağlayan Büyükşehir Belediye Başkanımız Menderes Türel’e ve maddi manevi katkı sağlayan sponsorlarımıza, Chan Bulut ve Harley Devidson’a çok teşekkür ederiz. Dedi.
Yasin Urlu faaliyet öncesi Kızılay ile koordinali kan bağışı çalışması yapıldığını ve 100’e yakın kişinin kan bağışı yaptığını dile getirdi.
Değerlendirmede bulunan Türkiye Muaythai Federasyonu İcra Kurulu Başkan vekili, Avrupa Muaythai Federasyonu Asbaşkanı ve Bağımsız Mücadele ve Savunma Sporları Konfederasyonu Genel Başkanı Hasan Yıldız;
Öncelikle Muaythai Süper Lig finali faaliyetinin Antalya’da yapılmasından çok memnun olduklarını, buraya katılan ve başarılı olan tüm sporcuları tebrik ettiğin, destek veren kişi kurum ve kuruluşlara çok teşekkür ettiğini, her zaman projeleri ile gündeme gelen Organizasyonu yapan Yasin Urlu, Hasan Urlu ve destek olan Erkan Saltoğlu’na özelikle teşekkür ettiğini, her türlü ayni yardımı esirgemeyen Antalya Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Burahannetin Hacıcaferoğlu, Muratapaşa Belediye başkanımız Ümit Uysal’a Kepez Belediye Başkanımız Hakan Tütüncü’ye Büyükşehir Belediye Başkanımız Menderes Türel’e Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü Spor Şube Müdürü İzzet Tekelli şükranlarımızı sunarım.dedi
Müsabakalar sonuda sporculara kupa ve madalyaları protokol ve sponsorlar tarafından yaptırılan hediyeler verildi.
İcra Kurulu Başkan Vekili (Deputy President), Avrupa Muaythai Federasyonu Asbaşkanı ve Bağımsız Mücadele ve Savunma Sporları Konfederasyonu Genel Başkanı


Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts