Thursday, 24 November 2016

Bosna-Hersek'in 'deli gömleği': Dayton Antlaşması


Bosna-Hersek'in 'deli gömleği': Dayton Antlaşması

Prof. Dr. Cemalettin Latiç, 21 yıl önce imzalanan Dayton Antlaşmasının hukuksuzluğunu ve bu antlaşmanın Avrupa'nın göbeğindeki Bosna-Hersek'i nasıl 'sakat bir ülke' haline getirdiğini AA için yazdı.
Bosna-Hersek'in 'deli gömleği': Dayton Antlaşması
Tam 21 yıl önce, Amerika Birleşik Devletleri’nin Ohio eyaletinin Dayton şehrinde bulunan Wright-Paterson Hava Kuvvetleri Üssü’nde Dayton Barış Antlaşmasıiçin uzlaşma sağlandı. Antlaşma mahiyetindeki bu akit görüşmesine Bosna Hersek Cumhurbaşkanı Aliya İzetbegoviç, Sırbistan Cumhurbaşkanı Slobodan Miloşeviç ve Hırvatistan Cumhurbaşkanı Franyo Tucman katıldı. ABD’yi ise dönemin başkanı Bill Clinton’ın elçisi Richard Hoolbruke temsil etti.
Bu antlaşmanın selefi, 1994 yılının Mart ayında Bosna-Hersek Başbakanı Haris Silajdzic, Hırvatistan Dışişleri Bakanı Mate Granic ve Hersek-Bosna Hırvat Cumhuriyeti Başkanı Kresimir Zubak tarafından imzalanan Washington Antlaşmasıydı. Bu antlaşmayla Hırvatistan’daki Hırvat ordusu ve Bosna-Hersek’teki Hırvat Savunma Konseyi (HVO) birlikleri ile kahir ekseriyeti Boşnaklardan oluşan Bosna-Hersek Cumhuriyeti Ordusu arasındaki çatışmaya son verildi. Aynı antlaşmayla, Bosna-Hersek’in iki entitesinden birini temsil edecek şekilde Bosna-Hersek Federasyonu oluşturuldu. Bosna-Hersek’in kantonlara bölünmesinin ‘kusursuzlaştırılması’ için Sırp siyasi ve askeri temsilcilerinin onayları beklenmiş, fakat Sırplar, Amerikalı moderatör ve koordinatörlerin baskılarını hafifletmesiyle bu planlarından vazgeçmişlerdi.
Sırplar ile onların gizli destekçileri olan sözde uluslararası toplum (ki bunlar Batılı güçlerdir), o dönemde barış antlaşması için daha makul bir ortamın oluşmasını bekliyorlardı. Nitekim İkinci Dünya Savaşı sırasında, Bosna’nın doğusunu Drina Nehri boyunca Müslümanlardan (Boşnaklardan) ‘temizleyip’ Sosyalist Yugoslavya’nın kuruluşu (29 Kasım 1943) için nasıl uygun ortam yarattılarsa, 1995 yılında savaşın sonlarına yaklaşılan dönemde, korkunç katliamlardan ve Srebrenitsa ile Zepa bölgesinde hayatta kalmayı başaran Müslümanlara yönelik soykırımdan sonra da, aynı şekilde anlaşmayı kabul edip Dayton’u imzaladılar. Ancak, Cumhurbaşkanı İzetbegoviç, antlaşmanın imzalanmasına yarım saat kala, Dayton’da düzenlenen konferanstan yirmi gün sonra ve Sırbistan saldırılarından önce, Boşnak ve Hırvat nüfusun çoğunlukta olduğu Brcko şehrinin statüsü konusunda uzlaşmaya varılamaması nedeniyle, antlaşmayı imzalamaktan vazgeçti. ABD’nin müdahalesinin ardından Brcko için uluslararası tahkim kabul edildi ve söz konusu şehir tahkim neticesinde 2000 yılında Bosna-Hersek egemenliği altındaki Brcko Özerk Bölgesi’ne dönüştürülünce, Sırp Cumhuriyeti (RS) coğrafi açıdan iki parçaya bölünmüş oldu.
Cumhurbaşkanı İzetbegoviç ve antlaşma heyetinden Haris Silajdzic, Saraybosna'ya dönüşlerinin hemen ardından, kendi meclisleri denebilecek bir toplulukla bir araya gelerek savaşın en büyük kurbanları olan Boşnaklara, İzetbegoviç'in 14 Aralık 1995 tarihinde Paris'te imzalanan böylesi antlaşmayı kabul etmesinin sebeplerini ve hedeflerini açıkladı. Cumhurbaşkanının söylediğine göre, Bosna-Hersek tarafı Dayton'a vardığında, Amerikalılar onları şu teklifle karşılamıştı: “Sırplar ve Hırvatlar Bosna-Hersek'in bağımsızlığını kabul edecekler, ancak bunun karşılığında Federasyon'un, ülkenin yüzde 51'ini (Boşnak ve Hırvatlara ait), Sırp Cumhuriyeti'nin ise yüzde 49'unu (Sırplara ait) oluşturması şartıyla iki entitenin eşit şekilde bölünmesini talep ediyorlar”. İzetbegoviç, Amerikalıların "Dilerseniz bu antlaşmanın temelini kabul edin, bu durumda ABD size destek verecek, bu barış antlaşmasının arkasında duracak ve barışı sağlayacaktır. Aksi takdirde, Saraybosna'ya dönüp önümüzdeki 10 yıl savaşmaya devam edin. Bu durumda savaştan galip çıkan taraf ABD ile oturup görüşmeler yapabilir!" diyerek kendilerine nasıl şantaj yaptığını anlattı.
Bu antlaşmanın 1. maddesinde şöyle bir ifadeye yer verildi: "Bundan sonra resmi adı 'Bosna-Hersek' olan Bosna-Hersek Cumhuriyeti, uluslararası hukuk anlayışına uygun bir devlet olarak, bu anayasayla düzenlenmiş iç yapısıyla ve uluslararası alanda kabul gören mevcut sınırlarıyla hukuki varlığını sürdürmektedir. Bu şekilde hâlâ, Birleşmiş Milletler’in (BM) üyesi sayılmakta, isteğe bağlı olarak Bosna-Hersek olarak üyeliğini sürdürebilir veya BM sistemi içerisinde yer alan örgütlerle diğer uluslararası örgütlere kabul edilme talebinde bulunabilir."
Ancak aynı maddenin 3. fırkasında ‘Bosna-Hersek'in Yapısı’ başlığı altında, şu ifade yer alır: 'Bosna-Hersek iki entiteden oluşmaktadır: Bosna Hersek Federasyonu ve Sırp Cumhuriyeti". Bu antlaşmanın 4. maddesiyle Bosna-Hersek anayasası belirlenmiş, Ek 7. maddeyle de “Tüm sığınmacı ve göçmenlerin kendi topraklarına dönmelerinde bir engel olmadığı ve yağmalanmış mülklerinin tazmin edilmesi” kararına varılmıştır.
Anayasanın 10. maddesinde “Temsilciler Meclisi’nde oy kullananlar ve katılımcıların üçte iki oy çokluğuyla, Parlamenter Meclis’in kararı ile” anayasada değişiklik yapma imkânı da öngörülmüştür. Ek 1. maddede, Birleşmiş Milletler Antlaşması'ndan, Helsinki Nihai Senedi'ne, hatta 1989 tarihli Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'ye kadar, Bosna-Hersek'te uygulanacak 15 uluslararası antlaşma yer almaktadır.
Bu maddelerden de anlaşılacağı üzere bu barış antlaşması, imzalandıktan hemen sonra, sadece adaletsiz sayılmakla kalmayıp uygulanması imkansız bir antlaşma olarak değerlendirildi. Bosna-Hersek bu antlaşmayla üzerine 'deli gömleği' geçirmiş, Avrupa'nın göbeğinde 'sakat bir ülke' haline gelmiş oldu. Bu antlaşmayla saldırganlar ve soykırım failleri, Sırp Cumhuriyeti askerleri ve polisleri ödüllendirilmiş, saldırı ve soykırımın kurbanı olan Boşnaklar ise sözde uluslararası toplum ve uluslararası hukukun vicdanına terk edilmiştir.
Bugün Sırp Cumhuriyeti, savaş bittikten sonra Bosna-Hersek'in o bölgesine dönen Boşnaklar, Hırvatlar ve Sırp olmayan diğer insanlar için bir 'apartheid' niteliğinde. Boşnaklar o bölgedeki devlet kurumlarında iş sahibi olamıyor, önceki hizmetlerini yeni işleriyle birleştirip emeklilik talep edemiyor, çocuklarının kendi dillerine 'Boşnakça' deme hakları yok, camileri taşlanıyor, mezarları yağmalanıyor. Durum Bosna-Hersek'in, savaş döneminde Hırvat Savunma Konseyi'nin kontrolü altında olan bölgelerinde de pek iç açıcı değil.
Günümüzde uluslararası hukuk, dünyanın hiçbir yerinde, son nüfus sayımına göre nüfusunun yüzde 50,8'ini -1918'den bu yana Sırp ve Hırvatların çalıp yağmaladığı özel mülk, beylik ve vakıflar hesaba katılınca ülkenin en az yüzde 72'sine sahip- Müslümanların (Boşnakların) oluşturduğu Bosna-Hersek'te olduğu kadar hükümsüz değildir.
Boşnak medyasından ve araştırmacılardan edindiğimiz resmi olmayan bilgilere göre, Dayton Barış Antlaşması'nın imzalanmasından bugüne kadar, savaşta topraklarını terk etmek zorunda kalıp da geri dönen 100'den fazla Boşnak öldürüldü. Sadece Hırvat kontrolü altında olan Mostar'ın kuzey kısmında 30 Boşnak katledildi. Bu tarz cinayetlerin en bilinenleri, 1996 yılında Sırplar tarafından öldürülen, Zvornik yakınlarında bulunan Jusici Köyü'nden Muradif Alic, 2001 yılında Srebrenica soykırımının yıl dönümü olan 11 Temmuz arifesinde evinin penceresinde nakış işlerken Sırp keskin nişancılar tarafından öldürülen Meliha Duric, 2001 yılında Banja Luka'da bulunan Ferhat Paşa Camisi'ni açmaya çalışırken öldürülen Murat Bandic ve Sırp polisinden 1992 yılında katledilen 700 Zvornikli ile birlikte babasının intikamını almaya çalışırken öldürülen Nerdin Ibric vakaları ve daha nicesi... Maalesef Sırp Cumhuriyeti ve Hersek-Bosna hükümetleri bu cinayetlerin soruşturmalarını asla sonlandırmadı.
Bosna-Hersek İslam Birliği, her yıl Sırp Cumhuriyeti'nde ve Bosnalı Hırvatların hüküm sürdüğü bölgelerde yaşayan Müslümanların çiğnenen haklarıyla ilgili bir rapor sunuyor. Bu raporlarda, savaştan sonra topraklarına dönen Boşnakların haklarının yanı sıra, yakılan camiler, imamlara ve eşlerine yapılan hakaretler, darp edilen liseli Boşnak gençler ve mektep öğrencileri ile cami ve tekkelerin avlularına atılan domuz kafaları da yer alıyor.
Bu tip baskılara rağmen bugün Sırp Cumhuriyeti'nde, 1992'den önce Bosna Hersek'in bu bölgesinde yaşayan 700 bin Boşnak'ın 100 bini, diğer bir deyişle yüzde 14.7'si yaşıyor. Burada, Çetnik (Büyük Sırbistan) hareketinin Bosna-Hersek'in bu bölgesini İkinci Dünya Savaşı sırasında da Boşnaklardan 'temizlemiş' olduğunu, fakat Boşnakların bahsi geçen savaştan sonra kendi topraklarına döndüklerini ve 1992-1995 Savaşı'ndan önce, bölge nüfusunun yüzde 70'ini oluşturduklarını (Sırplar yüzde 30'unu oluşturuyordu) hatırlatmak gerek.
Günümüzde hem iç siyaset hem de Avrupa'nın siyaset sahnesinde, Dayton'la belirlenmiş anayasanın değişmesinin vaktinin gelip gelmediği tartışılıyor. Bu anayasanın değişmesinden yana olan Boşnaklar, bu ikinci Dayton Antlaşmasında uluslararası taraflardan birinin Müslüman ülkelerden biri, bilhassa Türkiye veya Suudi Arabistan olmasını istiyor. Çünkü Paris'te Dayton Barış Antlaşması imzalanırken hiçbir Müslüman ülke bulunmuyordu. Sırpların siyasi temsilcileri Dayton anayasasının değişiminden bahsedilmesine izin vermezken, Hırvatlar kendilerine ait bir entite ya da Bosna-Hersek'in birleşmesini istiyor. Hırvatların bu düşüncesini Avrupa Birliği'nin bir kısmı da destekliyor. Bu konsept, içerisinde etnik bir birleşimi de barındırıyor ve böylece, sayıca üstün millet olmasına rağmen, bugün parçalanmış ve terk edilmiş vaziyette kendi topraklarının ancak yüzde 23'lük kısmında yaşayan bahtsız Boşnaklar için daha büyük sıkıntıların habercisi haline geliyor.
* “Görüş” başlığıyla yayımlanan makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansı’nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Wednesday, 23 November 2016

''KERİZLERİN PARASINI NASIL ALIYORUZ?''





''KERİZLERİN PARASINI NASIL ALIYORUZ?''
●SÖZDE ANTRENÖR; Merak etme üç ayda yarışmaya hazırlayacağız seni. Eveet, şimdi bakalım supplementlerin hepsi tamam mı? Whey, BCCA, Glutamin, Creatine, L- Carnine VS, evet hepsi burada. Paran hazır mı?
●SÖZDE SPORCU; Hocam, maaşın hepsi burda ama yetmedi valla, bir arkadaştan borç alıp haftaya kadar kalanıda tamamlayacağım inşallah.
●SÖZDE ANTRENÖR; Peki tamam ama en önemlisi steroidler(doping maddeleri). Bak, Growth hormonu, Testosteron hormonu preperatları, ve anabolizanlar VS, siparişlerin hepsi geldi. İnan benim bir kazancım yok, sırf seni çok sevdiğim için hepsini cepten verdim vallahi. Peki onların parası?
●SÖZDE SPORCU; Offf hocam o da neee? Ne kadar pahalıymış bu ilaçlar böyle? Hele bu GH denen şey altından bile pahalıymış. Tamam hocam ne yapalım, motorumu satar parasını getiririm haftaya kadar. Pardon hocam bir şey soracağım ama yanlış anlama lütfen, bu kadar para veriyoruz ama sahte falan çıkmaz değil mi bu ilaçlar? Hani sürekli sahteleri yakalınıyor ya piyasada.
●SÖZDE ANTRENÖR: İşte bak şimdi çok ayıp ettin, bizde hiç yanlış olur mu. Bak bak ambalajına bak, hologram bile var gördün mü?
●SÖZDE SPORCU: Hocam madem bu kadar para harcadık, şu ''Genetic Passport ''testini de yaptırsak mı bari? Hani Altan hoca diyor ya kaslarınızda Alpha -Actinin -3 yoksa, kardiyovasküler kapasiten uygun değilse ne kullanırsanız kullanın işe yaramaz, birde üstelik sağlığınızdan olursunuz diyor ya!!! Hani birde genetik yapım bunları kullanmaya ve vücut geliştirmeye uygun mu diye bilimsel bir yöntemle öğrensek! Hem 2-3' kutu supplement fiyatına, hem de sadece bir sefer yapılıyormuş insan hayatında!!!
●SÖZDE ANTRENÖR: Ya sendemi olum ya, sen yapma bari, bak sen okumuş çocuksun, bırak olum sen şu Altan hocaymış genetik pasaport muş falan, bak bunların hepsi ticari, ticari. Benim onun yaşı kadar antrenörlüğüm vardır. Altan hoca kurmuş tezgahı bilim milim ayakları ile kerizlerin parasını alıyor!!!
Saygılarımla,
Altan Öztepe
I.F.B.B.B Master Trainer
Genetictrainer Sistemi Kurucusu
www.genetictrainer.com

İklim değişikliği bazı türleri yok edebilir



İklim değişikliği bazı türleri yok edebilir

ANKARA 
ABD'deki Arizona Üniversitesinden ekologlar, aralarında amfibi, kuş, memeli ve sürüngenlerin bulunduğu 266 hayvan ve bitki türünün iklim değişikliğikarşısında uyum sağlama ve yaşam alanı oluşturma yetenekleriyle ilgili çalışma yaptı.
Araştırma, iklimsel yaşam alanlarındaki değişim oranlarının, öngörülen iklim değişikliğine oranla ortalama sıcaklıkta 200 bin kattan az olduğunu ortaya koydu.
Ekologlar, amfibiler, sürüngenler ve bitkilerin iklim değişikliğine karşı daha hassas olduğunu belirterek, tropik bölgelerde yaşayan türlerin, ılıman iklim bölgelerinde yaşayanlara göre daha fazla tehdit altında olduğunu açıkladı.
Bazı hayvanların, değişen sıcaklık ve yağış oranlarıyla baş edebilmek için yaşadıkları coğrafi bölgeleri terk edeceklerini ifade eden bilim adamları, ada, dağ, doğal koruma alanı gibi izole bölgelerde yaşayan canlı türlerinin ise böyle bir korunma imkanına sahip olmadığı için tehlike altında olduklarına işaret etti.

"Yer değiştirme birçok tür için mümkün değil"

Arizona Üniversitesinden Dr. John Wiens, "Genel olarak sonuçlarımız, bitki ve hayvan popülasyonları arasındaki iklimsel yaşam alanlarındaki değişim oranlarının, gelecekte yaşanması beklenen iklim değişikliği oranlarından çarpıcı şekilde düşük olduğunu ortaya koydu." dedi.
Kuşlar ve memelilerin, amfibi ve sürüngenlere göre vücut ısılarını ayarlayabildikleri için hayatta kalma şanlarının daha yüksek olduğunu kaydeden Wiens, bazı türlerin bulundukları yerleri terk edip yüksek veya ekvatora yakın yerlere göç ederek hayatta kalabileceğini söyledi.
Yer değiştirmenin birçok tür için mümkün olmadığına işaret eden Wiens, gelecekte hem iklim değişliği hem de hayvan göçlerinden doğal yaşam alanlarının tahrip olması gibi çifte tehlikenin söz konusu olacağını belirtti.
Muhabir: Ayşe Sarıoğlu

ELEKTRO MANYETİK SİLAHLAR VE İNSAN ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ


ELEKTRO MANYETİK SİLAHLAR VE İNSAN ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ



> Beynimiz 1Hz ile 35 hertz arasında bir takım darbe sinyaller üretiyor.
> Bunlardan,derin uyku sırasında 1-3Hz(delta dalgaları),yorgunluk veya hafif
> uyku sırasında 5-7 hertz (Theta dalgaları)Alarm veya herhangi bir uyarılma
> sırasında 8-12 hertz( Alpha dalgaları),çok meşgul olduğumuzda 14-30 hertz
> (beta dalgaları),10 hertz civarında ise normal işler 
> yaparken(sınıflandırma
> yok).Eğer dikkat edecek olursanız bu dalga boyları ELF frekanslarında,yani
> bizim bu günlerde üzerinde durduğumuz,TESLA,HAARP gibi projelerin çalışma
> alanlarına da giriyor.Eğer bir minik ELF frekansları yayıcı taşırsanız ve
> 8-12 hertz yayın yapacak şekilde ayarlanmışsa bu cihazı bir satıcı
> taşıyorsa,sizin yanınıza yakaştığında birşeyler almak isteğinizin artış
> oranı fazlalaşacaktır,zira onun yanında bir rahatlama hissedeceksiniz.Bu
> yöntem sadece bir deneydir.
> Yukardaki resim bu Elektro manyetik silahların başlangıcı diyebileceğimiz
> LIDA MACHINE( U.S. #3,773,049 )'in basına sızmış ilk ve tek 
> görüntüsüdür.Bu
> Rus cihazı insan beyinlerini yukarda anlatılan alt freakanslar seviyesinde
> bombardıman etmektedir,bir örneği Vietnam savaşında psychotronic silah
> olarak kullanılmıştır.CIA tarafından kanadalı Dr. Ross Adey den satın
> alınmıştır.Neler yapabildiği henüz net olarak bilinmemekle beraber insan
> beyninin uzaktan kumandalı olarak etkileneceğine resmi bir kanıt
> sayılmalıdır.
> Yukarda gördüğünüz grafik elektro manyetik gizli silahların insanlar
> üzerindeki etkilerini bilinen raporlara göre gösteriyor. Amerikan Güvenlik
> teşkilatının bu teknolojiye 1960 yıllardan ber sahip olduğu kuvvetle 
> tahmin
> ediliyor ve bazı deliller var. Örneğin; JOHN ST. CLAIR AKWEI, ULUSAL
> GÜVENLİK TEŞKİLATI(NSA)’na karşı bir dava açmıştı ve hala devam ediyor.(EN
> ALT BÖLÜMDE).Tercümede bizim en çok ilgimizi çeken bölüm bu teknolojinin
> askeri savaş uçaklarında da kullanılmasıdır .Sanırım İncirlik üssündeki
> bazı uçaklarda buna benzer sistemlerin kullanılma olabilirlilik oranı
> oldukça yüksektir.
> Örnek EMF Beyin Uyarıcılar frekans listesi
> Brain Area Bioelektrik Rezonans Frekansı Information Induced Through
> Modulation
> Motor Control Cortex 10 Hz Motor Impulse co-ordination
> Auditory Cortex 15 Hz Sound which bypasses the ears
> Visual Cortex 25 Hz Images in the brain bypassing the eyes
> Somatosensory 9 Hz Phantom touch sense
> Thought Center 20 Hz Imposed subconscious thoughts
> 1960-65 yıllarında Amerikanın Moskova elçisinin esrarengiz ölümü
> dikkatleri çekmişti. Elçilik’teki ölümlerin henüz tam olarak anlaşılamıyan
> elektromanyetik etkilenmeden olduğu sanılmaktaydı. Bu bulgu üzerine çok
> gizli bir araştırma projesi başlatıldı ve adına PROJECT PANDORA denildi. 
> Bu
> proje beraberinde alt dalları olan TUMS, MUTS, ve BAZAR adlı gizli
> projelerde yürütüldü.Advanced Research Project Agency (ARPA),Deniz
> kuvvetleri ve Kara kuvvetleri bu projelerde yer aldılar.Projede önemli
> veriler elde edildi.EMF sinyaller ile insanlar uzaktan tesbit edildiği 
> gibi
> öldürülebiliyordu. Moskova elçiliğindeki esrarengiz ölüm çözülmüş ve bu
> teknik elde edilmişti. psychotronic silah 320 km mesafeden insan üzerinde
> etki yapabiliyor, metabolizmayı etkileyerek ölüme yol açıyordu. Resim1.2’de
> ise bugünkü kullanım şekillerini sizlere gösteriyor.ABD Ulusal Güvenlik
> Teşkilatındaki gizli operasyonlar. ABD Ulusal Güvenlik Teşkilatı’na karşı
> açılan bir dava dosyası, bireyleri kontrol altında tutmak için tasarlanan
> ürkütücü teknolojileri ve programları açıklamaktadır. Aşağıda açıklanan
> belge, John St. Cleir Akwei tarafından Ulusal Güvenlik Teşkilatı (NSA)’ya
> karşı Washington’da açılan bir dava dosyasını anlatmaktadır Ulusal 
> Güvenlik
> Teşkilatı ile ilgili bilgilerini, ulusal güvenlik faaliyetlerinin
> teknolojilerini ve kişileri izlemek için yapılan gizli operasyonları
> belirtmektedir.
>
> ULUSAL GÜVENLİK TEŞKİLATI’NIN GÖREVİ VE YURT İÇİ İSTİHBARAT OPERASYONU
>
> Haberleşme İstihbaratı
> ABD’de ve dünyada tüm elektronik haberleşmenin yurdu kaplaması,ulusal
> güvenligi temin eder. Ft Meade, Maryland’deki Ulusal Güvenlik Teşkilatı
> 1960’li yillardan beri dünyadaki en gelişmiş bilgisayarlara sahibtir.
> Ulusal Güvenlik Teşkilatı teknolojisi özel şirketlerden, akademiden ve
> halktan gizli olarak geliştirildi ve yürütüldü.Ulusal Güvenlik
> Teşkilatı,İşaret İstihbarat görevi için, çevredeki şifresi çözülen EMF
> dalgaları bilgisayara telsiz olarak kaydetmek ve kişileri vücutlarındaki
> elektirik akımları ile izlemek için bir bilgisayar programı geliştirdi.
> İşaret İstihbarat’ı, içinde elektirik akımı bulunan herşeyin çevresine EMF
> dalga yayan bir manyetik alana sahib olması esasına dayandığı için Ulusal
> Güvenlik Teşkilatı/ Savunma Departmanı, elektriksel aktivitesi olan insan
> yapısı veya organik her cismi uzaktan analiz edebilen hususi bir digital
> araç geliştirmişlerdir.
>
> • Yurt içi İstihbarat
> Ulusal Güvenlik Teşkilatı tüm ABD vatandaşlarının kayıtlarına sahibtir.
> Ulusal Güvenlik Teşkilatı, 50.000’den fazla ajanından herhangi birinin
> dikkatini çekebilecek ABD vatandaşları içinde bilgi toplamaktadır. Bu
> ajanlar, herhangi bir kişiyi kendiliklerinden izlemek konusunda yetkiye
> sahibtirler. Ulusal Güvenlik Teşkilatı her mevkide,daimi ulusal güvenlik
> anti-terörist gözetim şebekesine,ağına sahibtir.Bu gözetim ağı tamamen
> kılık değiştirmiştir ve halktan gizlenmektedir. Amerika’da şahısları takib
> etme işi Ulusal Güvenlik Teşkilatı’nın elektronik gözetim ağı ile
> yürütülmektedir.Bu ağ,tüm Birleşik devletleri kapsar, onbinlerce Ulusal
> Güvenlik Teşkilatı Personelini içerir ve aynı anda milyonlarca insanı
> izler.Operasyonların maliyetinin ucuzluğu, operasyon maliyetlerini en 
> düşük
> seviyeye indirmek için tasarlanan Ulusal Güvenlik Teşkilatı bilgisayar
> teknolojisi ile sağlanır.Ulusal Güvenlik Teşkilatı Personeli, kendi
> toplumlarında halktan biriymiş gibi hizmet verirler ve izlemek
> isteyecekleri kişiler hakkında istihbarat toplumunu bilgilendirebilmek
> için, gizli ve yasal işlerde çalışırlar.Toplumdaki Ulusal Güvenlik
> Teşkilatı Personeli, genellikle sosyal sahada çalışan, avukat ve iş adamı
> gibi gizli kimliklere sahiptirler.
> • Bağımsız Olarak Operasyon Yapabilen Ulusal Güvenlik Teşkilatı Personeli
> Tarafından Gözetim İçin Ara Sıra Hedeflenen Vatandaşlar.Ulusal Güvenlik
> Teşkilatı Personeli, Ulusal Güvenlik Teşkilatı’nın yurt içi istihbarat
> ağını ve gizli işleri kullanarak, Birleşik Devletlerdeki binlerce ferdin
> yaşamlarını kontrol edebilirler.Bunlar tarafından bağımsız olarak 
> yürütülen
> operasyonlar bazen kanun sınırlarının ötesine taşabilir. Ulusal Güvenlik
> Teşkilatı’nın operasyonları ile yüzlerce habersiz vatandaşa uzun süreli
> kontrol ve sabotaj yapılmış olması muhtemeldir. Ulusal Güvenlik Teşkilatı
> ağı, Birleşik Devletler vatandaşlarına gizli olarak suikast veya
> hastalıklar, akıl ve ruh bozuklukları olarak teşhis edilebilecek konulara
> sebeb olacak gizli psikolojik kontrol operasyonları yapma yeteneğine
> sahibtir.
>
>
> ULUSAL GÜVENLİK TEŞKİLATININ YURT İÇİ ELEKTRONİK GÖZETİM AĞI
>
> 1960’ların ilk yıllarında dünyadaki en gelişmiş bilgisayarlar Ulusal
> Güvenlik Teşkilatı’nın elinde idi. Bu bilgisayarlarla araştırılan yeni
> buluşlar Ulusal Güvenlik Teşkilatı için saklandı. Şu anda Ulusal Güvenlik
> Teşkilatı mevcut bilgisayar teknolojisinin 15 sene ilerisinde olan
> nonoteknolojik bilgisayarlara sahibtir. Ulusal Güvenlik Teşkilatı,
> Amerika’da bu teşkilatın ajanlarının şifre çözücülerinin dikkatini çekecek
> anahtar kelimelerle, her ortamda bütün haberleşmeleri kontrol eden ve 
> yapay
> zekalı gelişmiş bilgisayarlar kullanarak, kendilerine rahatsızlık verici
> bilgileri elde ederler. Bu bilgisayarlar bütün haberleşmeleri verici ve
> alıcı uçlarda denetlerler.Ulusal Güvenlik Teşkilatı’nın elektronik gözetim
> ağı, tüm elektromanyetik saha tayfını denetleyebilecek araçların hücreli
> düzenlenmesine dayanır. Bu cihaz, diğer elektronik savaş programları gibi
> büyük bir gizlilik içinde geliştirildi, yürütüldü ve muhafaza edildi.
>
> •Uzaktan Bilgisayar Karıştırma
>
> Ulusal Güvenlik Teşkilatı, Birleşik Devletler’de satılan tüm kişisel
> bilgisayarların ve diğer tüm bilgisayarların izlerini muhafaza eder. 
> Ulusal
> Güvenlik Teşkilatı’nın elektromanyetik alan-saha cihazı,monitörden ve güç
> kaynağından çıkan dalgaları süzerek kişiselbilgisayarların devre
> tablosundan çıkan radyo frekanslarına ayarlanabilir. Bilgisayar devre
> tablosundan çıkan radyo frekanslı yayın, bilgisayardaki digital bilgiyi
> içerir. Ulusal Güvenlik Teşkilatı’nın cihazından çıkan kodlanmış radyo
> frekansındaki dalgalar, bilgisayar devreleriyle, bilgisayara girebilir, ve
> bilgisayardaki verileri değiştirebilir. Böylece Ulusal Güvenlik Teşkilatı,
> gözetim veya antiterörist elektronik savaş için ülkedeki herhangi bir
> bilgisayara telsiz modem gibi bir giriş kazanabilir.
>
> •Gözetim İçin İnsanlardaki EMF’nin meydana çıkarılması.
>
> Bir cismin bioelektrik alanı uzaktan algılanabilir, böylece cisimler
> bulundukları herhangi bir yerde denetlenebilirler. Özel EMF cihazıyla
> Ulusal Güvenlk Teşkilatı, kripto-şifre çözücüleri (EEG’lerden) üretilen
> potansiyelleri uzaktan okuyabilirler. Bunlar bir kişinin beyin durumlarina
> ve düşüncelerine kodlanabilir.Bu durumda kişi, uzak bir mesafeden mükemmel
> olarak denetlenir.Ulusal Güvenlik Teşkilatı personeli,elektromanyetik
> tarama ağının kadranında çevirerek, ülkedeki herhangi bir şahsa çevirir ve
> Ulusal Güvenlik Teşkilatı’nın bilgisayarları o şahsı belirler ve günde 24
> saat takip eder. Ulusal Güvenlik Teşkilatı, Amerika’daki herhangi bir 
> şahsı
> seçebilir ve onu izleyebilir.
>
> ULUSAL GÜVENLİK TEŞKİLATI’NIN ELEKTRO MANYETİK BEYİN UYARILMASINI
> KULLANMASI
>
> Ulusal Güvenlik Teşkilatı , “Uzaktan Nöral(Sinir) Denetimi ve Elektronik
> Beyin Bağlantısı için,Elektro Manyetik Beyin Uyarılmasını kullanmaktadır.
> (İonlaşamayan elektro manyetik alan) radyasyonu üzerine, nörolojik
> araştırmayı ve bioelektrik araştırma ve gelişmeyi içeren 1950’li yılların
> MKULTRA programından beri,Beyin Uygulaması gelişme hâlindedir.Elde edilen
> gizli teknoloji, Ulusal Güvenlik Arşivlerinde,Radyoaktifliği ve nükleer
> patlmaları içermeyen ve çevrede bulunan bir kaynaktan istemeyerek (kasıtlı
> olmayan bir şekilde) yayılan elektromanyetik dalgalardan oluşan bilgi
> olarak tanımlanır ve Işınım İstihbaratı olarak sınıflandırılır.İşaret
> İstihbaratı, Amerika yönetiminin diğer elektronik mücadele programları
> gibi, bu teknolojiyi de, gizli olarak yürütmekte ve muhafaza
> etmektedir.Ulusal Güvenlik Teşkilatı, bu teknoloji ile ilgili mevcut
> bilgileri denetlemekte ve bilimsel araştırmaları halktan gizlemektedir.
> Aynı zamanda bu teknolojiyi gizli tutmak için uluslar arası istihbarat
> anlaşmaları da vardır.
> NSA,insandaki elektiriksel faaliyetleri uzak mesafeden analiz eden hususi
> elektronik donatıya sahibtir. NSA bilgisayarında üretilen beyin 
> planlaması,
> beyindeki elektriksel faaliyetleri sürekli olarak denetlemektedir. Ulusal
> Güvenlik gayesiyle NSA, binlerce insanın ferdî beyin haritalarını
> kaydetmekte ve şifrelemektedir. Elektro manyetik alanla Beynin
> Uyarılması,beyin-bilgisayar bağlantısını sağlamak için, meselâ, askerî
> savaş uçağında ordu tarafından gizlice kullanılmaktadır. Elektronik 
> gözetim
> amacıyla, beynin konuşma merkezindeki elektrik faaliyetleri, kurbanın 
> sözlü
> düşüncelerine çevrilebilir. Kulağı devre dışı bırakarak, ses
> haberleşmesinin dogrudan beyne gitmesini sağlayarak, Uzaktan Nöral 
> Denetim,
> şifrelenmiş işaretleri, beynin işitme korteksine gönderebilir.NSA ajanları
> bunu, paranoid şizofreninin karakteristiği olan işitsel halisülasyonları
> taklid ederek, kurbanların gizli olarak takatini kesmek için
> kullanabilirler. Kurbanla herhangi bir temas olmaksızın, Uzaktan Nöral
> Denetim, bir kurbanın beynindeki görsel korteksteki elektirik
> faaliyetlerini planlayabilir ve kurbanın beynindeki görüntüleri bir
> videonun monitöründe gösterebilir.NSA ajanları kurbanın gözlerinin gördüğü
> her şeyi görürler. Görsel hafıza da görülebilir.Uzaktan Nöral Denetim
> gözleri ve optik sinirleri devre dışı bırakarak,doğrudan görsel kortekse
> görüntü gönderebilir. NSA ajanları,beynin programlama gayesi için, gözetim
> altındaki kişi REM uykusunda iken, onun beynine gizlice görüntü
> yerleştirmek için bunu kullanabilirler.
>
> •Uzaktan Nöral Denetim Yapan NSA Teşkilatlarının Yetenekleri.
>
> Birleşik Devletlerde, 1940’lı yıllardan beri, İşaret İstihbaratı ağı
> vardır. NSA’nın Ft. Mende’de kişileri izlemek ve bunların beyinlerindeki
> işitsel-görsel bilgileri -tecavüzkar olmayan bir biçimde- denetlemek için
> kullanılan iki yönlü geniş bir, Uzaktan Nöral Denetim sistemi vardır. Bu
> işlerin tümü, kişiyle fizikî bir temas olmadan yapılır. Uzaktan Nöral
> Denetim metodu, gözetim ve yurt içi istihbarat için esas metodtur. 
> Konuşma,
> üç boyutlu ses ve şuuraltı ses, kişinin beyninin işitme korteksine
> (kulakları by pass edilerek) gönderilebilir ve görüntüler görsel korteksin
> içine gönderilebilir. Uzaktan Nöral Denetim, kişinin algılarını, ruh
> durumunu ve motor kontrolünü değiştirebilir.Konuşma korteksi /işitsel
> korteks baglantısı, istihbarat toplumu için esas haberleşme sistemi oldu.
> Uzaktan Nöral Denetim, görsel-işitsel beyin ile beyin arasında veya beyin
> ile bilgisayar arasında tam bir bağlantıya izinverir.
>
> ULUSAL GÜVENLİK TEŞKİLATININ İŞARET İSTİHBARATI – ELEKTRONİK
> BEYİN BAĞLANTI TEKNOLOJİSİ
> NSA-SIGINT (Ulusal Güvenlik Teşkilatı İşaret İstihbaratı) insan beyninden
> yayılan miliwottluk ve 30-50 Hz’lik uyandırılmış potansiyellerin
> şifrelerini dijital olarak çözerek, insan beynindeki bilgileri uzaktan ve
> (tecavüzkar olmayacak bir biçimde) denetlemek için hususi yeteneklere
> sahiptir.
> Beyindeki nöral hareketlilik değişen bir manyetik akıya sahip olan değişen
> bir elektrik özellik yaratır. Bu manyetik akı 30-50 Hz’lik ve 5
> milimetrelik sürekli bir elektromanyetik dalga çıkarır. Beyinden gelen
> elektromanyetik emisyonda ihtiva edilen şeyler uyandırılan potansiyeller
> olarak adlandırılanlardır. Her düşünce,reaksiyon, motor kumandası, işitsel
> olaylar ve görsel görüntü için beyindeki bir uyandırılmış potansiyel veya
> uyandırılmış potansiyeller kümesi karşılığı vardır.Beyinden yapılan EMF
> emisyonunun şifreleri, beyninde geçerli fikirler, düşünceler,görüntüler ve
> sesler haline gelmesi için, çözülür.NSA SIGINT, bilgileri (sinir sistemi
> mesajları gibi) istihbarat ajanlarına aktarmak ve gizli operasyon 
> yapılacak
> kişilerin beyinlerine (onlar tarafından fark edilemeyecek bir
> şekilde)aktarmak için, bir haberleşme sistemi olarak EMF ile aktarılan
> Beyin Uyarılması’nı kullanmaktadır.
>
> EMF ile Beynin Uyarılması, sonuçta beynin nöral devrelerinde ses ve görsel
> olayların oluşması için beyindeki uyarılacak potansiyelleri, kobayları
> tetiklemek için şifrelenmiş ve pulslanmış karmaşık elektromanyetik
> işaretler göndererek çalışır. EMF ile Beyin Uyarılması kişinin beyin
> hallerini değiştirebilir ve motor kontrolünü etkileyebilir.İki yönlü
> elektronik Beyin Bağlantısı, sesi (kulakları by pass ederek) işitsel
> kortekse aktarırken ve donuk (belirsiz) görüntüleri, (optik sinirleri ve
> gözleri by pass ederek), görsel kortekse aktarırken, nöral görsel-işitsel
> bilgileri uzaktan kumanda ederek, yapılır. Görüntüler beyinde sabit 
> olmayan
> iki boyutlu ekrandaki gibi meydana gelir. İki yönlü elektronik Beyin
> bağlantısı CIA / NSA personeli için esas haberleşme sistemi haline
> gelmiştir. Uzaktan Nöral Denetim (RNM,insan beynindeki bioelektirik
> bilginin uzaktan denetimi) esas gözetim sistemi hâlini almıştır. Bu
> Birleşik Devletler İstihbarat Topluluğu’nda sınırlı sayıdaki ajan
> tarafından kullanılmaktadır.
>
> 5- İŞLEYİŞ TEKNİĞİ
> RNM her belirli beyin bölgesinin rezonans frekansının şifresinin
> çözülmesini gerektirir. Bu frekans, daha sonra beynin bu özel bölgesine
> bilgi yüklemek için, değiştirilir. Değişik beyin bölgelerinin tepki
> gösterdiği (cevap verdiği) frekans 3 Hz ile 50 Hz arasında değişmektedir.
> İşaret İstihbaratı, sinyalleri bu band aralığında değiştirirler.Bu
> değiştirilmiş bilgi, şuuraltı seviyesinden algılanabilir seviyeye kadar
> değişen yoğunluklarda, beyine yerleştirilebilinir .Her insan tek
> bioelektirik rezonans / entrainment frekansları kümesine sahibtir. Bir
> insanın beynine diğer bir insanın işitsel korteksinin frekansında işitsel
> bilgiler gönderme bu işitsel bilginin kavranılmaması sonucunu
> verecektir.Davacı RNN (Uzaktan Nöral Denetim)’den, NSA, Ft. Meade’deki
> Kinnecome grubuyla iki yönde RNM teması kurarak haberdar oldu. Onlar, Ekim
> 1990’dan Mayıs 1991’e kadar davacıyı tedirgin etmek için 3 boyutlu RNM
> sesini doğrudan doğruya beyinde kullandılar.
> 5/91’deki gibi Davacı ile iki yönlü RNM haberleşmeleri vardı ve Davacının
> yeteneklerini yok etmek ve kendisine karşı son 12 yılda yaptıkları
> faaliyetler nedeniyle Davacının yetkililere başvurmasını önlemek için
> RNM’yi kullandılar. Kinnecome grubunun Ft. Meade’de günde 24 saat çalışan,
> yaklaşık 100 çalışanı vardır. Davacıyı tecrit etmek için Davacıyla temasta
> bulunan ve beyinleri gizlice dinlenen kişilere de sahibtiler. Bu şimdiye
> kadar bir vatandaşin RNM ile taciz edilmesi ve bu istihbarat operasyonlari
> metodunu kötüye kullanan NSA personeline karşı dava konusu hâline 
> getirilen
> ilk olaydır.
>
>
>
> 6- NSA TEKNİKLERİ VE KAYNAKLAR
>
> Ülkede herhangi bir yerde, herhangi bir mahalde, herhangi bir binada
> bireyleri sürekli olarak Uzaktan Denetleme / izleme. Bu operasyonların 
> ucuz
> olarak yürütülmesi için getirilen bir sistem NSA tarafından her toplulukta
> binlerce insanın sürekli olarak takib edilmesini sağlar.
>
> • Uzaktan RNM Cihazları
>
> NSA’nın RNM donatısı izlenen kişilerin beynindeki uyandırılan
> potansiyelleri (EEG’leri) uzaktan okuyabilir, ve onların verimlerini
> (performanslarını) etkilemek için sinir sistemi aracılığıyla mesaj
> gönderebilir. RNM elektronik olarak bireyleri teşhis edebilir ve onları
> Birleşik Devletler’deki herhangi bir yerde izleyebilir. Bu donatı, bir
> şebeke (ağ) üzerindedir ve yurt içi istihbarat operasyonları, yönetim
> güvenliği ve bioelektrik mücadele durumunda kullanılırlar.
>
> • Metropol Alanlarında Nokta Görevlileri Her bölgede on binlerce kişi, NSA
> personeli tarafından gizli kontrol için teşhis edilen kişileri (bazen
> bilmeyerek) takip ve kontrol etmek için, mahalle /işyeri casusu ve nokta
> görevlisi (muhbir) olarak çalışmakta.
>
> Büro dışında çalışan ajanlar, binlerce kişiyi izleyen nokta görevlileriyle
> (muhbirlerle) sürekli haberleşme içindedirler. Uzak bölgelerdeki ofislerde
> çalışan NSA ajanları, gözlemlenen kişiyle temas halinde bulunan ve halk
> içinde tesbit edilen herhangi bir kişiyi (RNM’yi kullanarak) ânında teşhis
> edebilir.
>
> • Kimyasal Madde ve İlaçlar Verilmesi İçin NSA Tarafından Evlere
> Yerleştirilen Plastik Boru Şebekesi.Uyutma gazı ve Beyin yıkamaya yardımcı
> olan ilaçların verilmesi için NSA kişilerin hava kanallarının ve su
> musluklarina hat döşemek için gerekli alet ve edevata sahibtir. Bu CIA
> farma-psikoloji(psikofarmoloji) sinin bir neticesidir.
>
> • Hususi Birleşik Devletler İstihbaratına Kısa Bir Bakış İnsan beynindeki
> EEG’leri okuyabilen özel EMF donatısının sabit ağı,digital bilgisayarlar
> kullanılarak kişileri teşhis ve takib edebilir. NSA İşaret İstihbarat’ndan
> gelen EMF (Elektromanyetik Alan) sinyaliyle yapılan ESB (Beynin 
> Elektriksel
> Uyarılması) kişileri kontrol etmek için kulanılmaktadır.
>
> • RF (Radyo Frekansı) yayımının şifrelerini çözerek kişisel bilgisayarın
> devre tablosundan bilgi toplayan ve bu suretle ülkedeki herhangi bir
> kişisel bilgisayara, telsiz modem tarzı giriş kazanan EMF donatısı.Tüm
> donatı saklı, tüm teknoloji gizli, araştırmaların hiçbir bölümü,elektronik
> mücadele araştırmalarında olduğu gibi, rapor edilmiyor.Hiçbir suretle halk
> tarafından bilinmeyen yurt içi istihbaratı bu metodunun, tam ve mükemmel
> olarak yürütülmesi, 1980’lerin ilk yıllarından beri devam etmektedir.
>
>
>
>
> Resim1.2
>
> Biyolojik Kominikasyon’un Bilgisayar ve İnternet Bağlantısı(Blok Şema)
>
> ZİHİN KONTROLÜ VE SİLAHLARIN GELECEĞİ
>
> 1. GİRİŞ
> Bu yazıda, titreşimleri (vibrasyon) ve frekansları,elektromanyetikleri ve
> sayısal (skalar) dalgaları ele alacağız.Bunların bedava enerjide,
> yönlendirilebilir enerji silahlarında,zihin kontrolünde, kablosuz enerji
> iletiminde ve biyolojik savaşta nasıl kullanıldığını inceleyeceğiz.Bunun
> yanında beyne, bilgisayar bağlantılarına, gelecekte bizi bekleyen silah
> teknolojilerine, bilgisayar teknolojilerindeki son gelişmelere, insanların
> gözetlenmesine, takibine ve toplumlar üzerinde kurulan hâkimiyetlere göz
> atacağız.Yazının ilk yarısı temel olarak beynin işleyişi, zihin kontrolü 
> ve
> gözetlemeyle ilgilidir. Diğer yarısı ise sayısal silahlar ve bedava
> enerjiyi ele almaktadır.
>
> 2. TİTREŞİMLER, FREKANSLAR VE DALGALAR
> Kâinat, titreşim ve dalgaların ahenginden müteşekkildir. Her şey,kendi
> frekans ve titreşiminden oluşan birer enerjiden ibarettir.Titreşimler
> vasıtasıyla en hayret verici şeyleri bile başarmamız 
> mümkündür.Titreşimler,
> günlük hayatımızın bir parçasıdır. Hepimiz neşeli ve tasasız, karamsarlık
> ve uyuşukluk arasındaki farkı biliriz.Medyumlar kendi titreşimlerini o
> kadar arttırırlar ki çıplak ellerini insanların mideleri sokabilirler.
> Yüksek titreşim, daha düşük yoğunluk ve geçirgenlik demektir. Medyumlar
> (ruhsal cerrahlar) enerjiyi kullanarak çalışırlar; hastalıkların teşhisi 
> ve
> tedavisinde enerjiyi ve titreşimleri kullanırlar.DNA, titreşim ve
> enerjidir. DNA, ışığı emer ve yayar.Aura,elektrostatik bir alandır.
> Auralarımız ve yeryüzünün manyetik alanı birbiriyle iç içedir. Michael
> Tsarion’ un belirttiği gibi, havadan ve yıldızlardan etkilendiğimiz kadar
> zihinsel ve duygusal durumumuzda gezegenimizi etkiler. Bu çift yönlü bir
> alışveriştir.
>
> 3. BEYİN
> Beyin, çok yönlü bir kontrol merkezidir: Tüm vücut işlevlerini yönetir ve
> aralarında işbirliği sağlar. Bütün zihinsel durumlar, düşünceler, 
> duygular,
> fiziksek duyular ve hareketler ayrı frekanslara sahiptir. Bunlar EEG
> testleri ve MRI taramaları ile görüntülenebilen elektromanyetik
> işaretlerdir. [EEG: Elektro Beyin Grafisi, MRI:Manyetik Rezonans
> (yankılanma) Görüntüleme] Beş duyu organımızla algıladığımız her şey,
> belirli bir beyin faaliyeti meydana getirir.Tüm hastalıklar kendi dalga
> şekillerine sahiptir. Her kelime ve düşünce beynimizde kendi frekans
> dalgasını meydana getirir.Tüm hareketler, düşünceler, duygular ve
> algılamalar kendi frekans işaretlerine sahiptir.Birinin beyin 
> faaliyetleri,
> bilgisayar ekranına çıkarılabileceği gibi, bunlar tam aksi yöndede
> gönderilebilir.Bir bilgisayar herhangi bir beyin faaliyetini 
> çözümleyebilir
> ve bunu aynı yoldan geri iletebilir.Geçmişte, bu verilere ulaşmak için
> insanların kafalarına elektrotlar yerleştirilirdi ama günümüzde her şeyi
> kablosuz olarak yapmak mümkündür.Beyinlerimizin uzaktan idare 
> edilebilmesi,
> uçsuz bucaksız bir çalışma alanıdır. Her beyin kendine özgüdür. Beyin
> taraması, beyin tanımlaması, uydudan takip, gözetleme ve 
> süperbilgisayarlar
> bir araya getirilerek insan davranışları, tüm yönleriyle, uzaktan idare
> edilebilir.Beyne ait parmak izlerimiz, bilindik nesnelerin tanınmasıyla
> alakalı beyin bölümünde bulunur.Beyne ait bu parmak izlerinin tespiti %100
> isabete sahiptir. Mesela birinin suç mahallinde olup olmadığını belirlemek
> bununla mümkündür. Bununla birlikte bir kişinin beynine gerçek olmayan
> hatıralar yerleştirmek de mümkündür.Beyin-Bilgisayar Bağlantısı yapılarak
> (BCI) bilim adamları bir joystick (oyun çubuğu) ile insan ve hayvanları
> idare etmeyi başarmıştır. Ayrıca bilim adamları bir kedinin gözünden
> tanımlanabilen bir görüntüyü bilgisayar ekranına yansıtmayı
> başarmıştır.Yani, gözlerinizle gördüklerinizi bilgisayar ekranına
> yansıtmanız mümkündür. Bu işlem, talamusdaki, gözle görülenlerin
> yönetildiği ve yorumlandığı LGNleri (Lateral Geniculate Nucleus) bölgesini
> hafifçe uyarılmasıyla gerçekleştirilir. Bunun yanında retina nakli ve kör
> birine tekrar görme yeteneği verebilen nakiller yapılmaktadır.Yapay 
> (takma)
> organlara sahip insanlar, beyinlerine yerleştirilen BrainGate çipleri
> sayesinde robot kolları ve bacakları hareket ettirebilmektedir. Sibernetik
> nöroteknolojik, iki beyin yarıküresi arasında bağlantı ve bilgi akışı,
> telekayıt (uzaktan kayıt), telestimülasyon (uzaktan uyarım), elektronik
> beyin haritası,telemetri (uzaktan ölçüm), nörogörüntüleme, kablosuz beyin
> uyarımları bu uygulama sonrası gerçekleştirilebilmektedir.Bir tuz tanesi
> büyüklüğündeki mikroçip, insan beynine yerleştirilebilir ve bu, o kişiyi
> uzaktan yönetmek için yeterlidir.Ancak mikrodalgaları ve sayısal dalgaları
> bir insanın beynine iletmek o kişinin beyninde mikroçip olmasa bile
> mümkündür. Bir insanın kolundaki VeriChip çıkarılabilir fakat beyindeki bu
> çok ufak boyuttaki çipten kurtulmak mümkün değildir.
>
>
> 4. MOLEKÜLER, NANO VE SÜPERBİLGİSAYARLAR
> Bilgisayarlar aşırı küçük boyutlarda üretilmeye başlamıştır. Bir tuz
> tanesi kadar küçük ve sıradan bir kişisel bilgisayarın 100 katı hızda
> çalışabilen moleküler bilgisayarlar şu anda mevcuttur.Sınırsız saklama
> kapasitesine sahip ucuz bir süperbilgisayar, bilgiyi insan düşüncesinin 4
> milyon katı hızla işleyebilmektedir. Walmart’ın veritabanı şu anki
> internetin iki katı bilgiye sahiptir. Gelecek yıllarda, yaptığımız her şey
> gözlemlenip kaydedilebilecektir. Gelişmiş bilgisayar programları tüm
> bilgileri inceleyip sınıflandırabilecektir. Satın aldığımız eşyalar
> RFID(Radyo Frekans Kimliği) çiplerine sahip olacak ve böylelikle takip
> edilebileceklerdir. Bindiğimiz arabalar kara kutu aktarıcılarına sahiptir.
> Kullandığımız cep telefonları GPS (Global Positioning System Küresel Yön
> Bildirim Sistemi) üzerinden izlenebilmektedir.
>
> 5. OTOMATİK SİLAH SİSTEMLERİ
> Silah teknolojisi beş duyu organımızla ve beyin gücümüzle
> algılayabileceğimizin ötesinde gelişmiş durumdadır. İnsansız uçaklar,
> hissedebilen, düşünebilen ve öldürebilen karınca büyüklüğünde robotlar
> çevremizde görülmeye başlayacaktır ve bütün bunlar bir insanın üstesinden
> gelebilmesi için fazla karmaşıktır.Otomatik bilgi sistemleri, saldırma
> kararında, hedeflerin süratle takibi ve tanımlamasında, cephanelerin
> seçimi, dağıtımı ve sonuçların rapor edilmesinde yardımcı rol 
> oynayacaktır.
> Robot sistemleri araştıracak, tanıyacak, değerlendirecek, iz sürecek,
> çatışmaya girecek ve öldürecektir. Gelişmiş radar sistemleri yer ve kimlik
> belirleyecek; ardından yok edecektir. (Burada kullanılan teknik Çok-yönlü
> Birleştirmedir: Ayrıntılı bilgiler ve yapılan hareketler arasında sürekli
> etkileşim sağlar. Kullanıldığı alanlar: Denizaltıların tanımlama
> yöntemleri, hedef kimliği belirleme, iz sürme ve yok etme, balistik 
> füzeler
> ve bombardıman uçakları, ani otomatik tepkiler, yapay zekâ) Tüm bunlar bir
> bilgisayarın
> gerçekleştirmesi için fazlaca karışık işlemlerdir.
>
> 6. GÖZETLEME
> Birçoğumuz 120 stratejik noktaya yerleştirilmiş, yerimizi belirleyebilen
> SatNav ve GPS’yi duymuşuzdur. Cep telefonlarımız ve arabalarımız sürekli
> olarak takip edilmektedir. Çeçen lider General Dudayev aslında yanına cep
> telefonunu aldığı için öldü. Telefonununyeri bulundu ve izi sürüldü.
> Ardından radyasyonu yükseltildi ya da
> ölümcül bir seviyeye getirildi.Tüm telefon konuşmalarımız, faks ve
> e-maillerimiz Echelon’un,simge, ses ve kelime tanıma özelliğine sahip
> elektronik tele-kulak teknolojisiyle takip edilmektedir. Bilgisayar,
> anahtar kelimeleri ve cümleleri araştırır ve bir şifreleme yazılımı
> kullanır. Çoğumuz telesekreterle veya sözcük tanıyan yazı sistemleriyle
> karşılaşmışızdır. Hepimiz parmak izi gibi ayırt edici özelliğe sahip ses
> izlerimiz vardır.İleride, nüfus cüzdanları hiç şüphesiz RF Kimliği (RFID)
> çipleri taşıyacaktır. Yani eğer bu zorunlu hale getirilirse araba
> kullanmasak ya da cep telefonu taşımasak da yerimizin tespiti
> yapılabilecektir. Giysilere RF Kimliği koymak da 
> yaygınlaşmıştır.Böylelikle
> izlenmenizi sağlayan bir cekete para ödemiş oluyorsunuz.X ışınları, CCTV
> (Kapalı Devre Kamera Sistemleri), parmak izi, avuç içi izi, el yazısı ve
> göz irisi kelimelerini hepimiz duymuşuzdur.Diğer biyo-ölçüm tanımlama
> sistemleri; yüzü, retina tabakasını veya bir insanın yürüyüşünü, yüz
> ifadelerinin özelliklerini ruh halinizi belirlemede kullanır. Bunun bir
> sonraki aşaması akıl okuyan bilgisayarlardır.
>
> 7. KİTLELERİN İDARESİ
> Göz yaşartıcı gaz, elektroşok silahları ve Taserler en bilindik
> kalabalıkları kontrol yöntemleridir. Ancak kinetik enerji silahları,
> elektroşok, ses silahları, isyan kontrol araçları gibi diğer teknolojiler
> pek bilinmez. Tüm bunlar, bundan kısa bir süre önce kullanılabilir hale
> gelmiştir. Tüm kalabalığı uyutarak, uyuşturarak etkisiz hale getirmek 
> artık
> mümkündür.Beyindeki oksijen oranını düşürerek kişinin yorgunluk ve
> bitkinlik gibi belirli hisleri hissetmesi sağlanabilir. Ya da herkesi
> uyutabilirsiniz. Bunun yanında, kalabalıktaki bir kişiyi seçebilir ve
> akustik işaretleyicilerle hedef seçebilirsiniz. Bu tür uyuşturucu etkilere
> sahip ilaçlara genel olarak öldürücü olmayan silahlar denir. Ancak, pek
> tabii ki, seviyeleri yükseltildiğinde öldürücü olabilirler.Elektromanyetik
> enerji ile bir kişiyi uzaktan telkin altına
> alabilir, sakatlayabilir ya da öldürebilirsiniz. Birçok davada,kişinin
> birden düşüp ölmesine bir açıklama getirilemediği için yasal süreç askıya
> alınmış ve dava kapatılmıştır.
>
> 8. ZİHİN KONTROLÜ
> İnsan toplulukları ölçeğinde zihin kontrolü teknolojisi şu anda kesinlikle
> mevcuttur. Akıl okuma makineleri, uydular ve süperbilgisayarlar, bir
> insanın beynine herhangi bir zihinsel,duygusal ve fiziksel durumunu telkin
> etmek için mikrodalga ve sayısal dalgalar gönderebilir. Paranoid şizofreni
> hastaları güçlü sanrıların (halüsinasyon) ne demek olduğunu çok iyi
> bilirler ve bu insanların çoğu gizli polis servislerinden
> şüphelenirler.Telepati, psikotronikler ve şizofreni arasındaki farkı
> anlatmak oldukça güçtür. Beyin, tüm vücuda hükmeder. Meditasyon ustaları
> kendi kalp atışlarını durdurabilir; nefes alışverişlerini kontrol
> edebilirler. Elektronik zihin kontrolü ile bir kişiyi mutlu, üzgün,yorgun,
> uyanık, intihara meyilli, yürüyen bir ölü, ölümcül hasta,etkisiz, nefret
> dolu yapabilirsiniz. Bu listeye her türlü zihinsel ve duygusal durumu
> ekleyerek uzatabilirsiniz.Belirli bir hareketin frekans dalgasını
> yönlendirerek bir kişiyi dışarıdan yönetebilirsiniz. Bu şekilde düşünce,
> fikir, hipnotik tetiklemeler ve beyin programlamalarını insan aklına
> sokmanız mümkündür. Timothy McVeigh’in uzaktan idare edildiği ve suikaste
> programlandığı iddia edilir. Buttons ve Svoboda isimli pilotların
> kullandığı uçağın 1997de bir dağa çakılması ya da Kaptan Hessin birden
> oturup kendini 26 defa bıçaklaması da diğer gizemli vakalar
> arasındadır.Frekans silahları 6.6 hz ile depresyona yol açabilir.
> 7.83 Hz (Schumann Rezonansı,yeryüzünün doğal titreşimi) kendini iyi
> hissettirir. 10.80 Hz panik hali oluşturur. 16-25 Hzlik ölümcül ELFise
> hayata kasteder.(ELF: Fazladan Düşük Frekans, ULF: Aşırı Düşük Frekans).
> Titreşimi hafifletilmiş mikrodalgalar doğal beyin frekanslarını taklit
> eder. Mesela frekans dalga boylarına maruz bırakarak uyuşturucu 
> kullanmayan
> bir kişiye ketamin kullanmış etkisi verilebilir.İbadet eden kişilerin
> beyinlerinin ilahi bölümünün salgıladığı kendini iyi hissetme kimyasalları
> salgılatılarak bir keyif hali yaşadıkları kanıtlanmıştır. Bir insanı bu
> frekans dalga boyuna maruz bırakırsanız o kişide yapay bir dindarlık ve
> derin bir mutluluk hissi uyandırabilirsiniz. Ayrıca hükmedilen rüyalar,
> görüntüler ve kısa süreli hafıza silmeyle bir kişiye UFO deneyimi yaşamış
> biri gibi yapabilirsiniz.
>
> İçten geçen düşüncelerin oluşumları gözlemlenebilir ve çözümlenebilir.
> Düşünceler ve fikirler aklınıza sokulabilir. Artık ne düşünüp
> hissedeceğimize kendimiz karar veremeyebiliriz.Bu işlemler oldukça
> karışıktır. Sadist birileri akılları kontrol etmek için bilgisayarın 
> başına
> geçebilir ve bilgisayarlarıyla her şeyi belirli bir yöne
> yönlendirebilir.Bilgisayar düşüncelerinizi size geri iletebilir ve tekrar
> tekrar düşünmenizi sağlayabilirler. Hatta bu anlamsız bir tekrarlamaya
> dönüşebilir. Ultrasonların iletilmesiyle bir kişiyi, sesler duyarak 
> çılgına
> çevirene kadar bunu tekrarlayabilirsiniz. Bununla bitkinliğe, uykuya veya
> bir uyanıkla sebep olunabilir. Duyulan yüksek frekanslarla hırsızlığın
> azaltılabildiği bilinmektedir.Voodoo rahipleri, psikokinezi (telekinezi)
> veya uzaktan telkin yapalar, insanların ve nesnelerin enerji yardımıyla
> etkilenebileceğinin farkında olan kişilerdir. Ama bilgisayar,beyinden daha
> kuvvetlidir. Daha güçlü etkiler oluşturabilir.Bu etkilerden birkaçı
> tecrübeleri tekrar oluşturmak ve imrendirmek,algılarla oynamak, 
> işitilmeyen
> bilinçaltı etkileri, telkin ve hipnotize etmek olarak sıralanabilir.
>
> 9. FİZİKSEL BELİRTİLER
> Zihin kontrolü, fiziksel tepkilere ve hislere de neden olabilir:Sesler
> duyma, kokular alma, görüntüler, mide bulantıları, ishal, el-ayak
> kontrolünde bozulma, orgazm hissi oluşturma, kusma, idrar ve dışkı çıkarma
> isteği gibi bağırsak hareketleri, kasılma, ateş,görsel yanılsamalar, felç,
> kalp krizi, kalp yetmezliği, nörolojik etkiler, fiziksel acılar,
> yönlendirilen göz hareketleri
>
> 10. BİYOLOJİK SAVAŞ VE KANSERİN ÇARESİ
> Sayısal dalgalar teknolojisiyle fiziksel belirtilerin kablosuz
> iletilebilmesi olanağı daha da ileri gitmektedir. Bir hastalığın
> elektromanyetik belirtilerini (semptomlarını) çevreye yayabilir;kansere,
> lösemiye, Alzheimera, zehirli etkilere, gribe, deniz tutmasına, nükleer
> radyasyon belirtilerine, kimyasal zehirlenmelere ve bakteri
> enfeksiyonlarına sebep olabilirsiniz. Dilerseniz bağışıklık sistemini
> (immüne sistem) etkisiz hale getirebilirsiniz.Hatalıkların bu anlık
> iletimleri Vlail Kaznavheyev tarafından kanıtlanmıştır.Sayısal dalga
> teknolojisi, topluca ve kapsamlı alanlara hastalığın yayılabildiği devasa
> miktara sahip biyolojik silahlarda bulunmamaktadır. Antonie Priorenin de
> belirttiği gibi olumlu yönde de kullanılabilmektedir. Fareler üzerinde
> kanser araştırmaları yapan Priore, geliştirilmiş elektromanyetik tedavinin
> HER hastalıkta tedavi edici olabileceği sonucuna varmıştır.
>
> 11. SAYISAL (SKALAR) DALGALAR
> Nikola Tesla çekim ve hertz teorilerini kişisel sınırlamalarından dolayı
> eleştirmektedir. Sayısal dalga teorisinin genel kavramları bu iki teori
> tarafından göz ardı edilmiştir. Bu durum iki teorinin de hatalı olduğunu
> göstermektedir. Bu konu üzerindeki ders kitapları hatalıdır; birçok bilim
> adamı bunu anlamamaktadır.Sayısal dalgalar uzay vakumunda (boşluğunda)
> bulunurlar. Zaman bölgesi, dördüncü boyut ya da uzay-zaman olarak da
> bilinir. Işık hızından hızlı hareket ederler. Çevreleyen vakum her
> yerdedir.Kainat, hiperuzayın çevresindeki ince zar tabakasıdır. Sayısal
> dalgalar, normal uzayda dolanabilir, hiperuzayda iletilebilen büyük
> miktarda bir enerji meydana getirebilir.Sayısal dalgalar, dalga ve
> karşıt-dalgadan, eşit ve karşıtlardan, çekim enerjisine dönüştürülebilen
> boylamsal (uzunlamasına) ses dalgaları oluşmasından meydana gelmesine
> karşılık elektromanyetik (EM) enerji dalgaları çaprazlamadır. Sayısal tip
> zaman, bahsedilen aynı etken (ışık hızının karesi) tarafından
> sıkıştırılmıştır (bastırılmıştır). Sayısal elektromanyetikler,
> elektromanyetiğin çekim gücünün dâhil edildiği genişletilmiş şeklidir.
> Geleneksel eşitlik şöyledir:E:m.c² enerji, kütlenin,ışığın santimetre
> karedeki hızıyla çarpılmasına her durumda eşittir.
> Işık hızı saniyede 299,793 km yol alır (~300.000 km/saniye). Her şey
> enerjidir.Sayısal rezonans (yankılanma) ve elektromanyetik alan enerjisi 
> ve
> çekim alanı enerjisi arasındaki değiş tokuş, günümüzdeki fizikle
> anlaşılması mümkün olmayan bir şeydir.
> Elektrostatik olasılık (potansiyel): Yerel partikül ve bunun sürekli akıma
> sahip elektriksel yükleme mahiyetindeki çekimsel yükleme arasında farklı
> akış yoğunlukları gösteren yüklü partiküller,elektromanyetikler ve
> elektroçekimler.
> Altuzay /hiperuzay (dış uzay) zaman (değişimi) olmadan her yere seyahat
> edebilmeniz anlamına gelir.Vakumda (boşlukta) enerji, güç sahası (alanı)
> olmaksızın tamamen saklı bir biçimde uzak mesafelere iletilebilir.Kablosuz
> enerji iletimi, hiçbir kayıp olmaksızın, bir lazer gibi, %2 güç kaybıyla
> inanılmaz hızlarda bir noktaya doğru ateşlenebilir.
> İyonosfer, güneşten gelen radyasyonlarla iyonize olmuş atmosfer
> tabakasıdır. Işık, aşırı yüksek frekanstaki elektromanyetik radyasyondur.
> 12. BEDAVA ENERJİ
> Çok büyük miktarda enerji vakum (boşluk) bölgesinden, sıfır noktasındaki
> enerjiden çekilebilir. Güç tıpaları, gizli dalga boyu rezonanslarını
> (tınlaşım) kullanarak, dünyasal enerji, yerküreye ait dalgalar ya da 
> kozmik
> ışınlar bir yere toplamak için kullanılabilir.MEG birimleri denilen bedava
> enerji makineleri üretilebilir. (MEG:motionless electromagnetic generator,
> hareketsiz elektromanyetik üreteçler-jeneratörler)
> Doğrusal olmayan optikler tüm dalgalara uygulanır. Yerkürenin eriyik özü
> manto tabakasından farklı yönde döner. Bu manyetik bir üreteç (jeneratör)
> meydana getirir. Sonsuz yerküre enerjisi mevcuttur ve yararlanabilir hale
> getirilebilir.
> Çevremizde birçok temiz ve kirlilik oluşturmayan enerji kaynakları vardır.
> Bu enerji kaynakları yeryüzünün manyetik alanından elde edilebilir ve
> hiçbir kayıp olmadan derhal nakledilebilir.
>
> 13. MAGLEV VE SES
> Ses dalgaları ve titreşimli lazer, ağır nesneleri kaldırmada
> kullanılabilir: Şangaydaki hava mukavemeti dışındaki hiçbir sürtünme
> etkeninden etkilenmeyen elektromanyetik gücü kullanan Maglev trenlerinde
> olduğu gibi Bazı insanlar Mısır Piramitlerinin de bu yöntemle inşa
> edildiklerini savunurlar. Hatta bazıları da Atlantis medeniyetinin
> titreşimleri kullanabileceklerinin oldukça farkında olduklarına inanırlar.
>
> 14. SAYISAL SİLAHLAR
> Geleneksel (konvansiyonel) yönlendirilmiş silahlar olarak lazer, RF
> yönlendirici aletler, atom ve molekül parçalanmasına neden olabilen 
> ışımalı
> silahlar (ölüm ışınları) gösterilebilir. Ama sayısal silahlar teknolojisi
> bunların ötesine geçmiştir. Sayısal enerjiyi belirli bir merkeze 
> odaklamak,
> mercek kullanarak güneş ışığından ateş elde etmeye benzer. Nanosaniyeler
> içinde yoğunlaştırılmış enerjinin bir noktaya odaklanabilmektedir. İki
> sayısal ışının bir araya gelmesi, iyonosferi bir devre olarak kullanma
> yoluyla sayısal bir interferometri oluşturur (faz birleşimi belirli bir
> noktaya bağlıdır.)Sayısal silahlar, bir ucu atmosfere açılan vakum
> odalarından ve silahın ucundaki bir hermetik contadan oluşur. Bu silah bir
> Tesla topunu çok uzaklara, hiçbir kesintiye uğramayan bir seyahatle
> gönderebilir. Yaklaşık 90 derecelik bir alana ateş açabilir.Sayısal
> Silahlar hem savunma hem de saldırı için kullanılabilir.
> Isıveren, ısı düşüren veya bir metal zırhı, bir tankı ya da birbinayı
> parçalayabilen soğuk patlamalara sebep olabilen itici
> endotermik bir güçle ateş edebilmektedir. Sayısal silahlar,havada
> beklenmedik değişmelere, deprem ya da volkanik bir hareket başlatmaya,
> okyanusun ısıtılması veya soğutulmasına, yapay El Ninolar oluşturmaya,
> kuraklıklara, orman yangınlarına veya sellere sebep olabilecek
> güçtedir.Sayısal silahlar, yaşayan her şeyi çürümeden, düşüp öldürmeye
> yetecek güçtedir. Manyetik bozulmalarında, hatta elektrik kutuplarının
> değiştirilmesinde kullanılır. Nikola Tesla ,dünyayı bu güçle ikiye
> yarabileceğini iddia etmiştir. Sayısal silahlar hava durumlarını
> düzenlemede ya da iklim değişikliklerinde kullanılabilir.
>
> 15. UÇAKLARIN VE FÜZELERİN İŞLERLİĞİNİ ENGELLEME, ATOM BOMBASINI ETKİSİZ
> HALE GETİRME
> Sayısal silahlar bilgisayarlarda ufak arızalara sebep olabilir;elektronik
> parçaları ve elektrik devrelerini eritebilir. Hatta metali dahi 
> eritebilir.
> Elektronik aletlerin bozulması uçakların yada nükleer başlıkların sabote
> edilebilmesine izin verirken bu teknolojiyle bunların çarpışması veya
> patlatılması sağlanabilir.Tesla topuna deyen her füze eriyecektir.
> Sayısal Silahlar frekansları bozar, radardan kaçmayı sağlar, güç
> kaynaklarının erimesine ya da iş görmez hale gelmesine neden olur. Bunlar
> insanları, korunaklı odalarda ya da yeraltı sığınaklarında olsalar bile
> sersemletebilir, engelleyebilir, aciz durumlara düşürebilir. Ayrıca hipnoz
> gibi akıl tutulmalarına, hareketlerin kontrol edilmesine ya da bilinç
> kaybına olanak tanır.Yeni nesil sayısal silahlar, kuantum potansiyeline
> sahiptir ve çok bağlantılı uzayzaman kullanır. Rusların 3. nesil
> seviyelerine çıkmak için sayısal silahlara çokça para harcamalarına rağmen
> Haarp’ın
> yapabildikleri 1. nesil olarak kabul edilir. Ruslar,doğrusal olmayan
> (non-linear) matematik, mühendislik ve bilimde
> öncüdürler.
>
> 16. BİR SİLAH OLARAK TESLA TOPU
> Tesla kalkanı, boşlukları alınmış 2 sayısal (skalar) yarımküreden ve
> plazmadan oluşur. 3 eşmerkezli Tesla kalkanları, kimyasalları,biyolojik ve
> nükleer silahları etkisiz hale getirebilir. Gama radyasyon, dış kabuğa
> çarpar. Burada emilir, dağıtılır ve daha düşük bir ısıda geri ışıtılır. Bu
> işlem, gama ışınlarından kızılötesine, ondan da radyo frekansına olmak
> üzere her kalkan için tekrar edilir.
>
> 17. SAYISAL SİLAHLARIN TARİHİ
> Bu bilgilerin bazıları inanılabilir gibi gözükmeyebilir. Yorumlar
> bölümünde bir noktayı sorgulandığı için kaldırdım. Sayısal silahlar Nikola
> Teslanın araştırmalarına dayanmaktadır.1960da General Krushnev, tüm 
> dünyayı
> yok edebilecek bir silahtan bahsetti. Moskovadaki ABD büyükelçiliği
> mikrodalga ışınlarına maruz bırakıldı ve 2 Amerikalı Büyükelçilik
> temsilcisi kanserden öldü;diğerleri ise hastalandılar.1963de ABD senatörü
> Tresher ortadan kaldırıldı ve Porto Riko yakınlarında bir deniz altı
> patlaması meydana geldi. Sovyetler sayısal silah teknolojilerine oldukça
> yüklü yatırımlar yaptılar; iddia edildiğine göre atom bombasının
> bulunmasıyla sona eren Manhattan Projesinin yedi katı. Alevtopları birçok
> yerden gözlemlenmişti.Ağaçkakan şebekesi olarak bilinen alan 1976dan beri
> ABDnin üzerinde yer almaktadır. Amerikan mekikleri, füzeleri ve uçakları
> yere indirildi. Sayısal kubbeler, ABD radar haritalarında
> görüntülendi. Vladimir Jirinovsky elipton silahlardan söz etti.1986’daki
> Challenger faciası süresince havada yüksek frekansların belirlendiği iddia
> edildi. Hava mühendisliği sayesinde metallerin yumuşatıldığı iddia edildi.
> ABD üzerinde doğal olmayan bulut şekilleri görüldü ve bazı kasırgalar 180
> derecelik dönüşler ya da 360 derecelik döngüler yaptı.Ocak 1995de, 
> Rusların
> füze sinyallerini aldığında dünyanın yok olmasına iki dakika vardı. Bu
> hikâyeyi doğrulamak çok zordur ama iddia edildiğine göre insanın müdahale
> edebildiği 8 dakikadan sonra 10 dakikalık bir boşluk vardı. Bilgisayarlar
> yönetilen silahların sorunu işte budur. Aslında ortada füze yoktu.
>
> 18. ÖZET
> Her yönüyle insan davranışları, mikrodalga veya sayısal dalgaların
> kullanıldığı zihin kontrolü ile izlenebilir ve kontrol edilebilir.Takip,
> etrafımızı sarmıştır. Her şey enerji ve titreşimden ibarettir.
> Bilgisayarlar şu anda moleküler ya da nano seviyededir.Her an daha da 
> küçük
> üretilmektedirler. Bilgisayar kontrollü silah sistemleri git gide daha da
> güçlü hale gelmektedir.Kalabalıkların kontrolü ve biyolojik savaş,

Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts