Etnik ve Dini Açıdan Kuzey İrlanda ve İngiltere
1609 yılında adadaki ekilebilir toprakların büyük bir kısmı İngiltere ve İskoçya’dan gelen göçmenlere verilmeye başlandı ve ‘Ulster Plantasyonu’ olarak bilinen uygulama adanın bölünmesinde büyük rol oynadı. 18. yüzyılın son çeyreğinde ise bağımsızlık elde etmek için kurulmuş olan örgütlerin (özellikle İrlanda Gönüllüleri Örgütü, Birleşik İrlandalılar Topluluğu ve Orange Birliği) çabalarıyla 1801 yılında İrlanda, Birleşik Krallığa katılmıştır. Fakat İrlanda’nın kuzeyinde yer alan bölgesine doğru (günümüzde K. İrlanda) İngiliz ve İskoç’ların yani Protestanların ‘Ulster Plantasyonu’ sayesinde akın ettiğini hesaba katarsak ilerde, bu bölgenin statüsünün ne olacağı öngörülebilirdi?
K. İrlanda ekonomisinin temeli gemi yapımcılığı, tekstil ve tarım ürünleriydi -hala öyledir- ve İngiltere bunlardan yararlanma niyetindeydi. Nihayet 20. yüzyılın henüz başlarında A. Griffith, ‘Birleşik İrlandalı’ adlı gazeteyi çıkartmış ardından 1905 yılında Sinn Fein adlı siyasi partiyi kurmuştur. I. Dünya Savaşını fırsat bilen halk 1916 yılında İngiltere’ye karşı ayaklanmaya başlar, isyan bastırılsa da İrlanda Gönüllüleri adlarını İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu (IRA) olarak değiştirir ve Sinn Fein’in silahlı kanadı olduğunu açıklar(1919).
1920 yılında bağımsızlık için gerilla savaşını başlatan IRA, bölgedeki gerilimi hızla tırmandırmıştır. Aynı yıl, İngiltere; İrlanda da iki özerk devletin varlığını kabul etmiş fakat İrlandalıların bunu kabul etmemesi üzerine bir sonraki önerisinde İngiltere; adanın güneyinde adını saydığı vilayetlerde bağımsız bir devlet oluşturulmasını, Commonwealth’e üye olması şartıyla kabul ediyordu. IRA’nın bu anlaşmayı da reddetmesi üzerine iç savaş başlıyor ve 2 yıl daha devam ediyordu. Böylelikle günümüzdeki harita ortaya çıkıyor.
K.İrlanda aynı etnik kimliği halktan kopartılıyor ve İngiltere’ye bağlı bir krallık halini alıyordu. Kısacası ülkenin İngiltere tarafından farklılaştırılması bölge halkının İrlanda’nın içinde, İrlanda ile beraber bağımsız olamamasına yol açıyordu. İngiltere ‘Ulster Plantasyonu’ ile gerçekleştirilecek bu göçü gelecekte kendi topraklarına katmak için mi uygulamıştı? Eğer böyleyse gerçekten de göçler ülkenin verimli topraklarına bilinçli olarak mı uygulanacaktı ve dahası ülkenin etnik açıdan ve dini açıdan kendisinden farklı olması, İngiltere için bir sorun (belki ileriye dönük bir çekince) dahi teşkil etmiyor muydu?
Belki de İngiltere hatta Avrupa devletleri için günümüzde K. İrlanda’nın bağımsızlık talepleri onlar için pek de ciddi bir sorun (ilgilenilmesi gereken bir konu) olarak görülmemekte fakat konu, diğer Ortadoğu ülkelerindeki bağımsızlık taleplerine gelince, baş savunucuları olarak ve kadim dostumuz sıfatıyla -tabi ki bölge halkının çıkarları kendi çıkarlarıyla çatışmadığı sürece- halkların yanlarında yer almakta tereddüt dahi etmemektedirler.
Cenk TAMER
Sakarya Üniversitesi
Uluslararası İlişkiler Bölümü
Sakarya Üniversitesi
Uluslararası İlişkiler Bölümü
No comments:
Post a Comment