Sunday, 25 January 2015

Alaçatı' da tatil nasıl yapılır?


Rum'lar zamanında bağcılık ve şarapçılık ile tarihinin parlak bir dönemini yaşadı. Mübadele sonrası ise Alaçatı'nın zorlu yılları başladı. Balkan'lardan gelen Müslüman Türkler bağcılık ve zeytincilik bilmezlerdi. Böylece Alaçatı'daki bağlar sökülüp yerine Selanik göçmenleri tütün diktiler; Kosova ve Bosna göçmenleri ise bildikleri iş olan hayvancılığa başladı. Ancak iklim ne tütün, ne de hayvancılık için uygun değildi. Binbir eziyetle yetiştirilen tütünden Alaçatı'ya gelen para ancak karın doyurmaya yetiyordu. 

1990 larda ilk rüzgar sörfü tutkunları geldi limana, 2000 li yıllarda da taş ev meraklıları…2001 yılında ilk küçük otel açıldı, yalnızca 3-4 yıl içinde Alaçatı Türkiye'nin en gözde tatil yörelerinden biri haline geldi.
 Alaçatı'nın Arnavut kaldırımı taşı ile kaplı dar sokaklarını iki ya da tek katlı taş evler gölgeler. İşte bu tarihi mimari doku Alaçatı'nın sahip olduğu en önemli ekonomik değerdir.

Beldemizin bozulmadan keşfedilmesi ve taş evleri restore ederek yerleşenlerin, koruma amaçlı yapılaşmaya önem vermesi nedeniyle, Alaçatı, ülkemizin kontrollü gelişen ve korunan beldelerinden biri, belki de en güzeli haline gelmiştir.

Alaçatı evlerinde yöreden çıkarılan ve işlendikten sonra sertleşen beyaz taş kullanılmıştır. Bozulmadan korunmuş, neredeyse en genci 100 yaşında olan taş evler birer birer onarılmış; küçük oteller ve restoranlar açılmıştır. Alaçatı'nın merkezi 2006 yılında “kentsel sit” ilan edilmiştir. Eski evleri aslına uygun olmaksızın onarmak veya geleneksel mimari dokuya aykırı unsurlar içeren yeni binalar yapmak yasaktır. 


Alaçatı açıklarında, minik tekneler ve derme çatma malzemelerle yakaladığımız ilk büyük balıkların üstünden yıllar geçti. Şimdi artık Alaçatı suları, Türkiye’de en çok sportif balıkçı barındıran deniz haline geldi. Altı yıl önce birkaç arkadaş bir araya gelerek başlattığımız “Alaçatı Uluslararası Balıkçılık Turnuvası” ise, geçen yıldan beri Avrupa’nın en büyük açık deniz balıkçılık turnuvası ve yine dünyada, hatırı sayılır bir yere sahip.

Her yıl artan katılımla gelişen turnuva, hem katılımcı sayısı hem de katılan teknelerin ve ekiplerin niteliği anlamında, inanılmaz bir gelişim sergiledi. Geçen yıl rekor katılımla 70 tekne ve 300’den fazla amatör balıkçıyı ağırladık. Bu başarıda en önemli etken, turnuvanın ticari kaygıdan uzak tamamen amatör bir ruhla, ancak ekibimizin birikimleri ile çok profesyonelce ele alınması oldu. Her yıl Ekim ayında bir araya gelen Türkiye’nin en iyi balıkçıları sayesinde, “Alaçatı Uluslararası Balıkçılık Turnuvası” sportif balıkçıların buluşma platformu haline geldi.
Büyük balık tutma zevkini ve heyecanını, turnuva formatı ile birleştirmek için koca bir yıl beklemek istemeyen arkadaşlarımıza, ikinci bir turnuvayı yurt dışında hazırladık. “Cape Town Challenge” turnuvası her yıl Nisan ayında yapılan, geleneksel bir turnuvaya dönüştü.
Bu iki turnuvaya ek olarak daha küçük gruplar halinde, dünyanın en iyi balık yataklarına yaptığımız gezileri oluşturduk. Hem yakalanan balık miktarı ve cinsleri, hem de gittiğimiz bölgelerdeki farklı avlanma teknikleri bize birçok yeni zevkler tattırdı. “Andaman” adaları ve “Guatemala” Pasifik kıyıları gibi uzak rotalar, bizi sadece hayal ettiğimiz güzelliklerde olan cennetler olarak ağırladı.

Sportif balık avcılığı, yakalanan balıklardan daha çok, kurulan dostluklar, gidilen seyahatler ve yaşanan maceralar ile değer kazanan bir yaşam şekli. Bizim kapımız da turnuvalara ve gittiğimiz gezilere katılmak isteyen tüm amatör balık meraklılarına açık, sadece denize sevdalı ve oltaya bağlı olmanız yeterli.
Birçok yeni turnuvada ve hiç görmediğimiz sularda buluşmak dileği ile rasgele…



ÇEŞME
Alaçatı'nın idari olarak bağlı bulunduğu Çeşme ilçesi 25.000 nüfuslu bir merkezdir. 1566 yılında Çeşme Ceneviz'lilerden Osmanlı'ya geçer ve günümüze kadar korunmuş Çeşme Kalesi inşa edilir. Bugün müze olarak kullanılmaktadır. Çeşme roro limanı, yat limanı, sahildeki restoranları ve çarşısıyla ilgi çeker.

ILICA PLAJI
Çeşme ile Alaçatı'nın arasında bulunan Ilıca sahili görülmeye değerdir. 2 km. uzunluğa sahip geniş ve beyaz kumsalı, tropik plajları andırır. Ilıca'nın termal suyu bol olduğu için burada sağlık turizminin de gelişmesine olanak vermistir.

DALYAN VE SAKIZLI KOY
Çeşme`nin kuzey kıyılarında yer alan Dalyan ve Sakızlı koy, Çeşme merkezine 4 km uzaklıkta olup; içerisinde balık restoranları ve pansiyonları ile hizmet vermektedir. Küçük bir yat limanına da sahip olan bu yerleşim alanı bir zamanlar ünlü denizci Turgut Reis'in fırtınadan kaçıp sığındığı koydur.

ALTINKUM VE PIRLANTA PLAJI
Çeşme yarımadasının güney ve güneybatısında bulunan Çiftlikköy'de birçok plaj bulunmaktadır. Bunlardan en önemlileri Altınkum ve Pırlanta plajlarıdır. Altınkum plajı; altın gibi kumu ve manzarası ile ilgi çekmektedir. Pırlanta plajının ise en önemli özelliği “Kite Sörf”ünün bu alanda yoğun olarak yapılmasıdır.

AYAYORGİ KOYU
Ilıca'nın batısında yer alan Ayayorgi koyu, birçok gece ve gündüz kulübünü barındırmaktadır. Özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında ünlü şarkıcıların yoğun konser trafiği, binlerce insanın bu noktaya akmasına neden olur. Ayayorgi koyunun kuzey rüzgarlarına kapalı olması buradaki denizin sakin ve dinlendirici olmasını sağlamıştır.

PAŞA LİMANI VE ŞİFNE
Ilıca plajının kuzeydoğusunda yer alan Şifne ve Paşa limanı koyları plajları ve özellikle kaplıcalarıyla ilgi çeken bir yerdir.



Alaçatı restoranlarında, Ege ve Akdeniz mutfaklarının en leziz yemeklerini yiyebilir, beldeye özgü üzümlerdenyapılan nefis şarapların tadına bakabilirsiniz. Sakız ağaçları ve damla sakızı, sakız koyunu, kavunu, anasonu, beyaz soğanı, enginarı, hurma zeytini, balığı, tarihi yel değirmenleri, modern balıkçı barınağı ile Alaçatı bir dünya markası olma yolunda...
Alaçatı restoranları, kömür ateşinde ızgara balık yapıyor. Dilerseniz Alaçatı'nın uzantısı olan Mersin Liman Mevkisinde taze balıkları kendiniz alabilir ve bir Alaçatı restoranına gidip hazırlatabilirsiniz.
Alaçatı restoranlarında bir de yemeklerden sonra kireçli toprağında yetişen tatlı ve sert kavunu ikram edilir ki tadına doyamazsınız. Yerken genzinizden yoğun kavun kokusu gelir. Bir de yılbaşı kavunu var. Eylül ayında ipe asıp yere temas ettirmeden saklarsanız, çürümeden aylar sonra da yiyebilirsiniz. Alaçatılılar, bu yöntemle yeni mahsul kavun çıkana kadar bir önceki yılın kavununu saklıyorlar.
Yarımadanın karşısında Sakız Adası'ndan getirilen sakızlar Alaçatı restoranlarında ve kafelerinde bolca kullanılıyor. Adada sakız ağaçlarından sakız damlalarını tek tek çocuklar ve yaşlı kadınlar topluyorlar. Nedeni ise sabırlı olmaları.
Surf okullarının restoranları ve otel restoranları ve günübirlik kalınan tesislerin restoranları Alaçatı restoranlarının diğer seçenekleri..



Alaçatı’da cumartesi günleri kurulan köy pazarı beldeyi şenlendirir, yarımadanın her köşesinden insanlar alışverişe gelir. Bu pazarda sohbetine doyamayacağınız güler yüzlü insanlar bahçelerinde yetiştirdikleri meyve, sebze ve otları tezgâhlarında satarlar. Evinize dönerken buradan mevsim otları, enginar, beyaz soğan, kavungötürmek isterken bulursanız kendinizi, emin olun yalnız değilsiniz.

    Kiliseden dönüştürülmüş olan Pazar Yeri Camii’nin bulunduğu meydanda ise cumartesi ve pazar günleri antika pazarı kurulur. Türkiye’nin ilk antika pazarlarından olan bu pazara Anadolu’nun her köşesinden çeşit çeşit eski eşyalar gelir.

 Alaçatı sokaklarında size sürpriz olacak dükkânlarla karşılaşacak, bu kadar çok özel üründen etkileneceksiniz. Önemli sanatçılara ait resimler, heykeller, özgün takılar, çok özel keten koleksiyonları, yöreye ait zeytin ve zeytinyağı, özel seramik üretimler bu dükkânlarda keşfetmenizi bekleyen ürünlerden bazıları. Bir demet mis gibi lavanta, adaçayı, bir teneke içinde begonvil buraya özgü hatıralar bırakacak sizde.
Alaçatı’nın yetenekli halkının ürettiği takıları ister kendiniz için isterseniz de eviniz için, akşamları kurulan Alaçatı tezgâhlarında bulabilirsiniz.




Ruhumuzda ve hayatımızın hemen her alanında öze dönüş felsefesinin en göz önündeki yansımalarından birini de mutfaklarda yaşıyoruz hiç kuşkusuz. Teknoloji bir tarafta akıl almaz bir hızla ilerleyip mutfaklarımızı donata dursun; şefler topraklarındaki nimetleri büyük iştahla irdeleyip,ninelerimizden kalma pişirme ve saklama yöntemlerini de gün ışığına çıkarmaya devam ediyor . Gerek mutfağımız gerekse kültürümüzde, geçmişimizin bugün ve geleceğimizin hazinesi olduğunu gerçeğini her daim canlı tutmak ne kadar da önemli.
Kaybolan Lezzetler Festivali 6- 8 Haziran 2014 / 10 - 12 Ekim 2014



Güneşi, altın sarısı kumları ve masmavi deniziyle misafirlerini büyülediği kadar, zengin Alaçatı gece hayatı da peşinden sürükler.  Gündüzleri muhteşem güzellik ve duruluktaki plajlarında denize girip sörf yapabileceğiniz, taş evlerle donatılmış sokaklarında şehir yaşamının bütün stresini atabileceğiniz Alaçatı gecelerinde birbirinden güzel mekanlarda renkli eğlenceler sizleri bekliyor.
Son yıllarda sürekli artan eğlence trendleri burada da tüm hızıyla değişime uğramış ve çılgın partilere imza atılmıştır. Sürekli yeni gece kulüpleri, beach clupler hizmet vermeye başlamıştır. Alaçatı eğlence mekanları sadece artmakla kalmayıp var olanlarda hızla gelişmiştir.
Uzun süren sezonu boyunca Alaçatı muhakkak, yerli yabancı birçok sanatçıyı da eğlendirir. Bu da gençlerin bu beldeyi çok sevmelerinin bir başka nedenidir. Alaçatı gece kulüpleri yıldızların eğlendiği yer olarak da bilinir.





Biliyoruz hepiniz defterinizin ortasından bir yaprak koparıp şeytan uçurtması yaptınız ve sınıfın açık penceresinden sokağa süzülmesini izlediniz heyecanla. Sokak aralarında, arkadaşlarınızla, uçurtmalarınızı yarıştırdınız. Belki de ilk üzüntünüzü uçurtmanızın elektrik tellerine takılmasıyla yaşadınız ya da üzüntü paylaşmayı da uçurtmalar sayesinde öğrendiniz, uçurtması tele takılan bir arkadaşınıza teselli verirken...
Bazı objeler bizim için sözlük anlamlarının ötesinde bir anlam taşımışlardır her zaman, uçurtma da böyledir.Uçurtma özgürlüktür, hayallerin gerçekleşmesidir, içimizdeki çocuktur, üzerinde yer alan figürleriyle koruyucudur, büyülüdür, eğlencelidir...
Şimdi uçurtmalar Alaçatı semalarında boy gösteriyor.Çok farklı, dev, rengarenk uçurtmalar gökyüzünü şenlendirirken sizler de bunun keyfini çıkartabilir, bu renk cümbüşünü fotoğraflayabilirsiniz.



Kaybolan Lezzetler Festivali’nin amacı ülkemizin köklü tarihi boyunca mutfaklarda pişirilmiş, ancak geleneklerin yeni nesillere aktarılamaması sonucu unutulmuş tüm lezzetleri yeniden gün yüzüne çıkarmak ve dünyaya tanıtmak.
Etkinlik kültür mozağini oluşturan yerel mutfakların özel bir komite tarafından yerinde incelenmesi ile başlıyor. Yörede yaşayanlardan alınan tarifler yazıya aktarılıyor. Tarifler komite tarafından uygulandıktan sonra detaylarıyla belgeleniyor. Festival bünyesinde belgelenen tüm tarifler çeşitli restoran ve sokak etkinlikleri, yarışma ve workshoplarla tanıtılıyor.
Alaçatı Ot Festivali bu sene 10-13 Nisan 2014 tarihleri arasında gerçekleştirildi.



Dünyanın en iyi surf merkezi olarak bilinen Alaçatı Surf Merkezi, yıl boyunca bu sporu sevenlerin akınına uğruyor. Her hafta çeşitli etkinlikler ve yarışların düzenlendiği plajda insanlar hem güneşlenip denizin tadını çıkarıyor, hem de eğleniyor. Surf öğrenmek isteyenlere de ders veriliyor. Plajda yer alan dükkânlarda ise surf için gerekli her türlü malzemeyi bulmak mümkündür. Alaçatı koyunu windsurf cenneti yapan en önemli özelliği hiç dinmeyen rüzgârı ve denizin bir buçuk metreyi geçmeyen derinliği. 

Onca rüzgâra rağmen koyda dalga yüksekliği sörfçülerin tadını kaçıracak boyuta ulaşmıyor. Alaçatı'da rüzgâr, genellikle kuzey yönlerinden 15-25 kts (knots) süratle esiyor. Tüm yıl boyunca Dünyanın pek çok ülkesinden gelen windsurfcülerle karsılaşabilirsiniz . Her yıl Ulusal ve Uluslararası pek çok yarışma Alaçatı'da düzenlenir.



Alaçatı Genç ve Sanat Günleri bu yıl 19 Mayıs Gençlik ve Spor bayramında gerçekleşiyor.
“Alaçatı Genç Sanatçıları Kucaklıyor” sloganıyla yola çıkan Alaçatı Genç ve Sanat günleri  Türkiye’de sanat eğitimi veren 40 Üniversite ve Güzel Sanatlar Liselerinden katılan 195 genç sanatçı toplam 418 eserle başvurdu.
Bir ASD Sanat Projesi olarak Alaçatı Sanat Dostları tarafından yürütülen proje yoğun ilgi gördü. Bu sene yarışmaya katılan sanatçı sayısı geçen seneye göre iki misli katlanarak 195 kişiyi buldu, eser sayısı da 418. Bu ulusal etkinliğe Türkiye de 40 üniversitede sanat eğitimi gören, ya da almış olan ve görev yapan gençler başvurdu.
Sanat jürisinin değerlendirmesi sonucunda: resim, heykel, seramik, fotoğraf, cam, baskı resim, tezhip ve lif sanatı alanlarında finale kalan eserler Alaçatı’nın farklı dokusu içinde yer alan 9 galeri de sergileniyor. Etkinlik kapsamında yeni galeriler ve mekanlar hazırlık içinde….
Alaçatı Belediyesi Himayelerinde ve Alaçatı Turizm Derneği ‘nce desteklenen 2.Alaçatı Genç Sanat Günleri Türkiye’deki galeri ve koleksiyonerlerin de dikkatini çekiyor…

No comments:

Post a Comment

Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts