Kemal Çiftçi-http://www.haber1.com/ ve http://06cedmuho.blogspot.com.tr/
Yunus Emre Enstitüsü
24 Aralık 2014 11:22
“Dağa düşer kül eyler, gönüllere yol eyler, sultanları kul eyler, hikmetli nesnedir aşk.” Yunus Emre böyle diyordu, Anadolu coğrafyasının en karanlık dönemlerinde.
2009 yılında kurulan Yunus Emre Enstitüsü, Yunus’un izinden yoluna devam ediyor. Yunus Emre Enstitüsü’nün genç ve dinamik ekibi, dünyanın dört bir yanında, Ferhat gibi dağları delerek gönüllere ulaşmaya çalışıyor.
Yunus Emre Enstitüsü, yurt dışında kurduğu 40 kadar merkezde, Türk dilini ve kültürünü dünyaya sevdirmek için canla-başla çalışıyor. Kültürel ve sanatsal faaliyetler yürüten Yunus Emre Enstitüsü, aynı zamanda bilimsel araştırmalara da destek veriyor. Bu merkezlerde isteyen herkese Türkçe öğretiliyor. Seminerler, sempozyumlar, konferanslar ve paneller düzenleniyor buralarda. Dahası, kültür ve sanat dünyamızın önde gelen isimleri sanatseverlerle ve Türkiye hayranlarıyla buluşturuluyor.
Geçtiğimiz hafta Yunus Emre Enstitüsü’nün böyle bir faaliyetine şahit olduk. Ürdün’ün başkenti Amman’da düzenlenen “Türkiye Günleri” programı insanların gönlünü fethetti. Hafta boyunca konserler, folklor gösterileri, sergiler, film gösterimleri ve paneller yapıldı. Osman Sınav’ın Uzun Hikaye filmi ve Tuluyhan Uğurlu’nun konseri yanında, Şükriye Tutkun’un konseri de çok büyük ilgi gördü. Hele de Yemen Türküsü’nün Türkler ve Araplar tarafından hep birlikte, coşkuyla ve hüzünle tekrarlanması görmeye değer bir manzaraydı.
Bu arada nostaljik bir Hicaz Demiryolu gezisi düzenlendi. Bu demiryolu gezisi ile adeta tarihte 100 yıl öncesine bir yolculuk yapmış olduk. Bir kere daha Sultan 2.Abdulhamit’in dehasına ve vizyonuna hayran olduk. Amman’daki tarihi Hicaz tren istasyonundan başlayan yolculuğumuz 2 saat sürdü ve yol boyunca Ürdün halkının yoğun sevgi gösterileri ile karşılaştık. Özellikle de çocukların bakışındaki sıcaklık ve ilgi, Türk-Arap kardeşliğinin geleceğine daha iyimser bakmamız için yeterliydi.
Bu vesileyle, Yunus Emre Enstitüsü’nün ne kadar güzel hizmetlere imza attığını da yerinde görme imkanı bulduk. Enstitü sayesinde bugüne kadar binlerce Ürdünlü genç Türkçe öğrenmiş. Bunların bir kısmı Türkiye’ye gelip yüksek lisans yapma imkanı da elde etmiş. Hatta bu eğitimden sonra ülkelerine dönüp Türkçe öğretmeye başlayanlar bile var. Yunus Emre Enstitüsü’nün buradaki faaliyetleri sadece Türk dilinin ve kültürünün yaygınlaşmasına zemin hazırlamakla kalmıyor. Aynı zamanda ekonomik ilişkilerin gelişmesine de ciddi katkılar sağlıyor bu faaliyetler.
Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük ve kalıcı projelerinden biridir. Yunus Emre’nin Moğol istilası döneminde Anadolu topraklarına serpiştirdiği sevgi tohumları nasıl meyve verip asırlar sonrasına ulaştıysa, bugün karşı karşıya olduğumuz karamsar tablolara rağmen, bu sevgi hareketi çok güzel meyveler verecek ve parlak geleceğimizin inşasında önemli roller oynayacaktır.
No comments:
Post a Comment