Friday, 15 July 2016

Kudüs-i Şerif



Kudüs-i Şerif

H. HÜMEYRA ŞAHİN
University of London, The School of Oriental and African Studies
Bir şehir üzerinden dünya tarihi yazılmak istenseydi, bu muhtemelen Kudüs olurdu. Gerek İlkçağ’dan bugüne genel dünya tarihi anlatısı içinde, gerekse dinler tarihinin en önemli kesişme noktalarında Kudüs yer alıyor çünkü. Ne Bağdat, ne Şam, ne Kahire, ne Roma, hatta üç imparatorluk başkenti İstanbul dahi Kudüs’ün dünya tarih yazımında oynadığı rolü oynayabilir. Filistin topraklarının karşılık geldiği konuları bilip anlamadan dünya tarihini anlamak çok zor. Tarihe yön veren pekçok önemli olayın uzantısı var Kudüs’te. Gerek inanç tarihini, gerekse günümüz siyasetini anlamak bakımından bir anahtar Kudüs…
Hal böyleyken, bu anlam dünyalarının kapısını açmak için Kudüs yollarına düşenlerin sayısı son derece az. Pekçoğumuzun seyahat tercihlerinde öncelikler arasında yer almıyor. Oysa Kudüs-i Şerif, özellikle Müslümanlar için Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere’den sonra gidilmesi gereken ilk yer. Üstelik Kudüs yalnız bırakılmayacak kadar da mahsunluğu da temsil ediyor. Çünkü Mescid-i Aksa ne kadar yalnızsa dünyada Müslümanlar da o kadar yalnız. Aksa’da Müslüman varlığı ne kadar etkili ise dünyadaki Müslüman bilinci de o kadar aktif.
Kudüs, beş duyunun ötesinde yoğun bir duygu hassasiyeti ve derin bir akılla anlaşılabilecek bir şehir. Ruhunuzu ve aklınızı açtığınızda son derece mükrim bir belde. Misafirinin bilgisi ve duygu yoğunluğu oranında kendini açıyor. Katman katman birikim… Rivayet üstüne rivayet, yorum üstüne yorum, duygu üstüne duygu.. Herkes kabı ölçüsünde onun sırlarına vakıf olabiliyor.
Kudüs’te yaşanabilecek en net duygu kuşkusuz, hüzün ve mahsunluk. Ama aynı zamanda Müslüman aklını harekete geçiren bir zihinsel devinim yaşatıyor Kudüs. Her duygu bir aksiyonu kışkırtıyor burada. ‘Eğer zeytin ağaçları onları yetiştiren elleri bilselerdi zeytinleri gözyaşına dönerdi’ diyordu Filistinli şair Mahmud Derviş. Güncel siyasetin, bir şairin dünyasında nasıl bir aksiyon dayattığını hatırlatırcasına.
Filistinliler için politika hayati bir mesele… İşte bu yüzden Filistin sadece bir duygunun, gözyaşının konusu değil. Aklın, siyasetin, stratejinin mevzu… Müslümanların izzetini yüceltmek, onurunu bir dipçiğin tasallutundan kurtarmak için gerekli olan bilincin konusu.
Evet ne yazık ki Filistin’de herşey silahların gölgesinde yaşanıyor. Aşklar, gençlik umutları, gündelik yaşamın her anı kimlik kontrollerinin gölgesinde… Sokakta oynayan çocuklar dahi tüfek ve tabancalarla oyun kuruyor.
Kudüs, dünya’nın en yorgun, en katmanlı ve en sofistike şehri… Onu gerçek anlamıyla çözebilmek için, insan nerede yaşarsa yaşasın bir ayağı orada olmalı! ‘Bir Filistin vardı, bir Filistin gene var’ ve hep olacak. Yeter ki biz Kudüs-i Şerif’i terketmeyelim!

No comments:

Post a Comment

Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts