TÜRKİYEDE VE DÜNYADA KAYA GAZI VE ÖNEMİ
Wednesday, 5 March 2014
Bu bölümleri seçen öğrencilere 2 bin TL burs
Bu bölümleri seçen öğrencilere 2 bin TL burs
Temel bilimleri seçen ve dereceye giren öğrencilere burs verilecek.
05 Mart 2014 Çarşamba 12:17
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, üniversite sınavında ilk 5 bine giren öğrencilerden temel bilimleri tercih edenlere aylık 2 bin lira, 5 bin ile 10 bin arasındaki öğrencilerden temel bilimleri tercih edenlere ise aylık bin lira burs verileceğini açıkladı
KAYNAK: http://www.trthaber.com
KAYNAK: http://www.trthaber.com
GAP ihracatta Türkiye'yi 3'e katladı
GAP ihracatta Türkiye'yi 3'e katladı
Yılmaz: "İhracaat son 10 yılda 4 kat artarken GAP bölgesinde 13 kat arttı."
05 Mart 2014 Çarşamba 12:05
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, "Türkiye'de ihracat son 10 yılda 4 kat artarken GAP bölgesinde 13 kat arttı, istihdamdaki artış ise Türkiye ortalamasının üstünde seyrediyor" dedi.
Yılmaz, Cumhuriyet tarihinin en büyük projesi olarak nitelendirilen Güneydoğu Anadolu Projesi'ne (GAP) ilişkin yaptığı açıklamada, yıllardır devam eden projenin artık çok boyutlu bir hale geldiğini söyledi.
Son dönemde projeye ayrı bir şekil verdiklerini ifade eden Yılmaz, projenin sulama ve enerji yatırımlarının yanı sıra sosyal ve eğitim gibi birçok unsuru içinde barındıran insan odaklı bir kalkınma programına dönüştüğünü belirtti.
GAP İHRACATTA TÜRKİYE'Yİ 3'E KATLADI
Projenin uygulandığı illerin tamamında alt yapıya önemli yatırımlar yaptıklarını vurgulayan Yılmaz, bölgedeki kalkınma ajansları aracılığıyla da işletmelere hibe ve destekler sağladıklarını hatırlattı.
Son 10 yılda bölgeye yapılan yatırımların meyvelerini vermeye başladığına dikkati çeken Yılmaz, şöyle konuştu:
" GAP bu anlamda çok güzel bir tecrübe oldu. Türkiye'de ihracat son 10 yılda 4 kat artarkenGAP bölgesinde 13 kat arttı, istihdamdaki artış ise Türkiye ortalamasının üstünde seyrediyor. Birçok alanda baktığınız zaman GAP illerinde hızlı bir gelişme görüyoruz. Türkiye'de duble yolları 3 kat,GAP bölgesinde 5-6 kat artırmışız. Nereden bakarsanız bakın son 10 yılda gerçekten bu bölgelerimizde hızlı bir gelişim sağlanmış. Çeşitli rakamlardan sonuçları da görüyoruz. Bebek ölümleri ve anne ölümleri azaldı, okullaşma oranları hızlı bir şekilde arttı. Yüz binlerce insanımıza son 5 yılda ek istihdam imkanları oluşturuldu."
"YER BULUNAMAYAN OSB'LER VAR"
Yılmaz, bölge illerindeki kamu yatırımlarının yanı sıra son dönemde ağırlık verilen teşvik programları aracılığıyla özel yatırımcıların bölge kentlerine yatırım için davet edildiğini söyledi.
Bölge illerinin teşvikin en avantajlı olduğu 6. bölge kapsamında yer aldığını anımsatan Yılmaz, "Artık yer bulunamayan organize sanayi bölgeleri var. Yeni sanayi siteleri açıyoruz. Üniversitelerde teknoparklar kuruyoruz" dedi
KAYNAK: http://www.trthaber.com
Yılmaz, Cumhuriyet tarihinin en büyük projesi olarak nitelendirilen Güneydoğu Anadolu Projesi'ne (GAP) ilişkin yaptığı açıklamada, yıllardır devam eden projenin artık çok boyutlu bir hale geldiğini söyledi.
Son dönemde projeye ayrı bir şekil verdiklerini ifade eden Yılmaz, projenin sulama ve enerji yatırımlarının yanı sıra sosyal ve eğitim gibi birçok unsuru içinde barındıran insan odaklı bir kalkınma programına dönüştüğünü belirtti.
GAP İHRACATTA TÜRKİYE'Yİ 3'E KATLADI
Projenin uygulandığı illerin tamamında alt yapıya önemli yatırımlar yaptıklarını vurgulayan Yılmaz, bölgedeki kalkınma ajansları aracılığıyla da işletmelere hibe ve destekler sağladıklarını hatırlattı.
Son 10 yılda bölgeye yapılan yatırımların meyvelerini vermeye başladığına dikkati çeken Yılmaz, şöyle konuştu:
" GAP bu anlamda çok güzel bir tecrübe oldu. Türkiye'de ihracat son 10 yılda 4 kat artarkenGAP bölgesinde 13 kat arttı, istihdamdaki artış ise Türkiye ortalamasının üstünde seyrediyor. Birçok alanda baktığınız zaman GAP illerinde hızlı bir gelişme görüyoruz. Türkiye'de duble yolları 3 kat,GAP bölgesinde 5-6 kat artırmışız. Nereden bakarsanız bakın son 10 yılda gerçekten bu bölgelerimizde hızlı bir gelişim sağlanmış. Çeşitli rakamlardan sonuçları da görüyoruz. Bebek ölümleri ve anne ölümleri azaldı, okullaşma oranları hızlı bir şekilde arttı. Yüz binlerce insanımıza son 5 yılda ek istihdam imkanları oluşturuldu."
"YER BULUNAMAYAN OSB'LER VAR"
Yılmaz, bölge illerindeki kamu yatırımlarının yanı sıra son dönemde ağırlık verilen teşvik programları aracılığıyla özel yatırımcıların bölge kentlerine yatırım için davet edildiğini söyledi.
Bölge illerinin teşvikin en avantajlı olduğu 6. bölge kapsamında yer aldığını anımsatan Yılmaz, "Artık yer bulunamayan organize sanayi bölgeleri var. Yeni sanayi siteleri açıyoruz. Üniversitelerde teknoparklar kuruyoruz" dedi
KAYNAK: http://www.trthaber.com
Merhaba Gazetesi (Konya): Zeytin ve Zeytinyağı Günü Düzenlenecek
Merhaba Gazetesi (Konya): Zeytin ve Zeytinyağı Günü Düzenlenecek
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) tarafından zeytin ve zeytinyağı tüketimini arttırmak için Konya’da zeytin ve zeytinyağı günü düzenlenecek.
Konya Ticaret Odası’ndaki etkinlik bugün saat 09.00’da “Zeytinyağı ve zeytinin insan sağlığı üzerindeki etkileri ve mutfaktaki yeri ve nefaseti” konulu konferansla başlayacak. Ardından, gurme Vedat Başaran, İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Eren Akç...içek ve UZZK Yönetim Kurulu Üyesi Ümmühan Tibet’in yer alacağı panel düzenlenecek. Başaran’nın zeytinyağlı yemeklerin yapılışıyla ilgili mutfak sırlarını paylaşacağı etkinlik, zeytin ve zeytinyağı tadımıyla sona erecek.
UZZK Yönetim Kurulu Üyesi Tibet, etkinliği Uluslararası Zeytin Konseyi’nin Bornova Zeytincilik İstasyonu, Aydın Ticaret Borsası ve UZZK Kalite Kontrol Programı üyeleri Ana Gıda, Ant Gıda, Kristal ve Tariş’in destekleriyle düzenlediklerini belirtti. Türkiye’nin zeytin üretme potansiyeli yüksek ülke olmasına rağmen ürün tüketiminde birçok Avrupa ülkesinin gerisinde bulunduğuna dikkati çeken Tibet, şunları kaydetti: “Biz, zeytinyağını doğanın insana armağan ettiği mucize olarak görüp, zeytinyağıyla yapılan her yemeği de kültürel miras kabul ediyoruz. Bundan dolayı bu etkinliği halkımıza zeytinyağını daha çok sevdirebilmek, sağlığımıza olumlu etkileri daha çok kişiye duyurabilmek, mutfakta tat ve nefaset üzerindeki etkisinin ipuçlarını meraklılarına anlatabilmek için düzenliyoruz. Etkinliğimize sağlıklı yaşamayı ve yaşlanmayı isteyen herkesi bekliyoruz.” http://bit.ly/1lwjgkV
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) tarafından zeytin ve zeytinyağı tüketimini arttırmak için Konya’da zeytin ve zeytinyağı günü düzenlenecek.
Konya Ticaret Odası’ndaki etkinlik bugün saat 09.00’da “Zeytinyağı ve zeytinin insan sağlığı üzerindeki etkileri ve mutfaktaki yeri ve nefaseti” konulu konferansla başlayacak. Ardından, gurme Vedat Başaran, İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Eren Akç...içek ve UZZK Yönetim Kurulu Üyesi Ümmühan Tibet’in yer alacağı panel düzenlenecek. Başaran’nın zeytinyağlı yemeklerin yapılışıyla ilgili mutfak sırlarını paylaşacağı etkinlik, zeytin ve zeytinyağı tadımıyla sona erecek.
UZZK Yönetim Kurulu Üyesi Tibet, etkinliği Uluslararası Zeytin Konseyi’nin Bornova Zeytincilik İstasyonu, Aydın Ticaret Borsası ve UZZK Kalite Kontrol Programı üyeleri Ana Gıda, Ant Gıda, Kristal ve Tariş’in destekleriyle düzenlediklerini belirtti. Türkiye’nin zeytin üretme potansiyeli yüksek ülke olmasına rağmen ürün tüketiminde birçok Avrupa ülkesinin gerisinde bulunduğuna dikkati çeken Tibet, şunları kaydetti: “Biz, zeytinyağını doğanın insana armağan ettiği mucize olarak görüp, zeytinyağıyla yapılan her yemeği de kültürel miras kabul ediyoruz. Bundan dolayı bu etkinliği halkımıza zeytinyağını daha çok sevdirebilmek, sağlığımıza olumlu etkileri daha çok kişiye duyurabilmek, mutfakta tat ve nefaset üzerindeki etkisinin ipuçlarını meraklılarına anlatabilmek için düzenliyoruz. Etkinliğimize sağlıklı yaşamayı ve yaşlanmayı isteyen herkesi bekliyoruz.” http://bit.ly/1lwjgkV
KAYNAK:T.C. Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü FACEBOOK SAYFASI
Tuesday, 4 March 2014
Gürcistan'ın eski Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili:Rusya'nın kendi ülkesine 2008'deki müdahalesi ile bugün Ukrayna'da olanların birbirine çok benziyor
Ukrayna krizi: Kırım Saakaşvili'ye 'deja vu' hissetiriyor
Gürcistan'ın eski Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili, Rusya'nın kendi ülkesine 2008'deki müdahalesi ile bugün Ukrayna'da olanların birbirine çok benzediğini belirtiyor.
Financial Times gazetesi için bir makale kaleme alan Gürcistan'ın eski
Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili, Ukrayna'daki gelişmeleri kendi ülkesinde
2008'de yaşanan Rus askeri müdahalesine benzeterek, 'deja vu' hissettiğini
belirtiyor.
O zamanki olaylar, Gürcistan'ın özerk Güney Osetya bölgesinde patlak vermiş ve Gürcistan'a yayılmıştı.
Saakaşvili, Batı ülkelerini Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e karşı
gerekli tavrı göstermedikleri gerekçesiyle eleştiriyor.
Eski Gürcü lider, Rusya'nın ileride Baltık ülkeleri için de tehdit oluşturabileceğini söylüyor.
'2008'deki de aynı hikâyeydi' Saakaşvili, Financial Times'taki makalede şu ifadeleri kullanıyor:
"Sadece taktikler değil benzer olan. Benzer bahaneler de öne sürülüyor. Putin, Ukrayna'nın işgalini, Rusya vatandaşlarının korunması gerekçesiyle haklı çıkarmaya çalışıyor. 2008'deki de aynı hikâyeydi. Önce birçok Gürcistanlıya Rus pasaportları dağıtıldı. Sonra tahrikçiler gelip bela çıkardı. Sonunda Rus askerleri bu yeni vatandaşlarını korumak adına Rus askerleri geldi."
"Putin'in davranışı ne kadar deja vu duygusu uyandırıyorsa, dünyanın verdiği tepki de öyle yapıyor. Putin, önce Avrupa'yı bölmekte ve kendi belirlediği sahadaki ülkelere Batı ülkelerinin yönelimini kösteklemekte başarılı olmasaydı, Gürcistan'a karşı harekete geçemezdi. Putin 2008'de NATO'nun Gürcistan ve Ukrayna'yı üyelik planına dahil etmesini engelledi. Birkaç ay önce de Ukrayna'nın AB ile ortaklık anlaşmasını bozdu."
Batılı ülkeleri; Gürcistan ve Ukrayna gibi ülkelere yeterli desteği sunmadıkları için eleştiren Saakaşvili şöyle sonlandırıyor makalesini:
"Putin'in Ukrayna için planı açıkça belli. Toprağının bir bölümünü koparmak, ülkenin geri kalanında kaos yaratmak, Avrupa'nın Ukrayna'yı çatısı altına alma hevesini kıracaktır. Bu ülkeyi kinci Rusya için kolay ava çevirir."
"Orada da kalmaz. Eğer Putin başarılı olursa, sonra Baltık ülkelerinin peşine düşecektir. Eğer bunu engellemek istiyorlarsa AB ve NATO'nun şimdi harekete geçmesi gerekir. Ekonomik yaptırımlardan askeri caydırıcılığa kadar her türlü seçeneği değerlendirmeliler."
Financial Times'ın yorumcularından Gideon Rachman ise Rusya ekonomik ve sosyal hayatının, Soğuk Savaş döneminden farklı olarak Batı ülkeleriyle birbirine geçtiğine dikkat çekiyor.
Rusya'nın 1968'de Çekoslovakya'yı işgali sırasında Rus ekonomisinin etkilenmemesine rağmen, Kırım harekâtı sonrasında Rus piyasasında %10'luk düşüş görüldüğünü belirten Rachman, bunun Batı ülkelerine yaptırım uygulama şansı olduğunu söylüyor:
"Geçen 10 yılda Putin ve maiyeti sıkça Soğuk Savaş söylemine başvururken küreselleşmenin meyvelerini yediler. Şimdi bir seçim yapmakla karşı karşıya kalabilirler. Yeni bir Soğuk Savaş isteyebilirler. Veya Batı'nın zenginliklerine erişim isteyebilirler. Her ikisine de sahip olamazlar
O zamanki olaylar, Gürcistan'ın özerk Güney Osetya bölgesinde patlak vermiş ve Gürcistan'a yayılmıştı.
Eski Gürcü lider, Rusya'nın ileride Baltık ülkeleri için de tehdit oluşturabileceğini söylüyor.
'2008'deki de aynı hikâyeydi' Saakaşvili, Financial Times'taki makalede şu ifadeleri kullanıyor:
"Sadece taktikler değil benzer olan. Benzer bahaneler de öne sürülüyor. Putin, Ukrayna'nın işgalini, Rusya vatandaşlarının korunması gerekçesiyle haklı çıkarmaya çalışıyor. 2008'deki de aynı hikâyeydi. Önce birçok Gürcistanlıya Rus pasaportları dağıtıldı. Sonra tahrikçiler gelip bela çıkardı. Sonunda Rus askerleri bu yeni vatandaşlarını korumak adına Rus askerleri geldi."
"Putin'in davranışı ne kadar deja vu duygusu uyandırıyorsa, dünyanın verdiği tepki de öyle yapıyor. Putin, önce Avrupa'yı bölmekte ve kendi belirlediği sahadaki ülkelere Batı ülkelerinin yönelimini kösteklemekte başarılı olmasaydı, Gürcistan'a karşı harekete geçemezdi. Putin 2008'de NATO'nun Gürcistan ve Ukrayna'yı üyelik planına dahil etmesini engelledi. Birkaç ay önce de Ukrayna'nın AB ile ortaklık anlaşmasını bozdu."
Batılı ülkeleri; Gürcistan ve Ukrayna gibi ülkelere yeterli desteği sunmadıkları için eleştiren Saakaşvili şöyle sonlandırıyor makalesini:
"Putin'in Ukrayna için planı açıkça belli. Toprağının bir bölümünü koparmak, ülkenin geri kalanında kaos yaratmak, Avrupa'nın Ukrayna'yı çatısı altına alma hevesini kıracaktır. Bu ülkeyi kinci Rusya için kolay ava çevirir."
"Orada da kalmaz. Eğer Putin başarılı olursa, sonra Baltık ülkelerinin peşine düşecektir. Eğer bunu engellemek istiyorlarsa AB ve NATO'nun şimdi harekete geçmesi gerekir. Ekonomik yaptırımlardan askeri caydırıcılığa kadar her türlü seçeneği değerlendirmeliler."
Financial Times'ın yorumcularından Gideon Rachman ise Rusya ekonomik ve sosyal hayatının, Soğuk Savaş döneminden farklı olarak Batı ülkeleriyle birbirine geçtiğine dikkat çekiyor.
Rusya'nın 1968'de Çekoslovakya'yı işgali sırasında Rus ekonomisinin etkilenmemesine rağmen, Kırım harekâtı sonrasında Rus piyasasında %10'luk düşüş görüldüğünü belirten Rachman, bunun Batı ülkelerine yaptırım uygulama şansı olduğunu söylüyor:
"Geçen 10 yılda Putin ve maiyeti sıkça Soğuk Savaş söylemine başvururken küreselleşmenin meyvelerini yediler. Şimdi bir seçim yapmakla karşı karşıya kalabilirler. Yeni bir Soğuk Savaş isteyebilirler. Veya Batı'nın zenginliklerine erişim isteyebilirler. Her ikisine de sahip olamazlar
Başbakan Erdoğan Adıyaman'da
4 Mart 2014 13:20
Başbakan Erdoğan Adıyaman'da
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, özel 'Ana' uçağı ile Adıyaman'a geldi.
ADIYAMAN, (DHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 30 Mart yerel seçimleri
öncesi partisinin düzenlediği mitinge katılmak için beraberinde eşi Emine
Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız ile birlikte kente geldi. Başbakan Erdoğan'ı Adıyaman
Havalimanı'nda, Adıyaman Valisi Mahmut Demirtaş, AK Parti Grup Başkanvekili ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın, milletvekilleri Mehmet Metiner, Mehmet
Erdoğan, Murtaza Yetiş ve Salih Fırat ile partililer karşıladı.
Havalimanında pankartlarla karşılanan Başbakan Erdoğan, kendisine sevgi gösterisinde bulunanları el sallayarak selamladıktan sonra mitingin yapılacağı meydana hareket etti.
Öte yandan, Başbakan Erdoğan'ın gelişinden önce havalimanı içinde yoğun önlem alındı. Alana gelenlerin araçları VIP bölümü önünde eğitimli köpekler tarafından arandı. Bu arada, Başbakanlık korumaları havalimanında çocuklara oyuncak dağıttı.
Mynet haber bugün 5.405.408 defa, bu haber 181defa okundu.
Havalimanında pankartlarla karşılanan Başbakan Erdoğan, kendisine sevgi gösterisinde bulunanları el sallayarak selamladıktan sonra mitingin yapılacağı meydana hareket etti.
Öte yandan, Başbakan Erdoğan'ın gelişinden önce havalimanı içinde yoğun önlem alındı. Alana gelenlerin araçları VIP bölümü önünde eğitimli köpekler tarafından arandı. Bu arada, Başbakanlık korumaları havalimanında çocuklara oyuncak dağıttı.
Mynet haber bugün 5.405.408 defa, bu haber 181defa okundu.
Türkiye ekonomisini büyütecek hormon!
Türkiye ekonomisini büyütecek hormon!
Türkiye’de tüketici güven endeksi 17 Aralık’tan bu yana düşmeye devam ediyor.
Güncelleme:04 Mart 2014 13;:21
Nöroekonomistlere göre güven ortamının eksikliği vücuttaki oksitosin
hormonunun daha az salgılanmasına yol açıyor. Bu da insanlar arasındaki
alışveriş isteğini ve ekonominin büyüme potansiyelini kısıtlıyor. Nöroekonomi
dalının dünyadaki en ünlü ismi Paul J. Zak Türkiye’deki gergin ve endişeli
sosyal ortamın ekonomik büyümenin yavaşlamasında etkili olabileceğini, sosyal
ortamın rahatlatılması için de daha özgür bir ortamın sağlanması gerektiğini
belirtiyor.
Türkiye ekonomisi ile ilgili gelen her yeni veri ekonomiye de yeni bir bakışı zorunlu kılıyor. 17 Aralık’tan bu yana yaşanan gelişmeler sadece enflasyon, büyüme , dolar/TL kuru gibi verilere bakmayı yetersiz kılıyor. Örneğin Tüketici Güven Endeksi’nin 69.2 ile son 4 yılın en düşüğüne gelmesi sadece dolardaki yükselişle açıklanamıyor.
Ancak ekonomi disiplininde farklı açılımlar Türkiye’nin 17 Aralık’tan sonra yaşadığı toplumsal depresif hali ve bunun ekonomiye olumsuz etkilerini açıklamada önemli kavramlara sahip. Bu açılımların belki de en ilginç olanı nöroekonomi dalı. Nöroekonomi son yıllarda özellikle Claremont Graduate Üniversitesi Öğretim Üyesi Paul J. Zak’in çalışmaları ile popülarite kazanmış durumda. Nöroekonomi ekonomik büyüme için en önemli faktörü ‘güven’ olarak tanımlıyor. Bireyler arasında güven ne kadar yüksekse ekonomik alışverişler daha fazla gerçekleşiyor. Bu da daha fazla servet ve buna bağlı istihdam yaratılmasına yol açıyor.
Ancak nöroekonomi disiplininin argümanı bu noktada sonlanmıyor. Ekonomist Paul Zak’in laboratuvar araştırmalarına göre insanların birbirlerine olan güveninin ve dolayısıyla da alışveriş isteğinin artması oksitosin hormonunun yüksekliğine bağlı. Bu hormonun seviyesini vücudumuzda birçok yolla artırılabiliyor. Hediye almaktan kucaklaşmaya, evcil hayvan beslemekten sosyal medyada bir tweet atmaya kadar oksitosin hormonunu artırmak mümkün. Öte yandan Paul Zak bireysel ölçekte oksitosin hormonu seviyesini artırmanın yanında toplumsal ve politik düzeyde de yapılabileceklere dikkat çekiyor.
SOSYAL ÇEVRENİN EKONOMİK BÜYÜMEYE ETKİSİ
Paul J. Zak’e Türkiye’de düşen tüketici güven endeksini sorduğumuzda ise Türkiye’de son aylarda bozulan istikrara dikkat çekiyor. Güvenin ekonomistlerin ülkelerin neden büyüdüğüne dair buldukları en önemli faktör olduğuna dikkat çeken Zak “Güven seviyesi yüksek olduğunda ekonomik alışveriş ve işlemler artar. Bunlar serveti büyütür, iş yaratır ve hayat standardını yükseltir. Güven ise ülkedeki hukuksal, politik ve ekonomik sistemle yakından ilintilidir. Türkiye’de son zamanlarda bu alanlarda kargaşa yaşanıyor. Bu da ekonomik büyümenin düşeceğine yönelik bir işaret” diyor.
Paul J. Zak bu aşamada daha fazla oksitosin hormonu salgısı ve güvenin artması için sosyal çevrenin önemine dikkat çekiyor:
“Beynin oksitosini salgılanması sosyal iletişimle yakından ilişkili. Eğer içinde bulunduğumuz sosyal çevre endişe, korku ve saldırganlıkla tanımlanıyorsa oksitosin salgısı azalır ya da durur. Böylece güven de azalır. Bu yüzden sosyal çevre de güveni ve ekonomik büyümeyi etkiler.”
“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ DE EKONOMİYİ BÜYÜTÜR”
Paul J. Zak güven-ekonomik büyüme arasında çarpıcı bir ilişkinin de altını çiziyor. Buna göre bir ülkede insanların birbirine güven oranının yüzde 30’a düşmesi ekonomik büyümeyi sıfıra indiriyor. Türkiye’ye sosyal çevrede endişe ortamının yerine istikrarın sağlanmanın yanı sıra Paul Zak şunları öneriyor: “İstikrarın yanı sıra güven, kurumların özgürlüğünün artması, iletişim imkanlarının serbest olması, cep telefonu, internet kullanımı ve basın özgürlüğü ile de artıyor. Türkiye, ekonomiyi ve güven seviyesini büyütmek için bu faktörleri de iyileştirebilir.”
OKSİTOSİN HORMONU NASIL ARTIRILIR?
Paul J. Zak'e göre toplumsal ve siyasi platformda yapılacakların yanı sıra bireysel ölçekte de mutluluk ve güven hormonu oksitosini artırmak mümkün. Zak bireylere oksitosin hormon salgısını artırmak için 10 öneride bulunuyor:
-Karşınızdakini gözlerine bakarak dinleyin. Onlar konuşurken akıllı telefonunuza takılmayın.
-Hediye verin. İlk laboratuvar çalışmalarımızda hediyenin oksitosini yükselttiğini ortaya çıkarmıştık.
-Arkadaşlarınızı yemeğe çıkarın. Paylaşmak oksitosini artıracak etkenlerdendir.
-Dostlarınızla iletişimde olun. Sosyal kontaklar kurmak en etkili meditasyondur.
-Sıcak bir banyo yapın.
-Sosyal medyayı kullanın. Deneyleimde insanların yüzde 100'ünde sosyal medya kullanımının oksitosini artırdığını ortaya çıkardım.
-Adrenalini artırın. Heyecanınızı katlayacak ekstrem sporlar yapın.
-Evcil hayvan besleyin.
-Sevdiğinizi söyleyin. Oksitosin aynı zamanda aşk molekülüdür. Etrafınızdakileri onları sevdiğinizi söylemek oksitosin salgınızı artırır.
-İnsanlarla kucaklaşın. Fiziksel temas sadece oksitosini artırmaz kardiovasküler stresinizi de azaltır. İnsanlarla el sıkışmak yerine kucaklaşmayı deneyin.(HÜRRİYET)
Türkiye ekonomisi ile ilgili gelen her yeni veri ekonomiye de yeni bir bakışı zorunlu kılıyor. 17 Aralık’tan bu yana yaşanan gelişmeler sadece enflasyon, büyüme , dolar/TL kuru gibi verilere bakmayı yetersiz kılıyor. Örneğin Tüketici Güven Endeksi’nin 69.2 ile son 4 yılın en düşüğüne gelmesi sadece dolardaki yükselişle açıklanamıyor.
Ancak ekonomi disiplininde farklı açılımlar Türkiye’nin 17 Aralık’tan sonra yaşadığı toplumsal depresif hali ve bunun ekonomiye olumsuz etkilerini açıklamada önemli kavramlara sahip. Bu açılımların belki de en ilginç olanı nöroekonomi dalı. Nöroekonomi son yıllarda özellikle Claremont Graduate Üniversitesi Öğretim Üyesi Paul J. Zak’in çalışmaları ile popülarite kazanmış durumda. Nöroekonomi ekonomik büyüme için en önemli faktörü ‘güven’ olarak tanımlıyor. Bireyler arasında güven ne kadar yüksekse ekonomik alışverişler daha fazla gerçekleşiyor. Bu da daha fazla servet ve buna bağlı istihdam yaratılmasına yol açıyor.
Ancak nöroekonomi disiplininin argümanı bu noktada sonlanmıyor. Ekonomist Paul Zak’in laboratuvar araştırmalarına göre insanların birbirlerine olan güveninin ve dolayısıyla da alışveriş isteğinin artması oksitosin hormonunun yüksekliğine bağlı. Bu hormonun seviyesini vücudumuzda birçok yolla artırılabiliyor. Hediye almaktan kucaklaşmaya, evcil hayvan beslemekten sosyal medyada bir tweet atmaya kadar oksitosin hormonunu artırmak mümkün. Öte yandan Paul Zak bireysel ölçekte oksitosin hormonu seviyesini artırmanın yanında toplumsal ve politik düzeyde de yapılabileceklere dikkat çekiyor.
SOSYAL ÇEVRENİN EKONOMİK BÜYÜMEYE ETKİSİ
Paul J. Zak’e Türkiye’de düşen tüketici güven endeksini sorduğumuzda ise Türkiye’de son aylarda bozulan istikrara dikkat çekiyor. Güvenin ekonomistlerin ülkelerin neden büyüdüğüne dair buldukları en önemli faktör olduğuna dikkat çeken Zak “Güven seviyesi yüksek olduğunda ekonomik alışveriş ve işlemler artar. Bunlar serveti büyütür, iş yaratır ve hayat standardını yükseltir. Güven ise ülkedeki hukuksal, politik ve ekonomik sistemle yakından ilintilidir. Türkiye’de son zamanlarda bu alanlarda kargaşa yaşanıyor. Bu da ekonomik büyümenin düşeceğine yönelik bir işaret” diyor.
Paul J. Zak bu aşamada daha fazla oksitosin hormonu salgısı ve güvenin artması için sosyal çevrenin önemine dikkat çekiyor:
“Beynin oksitosini salgılanması sosyal iletişimle yakından ilişkili. Eğer içinde bulunduğumuz sosyal çevre endişe, korku ve saldırganlıkla tanımlanıyorsa oksitosin salgısı azalır ya da durur. Böylece güven de azalır. Bu yüzden sosyal çevre de güveni ve ekonomik büyümeyi etkiler.”
“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ DE EKONOMİYİ BÜYÜTÜR”
Paul J. Zak güven-ekonomik büyüme arasında çarpıcı bir ilişkinin de altını çiziyor. Buna göre bir ülkede insanların birbirine güven oranının yüzde 30’a düşmesi ekonomik büyümeyi sıfıra indiriyor. Türkiye’ye sosyal çevrede endişe ortamının yerine istikrarın sağlanmanın yanı sıra Paul Zak şunları öneriyor: “İstikrarın yanı sıra güven, kurumların özgürlüğünün artması, iletişim imkanlarının serbest olması, cep telefonu, internet kullanımı ve basın özgürlüğü ile de artıyor. Türkiye, ekonomiyi ve güven seviyesini büyütmek için bu faktörleri de iyileştirebilir.”
OKSİTOSİN HORMONU NASIL ARTIRILIR?
Paul J. Zak'e göre toplumsal ve siyasi platformda yapılacakların yanı sıra bireysel ölçekte de mutluluk ve güven hormonu oksitosini artırmak mümkün. Zak bireylere oksitosin hormon salgısını artırmak için 10 öneride bulunuyor:
-Karşınızdakini gözlerine bakarak dinleyin. Onlar konuşurken akıllı telefonunuza takılmayın.
-Hediye verin. İlk laboratuvar çalışmalarımızda hediyenin oksitosini yükselttiğini ortaya çıkarmıştık.
-Arkadaşlarınızı yemeğe çıkarın. Paylaşmak oksitosini artıracak etkenlerdendir.
-Dostlarınızla iletişimde olun. Sosyal kontaklar kurmak en etkili meditasyondur.
-Sıcak bir banyo yapın.
-Sosyal medyayı kullanın. Deneyleimde insanların yüzde 100'ünde sosyal medya kullanımının oksitosini artırdığını ortaya çıkardım.
-Adrenalini artırın. Heyecanınızı katlayacak ekstrem sporlar yapın.
-Evcil hayvan besleyin.
-Sevdiğinizi söyleyin. Oksitosin aynı zamanda aşk molekülüdür. Etrafınızdakileri onları sevdiğinizi söylemek oksitosin salgınızı artırır.
-İnsanlarla kucaklaşın. Fiziksel temas sadece oksitosini artırmaz kardiovasküler stresinizi de azaltır. İnsanlarla el sıkışmak yerine kucaklaşmayı deneyin.(HÜRRİYET)
15 milyar dolarlık ortaklık geliyor
15 milyar dolarlık ortaklık geliyor
Siyasi belirsizlik ve toplumsal sıkıntılara rağmen Türkiye’ye yabancı yatırımcının ilgisi sürecek
Güncelleme:04 Mart 2014 08:43
2013 yılının özellikle son aylarını toplumsal olaylar ve yolsuzluk
operasyonlarıyla geçiren 2014’e de siyasi belirsizlik ve skandallarla giren
Türkiye, küresel piyasalardaki parasal genişlemenin de olumsuz etkisiyle yabancı
yatırımcının sıkı takibinde. İktidar partisinin yerel seçimlerde de etkinliğini
sürdüreceğini öngören yabancı yatırımcıların hareketliliği devam ediyor.
Milliyet'in haberine göre, geçen yıl 21 milyar dolarlık satın alma ve birleşme işleminin gerçekleştiği piyasada sektör oyuncuları bu yıl 15 milyar doların üzerinde bir işlem bekliyor. Gerçekleşmesi beklenen işlemlerin özellikle enerji, finans, e-ticaret, gıda ve perakende sektörlerinde olacağı tahmin ediliyor.
İlgi büyük...
Türkiye’de göz sağlığı alanında büyüyen Avrupagöz, 2,5 milyar dolar ciroya sahip Suudi Arabistan merkezli Nesma Holding ve Körfez ülkelerinde sağlık alanında önemli yatırımlara imza atan Reaya Holding ile yüzde 50 ortaklığa imza attı. Avrupagöz’ün yüzde 50 hissesi Suudi şirketlere 52 milyon liraya satıldı.
Her sektöre teklif var
Belçika merkezli petrokimya şirketi Ravago, bölgedeki üretim üssü olarak seçtiği Türkiye’de yatırımlarına devam ediyor. Ravago’nun Türkiye’de faaliyet gösteren firmaları; Eastchem, Enplast ve Ravago Kimya'nın 2014 başında birleşmesi ile oluşan Ravago Petrokimya Üretim, Poliüretan Sistem Evi ürünleri alanında faaliyet gösteren Tekpol’ü satın aldı.
Bu yıl başında Mitsubishi Electric Türkiye, Türkiye klima distribütörü Klima Plus’ı satın alacağını açıkladı. Bu satın alma ile Türkiye klima pazarındaki varlığını güçlendirmek isteyen Mitsubishi Electric, Klima Plus’ın hisselerinin tamamına sahip olacak. Dünyanın en büyük yatırım fon ve bankalarının ortak olduğu İngiltere merkezli özel plastik, ambalaj ve fiber kablo üreticisi Essentra, Türk şirketi Mesan Kilit’i satın aldı. Mesan’ın yüzde 100'ünü alan şirket, böylece Ortadoğu ve Doğu Avrupa’daki ilk yatırımına imza atmış oldu.
Türkiye’de 2013 yılı sonu itibariyle sayıları 2 bin 635’e ulaşan İngiliz şirketleri ile ilgili konuşan İngiliz Ticaret Odası (BCCT) Başkanı Chris Gaunt, Türkiye’deki dinamiklerin ve temellerin oldukça güçlü ve dirençli olduğunu belirtiyor. Gaunt, “Bence İngiliz şirketlerinin ortak fikri orta ve uzun vadede Türkiye’nin büyümeye devam edeceği yönünde” diyor.
Japonlar yakından izliyor
Ortadoğu ve Körfez ülkelerinin yatırım için Türkiye’ye olan ilgisi herkes tarafından biliniyor. Ancak özellikle Uzakdoğu’nun ilgisi henüz yeni. Japon yatırımcılar için Türkiye hem harcama potansiyeli açısından iyi bir pazar hem de Afrika ve Orta Doğu’ya geçiş için önemli bir merkez. Bu amaçla Japon yatırımcılar, Türkiye’de geçtiğimiz yıl 8 birleşme ve satınalma gerçekleştirdi. 2013’e damga vuran en büyük 10 işlemden biri Japon yatırımcılar tarafından yapıldı. Deloitte Türkiye Birleşme ve Satın Alma Hizmetleri Lideri Mehmet Sami, Japon yatırımcıların önümüzdeki dönemde enerji, lojistik ve gıdada birleşme ve satın almalar gerçekleştireceklerini belirtiyor.
En büyük beklenti enerji sektöründe
Büyüme beklentisi yüksek ancak bu büyümede başı çekmesi beklenen sektörler var. EY’ın Türk dünyasının önde gelen isimleri ve üst düzey yöneticileri ile gerçekleştirdiği ‘Türk iş dünyasının birleşme ve satın alma faliyetlerine bakışı’ konulu anketinin sonuçlarına göre enerji sektörü yüzde 16’lık oranla 2014 yılında en fazla hareket beklenen sektör oldu. Enerji sektörünü perakende, yiyecek, içecek ve hizmetler sektörleri izledi.
Yatırımcılar döviz ile faiz arasında
Integral Menkul Değerler Analisti Beste Naz Süllü, TCMB’nin faizleri yüzde 10’a yükselterek, tekrar reel faiz getirisi sağlanan döneme dönüş yapıldığını belirterek, şunları söyledi:
“Reel faizin elde edildiği bu dönemde, yatırımcılar döviz ile faizler arasında kararsız kaldı. Döviz şu an için kısa vadeli yatırım aracı olarak arka planda kaldı. 2014 enflasyon ve faizlere ilişkin beklentiler nedeniyle, küçük yatırımcı açısından değişken faizli tahviller ve TÜFE’ye endeksli tahviller cazibe kazanmaya başlıyor. Portföyde ufak bir miktar dolar bulundurulabileceği gibi, geçtiğimiz yıl cazibesini yitiren altının, orta vadede ön planda olabileceği gerekçesiyle, portföye alınması mantıklı.”
Mobil fikirler yarışmasında süre uzatıldı
Yapı Kredi’nin üniversite öğrencileri için gerçekleştirdiği yarışma FikriMobil’in başvuru tarihi uzatıldı. Üniversiteliler FikriMobil’e katılmak için, iOS, Android, Windows 8 platformlarını kullanarak geliştirecekleri mobil uygulamalara ait fikir ya da projeleriyle 17 Mart 2014 tarihine kadar başvuru yapabilecekler. Yarışma için yapılacak bireysel ya da takım başvuruları www.fikrimobil.com adresinden ya da facebook.com/YapiKredi sayfasından gerçekleştirilebiliyor.
Finalistler, mentörlerin yönlendirmeleri ile 15 Mayıs’a kadar prototip çalışmalarını tamamlayacak. Yarışma sonunda birinciye 15 bin, ikinciye 10 bin ve üçüncüye de 5 bin TL ödül verilecek.
Milliyet'in haberine göre, geçen yıl 21 milyar dolarlık satın alma ve birleşme işleminin gerçekleştiği piyasada sektör oyuncuları bu yıl 15 milyar doların üzerinde bir işlem bekliyor. Gerçekleşmesi beklenen işlemlerin özellikle enerji, finans, e-ticaret, gıda ve perakende sektörlerinde olacağı tahmin ediliyor.
İlgi büyük...
Türkiye’de göz sağlığı alanında büyüyen Avrupagöz, 2,5 milyar dolar ciroya sahip Suudi Arabistan merkezli Nesma Holding ve Körfez ülkelerinde sağlık alanında önemli yatırımlara imza atan Reaya Holding ile yüzde 50 ortaklığa imza attı. Avrupagöz’ün yüzde 50 hissesi Suudi şirketlere 52 milyon liraya satıldı.
Her sektöre teklif var
Belçika merkezli petrokimya şirketi Ravago, bölgedeki üretim üssü olarak seçtiği Türkiye’de yatırımlarına devam ediyor. Ravago’nun Türkiye’de faaliyet gösteren firmaları; Eastchem, Enplast ve Ravago Kimya'nın 2014 başında birleşmesi ile oluşan Ravago Petrokimya Üretim, Poliüretan Sistem Evi ürünleri alanında faaliyet gösteren Tekpol’ü satın aldı.
Bu yıl başında Mitsubishi Electric Türkiye, Türkiye klima distribütörü Klima Plus’ı satın alacağını açıkladı. Bu satın alma ile Türkiye klima pazarındaki varlığını güçlendirmek isteyen Mitsubishi Electric, Klima Plus’ın hisselerinin tamamına sahip olacak. Dünyanın en büyük yatırım fon ve bankalarının ortak olduğu İngiltere merkezli özel plastik, ambalaj ve fiber kablo üreticisi Essentra, Türk şirketi Mesan Kilit’i satın aldı. Mesan’ın yüzde 100'ünü alan şirket, böylece Ortadoğu ve Doğu Avrupa’daki ilk yatırımına imza atmış oldu.
Türkiye’de 2013 yılı sonu itibariyle sayıları 2 bin 635’e ulaşan İngiliz şirketleri ile ilgili konuşan İngiliz Ticaret Odası (BCCT) Başkanı Chris Gaunt, Türkiye’deki dinamiklerin ve temellerin oldukça güçlü ve dirençli olduğunu belirtiyor. Gaunt, “Bence İngiliz şirketlerinin ortak fikri orta ve uzun vadede Türkiye’nin büyümeye devam edeceği yönünde” diyor.
Japonlar yakından izliyor
Ortadoğu ve Körfez ülkelerinin yatırım için Türkiye’ye olan ilgisi herkes tarafından biliniyor. Ancak özellikle Uzakdoğu’nun ilgisi henüz yeni. Japon yatırımcılar için Türkiye hem harcama potansiyeli açısından iyi bir pazar hem de Afrika ve Orta Doğu’ya geçiş için önemli bir merkez. Bu amaçla Japon yatırımcılar, Türkiye’de geçtiğimiz yıl 8 birleşme ve satınalma gerçekleştirdi. 2013’e damga vuran en büyük 10 işlemden biri Japon yatırımcılar tarafından yapıldı. Deloitte Türkiye Birleşme ve Satın Alma Hizmetleri Lideri Mehmet Sami, Japon yatırımcıların önümüzdeki dönemde enerji, lojistik ve gıdada birleşme ve satın almalar gerçekleştireceklerini belirtiyor.
En büyük beklenti enerji sektöründe
Büyüme beklentisi yüksek ancak bu büyümede başı çekmesi beklenen sektörler var. EY’ın Türk dünyasının önde gelen isimleri ve üst düzey yöneticileri ile gerçekleştirdiği ‘Türk iş dünyasının birleşme ve satın alma faliyetlerine bakışı’ konulu anketinin sonuçlarına göre enerji sektörü yüzde 16’lık oranla 2014 yılında en fazla hareket beklenen sektör oldu. Enerji sektörünü perakende, yiyecek, içecek ve hizmetler sektörleri izledi.
Yatırımcılar döviz ile faiz arasında
Integral Menkul Değerler Analisti Beste Naz Süllü, TCMB’nin faizleri yüzde 10’a yükselterek, tekrar reel faiz getirisi sağlanan döneme dönüş yapıldığını belirterek, şunları söyledi:
“Reel faizin elde edildiği bu dönemde, yatırımcılar döviz ile faizler arasında kararsız kaldı. Döviz şu an için kısa vadeli yatırım aracı olarak arka planda kaldı. 2014 enflasyon ve faizlere ilişkin beklentiler nedeniyle, küçük yatırımcı açısından değişken faizli tahviller ve TÜFE’ye endeksli tahviller cazibe kazanmaya başlıyor. Portföyde ufak bir miktar dolar bulundurulabileceği gibi, geçtiğimiz yıl cazibesini yitiren altının, orta vadede ön planda olabileceği gerekçesiyle, portföye alınması mantıklı.”
Mobil fikirler yarışmasında süre uzatıldı
Yapı Kredi’nin üniversite öğrencileri için gerçekleştirdiği yarışma FikriMobil’in başvuru tarihi uzatıldı. Üniversiteliler FikriMobil’e katılmak için, iOS, Android, Windows 8 platformlarını kullanarak geliştirecekleri mobil uygulamalara ait fikir ya da projeleriyle 17 Mart 2014 tarihine kadar başvuru yapabilecekler. Yarışma için yapılacak bireysel ya da takım başvuruları www.fikrimobil.com adresinden ya da facebook.com/YapiKredi sayfasından gerçekleştirilebiliyor.
Finalistler, mentörlerin yönlendirmeleri ile 15 Mayıs’a kadar prototip çalışmalarını tamamlayacak. Yarışma sonunda birinciye 15 bin, ikinciye 10 bin ve üçüncüye de 5 bin TL ödül verilecek.
GE, Türkiye’den çıkıyor
GE, Türkiye’den çıkıyor
Amerikalı enerji şirketi GE, Türkiye'deki enerji portföyünü satma kararı aldı
Güncelleme:04 Mart 2014 13:07
ABD'li enerji devi General Elektrik (GE), Türkiye'deki enerji portföyünü satma kararı aldı. 2007 yılında Gama Enerji'nin yüzde 50 hissesini alan GE, şimdi bu payları Gama Enerji'ye geri satmak için Rekabet Kurulu'na başvurdu. Hürriyet'in haberine Rekabet Kurulu'nda yer alan duyuruya göre GE Energy Financial Services (EFS), Gama Enerji ve Gama Enerji İş Geliştirme şirketlerinde sahip olduğu yüzde 50'lik payı Gama Holding'e satmak için görüşmelere başladı.
GE ile Gama Holding arasındaki ortaklık 2007 yılında gerçekleşmişti. İkili enerji alanında bir çok önemli projeye imza atarken en önemli yatırımları inşaatı halen devam eden Kırıkkale Doğalgaz Kombine Çevrim Santralı oldu. 840 megavatlık santralin 2016 yılında işletmeye açılması bekleniyor. İkilinin yurtdışında da diğer firmalarla ortak olarak inşaasını yaptığı bir çok hidroelektrik ve rüzgar santrali bulunuyor.
GARANTİ'DEN DE ÇIKMIŞTI
Bir dönem Garanti Bankası'nın da ortakları arasında yer alan GE, bu ortaklıktan da 2010 yılında çekilmişti. GE, Garanti Bankası'ndaki yüzde 18.6'lık hissesini 2010'da İspanyol BBVA'ya 3.7 milyar dolara satmıştı. Gama Enerji'nin yatırım ve varlık portföyü 4 milyar dolar seviyesinde bulunurken, kurulu gücü 2 bin megavat seviyesinde.
66 YILDIR TÜRKİYE’DE
General Electric (GE), 1876 yılında dünyaca ünlü mucit Thomas Edison tarafından kuruldu. Bir dönem Amerika'nın elektrik dağıtımını tekelinde tutan dünyanın GE Elektronik ve bankacılık sektörlerinde faaliyet gösteriyor. İngiliz Financial Times gazetesi şirketi 1999, 2000, 2001, 2002, 2003, 2004 yıllarında dünyanın en saygın şirketi olarak seçmişti. Firma 1948 yılından bu yana Türkiye'de faaliyet gösteriyor. 1948 yılında Koç Grubu ile gerçekleştirilen ilk önemli yatırım olan ampul fabrikasının kurulmasıyla başlayan GE'nin Türkiye'deki varlığı, şu anda, havacılık, enerji, aydınlatma, sağlık, ulaştırma ve Ar-Ge alanlarında önemli ilişkiler ve ortaklıkları kapsıyor. Öte yandan Türkiye'de mevcut tüm uçakların yüzde 60'ını GE motorları taşıyor.
Subscribe to:
Posts (Atom)
Featured post
Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads
ISTANBUL, JULY 2025 — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...
Popular Posts
-
Ege Denizi'nde son dönemde artan sismik aktiviteler, bölgedeki deprem riskini ve olası arama kurtarma operasyonlarının önemini yeniden ...
-
1️⃣ YOU ARE BEING DECEIVED! Dear Istanbulites! 2️⃣ We would like to share with you a visual showing how our citizens in need benefited from ...
-
Zehirli Yalova'da amatör balıkçılık yapan Burak Ulusoy, oltasına takılan zehirli trakonya balığına temas ettiği için hastanede tedavi e...