Monday, 27 June 2016

Çukurova'da Türkiye'nin en zengin Botanik Bahçesi kuruldu



Tekfen Holding ve TEMA Vakfı Onursal Başkanı Ali Nihat Gökyiğit'in kuruculuğunu üstlendiği Ali Nihat Gökyiğit (ANG) Vakfı'nın desteğiyle Adana'daki Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Araştırma ve Uygulama Merkezi bünyesinde Türkiye'nin en zengin endemik (yöresel, ülkeye özgü) bitki türlerinin yer aldığı Botanik Bahçesi kuruldu.


Tekfen Holding ve TEMA Vakfı Onursal Başkanı Ali Nihat Gökyiğit"in kuruculuğunu üstlendiği Ali Nihat Gökyiğit (ANG) Vakfı"nın desteğiyle Adana"daki Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Araştırma ve Uygulama Merkezi bünyesinde Türkiye"nin en zengin endemik (yöresel, ülkeye özgü) bitki türlerinin yer aldığı Botanik Bahçesi kuruldu.

Tekfen Holding"in yanı sıra arkadaşı Hayrettin Karaca ile birlikte 11 Eylül 1992"de TEMA"yıkuran Ali Nihat Gökyiğit"in maddi ve manevi desteğiyle ÇÜ Balcalı Yerleşkesi"nde 200 dönümlük alanda kurulan bahçeye "Çukurova Üniversitesi Ali Nihat Gökyiğit Botanik Bahçesi" adı verildi. Türkiye"nin en zengin endemik bitki türlerine sahip Çukurova Bölgesi"nde kurulan bahçe için açılış töreni düzenlendi. Törene Adana Valisi Mustafa Büyük, ÇÜ Rektörü Mustafa Kibar, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ramazan Akyürek ile çok sayıda öğrenci ve akademisyen katıldı. Rahatsızlığı nedeniyle Ali Nihat Gökyiğit"in katılamadığı törene gelen kardeşi Turgut Gökyiğit, gösterilen ilgiye teşekkür etti.

"ENDEMİK TÜRLER YAŞAYACAK"

Botanik Bahçesi"nin bağlı olduğu ÇÜ Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Halil Çakan, Türkiye"de botanik bahçesi kurulması için en uygun yerin iklimi nedeniyle Çukurova Bölgesi olduğunu anlattı. Bahçenin kuruluşuyla ilgili bilgi veren Çakan, Botanik Bahçesi"ni insanların gezeceğini, ilgili öğrencilerin eğitim göreceğini, çocukların üretim ve hasat yapacağını aktardı. Aynı zamanda koruma altına alınan bitki türlerinin gelecek nesillere aktarılacağını da kaydeden Çakan, şunları kaydetti:

"Bahçemizde kaya, tıbbi ve aromatik bitkiler, palmiye, Doğal Akdeniz Vadisi gibi alt bahçelerimiz olacak. Botanik Bahçeleri bilimsel ve eğitsel amaçlı kurulur. Dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş olan yabancı egzotik türler ile endemik yani o yöreye ve ülkeye özgü türler bir arada bulunur. Bu tür alanlar, halka bitkileri tanıma ve doğa bilincini aşılama imkanı sunmaktadır. Ayrıca, konunun uzmanları ve öğrencileri ise burada gözlem yapma, inceleme, deneysel çalışmalarda bulunma ve hatta yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan türleri koruma fırsatı sunar. Anavatanı Anadolu olan günümüz kültür bitkilerinin yabani atasal formlarının koleksiyonunu oluşturarak koruma altına almak görevimiz. Biz de sulak alanlar bakımından zengin olan Göksu Deltası, Çukurova Deltası gibi yakın alanlar sayesinde zengin bir sulak alan bitki koleksiyonu oluşturmak istiyoruz. İklimsel yapının uygunluğu sayesinde, görselliği ön plana çıkan zengin bir tropikal ve sub-tropikal bitki türü koleksiyonu oluşturmayı hedefliyoruz. Bahçemizin Türkiye"nin önemli tarım merkezlerinden biri olan Çukurova içerisinde yer alması nedeniyle zengin bir ekonomik bitkiler koleksiyonu oluşturmayı amaçlıyoruz. Bahçemizin, ülkemizin endemik bitkiler bakımından zengin olan bölgeleri olan Toros ve Amanos dağları içerisinde yer alması nedeniyle endemik bitkilerin koleksiyonunu oluşturarak koruma altına alacağız. Çünkü Adana, botanik bahçesi kurulması için Türkiye" deki en ideal coğrafik ve iklim yapısına sahiptir."

ÇÜ Rektörü Mustafa Kibar ve Adana Valisi Mustafa Büyük de, bahçe için ANG Vakfı ve emek verenlere teşekkür etti. Açılış kurdelesini kesen protokol üyeleri, Botanik Bahçesi"ni gezerek yetkililerden bitki türleri hakkında bilgi aldı.

Türkiye'de ilk kez kurulacak, yapana iyi para kazandıracak


Türkiye'ye getirilen 8 Alpaka devesinin iklim koşullarına uyum sağlaması üzerine 500 baş hayvanla bir çiftlik kurulması hedefleniyor.SÜ Veteriner Fakültesi Zootekni ve Hayvan Besleme Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Esad Sami Polat, muhabirine yaptığı açıklamada, Alpakaların dünyanın en kaliteli yün üretilen türlerinden biri olduğunu söyledi.Türkiye"de yetiştiriciliği yapılmadığı için, iki yıl önce hayata geçirdikleri projeyle 8 Alpaka devesini ülkeye getirdiklerini aktaran Polat, hayvanlardan birinin doğum yapmasıyla sayının 9"a çıktığını dile getirdi.

AVUSTURALYA"YA GÖRE DAHA VERİMLİ OLDU

Alpakaların, hastalıklara karşı direnci, beslenme programları, iklim ve bitki örtüsüne uyumları ile diğer sosyal davranışlarını iki yıl boyunca gözlemdiklerini ifade eden Polat, "Alpakaların bölgeye uyum sağladığını gördük. Avustralya"daki işletmeye göre yün üretimi ve hayvanların canlı ağırlıklarının yüzde 20 arttığını tespit ettik. Bu durum çok önemli." diye konuştu. Alternatif hayvan yetiştiriciliği yönünden üzerilerine düşen görevi tamamladıklarını vurgulayan Polat, Türkiye"de Alpaka çiftlikleri kurulmasında herhangi bir sakınca görmediklerini kaydetti.


"TÜRKİYE SÖZ SAHİBİ OLABİLİR"

Polat, bu bağlamda bir çalışma yaptıklarını belirterek, şöyle devam etti:

"Üniversite rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Şahin hocamız bu bölgede 500 başlık bir Alpakaçiftliği için öncülük yapıyor. Halkımızın da gelip ziyaret edebileceği sosyal ve ekolojik yönü olan Antalya yolu üzerinde 500 baş Alpaka"nın bulunduğu bir çiftliğin kurulması için start vermiş durumdayız. Çiftliğin giderlerini üniversitemiz karşılayacak. Hayvanlar, Avustralya"daki firma tarafından temin edilecek. Çiftlikteki üretimi ortaklaşa gerçekleştireceğiz. Ülkemiz açısından Alpaka yetiştiriciliğinin olumlu sonuçlar doğuracağına inanıyoruz."

Türkiye"de ciddi tekstil potansiyeli bulunduğunu dile getiren Polat, "Avustralyalı firmanın, Türkiye"yi tercih etme nedeni, ülkemizin güçlü bir tekstil üreticisi olması, Avrupa"ya yakınlığı, Alpaka yünü gibi kaliteli bir ürüne pazar temininde güçlüklerin aşılmasının kolay olacağının düşünülmesidir. Umuyoruz bundan sonra Alpaka yetiştiriciliği gelişerek devam eder. Türkiye Alpaka yününde söz sahibi olabilir." diye konuştu. 

http://www.adanaajans.net/gundem/turkiye-de-ilk-kez-kurulacak-yapana-iyi-para-kazandiracak


Friday, 24 June 2016

Tarımda Türkiye'nin Kandili: TAYEM




Sedat Memil (özel)
ARKAN AKAL: TÜRKİYE’NİN TEK KURULUŞUYUZ
ADANA ZİRAİ ÜRETİM İŞLETMESİ TARIMSAL YAYIM VE HİZMETİÇİ EĞİTİM MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜ
Adana, 60 asırlık gözlerle bakar insana. Adana’da görülen her yapı size  yılların ötesinden gelen derin gözlerle bakar. İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü binasının hemen yanında bulunan TAYEM (Tarımsal Yayım ve Hizmet İçi Eğitim Merkezi Müdürlüğü) binası var.
Bina sizi yüzyılımızın ötesinden bakışlarla ve gururla karşılar. Kurum göz önünde bir yer değildir. Geniş ve bakımlı bahçesinin içinde bir Traktör’ü görüyoruz. Mc Cormick marka traktörü görünce aklımdan ansiklopedik bilgiler geçti. “1890 yılında bölgenin tarımsal makineler açısından iyi bir Pazar olduğunu anlayan ABD kökenli Mc Cormck Şirketi Adana’da sürekli bir satış yeri açtı. Bunu, Fiat Traktörlerinin Adana ve Mersin’de Fordson Traktörlerinin Tarsus’ta açtığı şubeler izledi.”(*)
arkan-akal--tayem-müdürü.gif
TRAKTÖR: ÜRETİMİN MAKİNELİ MELEĞİ
Tabi o yıllar, üretimi teşvik için pamuk üreticilerine Altın Madalya verildiği yıllardı.
Taner Talaş, geniş bahçeye baktı ve hemen fikrini söyledi: “Buraya çok güzel tarım aletleri müzesi yapılabilir” dedi. Gerçekten de Adana’da kültürel yaşamdan izler taşıyan birçok müze var, (Halil Atılgan’ın Müzesi gibi) ancak sadece tarım aletlerini içeren bir müze yok.
Yine Taner Talaş’ın arkadaşı olan Mühendis- Eğitimci Hüseyin Aydın bizi karşıladı. Bahçe ve kurum hakkında bize bilgiler verdi.
img_7943.gif
ABDÜLHAMİT HAN’DAN BU GÜNE…
Özellikle TAYEM Müdürü Sayın Arkan Akal ile tanışmamızı sağladı. Sayın Arkan Akal, daha ilk karşılaşmada güven veren bir atmosferde bizi misafir etti. 
“Bu binayı ilk kez görüyoruz. Ne kadar güzel bir bina?”
“Gerçekten binamız görenlerin ilgisini çekiyor. Bu bina ve müdürlüğümüz 1907 yılında Abdülhamit Han'ın talimatlarıyla başlayıp 1911 yılında "AMELİYAT ZİRAAT MEKTEBİ" adıyla kurulmuştur. 1930-1970 Seyhan Ziraat Mektebi olarak kullanılmış olup 1970-1983 Çukurova Üniversitesine ev sahipliği yapmıştır. 1980 yılından sonra Personel Eğitim Merkezi bünyesinde Tarımsal Mekanizasyon ve Eğitim Merkezi (TARMEM), 2012 yılı itibariyle Zirai Üretim İşletmesi Tarımsal Yayım ve Hizmetiçi Eğitim Merkezi Müdürlüğü olarak görevine devam etmektedir.
Müdürlüğümüz, mevcut binaların yetersizliği ve artan çiftçi eğitimi ve hizmet içi eğitim taleplerini karşılamak amacıyla, Müdürlüğümüzün talebi ve Bakanlığımızın takdirleriyle aynı kampus içinde modern yeni bir hizmet binası yapımına karar verilmiştir. 11.03.2013 tarihi itibari ile yeni binasında hizmet vermeye başlamıştır.​
Tarımsal danışmanlık konusunda bütün Türkiye’de eğitim veren tek kuruluş olmaktan gurur duyuyoruz” dedi.
Sayın Arkan sadece binadan değil, yaptığı işten ve verdiği hizmetlerden de gurur duymaktaydı.
“Burası Türkiye’de Tarımsal Danışmanlara hizmet veren tek kurum” dedi.
Biz de tek soru yönelttik : “Tarımsal Danışman deyince ne anlamamız gerek?”
“Önce Kuruluş amacından söz etmeliyim: Ülke düzeyinde çoğulcu, etkin ve verimli bir tarımsal yayım ve danışmanlık sistemi oluşturarak; çiftçi / tarımsal işletme sahiplerinin bilgi, teknik, yöntemler konusundaki ihtiyaçlarının zamanında ve yeterli düzeyde karşılanmasını sağlamaktır.
Hedefi ise; Tarım, ekonomiye dayalı bir sektör olmasından dolayı kalite, standart, verimlilik, sermaye, rekabet, Pazar, sürdürülebilirlik gibi iktisadi kavramlarla yakından ilişkilidir. Tarım sektörünün gelişimi dünya üzerinde değişimlerin doğru okunması, sektörün yerel ve global ihtiyaçlara göre konumlandırılması, yönlendirilmesi ve nihayetinde mahalli ve evrensel araştırma bulgularıyla elde edilen teknolojik yeniliklerin üreticiler tarafından kullanılmaya başlaması sonucunda davranış ve yeniliklerin benimsetilmesi ile mümkün olacaktır.
Bu işlevi de; kırsal kesimde yaşayan nüfusun mevcut deneyim, uygulama ve tutumları dışında yaşam standartları üzerinde de değişikliği amaçlayan ve geçmişte özellikle tarımsal yayım hizmetleri, bu gün ise yayım hizmetlerinin yanında tarımsal danışmanlık hizmetleri sağlamaktadır. Bilgi ve teknolojinin üretildiği noktadan, bunların dönüştürüldüğü ve üreticilere aktarıldığı ve nihayetinde üretici eli ile uygulandığı bu döngüsel zincirde sağlanan; tutum ve davranış değişiklikleri sayesinde yeni bilgi ve teknolojilerin benimsenmesi, iyi bir yaşam standardı, bilinçli ve güçlü bir üretici kitlesinin yanında bu gün çevre koruma bilincine sahip sürdürülebilir bir tarımı da hedeflemektedir...”
img_7973.gifimg_7994.gif
TARIM DANIŞMANLARININ GÖREV VE SORUMLULUKLARI
“Tarım Danışmanlarının Görev Ve Sorumlulukları hakkında neler söyleriz?”
“Tarım Danışmanlarının görev ve yetkileri için şöyle söyleyebiliriz:
*Üretimin her aşamasında göreviyle ilgili konularda tarımsal işletme sahiplerine veya hizmet verdiği diğer birimlere gerekli bilgi ve becerileri kazandırmak, gerektiğinde ilgili mevzuata uygun tarımsal uygulamalar yapmak,
*Bitkisel ve hayvansal üretime yönelik sürdürülebilir üretim teknikleri konusunda her türlü bilgi ve yeni teknolojinin hedef kitleye ulaştırılmasını sağlamak,
*Çevrenin, doğal kaynakların ve biyolojik çeşitliliğin korunması için tarıksal işletme sahiplerini ve hedef kitleyi bilgilendirmek,
*Tarımsal işletmelerin daha rekabetçi bir yapıya kavuşturulması ve etkin bir şekilde ürün ve hizmet pazarına yönelmelerine katkıda bulunmak,
*İşletme ekonomisi tarım danışmanlığı yapmak, gerekli tavsiyelerde bulunmak,
*İşletmenin ekonomik analizlerini yapmak, gelişim planlamaları, iş ve sermaye verimliliğinin iyileştirilmesi ve aile işletmelerine özgü sorunlar, ev ekonomisi mekanizasyon, bitkisel çoğaltım materyalleri ve tohumluk üretimi konularında danışmanlık yapmak,
*Tarımda çalışanların mesleklerini daha iyi yapmaları için, gerekli kişisel gelişimve girişimcilik eğitimlerini yapmak,
*Yayım / Danışmanlık faaliyetlerinde basılı, sesli ve görüntülü kitle yayım vasıtalarından yararlanmak ve bunları hazırlamak ve hazırlanmasına katkıda bulunmak,
*Tarımsal üretimi kayıt ve kontrol altına alacak belgelerin düzenlenmesini sağlamak,
*Üretici örgütlenmesi konusunda çalışmalar yapmak,
*Güvenilir gıda arzına yönelik bilgilendirme faaliyetlerinde bulunmak,
*Danışmanlık faaliyetleri için basılı, sesli ve görüntülü kitle yayım vasıtaları hazırlamak ve Bakanlığın tarımsal danışmanlık hizmetinin yürütülmesi ile ilgili verilen görevleri yerine getirmek ve görevi ile ilgili eğitimlere katılmaktır…”ziraat-mühendisi-hüseyin-aydin-ile.gif
TAYEM: ADANA’NIN GURURU
Birçoğumuz farkında olmayabiliriz ama Adana’da varlığından gurur duyacağımız kurumların sayısı çok fazladır. “Tarımsal Yayım ve Hizmet İçi Eğitim Müdürlüğü” (TAYEM) bunlardan biridir.
Yazılarımda sık sık paylaşırım: “Üretim Huzur Kokar…”
Bu kurumda öyle bir huzuru hissederseniz… 2012 ve 2013 yıllarında Valimiz olsan Sayın İlhan Atış ile sık sık görüşürdüm. Ki o zaman Adana Ansiklopedisini hazırlıyordum.  Adana’yı adım adım adım dolaştığım zaman edindiğim izlenimleri merak ettiğinden dolayı kendisiyle paylaşırdım. Adana’nın aslında Aspir Deposu olabileceğinden söz etmiştim. TAYEM’in yayınının Adana Bölümü’nde: 2014 yılında Aspir Bitkisi ile ilgili eğitim ve araştırma çalışmalarının başlatıldığını duyunca hem gurur duydum hem de çok sevindim.
Üretim, sadece Türkiye’nin değil, ülkelerin çıkış noktasıdır. Refaha giden yol, öncelikle tarımsal üretimden geçer. Verimli olan topraklarımızın daha iyi değerlendirilmesi için TAYEM’in verdiği hizmet, hayati önem arz etmektedir.
HUZUR VEREN RAKAMLAR
“Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetleri Uygulama Esasları ile tarımsal danışmanlık yetkisi verilen, serbest tarım danışmanı, ziraat odası, üretici birlikleri, şirketler ve tarımsal dernek / Vakıfların yetkilendirme şartları ile hususları düzenlenmiştir. 2007 yılından 2014 yılına kadar 370 adet üretici örgütüne, 196 adet ziraat odasına, 14 adet derneğe, 217 adet şirkete, 500 adet serbest tarım danışmanına, “tarımsal danışmanlık yetkisi” verilmiştir.
2014 yılı içerisinde yetkilendirilen kişi ve kurum sayısı toplam 251 adet olup bunların 27 adet Ziraat Odası, 37 adet üretici örgütü, 3 dernek, 66 şirket ve 118 serbest tarım danışmanından oluşmaktadır.
Ayrıca Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Sınavı Uygulama esasları kapsamında 12.010 kişiye tarım yayımcısı sertifikası verilmiştir. (Bunların 9.310’u tarımla ilgili lisans mezunudur)
Ürerime ibadet edercesine saygı duyan bey, huzur içinde binadan ayrıldım.
Teşekkür ediyorum Sayın Arkan Akal, teşekkür ediyorum, TAYEM’in emekçileri… 

Thursday, 23 June 2016

İrfan İlim Ve Kültür Derneğinden Osmanlı Türkçesi Desteği



İrfan İlim Ve Kültür Derneğinden Osmanlı Türkçesi Desteği

irfan-ilim-ve-kultur-derneginden-osmanli-turkcesi-destegi
Kozan İrfan İlim ve Kültür Derneği ile İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü arasında kitap dağıtım protokolü imzalandı.
19 Haziran 2016 Pazar 18:03


Osmanlı Türkçesi’ne ilginin her gün biraz daha arttığı günlerde, İrfan İlim ve Kültür Derneği ortaöğretim kurumlarında (liseler) Osmanlı Türkçesi Dersini seçen 234 öğrenciye Osmanlı Türkçesiyle basılmış kitap hediye etti.
Kozan Fen Lisesi ve Kozan 50. Yıl Anadolu Lisesi’nden Osmanlı Türkçesi Dersini seçen 234 öğrenci ye Ord. Prof.Dr Ali Fuat Başgil Hoca’nın “Gençlerle Başbaşa” adlı kitabı ve Yazar Sena Ayaz’ın “Meslek Sahibi Sahabi Hanımlar” adlı kitapları ücretsiz olarak dağıtıldı. Derneğin bir kültür hizmeti olarak gerçekleştirdiği faaliyetten başta öğrenciler olmak üzere dersin öğretmenleri ve okul yöneticileri çok memnun kaldılar. 2 ve 3 Haziran günleri yapılan dağıtım törenlerine Kozan İrfan İlim ve Kültür Derneği yönetici ve üyeleri ve Osmanlı Türkçesi Öğreticileri katıldılar.Okulların konferans salonlarında gerçekleşen törelerde Okul yöneticilerine ve ders okutan öğretmenlere de kitap hediyeleri takdim edildi. Dernek yöneticileri Osmanlı Türkçesi Dersini seçen öğrencilere her yıl bu tür hizmetler ulaştıracaklarını bildirdiler.

http://www.kozanhaber.com/haber/guncel/irfan-ilim-ve-kultur-derneginden-osmanli-turkcesi-destegi/1726.html

Adana’ya Başbakanlık Ofisi


Türkiye, 3’üncü çeyrekte beklentilerin çok üzerinde büyüdü. Yüzde 2,5 ila 3 arası beklenen rakamı, TÜİK, yüzde 4 olarak açıkladı. 
Dünya ticaretinde yaşanan daralmaya, ülkelerarası sorunlara, çatışmalara ve rakiplerin düşük büyüme rakamlarına bakıldığında yüzde 4’lük büyüme sevindiriyor. Ancak 2023 için iddialı hedefler koyan Türkiye için bu büyüme oranı yeterli değil. 
Sadece 2023 için değil, mevcut durumun sürdürülebilirliği için de bu orandaki büyüme kâfi sayılmaz. 150 milyar dolar civarında ihracat, 10 bin dolar seviyesinde kişi başına düşen milli gelir, düşürülemeyen işsizlik oranı ile Türkiye, arzu ettiği hedefe ulaşamayacak. Aksine, ekonomisi uzun süre orta gelir tuzağından çıkamayacak bir ülke konumuna düşeceğiz. 
Zengin hammadde kaynaklarına sahip bir ülke de değiliz. 
Türkiye’nin bugünden yarına teknoloji üreten bir ülke olabilmesi mümkün görünmüyor.
Kısa sürede tasarımlar, bilgi üretimi ve markalar çıkaramayacağımız da aşikâr.
İthalatı ve tüketimi artırarak büyüme modeli benimsenmiş olsa bu kez cari açık sorunu çıkıyor ortaya. Yatırımları artırarak büyümek için de tasarruf gerekiyor. Türkiye’nin yeterli tasarrufu yok. Borçlanarak yatırımları artırmanın sıkıntıları da malum… 
Peki, ne yapılması gerekiyor? 
Yeterince değerlendirilemeyen doğal zenginliklerimiz var mı? Var. İnsan kaynağımız ve bu yöndeki değerimiz genç nüfusa sahip miyiz? Evet. Dünya ticaretinde daha etkin konuma yükselebileceğimiz bir noktada mıyız? Noktadayız. 
Bu imkânların etkin değerlendirildiği bölge Marmara… Türkiye’nin güçlü endüstri kuruluşları burada… Limanlar, serbest bölgeler, ulaşım altyapısı burada. Turizm tesislerinin, üniversitelerin, hastanelerin yoğunluğu burada… Bu yüzden Marmara Bölgesi’nin kişi başına düşen milli geliri, gelişmişlik endeksinde yer alan kriterlerin oranlarından yüksek. Dolayısıyla Marmara Bölgesi, orta gelir tuzağında değil. Gelişmişlik göstergeleri birçok Avrupa ülkesiyle benzerlik taşıyor. Ancak sadece Marmara’nın gelişmesi Türkiye’nin büyüme trendine katkı sağlamıyor. Aksine, bölgelerarası gelişmişlik farkı daha belirgin hal alıyor ve sosyal kırılmalara ve farklı sorunlara da yol açıyor. 
Bu çerçevede Türkiye’nin Batı’sında yakalanan bu ivmenin Doğu’ya, Güney’e ve Kuzey’e de kazandırılması gerekiyor. TÜRKONFED Önceki Dönem Başkanı Süleyman Onatça’nın “Türkiye’ye 3 İstanbul daha lazım” derken tam da bunu kastediyordu. 
İstanbul, etkileşimiyle etrafındaki 20’ye yakın kentin sosyoekonomik yapısına önemli değer katıyor. O zaman yaratılacak 3 yeni İstanbul, etrafındaki 60 kenti hızlı büyütecek ve Türkiye orta gelir tuzağı sarmalından çıkabilecek. 
Adana, Türkiye’nin güneyinde yeni bir İstanbul için en ideal kent. 
Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Projesi ile dünyanın en etkin enerji üssü haline getirilmeye hazır. 
Verimli toprakları ve su imkânlarıyla tarımda atılıma hazır… 
Coğrafi konumu ve geliştirilebilecek reeksport altyapısıyla Ortadoğu’ya ikinci Dubai olmaya hazır. 
El değmemiş sahilleriyle turizmde hamleye hazır. 
Var olan sanayi kültürü ve girişimci yapısıyla katma değeri yüksek üretime de hazır. 
Bu alanlarda gerçekleştirilecek atılımlar Türkiye’nin çift rakamlı büyümesini beraberinde getirebilir.  
Ancak bütün bu hamlelerin harekete geçirilebilmesi için yerel yönetimin çabası yeterli olmaz. Bunun için merkezi hükümetin tüm kadro ve imkânlarıyla bu bölgede olması gerekir.
İstanbul ve İzmir’de ‘Başbakanlık Ofisleri’ kuruldu. Üçüncü ofis kesinlikle Adana’da olmalı.
Mehmet ULUĞTÜRKAN/http://www.refleksgazetesi.com

hepsiburada.com tersine beyin göçü başlatacak


https://www.hepsiburada.com tersine beyin göçü başlatacak

Doğan Online ve https://www.hepsiburada.com'un Başkanı Hanzade Doğan Boyner, ABD Başkanı Barack Obama'nın daveti üzerine 'Global Girişimcilik Zirvesi'ne katıldı. Hanzade Doğan Boyner, zirvenin düzenlendiği, Silikon Vadisi olarak kabul edilen San Francisco'da ABD'deki Türk girişimciler ve yüksek teknoloji çalışanlarıyla da bir araya geldi

Yaptığı temaslarda Türkiye’nin e-ticarette büyük bir potansiyel taşıdığını vurgulayan DoğanBoyner, Silikon Vadisi’ndeki Türk girişimci ve teknoloji çalışanlarının hepsiburada.com’un ve e-ticaret sektörünün geleceğinde söz sahibi olmalarına olanak tanımak istediklerini belirtti.
hepsiburada.com tersine beyin göçü başlatacak
‘Çok yoğun ilgi gördüm’ 
100’ye yakın Türk katılımcı ile bir araya gelen Doğan Boyner, hepsiburada.com’un başarı hikayesini anlattı. Türkiye’de e-ticaret sektörünün sunduğu fırsatlarla ilgili bilgiler veren Hanzade Doğan Boyner, şu değerlendirmeyi yaptı: “Teknolojinin kalbinin attığı Silikon Vadisi’nde, çok değerli bir Türk topluluğu var. Büyük teknoloji şirketlerinde deneyim kazanan bu arkadaşlarımızla bir araya geldik. Burada gördüğümüz yoğun ilgi beni çok mutlu etti. Çünkü bu ilgi, Amerika’da kariyerini sürdüren mühendislerimizin Türkiye’ye dönmek istemediği algısının doğru olmadığını gösterdi. hepsiburada.com’un teknolojiye yaptığı yatırımları, pazarın büyümesini, Türkiye’deki fırsatları anlattığımızda katılımcıların heyecanlandığını gördüm.
‘Mesajım olumlu karşılandı’
Hanzade Doğan Boyner şöye konuştu: Özellikle aralarından bazılarının Türkiye’ye gelerek bizimle görüşmek istediğini söylemesine çok memnun oldum. Çünkü Silikon Vadisi’ne geliş amaçlarımdan biri buydu. hepsiburada.com olarak Amerika’dan Türkiye’ye tersine beyin göçü yaratmak istiyoruz. Buradaki arkadaşlar çok değerli deneyimler kazandılar. Artık Türkiye’de deneyimlerini uygulayabilecekleri bir ortam var. hepsiburada.com olarak onlara bu ortamı sağlıyoruz. Önümüzdeki 12 ayda 300 tecrübeli mühendisin ekibimize katılmasını istiyoruz. Bu nedenle onlara, ‘Artık geri dönün’ mesajını verdim. Mesajım çok olumlu karşılandı. Ayrıca buradaki mühendislerimizden Amerika’da da bir ofis kurma konusunda geri bildirim aldık. Teknolojinin merkezi olan Silikon Vadisi’nde böyle bir talebin gelmesini doğal karşılıyorum. Bu konuyu da değerlendireceğiz.”
Hanzade Doğan Boyner, Silikon Vadisi’nde, ABD’deki Türk girişimciler ve yüksek teknoloji çalışanlarıyla bir araya geldi.
‘Gelirimiz yüzde 140 büyüdü’
2019’da perakende sektörünün 350 milyar dolar büyüklüğe ulaşacağını belirten Hanzade Doğan Boyner, “Şu anda pazar payı açısından baktığımızda, perakendede yüzde 1.5 online penetrasyon var. Bu rakam 2019’da en az yüzde 5-7 arasında bir penetrasyon seviyesine gelecek. hepsiburada.com olarak bu yıl yüzde 140 gelir büyümesi elde ediyoruz. Bu anlamda pazarın büyümesine de hepsiburada.com olarak öncülük ediyoruz. Türkiye’nin genç bir nüfusu var. Nüfusun yüzde 50’si 30 yaşın altında. İnternet penetrasyonu yüzde 50 ve akıllı cihaz penetrasyonu ise yüzde 60’a geldi. Pazar dijital dönüşüme hazır” diye konuştu. Hanzade Doğan Boyner, Silikon Vadisi temasları kapsamında bu yıl dördüncüsü düzenlenen ve 300’e yakın start-up girişimcisini bir araya getiren ‘e-Tohum San Francisco’da da bir konuşma yaptı.

Spor ile markalaşmak



Spor ile markalaşmak
Metin KURGUN http://www.gunaydingazetesi.com.tr/yazar/metin-kurgun/


Hep söylüyoruz, çağdaş şehirler kazanımlarını markalaştıkları için elde edebiliyor.
Markalaşmak artık son derece önemli ve artık bunun pek çok yolu var.
Kimi şehirler ekonomisiyle, kimisi tarih ve kültürel değerleriyle, kimisi turizm potansiyeliyle, kimisi sanat ve sanatçısıyla markalaşır.
Yukarıda sıraladığımız her bir değer, bir şehrin markalaşması yolunda birer seçenektir.
Spor da bunlardan biridir..
Akılcı bir yönetim, uzun vadeli planlama ve doğru yatırımlarla spor ile de marka kent olunabilir.
Hele hele Adana, spor ile kendini çok daha ileri atabilir.
İklimsel özellikleri, genç nüfusu, azımsanmayacak tesisleri ama daha da ziyade spora olan bakış açısıyla kentimiz bu çerçevede önemli bir merkezdir.
Elbette kebap da şalgam da bizim değerimizdir. Ancak 2000'li yıllarda bir metropolün tanıtımını sadece kebap-şalgama indirgemek, zannımca olsa olsa trajikomik olur!
Bu değerlendirmeyi, yani spor ile markalaşma seçeneğini son bir iki gündür yaşadıklarımızdan esinlenerek dile getiriyorum. Mesela Adana Büyükşehir Belediyesine bağlı ASKİ Kadın Basketbol takımı önce Beşiktaş'ı ardından Galatasaray'ı yarı finalde ezeli rakibimiz Mersin'i yenerek Fenerbahçe'nin Türkiye kupasında rakibi oldu.
Tüm Türkiye bu başarıyı izledi ve konuştu.
Şampiyonluk maçı bugün (dün) öğleden sonra yapılacak. Skor ne oldu ya da ne olur çok önemsemiyorum. Burada önemli olan tüm spor camiasının Kadınlar Basketbol Kupa şampiyonası sebebiyle Adana'yı konuşmasıdır.
Keza Adana Demirspor'un Osmanlıspor zaferi..
O başarıda televizyon ekranlarından milyonlara ulaştı. Kim bilir belki bu yıl şampiyon bile olunabilir!
Devre arasında hem de bu kadar yakınlaşmışken gerçekleştirilecek birkaç nokta transfer Adana'yı Demirspor üzerinden süper lige taşıyabilir.
Aynı başarıyı Kadınlar basketbolda ligde de yakalayabilecek potansiyel var. 
Demem o ki bu kentin seçilmişiyle atanmışıyla söz sahibi olan dinamikleri spor üzerinden Adana'yı markalaştırabilirler. Başarı elde edilebilecek birkaç branş daha tercih edilerek Türkiye'de önemli bir spor kenti olabiliriz..
Yeter ki bunu isteyelim, planlayalım ve gerekli katkıları koyalım...
Buradan elde edilecek başarı sadece maneviyat olarak dönmeyecektir. Kentin ekonomisi de inanın son derece olumlu etkilenecektir..
Bizden önermesi..  Tercih büyüklerimizin!

Wednesday, 22 June 2016


İZNİK ‘TE DOĞAL GAZ SEVİNCİ

İznik, yıllarca Bursa’nın üvey evlat muamelesi görmüş ilçelerinden biridir. Buradan dağ yöresinin ilçeleri “biz de,  biz de öyleyiz” diye hemen iç geçirdiklerini biliyorum. Yine de bu işlerden en muzdarip olmuş ilçemiz İznik’tir desem yeri var.
İznik’te 2002 öncesi yapılmış hizmetlere bakarsak, merkezde hala var olan bir hükümet binası, birkaç okul binası dışında görebileceğiniz hiçbir hizmet yoktur.
Şimdi var olan Yeni okul binaları, Hastane, Adliye Binası, SGK binası, Restorasyonu yapılan tarihi binalar son 7-8 sene içersinde yapılan hizmetlerdir.
Nedense daha önce gelen yönetimler İznik’in derdini ne Bursa’ya ne de Ankara’ya bir türlü ya anlatamamışlar, ya da güçleri buna yetmemiş. Hal böyle olunca da sorunlar birike birike İznik’in işleri sorunlar yumağı haline gelmiş. Gel gör ki çözüp bu işlerin içinden çıkasın.
Bunun böyle olmasında İzniklinin suçu yok değil, elbette var. Bir çok defa iktidarda bir parti var iken yerelde tutmuş muhalefetten Belediye Başkanı seçmiş. Sanki bunu yaparsa 15 bin civarında ki oy potansiyeli ile Hükümetteki iktidar partisine ayar çekecek. Olmamış tabi işler. Belediye senelik 10 milyon tutarındaki bütçesi ile çoğu zaman maaş ödeyememiş.
30 Mart 2014 teki yerel seçimlerde bu defa hata yapmamış. Ne olursa olsun İktidar partisinden tarafa tavır koyacağım ve yapılmayan hizmetleri iktidardan isteyeceğim demiş.
Seçimi kazanan Ak Parti Belediye Başkan adayı Osman sargın,  görevi devralmış alacağına da, İznik ‘te her yer tarumar, her yer delik deşik, bütün sokaklar kazılmış, İznikliler evlerine ulaşmakta zorluk çekiyor, çocuklar okula hendeklerden atlayarak gidiyor.
Önceki Başkan Kadri Eryılmaz, seçim yaklaşınca telaşla aceleye getirdiği İller Bankalı projeli Kanalizasyon yapım işini, Müteahhide hemen başlatması ve akabinde bilinçsin Müteahhidin daha arıtma tesisi bile olmadan İznik sokaklarını plansız programsız delik deşik etmesi gelen yönetime böyle bir İznik bırakmış.
Hemen Bursa Büyük Şehir belediyesi ve BUSKİ işe koyulmuş,  hem kanalizasyonda aksayan işler, hem de bir bakılmış içme suyu da perişan, işlemez halde, kaçak çok. Hadi onu da değiştirelim denmiş. Bakılmış yağmur suyu gideri de yok. O da devreye girmiş.
Bir taraftan da kamu oyu baskısı devam ediyor. Bu kadar eziyete katlandık, doğal gazımız da olsun diye. Birkaç defa Ankara’ya tekrar gidilmiş, Milletvekilleri devrede, İznik’e mutlaka Doğal Gaz da olsun diye,  Sonunda karar çıkmış  ve hemen ağustos 2014 te Bursagaz da İznik’te gerekli alt yapı çalışmalarına başlamış.
2014-2016 yıllarında gelin sorun İznikliye günler nasıl geçmiş. Hala da alt yapısı bittiği halde üst yapısı tamamlanmamış yollar var. Ama bütün bu işler 2 yıl içinde çalışma ile hemen hemen tamamlanıyor desekte, şöyle bütün yollar bitip, kaldırımlar tekrar yapılıp İznik tamamı ile pırıl pırıl olmadan bu işin bittiğine bir tek İznikliği inandıramazsınız.
Kanalizasyon arıtması ile beraber bitip evlerden bağlama işlemi devam ediyor. İçme suyu yeniden tamamen değişmiş. Yağmur suyu giderleri tekrardan yapılmış eskiyenler yenilenmiş.
Şimdi bu işlerin açılış aşamasına gelmiş İznik. İznik belediyesi her yıl vermiş olduğu Halk iftarını 18 Haziran Cumartesi günü, cephesi İznik Çinileri ile yeniden dizayn edilen Belediye önündeki meydanında yaptı. Büyük bir görkemle Doğal Gazın Meşalesini haklı gururlarıyla Belediye Başkanı, Ak parti milletvekilleri ve halk beraberce yaptı. Bir coşku ile, bir sevinçle İznik doğal gazına da kavuşmuş oldu. İznik’in havası şimdi daha da bir temiz olacak kış akşamlarında.
Hayırlı olsun, güle güle kullansınlar inşallah. Darısı Doğal gaz gitmeyen diğer ilçelerimizin, beldelerimizin başına olsun.
Bir daha yineleyelim İznik’te işler daha bitmemiş. Şu an da Bursa’mızın nadide Turizm Beldelerinden biridir deyip, İnsanları buraya davet etsek gelenler bir çok aksaklıkla karşılaşıp hayal kırıklığı yaşayabilirler.
Bölgemizin  Turizm açısında göz bebeği olacak bu yerin bir an önce tamamı ile görücüye çıkarılacak hale getirilmesi gerekir. Sahil Bandının projesinin bir an önce hayata geçmesi , Büyük Şehrin yapacağı yolların tamamlanması gerekir. İznik Belediyesinin ara sokak yollarının, kaldırımlarının onarımını bir an önce tamamlaması ve İznik’in temizliğinin özenle yapılması gerekir. Mümkünse yapılacak ek projelerle Turizm Kültür Bakanlığının Bütçesinin ve Ankara’nın kaynaklarının kullanılarak İznik adına yakışır tarihteki yerini bir an önce alması, İznik’in misafir kabul edebilecek duruma getirilmesi sağlanmalıdır.
İznik Belediyesinin bütçesi tek başına bu işlere yetmez. Para olmayınca da bir iş olmaz. Sonra yine seçim çabuk gelir. İznikliler buradan İktidar partisine selam yolluyorlar diyelim.
Selam sevgi ve dua ile…

Turizm projelerine 18 Milyon Liralık hibe


Samsun'da turizm altyapı programıyla kabul edilen projelere, Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA) toplamda 18 Milyon Lira hibe verecek.



Başvurusu alınan 90 projeden 30 projeyi desteklemeye düşündüklerini belirten OKA Genel Sekreteri Mevlüt Özen, "90'dan fazla proje aldık. Ortalama 30 projeyi desteklemeyi düşünüyoruz" dedi.
Merkezi Samsun'da bulunan, Amasya, Çorum ve Tokat illerinde de faaliyet gösteren OKA yakında açıklayacağı 'Turizm Altyapı Programı'yla 18 milyon lira hibe dağıtacak. Konu hakkında açıklamalarda bulunan OKA Genel Sekreteri Mevlüt Özen şu bilgileri verdi:
"Turizm altyapı programıyla, yakında açıklanacak 18 milyon lira hibe dağıtacağız. 90'dan fazla proje aldık. Ortalama 30 projeyi desteklemeyi düşünüyoruz. 1 milyon liralık bütçesi olan ve ilk defa gerçekleşecek sivil toplum destekleme programı ilan ettik. Bu projelere maksimum 75 bin lira vereceğiz. İnsan için çalışan sivil toplum kuruluşlarına kurumsallaşma desteği vereceğiz. Bu konuda da 56 proje aldık. Bunlardan da 20'sini desteklemeyi düşünüyoruz. Kazananları yönetim kurulu toplantımız sonrasında açıklayacağız" dedi.
14 milyon lira harcamayla Tekkeköy İlçesi'nde Fuar ve Kongre merkezini tamamladıklarını belirten OKA Genel Sekreteri Mevlüt Özen, şunları anlattı:
"Bunun 7 milyonunu biz, diğer 7 milyonu ise ortaklar kendileri buldular. Bu projede Samsun Ticaret ve Sanayi Odası, Gıda Borsası, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Vakfı, Büyükşehir Belediyesi, İl Özel İdaresi ve Samsun Valiliği gibi ortaklar bir yatırım gerçekleştirerek bu ilke imza atıldı. Çorum'da bir teknoloji bölgesi yaptık. Bu da 6 milyonluk bir yatırım. Bunun 4.5 milyonunu biz verdik.
Burada da ortakları bir araya getirdik ve şu anda müşteri kabul ediyor. Amasya Yeşilırmak Şişirme projesi var. Burada bir turizm alanı oluşturulacak. 16 milyon liralık bir projedir. Bunun 7 milyon lirasını biz vereceğiz. Tokatta Kent Meydanı projesi var. O da büyük bütçeli bir projedir. Bu proje yapım aşamasında. Bu projenin de 8 milyon lirasını biz vereceğiz. Biz bu projelere güdümlü proje diyoruz." (DHA)

Bakanlıktan belge alamayan oteller belediyeye koşuyor



Turizm srktöründeki eksikliklerin giderilmesi için de bu yılın bir fırsat olduğunu söyleyen TÜROFED Başkanı Osman Ayık, öncelikle tesislere verilen belgelerdeki çift başlılığın giderilmesi gerektiğini söyledi. Terör olayları ve Rusya etkisiyle düşüş yaşayan turizm sektörü, krizi fırsata çevirmek için düğmeye bastı. Betül Alakent imzalı habere göre, verilen desteklerin yanı sıra sektördeki eksikliklerin giderilmesi için de bu yılın bir fırsat olduğunu aktaran TÜROFED Başkanı Osman Ayık, öncelikle tesislere verilen belgelerdeki çift başlılığın giderilmesi gerektiğini söyledi. Türkiye'de 4 bin üzerinde bakanlık belgeli, 10 binden fazla da belediye belgeli ya da belgesiz tesis olduğunu aktaran Ayık, "Bakanlıktan belge alamayan belediyeye gidiyor.
Çünkü belediye sadece binaya bakıyor.Denetimler yetersiz" dedi. Denetimin olmadığı yerde gıdadan hijyene her konuda sıkıntının baş gösterebileceğine dikkat çeken Ayık, bazı belediye belgeli tesislerde polise kayıt bilgisinin verilmediğini ve bunun da asayiş problemlerine neden olabileceğini vurguladı. Ayık, "Eğer turist sayısında düşüşün önüne geçmek ve ülkemize gelen turisti artırmak istiyorsak tüm tesislerin bakanlık belgeli olması gerekiyor" diye konuştu.
http://www.turizmaktuel.com/haber/bakanliktan-belge-alamayan-oteller-belediyeye-kosuyor

Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts