Friday, 22 July 2016
Tuesday, 19 July 2016
Diyanet: Ölen darbecilere din hizmeti verilmeyecek
Diyanet: Ölen darbecilere din hizmeti verilmeyecek
Anadolu Ajansı
Türkiyehttp://www.ntv.com.tr/turkiye/diyanet-olen-darbecilere-din-hizmeti-verilmeyecek,rm6HJKJYiEOvRQAJG-zqfQ
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada öldürülen darbecilere din hizmetinin başkanlık tarafından verilmeyeceğini bildirdi.
Diyanet İşleri Başkanlığınnın internet sitesinden yapılan açıklamada, meşru yönetimine başkaldırarak milletin ve devletin bekasını hedef alan, TBMM başta olmak üzere kamu kurumları üzerine bomba yağdıran ve halka karşı acımasızca silah kullanan ve bu sırada öldürülen darbecilere sela, teçhiz, tekfin ve cenaze namazı kılınması gibi din hizmetlerinin başkanlık tarafından verilmeyeceği bildirildi.
Açıklamanın tam metni şöyle;
Açıklamanın tam metni şöyle;
15 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ/PDY tarafından gerçekleştirilen darbe girişiminde öldürülen darbecilerin cenaze namazları ile ilgili olarak halkımızdan Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığımıza gelen yoğun sorular üzerine aşağıdaki açıklamanın kamuoyu ile paylaşılması uygun görülmüştür.
Cenaze namazı, ölen bir Mümin için kardeşleri tarafından yerine getirilen bir tezkiye ve duadır. Bu merasimde Müminler ölen kardeşleri için dua etmekte, ona hüsnü şehadette bulunmakta ve haklarını helal ettiklerini ilan etmektedir. Hâlbuki bu kişiler, giriştikleri eylemler ile sadece bireylerin değil bütün bir milletin hukukunu ayaklar altına almış ve böylece Mümin kardeşlerinin tezkiye ve dualarını hak etmemişlerdir. Bu nedenle ülkemizin meşru yönetimine başkaldırarak milletimizin ve devletimizin bekasını hedef alan, TBMM başta olmak üzere kamu kurumları üzerine bomba yağdıran ve acımasızca halka karşı silah kullanan ve bu sırada öldürülen darbecilere karşı Başkanlığımızca sala, teçhiz, tekfin ve üzerlerine cenaze namazı kılınması gibi din hizmetleri verilmeyecektir.
Ancak zorla ve tehdit ile olaya sürüklenmiş, hiçbir şeyden habersiz ne olduğunu bilmeden kendisini çatışmaların içinde bulmuş ve hayatını kaybetmiş, er-erbaş ve askerlerimiz ile güvenlik görevlilerimiz bu uygulamanın dışında tutulacaktır.
Friday, 15 July 2016
It was published by the IMF SDR currency value
SDR Valuation | |
|
| ||||
SDR rates as of: | ||||
Thursday, July 14, 2016 | ||||
---|---|---|---|---|
Currency | Currency amount under Rule O-1 | Exchange rate 1 | U.S. dollar equivalent | Percent change in exchange rate against U.S. dollar from previous calculation |
Euro | 0.4230 | 1.11040 | 0.469699 | 0.171 |
Japanese yen | 12.1000 | 105.42000 | 0.114779 | -0.569 |
Pound sterling | 0.1110 | 1.32200 | 0.146742 | -0.579 |
U.S. dollar | 0.6600 | 1.00000 | 0.660000 | |
1.391220 | ||||
U.S.$1.00 = SDR | 0.718794 2 | 0.051 3 | ||
SDR1 = US$ | 1.391220 4 |
Footnotes | |
---|---|
1 | The exchange rate for the Japanese yen is expressed in terms of currency units per U.S. dollar; other rates are expressed as U.S. dollars per currency unit. |
2 | IMF Rule O-2(a) defines the value of the U.S. dollar in terms of the SDR as the reciprocal of the sum of the equivalents in U.S. dollars of the amounts of the currencies in the SDR basket, rounded to six significant digits. Each U.S. dollar equivalent is calculated on the basis of the middle rate between the buying and selling exchange rates at noon in the London market. If the exchange rate for any currency cannot be obtained from the London Market, the rate shall be the middle rate between the buying and selling exchange rates at noon in the New York market or, if not available there, the rate shall be determined on the basis of euro reference rates communicated by the European Central Bank. |
3 | Percent change from previous calculation. |
4 | The reciprocal of the value of the U.S dollar in terms of the SDR, rounded to six significant digits. |
Related Links |
---|
IMF Finances IMF Lending Factsheet Financial Data by Country Glossary |
Disclaimer |
---|
The International Monetary Fund makes no warranties, express or implied, regarding these tables or the performance of this site. The IMF shall not be liable for any losses or damages incurred in connection with this site. |
Kudüs-i Şerif
Kudüs-i Şerif
H. HÜMEYRA ŞAHİN
University of London, The School of Oriental and African Studies
University of London, The School of Oriental and African Studies
Bir şehir üzerinden dünya tarihi yazılmak istenseydi, bu muhtemelen Kudüs olurdu. Gerek İlkçağ’dan bugüne genel dünya tarihi anlatısı içinde, gerekse dinler tarihinin en önemli kesişme noktalarında Kudüs yer alıyor çünkü. Ne Bağdat, ne Şam, ne Kahire, ne Roma, hatta üç imparatorluk başkenti İstanbul dahi Kudüs’ün dünya tarih yazımında oynadığı rolü oynayabilir. Filistin topraklarının karşılık geldiği konuları bilip anlamadan dünya tarihini anlamak çok zor. Tarihe yön veren pekçok önemli olayın uzantısı var Kudüs’te. Gerek inanç tarihini, gerekse günümüz siyasetini anlamak bakımından bir anahtar Kudüs…
Hal böyleyken, bu anlam dünyalarının kapısını açmak için Kudüs yollarına düşenlerin sayısı son derece az. Pekçoğumuzun seyahat tercihlerinde öncelikler arasında yer almıyor. Oysa Kudüs-i Şerif, özellikle Müslümanlar için Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere’den sonra gidilmesi gereken ilk yer. Üstelik Kudüs yalnız bırakılmayacak kadar da mahsunluğu da temsil ediyor. Çünkü Mescid-i Aksa ne kadar yalnızsa dünyada Müslümanlar da o kadar yalnız. Aksa’da Müslüman varlığı ne kadar etkili ise dünyadaki Müslüman bilinci de o kadar aktif.
Kudüs, beş duyunun ötesinde yoğun bir duygu hassasiyeti ve derin bir akılla anlaşılabilecek bir şehir. Ruhunuzu ve aklınızı açtığınızda son derece mükrim bir belde. Misafirinin bilgisi ve duygu yoğunluğu oranında kendini açıyor. Katman katman birikim… Rivayet üstüne rivayet, yorum üstüne yorum, duygu üstüne duygu.. Herkes kabı ölçüsünde onun sırlarına vakıf olabiliyor.
Kudüs’te yaşanabilecek en net duygu kuşkusuz, hüzün ve mahsunluk. Ama aynı zamanda Müslüman aklını harekete geçiren bir zihinsel devinim yaşatıyor Kudüs. Her duygu bir aksiyonu kışkırtıyor burada. ‘Eğer zeytin ağaçları onları yetiştiren elleri bilselerdi zeytinleri gözyaşına dönerdi’ diyordu Filistinli şair Mahmud Derviş. Güncel siyasetin, bir şairin dünyasında nasıl bir aksiyon dayattığını hatırlatırcasına.
Filistinliler için politika hayati bir mesele… İşte bu yüzden Filistin sadece bir duygunun, gözyaşının konusu değil. Aklın, siyasetin, stratejinin mevzu… Müslümanların izzetini yüceltmek, onurunu bir dipçiğin tasallutundan kurtarmak için gerekli olan bilincin konusu.
Evet ne yazık ki Filistin’de herşey silahların gölgesinde yaşanıyor. Aşklar, gençlik umutları, gündelik yaşamın her anı kimlik kontrollerinin gölgesinde… Sokakta oynayan çocuklar dahi tüfek ve tabancalarla oyun kuruyor.
Evet ne yazık ki Filistin’de herşey silahların gölgesinde yaşanıyor. Aşklar, gençlik umutları, gündelik yaşamın her anı kimlik kontrollerinin gölgesinde… Sokakta oynayan çocuklar dahi tüfek ve tabancalarla oyun kuruyor.
Kudüs, dünya’nın en yorgun, en katmanlı ve en sofistike şehri… Onu gerçek anlamıyla çözebilmek için, insan nerede yaşarsa yaşasın bir ayağı orada olmalı! ‘Bir Filistin vardı, bir Filistin gene var’ ve hep olacak. Yeter ki biz Kudüs-i Şerif’i terketmeyelim!
Thursday, 14 July 2016
Diyanet'in ilk kadın murakıbı ile röportaj
Diyanet'in ilk kadın murakıbı ile röportaj
Diyanet Hak-Sen Basından Sorumlu Başkan Yardımcısı Neriman Varışlı'nın, Diyanet'in İlk Kadın Murakıbı Hatice Kuyrukçu Harman ile yapmış olduğu ÖZEL röportajı Dinihaberler.com olarak siz değerli okurlarımız için yayımlıyoruz. İşte o röportaj:
DİYANET'İN İLK KADIN MURAKIBI....
Hatice Kuyrukçu Harman
1981 Ankara doğumludur. Lisans eğitimini Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde yaptı. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde yüksek lisansını devam ettirmektedir. 2007 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı'nda Kur'an Kursu öğreticisi olarak çalışmaya başladı. Diyanet Hak-Sen'in kurucu üyelerindendir. Halen Fransa'da din görevlisi olarak çalışmaktadır. Arapça, İngilizce ve Fransızca bilmektedir. Evli ve bir kız çocuk annesidir.
Neden Murakıplık?
'Kur'an kurslarında yaşanan aksaklıklar bu görevi kadınların yapması gerektiğini düşündürdü. Mevcut coğrafyamız her ne kadar bir kadın murakıba henüz hazır olmasa da işe bir yerden başlamak gerektiğini düşündüm.''
Peki murakıp ne iş yapar?
''Murakıbın görevi Diyanet İşleri Başkanlığı'nın verdiği emir ve görevlerin taşra teşkilatında müftülükler düzeyinde uygulanıp uygulanmadığını denetlemek ve yaşanan aksaklıklarda rehberlik etmektir.''
Bir kadın murakıp olarak cami görevlilerinin denetlenmesi konusunda ne düşünüyorsunuz?
''Diyanet İşleri Başkanlığı teşkilat yasası hazırlanırken murakıpların görevleri konusunda cinsiyetçi bir ayrım yapılmamıştır. Dolayısıyla bu göreve başladıktan sonra kurumumun verdiği görevleri layıkıyla yapacağıma inanıyorum.''
Türkiye'nin ilk kadın murakıbı olmak size neler hissettirdi?
''Bu başarı yalnızca benim değil. Tüm kadınlarımız adına onlara istediklerinde neler yapabileceklerini gösterme imkanı bulduğum bir başarıdır. Herhangi bir erkeğe karşı alınmış bir zafer değildir. Çünkü Beyza'nın tek rakibi her zaman Hatice olmuştur, Hatice'ninki de Beyza... Koordineli çalıştıklarında ve istediklerinde, imkan da verilirse her şeyi başarabildiğimizi gösterebiliriz...
Hatice Kuyrukçu Harman
1981 Ankara doğumludur. Lisans eğitimini Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde yaptı. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde yüksek lisansını devam ettirmektedir. 2007 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı'nda Kur'an Kursu öğreticisi olarak çalışmaya başladı. Diyanet Hak-Sen'in kurucu üyelerindendir. Halen Fransa'da din görevlisi olarak çalışmaktadır. Arapça, İngilizce ve Fransızca bilmektedir. Evli ve bir kız çocuk annesidir.
Neden Murakıplık?
'Kur'an kurslarında yaşanan aksaklıklar bu görevi kadınların yapması gerektiğini düşündürdü. Mevcut coğrafyamız her ne kadar bir kadın murakıba henüz hazır olmasa da işe bir yerden başlamak gerektiğini düşündüm.''
Peki murakıp ne iş yapar?
''Murakıbın görevi Diyanet İşleri Başkanlığı'nın verdiği emir ve görevlerin taşra teşkilatında müftülükler düzeyinde uygulanıp uygulanmadığını denetlemek ve yaşanan aksaklıklarda rehberlik etmektir.''
Bir kadın murakıp olarak cami görevlilerinin denetlenmesi konusunda ne düşünüyorsunuz?
''Diyanet İşleri Başkanlığı teşkilat yasası hazırlanırken murakıpların görevleri konusunda cinsiyetçi bir ayrım yapılmamıştır. Dolayısıyla bu göreve başladıktan sonra kurumumun verdiği görevleri layıkıyla yapacağıma inanıyorum.''
Türkiye'nin ilk kadın murakıbı olmak size neler hissettirdi?
''Bu başarı yalnızca benim değil. Tüm kadınlarımız adına onlara istediklerinde neler yapabileceklerini gösterme imkanı bulduğum bir başarıdır. Herhangi bir erkeğe karşı alınmış bir zafer değildir. Çünkü Beyza'nın tek rakibi her zaman Hatice olmuştur, Hatice'ninki de Beyza... Koordineli çalıştıklarında ve istediklerinde, imkan da verilirse her şeyi başarabildiğimizi gösterebiliriz...
14 Temmuz 2016 Perşembe 07:01/http://www.dinihaberler.com
Diyanet İşleri Başkanlığı 2016 Yılı Murakıplık Giriş Sınavı (Sözlü) Sonuç Duyurusu Yayınlandı
Diyanet İşleri Başkanlığı 2016 Yılı Murakıplık Giriş Sınavı (Sözlü) Sonuç Duyurusu
12 Temmuz 2016 Salı 17:05
http://www.dinihaberler.com
2016 Yılı Murakıplık Giriş Sınavına (Sözlü) katılan adaylar sınav sonuçlarını kullanıcı hesapları vasıtasıylahttps://dibbys.diyanet.gov.tr internet adresinden öğrenebileceklerdir.
Tercih ve atama işlemlerine ilişkin hususlar daha sonra Başkanlığımız internet sitesi ana sayfasında ve İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü sayfasında ilan edilecektir.
İlgililere duyurulur.
Tercih ve atama işlemlerine ilişkin hususlar daha sonra Başkanlığımız internet sitesi ana sayfasında ve İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü sayfasında ilan edilecektir.
İlgililere duyurulur.
Wednesday, 13 July 2016
Yeni Vatandaşlık Yasası Ne Kadar Faydalı Olur ?
Herkes suriyeliler hakkında yorum yapıyor hüküm veriyor.benim için suriyelilere türkiye cumhuriyeti kimliği verilsin verilmesin fark etmez. Türkiye suriyeye girerse bidaha çıkmaz oradan bizim topraklarımıza katılır ve oradaki insanlara yine turkiye vatandaşı yapmak gerekir.bu sefer suriye halkına sahip çıkmazsan işid suriye güçlenir ve turkiye sınırında daha büyük bir tehdit olur.tampon bölge olustursan bu sefer oraya ileride özerklik vermek zorunda kalacaksın daha devam edebilirim yani kısacası devlet kendi çıkarlarına göre hareket ediyor şuan eğer şuan mültecilere vatandaşlık verilirse mülteciler arasındaki bilim insanlarına daha rahat ulaşılacaktır.vatandaşlık vermekten zarar gelmez yararı dokunur . Yakin zaman içinde savaş sona erecektir. Askerler ve halk çok yoruldu artık kendi aralarında çözülmeye başladılar şuan tek sorun isid o bölgede
NUH ŞEN
Monday, 11 July 2016
Bin yıllık kilise restore edilmeyi bekliyor
Erzurum’un Uzundere ilçesine bağlı Çamlıyamaç köyünde bulunan bin 100 yıllık Öşvank Kilisesi, kaderine terk edilmiş durumda. 958-966 yılları arasında Gürcü kralının oğulları Bagrat ve Davit tarafından yaptırılan ve dönemin en büyük...
Erzurum’un Uzundere ilçesine bağlı Çamlıyamaç köyünde bulunan bin 100 yıllık Öşvank Kilisesi, kaderine terk edilmiş durumda.
958-966 yılları arasında Gürcü kralının oğulları Bagrat ve Davit tarafından yaptırılan ve dönemin en büyük kiliseleri arasında yer alan Öşvank, bin yılı aşkındır ayakta duruyor. Her yıl yerli ve yabancı bir çok turist ziyarete geldiği manastır, Gürcü Hıristiyanlar için büyük öneme sahip.
Bir dönem Bizanslıların eline geçen Öşvank, o tarihlerde bir onarım gördü. Son yıllarda köylüler tarafından camii olarak kullanılan Öşvank, köye yaptırılan caminin ardından tamamen kaderine terk edildi.
Kilisenin içinde çok miktarda altın bulunduğu iddiaları nedeni ile manastırın sığınaklarına giden alanlar bir çok kez definecilerin istilasına uğradı. Aramalar yüzünden bir çok kez zarar gören manastırın bir de 'efsane çanı' olduğu söyleniyor. Kilisenin içinde gömülü olduğu belirtilen çanın da çıkarılması için bir çok defineci girişimlerde bulunsa da başaramadı.
Jandarma ekiplerinin de sürekli devriye attığı kilisenin kubbesinin büyük bölümü ise düşen yıldırım sonucu yıkıldı. Köylüler, ilk başta kubbeden küçük bir parçanın düştüğü ancak bakımsızlık nedeniyle bu hale geldiğini anlatıyor.
Kiliseye gelenlerin ilk dikkat çektiği unsur ise 'Krikolu’ sütun. Yaklaşık 10 yıl önce kilisenin bir sütunu, tarihi eser kaçakçıları tarafından bir gece çalınmış. Çalınan sütun yerine köylüler, tahta sütun yapmış ancak odun çürümeye başlayınca, tahtanın yanına kroki ile çözüm aranmış.
Öte yandan, Öşvan Kilisesi'nin onarımı için Türkiye ile Gürcistan Devleti arasında sözlü mutabakat sağlanmıştı. Anlaşmaya göre Gürcistan Devleti, Osmanlıya ait tarihi bir camiinin restorasyonu üstlenecek ve Türkiye de Öşvank'ı onaracaktı. Hatta kiliseyi incelemek için Gürcistan Cumhurbaşkanı Giorgi Margvelaşvili de bölgeye gelmiş ve çalışmaların bir an önce hızlanması gerektiğini vurgulamıştı.
Ancak aradan geçen yaklaşık 4 yılda henüz bir çalışma başlatıldı.
958-966 yılları arasında Gürcü kralının oğulları Bagrat ve Davit tarafından yaptırılan ve dönemin en büyük kiliseleri arasında yer alan Öşvank, bin yılı aşkındır ayakta duruyor. Her yıl yerli ve yabancı bir çok turist ziyarete geldiği manastır, Gürcü Hıristiyanlar için büyük öneme sahip.
Bir dönem Bizanslıların eline geçen Öşvank, o tarihlerde bir onarım gördü. Son yıllarda köylüler tarafından camii olarak kullanılan Öşvank, köye yaptırılan caminin ardından tamamen kaderine terk edildi.
Kilisenin içinde çok miktarda altın bulunduğu iddiaları nedeni ile manastırın sığınaklarına giden alanlar bir çok kez definecilerin istilasına uğradı. Aramalar yüzünden bir çok kez zarar gören manastırın bir de 'efsane çanı' olduğu söyleniyor. Kilisenin içinde gömülü olduğu belirtilen çanın da çıkarılması için bir çok defineci girişimlerde bulunsa da başaramadı.
Jandarma ekiplerinin de sürekli devriye attığı kilisenin kubbesinin büyük bölümü ise düşen yıldırım sonucu yıkıldı. Köylüler, ilk başta kubbeden küçük bir parçanın düştüğü ancak bakımsızlık nedeniyle bu hale geldiğini anlatıyor.
Kiliseye gelenlerin ilk dikkat çektiği unsur ise 'Krikolu’ sütun. Yaklaşık 10 yıl önce kilisenin bir sütunu, tarihi eser kaçakçıları tarafından bir gece çalınmış. Çalınan sütun yerine köylüler, tahta sütun yapmış ancak odun çürümeye başlayınca, tahtanın yanına kroki ile çözüm aranmış.
Öte yandan, Öşvan Kilisesi'nin onarımı için Türkiye ile Gürcistan Devleti arasında sözlü mutabakat sağlanmıştı. Anlaşmaya göre Gürcistan Devleti, Osmanlıya ait tarihi bir camiinin restorasyonu üstlenecek ve Türkiye de Öşvank'ı onaracaktı. Hatta kiliseyi incelemek için Gürcistan Cumhurbaşkanı Giorgi Margvelaşvili de bölgeye gelmiş ve çalışmaların bir an önce hızlanması gerektiğini vurgulamıştı.
Ancak aradan geçen yaklaşık 4 yılda henüz bir çalışma başlatıldı.
Faiz indirme sırası bankalara geldi…
Faiz indirme sırası bankalara geldi…
ürkiye Cumhuriyet Merkez Bankası(TCMB) yılbaşından bu yana faizlerde 175 baz puan indirime gitti. Artık, faiz indirme sırası bankalara geldi ve gözler onlara çevrildi.
TCMB'nin faiz indirimi, tüketici kredilerine bankaların fonlama maliyetlerindeki azalma oranında yansıyor ve bu nedenle TCMB tarafından yapılan 175 baz puanlık indirime karşın bankaların faizlerindeki azalış miktarının ise sınırlı kaldığı görülüyor.
Tüketiciler, son bir yıldır beklettikleri konut, taşıt ya da diğer ihtiyaçlarını satın alabilmek için Merkez Bankası’nın faiz indirimlerini, kredi faiz oranlarında da benzer düşüşlerin gerçekleşebileceği ümidiyle fırsat olarak görüyor. Piyasalarda bankaların kredi faizlerini üretim ve reel sektöre yansıyacak şekilde indirmesi bekleniyor.
Bunun ne düzeyde gerçekleşeceği merakla beklenirken, ekonomik göstergelerdeki iyileşme, ertelenmiş talebin kredi kullanımını artırması bankaların karlılıklarına olumlu yönde yansıdı. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda altı aylık bilançolarını gönderen dört banka toplam 1.1 katrilyon lira kar etti. Reel sektör temsilcileri, piyasaların hareketlenmesi için faiz indirme sırasının bankalara geldiğini, kredi faizleri ile birlikte konut ve tüketici kredilerindeki faiz oranlarının da aşağı yönlü değişiklikler beklediklerini dile getiriyorlar.
* * *
KOBİ’lere yeni destekler…
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB), KOBİGEL-KOBİ Gelişim Destek Programı kapsamında "Bilişim Teknolojileri KOBİ'lerinin Geliştirilmesi", "Hızlı Büyüyen KOBİ'lerde Kapasite Geliştirme" ve "KOSGEB Destekli Girişimlere İvme" konulu 3 yeni proje teklif çağrısına çıkıldığını açıkladı. Bakan Özlü, bu çağrılarla ilgili başvuruların alınmaya başlandığını ve değerlendirme sürecinin de yakında başlayacağını, yeni proje çağrılarının bütçesinin 300 milyon lira olduğunu, bu tür destek programlarıyla KOBİ'lerin niteliğini artırmayı devam edeceklerini dile getirdi.
* * *
Antalyalı turizmcilerin duası kabul oldu, darısı Bursa’nın başına…
Rusya ile uçak krizi, terör saldırıları derken gelişmelerden etkilenen ve turist duasına çıkan Antalyalı esnafın duaları kabul oldu ve 8 aylık aradan sonra Antalya Havalimanı'na ilk toplu Rus kafilesi önceki gün iniş yaptı. Sektör temsilcileri yeni kafilelerin artarak gelmeye devam edeceklerini dile getiriyorlar.
Körfez ülkelerinden beklenen turistler için darısı Bursa’nın başına dileyim…
Çevreci otomobilleri ucuzlatacak ‘milli teknoloji’ üretildi
İZMİR’deki Gediz Üniversitesi’nden Doç. Dr. Selim Solmaz, çevre dostu elektrikli ve hibrit otomobillerin yüksek maliyetini aşağıya çeken, performansını ve güvenliğini de artıran sistem geliştirdi.
Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selim Solmaz, geleceğin araçları olan çevre dostu elektrikli ve hibrit otomobiller için TÜBİTAK desteğiyle ‘Yeni nesil aktif güvenlik kontrol sistemi’ geliştirdi. Doç. Dr. Solmaz, yeni teknolojinin, Türkiye’de otomotiv sektörü için bir ilk olduğunu ifade etti. Elektrikli ve hibrit araçların maliyetini tahmini olarak yüzde 10 aşağıya çekeceğini, aynı zamanda da performansı ve güvenliği artıracağını dile getirdi. Doç. Dr. Selim Solmaz, prototip bir araç üzerinde ilk testlerini başarıyla gerçekleştirdikleri buluş hakkında şu bilgileri verdi: GEDIZ UNIVERSITESI MAKINE MUHENDISLIGI BOLUMU OGRETIM UYESI DOC. DR. SELIM SOLMAZ, ELEKTRIKLI VE HIBRIT ARACLAR ICIN AKTIF GUVENLIK KONTROL SISTEMI GELISTIRDI. YUZDE 100 MILLI TEKNOLOJI, TEST ARACINDA BASARIYLA DENENDI.
“Otomotiv markalarının şu an uyguladığı ABS, ESP, EBD, ASR ve ROP gibi aktif güvenlik kontrol sistemleri, hidrolik fren altyapısını kullanıyor. Bu sistemler maliyeti önemli ölçüde artırırken, aracı da ağırlaştırıyor. Elektrikli ve hibrit araçların zaten yüksek olan maliyeti, mevcut sistemlerin pahalılığı yüzünden daha da artıyor. Bu otomobillerin çevre dostu olmalarına ve düşük yakıt tüketimlerine rağmen istenen düzeyle yaygınlaşmamasında pahalı olmalarının yanında bir diğer neden de performanslarının henüz istenen düzeye ulaşamamış olması. Bizim geliştirdiğimiz teknoloji, elektrik motorundan destek alıyor, çalışma mekanizması tamamen farklı ve oldukça hafif. Bu yeni sisteme geçildiğinde araçlar ucuzlayacak, ağırlığı azaldığı için yakıt tüketimi daha da düşecek, performansı yükselecek. Ayrıca benzer aktif güvenlik sistemleri bulunmayan araçlara göre daha güvenli sürüş imkanı sunacağı için kazaları da azaltacak.”
DOĞA DOSTU TEKNOLOJİ
Gediz Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selim Solmaz, iki yıllık çalışmanın ürünü olan projeyi otomotiv sektörünün kullanımına sunmaya hazır olduklarını belirterek, “Gerekli tüm testleri başarıyla tamamladık. İleri teknolojinin kullanıldığı otomotiv sektörünün en gelişmiş aşaması olan elektrikli ve hibrit araçlar alanına bir Türk teknolojisini kazandırmış olmanın sevincini yaşıyoruz. Akaryakıta bağımlılığı ortadan kaldıran, doğaya zarar vermeyen çevre dostu elektrikli otomobillerin kullanımının artmasına katkıda bulunacağımız için gururluyuz” dedi."
Subscribe to:
Posts (Atom)
Featured post
Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads
ISTANBUL, JULY 2025 — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...
Popular Posts
-
Ege Denizi'nde son dönemde artan sismik aktiviteler, bölgedeki deprem riskini ve olası arama kurtarma operasyonlarının önemini yeniden ...
-
1️⃣ YOU ARE BEING DECEIVED! Dear Istanbulites! 2️⃣ We would like to share with you a visual showing how our citizens in need benefited from ...
-
Zehirli Yalova'da amatör balıkçılık yapan Burak Ulusoy, oltasına takılan zehirli trakonya balığına temas ettiği için hastanede tedavi e...