Enerji tartışmaları Kıbrıs'ta dikkatleri üzerine çekiyor
Uzmanlar, bölgesel işbirliğinin en iyi uzun vadeli çözüm olduğunu belirtiyor.
SES Türkiye için İstanbul'dan Berkhan Karaduman'ın haberi - 14/11/14
Türkiye ve Kıbrıs, adanın denizlerdeki doğal gaz rezervlerinin kaderi hakkında yeni bir anlaşmazlık içinde ve uzmanlar, Avrupa merkezli uluslararası aracılı bir çözüm için çağrıda bulunuyor.
Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nicos Anastasiades, Türkiye'nin Nicosia'nın hak iddia ettiği bir bölgede doğal gaz aramayı planlamasına tepki olarak, geçtiğimiz ay birleşme görüşmelerine son verdi. Türkiye daha sonra denizaltındaki doğal gaz rezervleri için sismik veri toplamak üzere bir gemi gönderdi, bu olay üzerine Nicosia "siyasi, diplomatik ve hukuki" misillemede bulunacaklarını" tehdidinde bulundu.
Anlaşmazlık derinleşirken, SES Türkiye'nin görüştüğü uzmanlar, Nicosia ve Ankara'nın doğalgaz çıkarma imtiyazlarını paylaşmanın ve Kıbrıs'ın doğal gazını Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaştırmanın bir yolunu bulurlarsa, adanın devasa enerji rezervlerinin bölge barışı için bir katalizör olabileceğini söylediler.
Ankara merkezli Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu'ndan Fatma Yılmaz Elmas SES Türkiye'ye yaptığı açıklamada, "Reel politika açısından, müzakereler sürerken tırmandırılan enerji geriliminin, müzakereleri bir yere vardırmayacağını tarafların bilmesi gerekirdi. Sürecin verimliliği ve işlevselliği halihazırda uzunca bir süredir zaten sorgulanır durumdaydı. Sondaj çalışmaları sırasında tarafların pozisyonlarını katılaştıran adımlar atmaları, doğal olarak, mevcut güven bunalımını daha da derinleştiriyor" dedi.
Kıbrıs'ın güneyinde 2011 yılında yaklaşık 5 trilyon metre küp doğal gaz bulunması, sondaj hakları için bölge genelinde bir tartışmaya sebep oldu. Giresun Üniversitesi Uluslararası İlişkiler profesörü Göktürk Tüysüzoğlu "An itibarıyla Afrodit sahasında ulaşılan doğalgaz rezervinin 147 milyar metreküp olduğu ifade edilmektedir. Bu miktar Kıbrıslı Rumların 100 yıllık ihtiyacını karşılayabilecekken, Türkiye'nin 3-4 yıllık gaz ihtiyacını karşılayabilecek büyüklüktedir" dedi.
Kıbrıs, enerji ihracatlarının çok ihtiyaç duydukları geliri sağlamasını umarken, Türkiye de istikrarsız dış enerji tedarikçilerine olan bağımlılığını azaltmak için sabırsızlanıyor. Tüysüzoğlu, Türkiye'nin rezervleri aç uluslararası piyasalara taşımada kritik bir rol oynayabileceğini, bunun da tüm tarafların yararına bir çözüm olacağını ifade etti.
Tüysüzoğlu SES Türkiye'ye yaptığı açıklamada, "AB, Kıbrıs'tan çıkarılacak doğalgaz ve hatta petrolün en kolay, güvenli ve maliyetsiz olarak Türkiye üzerinden kendisine aktarılabileceğinin bilincindedir" dedi.
Anastasiades kısa süre önce, görüşmelerin mevcut enerji anlaşmazlığı çözüldüğünde yeniden başlayabileceğini söyledi. Türkiye ve Kıbrıs tek taraflı adımlardan kaçınarak anlaşma için zemin hazırlayabilir.
Tüysüzoğlu, "Ortadoğu'da artan güvenlik riskleri ortada iken, bu kaynakların en kolay, güvenli ve maliyetsiz olarak Türkiye üzerinden AB pazarına girebilecek olması, AB yetkililerini ve AB'nin sistemsel müttefiki ABD'yi, Kıbrıs Sorunu'nun çözümü yolunda taraflara baskı yapmaya itebilecektir. Bu bağlamda mevcut durumun çok uzun sürmeyeceğini ve çok uzak olmayan bir gelecekte Kıbrıs Sorunu'na ilişkin müzakerelerin tekrar başlayacağını düşünüyorum" dedi.
Tüysüzoğlu, BM'nin görüşmelerde taraf olarak, bir enerji anlaşmasına varılmasını sağlayabileceğini de sözlerine ekledi.
"Enerji kaynaklarından her iki tarafın da eşit olarak yararlanmasının sağlanabilmesi noktasında, BM gözetiminde ortak bir bütçe oluşturularak, adanın sahip olduğu enerji zenginliğinin çıkarılıp pazarlanmasından elde edilecek gelirin taraflara hakça dağıtılması sağlanabilir."
Brüksel merkezli International Crisis Group'un kısa süre önce yayınladığı bir raporda, işbirliğine dayalı bir enerji çözümünün Kıbrıs Türk Kesimi'nin izolasyonunu azaltacağı ve Rum tarafının ekonomik durumunu düzelteceği belirtildi.
Raporda, bir anlaşmaya varılmaması halinde "Kıbrıs Türk kesimi haksız bir izolasyonla yaşamaya devam edecektir" ifadesini kullanarak şunları belirtti: "Ve Kıbrıs Rumları daha derin bir ekonomik bunalımdan, mülkiyet haklarından daha uzun süre mahrum kalmaktan, doğalgaz geliştirmeye çalışırken maliyetli engellerle karşılaşmaktan, Türkiye'ye karşı manivela gücünün azalmasından ve belki de en kötüsü sonsuz belirsizlikten zarar görecektir."
No comments:
Post a Comment