Tuesday, 7 October 2014

Ankara Muaythai Íl Spor Temsilciliği'nden bildirilmiştir!


"Almanya Federal Cumhuriyeti Büyükelçiliği" Cumhuriyet Kupasi Şampiyonamizin Sponsoru olmuştur. Spora ve Muaythai Sporuna göstermiş olduklari ilgi ve alakadan dolayi teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Ankara Muaythai Íl Spor Temsilciliği

Monday, 6 October 2014

Bakan Yılmaz, 'Türkiye'ye saldırı olursa 5. madde yerine gelir'

Bakan Yılmaz, 'Türkiye'ye saldırı olursa 5. madde yerine gelir'

İsmet Yılmaz, "Türkiye'ye bir saldırı olursa NATO, Washington Sözleşmesi'nin 5. maddesinin hükmünü yerine getirecektir" dedi.

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, "Suriye ile ilgili olaylar ilk başladığı andan itibaren biz NATO'dan ihtimaliyat planlarının hazırlanmasını talep ettik ve NATO da çeşitli alternatifleri göz önüne alarak bir plan hazırladı. Türkiye'ye bir saldırı olursa NATO, Washington Sözleşmesi'nin 5. maddesinin hükmünü yerine getirecektir" dedi. AK Parti Sivas İl Başkanlığınca Fidan Yazıcıoğlu Kültür Merkezi'nde düzenlenen bayramlaşma programına katılan Yılmaz, programın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bir basın mensubunun, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in "Türkiye'nin üzerinde bir tehdit görüldüğü zaman ittifak birlikleriyle Türkiye'ye destek verecekleri" yönünde açıklama yaptığını belirterek, bu konudaki görüşlerini sorması üzerine Bakan Yılmaz, şunları söyledi:

"NATO'nun 5. maddesi çok açıktır. Müttefik ülkelerinden birine bir saldırı olduğu anda bu saldırı bütün müttefik ülkelerinin hepsine yapılmış gibi addedilir (sayılır) ve bundan dolayı NATO'nun ortak savunma sistemi yürürlüğe girer. Suriye ile ilgili olaylar ilk başladığı andan itibaren biz NATO'dan ihtimaliyat planlarının hazırlanmasını talep ettik ve NATO da çeşitli alternatifleri göz önüne alarak bir plan hazırladı. Dolayısıyla Türkiye'ye bir saldırı olursa NATO, Washington Sözleşmesi'nin 5. maddesinin hükmünü yerine getirecektir. Yeni Genel Sekreter de bunu açıkladı, 'Türkiye'ye bir saldırı olursa biz Türkiye'nin yanında oluruz' diye. Türkiye neden NATO üyesi? Bir saldırı olduğunda müttefik ülkeleri yanında görmek için. Bu sistem işler, yürürlüğe girer."
"En az zararla atlatmak istiyoruz"

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, bir basın mensubunun "Kobani'de (Ayn el Arap) çatışmalar, sokak çatışmasına dönüştü, hatta IŞİD'in bir binaya kendi bayrağını diktiği yönünde iddialar da var, bizim tanklarımız da bölgeye sevk edilerek önemli yerlerde görev aldı, bunu nasıl değerlendireceksiniz?" sorusu üzerine ise "İki taraf çatışıyor. Biz şu anda sınırda olan bu yangını, en az zararla atlatmak istiyoruz. Uluslararası toplumla da birlikte hareket ederek bu olayı nasıl en az zararla atlatırız, bu bölgeye nasıl barış ve huzur getiririz diye bir çalışma başladı. İnşallah hayırla neticelenir, hayırla neticelenmesi o coğrafyadaki Türkmenlerin, Arapların, Kürtlerin, Süryanilerin, Ezidilerin, herkesin menfaatine olur diyoruz. Milletimizden dua ve destek bekliyoruz" ifadelerini kullandı.

Malezya uçağını arama çalışmaları yeniden başladı

Malezya uçağını arama çalışmaları yeniden başladı

Malezya uçağını arama çalışmaları yeniden başladı

Kuala Lumpur-Pekin seferini yaparken mart ayında 227 yolcusu ve 12 kişilik mürettebatıyla kaybolan Malezya Havayolları'na ait yolcu uçağını arama çalışmaları Hint Okyanusu'nda yeniden başladı. Kuala Lumpur-Pekin seferini yaparken mart ayında 227 yolcusu ve 12 kişilik mürettebatıyla kaybolan Malezya Havayolları'na ait yolcu uçağını arama çalışmaları Hint Okyanusu'nda yeniden başladı. Avustralya'nın batı sahilinin bin 800 kilometre açığında görev yapacak ekipte yer alan üç gemiden ilki GO Phoenix'in, 12 gün aralıksız arama çalışmalarını sürdürmesi bekleniyor. Malezya Havayolları’na ait Kuala Lumpur-Pekin seferini yapan yolcu uçağı, 8 Mart’ta Güney Çin Denizi üzerinde kaybolmuştu. Uçakta 239 kişi bulunuyordu. Hint Okyanusu üzerinde yapılan geniş çaplı uluslararası arama çalışmalarına rağmen uçağın izine rastlanamamıştı. Çalışmalara, bölgede deniz yatağının haritasının çıkarılması için ara verilmişti. 


HEM OTOPARK HEM ELEKTRİK SANTRALİ


Küreselleşme Kavramı ve İdeolojik Kullanımı

Küreselleşme Kavramı ve İdeolojik Kullanımı

Küreselleşme kavramına ideolojik olarak bakacak olursak temel iki görüşün var olduğunu görürüz: Birincisi; kavramı ürettiği varsayılan kapitalist ideoloji ve ikincisi bu kavramın sadece meşrulaştırıcı bir siyaset olmaktan öte geçemediğini iddia eden Marksist düşünce dizgesi.
Küreselleşme Kavramı ve İdeolojik Kullanımı
Ömer AYDIN
Uludağ Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler 

Kavram Olarak Küreselleşme
Küreselleşme ilk olarak literatüre girdiği 1960’larda daha çok iktisadî bir kavram olarak ortaya çıktı. Daha sonra diğer sosyal bilim dallarınca ödünç alınmaya başlanan kavram, günümüze bakıldığında sosyal bilimlerin hemen her alanında kullanılmaktadır.
Kelime anlamı olarak kısa bir tanımlama yapacak olursak; mal, hizmet, para, bilgi, kültür ve insanların sınır ötesi dolaşımının artması ile küresel bağlantılılığın artması [1] olarak tanımlanabilir. Birçok tanım veya kavram gibi küreselleşme de zihinsel olarak şekillendirilmeye müsaittir.
İktisadî Anlamı: Birçok sözlükte kavram tanımlanırken iktisadî ibarelere yer verilişinin [2] temel sebebi bu kavramın önce iktisat biliminde ve kapitalist ekonomik sistemin serbest pazar olgusuyla beraber vücuda gelmesidir. İktisat bilimi açısından bakıldığında para, mal veya  hizmet dolaşımının küresel boyuta ulaşması ve buna bağlı olarak iktisadî konjonktürün oluşumunda yer kürenin tamamının aktör olabilmesi anlamına gelmektedir.
Eğer örnek verecek olursak; Amerikan merkez bankasının tahvil senedini bir İtalyan satın alabiliyorsa veya Amerika’daki bir kriz dünya dengelerini kısa sürede etki altına alabiliyorsa burada fiili olarak küreselleşme olgusunu görebiliriz.
Sosyolojik Anlamı: Sosyolojide ise bu kavram daha çok kültürel boyutuyla etkili olmaktadır. Dünya üzerinde tek kültürün hüküm sürmesi tartışmaları bağlamında değerlendirilecek olursak küreselleşme ; gelişen teknoloji,  internet ve kitle iletişim araçlarının etkisiyle insanların artık istek, kaygı, görüş ve düşüncelerinin tek tip hale doğru gittiği bir süreç olarak tanımlanabilir.
Dünyanın artık küçük bir köy halini aldığını savunan yazarlar burada tam da küreselleşmeden bahsetmektedir. Bir Türk filminin Avrupa’da, Asya’da veya Afrika’da izlenebilmesinin sonucu olarak insanlar buradan hareketle aynı kişiye özenip aynı şekilde giyinebilirler. Bu ise dünyanın bir ucunda görülen sosyolojik ortamın çok farklı bir yerde de görülmesine sebep olur.
Siyasal Anlamı: Siyaset biliminin temel aktörlerinden biri olan devlet, halklar üzerinde genel bir etkiye sahiptir. Halkların iktisadî faaliyetlerini de devlet belirler. Bu açıdan bakıldığında küreselleşme ulus-devlet yapılarının zayıfladığı tartışmalarında kullanılan temel kavramdır. Dünya toplumu söyleminin gerçekleşmesi süreci olarak tanımlanabilecek bu kavram uluslararası bir yapılanmadan uluslar üstü bir oluşuma giden bir süreci ifade eder.
Siyasal bilimler açısından küreselleşme, ekonomik ilişkilerin ulus-devletin kontrolünden çıkmış olması bunun ise toplumlar arası ilişkiyi artırarak toplumların taleplerinin ve dolayısı ile demokrasinin de küreselleşmesi anlamlarına gelebileceği sürekli tartışılagelmiştir.
İdeolojik Söylem Olarak Küreselleşme
Küreselleşme kavramına ideolojik olarak bakacak olursak temel iki görüşün var olduğunu görürüz: Birincisi; kavramı ürettiği varsayılan kapitalist ideoloji ve ikincisi bu kavramın sadece meşrulaştırıcı bir siyaset olmaktan öte geçemediğini iddia eden Marksist düşünce dizgesi.
Öncelikle liberal küreselleşmeci bakış açısı ile bakılacak olursa küreselleşmenin getirdiği ekonomideki bağlantısal etkinin dünyaya refah, demokrasi gibi idealist değerlerin yayılmasını ve dünya toplumu gibi düşüncelerin kuvvetlenmesini böylece devletlerin ve sınırların anlamsızlaşacağını ifade eden kapitalist söylem bu olgunun gerçek olduğu iddiasındadır.[3]
Marksizm’e baktığımızda ise biraz daha sorgulayıcı bir tavır ile kavramın ele aldığını görürüz. Her şeyden önce küreselleşme ekonomik süreçleri ifade etmesinin yanında politik ve asıl sebebi olan kapitalist sermayenin dolaşımının meşruluğunu sağlamayı ve böylece ABD hegemonyasının korunmasını hedef edinen bir yaklaşımı ifade eder. Bu sebeple Marksist nazariye bu söylemi gerçekçi bulmaz.
Kapitalist küreselleşme anlatısının, küçük ölçekte de olsa reel-politikteki karşılığı olarak görebileceğimiz AB’ye bakıldığında bu ideallerin gerçeklikten bir miktar uzak olduğu görülmektedir. Nitekim ekonomik anlamda bir miktar homojenik bir yapı arz eden AB, yapısal ve kurumsal anlamda henüz tam olarak bunu sağlayamamıştır. Bir anayasaya sahip olmayan AB’nin sosyolojik olarak da AB vatandaşlığı söyleminde çatlaklar oluşmaya başladığı görülmektedir.
Bu iki bakış açısını kısaca inceledikten sonra küreselleşmenin günlük kullanımına bakıldığında ise; hegemonik güçlerin çıkarına olan hareketlerin kürenin de çıkarına olduğunu veya tam tersi olan hareketlerin kürenin zararına olduğunu anlatmak için siyasîlerin kullandığı küresel ifadesi ile bağlantılı bir kavramdır. Bugün BM örgütüne bakıldığında aslında bunu gözlemlememiz mümkündür. Herhangi bir devletin, bir olaya tek başına müdahil olduğunda alacağı tepkilerin maliyetini paylaşma adına bu müdahaleyi BM çatısını kullanarak yaptığını tarihî perspektif ile görmek mümkündür.

Dipnotlar:
[1] Güzelsarı Selime, Siyaset Bilimi (Haz.:Gökhan Atılgan, E. Atilla AYTEKİN), 1.Baskı 2012 Yordam Kitap (Küreselleşme isimli makale).
[2] bknz. Erkal E.Mustafa, Sosyoloji Sözlüğü, 1.Baskı 1997, DER Yayınları, sf.122 ve Ed.:Erhan Arda, Sosyal Bilimler Sözlüğü, 1.Baskı 2003 Alfa Yayınları, sf. 378.

[3] Güzelsarı Selime, a.g.e.

Sunday, 5 October 2014

YPG Kobani'de IŞİD tankını böyle vurdu! haberine ÖSO DAN CEVAP GELDİ: öSO!\' 05 Ekim 2014 Pazar 17:57 O TANKI YPG VURMADI ÖZGÜR SURİYE ORDUSU MENSUPLARI VURDU!!! "

YPG Kobani'de IŞİD tankını böyle vurdu!

haberine ÖSO DAN CEVAP GELDİ: öSO!\'
05 Ekim 2014 Pazar 17:57

O TANKI YPG VURMADI ÖZGÜR SURİYE ORDUSU MENSUPLARI VURDU!!! "


Kobani’ye ağır silahlarla saldırılar düzenleyeme devam eden IŞİD'e karşı YPG direnişi de kuşatmanın 21. gününde devam ediyor.
YPG güçleri bugün öğle saatlerinde doğu cephesinde IŞİD'e ait bir tankı daha imha etti. Aldığı darbe sonucu alev alan ve içindeki mühimmatı patlayan tankın imha oluş anı görüntülendi. Büyük bir gürültü ile patlayan tankın alevleri, onlarca metre yükseldi.
Tankın imha edilmesi Dewşen köyünde sınır nöbeti eyleminde bulunan halk tarafından  sevinçle karşılandı.






















KAYNAK: http://www.internethaber.com

KİM AÇLIĞA DAYANABİLİR?

 YUMOŞ ve MİNİK yazıyor / info@dorukgazetesi.com
 KİM AÇLIĞA DAYANABİLİR?
Bir insan açlığa en fazla kaç gün dayanabilir?
45 Deniyor.
Bir insan kaç gün susuzluğa dayanabilir dersiniz?
En fazla 7 gün...
Birleşmiş Milletler Dünya’da yaklaşık 1 milyar insanın açlıkla mücadele ettiğini duyurmuştu. 
Ya hayvanlar...
Yaban hayatı, Afrika ve barınaklarda, şehir hayatında, taşralarda, köylerde ve mezralarda hayvanlar açlıkla boğuşuyor, sayı kaç bilmiyorum.
İnsan kadar hayvanlarında açlıkla boğuştuğu kesin.
Birde göz göre göre açlığa mahkum edilen hayvan ve insanlar var.
***
Buna göre uzun süren açlık durumlarında hasıl olan kilo kaybı, bilhassa yağ ve dalak gibi hayati önemi az olan organ ve dokularda meydana gelir. Bu araştırma sonuçları; uzun süren açlıklarda vücut tarafından; yağın % 97'sinin, dalağın % 63'ünün, karaciğerin % 56'sının, adalelerin % 30'unun ve kanın % 17'sinin kullanıldığını göstermiştir. Halbuki aynı araştırmada, insan için hayati öneme sahip olan beyin ve sinirlerde, herhangi bir ağırlık kaybının olmadığı tespit edilmiştir. Bu da gösteriyor ki, açlık anında vücut için hayati öneme haiz organlardan değil, diğerlerinden harcama yapılmaktadır. Böyle bir açlık durumunda yağların, keton cisimlerine çevrildiği ve beyin hücrelerinin imdadına gönderildiği, son yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur.
Kaynak: (Prof. Dr. İrfan Küfrevioğlu)
***
İbn-i Haldun şöyle ifade eder: "Kıtlık görülen yerlerde çok yemeye alışanlar, az yemeye alışanlardan çok fazla kayıp verirler. Onları öldüren, karşılaştıkları kıtlık değil, daha önce alışmış oldukları tokluktur".
***
Açlık, bu kelimeyi Afrika’da yaşan insanlar çok iyi bilir. Her gün binlerce çocuk ve insan açlıktan ölüyor. Bir yazı okumuştum. Somali’e ölen çocuklar, Zimbabve de ölü bir fil’i 1 saatte yiyip bitirdiler.
***
Açlıktan ölmek üzere olana, leş, zaruret miktarı domuz eti yemek ve içki içmek haram olmaz. (Berika)
***
Hangi birini yazayım, burası dağ başı mı?
Bir yandan açlığın nasıl bir şey olduğunu bilimsel açıklamasını, sonra Afrika’da yaşanan açlık dramını...
Empati kurmak için...
Niğde’de yaşanan vahşeti size anlatmak istiyordum. Sosyal medyayı da yakından takip ediyorum.
Dolaysıyla gözüm kulağım Niğde Barınağı’nda.
Orada fena şeyler oluyormuş...
***
Hayvan Barınağı’ndaki bini aşkın sahipsiz sokak hayvanları (!) açlıktan birbirini yedi. İçimiz kan ağlayarak paylaştık, duyurduk, çevremizi harekete geçirdik. Veterinere mesaj attık; “Bu ne hal" diye, yetmedi belediye başkanı ile konuştuk. 27 Eylül 2014 günü Doruk Gazetesi Sahibi Fatoş Tekbaş Niğde’ye hareket edecekti. Belediye başkanı ile görüşecekti.
Ama değerli bir dostunu kaybedince bu gezi başka bir bahara ertelendi.

Orada Hayvansever Bengü Berkman’ın bize anlattıkları karşısında gözlerimiz doldu. Gitmedik ama, an be an Türkan Dağdelen’i ve Pet Skandal’ı takip ettik. Türkiye’nin dört bir yanından Niğde Barınağı’na mama ve ilaç yardımı aktı.
Yaralar sarıldı mı dersiniz? Buna da şükür diyelim, diyelim ama, bunun hesabını da mutlaka soralım. Basit bir hayvan deyip geçmeyelim.
Bundan sonra ne olacak?
Yarın bu hayvanlar ne olacak?
Ya diğer barınaklarımızın durumu ne olacak?
Ne haldeler, durumları nasıl? 

***
Pet Skandal’ı bende yazdım, o zaman hak etmişlerdi yazmıştım. Şimdi bakıyorum canla başla orada mücadele veriyorlar. Devletin savcısı var, devletin hakimi var, devletin polisi var...
Nasıl oluyor da bu insanları orada tehdit ediyorlar. Polis; 'bir şey yok' diyor. O insanların başına bir şey gelirse, bunun hesabını nasıl verirler? Bir gurup kendine mafya süsü vererek kutsal iş yapan insanları tehdit edebiliyor. Kim bu adamlar, ne istiyorlar?
Kolluk kuvvetleri tehdit edenleri neden araştırmaz?
Oysa biz açlığın nasıl bir şey olduğunu, o hayvanların psikolojisini, günlerce nasıl aç kaldıklarını, nasıl birbirlerini yediklerini yazıp, herkesin empati yapmasını isteyecektim. Sadece 24 saat aç kalmalarını, 24 saat su içmemelerini söyleyecektim. Ben her ramazan ayında oruç tuttuğum için açlığın nasıl bir şey olduğunu az buçuk biliyorum.
Kendilerini bir Müslüman gören insanlar, açlıktan birbirini yiyen bu hayvanları duyunca acaba ne hissettiler?
Aklıma bazı sorular geliyor.
Bu hayvanlar nasıl bu hale geldi, kimler getirdi?
Kaç zamandır açlar?
Nasıl olurda belediye başkanı bir gün olsun orayı ziyaret etmeyi düşünmez?
Kendisini rezil eden, görevini yapmayan, maaş alan bu veteriner hakkında neden suç duyurunda bulunmaz?
En azından görevini suistimal etmesi bile başlı başına bur suçtur.
Allah bunun hesabını sormaz mı?
Sormayacak mı?
Oraya gönüllü gelmiş insanlara yardım etmek bütün resmi kurumların işi olmalı, devlet ve sivil toplum örgütleri işte tamda bunun için vardır.
Niğde Barınağı yaralar sarıldıktan sonra, ayda bir kez de olsa takip edilmeyi hak ediyor.
Umarım sırada başka barınaklar yoktur. Kış kapıda. Emeği geçen Türkan Dağdelen, Bengü Berkman, Pet Skandal’dan Mustafa Aral’a ve isimsiz kahramanlara teşekkür ediyoruz. Bu son olsun diyoruz.
Not: Bu fotoğraflara iyi bakın, sonrada elinizi vicdanınıza koyun. Bir tarafta obezler, bir tarafta açlık, insan sen ne kötüsün.
 
Yazı Tarihi :9/30/2014
Okunma Sayısı :263
dorukgazetesi.com

sizce bu logo tutar mı?

sizce bu logo tutar mı?

http://06cedmuho.blogspot.com.tr/

http://youtu.be/fVA3UySQr2k-billursesli burcu

http://youtu.be/fVA3UySQr2k

Güldür Güldür Show 39.Bölüm

Güldür Güldür Show 39.Bölüm

Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts