Sunday, 5 October 2014

KİM AÇLIĞA DAYANABİLİR?

 YUMOŞ ve MİNİK yazıyor / info@dorukgazetesi.com
 KİM AÇLIĞA DAYANABİLİR?
Bir insan açlığa en fazla kaç gün dayanabilir?
45 Deniyor.
Bir insan kaç gün susuzluğa dayanabilir dersiniz?
En fazla 7 gün...
Birleşmiş Milletler Dünya’da yaklaşık 1 milyar insanın açlıkla mücadele ettiğini duyurmuştu. 
Ya hayvanlar...
Yaban hayatı, Afrika ve barınaklarda, şehir hayatında, taşralarda, köylerde ve mezralarda hayvanlar açlıkla boğuşuyor, sayı kaç bilmiyorum.
İnsan kadar hayvanlarında açlıkla boğuştuğu kesin.
Birde göz göre göre açlığa mahkum edilen hayvan ve insanlar var.
***
Buna göre uzun süren açlık durumlarında hasıl olan kilo kaybı, bilhassa yağ ve dalak gibi hayati önemi az olan organ ve dokularda meydana gelir. Bu araştırma sonuçları; uzun süren açlıklarda vücut tarafından; yağın % 97'sinin, dalağın % 63'ünün, karaciğerin % 56'sının, adalelerin % 30'unun ve kanın % 17'sinin kullanıldığını göstermiştir. Halbuki aynı araştırmada, insan için hayati öneme sahip olan beyin ve sinirlerde, herhangi bir ağırlık kaybının olmadığı tespit edilmiştir. Bu da gösteriyor ki, açlık anında vücut için hayati öneme haiz organlardan değil, diğerlerinden harcama yapılmaktadır. Böyle bir açlık durumunda yağların, keton cisimlerine çevrildiği ve beyin hücrelerinin imdadına gönderildiği, son yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur.
Kaynak: (Prof. Dr. İrfan Küfrevioğlu)
***
İbn-i Haldun şöyle ifade eder: "Kıtlık görülen yerlerde çok yemeye alışanlar, az yemeye alışanlardan çok fazla kayıp verirler. Onları öldüren, karşılaştıkları kıtlık değil, daha önce alışmış oldukları tokluktur".
***
Açlık, bu kelimeyi Afrika’da yaşan insanlar çok iyi bilir. Her gün binlerce çocuk ve insan açlıktan ölüyor. Bir yazı okumuştum. Somali’e ölen çocuklar, Zimbabve de ölü bir fil’i 1 saatte yiyip bitirdiler.
***
Açlıktan ölmek üzere olana, leş, zaruret miktarı domuz eti yemek ve içki içmek haram olmaz. (Berika)
***
Hangi birini yazayım, burası dağ başı mı?
Bir yandan açlığın nasıl bir şey olduğunu bilimsel açıklamasını, sonra Afrika’da yaşanan açlık dramını...
Empati kurmak için...
Niğde’de yaşanan vahşeti size anlatmak istiyordum. Sosyal medyayı da yakından takip ediyorum.
Dolaysıyla gözüm kulağım Niğde Barınağı’nda.
Orada fena şeyler oluyormuş...
***
Hayvan Barınağı’ndaki bini aşkın sahipsiz sokak hayvanları (!) açlıktan birbirini yedi. İçimiz kan ağlayarak paylaştık, duyurduk, çevremizi harekete geçirdik. Veterinere mesaj attık; “Bu ne hal" diye, yetmedi belediye başkanı ile konuştuk. 27 Eylül 2014 günü Doruk Gazetesi Sahibi Fatoş Tekbaş Niğde’ye hareket edecekti. Belediye başkanı ile görüşecekti.
Ama değerli bir dostunu kaybedince bu gezi başka bir bahara ertelendi.

Orada Hayvansever Bengü Berkman’ın bize anlattıkları karşısında gözlerimiz doldu. Gitmedik ama, an be an Türkan Dağdelen’i ve Pet Skandal’ı takip ettik. Türkiye’nin dört bir yanından Niğde Barınağı’na mama ve ilaç yardımı aktı.
Yaralar sarıldı mı dersiniz? Buna da şükür diyelim, diyelim ama, bunun hesabını da mutlaka soralım. Basit bir hayvan deyip geçmeyelim.
Bundan sonra ne olacak?
Yarın bu hayvanlar ne olacak?
Ya diğer barınaklarımızın durumu ne olacak?
Ne haldeler, durumları nasıl? 

***
Pet Skandal’ı bende yazdım, o zaman hak etmişlerdi yazmıştım. Şimdi bakıyorum canla başla orada mücadele veriyorlar. Devletin savcısı var, devletin hakimi var, devletin polisi var...
Nasıl oluyor da bu insanları orada tehdit ediyorlar. Polis; 'bir şey yok' diyor. O insanların başına bir şey gelirse, bunun hesabını nasıl verirler? Bir gurup kendine mafya süsü vererek kutsal iş yapan insanları tehdit edebiliyor. Kim bu adamlar, ne istiyorlar?
Kolluk kuvvetleri tehdit edenleri neden araştırmaz?
Oysa biz açlığın nasıl bir şey olduğunu, o hayvanların psikolojisini, günlerce nasıl aç kaldıklarını, nasıl birbirlerini yediklerini yazıp, herkesin empati yapmasını isteyecektim. Sadece 24 saat aç kalmalarını, 24 saat su içmemelerini söyleyecektim. Ben her ramazan ayında oruç tuttuğum için açlığın nasıl bir şey olduğunu az buçuk biliyorum.
Kendilerini bir Müslüman gören insanlar, açlıktan birbirini yiyen bu hayvanları duyunca acaba ne hissettiler?
Aklıma bazı sorular geliyor.
Bu hayvanlar nasıl bu hale geldi, kimler getirdi?
Kaç zamandır açlar?
Nasıl olurda belediye başkanı bir gün olsun orayı ziyaret etmeyi düşünmez?
Kendisini rezil eden, görevini yapmayan, maaş alan bu veteriner hakkında neden suç duyurunda bulunmaz?
En azından görevini suistimal etmesi bile başlı başına bur suçtur.
Allah bunun hesabını sormaz mı?
Sormayacak mı?
Oraya gönüllü gelmiş insanlara yardım etmek bütün resmi kurumların işi olmalı, devlet ve sivil toplum örgütleri işte tamda bunun için vardır.
Niğde Barınağı yaralar sarıldıktan sonra, ayda bir kez de olsa takip edilmeyi hak ediyor.
Umarım sırada başka barınaklar yoktur. Kış kapıda. Emeği geçen Türkan Dağdelen, Bengü Berkman, Pet Skandal’dan Mustafa Aral’a ve isimsiz kahramanlara teşekkür ediyoruz. Bu son olsun diyoruz.
Not: Bu fotoğraflara iyi bakın, sonrada elinizi vicdanınıza koyun. Bir tarafta obezler, bir tarafta açlık, insan sen ne kötüsün.
 
Yazı Tarihi :9/30/2014
Okunma Sayısı :263
dorukgazetesi.com

No comments:

Post a Comment

Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts