Wednesday, 31 August 2016

4 Agustos 2016 Tarihinde baslayan IFMA-Dünya Gençler Muaythai Şampiyonası bugün sona erecek



4 Agustos 2016 Tarihinde baslayan IFMA-Dünya Gençler Muaythai Şampiyonası bugün sona erecek
Bugün sona erecek olan Şampiyonada bugün iki altın madalya alınırken bugün 12 Final oynama başarısı gösterdi,
Ilk günden bu güne başarı ile temsil edilen şampiyonada son gün milli sporcularimiz, DESTAN YAZAN MILLILERIMIZ 8 ALTIN 6 GUMUS 7 BRONZ ALARAK DUNYADA ILK 2 DEYIZ BUYUK GURURDUYUYORUZ.
ALT GENÇ ERKEK
48 Samet TÜRKER - TÜRKİYE
Waıyawut Annop - THAİLAND
54 Kubilay TARHAN - TÜRKİYE
Lingurean Lon - MOLDOVYA
63,5 Enes KOZ - TÜRKİYE
Szana Patrık - MACARİSTAN
71 Yunus TURAN - TÜRKİYE
Said Osmanov - RUSYA
75 Vatan Şahan ELMAS - TÜRKİYE
Nahim Arreala - MEKSİKA
ALT GENÇ BAYAN
60 Sultan ÜNAL - TÜRKİYE
Sumnuk Panpatchara - THAİLAND
63,5 Bengisu AYTEKİN - TÜRKİYE
Manikon Baison - THAİLAND
ÜST GENÇ ERKEK
91 Kerem ŞAHADE - TÜRKİYE
Redkin Dmitry - ESTONYA
ÜST GENÇ BAYAN
54 Merve SAĞLAM - TÜRKİYE
Quach Thi Hpai - VİETNAM
63,5 Gizem ŞAHİN - TÜRKİYE
Vaughn Saskia - AVUSTRALYA
67 Cansu SARI - TÜRKİYE
Putorak Zoe - AVUSTRALYA
71 Tuğçe AKKUŞ - TÜRKİYE
Duanchathai Thatip - THAİLAND ile
Altin madalya için ringe çıkacaklar;
Kafile Başkanı ve Türkiye Muaythai Federasyonu İcra Kurulu Başkan vekili Hasan Yildiz: " ilk günden bugüne her gün en fazla maç yapan ve kazanan takım olduk,tüm dünya ülkemizin sporumuza desteğini gördü, Ülkemizin spordaki gücünü gördü, öncelikle bizim buraya katılmamıza destek olan basta devletimiz büyüklerimize, bakanımıza, Spor Toto teskilatı başkanımıza, Spor Genel Müdürümüze, Federasyon Baskanımıza burda bu başarıda en fazla katkısı olan Teknik Direktör ve teknik kadro ile milli antrenörlerimize, aslanlar kaplanlar gibi mücadele eden kızkarımıza ve erkek Milli sporcularımıza teşekkür ediyoruz "dedi.

Malezya'dan Türkiye'ye yatırım müjdesi!


Malezya'dan Türkiye'ye yatırım müjdesi!

Malezya Dış Ticaret Geliştirme Kurulu Üst Yöneticisi (CEO) Dato Dzulkifli Mahmud, AK Parti hükümetinin, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin ekonomiye olumsuz etkilerinin önüne geçtiğini belirterek, "Türkiye ile ilişkilerimize negatif bakmıyoruz. Biz ekonomik potansiyele bakıyoruz. Türkiye'ye gelmek, yatırım yapmak bizim için çok iyi olacak." dedi.




Bu yıl kapılarını 85. kez açan İzmir Enternasyonal Fuarı'na (İEF) "partner ülke" olarak katılan Malezya'nın Dış Ticaret Geliştirme Kurulu CEO'su Mahmud, AA muhabirine yaptığı açıklamada, fuarda partner ülke olmaktan büyük mutluluk duyduklarını söyledi.
Fuarın bu seneki temasının "inovasyon" olduğunu, kendilerinin de etkinliğe inovatif ürünler getirdiklerini anlatan Mahmud, İEF'nin çok sayıda Türk iş adamına ve uluslararası müşterilere erişmek için iyi bir platform olduğunu dile getirdi.
- "Türk hükümeti gücünü giderek artırıyor"
Türkiye'nin doğu ve batı arasında stratejik bir konuma sahip olduğuna dikkati çeken Mahmud, Türk hükümetinin gücünü giderek artırdığını söyledi.
Türkiye'de son zamanlarda yaşanan terör olayları ve darbe girişiminin bütün ülkelerde olabileceğine işaret eden Mahmud, "Bütün ülkelerin problemleri var. Hiçbir ülke için problemsiz diyemeyiz. Türkiye'nin de haliyle var, ancak Türk hükümeti, darbe girişiminin yarattığı sorunlarla çok iyi başa çıktı, girişimin ekonomiye olumsuz etkilerinin önüne geçti." diye konuştu.
- "Türkiye ekonomik potansiyele sahip"
Türkiye'nin önemli bir ekonomik potansiyele sahip olduğunu belirten Mahmud, şöyle devam etti:
"Türkiye ile ilişkilerimize negatif bakmıyoruz. Biz ekonomik potansiyele bakıyoruz. Türkiye'ye gelmek, yatırım yapmak bizim için çok iyi olacak. O yüzden Türkiye ile ilişkilerimize şüpheyle veya negatif düşünceyle bakmıyoruz. Biz ekonomik potansiyele bakıyoruz. Ekonomik olarak problem görmüyoruz. Hükümetiniz darbe girişiminin olumsuz etkilerini kaldıracak önlemleri aldı. Biz gelip birlikte iş yapma fırsatlarına bakarız. Ülkenin durumu iyi."
Türkiye ile Malezya arasında 2014 yılında serbest ticaret anlaşması imzalandığını anımsatan Mahmud, bu anlaşmanın Ağustos 2015'te uygulanmaya başladığını ve geçen süre içinde iki ülke arasındaki ticaret hacminin yüzde 15 arttığını kaydetti.
Türkiye-Malezya ilişkilerinin daha iyi konuma gelmesi için yatırım gerektiren farklı ticari segmentlere odaklanılması gerektiğini söyleyen Mahmud, Malezya'nın Türkiye'ye yaptığı yatırımın iki ülkenin toplam ticaret hacminden daha büyük olduğunu, bunun Malezya'nın Türk ekonomisine duyduğu güveni gösterdiğini belirtti.
- "THY sefer sayısını artırmayı planlıyor"
Malezya'nın İstanbul'daki, Türkiye'nin Kuala Lumpur'daki ofislerinin iyi iş çıkardığını dile getiren Mahmud, "Daha fazla yapmamız gereken şey, iki ülke arasındaki ticari ilişkileri daha da artırmak ve iki ülke iş dünyası arasındaki ilişkileri güçlendirmektir. Bildiğiniz gibi mesafe artık ticaret için büyük bir problem olmaktan çıktı. Türk Hava Yolları, Kuala Lumpur'a günde iki sefer düzenliyor. Her uçuşta 230 insan taşıyorlar. Bu günde 460 insan eder. Bir sefer daha eklemeyi planlıyorlar." ifadesini kullandı.
Malezya ile Türkiye'nin yıllardır kardeş ülke olduğunu belirten Mahmud, Türk menşeli şirketleri Asya pazarında daha fazla görmek istediklerini de sözlerine ekledi.

"Kabine'de Revizyon" : Bakan Efkan Ala'nın yerine Süleyman Soylu getirildi


"Kabine'de Revizyon" : Bakan Efkan Ala'nın yerine Süleyman Soylu getirildi

Efkan Ala İçişleri Bakanlığı'ndan istifa etti bu görevi Süleyman Soylu üstlendi. Boşalan Çalışma Bakanlığı'na Mehmet Müezzinoğlu getirildi

Litvanya Ekonomisi ve Türk İş Dünyası


IMG_39911-1024x768


II. Dünya Savaşı sonrasında, yaklaşık 50 yıl Sovyetler Birliği’nin parçası olan üç Baltık cumhuriyeti Litvanya, Estonya ve Letonya, birliğin en özgür ülkeleri, adeta Batı’ya açılan bir penceresi olarak kabul edilmiş. Sovyetler Birliği’ni hiçbir zaman benimsemeyen bu üç ülkenin 90’lı yılların başında birbiri ardına bağımsızlık ilanlarıysa birliğin tarih sahnesinden ayrılışınının ana katalizörü oldu. Bugün hem NATO’nun hem de AB’nin bir parçası olan bu üç ülkede, son 20 yılda gerçekleştirilen ve Avrupa Birliği’nin cömert fonlarıyla desteklenen yapısal reformlarla planlı ekonomiden, serbest piyasa ekonomisine geçilirken halk geniş bir refah düzeyine ulaştı.  Bu süreçte, yalnızca Litvanya kişi başına 10 bin dolara yakın yabancı sermaye çekti. Bir zamanların güçlü Litvanya Polonya Krallığını oluşturan bu Baltık milletlerinin dünya siyasetindeki ağırlığı bugün kuşkusuz 14. yüzyıldaki gibi değil ancak bu ülkeler jeopolitik konumları, bilgi-işlem teknolojilerindeki gelişmişlik düzeylerinin yanı sıra yüksek eğitimli ve hareketli işgüçleriyle ön plana çıkıyorlar. Kuzey ülkeleriyle aynı değerler düzleminde paylaştıkları kadın erkek eşitliği, insan hakları ve basın özgürlüğü gibi kavramlara verdikleri önem ise dikkat çekiyor.
2012 yılında, Varşova’da, Uluslararası Türk Ukrayna İşadamları Derneği(TUİD) olarak Polonya Türk İşadamları Derneği(POTİAD) ile, Doğu Avrupa’daki Türk işadamı dernekleri arasında bir iletişim platformu olacak Doğu Avrupa Türk İşadamları Dernekleri Birliği(DAİB) projesi için yola çıkarken, kuşkusuz Baltık Cumhuriyetlerindeki iş dünyamızı da birliğin bir parçası olarak öngörmüştük. Sonuçta Macaristan, Yunanistan, Romanya, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya gibi ülkelere seyahatlerimiz olmuş buralarda, büyükelçilerimiz tarafından kabul edilirken, iş dünyamızın temsilcileriyle, ticaret müşavirlerimizle bir araya gelmiştik. 2013 yılının sonundan itibaren Ukrayna’daki hızlı değişimler bu ülkede sıkıntı ve problemleri bununla birlikte ise ülkemiz ve iş dünyamız için bazı fırsatları da beraberinde getirmişti. Bu süreci gerek Ukrayna’nın, gerekse Türkiye’nin birçok şehrinde yaptığımız toplantılar, konferanslar, forumlar ve paneller gibi etkinliklerle değerlendirdik. Ancak coğrafyamızdaki son gelişmeler ki bunlardan bir tanesi, Polonya’da eylül ayında gerçekleşecek ve TUİD’in onur konuğu olduğu bu yıl 9.’su düzenlencek Baltık Forumu’nun yaklaşmasıdır,  DAİB projesi kapsamındaki çalışmalarımızı tekrar gündeme getirmemize yol açtı. Bu çerçevede Baltık ülkelerinin en büyüğü olan, Litvanya’nın başkenti Vilnius’a bir çalışma ziyareti gerçekleştirdim. 
Türkiye, bağımsız Litvanya’nın dış dünyada en büyük destekçileriden biri olurken, Litvanya Türkiye’nin AB üyeliğini güçlü bir biçimde destekliyor. 
Letonya, Belarus, Polonya ve eski adıyla Königsberg yeni adıyla ise Rusya’nın Kaliningrad Bölgesi ile komşu olan Litvanya, 2004 yılında hem Nato’ya, hem de AB’ye üye olurken, 2007 yılında Schengen’e, 2015 yılında ise Euro Bölgesi’ne 19 ülke olarak kabul edildi. Türkiye’nin gerek Litvanya’nın bağımsızlığını en önce tanıyan ülkelerden birisi olması gerekse bu ülkenin NATO üyeliğini güçlü ve açık bir biçimde desteklemesi, Litvanya’da Türkiye’ye büyük sempatiyle bakılmasına yol açmış. Nitekim 15 Temmuz darbe girişimi sonrası 28 üyeliği AB’den ülkemize dayanışma ziyareti için gelen ilk dışişleri bakanının Litvan olması tesadüf değil. Her ne kadar 2005 yılında, ‘’sözde Ermeni Soykırımı’’na ilişkin bir tasarı Litvan Parlamentosundan geçse de bu yanlışlığın ikili siyasi ve ekonomik ilişkilere etkisi sınırlı kalmış. 
Vilnius’daki temaslarıma çerçevesinde ilk olarak Türkiye Cumhuriyeti Vilnius Büyükelçisi Aydan Yamancan hanımefendi tarafından kabul edilirken, ziyarette TC Vilnius Ticaret Müşavirimiz Muhammet Karakaya’nın yanı sıra Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu(DEİK) Belarus Türkiye İş Konseyi Başkanı Sefa Gömdeniz’in de bulunması güzel bir sürpriz oldu. Büyükelçi Yamancan’ın diplomatik kariyerinin önemli bir bölümü Polonya ve Çek Cumhuriyeti gibi Doğu Avrupa ülkeleriyle, Almanya gibi bu coğrafyada önemli söz sahibi olan bir ülkede geçmiş. İki yılı aşkın bir süredir yürüttüğü Vilnius büyükelçiliğiyle şekillenen bölgeye ilişkin engin bilgisi ve deneyimi biz konuklarının ülkeyi ve bölgeyi anlaması açısında büyük oldu.
IMG_4002
Ticaret müşavirimiz Muhammet Karakaya ile ayrı bir toplantıda bölgedeki Türk iş dünyamız, Litvanya ekonomisi ve Litvanya Türkiye ekonomik ilişkileri konusunda geniş bir değerlendirme yapma imkanı bulduk. Türk Havayolları Litvanya ülke müdürü Serkan Binyar’dan turizm ve hava ulaşımı konusuda bilgi alırken, Anadolu Ajansı’nın yalnız Litvanya değil, Vilnius merkez olmak üzere, Estonya, Letonya ve Polonya’dan sorumlu ve 4 yıldır bu coğrafyaya ilişkin çalışma yürüten muhabiri Rüstem Mikayilli ile yaptığımız ufuk turu ise Litvan kültürünü, günlük yaşamını ve tabii ki medyasına anlama noktasında kuşkusuz önemli katkı sağladı. 
Avusturya gibi Doğu Avrupa’da iddialı bir ülke tasarruf nedeniyle dış temsilciliklerinde kesintiye giderken, bizim mekan ve kadro olarak bu coğrafyada genişlememiz çok doğru ve vizyonist bir adım
Vilnius Büyükelçiliğimiz dönemin diplomatlarının vizyonu, Litvanya’da ilk diplomatik temsilcilik açan ülkelerden biri olmanın ve bu ülkede Türkiye’ye duyulan saygının da etkisiyle  belki de şehrin en merkezi noktasında, ülkemizin büyüklüğüne yakışan bir yerde. Üstelik bu bina o dönemde oldukça makul bir maliyetle devletimize kazandırılmış. Aynı şekile Ticaret Müşavirliğimiz de ülkemizin gücünü yansıtıyor. Avusturya gibi Doğu Avrupa’da yüzyıllardır iddia sahibi bir ülke tasarruf nedeniyle Vilnius Büyükelçiliğini kapatırken, bizim yurtdışı temsilciliklerimizin mekan ve kadro olarak özellikle bu coğrafyada gelişmesi çok doğru bir yaklaşım. Türkiye dış ticaretini artırırken, yumuşak gücünü de hak edilen seviyeye taşımak istiyorsa şüphesiz dışarıdaki kurum ve kuruluşlarını her alanda güçlendirmeli. 
LT_EU
550 milyon dolarlık karşılıklı dış ticaret hacmi, Türkiye ve Litvanya’nın ekonomik potansiyelini yansıtmıyor 
Bir zamanlar Avrupa’nın en büyük ülkesi olan Litvanya bugün belki küçük bir ülke ama Türkiye ve Ukrayna için önemi büyük. Ukrayna’nın, Batı ailesi içerisinde en önemli destekçilerinden biri olan, adeta sözcülüğünü yapan Litvanya, Türkiye’nin AB üyeliğini ise  güçlü bir biçimde destekliyor. Litvan uzmanların, yeni Ukrayna’nın kuruluş sürecinde önemli bir rol oynadığını hatta bir önceki kabinenin reformist ekonomi bakanı Abrovamiçus’un Litvan kökenli olduğunu da burada yeri gelmişken teslim etmek gerek. Litvanya Ukrayna dış ticaret hacmi oldukça küçük ama buna karşılık Türkiye’nin bu ülkeyle dış ticaret hacmi 2015 yılında 550 milyon dolar olarak gerçekleşmiş. Bu ülkeye ağırlıklı olarak otomobil, makine ve tekstil satarken bu ülkeden ise ağaç ürünleri, buğday ve demir-çelik ürünleri satın alıyoruz. Her ne kadar dış ticaret hacmimiz artan bir trend izlese de 65 milyar dolarlık dış ticaret hacmi olan Litvanya’nın dış ticaretinde aldığımız pay %1 bile değil. 2015 yılında 34 milyar dolarlık ithalat yapan Litvanya’ya yalnızca 245 milyon dolarlık ihracat yapmak bize yakışmıyor.
Vilnius-Lithuania-651598
Toplamda 6,2 milyon nüfusa sahip üç Batlık ülkesinin ekonomik büyüklüğü, 40 milyondan fazla nüfusa sahip Ukrayna’dan daha büyük 
Litvanya ne yazık ki diğer Baltık ülkeleri gibi iş dünyamızın gündemine yeterince girmemiş bir ülke. İnsan inanmakta zorluk çekiyor ama bu ülkelerde yurtdışı devlet teşviklerinden yararlanan firma sayımız yalnızca bir.  Halbuki üç Baltık ülkesini topladığımızda 6.2 milyonluk bir nüfus ve 91 milyar dolarlık bir ekonomik büyüklük yapıyor, düşünün ki bugün itibarıyla Ukrayna’nın GSMH’si yalnızca 88 milyar dolar ve bu üç Baltık ülkesinin gerisinde kalıyor. 40 milyondan fazla nüfusu olan Ukrayna’nın toplam ithalatı ise nüfusu yalnıza 2 milyon 900 bin kişi olan Litvanya’ya neredeyse eşit. AB ve Rusya’nın ekonomik olarak zor yıllar geçirmesi dış ticaretinin neredeyse %90’ını AB ve BDT ülkeleriyle yapan Litvanya başta olmak üzere bu ülkelerde ekonomik büyümeyi yavaşlattı. Bu ise pazar giriş eşik değerlerini düşürürken,  pazara giriş için firmalarımıza tarihi bir fırsat sunuyor. 
Litvanya’da yüksek bir eğitim düzeyi var, nitelikli eğitime önem verilmesi tarihsel bir süreç. Kuzey ülkelerinin en eski yüksek öğrenim kurumu Vilnius üniversitesine ev sahipliği yapılıyor olması tesadüf değil. Bilgi işlem teknolojilerine yapılan yatırımlar, yabancı yatırımcılara sunulan teşvikler ve uygun yatırım ortamı Western Union, Barclays, IBM gibi global devlerin bu ülkede önem merkezler açmasını sağlamış. Biyoteknoloji ülkede önem verilen bir başka sektör olmuş. Bununla birlikte gençlerin daha üniversite yıllarından itibaren Norveç, İngiltere, Almanya gibi Avrupa ülkelerine gitme eğilimi, eğitimleri esnasında veya sonrasında bu ülkelere göç etmeleri, yüksek eğitimli genç nüfusun kaybedilmesi riskini de beraberinde getiriyor. 
Ülke yönetiminin, Rusya’nın Kırım’ı ilhaki ve yine Rusya’nın Ukrayna politikası karşısındaki sert retoriği, Batı’nın yaptırımlarına yalnızca katılmakla kalınmayıp, bu yaptırımların bayraktarlığınının da yapılmasının etkisiyle Rusya’nın uyguladığı karşı yaptırımlar, Litvanya’nın ihracatçı sektörlerini vurmuş. Ruslar’ın alım güçlerinin düşmesine paralel bu ülkeyi daha az ziyaret etmesi ise turizm sektörüne önemli zarar vermiş. Ancak şunu belirtmek gerek ki kişisel gözlemim halk arasında kesinlikle bir Rus karşıtlığı yok. Nüfusun yalnızca %6’sı Rusken, resmi istatistiklere göre nüfusun %60’dan fazlası Rusça’yı oldukça iyi düzeyde konuşabiliyor. Kişisel gözlemim yaşı 30’un üstünde olanlar Rusça konuşurken ya da konuşmayı tercih ederken, gençler  daha ziyade İngilizce konuşuyor. Ben de  yeri geldiğinde Rusça yeri geldiğinde ise İngilizce olarak muhataplarımla rahatça anlaştım. 
Trakai-castle-Lithuania
THY en başarılı havayolu şirketlerinin başında gelirken, Litvanların turizmde en çok tercih ettikleri ülke Türkiye
Litvanyalılar’ın turizm olarak en çok tercih ettiği ülke Türkiye. Geçen yıl 100 bin’den fazla Litvan ülkemizde tatilini değerlendirmeyi seçmiş. Bunda hiş kuşkusuz ülkedeki en büyük ve başarılı havayolu şirketlerinden birinin Türk Havayolları olmasının da etkisi var. THY Litvanya müdürü Serkan Binyar’ın aktardığına göre yılda ortalama 40 bin kişiyi İstanbul’a ve İstanbul üzerinden dünyanın pek çok farklı noktasına taşıyorlar. Transit oranıı ise %55-60 gibi oldukça yüksek bir düzeyde. THY bu ülkede de birçok ülkede olduğu gibi iş dünyamıza kolay ulaşabilirlik sunarak önemli bir avantaj sağlıyor. Ülkemizde son dönemlerde yaşanan sıkıntılara rağmen yolcu kaybı yaşanmaması hatta hava trafiğinde artış yaşanması ise memnuniyet verici. İstanbul hakikaten güçlü bir bağlantı noktası olarak ortaya çıkıyor ve bu sürecin artık geri döndürülmesi mümkün değil. Yeni Havalimanıyla birlikte Baltık ülke başkentleriyle İstanbul arasında günlük olan sefer frekansları yukarıya doğru güncellenecektir. 
Litvanya’da 250 kadar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yaşıyor. İşadamları ve esnafın bir bölümü St Petersburg üzerinden, bir bölümü AB üyesi başka ülkelerden gelen bir diğer bölümü ise Erasmus programıyla buraya öğrenci olarak gelip daha sonra yerleşen kişiler. Bugün de 1000’in üzerinde Türk öğrenci Erasmus çerçevesinde Litvanya üniversitelerinde eğitimlerine devam ediyor. Bu programın Avrupa içerisinde farklı kültürlerin, milletlerin birbirlerini daha iyi tanıması açısından önemli bir vazife gördüğü bir gerçek. Bu programlar sayesinde bu ülkeleri tanıyan öğrenciler bugünün ve geleceğin girişimcileri, profesyonelleri olarak okudukları ülkelerle Türkiye arasındaki ekonomik faaliyetlere güç katıyorlar ve katacaklar. 
Türk Baltık İşadamları Derneği’nin kurulması iş dünyamıza büyük katkı sağlayacaktır 
Türkiye Litvanya İşadamları Derneği yok, Vilnius’ta yaptığım görüşmelerde bu bölgede bir işadamı derneğinin olmamasının eksiklerinin farkında olunduğunu gördüm. Evet işadamı sayısı oldukça sınırlı, nitekim daha önce belirttiğim gibi yurtdışı devlet teşviklerinden yararlanan Baltık ülkelerinde yalnızca bir Türk firmamamız var. Anlı şanlı perakende firmalarımız bile ne yazık ki bu ülkeleri yatırım radarlarına almamışlar, belli ki dünyanın bu bölgesinde de yapacak çok iş var. Halbuki bu üç ülke bir arada düşünüldüğünde büyük bir potansiyel göze çarpıyor.  Bölgede iş yapan ülkemize malolmuş birkaç firmamıza, Türk Havayolları ofisleri ve diğer belli başlı işadamlarıyla, Türkiye’den de özellikle DEİK tabanlı birkaç firma eklendiğinde, büyükelçiliklerimizin himayesi ve ticaret müşavirliğimizin desteğiyle bir Türk Baltık İşadamları Derneği’nin kurulması kesinlikle yararlı olacaktır. Böylece Baltık ülkelerinin makamları, buradaki yerel ve uluslararası iş dernekleri kendi ülkelerinde sahada, ülkemiz iş dünyasını temsil eden bir kurumla muhatap olma imkanına sahip olacaklardır. Derneğin merkezinin üç ülkeden en büyüğü olan ve kurumlarımızın çoğunun da yer aldığı Vilnius’ta mı yoksa bu ülkelerin coğrafi merkezi Letonya’nın başkenti Riga’da mı olması gerektiği ise sanırım derneğin kurucularının karar vereceği bir konu.  Biz de TUİD olarak böyle bir projede  sahip olduğumuz bilgi ve birikimi paylaşma noktasında elimizden geleni yaparız. 
BsqN5jOCEAA2LTS_thumb_169_1406126191_1406126126_800_450_c1
Kuzeyimizde yeni ulaşım koridorları oluşuyor, Türk iş dünyası olarak şimdiden pozisyon almalıyız
Evet Türkiye ve Litvanya arasındaki ticaret hacmi yalnızca 550 milyon dolar ancak iki ülke arasındaki ticaret potansiyeli yalnızca ikili ticaretle sınırlı değil. Özellikle Kuzey ülkelerini, Baltık cumhuriyetleri, Belarus ve Ukrayna üzerinden Türkiye ve Ortadoğu’ya bağlaması düşünülen Viking projesi, Litvanya’nın Klaipedia Limanı’nı çok önemli bir transit noktasında olarak konumlandıracaktır. Avrupa Pazarları’na çıkmaya çalışan İran da; mallarını İran’a, Ortadoğu ve Kafkas ülkelerine satmaya çalışan Doğu ve Kuzey Avrupa ülkeleri için de bu ulaşım koridoru çok önemli. Aynı şekilde Ukrayna’nın 13 Karadeniz Limanının özelleştirilmesinin önündeki anayasal engellerin kaldırılması, Türkiye’nin Karadeniz liman kapasitelerinin artırılması ve buralara gelen raylı sistemlerin geliştirilmesi bölgedeki doğrudan ve transit ticarette çok ama çok büyük fırsatlar oluşturacak. Ukrayna’ya Rusya üzerinden uygulanan transit ambargosunun devamı ise bu koridora akan yük miktarına katkıda bulunacaktır. Kuzeyimizde yeni bir yapı oluşuyor, başta Litvanya olmak üzere Baltık ülkelerinin önemi bu süreçte nüfuslarının da yüzölçümlerinin de çok ötesinde artıyor. İş dünyamızla bu yeni düzende oyun kurucu ülkelerden biri olmalıyız ve elbette olacağız. 
Burak PEHLİVAN

'Aşıkların espri kaynağı' Keçiören Metrosu açılıyor.


'AŞIKLARIN ESPRİ KAYNAĞI' KEÇİÖREN METROSU AÇILIYOR

Yapımı 12 yıl sürdüğü için sosyal medyada gençlerin "Aşkımız  Metrosu gibi olsun, hiç bitmesin" esprisine kaynak oluşturan Keçiören Metrosu'nun test sürüşü Başbakan Yıldırım tarafından bugün gerçekleştirilecek..

Başbakan , yapımı 12 yıl sürdüğü için sosyal medyada gençlerin "Aşkımız  Metrosu gibi olsun, hiç bitmesin" esprisine neden olan Keçiören Metrosu'nun test sürüşünü bugün yapacak.
Yıldırım'ın talimatı üzerine çalışmalarına hız verilen Keçiören Metrosu'nda sona yaklaşıldı.
Başbakan Yıldırım, Atatürk Kültür Merkezi (AKM) ile Keçiören arasında 9,2 kilometre uzunluğunda olan ve 9 istasyonu bulunan Keçiören Metrosu'nda bugün test sürüşü gerçekleştirecek ve incelemelerde bulunacak. Yıldırım ayrıca, Keçiören Belediyesi önünde halka hitap edecek.
Yapımına Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO Genel Müdürlüğü tarafından 2004'te başlanan Keçiören Metrosu, 7 Mayıs 2011'de ODTÜ Metro İstasyonu'nda gerçekleştirilen törenle Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına devredilmişti.
Binali Yıldırım, Başbakanlık görevini devraldıktan sonra inşaatının uzun sürmesine göndermede bulunularak, gençler arasında "Aşkımız Keçiören Metrosu gibi olsun, hiç bitmesin" ifadeleriyle mizah konusu olan metroya ilişkin, "Üzgünüm, bu arzuyu yerine getiremeyeceğiz. Bu sene sonu inşallah Ulaştırma Bakanımız ve ekibi Keçiören Metrosu'nu da açmış olacak." şeklinde açıklamalarda bulunmuştu.

1.5 SAATLİK YOLCULUK 16 DAKİKAYA DÜŞECEK
AKM ile Keçiören arasındaki Keçiören Metrosu hattının, araçlar dahil toplam yatırım bedelinin 1 milyar lira olduğu belirtiliyor.
Toplam uzunluğu 9,2 kilometre olan hat hizmete girip tam kapasite çalıştığında Keçiören'den Ankara'nın merkezine günde yaklaşık 800 bin, saatte ise 50 bin yolcunun seyahat etmesi bekleniyor. Metronun, trafikte yaklaşık 1,5 saat süren yolculuğu da 16 dakikaya indireceği ifade ediliyor.
AA
http://www.ahaber.com.tr

Dış ticaret rakamları açıklandı


DIŞ TİCARET RAKAMLARI AÇIKLANDI

Temmuz ayında ihracat yüzde 11,5, ithalat yüzde 19,7 azalırken, dış ticaret açığı yüzde 32,5 düştü..

Türkiye İstatistik Kurumu () temmuz ayı Dış Ticaret İstatistikleri'ni açıkladı.Türkiye İstatistik Kurumu ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle oluşturulan geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2016 yılı Temmuz ayında, 2015 yılının aynı ayına göre yüzde 11,5 azalarak 9 milyar 855 milyon dolar, ithalat yüzde 19,7 azalarak 14 milyar 643 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Temmuz ayında dış ticaret açığı yüzde 32,5 azalarak 4 milyar 788 milyon dolara düştü. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2015 Temmuz ayında yüzde 61,1 iken, 2016 Temmuz ayında yüzde 67,3'e yükseldi.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat yüzde 9 azaldı.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2016 Temmuz ayında bir önceki aya göre ihracat yüzde 9, ithalat yüzde 9,2 azaldı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2016 yılı Temmuz ayında önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 6,8, ithalat yüzde 8,3 azaldı.
AVRUPA BİRLİĞİ'NE İHRACAT YÜZDE 1,7 AZALDI
Avrupa Birliği'nin (AB-28) ihracattaki payı 2015 Temmuz ayında yüzde 46,3 iken, 2016 Temmuz ayında yüzde 51,4 oldu. AB'ye yapılan ihracat, 2015 yılının aynı ayına göre yüzde 1,7 azalarak 5 milyar 69 milyon dolar olarak gerçekleşti.
En fazla ihracat yapılan ülke İngiltere oldu
İngiltere'ye yapılan ihracat 2016 yılı Temmuz ayında 982 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla Almanya (966 milyon dolar), İtalya (550 milyon dolar) ve ABD (448 milyon dolar) takip etti.
İTHALATTA İLK SIRAYI ÇİN ALDI
Çin'den yapılan ithalat, 2016 yılı Temmuz ayında 1 milyar 884 milyon dolar oldu. Bu ülkeyi sırasıyla Almanya (1 milyar 722 milyon dolar), Rusya (1 milyar 117 milyon dolar) ve İtalya (854 milyon dolar) izledi.
YÜKSEK TEKNOLOJİLİ ÜRÜNLERİN PAYI
Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, ISIC Rev.3 sınıflaması içinde yer alan imalat sanayi ürünlerini kapsıyor. Temmuz ayında ISIC Rev.3'e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 94,7. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 3,1, orta yüksek teknolojili ürünlerin payı ise yüzde 33,2.
İmalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 83,6. Yüksek teknoloji ürünlerinin 2016 Temmuz ayında imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 15,3, orta yüksek teknolojili ürünlerin payı ise yüzde 47,8.

AA
http://www.ahaber.com.tr

El- Bab Yerel Meclis Başkanı Talel Abu : " Büyük savaş Bab’ta olacak."



BÜYÜK SAVAŞ ORADA YAŞANACAK

Fırat Kalkanı Operasyonu, Cerablus güneyinde yoğunlaşarak devam ediyor. İki koldan ilerleyen muhaliflerin hedeflerinden biri DAEŞ’in elinde bulunan El-Bab'ı almak. Örgütün Rakka’dan sonraki ikinci başkenti konumundaki ilçe, Esad rejimi, Suriye PKK’sı ve muhalifler için hayati öneme sahip. Burada büyük çatışmaların yaşanması bekleniliyor. El Bab’da kontrolü sağlayan taraf, cephede büyük avantaj sağlayacak..

Fırat Kalkanı Operasyonu kapsamında terör örgütleriyle mücadele sürüyor. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) desteğiyle Suriyeli muhalifler her geçen gün ilerlemeye devam ediyor. Diğer yandan Suriye PKK'sı PYD ise DAEŞ'in elindeki El-Bab'ı işgal etmeyi planlıyor. Yeni Şafak'a konuşan El- Bab Yerel Meclis Başkanı Talel Abu Suriye'nin en büyük ilçesi olan El- Bab'ın stratejik önemini anlattı. El-Bab'ın mali özelliğine dikkat çeken Abu, "El-Bab ilçesi Halep'in en büyük ilçesi, bölgenin sanayi ve ticaret merkezi olması hasebiyle özel öneme sahip..

SANAYİ VE TİCARET MERKEZİ

DAEŞ terör örgütü ilçeyi 2014 yazında işgal etti. DAEŞ için de Rakka'dan sonra ikinci başkent niteliği taşıyor. Rejim, Suriye PKK'sı ve muhalifler için El-Bab hayati öneme sahip. Şuan Rejim'in ilçeye uzaklığı 15 kilometre iken, Suriye PKK'sı 25 kilometre, muhalifler ise 23 kilometre mesafede konuşlanmış durumda. Muhaliflerin hem Çobanbey hem de Cerablus'dan iki hat üzerinden ilerlerken, rejim Kuveyris beldesinden El-Bab yönünde ilerliyor.

TUTARSIZ ABD SAVAŞI KÖRÜKLÜYOR

Suriye PKK'sı ise Münbiç ve Tel Rıfat bölgelerinden El-Bab'a yönelik tehdit unsuru olarak varlığını sürdürüyor" dedi. ABD'nin Suriye'de tutarsız politika sürdürdüğünü vurgulayan Abu, "Esad rejiminin sivil katliamları, Suriye PKK'sının Arap, Türkmen ve kendisi gibi düşünmeyen Kürtleri tehciri, DAEŞ'in tekfir aşırılığı ve sonrasında estirdiği terör hepsinin terör örgütü olması için yeterli gerekçeler. ABD-Suriye PKK'sı organizasyonuyla üretilen farklı isimlerdeki taşeron örgütler, hem bizim hem de Suriye halkı için en büyük tehdit. Suriye'de ABD'nin tutarsızlığı savaşın dehşetini derinleştiren en önemli unsur oldu. Tüm halkımız oynanan oyunun farkındadır" ifadelerini kullandı.

TOPYEKÜN SAVAŞIRIZ

Türkiye'nin desteğiyle terör örgütlerinden kurtulacaklarını belirten Abu, "DAEŞ terörünün mağdur ettiği on binlerce El-Bab sakini bundan sonraki süreçte yeni bir terör örgütüne daha boyun eğmeyecektir. Türkiye'nin müdahil olmasıyla birlikte kendi topraklarımızın sahibi olan Suriyeli muhalifler dışında Esad, DAEŞ ve Suriye PKK'sı gibi terör unsurlarını topraklarımızda istemiyoruz. Hem coğrafi yapıyı değiştirmeyi hedefleyen hem de tüm manevi değerlerimize düşmanlık eden Suriye PKK'sına karşı topyekûn savaşmaya hazırız. Bu konu da son derece kararlı olduğumuz bilinmelidir. İnşallah Türkiye'nin öncülüğünde başlayan harekat El-Bab'a ulaşır ve halkımız 5 yılın sonunda ilk defa özlenen huzur ve barışa kavuşur" temennisinde bulundu.

Yeni Şafak.
http://www.ahaber.com.tr/dunya/2016/08/31/buyuk-savas-babta-olacak

Binali Yıldırım'dan Ankara'ya metro müjdesi!


BİNALİ YILDIRIM'DAN YENİ MÜJDE!

  yapımı 12 yıldır devam eden nda test sürüşünün başlaması nedeniyle düzenlenen törende açıklamalarda bulunurken,  halkına müjdeli haberi verdi..

 'ın talimatı üzerine çalışmalarına hız verilen Keçiören Metrosu'nda sona yaklaşıldı. Başbakan Yıldırım, Atatürk Kültür Merkezi (AKM) ile Keçiören arasında 9,2 kilometre uzunluğunda olan ve 9 istasyonu bulunan Keçiören Metrosu'nda bugün test sürüşü gerçekleştirecek ve incelemelerde bulunacak. Başbakan şu anda Keçiören'de halka hitap ediyor..


İşte o konuşmadan satır başları:

Bu metro inşaatı yıllar önce başladı. Büyükşehir Belediye Başkanımız Melih Bey metro inşaatlarına başladı. Bir belediye için büyük işler. Bir miktar yaptı. Sonra üzerimize yıktı. yıktı. Ben o zaman bakandım. Cumhurbaşkanımız dedi ki bu metroları bir an önce bitirelim lıları rahatlatalım. Önce Kızılay-Çayyolu, Sincan-Batıken'i açtık. Şimdi de Keçiören-AKM hattını açacağız. Sene sonunda tamamlanacak İnşallah. Size Yıldırım sözü.
YENİ METRO MÜJDESİ
Geçenlerde bu istasyonlardan birisini incelemeye geldiğimizde gazetede bir haber gördüm. 'Sevgilim, aşkımız hiç bitmesin, sürsün Keçiören Metrosu gibi olsun' diyor. Şimdi bu gençlere üzülmesinler başka bir slogan bulsunlar. Keçiören Metrosu artık bitiyor, ama onların aşkları bitmesin, sevgileri devam etsin. Bittiği gibi şimdi burada da bitmiyor. Buradan 27 km Çubuk'a kadar da uzatıyoruz. AKM'den Kızılay Meydanı'na kadar 3,5 km daha ilave yapıyoruz. Başkanın kısa günün ticareti, onu da bugün kopardı. Bütün bu Keçiören bittiği zaman Ankara'da raylı sistem 64 kilometreye ulaşmış olacak.
BU ASİL MİLLETE YAKIŞAN DA BUDUR
Ülkemizi çağdaş medeniyetler seviyesine çıkarmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sizler her şeyin en güzeline layıksınız. Bizim gurur tablomuz işte burada. Değerli kardeşlerim, Türkiye çok büyük bir ülke, Türkiye'nin bulunduğu konum dünyanın merkezidir. Bundan dolayı herkesin gözü Türkiye'de. Bölgedeki mazlum, hakları ellerinden alınmış ülkelerin umudu da Türkiye'dir. Suriye'de devam eden savaş ve 500 bin masum insan hiç uğruna hayatını kaybetti. 3 milyondan fazla masum, günahsız, kadın-çocuk memleketimize geldi. Onları misafir ettik, bize yakışan da budur. Bu asil millete yakışan da budur. Bizim tarihimizde geçmişimizde insanlık var, insanı yücelt ki devlet yüceltsin mantığı var.
15 TEMMUZ'DA FETÖ'YE DERSİNİ VERDİNİZ
15 Temmuz'da hain FETÖ örgütünün dersini verdik. Bir yandan terör örgütleriyle mücadele ederken bir yandan da sizin özlem çektiği hizmetleri tamamlamanın haklı gururunu yaşıyoruz. Türkiye, dünyada yaprak kımıldamazken dünyanın dördüncü büyük köprüsünü Haziran'da açtı. Bursa-İstanbul 45 dakika oldu, onlar konuşur AK Parti yapar. Yetmedi, geçen gün Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü de hizmete açtık. Şimdi de Keçiören metrosunun ayak sesleri gelmeye başladı.

HIZLI TREN AĞI GENİŞLİYOR!
Yeni Ankara Garı da bitmeye yaklaştı. Ankara'dan çıkan biri hızlı trenle seyahat edebiliyor. 2019 yılında Sivas'a kadar İzmir'e kadar hızlı trenle gideceksiniz. Böylece Türkiye nüfusunun 15 büyük şehrimizi Ankara'ya hızlı trenle bağlıyoruz.
http://www.ahaber.com.tr/gundem/2016/08/31/binali-yildirimdan-ankaraya-metro-mujdesi

Tuesday, 30 August 2016

Keçiören Metrosu Yarın saat 10:00 'da ilk test sürüşü çıkıyor


Keçiören Metrosu Yarın saat 10:00 'da Keçiören Kalaba Kent Meydanında ilk test sürüşü törenine davetlisiniz

IFMA-Dünya Gençler Muaythai Şampiyonası devam ediyor!


IFMA-Dünya Gençler Muaythai Şampiyonası devam ediyor!


29 Ağustos 2016 Pazar GünüMüsabakaya Çıkan;

Türkiye’den Kubilay Tarhan Malexzyalı Rakibi Amman Nabid BinMuahammed’i, Enez Koz Polonyalı rakibi Lobach Meciaz’ı, Merve Sağlam Finlandiyalı rakibi Sannmi Nurminoo’yu, Samet Türker Malezyalı rakibi Mohamad Ali Abu İsmail’li, Deniz Mutlucan Fransız rakibi Wendy Jalain’i yenerek finale doğru yol aldılar,

Mecit Can Çeken Taylandlı rakibi Rehdomlae Chongrak’a, Şeval Taşar Ukraynalı rakibi Viktoria Ivannets’e, Sebahat Özcelik Kanadalı rakibi Foden Savannah’a,Taner Yıldırım, Perulu rakibi Michaese, Tunçİnçke ise Rusyalı rakibi Chernow Nikkita karşı kaybettiler.

29 Ağustos 2016 Pazartesi maça çıkan milli sporcularımız;Berçin Açelya Güder Yeni Zelandalı rakibi Autea Taylor, Semt Türker İsrail’li rakibi Amit Zaid Mdah’ı, Kubilay Tarhan Viyetnamlı rakibi Duc Nong Quang’ı, yendiler,

Kerem Şahade Yeni Zelandalı rakibi Ale Lahueta’y nakavt ederek,

Enes Koz Taylandlı Rakibi Dasmplo Sirinthorm’u,

Vatan Şahan Elmas Taylandlı Rakibi Boonyant Pataaniin’i nakavt ederek maça damgasını vuran isimler oldular.

Günün için de oynayan;Berat Çuhadar Rus rakibi Dimitry Changelia, Mehmet Cihan Çeken Ukraynalı rakibi Zhelov danyelo karşı mağlup oldular

Bayırbucak Türkmenlerine 35 bin ekmek yardımı


İHH, Suriye tarafında kurdukları çadırlarda kalan Bayırbucak Türkmenlerine günlük 35 bin ekmek gönderiyor.

Bayırbucak Türkmenlerine 35 bin ekmek yardımı


İHH İnsani Yardım Vakfı, Suriye tarafında kurdukları çadırlarda kalan Bayırbucak Türkmenlerine günlük 35 bin ekmek gönderiyor.
Vakfın, Hatay'ın Reyhanlı ilçesindeki lojistik merkezinde kurduğu fırında hazırlanan 35 bin ekmek, günlük olarak Bayırbucak Türkmenlerine ulaştırılıyor.
İHH Suriye Çalışmaları Hatay Ofisi Basın Danışmanı Burak Karacaoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bayırbucak Türkmenlerine düzenli olarak ekmek ulaştırdıklarını söyledi. Türkiye sınırının karşısında yer alan kamplarda kalan Bayırbucak Türkmenlerine günde 35 bin ekmek gönderdiklerini aktaran Karacaoğlu, şöyle konuştu:
"Fırınımızda Türkmen ailelerin damak tadına göre hazırlanan ekmekler ekiplerimiz tarafından dağıtılıyor. Suriye'de hemen her bölgeye ekmek göndermeye gayret ediyoruz. Türkmen ailelerin ekmek sıkıntısı çekmemeleri için vakıf olarak yoğun çaba sarf ediyoruz. Bölgede yaşam süren Türkmenlere destek olamaya sürdüreceğiz."
Karacaoğlu, Bayırbucak Türkmenlerine çeşitli yardımların da yapıldığını sözlerine ekledi.



10 bin "Komando böceği" doğaya bırakıldı



Karabük'te orman zararlılarına karşı mücadele için doğaya 10 bin "komando böcek" bırakıldı. 

Orman zararlıları ile mücadele eden Karabük Orman İşletme Müdürlüğü, bu konuda son 3 yıldır önemli miktarda ilerleme sağladı. Karabük Orman İşletme Müdürlüğünün laboratuvarlarında yetiştirilen ve çevreye zarar vermeyen, biyolojik mücadelede etkin kullanılan 10 bin 332 böcek, kentin çeşitli bölgelerindeki ormanlık alanlara bırakıldı.
Karabük Orman İşletme Müdürü Mehmet Emin Uzunsoy, gazetecilere yaptığı açıklamada, kabuk böceği saldırısına maruz kalan dikili ağaç miktarının 2012 yılında 6 bin 62 metreküp, 2013 yılında bin 884 metreküp, 2014 yılında ise 13 bin 578 metreküp olduğunu söyledi.
2015 ve 2016'da zarara uğrayan dikili ağacın olmadığını, doğaya salınan yırtıcı böceklerin fayda sağladığını belirten Uzunsoy, "Bu böcekler ilimizde meşhur oldu. Biz bunlara 'komando böcek' diyoruz. Ağaçları kurutan doğadaki zararlı böcekleri yiyen böcekler bunlar. Laboratuvarda ürettiğimiz 10 bin 332 böceği doğaya salarak, bu mücadelemizi etkin şekilde sürdürüyoruz." dedi. 

Türkiye'nin ilk şehir hastanesi gün sayıyor



Sağlık Bakanlığının şehir hastaneleri projelerinin ilki, Yozgat'ta yıl sonunda hizmete girecek.

Türkiyenin ilk şehir hastanesi gün sayıyor


Sağlık Bakanlığının şehir hastaneleri projelerinin ilki, Yozgat'ta yıl sonunda hizmete girecek.
 
Yozgat Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri İsmail Kurca yaptığı açıklamada, temeli Mart 2015'te atılan şehir hastanesi inşaatının çok hızlı ilerlediğini anlattı.
 
Türkiye'ye toplam 29 şehir hastanesi yapılmasının planlandığını aktaran Kurca, şöyle devam etti:
 
"Yozgat Şehir Hastanesi ilk açılanlardan biri olacak. En erken hizmet açılacak hastaneler Mersin ve Yozgat olacak. Biz de kendi aramızda ilk açılma konusunda tatlı bir rekabet içerisindeyiz. İlk açılmak için bütün çabayı göstermekteyiz. Yozgat Şehir Hastanesinin normal proje süresi Temmuz 2017'ydi fakat bizim ısrarlarımız ve firmamızın güçlü olmasından dolayı hastanemiz daha erken açılacak. Tahminen bu sene sonu Yozgat Şehir Hastanesi hizmet vermeye başlayacak."
 
"Hastanemiz son teknoloji ile donatılacak"
 
Kurca, 144 bin metrekare kapalı alandan oluşan hastanenin tamamlanması için 2 bin kişinin yoğun şekilde çalıştığına dikkati çekti.
 
Hastanenin 475 yatağa sahip olacağını ifade eden Kurca, şunları söyledi:
 
"113 poliklinik, 40 destek odası, 61 erişkin yoğun bakım, 27 yeni doğan ve çocuk yoğun bakım olmak üzere 88 yoğun bakım odasına sahip. Anjiyografi, kardiyovasküler cerrahi, ERCP, bunun yanında özellikli hizmetler olarak anne otelimiz ve mahkum koğuşlarımız olacak. Hastanemiz son teknoloji ile donatılacak. Hastalarımıza en iyi şekilde hizmet vereceğiz, burada hem ilimize hem de çevredeki kentlere hizmet sunacağız. Hastanemizde her branştan uzman doktorlarımız olacak. Türkiye çapında hatta dünya çapında sağlık konusunda iyi bir şekilde hizmet vereceğiz."
 
Şehir hastanesi hizmete açıldığı zaman Yozgat'ın sağlık merkezi olacağını dile getiren Kurca, şöyle konuştu:
 
"İnsanlarımızın yaşadığı kentlerde tedavi olmasını arzu ediyoruz. Şehir hastaneleri bu mantıkla planlanmıştır. Biz şehir hastanemizi açtıktan sonra buradan hiçbir hastamızın kent dışına çıkmasını istemiyoruz. Bütün imkanlarımızla tedavileri burada yapacağız. Hatta diğer illerden bile buraya hastalar gelecek."
 
"Hastalarımıza 5 yıldızlı otel konforunda hizmet vereceğiz"
 
Kurca, şehir hastanesinde hastalara en iyi şartlarda sağlık hizmeti verileceğine işaret ederek hastanede koğuş tipi odaların yerine özel odalar olacağını vurguladı. Kurca, şunları kaydetti:
 
"Önceki hastanelerimizde hastalarımız koğuş sistemiyle yatmaktaydı. Çok fazla özel odamız yoktu. Şehir hastanemiz 5 yıldızlı otel konforunda olup özel nitelikli odalar şeklinde açılmakta. Tek kişilik ve en fazla iki kişilik odalardan oluşmakta. İçerisinde banyosu, tuvaleti ve refakatçinin kalabileceği bir yaşam alanı şeklinde düşünülerek tasarlanmıştır. 475 yataklı bunun yarısı tek kişilik yarısı da çift kişilik odalardan oluşmakta. Hastalarımıza 5 yıldızlı otel konforunda hizmet vereceğiz inşallah."

ÖSO’nun Suriye harekatında ilk haftanın bilançosu



Özgür Suriye Ordusu’nun, Suriye-Türkiye sınırına komşu Cerablus ve Azez’deki harekatı bir haftasını dolduruyor.


ÖSOnun Suriye harekatında ilk haftanın bilançosu


Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), Suriye’nin Türkiye sınırındaki Azez-Cerablus hattında süren harekatta teröristlerin elindeki 400 kilometrekareden fazla toprağı kurtardı.
ÖSO’nun 23 Ağustos’ta Halep’in kuzeyinde Türkiye sınırındaki Azez ve Cerablus bölgesinde DAİŞ’e karşı başlattığı harekat ilk haftasını dolduruyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri Müşterek Özel Görev Kuvveti ve Koalisyon Hava Kuvvetleri, “Fırat Kalkanı Harekatı” çerçevesinde ÖSO’nun Cerablus bölgesindeki terörist unsurlara yönelik kurtarma operasyonlarına destek veriyor.
ÖSO şu ana kadar 38 köyü DAİŞ ve PYD/PKK teröristlerinden kurtardı.
24 kilometre derinliğe ulaşıldı
Operasyonların şu ana kadar elde edilen sonucuna göre ÖSO güçleri büyük bölümü DAİŞ, bir kısmı da PYD’den olmak üzere 400 kilometrekareden fazla toprağı terör örgütlerinden kurtarmış oldu.
Suriye’nin Türkiye sınırındaki Cerablus’tan başlatılan harekatta en güneyde Fırat Nehri’nin kolu Sacu Çayı’na ulaşıldı. Böylece harekatta 24 kilometre derinlik yakalandı.
Muhalif güçler Türkiye-Suriye sınırında Gaziantep’in Karkamış ilçesinin karşısındaki Cerablus’un yanı sıra, Kilis ilinin karşısına denk düşen Çobanbey ilçesinde de ilerleme kaydetti. 38 köyden Hattabat, Molla Yakup ve Karsanlı bu ilçede kurtarıldı.
Böylece Azez-Çobanbey ilçelerinden Cerablus’a kadar DAİŞ varlığı nedeniyle olan kopukluk, 52 kilometreden 25 kilometreye geriledi.
Muhalifler, kurtarma harekatında rotalarını Azez-Çobanbey ile Cerablus hattı içinde DAİŞ’te olan diğer bölgelere çevirdi.
ABD sözünde durmadı, gereğini ÖSO yaptı
ABD savaş uçakları ve özel kuvvetler desteğiyle Fırat Nehri’nin batısındaki Münbiç ilçesini 12 Ağustos 2016’da DAİŞ’ten alan PYD/PKK operasyonu için Washington yönetiminin verdiği söz havada kalmıştı.
Terör örgütünün bazı Arap savaşçıları yanına alarak Suriye Demokratik Güçleri (SDG) çatısı altında düzenlediği operasyon için ABD, Türk hükümetine, bu güçlerin Sacu Çayı’nın üzerine çıkmayacağı güvencesini vermişti.
ABD, Münbiç’in alınmasıyla PYD/PKK’lıların nehrin doğusuna döneceğini de garanti etmişti.
ABD iki sözünü de tutmazken, terör örgütü daha ileri gitti. Fırat Kalkanı Harekatı sırasında DAİŞ’in kaçışından güç boşluğunu fırsat bilerek Sacu Çayı’nın üzerindeki hakimiyetini genişletti.
PYD/PKK’yı gerek son aldığı bölgelerden çıkarmak gerek Sacu Çayı’nın altına püskürtmek ÖSO harekatı ile mümkün oldu.

ÖZASLAN:'' 94 YILDIR AYNI GURURU YAŞIYORUZ''


ÖZASLAN:'' 94 YILDIR AYNI GURURU YAŞIYORUZ''
Ankara Kulübü Derneği Genel Başkanı Dr. Metin Özaslan 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 94. yıldönümü nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı.



Ankara Kulübü Derneği Genel Başkanı Dr. Metin Özaslan 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 94. yıldönümü nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı. Özaslan yaptığı açıklamada şunları ifade etti: Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, tarihi şanlı zaferlerle dolu olan yüce milletimiz,  gösterdiği büyük kahramanlıklarla Vatanımızı ve milletimizi yok etmeye çalışan düşmanlara karşı birlik ve beraberlik ruhuyla verdiği görkemli bir mücadele ile büyük zaferi kazanmış ve bize bu güzel vatanımızı emanet etmiştir.

MİLLETİMİZ BÜYÜK BEDELLER ÖDEDİ

30 Ağustos 1922’de zafer kazanılan Başkomutanlık Meydan Muharebesinin, bir milletin vatan sevgisiyle, onuruyla verdiği bağımsızlık mücadelesi ve direnişinin yakın Türk tarihindeki karşılığı olduğunu vurgulayan Özaslan, "Bu zafer, vatan toprağı işgal altında bulunan vatansever bir halkın, yokluklara, yoksunluklara rağmen azimle, inançla ve kararlılıkla toprağını nasıl müdafaa edebileceğini, büyük bedeller ödeyerek de olsa yedi düvele göstermiştir."dedi

TERÖR KURBANLARI UNUTULMADI

  Yıllardır terör eylemleri yüzünden şehit ya da gazi olan insanlarımızı da unutmayan Özaslan şunları kaydetti: Milletimiz, her aşaması eşsiz vatanseverlik ve kahramanlık destanlarıyla dolu mücadelemiz sonucunda kazandığımız bağımsızlığını her zaman koruyacaktır. Kutsal vatanımızın, milli ve manevi değerlerimizin muhafazası, milletimizin hürriyet ve istiklali uğruna verilen büyük mücadelenin kazanıldığı bu anlamlı zaferin 94.yıldönümünde; başta Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, kanları ile bu toprakları vatan yapan Aziz Şehitlerimizi ve Gazilerimizi, rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Aynı zamanda ülkemizde terör örgütlerinin yapmış oldukları hain saldırılarda hayatlarını kaybeden asker, polis ve vatandaşlarımıza da Allah’tan rahmet diliyorum.

Kaynak: (AHA) - Artuklu Haber AjansıEditör: Abdullah Ortaç
 

Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts