Sunday, 13 September 2015

Mustafa Altun Bir Tespit: "Düz mantık"


Mustafa Altun
Bir Tespit:
"Düz mantık"
Dün pazarda dolaşırken iki beyfendi arasındaki diyaloga kulak misafiri olduk. Biri diğerine 'düz mantık'la hareket edeceksin dedi. Sürekli duyduğumuz bir ifade ancak bunun bilinen mantık bilgisiyle ilişkisi nedir diye düşündüm. Puslu mantık, sembolik mantık, klâsik mantık gibi terimlere rastlıyoruz ancak halk arasındaki bu 'düz mantık'ın ne olduğu hiç dile gelmiyor.
Mesela kırmızı ışıkta duracağı yerde geçen biri 'düz mantık'ını mı işletiyor? Türk toplumunun düşünme tarzını anlamak açısından dile yansıyan bu ifadeyi sorgulamak gerekir diye düşünüyoruz.
Şu alıntıyı da eklemek isteriz:
"mantık İng. logic
(Yun. logike (tekhne)) I. a. Doğru düşünme sanatı ve bilimi, b. Doğru düşünmenin yolu ve yöntemi, c. Mantıksal düşünme yeteneği. II. En geniş anlamıyle: Düçüncenin ve düşüncenin varlık biçimlerinin, öğelerinin, biçimlerinin, türlerinin, olanaklarının, yasalarının ve düşünce bağlamlarının bilimi. Mantığın temel biçimleri:
1. Geleneksel biçimsel (formel) mantık: Düşünmenin içerik bakımından doğruluğunu değil, biçimsel doğruluğunu göz önünde bulundurur; düşünce biçimlerinin bir çözümlenmesidir (Aristoteles, "logike" sözcüğünü bu anlamda kullanmaz, mantık karşılığı "analitik" der); verilmiş önermelerden başka önermelerin çıkarılmasının kurallarını saptar. Öğeler öğretisi ve yöntem öğretisi olarak ikiye ayrılır; öğeler öğretisi: kavramlar, yargılar, çıkarımlar ve mantığın temel ilkelerini; yöntem öğretisi: kanıtlama yollarını, yöntemleri ve bilimlerin genel kuruluş ilkelerini araştırır; bilimlerin ilerlemesi ve gelişmesiyle kapsamı ve önemi artmıştır, giderek mantığın yanında ortaya çıkan bir bilim öğretisi olarak oluşmuştur; bu yeni bilim öğretisi Bacon ve Descartes'tan bu yana, yeni bir şey öğretmeyen tasımın karşısına konmuştur.
2. Ruhbilimsel mantık (19. yüzyıl): Düşünmeyi ruhbilimsel açıdan (bilinç içeriklerinden kalkarak) kavramaya çalışır.
3. Transsendental mantık (Kant ve Yeni Kantçılık): Düşünmenin salt biçimini inceleyen biçimsel mantıktan ayrı olarak bilginin mantıksal koşullarını göstermeye çalışır.
4. Varlıkbilimsel (ontolojik) mantık: a. Genel olarak: Düşünme biçimlerini varlık biçimleriyle eşit kılar. b. Hegel'de doğa ve tinin temelinde bulunan öz-biçimleri ve öz-bağlamları öğretisi; ancak bu mantıksal dizge değişmez bir töz olarak değil, tersine logos'un -> eytişimsel bir biçimde ileriye doğru giden bir gelişmesi olarak kendini gösterir (eytişimsel mantık).
5- Dil mantığı : a. İlkin Aristoteles'te, sonra Stoa'da, -> adcılıkta ve yeniden -> görüngübilimde değişik biçimlerde anlam çözümlemeleriyle ve giderek (ruhbilimciliğe karşı olarak) salt mantık biçiminde (Bolzano, Brentano, Meinong, Husserl), ayrıca modem deneycilerde ve analitik felsefede karşımıza çıkar (Carnap, Wittgenstein); b. Yorumlayıcı (Hermeneutik) mantık: mantıksal biçimleri ve bağlantıları kendi başına bir şey olarak değil de, konuşma ve düşünme biçimleri olarak ele alır ve bu biçimleri sözün (konuşmanın) canlı durumu içinde, deyişlerin somut yorumlanması yoluyla kavramaya çalışır (H. Lipps).
6. Matematiksel mantık (simgesel mantık, lojistik, modern mantık): Kavramları sözcüklerle değil, imlerle göstererek işlem yapan mantık. İlkin Leibniz'de karşımıza çıkar (logica mathematica), dizgesel temellendirilişi: 19. yüzyılın ikinci yarısında Boole, Schröder ve Frege ile; geliştirilmesi: Russell ve Whitehead, ayrıca Carnap ve H. Scholz ile. Mantığı matematiksel yöntemle kesin, güvenilir ve salt olarak temellendirmeye çalışır, dilin çok anlamlılığından kaçınmak için, doğal dil yerine tek anlamlı ve mantıksal hesaplara elverişli yapma bir imler-simgeler dili koyar.
7. İki değerli mantık: Aristoteles'e dayanan klasik mantık iki değerlidir; iki değer tanır. Bu değerler günlük dilde dendiği gibi doğru ve yanlış değil de, doğru ve doğru olmayandır. (Ör. A doğrudur -A doğru değildir; biri doğru ise öteki zorunlu olarak yanlıştır, ikisi dışında başka bir olanak yoktur.)
8- Çok değerli mantık: İki değerden daha çoğunu, çoğunlukla da üç değer tanır: doğru, yanlış, olanaksız (P. Février); doğru, yanlış ve belirsiz (Reichenbach).
Kaynak: BSTS / Felsefe Terimleri Sözlüğü 1975"

No comments:

Post a Comment

Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts