Tuesday, 29 July 2014

7 ŞUBAT ( KARA ŞUBAT ) OPERASYONU

7 ŞUBAT ( KARA ŞUBAT ) OPERASYONU

2012 yılının 7 Şubat günü, saatler
16.30'u gösteriyor.
Başbakan Erdoğan İstanbul'da makam
arabasına binmiş, herşeyden habersiz
bıçak altına yatacağı hastaneye
gidiyor. Aradan 25 dakika geçiyor. Saatler
16.55, yani resmi mesai saatinin
bitimine 5 dakika var. MİT Müsteşarı
Hakan Fidan'ın telefonu çalıyor.
Arayan kişi, Savcı Sedrettin Sarıkay'nın
Oslo görüşmeleriyle ilgili ifadesine başvurulmak üzere kendisini savcılığa
beklediğini söylüyor.
Ancak mesele bundan ibaret değil... Bir süre sonra Hakan Fidan'ın evinin
civarı polis kaynamaya başlıyor.
Anlayacağınız ifade vermeye hemen
gitmezse polis evini basacak, MİT
Müsteşarı'nı azılı bir terörist gibi
kelepçeleyerek savcıya götürecek. Fidan o sırada ne yapacağını, kime
ulaşacağını ve bilgi aktaracağını
araştırıyor. Plana göre Erdoğan 17.00'da ameliyata
girmiş olacağı için onu arasa da
ulaşamayacağını düşünüyor ve aklına
gelen ilk ismi, Cumhurbaşkanı Abdullah
Gül'ü arıyor. Gül konuşma sonunda ifade
vermesinde bir sakınca olmayacağını
belirtiyor. Saatler 17.30'u
gösterdiğinde Fidan Erdoğan'ın en
yakınındaki isimlerden birini arıyor. "Sedrettin Sarıkaya isimli Savcı beni
ifadeye çağırdı ve evin etrafını
sarmışlar. Gitmezsem eve operasyon
yapacaklar. Ben ifade vermeye
gideceğim ancak Başbakan
ameliyattan çıkar çıkmaz kendisine durumu iletin" diyor. O an, inanılmaz birşey oluyor!
Hastanede bıçak altında olması
gereken Erdoğan'ın hastaneye henüz
gitmediği ortaya çıkıyor. Nasıl mı?
Anlatayım...
Hastaneye gitmik için yola çıkan
Başbakan'ın konvoyu bir süre sonra
güzergah değiştiriyor. Arka koltukta
oturan Erdoğan öndeki korumasına, "Şu ara sokakta bir aileye sözüm vardı
evlerine gideceğime dair. Bekleyen
doktorlar özel ekip, hastane özel
hastane. Bir saat bekleseler de olur. Çek
şu evin önüne" diye talimat veriyor.
Henüz o evdeyken, Fidan'ın telefonda anlattıkları kulağına fısıldanıyor
Erdoğan'ın. "Sakın teslim olma, sakın
kapıyı açma" diye talimat veriyor ve
ayaklanıyor. Hastaneye gitmek için
yola çıkan konvoy birkez daha
güzergah değiştiriyor. Yarım saat sonra Başbakanlık uçağı Erdoğan'ın
talimatıyla Ankara'ya uçuyor. Ancak Erdoğan daha Ankara'ya
gitmeden bu kez Hakan Fidan'ın evinin
etrafını özel harekat timleri sarıyor.
Birkaç dakika içinde de, "O polisler
oradan çekilmezse vur emrini
uygulayın" talimatı geliyor. Cumhuriyet tarihinin en dehşet verici
operasyonunu gerçekleştirmek üzere
olan polisler, bu emir üzerine apar
topar geri çekiliyor.
Neden "Cumhuriyet tarihinin en dehşet
verici operasyonu" dediğimi merak ediyorsunuz değil mi? Onu da anlatayım...
Hani Erdoğan Sezai Karakoç'un bir
şiirini okumuştu ya.
"Sakın kader deme, kaderin üstünde bir
kader vardır. Ne yapsalar boş
göklerden gelen bir karar vardır" diyordu o şiirde...
İşte o kaderin üstündeki kader orada
ortaya çıkıyor. Göklerden gelen kararın
son karar olduğu orada ortaya çıkıyor.
Erdoğan o gün söz verdiği o ailenin
evine gitmese, Hakan Fidan kendisine ulaşamayacak ve cebren de olsa
savcının karşısına götürülecekti.
Önceden hazırlanan belgeye göre
Hakan Fidan'a, "Talimatları
Başbakan'dan aldım" dedirtilecekti. Ve en korkunç olanı...
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep
Tayyip Erdoğan ameliyat sonrası bir eli
yatağa kelepçeli olarak uyanacaktı. O
uyanmadan fotoğrafları tüm medyaya
servis edilecek, "Başbakan Erdoğan ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan vatana
ihanet suçundan gözaltına alındı ve
tutuklandı" haberleri dalga dalga
yayılacaktı. 17 Eylül 1961 yılında Menderes'i
yatağına kelepçeleyerek başına iki
asker diken zihniyet, 53 yıl sonra aynı
sahneyi Türkiye'ye bu kez Erdoğan
üzerinden yaşatacaktı. İki askerin
yerinde iki polis, Menderes'in yerinde ise Erdoğan olacaktı. Erdoğan'ın 7 Şubat krizinden sonra
hemen her yerde, "Bunların amacı
bana ulaşmaktı" demesinin nedeni işte
bu. Bu söz laf olsun diye söylenen bir söz
değil. Çünkü bu korkunç planın tüm
ayrıntıları devletin kayıtlarında şu
anda mevcut! Dün itibariyle paralel
yapıya yönelik yapılan operasyonların
bir kısmı da bu belgeler ışığında yapılıyor..Ve Devamı daha çok ses
getirecek.Yer yerinden oynayacak.. 

No comments:

Post a Comment

Featured post

Five Years After Reconversion: Hagia Sophia Embodies Turkey’s Cultural Crossroads

  ISTANBUL, JULY 2025   — Half a decade has passed since the iconic Hagia Sophia resumed its role as a working mosque, marking a watershed m...

Popular Posts