Tahşiye kimdir?
tahşiye kimdir?
FG masum cemaatleri hedef göstermeye de başladı.
Fethullah
Gülen geçenlerde, her sene depreşen korkusunu dile getirdi.Bu konuşmasının bir
yerinde şöyle bir ifade geçti. `Yarın da Tahşiye diye bir şey icat edebilirler, Allah korusun. Kitap okuyan Müslümanlarla, okudukları kitaplarla ayakta durmaya çalışanların içine adam sokmaya çalışabilirler. Kitapların sahibi zatın posterlerini evlerine asabilirler. Ellerine de Kalaşnikofları verirler. İki yerde eylem yaptırıp, `demek ki fırsat bulunca bunlar da silaha sarılabilir` derler. Çuvaldızı bile olmayan insanlara terörist damgası vurmak isteyebilirler.`
Pek çok kimse bunu sadece okuyup geçti. Hiç kimse de neden Tahşiye ismine vurgu yapıldı demedi. Çünkü kimse Tahşiye`yi tanımıyor. Alelade bir isim türünden zikrettiler. Oysa Fethullah G. Orada Tahşiye`yi kasıtlı olarak zikretti.
Bahse konu olan kelime bir cemaatin yayınevidir. Tahşiye yayınları olarak bilinir.El Hac Muhammed Ali Doğan isimli (Molla Muhammed Muşî olarak da tanınır.) önderliğinde varlıklarını sürdürmektedirler.Cemaat müntesibi çok azdır. Kendisi bildiğim kadarıyla Muş`ta ikamet etmektedir. Birkaç müridiyle tanışıklığımız vardır. Kendileri Muhammed Ali Doğan`ın Bediüzzaman`ın talebelerinden Hulusi`nin tavsiye ettiğini söylemekteler. Muhammed Ali Doğan`ın pek çok risale şerhleri çıkmıştır. Kendisi birileri gibi piyasa önünde şov yapıp ona buna hoşgörü dağıtan birisi değildir. Üstadın talebesi olmakla övünen ama onunla zerre alakası olmayan Abdulkadir Badıllı gibi ona buna sataşan birisi de değildir. Zaten internette bakarsanız Muhammed Ali Doğan`a yazılan tek reddiyenin de onu bunu çekiştirmekten, ona buna iftira atmaktan başka bir şey yapmayan Abdulkadir Badıllı`ya ait olması da dikkati çeken bir husustur. Abdulkadir Badıllı`nın reddiyesindeki komediye sonra gerek olursa değiniriz.
Peki FG ve Abdulkadir Badıllı neden bu Tahşiye`ye karşılar? Buna verilecek çok cevap var. Bunlardan ikisini size yazayım da FG`nin neden Tahşiye ismini zikrettiğini anlayasınız. Tahşiye yayınları Reddül Evham yani şüphelerin giderilmesi adına bir takım kitaplar çıkarıyorlar.
Bu
kitaplarda en sert eleştiri FG`nin misyonunu üstlendiği Dinler Arası Diyalog
konusunda yapılıyor. Dinler Arası Diyalog`un olmadığını Kuran`dan Hadis`ten ve
hatta risalelerden delillerle ispatlıyorlar. Zaten son günlerde FG cemaati Dinler
Arası Diyalog tabirini kullanamıyor. Ömer Öngüt, Haydar Baş, Mahmut
Ustaosmanoğlu, Cübbeli Ahmet gibi isimler diyalog konusunda kitaplar
bastırdılar ve hatta dinden kaymaya sebep olacağını dile getirdiler. Bu
sebepten malum cemaat yazılan reddiyelerin sertliği ve ilmiliği karşılığında
kendilerini savunamadılar ve tırsarak isim değiştirdiler, kavramı değiştirip medeniyetler
arası diyalog şeklinde sunmaya başladılar. Anlayacağınız birinci sebep bu.
Dinler Arası Diyalog`a karşı olan Tahşiye, kitapları maliyetine satarak
milletin bu konuda bilinçlenmesini sağladılar. O sebepten bu husumet var ki
isim zikredildi.
Tahşiye
yayınları Bediüzzaman`ın ahir zaman Mehdi``si olmadığını, ahir zaman
Mehdi`sinin daha gelmediğini, onu beklemek gerektiğini vurgularken Badıllı ve
avanesi kendilerine Mehdi``nin hizmetçileri payesini sunabilmek için Bediüzzaman`ı
Mehdi olarak sunma derdine düşmüşlerdir. FG cemaatinin de bundan geri kalır
yanı yoktur. Açıkça dile getirmezler ama onlar da bu düşüncededirler. Bu
sebepten de karşıdırlar.
Tahşiye
isminin dile getirilmesinde bu iki sebep çok önemlidir. İşlerine geldiği zaman
Risale-i Nur şakirtleri kardeştir derler ama gördüğünüz gibi işlerine gelmeyen
isimler oldu mu kardeşlik, gıybet gibi mevzular unutuluverir. Muhammed Ali
Doğan gibi dini ilimlerle uğraşmaktan
başka bir gayesi olmayan birine silahlı eylem yaptırabilirler gibi itham etmek
hoşgörüden bahsedip ondan nasipsizlere yakışan bir davranıştır. M.Ali Doğan ne
derin devletin adamıdır, ne mehdilik iddiasındadır, ne de müridlerini silahlı
eyleme teşvik edecek kadar bağnazdır.
Şunu
da söylemeden edemeyeceğim. Son zamanlarda Zaman Gazetesi Hizbullahcı eylemleri
dilinden düşürmüyor Doğuda Hizbullah çok kanlı eylemlere imza atmıştı. Yıllar
önce bitirilmesine rağmen Zaman neden bunu üstelemeye çalışıyor. Hizbullah`ın
yerine gelmiş ama onun metotlarıyla alakası olmadığını açıkça beyan eden bir
Mustazaf Der var. Hizbullah ile ilgili pek çok konuda Zaman Gazetesine tekzip gönderdikleri halde Zaman Gazetesi yayınlamadı. Doğuda FG cemaatine diyalog meselesinden bir de bu tekzip meselesinden açık bir şekilde karşı çıkıyorlar. Doğuda
hakimiyeti ele geçirip Mustazaf Der`in gücünü elinden almak isteyen cemaat o
yüzden şimdi pişirip Hizbullah haberlerini piyasaya koyuyor.
Bundan
sonra sıra Cübbeli,Haydar Baş ve Ömer Öngüt olacaktır. Bu kimseleri ya bir
şiddet eylemiyle ya da Ergenekon meselesiyle ilişkilendirmezlerse hiç şaşırmayın.
Tahşiye ve Mustazaf-Der de bunu gördük çünkü.
cuneytunal476@gmail.com
No comments:
Post a Comment